• Sonuç bulunamadı

Gayrimenkul Yatırımlarını Etkileyen Faktörler Ve Atyrau Şehri Değerlendirmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Gayrimenkul Yatırımlarını Etkileyen Faktörler Ve Atyrau Şehri Değerlendirmesi"

Copied!
83
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Anabilim Dalı: Disiplinler Arası Programı: Gayrimenkul Geliştirme

İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ  FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

GAYRİMENKUL YATIRIMLARINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER VE ATYRAU ŞEHRİ DEĞERLENDİRMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

İnşaat Müh. Ali Hakan YILDIZCI

(2)

Tezin Enstitüye Verildiği Tarih : 25 Aralık 2006 Tezin Savunulduğu Tarih : 29 Ocak 2007

İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ  FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

GAYRİMENKUL YATIRIMLARINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER VE ATYRAU ŞEHRİ DEĞERLENDİRMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

İnşaat Müh. Ali Hakan YILDIZCI (516031001)

Tez Danışmanı : Yrd.Doç.Dr. Azime TEZER Diğer Jüri Üyeleri : Prof.Dr. Vedia DÖKMECİ

Prof.Dr. Şule ÖZÜEKREN

(3)

ii İÇİNDEKİLER TABLO LİSTESİ 3 ŞEKİL LİSTESİ 4 ÖZET 6 SUMMARY 7 1. GİRİŞ 1 1.1 Problemin Tanımlanması 1 1.2 Çalışmanın Amacı 1

1.3 Çalışmada İzlenen Yol 1

2. GAYRİMENKUL GELİŞTİRME SÜRECİ VE BİLEŞENLERİ 3

2.1 Gayrimenkul Geliştirme 3

2.2 Gayrimenkul Geliştirme Sürecinde Yer Alan Unsurlar 4

2.3 Gayrimenkul Geliştirme Modeli 6

3. DÜNYADA GAYRİMENKUL YATIRIMLARINA GENEL BAKIŞ 11

3.1 Gayrimenkul Yatırımları ve Trendler 11

3.1.1 Avrupa 14

3.1.2 Asya-Pasifik 16

3.1.3 Kuzey Amerika 18

3.2 Gayrimenkul Yatırım Stratejilerinin Değerlendirilmesi 19

3.2.1 Çekirdek (Core) 19

3.2.2 Katma Değer (Value-added) 20

3.2.3 Fırsatçı (Opportunist) 20

3.3 Gayrimenkul Yatırımlarını Etkileyen Temel Faktörler 23

3.3.1 Ekonomik / Coğrafi 26

3.3.2 İdari / Politik 28

3.3.3 Sosyal / Demografik 30

3.3.4 Yapısal 30

3.3.5 Küresel 32

3.4 Faktörlerin Farklı Ülke/Şehir Örneklerine Göre Analizi 34

3.4.1 Rusya / Moskova 35

3.4.2 Türkiye / İstanbul 48

4. ATYRAU ŞEHRİNDE GAYRİMENKUL YATIRIMLARINI

ETKİLEYECEK FAKTÖRLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ 59

4.1 Atyrau Şehri 59

4.2 Faktörlere Göre Değerlendirme 60

5. SONUÇ 69 KAYNAKLAR 72 ÖZGEÇMİŞ 75

(4)

3 TABLO LİSTESİ

Sayfa No

Tablo 3.2.1 Bölgelere Göre Uygulanacak Yatırım Stratejileri... 22

Tablo 3.3.1 Gayrimenkul Yatırımlarını Etkileyen Başlıca Faktörlerin Farklı Kaynaklara Göre Karşılaştırılması... 23

Tablo 3.4.1.1 Rusya, Moskova Nüfus Değişim Tablosu... 40

Tablo 3.4.1.2 Moskova Değerlendirme Tablosu... 47

Tablo 3.4.2.1 Türkiye, İstanbul Nüfus Değişim Tablosu... 52

Tablo 3.4.2.2 İstanbul Değerlendirme Tablosu... 58

Tablo 4.2.1 Kazakistan, Atyrau Nüfus Değişim Tablosu... 63

(5)

4 ŞEKİL LİSTESİ Sayfa No Şekil 2.2.1 Şekil 2.2.2 Şekil 2.2.3 Şekil 2.3.1 Şekil 2.3.2 Şekil 2.3.3 Şekil 3.1.1 Şekil 3.1.2 Şekil 3.1.3 Şekil 3.1.4 Şekil 3.2.1 Şekil 3.2.2 Şekil 3.3.1 Şekil 3.3.2 Şekil 3.4 Şekil 3.4.1 Şekil 3.4.1.1 Şekil 3.4.1.2 Şekil 3.4.1.3 Şekil 3.4.1.4 Şekil 3.4.1.5 Şekil 3.4.1.6 Şekil 3.4.1.7 Şekil 3.4.1.8 Şekil 3.4.1.9 Şekil 3.4.1.10 Şekil 3.4.1.11 Şekil 3.4.1.12 Şekil 3.4.2 Şekil 3.4.2.1 Şekil 3.4.2.2 Şekil 3.4.2.3 Şekil 3.4.2.4 Şekil 3.4.2.5 Şekil 3.4.2.6 Şekil 3.4.2.7 Şekil 3.4.2.8 Şekil 3.4.2.9 Şekil 3.4.2.10 Şekil 3.4.2.11 Şekil 4.1.1 Şekil 4.2.1 Şekil 4.2.2 Şekil 4.2.3

: Gayrimenkul Geliştirme Süreci Unsurları... : Tasarım/Yapım Ekibini Oluşturan Elemanlar... : Gayrimenkul Servis Firmalarını Oluşturan Elemanlar... : Gayrimenkul Geliştirme Süreci... : Karar Alma Süreci... : Gayrimenkul Geliştirme Süreci Örneği... : Uluslararası Gayrimenkul Yatırımcılarının 2005 Yılı Yatırım

Dağılışı... : Avrupa Bölgesi’ne Yatırım Yapan Ülkeler / 2005... : Asya-Pasifik Bölgesi’ne Yatırım Yapan Ülkeler / 2005... : Kuzey Amerika Bölgesi’ne Yatırım Yapan Ülkeler / 2005... : Yatırım Stratejileri Getiri/Risk Karşılaştırması... : Ekonomik Yapı Değişimine Göre Uygulanacak Yatırım

Stratejileri... : Gayrimenkul Yatırımlarını Etkileyen Temel Faktörler... : Gayrimenkul Yatırımlarını Etkileyen Faktörler... : Doğu Avrupa-Orta Asya’da İncelenen Şehirlerin Konumları... : Rusya Federasyonu... : Gayrisafi Yurt içi Hasıla Değişimi...…... : Enflasyon Değişimi...………... : Depolama Alanı Stoğu………... : Doğrudan Yapılan Yabancı Yatırım Miktarı... : Rusya ve Moskova Nüfus Değişim Oranları Dağılımı…... : Alışveriş Merkezi Stoğu... : Alışveriş Merkezi Boşluk Oranı... : Alışveriş Merkezi Kira Değeri... : Alışveriş Merkezi Dağılımı... : Ofis Stoğu………... : Ofis Boşluk Oranı………... : Ofis Kira Değeri... : Türkiye... : Gayrisafi Yurt içi Hasıla Değişimi...…... : Enflasyon Değişimi...………... : Depolama Alanı Stoğu………... : Doğrudan Yapılan Yabancı Yatırım Miktarı... : Türkiye ve İstanbul Nüfus Değişim Oranları Dağılımı…... : Alışveriş Merkezi Stoğu... : Alışveriş Merkezi Boşluk Oranı... : Alışveriş Merkezi Kira Değeri... : Alışveriş Merkezi Dağılımı... : Ofis Stoğu... : Ofis Kira Değeri... : Kazakistan... : Gayrisafi Yurt içi Hasıla Değişimi...…... : Enflasyon Değişimi... : Depolama Alanı Stoğu...

4 5 6 7 8 10 11 14 16 18 21 18 21 24 25 34 35 36 36 37 38 40 41 42 41 43 44 45 45 48 48 49 50 51 53 53 54 54 55 56 56 59 60 60 61

(6)

5 Şekil 4.2.4 Şekil 4.2.5 Şekil 4.2.6 Şekil 4.2.7 Şekil 4.2.8 Şekil 4.2.9 Şekil 4.2.10 Şekil 4.2.11 Şekil 4.2.12 Şekil 5.1

: Doğrudan Yapılan Yabancı Yatırım Miktarı... : Kazakistan ve Atyrau Nüfus Değişim Oranları …... : Alışveriş Merkezi Stoğu... : Alışveriş Merkezi Boşluk Oranı... : Alışveriş Merkezi Kira Değeri... : Alışveriş Merkezi Dağılımı... : Ofis Stoğu... : Ofis Boşluk Oranı... : Ofis Kira Değeri... : Faktör Karşılaştırma Sonuç Tablosu...

62 63 63 64 64 65 65 66 67 69

(7)

6 ÖZET

Gayrimenkul uzun yıllardan beri Türkiye’de ve dünyanın gelişmekte olan birçok ülkesinde en güvenilir yatırım aracı olarak algılanmıştır. Alternatif yatırım araçlarının geliştiği ülkelerde ise gayrimenkulü çekici kılan en temel özelliği daha düşük risk ile yüksek getiri sağlayabilmesidir, ancak bu durum yatırımın özelliklerine göre değişebilmektedir.

Gayrimenkul, boyutu, kapsamı, yatırım miktarına ve yatırımı yapan kişi ya da kuruluşa göre değişkenlik gösterse de amaç orta ve uzun vadede düşük risk ile yüksek getiri sağlamaktadır. Geliştirme süreci ve ortaya konulan ürün bakımından farklılık gösteren konut, alışveriş merkezi, endüstriyel tesis, iş merkezi gibi gayrimenkul projeleri büyük miktarda sermaye sahibi olan gerçek ve tüzel kişiler için önemli bir yatırım aracıdır. Bu tür projeleri ortaya koyabilecek yapıya sahip kişi ve kuruluşların sayısının sınırlı olması, dikkatli, detaylı ve geniş kapsamlı çalışma gerektirmesi nedeniyle bu tür yatırımların getirisi diğer yatırım araçlarına göre nispeten daha yüksek olmaktadır. Tek bir amaca yönelik yatırımlar ya da birden çok amaç için planlanmış yatırımlar temelde yatırımcının hedeflediği getiriyi sağlaması ve kullanıcının da ihtiyaçlarını karşılayacak bir ürüne sahip olması ana unsurlarını içerirler. Kullanıcı talebine uygun ve piyasa şartlarına göre fiyatlandıran ürünün ekonomik değeri ve ömrü bu nedenle daha fazla olacaktır.

Bu çalışma 2 farklı özellikteki şehrin incelenmesi ve bu incelemelerden elde edilen faktörlerin diğer şehir için geçerli olup olmadığını test etmiş, elde edilen sonuç ışığında ise Atyrau şehrinde yapılabilecek bir gayrimenkul yatırımı için öneri getirmiştir. Gayrimenkul yatırımlarını etkileyen faktörlerin 5 ana başlık altında toplanabileceği görülmüştür, bunlar; ekonomik/coğrafi, idari/politik, sosyal/demografik, yapısal ve küresel faktörlerdir.

Doğru zamanda, doğru yerde doğru ürüne yatırım yapmak ancak bu faktörlerin dikkatlice incelenmesi ve projenin buna göre yapılması ya da yeniden düzenlenmesi sayesinde mümkün olacaktır.

(8)

7 SUMMARY

Real estate has been perceived as the most reliable means of investment for many years in Turkey as well as in many developing countries in the world. On the other hand, in the countries with a broader range of alternative investment means, the most important reason for real estate preference is higher earning yield in return of a lower rate of risk though changing according to the characteristics of the investment.

The purpose in real estate –while varying according to its size, scope, amount of investment and investor person/organization- is earning higher yield in the long run in return of a lower rate of risk. Real estate projects like residential estate, shopping mall, industrial facility, business centre which differ according to development process and output are important means of investment for real and legal persons with high capitals. Due to the fact that the number of these investors (either persons or organizations) is rather limited and that these investments require diligent, detailed and comprehensive works, the earning yields are higher when compared to other investment means. The main characteristics of single or multi-purpose investments are basically their endurance for obtaining the target yield and their serving to client satisfaction. The economical value of the product which satisfies the client needs and which is priced according to market conditions will therefore be higher along with a longer life-span.

This study is based on the analysis of 2 provinces different in character and it tested whether the factors determined from this analysis are also valid for the third province. In the light of the findings, a real estate investment has been proposed in Atyrau province. The factors affecting real estate investments can basically be categorized through a five-fold classification as; economical/geographic, administrative/political, social/demographic, structural and global factors.

Investment to the right product at the right place in the right time will only be possible after a rigorous review of these factors and developing or re-organizing the Project on the basis of these factors.

(9)

1 1. GİRİŞ

1.1 Problemin Tanımlanması

Gayrimenkul yatırımları genelde yatırımcı tarafından potansiyel talebin diğer anlamda piyasada eksik olan ya da yetersiz olan ürünü fark etmesi ile başlayan bir süreçtir. Yatırım, yeni bir projenin inşa edilmesi, mevcut bir projenin yeniden düzenlenmesi ya da sadece satın alma olarak gerçekleşmekte, son yıllarda ise artan rekabet koşulları nedeniyle çeşitlenen ve farklılaşan bir çok şekilde karşımıza çıkmaktadır. Dünyanın birçok farklı bölgesinde yapılması planlanan gayrimenkul yatırımlarının gerçekleşmesinde etkili olan faktörlerin bilinmesi ve yatırım stratejilerinin bu faktörlere bağlı olarak geliştirilmesi yatırımdan hedeflenen getirinin elde edilmesi sürecinin temeli ve en önemli aşamasıdır.

1.2 Çalışmanın Amacı

Gayrimenkul yatırımlarını etkileyen temel öğelerin belirlenmesi ve hangi parametrelere bağlı olarak değiştiğinin incelenmesi, elde edilen sonuçlar ışığında Kazakistan'ın petrol başkenti olarak bilinen ve 1991 yılında ülkenin bağımsızlığını elde etmesinden günümüze kadar olan dönemde çok hızlı değişim gösteren Atyrau şehri örneği üzerinde mevcut yatırımların değerlendirilmesi ve yeni yatırımlar için öneriler ortaya konulması amaç edinilmiştir.

1.3 Çalışmada İzlenen Yol

Çalışmada gayrimenkul yatırımları ile ilgili temel kavram ve açıklamalar verilmiş sonrasında gayrimenkul yatırımlarına genel bakış kapsamında dünya genelindeki yatırım trendleri, yatırım kararı alınması ve yatırımları etkileyen başlıca faktörlerin farklı kaynaklara göre neler olduğu açıklanmıştır. Faktörlerin etkilerinin daha net bir şekilde görülmesi için Atyrau ile birlikte son yıllarda yatırımcı ilgisinin yoğun olarak görüldüğü İstanbul ve Moskova şehirleri incelenmiş, faktörlerin, geçerliliği, değişkenliği ve yapısı hakkında değerlendirme yapılmıştır. İstanbul ve Moskova

(10)

2

örneklerinin seçilmesindeki başlıca neden bölgede gayrimenkul yatırımları ve yatırımcılar ile ilgili düzenli, güvenilir ve de en önemlisi ulaşılabilir kaynaklara sahip olmalarıdır, her iki şehrin de Atyrau'dan çok büyük olmasına rağmen üç şehirde de hızla gelişen gayrimenkul yatırımları ortak noktalarıdır. Coğrafi konum açısından da birbirlerine yakın olan inceleme konusu şehirler kendilerine özgü ve yatırımcıyı çeken yapıları nedeniyle de benzerlik göstermektedirler.

Faktörlerinin örnek şehirler üzerindeki etkilerinin karşılaştırılması ve değerlendirmesi sonrasında elde edilen sonuçlar ile Atyrau şehrinde gelecekte yapılacak yatırımları için öneriler sunulmuş, uygulanması gereken yatırım stratejileri ve en uygun yatırım alanları belirtilmiştir.

(11)

3

2. GAYRİMENKUL GELİŞTİRME SÜRECİ VE BİLEŞENLERİ

2.1 Gayrimenkul Geliştirme

Gayrimenkul geliştirme, rekabetçi ve hızla değişen ekonomik şartlar altında ihtiyaç duyulan arazilerin bulunması, alt yapısının geliştirilmesi, bina yapımı, pazarlanması, yönetimi ve daha birçok aktiviteyi bünyesinde barındıran bir süreçtir. Diğer bir anlamda insanların yaşadığı çevreyi şekillendiren, politik, ekonomik, sosyal, yasal ve fiziksel birçok bileşene bağlı organik ve döngüsel yapı gösterir. Bir çok parametreye bağlı olması nedeniyle oldukça detaylı ve dikkatli bir takım çalışması gerektirmektedir. Genelde takımı oluşturan elemanlar farklı disiplinlerden farklı tecrübeleri bir araya getirecek şekilde seçilirler. Bu sayede ortaya konulacak ürünün rekabet edebilirliğinin artması ve ekonomik ömrünün uzaması sağlanır (Gülsün, 2002; Kodal, 2003; http://www.wikipedia.org/wiki).

Gayrimenkul geliştirme süreci kapsamındaki işlerin genel koordinatörlüğünü yapan, fikirleri kağıt üzerine aktarabilen ve sonrasında gerçek birer varlık haline getiren kişi ya da kişiler topluluğuna gayrimenkul geliştirici denmektedir. Gayrimenkul geliştirme sürecinin başından sonuna kadar üretir, tasarlar, kaynak bulur ve sürecin doğru bir şekilde ilerlemesini sağlamak için gerekli olan düzenlemeleri yapar. Yeni bir ürünün ortaya konulması ya da mevcut bir yapının yenilenmesi işinde en büyük riski ve bunun karşılığında en büyük kazancı sağlar. En basit anlamda gayrimenkul geliştirici bir toprak parçası satın alır, hedef kitlesini belirler, iş programı ve dizaynı yapar, gerekli yasal izinleri ve finansal kaynağı sağlar, yapıyı inşa eder, kiraya verir, işletir ve en sonunda satar (Peiser&Anne, 2003; Kodal, 2003; http://www.wikipedia.org/wiki; http://www.propertydeveloper.us).

Birçok gayrimenkul geliştirici bu alana başka alanlardan geçiş yapar, son yıllarda bu alanda eğitim veren programların artmasına rağmen özellikle bu alanda kendini yetiştirmiş kişilerin sayısı çok da fazla değildir.

Mühendislik, mimarlık, hukuk ve işletme alanlarında eğitim almış olan kişiler, giderek gelişmekte olan bu sektörde yakaladıkları fırsatları değerlendirerek ile bu alanda kariyerlerine devam ederler. Finans bilgisi gayrimenkul geliştirme için en

(12)

4

önemli unsur olmasına rağmen gayrimenkul geliştiricilerin daha çok mühendislik ve mimarlık eğitimi almış olan kişiler arasından çıktığı görülmektedir. Mühendislik/mimarlık eğitimine ek olarak yapılan yüksek lisans ile genelde finansal bilgi eksikliği kapatılmaya çalışılmaktadır (http://www.wikipedia.org/wiki; http://www.propertydeveloper.us).

2.2 Gayrimenkul Geliştirme Sürecinde Yer Alan Unsurlar

Gayrimenkul geliştirme sürecinde ürünün ortaya konulması, işletilmesi ve satılması aşamalarında birçok farklı disiplinden ayrı uzmanlıklara sahip kişiler ya da kurumlar birlikte çalışmaktadır. Bu sonuçta elde edilecek ürünün kalitesi ve başarısı için bir anlamda zorunludur. Farklı disiplin ve yapıdaki kişilerin birlikte çalışması koordinasyon gerektiren ve birbirini etkileyen dinamik bir süreci kapsar. Bu süreci yöneten gayrimenkul geliştirici dışında kalan elemanlar genelde konularında uzman ve yeterli bilgi donanımına sahip danışmanlık, mühendislik-mimarlık ve servis şirketleridir.

Aşağıda verilen şekilde ürünün ortaya konulması için birlikte çalışan unsurlar gösterilmektedir (Peiser&Anne, 2003; Gülsün, 2002; Kodal, 2003) .

(13)

5

Gayrimenkul geliştirici yönetimindeki projeye farklı aşamalarda dahil olan ve birlikte çalışan unsurların görevleri çoğu zaman birbirlerine paralel ve örtüşen yapıdadır. Tasarım/Yapım ekibinin çalışması ise başlayan süreç Gayrimenkul Servis firmalarının desteğiyle devam eder, bu iki unsurun geliştirici yönetiminde yaptığı çalışmanın sonucu ise Finansörlerin desteği sayesinde uygulamaya konulur. Ürünün istenilen şekilde ve hedeflenen zamanda tamamlanması için gayrimenkul geliştiriciye en büyük katkıyı proje yönetim şirketleri yapmaktadır. Proje yönetim şirketinin rolü teknik uzmanlık gerektiren uygulamaların kontrolü, belirlenen bütçenin aşılmaması ve işin zamanında bitirilmesi olarak özetlenebilir, bu rol projenin yapısına bağlı olarak değişkenlik gösterebilmektedir. Ürünün geliştiricinin hedefine bağlı olarak işletilmesi ya da satılması aşamasına kadar bu unsurlar bir arada çalışmaya devam eder (Gülsün, 2002; Kodal, 2003; http://www.wikipedia.org/wiki) .

Tasarım/Yapım ekibi, arazi analizi ve planlamadan, bina tasarımı ve yapım yönetimine kadar çeşitlilik gösteren birçok alanda hizmet vermektedir. Projenin toplam maliyetinin büyük bir kısmını bu ekiplerin gerçekleştirdiği ve yönettiği işler oluşturmaktadır. Ekibi oluşturan elemanlar aşağıdaki şekilde verilmiştir.(Kodal, 2003)

(14)

6

Gayrimenkul servis firmaları fizibilite analizi, değerleme raporları, hukuki problemlerin çözümü, tapu işlemlerinin yapılması, ürünün satış ve pazarlanması, işletilmesi gibi çok geniş bir alanda hizmet sağlamaktadırlar. Servis firmalarını oluşturan elamanlar aşağıdaki şekilde verilmiştir (Kodal, 2003) .

Şekil 2.2.3 : Gayrimenkul Servis Firmalarını Oluşturan Elemanlar (Kodal, 2003)

2.3 Gayrimenkul Geliştirme Modeli

Gayrimenkul geliştirmenin temelinde ilk ve en önemli unsur nakit akışıdır. Taşınmaz doğası gereği anında nakde çevrilebilir özellikte olmayan pahalı bir kıymettir. Satın almak için yüklü miktarda para gerektirmekte ve satmak istenildiğinde bazen zorluklarla karşılaşılmaktadır. Geliştirme süreci içinde geliştiricinin yaptığı ana masraflar ve satın aldığı hizmetleri kapsayan yan masraflar bulunmaktadır. Yapılan masraflar, geliştirme sürecinin uzun olması, yatırımın getirisinin uzun vadede alınması gayrimenkul geliştirmeyi riskli kılan unsurlardır. Çoğu zaman gayrimenkul geliştirme riski yönetmekle aynı anlama gelmektedir.

Riskin büyüklüğü ve yatırım için gerekeli para miktarı dikkate alındığında bu projelerin büyük finansal kuruluşlar tarafından desteklenmesi gerektiği görülmektedir. Uygun finansal desteğin sağlanması durumunda ise gayrimenkul geliştirici tahmini kazanç miktarını arttırabilmektedir. Gayrimenkul projeleri

(15)

7

başlangıçta kullanılan nakit miktarının minimum seviyede olması ve projenin kısa sürede pozitif nakit akışı geçmesine bağlı olarak karlılık seviyesi de artmaktadır (Peiser&Anne, 2003; Geltner & Miller, 2001; http://www.wikipedia.org/wiki) . Gayrimenkulün geliştirmede izlenen yol projenin yapısına, geliştiricinin beklentilerine ve diğer birçok unsura bağlı olarak değişse de genelde aşağıdaki verilen şekilde de görüldüğü üzere 6 temel aşamadan oluşmaktadır (Peiser&Anne, 2003; Gülsün, 2002; http://www.wikipedia.org/wiki);

Şekil 2.3.1 : Gayrimenkul Geliştirme Süreci

Geliştiricinin bilgi ve tecrübesine bağlı olarak mevcut gayrimenkul piyasasında gördüğü fırsatı değerlendirmek ve bundan gelir sağlamak amacıyla projenin inşa edilmesi için bir arsa seçilmesi ile gayrimenkul süreci başlar. Arsanın fiziki ve hukuki açıdan kısıtlamaları incelenir, bu işleme paralel olarak ön dizayn ile projenin inceleme konusu arsa üzerindeki kısıtlamalara bağlı olarak finansal getirisi kontrol edilir.

(16)

8

Finansal hesaplarda kullanılan bilgiler mevcut piyasa koşullarını yansıtan ve her yönüyle hedeflenen nicelik ve nitelikteki ürün ile ilgili detayları, muhtemel rakipleri içeren bir piyasa araştırma raporundan elde edilir. Ayrıca seçilen arsanın satış bedelinin gerçekçi olup olmadığı da bağımsız uzmanlar tarafından yapılan değerleme çalışması ile kontrol edilir (Peiser&Anne, 2003; Gülsün, 2002; Yılmaz, 2006; Kodal, 2003) .

(17)

9

Yukarıda verilen şema birçok gayrimenkul geliştirme projesi için geçerli olan karar alma sürecini özetlemektedir. Bu aşamalardan herhangi birinde geliştiricinin olumsuz bir sonuçla karşılaşması sonuçta alınacak projenin geliştirilmesi kararını doğrudan etkilemektedir.

Yapılan kaba finansal hesaplamalar sonucunda geliştirici projenin başarılı olabileceğini gördüğü takdirde bir sonraki aşamaya geçer. Bunun aksi bir durum söz konusu olduğunda ise başka bir arsa aranmaya başlanır ya da arsa konum olarak çok iyi bir yerde ise projenin yapısında değişikliğe gidilebilir, en son seçenek ise bu projeden tamamen vazgeçmektir.

Kaba finansal hesaplar doğrultusunda projenin yapılmasına karar verildiği takdirde ise taslak halinde olan projenin detaylı şekilde mimari çizimler yapılmaya başlanır buna paralel olarak yapısal ve diğer hesaplara geçilir. Projenin tipine göre bu aşamada eğer ofis ya da alışveriş merkezi ise pazarlama çalışmalarına başlanabilir (Peiser&Anne, 2003; Yılmaz, 2006).

Detaylı olarak yapılan tasarımın ardından kesin finansal hesaplamalar yapılarak projenin nakit akışı, karı, getiri oranı gibi unsurları hesaplanır. Sonrasında bu bilgiler ve projeye ait diğer bilgiler ile projenin finansman ihtiyacının karşılanacağı yatırımcı ya da kredi sağlayan kuruluşlarla görüşmeler yapılarak, projenin yapısına en uygun olan finansman sağlayıcısı ile anlaşılır (Esquivel, 2006; Yılmaz, 2006).

Gerekli bileşenlerin bir araya gelmesinden sonra projeyi istenilen sürede hedeflenen kalitede bitirebilecek bir inşaat firması tarafından projeye başlanır. Bu aşamada dizayn ekibi de yer alır ve ürünün son halinin nasıl olacağı konusunda geliştiricinin kontrolünde proje yönetim firması ile birlikte çalışırlar.

Projenin yapısına bağlı olarak inşaat öncesi ya da inşaat işleri başladıktan sonra hedef kitleye en uygun yöntemler kullanılarak ulaşılır ve ürünün finansal hesaplarda öngörüldüğü şekilde nakit akışını sağlaması hedeflenir. Erken ve uzun vadeli yapılan kira sözleşmeleri ya da satış projeye finansman sağlanması aşamasında oldukça olumlu etkide bulunur.

Geliştiricinin hedefleri doğrultusunda inşaat tamamlandıktan sonra ürün belirli bir süre geliştirici tarafından işletilebilir ya da uygun bir yatırımcı bulunması durumunda tamamen satışı söz konusu olabilir. Konut projelerinde ise finansal hesaplar satış temeline dayandığı için geliştiricinin tüm üniteler satıldıktan sonra proje ile bağlantısı kalmaz (Peiser&Anne, 2003; Kodal, 2003) .

(18)

10

Aşağıda verilen çizimde ise küçük boyutlu bir ofis binasının geliştirilmesinde yer alan unsurların kronolojik sırası örnek olarak verilmiştir. Geliştirme süresi arsanın satın alınması ile başlayıp ofislerin kiraya verilmesine kadar geçen 36 aydan oluşmaktadır. Geliştirme dönemi başlıca piyasa riskleri olan finansman, inşaat ve pazarlama unsurlarını kapsamaktadır (Peiser&Anne, 2003) .

Şekil 2.3.3 : Gayrimenkul Geliştirme Süreci Örneği (Peiser&Anne, 2003) Geliştirmenin 6 aşamasının 4’ü geliştirme öncesi dönem içinde gerçekleştirilir: fizibilite çalışması, dizayn, finansman bulunması, pazarlama. Genelde hiç bir geliştirici hedefledikleri projeyi buldukları arsa üzerinde gerekli izinleri ve kaynakları sağladığından emin olmadan arsa satın alma işlemini tamamlamaz. Bu nedenle geliştirme öncesi dönem temel olarak geliştiricinin ileriye doğru adım atmadan önce kendisinden ve projenin geleceğinden emin olmasına yardımcı olan dönemdir.

Bu altı aşama kendi aralarında gerçekleşme zamanı dikkate alındığında örtüşen aşamaları içermektedir. Geliştirme öncesi dönem muhtemel projenin gerçekleştirileceği arasının bulunması ile başlar ve inşaat işlerinin başlamasına kadar olan süreyi kapsar. Her ne kadar örnekte yer alan bu dönem 12 ay olarak gösterilmiş olsa da 4-6 ay arası bir sürede geliştiriciye arsanın satın alınmasından hemen sonra inşaat işlerine başlamasını sağlayacak şekilde yapılması mümkündür. Tecrübeli geliştiriciler için bu dönem genelde kısadır. Geliştirme öncesi bu dönemin uzaması masrafların artması ve daha büyük risklerin ortaya çıkmasına neden olur (Peiser&Anne, 2003; Kodal, 2003) .

(19)

11

3. DÜNYADA GAYRİMENKUL YATIRIMLARINA GENEL BAKIŞ

3.1 Gayrimenkul Yatırımları ve Trendler

Son 10 yıl içerisinde Avrupa ve Asya’da yaşanan ekonomik ve politik gelişmelerin de katkısıyla, dünya genelinde gayrimenkule olan ilgi artmıştır. Bu ilginin en temel sebebi gayrimenkule yapılan yatırımların yüksek performans göstermesi ve diğer yatırım araçlarına göre daha fazla kazanç sağlamasıdır. Bu hareketli ve pozitif dönem, özellikle birbirlerine sınırı olan ülkeler için faydalı olmuş, komşu ülkelerde yapmış oldukları yatırım miktarlarında kayda değer artış görülmüştür. Özellikle Almanya'nın Doğu Avrupa ülkelerine yapmış olduğu yatırımlar ve Çin'e Güney Kore, Hong Kong ve Singapur tarafından yapılan yatırımlar en dikkate değer olanlarıdır (ULI, 2005; ULI, 2006a; ULI, 2006b; ULI, 2006c; RREEF, 2006a; CBRE, 2005).

Şekil 3.1.1 : Uluslararası Gayrimenkul Yatırımcılarının 2005 Yılı Yatırım Dağılışı (RREEF, 2006a)

Dünya genelinde yapmış oldukları toplam yatırım miktarları dikkate alındığında gayrimenkul piyasasının başlıca yatırımcı ülkeleri olarak karşımıza çıkan Kanada, Almanya, İrlanda, Hollanda ve A.B.D. geride kalan dönem içerisinde yeni ülkelerin de katılımıyla zorlu rakipler edinmişlerdir. İskandinav ve Orta Doğu ülkeleri,

(20)

12

Avustralya, Hong Kong, Japonya, Güney Kore, İspanya ve Britanya gayrimenkul piyasasındaki bu olumlu gidişi değerlendirmek için dünya genelinde yatırımlarını arttıran ülkelerdendir. 2005 yılında gerçekleşen yatırım miktarlarına bakıldığında Asya Pasifik bölgesine yatırım yapan ülkelerin başında A.B.D. ve Almanya'nın geldiği, Avustralya’nın ise ağırlıklı olarak yatırımlarını A.B.D ve Britanya’da yaptığı ancak yatırımcılar tarafından ilgi görmediği anlaşılmaktadır (RREEF, 2006a) . Yeni yatırımcı ülkelerin gayrimenkul piyasasına girmesi ve daha sıkı bir rekabet ortamının oluşması nedeniyle, dünya genelinde gayrimenkul fiyatları üzerinde oldukça sert etkileri olmuş, iyi konumda ve yüksek kalitede olan gayrimenkullerin fiyatları hızla artmış diğer, yandan yatırımcıların hedefledikleri getiri oranlarında düşüş gerçekleşmiştir (RREEF, 2006a; ULI, 2006c) .

Son 5 yıllık ortalama getiri oranlarına bakıldığında dünya genelinde gayrimenkule yapılan direkt ve dolaylı yatırımların %10 getiri sağladığı, diğer yandan hisse senedi piyasasında bu oranın %3 olarak gerçekleştiği görülmektedir. Ayrıca gayrimenkule yapılan yatırımların getiri performansı bakımından hisse senetlerine göre daha az değişken ve nispeten daha istikrarlı olduğu söylenebilir.

Düzgün, istikrarlı ve yüksek getiri oranı dünya genelinde gayrimenkul yatırım ortaklıklarını hızlandırmış ve çok sayıda yeni GYO’lar kurulmuştur. Buna paralel olarak halka arzlarda da artış görülmüştür. 2002 yılında 300 milyar USD olan halka arz 2006 yılına gelindiğinde 700 milyar USD tutarına ulaşmıştır. Bu hızlı artışın yaşandığı başlıca ülkeler ise Japonya, Singapur ve Hong Kong’dur. Çin şeffaf olmayan gayrimenkul piyasa yapısı ve uygun yasal düzenlemelerin eksikliği nedeniyle, GYO kurulumu konusunda diğer ülkelerin gerisindedir (ULI, 2006c; RREEF, 2006a) .

Halka açık sermaye piyasalarına paralel olarak ipoteğe (mortgage) dayalı menkul kıymet piyasasında da büyüme güçlü bir şekilde devam etmiştir. Bu miktar 2005 yılında A.B.D.‘de 160 milyar USD ve Avrupa’da 80 milyar USD olmuştur. 2006 yılında ise bu seviyelerden artmaya devam etmektedir. Benzer büyüme özel sektör yatırımlarının oluşturduğu piyasalarda 2005 yılı için 450 milyar USD rekor değerle gerçekleşerek önceki iki yıla göre yaklaşık 2 kat artmıştır. Özel sektör borçlarında da, finansal piyasalarda artan nakit miktarı ve kredi veren bireysel girişimcilerin piyasada daha fazla pay kapma yarışı nedeniyle yüksek artış görülmüştür (ULI, 2005; ULI, 2006a; ULI, 2006b; RREEF, 2006a) .

Güçlü sermaye desteği gayrimenkul yatırım araçlarının piyasanın boyutundaki büyüme ve nakit artışına bağlı olarak olgunlaşmasını sağlamış, bu sayede olgunlaşan

(21)

13

gayrimenkul piyasaları yatırımcılar için birçok farklı seçenekler sunabilir hale gelmiştir. Bu durum aynı zamanda yatırımcıların gayrimenkule ve kendi yatırımlarına olan güvenlerini de arttırmıştır. Ancak bu olumlu tablonun temelinde yatan gayrimenkule yatırım isteği gayrimenkul yatırımlarının getirileri üzerinde aşırı bir baskı oluşmasına neden olmuştur. Çok daha düşük getiri oranlarına razı olan yatırımcılar önce A.B.D’de sonra da Avrupa’da çok sıkı rekabet içine girmişlerdir. Bu sıkı rekabet ve getiri oranları üzerindeki baskı gayrimenkul piyasalarının performansını belirleyen en önemli etken olmuştur. Ancak son zamanlarda en çok sorulan soru getiri oranları üzerindeki bu baskının çok ağır olması nedeniyle gayrimenkul yatırımlarının düşük performans gösterdiği bir döneme girilip girilmediğidir. Bu konunun daha iyi anlaşılabilmesi için dünya genelindeki başlıca gayrimenkul piyasalarındaki durumunun incelenmesi gerekmektedir (ULI, 2005; ULI, 2006a; ULI, 2006b; RREEF, 2006a) .

Dünyadaki ekonomik güç merkezlerine bağlı olarak gayrimenkul piyasaları da bu ana noktalar çevresinde gelişmişlerdir. Bu nedenle gayrimenkul sektöründe genelde 3 ana bölgelendirme söz konusudur, bunlar; Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya-Pasifik’tir. Bu 3 bölge aynı zamanda gayrimenkul yatırımlarına en uygun siyasi ve coğrafi koşullara da sahiptir. Bu bölgelendirme içinde Türkiye ve İstanbul genelde Avrupa’ya dahil edilmekte, ancak “Asya-Pasifik” yerine “Asya” isimlendirmesi yapıldığında ise bu bölgeye de dahil edildiği görülmektedir. Rusya’nın büyük bir bölümünün Asya kıtasında olmasına rağmen Moskova’nın Avrupa kıtasında yer alması ve diğer önemli şehirlerinin de bu bölgede olması nedeniyle Avrupa’ya dahil edilmektedir. Kazakistan ise bu bölgelerin hiçbirinde yer almamakta olup coğrafi olarak ise Orta Asya’da yer almaktadır. Bu durumun gelecek yıllarda Kazakistan’daki ekonomik yapının petrol kaynakları sayesinde gelişmesine bağlı olarak artacak yatırımcı ilgisi nedeniyle değişmesi, Asya kıtasında yer almasına rağmen Avrupa ülkeleri ile aynı bölgeye dahil edilmesi beklenmektedir. Benzer bir durumun ekonomik reformlara ağırlık verilmesi durumunda Özbekistan ve nispeten daha iyi konumda olan Azerbaycan için de geçerli olduğu görülmektedir (http://www.propertyeu.info).

(22)

14 3.1.1 Avrupa

Geçtiğimiz on yıl içinde Avrupa gayrimenkul piyasası hem mutlak hem de bağıl olarak doğrudan ve kote edilmiş gayrimenkul varlıkları açısından güçlü bir performans sergilemiştir. Bu güçlü performansın yanında düşük oynaklık düzeyi ve birim getiri başına düşen risk oranı da oldukça etkili olmuştur.

Ancak bu güçlü performansın altında çok farklı unsurlar yer almaktadır, örneğin Britanya’da son 5 yılda gerçekleşen ortalama getiri oranı %12,9 olurken bu rakam Almanya için %3 civarındadır. Geçen bu süre içinde getirinin başlıca kaynağı yoğun sermaye ve kapitalizasyon oranı baskısı nedeniyle gayrimenkulün değerindeki artış sayesinde olmuştur. Artan faiz oranları ve kapitalizasyon oranının tarihinin en düşük seviyelerine gerilemesi nedeniyle daha ileri bir baskının olması için tek yol baskının gayrimenkul getirileri üzerinde yoğunlaşması olacaktır (RREEF, 2006a) .

Şekil 3.1.2 : Avrupa Bölgesi’ne Yatırım Yapan Ülkeler / 2005 (RREEF, 2006a) Faiz oranlarındaki yükseliş, global büyümedeki yavaşlama ve yerel vergilendirme oranlarındaki artış toparlanmaya çalışan piyasaları tekrar kötü günlere sürükleyecek gibi görünmektedir. Avrupa kıtasındaki büyüme 2007 yılı için %1,6 olarak tahmin edilmektedir. Bu kötü günleri ilk görecek ülke ise yüksek faiz oranı, iç piyasadaki durgunluk ve artan mali yükler nedeniyle Avrupa kıtasının en büyük ekonomisi olan Almanya olarak tahmin edilmektedir. 2007 yılında Almanya için yapılan büyüme oranı tahmini bu nedenle %0,6 ile sınırlı kalmaktadır (ULI, 2006b; RREEF, 2006a). .

(23)

15

Avrupa gayrimenkul piyasası, kurumsal yatırımların artan sert rekabetine rağmen diğer yatırımcılar için yeni fırsatlar yaratan bir çok yapısal değişim tarafından beslenmeye devam etmektedir. Doğu Avrupa’da gelişmekte olan ülkelerin artan gelir seviyesi, tüketim oranları ve diğer taraftan kısıtlı seviyede olan kaliteli gayrimenkul varlığı, birçok yatırımcı için yeni ofis, konut, alışveriş merkezi yatırımı anlamına gelmektedir. Batı Avrupa’da ise en büyük yapısal fırsat satış ve geri kiralama alanında görülmektedir. 2005 yılında gerçekleşen satış-geri kiralama işlem hacminin yaklaşık 75 milyar USD civarında olduğu ve bu işlemlerin %90‘ının Almanya, Britanya ve Hollanda’da gerçekleştiği tahmin edilmektedir. Halen mülk sahibi kullanımında olan gayrimenkul oranı Britanya’da %40 ve Doğu Avrupa’ya gidildikçe %90 civarına yaklaşmaktadır (RREEF, 2006a) .

Global gayrimenkul piyasasının %37’si Avrupa tarafından oluşturulmasına rağmen kote olmuş varlıklar bakımından %20 ve GYO piyasası bakımından ise %15 paya sahiptir. Belçika, Fransa, Hollanda, İtalya ve Yunanistan Avrupa’da gayrimenkul yatırım ortaklığı yapısına sahip olan ülkelerdir. Britanya’da ise 2007 yılı başında yeni yürürlüğe girecek kanun ile gayrimenkul yatırım ortaklıkları kurulması sağlanacaktır (RREEF, 2006a) .

Avrupa’nın en büyük gayrimenkul piyasasına sahip olmasına rağmen Almanya kote olmuş varlıklar açısından en küçüklerden biridir. Alman açık fonlarının son dönemde yaşadığı sorunlar ve Britanya GYO’larının kurulumundaki hızlı ilerleme Alman GYO kurulumundaki süreci de hızlandırmış ve 2007 yılı başında yasanın kabulü gündeme gelmiştir (ULI, 2006b) .

Ekonomik durgunluk ve oldukça düşük getiri oranları nedeniyle Avrupa kıtasının yatırımlar açısından çekiciliğini kaybettiği ancak düşük getiri ve buna bağlı olarak düşük risk tercih eden yatırımcılar için ise uygun bir seçenek olarak kalacağı görülmektedir. Amerika ve Avrupa kıtasında yer alan nüfusun hızla yaşlanması ve bu nedenle emeklilik fonları ve buna bağlı diğer fonların daha büyük getiri sağlayacak yatırım fırsatları aramasına sebep olmuştur. Bu fırsatların bir kısmı Avrupa Birliği’ne yeni katılan ya da katılacak ülkelerde, ama büyük bir kısmı ise daha büyük ekonomi ve nüfusa sahip olan Asya ülkelerinde yer almaktadır. Avrupa kıtasının uzun bir süre daha yalnızca çekirdek yatırım tipindeki fırsatlar sağlayacağı tahmin edilmektedir (ULI, 2006b) .

(24)

16 3.1.2 Asya-Pasifik

Asya-Pasifik ülke ekonomilerindeki büyümeye paralel olarak gayrimenkul piyasaları da henüz düşük olgunluk seviyesinde olmasına rağmen gelişmektedir. Klasik olgunlaşma döneminde olan gayrimenkul piyasasının büyüme potansiyeli oldukça yüksektir ancak diğer yandan istikrarsız yapısı aşırı risk barındırmaktadır. 1990 yılı itibariyle birçok Asya ülkesi etkili yapısal değişikliklere gitmiş ve bu sayede mevcut risklerin düşürülmesi ve yatırımcılar için daha cazip fırsatlar yaratılması hedeflenmiştir. Yapılan bu çalışmalar arasında yabancıların doğrudan yatırımlarına izin verilmesi, gayrimenkul yatırım ortaklıklarının kurulması ile ilgili kanunların çıkarılması ve şeffaflık en dikkat çekici niteliklerdir (ULI, 2006c; RREEF, 2006a; Shaffer, 2006) .

Kuzey Amerika ve Avrupa ile kıyaslandığında mülk sahibi kullanımında olan gayrimenkul oranı oldukça yüksektir (mevcut yatırıma açık varlıkların %80). Hong Kong, Avustralya ve Singapur gibi istisnalar olsa da bölge genelinde yatırıma açık olan varlıklar mülk sahipleri tarafından kullanılmakta ve kontrol edilmektedir. Son yıllarda oldukça fazla satış ve geri kiralama yapılmıştır, özellikle Singapur ve Japonya’da görülen bu durumun orta vadede bölge geneline yayılması söz konusudur (ULI, 2006c; RREEF, 2006a; Shaffer, 2006) .

Şekil 3.1.3 : Asya-Pasifik Bölgesi’ne Yatırım Yapan Ülkeler / 2005 (RREEF, 2006a)

(25)

17

GYO varlıklarına bakıldığında, Avustralya’nın uzun yıllardır gayrimenkul piyasası içinde olduğu, 2006 yılı itibariyle de Japonya, Singapur, Güney Kore, Tayvan, Malezya ve Tayland’da faaliyet gösterdiği ve toplam 40 milyar USD tutarında işlem hacmine ulaştığı görülmektedir. GYO faaliyetinin büyük kısmı Avustralya’da ve ağırlıklı olarak Japonya’da görülmektedir. Geçtiğimiz yıllarda tüm dünya genelinde kote olmuş gayrimenkul varlıklarının sayısında kayda değer artış görülmüştür, bu durum özellikle Asya-Pasifik bölgesi için geçerlidir. A.B.D, Britanya ve Avustralya gibi gelişmiş piyasalarda, hacim 2002-2005 yılları arasında %80-%120 oranında büyürken, bu oran GYO’lar sayesinde son 3 yıl içinde Singapur’da %800, Japonya’da %500 ve Hong Kong’da %1000 oranında büyümüştür. Yapısal olarak nispeten küçük olan Singapur ve Hong Kong gayrimenkul piyasaları komşu ülkelere özellikle Çin ve Hindistan’a yaptıkları yatırımlarla oldukça yüksek getiri sağlamaya devem etmektedirler (RREEF, 2006a) .

Barındıkları riskler bakımından üçe ayrılan Asya-Pasifik bölgesinde birinci sırayı tamamen şeffaf ve gelişmiş bir yapıya sahip olan Avustralya almaktadır. Ancak burada düşük risk oranı nedeniyle getiri beklentisi de oldukça düşük kalmaktadır. İkinci grubu oluşturan ülkeler ise Japonya, Hong Kong, Singapur ve Güney Kore’dir. Bu ülkeler gayrimenkul piyasası gelişme göstermiş ve daha düşük riskle yatırım imkanları sağlanmıştır. Ancak bu ilerlemelerin dışında düşük likidite oranı ve zayıf şeffaflık düzeyinde değişme olmamıştır. Üçüncü grupta ise Çin ve Hindistan yer almaktadır. Yüzölçümü ve nüfusu ve birçok açıdan Asya-Pasifik bölgesinin en büyükleri olan iki ülkede yasal düzenlemeler, siyasi istikrar oldukça büyük risk oluşturmaktadır, ayrıca gayrimenkul piyasasının kendi içinde de riskli unsurlar mevcuttur. Kira sözleşmelerinin süre bakımından çok kısa olması, kira tutarının değişkenlik göstermesi, şeffaflık seviyesinin oldukça düşük olması barındırdıkları başlıca risklerdendir. Likidite problemi ise şu anki en büyük risk olarak görülmektedir, yatırım hacmi 2001 yılından bugüne kadar ikiye katlanmış olsa dahi benzer ekonomi ve şehirlerle karşılaştırıldığında nakit akışı oldukça düşüktür. Yapısal değişikliklere paralel olarak artan yatırımcı ilgisi ile mevcut likidite probleminin aşılması söz konusu olabilir ancak gelecek yıllarda yabancı yatırımcılar için kısıtlamaların ve zorlukların ortaya çıkmasının önüne geçilmesi imkansız gibi görünmektedir (ULI, 2006c; RREEF, 2006a) .

(26)

18 3.1.3 Kuzey Amerika

Kote olmuş gayrimenkul varlıkları hisse senedi piyasasının geniş anlamda bir parçası olarak adlandırılır. Kuzey Amerika gayrimenkul yatırım ortaklıkları (NAREIT) indeksi geçtiğimiz 16 yıl içinde en yüksek ortalama getiri üretmiştir. Hisse senetlerinin getirisi ile karşılaştırıldığında ise %6 oranında ortalama getiri farkı gerçekleşmiştir. Kote edilmiş gayri menkul piyasası getirisi hisse senedi piyasasına paralel olarak düşüşe geçmiş ve yıllık getiri oranı 2005 yılı için %14’e gerilemiştir. Doğrudan gayrimenkule yapılan yatırımlar getirisinde ise 90’lı yıllardan bugüne kadar nispeten daha istikrarlı bir davranış göstermiştir. Son 2 yıl içinde ise güçlü sermaye etkisi ve hisse senedi piyasalarındaki gevşeme nedeniyle doğrudan gayrimenkul yatırımlarından elde edilen getirilerde -%10 ‘dan %20’lere yükselme görülmüştür. 2005 yılı son çeyreğinde ise yüksek performans göstererek %20,1 oranında getiri sağlamıştır (RREEF, 2006a) .

Meksika ve Latin Amerika riskli yatırım şartlarına sahip olsalar da yapısal imkanlar açısından büyüyen ve güçlenen ekonomilerinin ve genişleyen gayrimenkul piyasasının desteği ile yatırımcılara birçok cazip fırsat sunmaktadır. Bu durumun aksine gelişmiş, şeffaf ve likiditesi yüksek A.B.D gayrimenkul piyasası ise yeni tip ürünlerle genişlemeye çalışmakta, satış ve geri kiralamalar ile yeni çıkışlar aramaktadır.

Şekil 3.1.4 : Kuzey Amerika Bölgesi’ne Yatırım Yapan Ülkeler / 2005 (RREEF, 2006a)

(27)

19

Piyasayı oluşturan ana unsurlar, dengelenmiş arz-talep nedeniyle bölgede nispeten daha sağlıklı ve sağlam yapıdadır. Dünyanın diğer bölgelerinde de olduğu gibi iyi konumda olan kaliteli gayrimenkul için yüksek fiyat rekabeti, kapitalizasyon oranı üzerindeki baskı A.B.D ve Kanada’da etkili olmaktadır. Diğer yandan sağlam piyasa unsurları, özellikle artan geniş tabanlı kira gelirleri kısa ve orta vadede performansın yükselmesine destek olması beklenmektedir. Güçsüz piyasa yapısına karşın Latin Amerika gayrimenkul piyasaları sermaye değer artımı bakımından en geniş olanaklara sahiptir, fakat aynı zamanda en yüksek risk oranına sahip olması nedeniyle oldukça dikkatli olunması gereken yatırım bölgelerinin başında gelmektedir.

3.2 Gayrimenkul Yatırım Stratejilerinin Değerlendirilmesi

Dünya genelinde gayrimenkul ve gayrimenkule dayalı varlıkların fiyatlarının bilindiği bir durumda, hangi bölgeye hangi trendlere göre, hangi faktörlere bağlı olarak nasıl bir yatırım stratejisi ve getiri beklentisi ile yatırım yapılması gerektiği sorusu gayrimenkul yatırım sürecinin başlangıcı olarak kabul edilir (RREEF, 2006a). Dünya genelindeki gayrimenkul yatırımları, mevcut trendler ve bunları etkileyen faktörlerin de incelenmesi sonrasında yatırım stratejisi kurulur, temelinde ise nasıl bir getiri beklentisi hedeflendiği yer alır. Yatırım stratejilerinin doğal yapısını büyük oranda bağımsız bireysel yatırımcılar belirler. Bu nedenle yatırım stratejileri çok değişkenlik gösterse de genel olarak 3 ana başlık altında toplanabilirler (ULI, 2006c; RREEF, 2006a) .

3.2.1 Çekirdek (Core)

Temelinde düşük risk düşük getiri hedefi yer almaktadır, bu nedenle doğal yapısı uzun vadeli yatırımları gerektirir. Dünya genelindeki tüm yatırımların yaklaşık yarısını çekirdek tipi yatırımlar oluşturmaktadır. İstikrarlı yapısı, yüksek getirisi ve enflasyona karşı korunmuş olması yatırımcıları çeken başlıca özelliklerindendir (University of California, 2004; ING Real Estate, 2005; University of California, 2006). Olgunlaşmış, şeffaf ve istikrarlı yapıda olan gayrimenkul piyasasına sahip gelişmiş ülkeler ya da gelişen ülkelerin başkentleri veya önemli şehirleri but tür yatırımlar için uygun olan başlıca yerlerdir (McDonald&Stiver, 2004) .

(28)

20

Gelir üretebilen, fiziksel durumu iyi, istikrarlı doluluk oranı ve kiracı yapısı olan ofis binalarının satın alınması çekirdek tipi yatırım için iyi bir örnektir. İstikrarlı ve düşük riskli getiri beklentisine ek olarak gayrimenkulün değerinde zamana bağlı olarak artış beklentisi ve düşük dış finansman kullanım oranı diğer özelliklerindir (McDonald&Stiver, 2004; ING Real Estate, 2005) .

3.2.2 Katma Değer (Value-added)

Genelde gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomiye sahip ülkelerde hem gayrimenkul kira getirisi hem de gayrimenkulün kendi değerindeki artış sayesinde kazanç hedeflenmektedir. Yatırımın yapısı nispeten daha kötü yapıda olan gayrimenkulün satın alınması, onarımının yapılmasından sonra işletilmesi ve en uygun zamanda satılması şeklindedir. Gayrimenkulün satılması için en uygun zamanında belirlenmesi oldukça kritik olup, bu nedenle çekirdek tipi yatırımlara göre daha yüksek risk içerir, ancak diğer taraftan getiri oranı daha yüksektir (McDonald&Stiver, 2004) . Katma değer sağlama amacıyla yapılan yatırımlar, mevcut kiracı yapısının yeniden düzenlemesi, mevcut mülk sahibine finansal kaynak bulunması, mülkün market şartlarına göre yeniden şekillendirilmesi, konumlandırılması, büyük oranda yenilenmesi ya da yeni bir proje yapılması şekillerinde olabilir. Orta seviyede dış finansal kaynak kullanımı söz konu olup genelde bu oran proje değerinin yarısını aşmaz (RREEF, 2006a) .

3.2.3 Fırsatçı (Opportunist)

Çok yüksek getiri beklentisi ve buna bağlı olarak yüksek risk barındıran bir yatırım şeklidir. Çekirdek yatırımların aksine gelişmekte olan ekonomiye sahip ülkelerde sadece yüksek getiri hedefi ile yatırım yapılır, enflasyona karşı korunma ya da portföyde yatırım çeşitliliği sağlama amacı yoktur. Genelde piyasada yer alan ve sahiplerin mali sıkıntı içinde olduğu ucuz gayrimenkulün satın alınması, gelişen piyasa koşullarına göre mülkün iyileştirilmesi, geliştirilmesi ve en uygun zamanda satılması şeklindedir. Ekonomik kriz yaşanan ülkelerde ucuza gayrimenkul alınması ve ekonomik istikrarın sağlanması sonrasında satışı, bu yatırım tipine verilebilecek örneklerden biridir (McDonald&Stiver, 2004) .

En büyük ve en kritik olan unsurlar finansmanın büyük oranda dışarıdan sağlanması, öz sermaye kullanımının çok düşük olması ve gayrimenkulün en uygun zamanda satılmasıdır. Finansal yük ve zamanlamanın önemi nedeniyle riski en yüksek yatırım tipidir (RREEF, 2006a) .

(29)

21

Şekil 3.2.1 : Yatırım Stratejileri Getiri/Risk Karşılaştırması (RREEF, 2006a; University of California, 2006)

Yukarıdaki grafikte yatırım stratejilerinin getiri ve risk bakımında karşılaştırılması yer almaktadır. Temel olan bu 3 yatırım stratejisinin sayısı bazı kaynaklarda melez yatırım stratejileri eklenmek suretiyle 5 farklı tipe kadar çıkmaktadır. Ancak hiç biri temelde yer alan bu 3 yatırım stratejisinden farklı değildir (University of California, 2004; RREEF, 2006a; University of California, 2006).

Aşağıda verilen grafik ise bu temel yatırım stratejilerinin ekonomideki duruma bağlı olarak ne zaman uygulamaya konulabileceği hakkında fikir vermektedir. Ekonominin dengeli duruma doğru ilerlediği dönemde katma değer sağlayacak yatırımların yapılması, olgunlaşma döneminde ise çekirdek yatırımın daha uygun olduğu görülmektedir. Daralmanın görüldüğü dönemde ise yine katma değer sağlayacak yatırımlar ön plana çıkmakta durgunluk dönemine girildiğinde de katma değer ve fırsatçı yatırım stratejilerinin uygulanmasının uygun olacağı gösterilmektedir (RREEF, 2006a) .

Şekil 3.2.2 : Ekonomik Yapı Değişimine Göre Uygulanacak Yatırım Stratejileri (McDonald&Stiver, 2004)

(30)

22

Bu stratejilerin uygulanması öncesinde tüm bilinçli yatırımcıların dikkat ettiği iki temel unsur vardır. Bunlar; yatırım yapılacak gayrimenkul piyasasının risk açısından genel durumunun değerlendirilmesi ve bu piyasa içinde hangi gayrimenkul tipine yatırım yapılacak ise o alanda risklerin daha iyi anlaşılmasını sağlayacak araştırma raporlarının hazırlanmasıdır.

Yatırım stratejilerinin bölgelere göre dağılımına bakıldığında ise çekirdek tipi yatırımların gelişmiş ve şeffaf gayrimenkul piyasalarına sahip Kuzey Amerika ve Avrupa bölgelerinde yapıldığı görülmektedir. Her iki bölge içinde gelişmekte olan gayrimenkul piyasaları yer almaktadır. Meksika ve Doğu Avrupa ülkeleri barındırdıkları riskler ve kapalı ekonomik yapıları nedeniyle çekirdek tipi yatırıma ek olarak katma değer ve fırsatçı yatırım tiplerine imkan sağlamaktadır. Avrupa bölgesine bakıldığında ise batı ve orta Avrupa ülkelerinin oldukça istikrarlı ekonomik yapıda oldukları, gayrimenkul piyasalarının şeffaflık seviyesinin yüksek olduğu görülmektedir. Bu nedenle gelişmiş Avrupa ülkelerine yatırımcılar için daha düşük risk ve bunun sonucunda daha düşük getiri söz konusudur. Çekirdek tipi yatırımların gelişmiş Avrupa ülkelerinde hakim olduğu görülmektedir. Ancak bu ülkeler komşu oldukları gelişmekte olan doğu Avrupa ülkelerinin barındırdığı olanaklardan faydalanmaktadırlar. Kendi ülkelerinde çekirdek tipi yatırım yapmak yerine katma değer ve fırsatçı yatırım stratejilerini uygulayabilecekleri yeni gelişen Avrupa ülkelerini tercih etmektedirler.

Asya-Pasifik bölgesine gelindiğinde ise bu bölgedeki en büyük iki ülke olan Çin ve Hindistan’ın riski seven yatırımcıları çektiği fırsatçı yatırım stratejisinin uygulanması için olanaklar barındırdığı görülmektedir. Güney Kore, Singapur ve Avustralya’nın ise nispeten daha gelişmiş olması hatta Avustralya’nın şeffaflık konusunda oldukça ileri olması nedeniyle stratejisi olarak çekirdek tipi yatırımlar ağırlıktadır. Aşıdaki tabloda bölgelere göre hangi yatırım stratejilerini ağırlıklı olarak uygulandığı verilmiştir.

Tablo 3.2.1: Bölgelere Göre Uygulanacak Yatırım Stratejileri

Çekirdek Katma Değer Fırsatçı Avrupa Doğu Avrupa X X X Diğer X X Kuzey Amerika ABD, Kanada X Diğer X X Asya Pasifik Çin, Hindistan, X X X

Avustralya, Singapur, Güney Kore X X

(31)

23

3.3 Gayrimenkul Yatırımlarını Etkileyen Temel Faktörler

Dünya genelinde farklı bölgelerde birçok farklı yapıda gayrimenkulün geliştirildiği ya da satın alındığı günümüzde yatırımları etkileyen faktörlerin sayısı da oldukça fazladır. Yatırımcının yapısına, yatırımın yapılacağı yere ve yatırım tipine göre faktörler değişkenlik göstermektedir bu nedenle Moskova’da yapılması planlanan bir alışveriş merkezi projesi yatırımını etkileyen faktörler ile Yeni Delhi’de eski bir otelin satın alınıp yenilenerek bir ofis binasına dönüştürülmesi yatırımını etkileyen faktörlerin aynı olması beklenemez. Ancak her iki yatırım projesini de genel anlamda etkileyen ana faktörler ortak olabilir.

Tablo 3.3.1: Gayrimenkul Yatırımlarını Etkileyen Başlıca Faktörlerin Farklı Kaynaklara Göre Karşılaştırılması

*RREEF, Deutche Bank Real Estate Research;**ULI, Urban Land Institute;*** Geltner & Miller, 2001

Bu faktörlerin doğru tespit edilmesi ve bir önceki bölümde açıklanan yatırım stratejilerinin bu faktörler doğrultusunda kurulması gerekmektedir. Dünyanın önde gelen gayrimenkul yatırım danışmanlık şirketleri genelden özele doğru olan bir inceleme şekli uygulamakta olup öncelikle yatırım yapacakları bölgeyi ve ülkeyi seçmektedirler. Sonrasında ise daha detaylı bir çalışma ile ülkenin gayrimenkul piyasasını etkileyen faktörlerin incelenmesi ve ne tür risklerle karşılaşabileceklerinin tespiti yapılmaktadır. Çoğu zaman bu faktörler piyasa riskleri olarak da adlandırılmaktadırlar.

(32)

24

Yukarıda sıralanan üç farklı kaynak aynı temel konu üzerinde farklı bakış açılarını ortaya koymaktadır. RREEF raporu yapısal ve ekonomik açıdan konuyu incelerken ULI raporu bu incelemenin boyutunu genişleterek globalleşen dünyanın getirdiği diğer faktörleri de dikkate almaktadır. D. Geltner de ve Norman G. Miller ise daha dar bir pencereden daha net bir duruma yoğunlaşmış şekilde gayrimenkul geliştirme ve gayrimenkulün yapısal risklerine değinmektedir.

Şekil 3.3.1 : Gayrimenkul Yatırımlarını Etkileyen Temel Faktörler

İncelenen 3 kaynakta yer alan faktörler ve diğer kaynaklarda bahsi geçen faktörler bir araya getirilerek yukarıdaki şekilde verilen ana başlıklar oluşturulmuştur. Buna göre gayrimenkul yatırımlarını etkileyen başlıca faktörler; Ekonomik/Coğrafi, İdari/Politik, Sosyal/Demografik, Yapısal ve Küresel olarak 5 temel başlık altında toplanmaktadır.

(33)

25

Söz konusu 5 temel başlığı oluşturan ve yatırım üzerindeki etkisi diğer faktörlere göre daha net görülebilen faktörler aşağıdaki şekilde verilmiştir;

Şekil 3.3.2 : Gayrimenkul Yatırımlarını Etkileyen Faktörler

Bu faktörlerin yatırımlar ve yatırım kararları üzerinde etkileri veya bu etkilerin neden oldukları sonuçlar yatırımcının yapısına ve yatırımın tipine bağlı olarak değişmektedir. Diğer önemli bir faktör olan “konum” ise ülkenin konumu ve gayrimenkulün konumu olarak diğer faktörler ile birlikte verilmiştir. Yatırımcının kendisinden kaynaklanan özellikleri ile hangi alanda yatırım yapacağı parametreleri bir araya geldiğinde yukarıda sıralanan faktörler için de farklı kombinasyonlar söz konusu olmaktadır. Örneğin Moskova’da konut geliştirme projesine 20 milyon USD tutarında yatırım yapmak isteyen bir kurumsal yatırımcı ile aynı miktarda parayı ofis geliştirme projesine yatırmak isteyen daha küçük yapıda olan bir yatırımcının yapacağı yatırımları etkileyecek faktörler farklı olacaktır.

Yatırımcı tipi kurumsal yapıda olanlar ile bireysel yapıdakiler arasında çeşitli şekillerde karşımıza çıkmaktadır, yatırım tipi ise nispeten daha belirlidir, bunlar; konut, ofis, alışveriş merkezi, endüstriyel ve diğerlerine göre daha yeni olan altyapı yatırımlarıdır.

(34)

26

Yukarıda verilen bu faktörlerin belirlenen 3 örnek şehir için ne derecede etkili oldukları, bir sonraki bölümde incelenecektir, bu inceleme öncesinde faktörlerin tanımları ve genel anlamda ne tür etkileri olabileceği aşağıda özetlenmiştir;

3.3.1 Ekonomik / Coğrafi

• Gayri Safi Yurt içi Hasıla (GSYIH)

Bir ülkenin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası (GSYİH), o ülkenin ekonomik büyüklüğünün göstergelerinden biridir. GSYİH, Gayri Safi Milli Hasıla ‘dan farklı olarak, bir ülke sınırları içerisinde belli bir zaman içinde, üretilen tüm nihai mal ve hizmetlerin para birimi cinsinden değeridir{GSYİH= tüketim + yatırım + devlet harcamaları + (ihracat-ithalat) olarak hesaplanır} (http://www.wikipedia.org/wiki).

• Faiz Oranı Değişimi

Faiz oranı kısa ödünç alınan paranın karşılığında parayı kullanma bedeli olarak açıklanabilir. Geri ödeme anaparaya bu bedelin ödenmesi şeklinde yapılır. Faiz oranı gayrimenkulün yatırımlarının finansmanının sağlanması ve son kullanıcının satın alma ya da kiralama için kullanımında etkilidir. Faiz oranındaki yukarı yönlü hareket piyasada birçok kişinin borç para almak için talepte bulunduğunu ifade eden bir durumdur, ancak yatırımcıların yurtdışı finansman sağlayabilmesi yurt içi finansman kısıtlamasından kurtulmalarını sağlamaktadır. İpoteğe dayalı kredi (mortgage) için ise bu oranın gayrimenkulün sağlayacağı getiri oranı ile karşılaştırıldığında aynı düzeyde olması alıcı için oldukça önemli bir husustur (http://www.wikipedia.org/wiki).

• İşsizlik Oranı

Ülke nüfusunun çalışmaya elverişli olan ancak iş sahibi olmayan oranına denir. İşsizlik oranının düşük olması, yeni iş imkanlarının yaratılması genel alım gücünün artmasında önemlidir. Düzenli geliri olan ve/veya gelir seviyesi yükselen halkın tüketim gücü de artmakta ve bu sayede yeni yapılan gayrimenkul yatırımlarına olan talebin de yüksek olması sağlanacaktır (http://www.wikipedia.org/wiki).

(35)

27 • Enflasyon

Fiyatların genel ve özel seviyesinde görülen sürekli artış olarak tanımlanabilir. Bu artış için tek bir fiyat ya da fiyat grubu değil, fiyatlar genel seviyesi gösterge alınmaktadır. Fiyatların genel seviyesi, ekonomide seçilen belli bir mal ve hizmet kümesinin(sepetinin) parasal karşılığıdır. Fiyatlar, mal ve hizmetlerle dolaşımdaki para miktarı arasındaki dengeye göre oluşur. Para miktarındaki artış (emisyon), mal ve hizmet miktarındaki artış (büyüme) ile dengeli olursa fiyatların genel seviyesi değişmez. Ama bunlardan biri diğerinden fazla üretilirse az üretilen kıymetli hale gelir (http://www.wikipedia.org/wiki).

Enflasyonun yüksek olduğu ülkelerde spekülatif kazanç sağlama imkanlarında artış olur, genelde tasarruflarını nakit halde tutanlar ve alacaklı konumda olanlar en zarlı çıkanlardır, borçlular ise paranın değerini yitirmesi nedeniyle daha kolay ödeme imkanına kavuşurlar. Paranın alım gücündeki düşüş nedeniyle genelde gayrimenkul satın alınması en iyi çözüm olarak görülür.

• Vergi Oranı

Vergi, kamu hizmetlerinin maliyetini karşılamak üzere, ekonomik birimlerden siyasi güç altında ve karşılıksız olarak devlete kaynak aktarılmasıdır. Kamu hizmeti yapmak durumunda olan devlet, bunu yaparken mal ve hizmet üretiminde bulunur. Gerekli üretim faktörlerini sağlarken kamu fonlarını kullanır. Bu fonlar içerisinde vergi gelirlerinin oranı yüksektir. Sanayileşmiş toplumlarda %100'e ulaşmaktadır. Devlet, belirtilen temel amaç dışında kamu faaliyetlerine paralel diğer bazı fonksiyonları da vergilere yükleyebilir. Bu arada gelir dağılımının kontrolü, piyasada fiyat istikrarının sağlanması gibi fonksiyonlar da kısmen vergiye yüklenebilir (http://www.wikipedia.org/wiki) .

Gayrimenkulün satın alınması aşamasındaki vergiler, veya yeni proje geliştirme sırasında karşılaşılan vergi oranları hedeflenen getiri üzerinde doğrudan etkilidir. Yatırımcı vergi avantajı elde edebilmek için yatırım fonu ya da gayrimenkul yatırım ortaklığı kurma yolunu tercih edebilir. Ancak bu oranlar ve ayrıcalıklar ülkeden ülkeye değişmektedir.

(36)

28 • Gayrimenkulün Konumu

Yapılan yatırımın tipine bağlı olarak yeni geliştirilecek bir projenin ya da satın alınması düşünülen mevcut bir gayrimenkulün yeri şehrin değişik bölgelerinde olabilir. Lojistik amaçlı kullanılacak bir deponun yer seçimi şehir merkezinden uzakta karayolu, demiryolu, denizyolu ve havayolu ulaşım imkanlarından en yüksek seviyede faydalanacak şekilde olmalıdır. Bu durum ofis binası yatırımı için şehir merkezi, kolay ulaşım sağlayacak ana cadde üzerinde, diğer ofis binalarına yakın mesafede olarak değiştirilebilir (Holland, 2006).

3.3.2 İdari / Politik

• İmar Planı / Planlı yapılaşma

Onaylı halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olan, varsa bölge ve çevre düzeni planlarına uygun olarak hazırlanan ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere 1/2000 veya 1/5000 ölçekte düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporu ile bir bütün olan plandır (http:// www.bayindirlik.gov.tr/iller/istanbul/hizmetdetay.php?ID=1766).

Belirli bir bölgeye ait imar planın bulunması gayrimenkul yatırımcısı için bir çok soru işaretini ortadan kaldırır. Bunların başında nasıl bir projeyi, nerede, hangi kısıtlamalar altında yapacağı sorusu vardır. İmar planının olması birden fazla gayrimenkul geliştiricisinin aynı ürünü birbirine yakın konumda yapmasına engel olur ve etkin kullanımını sağlayacak bölgelerde inşa edilmesini sağlar. Bu sayede şehrin düzenli gelişimi için katkıda bulunulmuş olur.

• Yabancıların Mülk Edinmesi

Yabancı ülke vatandaşlarının karşılıklılık ilkesi uyarınca ülkeler arasındaki ikili anlaşmalara bağlı olarak gayrimenkul edinmelerini sağlayan yasalar bu kapsamda yer almaktadır. Büyük yatırımcıların yanında bireysel yatırımcıların da ilgisini yabancı ülkelerdeki gayrimenkule çeken bu yasa sayesinde özellikle gelişmiş ülkelerde yaşayan emeklilerin nispeten daha ucuz ve gelişmekte olan ülkelerde gayrimenkul satın aldığı ve bu ülkelere yerleştiği görülmektedir (Holland, 2006).

(37)

29 • Dış Yatırımlara Açıklık

Yabancı yatırımcıların ülke içinde doğrudan yapabilecekleri gayrimenkul yatırımlarına izin veren gerekli düzenlemelere sahip olan ilkeler dış yatırımlara açık ülkeler olarak kabul edilirler. Yatırım şekli yabancı yatırımcının tek başına doğrudan yatırım yapması ya da yerel bir ortak ile birlikte yatırım yapması şeklinde olabilir. Günümüzde en çok dış yatırım alan ülkeler sıralamasında ilk sırada Çin ve Hindistan yer almakta, bunları A.B.D takip etmektedir (http://www.wikipedia.org/wiki).

• Yerel Yatırımlar / GYO’lar

Ana faaliyet konusu gayrimenkul yatırımları olan GYO’ların kurulumu ile ilgili olarak yapılan yasal düzenlemeler sayesinde daha düzenli ve daha büyük projeler geliştirilebilmekte, halka arzı mümkün olan GYO’lar küçük yatırımcılar tarafından da takip edilebilmektedir (http://www.wikipedia.org/wiki).

• Ekonomik-Askeri işbirliği örgütlerine üyelik

Dünya genelinde farklı amaçlar için kurulmuş olan askeri, ekonomik ve benzeri alanlarda birlikte hareket eden ülkeler bu sayede kendi güvenliklerini ve ekonomilerini güçlendirmektedirler. Ekonomik işbirliğine en iyi örnek Avrupa birliği, askeri işbirliği için ise NATO verilebilir. Asya ülkeleri de benzeri ekonomik ve askeri işbirliği kurulmakta ve bu sayede bölgesel bir sinerji yaratılmaktadırlar. Gayrimenkul yatırımları işbirliği dahilinde olan ülkeler arasında daha rahat ve hızlı gerçekleşmekte, hazır halde olan temel ticari anlaşmalar sayesinde hem yatırımcı hem de yatırım yapılan ülke ekonomisine katkıda bulunmaktadır (http://www.wikipedia.org/wiki).

• Politik istikrar

Gelişmekte olan ülkelerde yaşanan ekonomik krizler, daha fazla demokrasi isteği, askeri ve sivil üst düzey yetkililerin iktidar savaşları ve benzeri siyasi bozukluklar bu ülkelere dış kaynaklı yatırımların gelmesini engellemekte, ülke içinde ise yatırım yapmak için çok riskli koşullar oluşturmaktadır. Siyasi iktidarın güçlü olduğu ve istikrarın korunduğu Rusya bu sayede dünyanın en çok ilgi gören yatırım merkezlerinden biri haline gelmiştir (Holland, 2006).

(38)

30 3.3.3 Sosyal / Demografik

• Nüfus / Nüfus Dağılımı

Özellikle perakende sektörü ile ilgili yatırımları yakından ilgilendirmekte olup alışveriş merkezi ve eğlence merkezi yatırımları ülke nüfusunun yoğun olarak yaşadığı yerlerde ağırlık kazanmaktadır. Bu nüfusu oluşturan bireylerin dağılımı ise diğer bir etkili unsurdur, genç ve dinamik yapıya sahip olan nüfus ile yaşlı nüfus arasındaki denge yine perakende sektörü yatırımcılarının öncelikle inceledikleri konulardır (http://www.wikipedia.org/wiki; Holland, 2006). • Şehirleşme oranı

Şehirleşme nüfusun kırsal alandan şehre doğru göç etmesi sonucu şehir nüfusundaki artış olarak tanımlanabilir ancak bu tanıma ek olarak şehre göç eden kişilerin şehrin tüm imkanlarından tam olarak planlı ve yasal bir şekilde faydalandığı durum dikkate alınmalıdır aksi takdirde gecekondulaşmanın da şehirleşme kapsamında değerlendirilmesi gerekir. Hızına ve oranına bağlı olarak şehirleşme şehrin ekonomisi ve genel ekolojik yapısı üzerinde önemli değişikliklere neden olabilir. Ekonomik değişikliklerin başında seri imalata geçiş, hizmet sektörünün ortaya çıkışı verilebilir. Bu oranın artması ile birlikte gayrimenkul talebinde paralel bir artış ortaya çıkar, talebin arzdan fazla olması genelde karşılaşılan bir durum olup gayrimenkul fiyatlarında artışa neden olur (http://www.wikipedia.org/wiki).

3.3.4 Yapısal • Şeffaflık

Gayrimenkul alım-satım işlemlerine ait verilen, mevcut ve yapılması onaylanmış projeler hakkında bilgilerin elde edilebilmesi gayrimenkul yatırım stratejilerinin üretilebilmesi için temel bilgiyi oluşturur. Bu ve benzeri bilgilerin gizli olduğu ya da açıklanmadığı durumlarda gayrimenkulün değerlendirilmesi ya da geliştirilmesi aşamalarında haksız rekabete neden olmakta, projenin başarısı için büyük risk söz konusu olmaktadır (Holland, 2006).

• Getiri oranı (Cap Rate)

Satın alınan ya da geliştirilen bir gayrimenkulün yatırım değeri ile yıllık getirisi arasındaki orana “getiri oranı” denir. Getiri oranı yalnızca gayrimenkule yapılan yatırımın ürettiği getiriyi dikkate alır, bu hesaplamada gayrimenkulün kendisinde

(39)

31

meydana gelen değer artışı hesaba dahil edilmez. Örneğin 1 milyon USD bedel ile satın alınan ofis binasının brüt yıllık getirisi 100 bin USD ise getiri oranı 10% ‘dur (http://www.wikipedia.org/wiki).

• Likidite

Gayrimenkul piyasasındaki işlemlerin kısa süre içinde gerçekleştirilebilmesi çoğu zaman tarafların elinde bulunan nakit miktarına ya da temin süresine bağlıdır. Nakit paranın ya da para değişiminin hızlı olarak geçekleştirilebildiği piyasalar likiditesi yüksek olarak adlandırılır (http://www.wikipedia.org/wiki).

• Piyasa Temel Değişkenleri

Arz-talep dengesine bağlı olarak piyasada yer alan satışı ya da kiralanması söz konusu olan gayri menkullere ait arz miktarı, talep miktarı, boşluk oranı, satış ya da kira birim fiyatları temel değişkenleri oluşturmaktadır.

Bu değişkenler bir döngünün parçası olarak ortaya çıkar, herhangi bir zamanda oluşan talebin, arz ile karşılanması için geçen süre içinde gayrimenkulün fiyatında kısıtlı arz nedeniyle yükselme meydana gelir. Talebi karşılamak için arz miktarında artış olur ancak bu durum inşaat malzeme fiyatlarında artışa neden olur. Artan inşaat maliyeti nedeniyle gayrimenkul satış/kira değerinde artış olur. Fiyatın artması nedeniyle talep düşer ve bir tam tur gerçekleşmiş olur. Talebin artması ile bu döngü devam eder (Holland, 2006).

• Fiyat Artışı

Gelişmiş olan ülkelerde şehir merkezilerinde gayrimenkul geliştirme için kısıtlı miktarda arsa kalması arsa fiyatlarını yükseltmekte, yükselen arsa fiyatları nedeniyle de projelerin karşılığı düşmektedir. Gelişen ülkelerdeki durum ise daha çok artan inşaat faaliyetleri nedeniyle inşaat malzemesine ve iş gücüne olan talebin artması bu nedenle de fiyat artışının yaşanması şeklinde olmaktadır. Dünya genelinde petrol fiyatlarına bağlı olarak malzeme fiyatlarında genel bir artış da söz konusu olmuştur (Holland, 2006).

(40)

32 3.3.5 Küresel

• Ülkenin Coğrafi Konumu

Ülkenin dünya üzerindeki yerinin yatırım tipine bağlı olarak uygun olup olmadığı, örneğin lojistik yatırımı ise hangi ana ulaşım yolları üzerinde olduğu, denize olan mesafesi, hava ulaşımına elverişli olup olmaması gibi hususlar önemlidir. Bunun dışında coğrafi açıdan doğal merkez konumunda olan bir ülkeye yatırım yapılarak komşu olan daha küçük boyuttaki ülkelerde de faaliyette bulunulması her zaman için yatırımcıların dikkat ettiği bir husustur. Ülkenin genel şartları incelendikten sonra aranan niteliklere sahip olan şehirler üzerinde daha detaylı çalışma yapılır (Holland, 2006).

• Ulusal güvenlik / Terörizm

Dünya genelindeki terörizm faaliyetlerindeki artış, nükleer silahlanma ve savaşlar gayrimenkul yatırımlarının savaşların ve tehlikenin daha az olduğu bölgelere doğru kaymasına neden olmaktadır. Uluslararası yatırımcıların daha güvenli bulduğu ülkelerde kendi ülkelerinden daha aktif durumda oldukları karşılaşılan bir durumdur. Güney Kore üzerindeki Kuzey Kore kaynaklı nükleer tehdit bu ülkedeki yatırımların büyük bir çoğunluğunun yerel olmasına neden olmuş, Güney Kore‘li yatırımcıların daha güvenli bulduğu yurt dışı piyasalara yönelmesinde etkisi olmuştur (Holland, 2006).

• Petrol

1998 yılında Rusya’da petrol fiyatlarının aşırı derecede düşmesi nedeniyle yaşanan ekonomik kriz ve bölge ülkelerinde yarattığı etki yakın tarihte petrolün ekonomi üzerindeki gücünü gösteren en önemli örneklerden biridir. 1998 yılından bugüne kadar geçen dönemde ise yükselen petrol fiyatları kriz yaşayan petrol üreten ülke ekonomilerine itici güç olmuştur. 2006 yılında tarihinin en yüksek seviyelerine ulaşan petrol sayesinde başta Rusya olmak üzere bölgede petrol üreten Kazakistan, Azerbaycan ve Türkmenistan’da yıllık büyüme oranları en üst seviyeye ulaşmıştır (http://www.eiu.com).

Referanslar

Benzer Belgeler

Veri akışı bağlamında ise; hafta ortasında açıklanacak olan dış ticaret ve ekonomik güven endeksi verileri öne çıkıyor.. ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ

Ek olarak, geçtiğimiz hafta ABD Tahvil getirilerindeki artış ile birlikte gelişen ülke para birimlerinde yaşanan sert satışlarında etkisiyle 7,5 seviyesini test eden

- Küresel piyasalarda geçtiğimiz, ABD’de senatoda kabul edilen 1,9trln USD’lık teşvik paketinin etkisiyle pozitif etkisine karşın ABD 10 Yıllık Tahvil

Valcour ve ark.’nın çalışma- sında olduğu gibi bizim çalışmamızda da ciddi 25(OH) D vitamini eksikliği olan (25(OH)D vitamini düzeyi <10 ng/mL=ciddi eksiklik)

Böylece buz kristalleri başlangıçta hücreler arası boşluklarda oluşma eğilimindendir ve hücreler arası buz kristalleri büyüdükçe devam eden donma,

 18 Şubat Perşembe Türkiye; TCMB PPK Toplantısı, Tüketici Güveni ABD; Haftalık İşsizlik Başvuruları, Konut Başlangıçları, İnşaat İzinleri Euro Bölgesi; TÜFE..  19

- Yeni haftada yurtiçi piyasaların veri gündeminde; hafta ortasında TÜİK’in açıklayacağı Kasım ayı istihdam verileri, Cuma günü cari işlemler dengesi, sanayi ve TCMB

Amaç: Yenidoğan yoğun bakım ünitesinden taburcu olan çok düşük doğum ağırlıklı preterm bebeklerin uzun dönemdeki nörogelişimsel bozukluk sıklığını