• Sonuç bulunamadı

Acaba Abidin gene bir yolculuğa mı çıkmış?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Acaba Abidin gene bir yolculuğa mı çıkmış?"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Acaba Abidin yene bin

yolculuğa mı çıkmış?

JO H N BERGER______________________

Z

aman zaman en çok ölüler ve ölüm üstüne yazıyormuşum gibi geliyor bana, tıpkı eski Yunan yazarlan gibi. Eğer bu böyleyse, bunun doğrudan doğruya hayatla ilgili bir zorunluluktan kaynak­ landığını söyleyebilirim.

Abidin Dino. sevgili Güzin’i ile Paris'te, be­

lediyenin belirli bir dönemde ressamlar için yaptırdığı modem sosyal konutlardan birinin dokuzuncu katında oturuyordu. Orada mut­ luydular, ama bu stüdyonun alanı, dolapları da katarak söylersek, şehirlerarası bir oto­ büsün yolcularına ayrılmış alandan daha ge­ niş değildi. Çeviriler, şiirler, mektuplar, yon­ tular, desenler, teknik oyuncaklar, rakı, toz kakaoya batırılmış badem şe­

kerleri. Güzin'in Türkçe rad­ yo programlarının kasetleri, şık giysiler- ikisi de giyimle­ rinde birbirlerinden farklı ama kusursuz beğeni sahi­ biydiler- gazeteler, çakıl taş­ lan, tuvaller, suluboyalar, fo­ toğraflar, her şey bu alana yerleştirilmişti. Ve ne zaman onlara gitsem, çıktığımda ka­ fam uçsuz bucaksız manzara­ larla, hatta Abidin’le Güzin’­ in içinde yaşadıktan otobüsü sürükledikleri o daha geniş

Anadolu manzaralarıyla

dolu olurdu.

Abidin Paris’te Villejuifteki bir hastanede öldü. Sesini yitirdikten ve konuşamaz duru­ ma düştükten üç gün sonra.

Bir hafta önce Abidin’in bana neredeyse son sözü şu olmuştu: Yeni kitabında abart­ madan kaçın. Aşınlık etmen gerekmiyor. Gerçekçi kal. Kendisi tutulduğu kanser ko­ nusunda gerçekçiydi. Hastalığının ne kadar ciddi olduğunu biliyordu. Ama sağlık duru­ muyla ilgili olarak kullandığı sıfat uzun süre yürümeniz gereken bir yolda ayağınızı vuran bir ayakkabıyla ilgili birsıfattan farklı değildi.

Gözümde onunla i Igili canlanan her görün­ tü istemez yollan, kervansarayları, yolcu- luklan içeriyor. Bir gezginin uyanıklığı vardı Abidin'de. Iranlı Sadi'nin dediği gibi:

Yolda uyuyan ya şapkasını yitirir ya da başını.

Stüdyosundaki küçük kitap rafında ya da geceleri kaldırdığı şövalyesinin önünde Abi­ din durmadan yolculuklara çıkardı. Geze­ genlere dönüşen kadın resimleri yapıyor, bir

sismografın çizen ibresiyle hastanede yatan hastalann acılannı çiziyordu. Kısa bir süre önce bana işkence görenlerle ilgili desenle­ rinin fotokopilerini vermişti. “Bak şunlara”, demişti beni dokuzuncu katta asansöre götü­ rürken, “kim bilir belki bir gün uzaklara bir­

takım sesler duyarsın. Belki bir iki sözcük. O kadan bana yeter.”Çiçek resimleri yaptı- bo­

yunları aşka giden Boğaziçi yollan. Bu yaz. seksen yaşında. Boğaziçi'nde bir yalıda kalı­ rken. üzerinde gizemli birişaret olan beyaz bir kapı resmi yapmıştı. Yalıda değil de, başka bir yerde olan beyaz bir kapı.

Öldüğü gece, sabahın erken saatlerinde uyandım. Öldüğünü biliyormuşum gibi uyandım ve onun için dua ettim. Sanki bir çe­ şit teleskopta bir mercek olmaya, böylcce bir meleğin bir yerlerde Abi- din’e eşlik ederken onu daha iyi görebilmesini sağ­ lamaya çalışıyordum. Dcç- ken kendimi bir tabaka be­ yaz kağıtla yüz yüze bul­ dum. Kağıt öylesine ışık içindeydi ki, üzerinde ök­ süz bıraktığı hiçbir renge yer yoktu.

Daha sonra hiçbir acı duymadan uyuyakalmışım. Ertesi sabah erkenden or­

tak dostumuz Sel­

çuk telefon ederek Abidin'i yitirdiğimizi haber verdi. (Ben uyanmadan iki saat önce hastanede ölmüş.)

İşte o zaman ağladım, bir köpeğin acısıyla beyaz kapı resmi onun son bir kaç ay içinde yaptığı bir dizi desen ve resmi hatırlattı bana. Kalabalıkların resimleriydi bunlar. Her biri açık seçik birer kişi, ama birlikte oluşturduk­ ları güç moleküllere benzeyen sayısız yüzlerin görüntüleri. Bu görüntülerde ne kötülüğün izi vardı, ne simgese! bir özellik. Abidin bun­ ları bana ilk gösterdiğinde, bu çok sayıdaki çözülmemiş bir yazının harfleri gibi görün­ müştü bana. Gizemli bir akılcılığı vardı bu harflerin ve güzeldiler. Şimdi acaba Abidin gene bir yolculuğa çıkmış, bunlar da oradaki ölülerin resimleri olmasın diye soruyorum kendime.

Ve şu anda o yanıtlıyor sorumu, çünkü bir­ den onun bana İbn ül- Arabi’nin şu sözlerini aktardığını hatırlıyorum:

“Adem’den zamanın sonuna kadar, yaşamış ve bir gün yaşay acak olan bütün insanları görü­ yorum ve tanıyorum.”

"

5

", /

2

*

6

Referanslar

Benzer Belgeler

Yetkilendirilmiş belgelendirme kuruluşu, bir personel belgelendirme kuruluşu olarak UYÇ’de tanımlı ulusal yeterliliklere göre sınav ve belgelendirme faaliyetlerini

d) Kiracı kendisine tebliğ edilen yeni dönem kira bedelini kabul etmediği takdirde, kira alacağı, bir önceki dönem kira bedeli üzerinden tahsil edilir. Tahsilat makbuzuna;

y) Proje Özel Hesabı: Kamu bankalarından birinde, her proje için ayrı açılacak olan proje hesabını, z) Proje Sonuç Raporu: Projenin sona erdiği dönemde proje

(3) Lisansüstü dersler, ilgili enstitü anabilim/anasanat dalı başkanlığının önerisi ve enstitü yönetim kurulu onayı ile diğer yükseköğretim kurumlarında verilmekte

1) Klinik ders yükü pratik uygulamalarına sahip olan derslerde anabilim dallarında ilan edilen pratik uygulamaları tamamlayan öğrenciler klinik ders yükü pratik

MADDE 14 ‒ (1) Sınavlar; ara sınav, final sınavı, bütünleme sınavı, tek ders sınavı, muafiyet sınavı ve mazeret sınavlarıdır. b) Final sınavı: Bir dersin final sınavı,

Birinci sınıftan tekrar dersi olan öğrenciler ( Bu Yönetmeliğin 7/c maddesindeki dersler hariç) üçüncü ve daha sonraki sınıflardan ders alamazlar. Ders kayıtları

“Diğer taraftan, genel bütçeye dahil dairelerin, özel bütçeli idarelerin, döner sermayelerin, fonların, belediyelerin, il özel idarelerinin, belediyeler ve il özel