• Sonuç bulunamadı

Öğretmen Adaylarının Değer Tercihleri: Giresun Eğitim Fakültesi Örneği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Öğretmen Adaylarının Değer Tercihleri: Giresun Eğitim Fakültesi Örneği"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Giresun E¤itim Fakültesi Örne¤i

Enver SARI, Yrd. Doç. Dr. Giresun E¤itim Fakültesi

At›f/– Sar›, E. (2005). Ö¤retmen adaylar›n›n de¤er tercihleri: Giresun E¤itim Fakültesi örne¤i.

De-¤erler E¤itimi Dergisi, 3 (10), 73-88. © DeDe-¤erler E¤itimi Merkezi

Özet– Bu araflt›rman›n temel amac› ö¤retmen adaylar›n›n de¤er tercihlerini belirlemektir.

Ö¤rencile-rin de¤er tercihleÖ¤rencile-rini belirlemede De¤erler, Suç Anlay›fl› ve Ahlaki Hüküm Ölçe¤i (Güngör, 1998) kul-lan›lm›flt›r. Ölçekte 7 de¤er alan›yla iliflkili 28 kötü davran›fl örne¤i yer almaktad›r. Yalanc› flahitlik, de-dikodu, seçimde hile yapmak, vergi kaç›rma, sanat eseri kaçakç›l›¤›, birinin bilgisizli¤iyle alay etmek ve ateist olmak baz› kötü davran›fl örnekleridir. Giresun E¤itim Fakültesinde 110 ö¤renci (55 k›z, 55 erkek) üzerinde gerçeklefltirilen araflt›rmada ö¤rencilerin de¤er tercihleri önem s›ras›yla siyasi, genel ahlak, dinî, ekonomik, estetik, sosyal ve bilimsel de¤erler olarak bulunmufltur. K›z ve erkek ö¤renci-lerin bilimsel de¤erleri aras›nda bir farkl›l›k yoktur. Erkek ö¤renciö¤renci-lerin de¤erleri benimseme düzeyleri bilimsel de¤er d›fl›ndaki tüm de¤er alanlar›nda k›z ö¤rencilerden daha yüksektir. Araflt›rmada tüm de-¤er alanlar›n›n birbiriyle anlaml› iliflkiler içinde olduklar› bulunmufltur.

Anahtar Kelimeler– De¤erler, De¤er Tercihleri, Ö¤retmen Adaylar›.



Girifl

Yaflam› anlaml› k›lan bizim için önemli olanlard›r. Önem verdiklerimiz bi-zim için de¤erli olmaktad›r. Önem verilenlerin k›tl›¤› ise de¤er düzeyini ar-t›rmaktad›r. Genel anlam›yla de¤erler yaflant›m›z› etkilemektedir. De¤erin sosyal ve kültürel biçimleri bireyleri farkl› flekillerde etkilemektedir (Gökçe, 1994). Tezcan (1997 :198)’a göre de¤iflmeye karfl› olan kültürel engellerden biri de de¤erler ve tutumlard›r. Bu de¤er ve tutumlar gelenekçilik, dinsel ne-denler, inançlar, kadercilik, kültür bencilli¤i, gurur ve flahsiyet, mahcubiyet normlar› ve göreli de¤erler fleklinde belirlenmektedir. E¤itim ayn› zamanda gelecek kuflaklara de¤er aktar›m›n›n yap›ld›¤› bir süreçtir. Bu süreç

(2)

içerisin-de ö¤retmenlerin sahip olduklar› içerisin-de¤erler ö¤rencileri etkileyecektir. Bu var-say›mdan yola ç›karak ö¤retmen adaylar›n›n sahip olduklar› de¤erler önem kazanmaktad›r. Ö¤retmen adaylar›n›n de¤erlerini incelemeden önce de¤erin ne oldu¤u, nas›l olufltu¤u, etkileri, din ve felsefeyle iliflkisi ve psikolojide de-¤erlerle ilgili yap›lan çal›flmalar afla¤›da verilmifltir.

Bir Kavram Olarak De¤er

De¤erler, sosyal yaflant›lar›n ölçütlerini oluflturur. Bir davran›fl biçimini öbü-rüne tercih etmede de¤erler önemli bir rol üstlenmektedir. Baflka bir bak›fl aç›s›ndan, de¤erler davran›fllar›n kaynaklar›n› oluflturdu¤u gibi ölçütlerini de belirler. Belirli bir davran›fl› oluflturmada etkin olan de¤er onun nas›l ol-du¤una da karar verir. De¤erler bir kiflinin veya sosyal grubun kabul etti¤i standartlar, inançlar veya moral ilkeleridir (Collins English Dictionary, 1991: 1694). De¤erler ömür boyu sürecek ba¤l›l›klar›m›z› üretir ve hatta nas›l öl-memiz gerekti¤ini bile söyleyebilir (Kilby, 1993). De¤erler benli¤in alg›lan-mas›nda da önemli yer tutmaktad›r. Bu nedenle insanlar kendilerini de¤er sistemleri içerisinde alg›lamaktad›r. Stein (1985) de¤erleri kendini tan›mla-ma olarak tarif etmektedir. De¤erin kiflinin kendine yönelik at›flar›ndan bafl-ka nesnel bir yönü de bulunmaktad›r. Nesnel yönü ile de¤er maddi ve ma-nevi gibi iki yönden ele al›nabilir. Örne¤in, eski model bir kol saatinin mad-di hiçbir de¤eri olmayabilir, ancak saat ölen babadan kalan bir hat›ra ise farkl› bir de¤ere sahip olabilmektedir. De¤erlerin ölçütleri vatandafll›k göre-vi, do¤ru, sevap, toplumsal ç›kar, güzel, bilimsel gibi yarg›lardan oluflur. Bu yönüyle de¤erler öznel, felsefi, dinî, sosyal ve kültürel ölçütlerde olabilmek-tedir. De¤erlerle tutumlar aras›nda bir iliflki söz konusudur. Campell (1963) de¤er ile tutumun ayn› anlama sahip kavramlar oldu¤unu ileri sürmüfltür. Bununla beraber Rokeach (1973) de¤er ile tutumun ›srarla farkl› anlamlar› haiz kavramlar oldu¤unu savunmufltur. Yap›c› ve Zengin (2003) ise de¤erle-ri, paylafl›lm›fl ve genelleflmifl tutumlar olarak görmektedir. Fichter (1990), kifliye ve gruba yararl›, istenir veya be¤enilen her fleyin de¤ere sahip oldu¤u-nu ileri sürmektedir. Bu yönüyle de¤er, “Bir fleyin arzu edilebilir veya edile-mez oldu¤u hakk›ndaki inançt›r.” (Güngör, 1998: 27). De¤er, özel eylemle-ri ve amaçlar› yarg›lamada temel bir standart sa¤layan ve bir grubun üyeleeylemle-ri- üyeleri-nin güçlü duygusal ba¤l›l›klar›yla oluflmufl soyut, genellefltirilmifl davran›fl prensipleridir (Theodorson & Theodorson, 1979: 455). Bu davran›fl prensip-leri bireyprensip-lerin yaflam biçimprensip-lerini belirlemektedir. Bir davran›fl ilkesi olarak de¤er yaflant›lar sonucuyla, yani ö¤renmeyle, oluflmaktad›r.

de¤erler e¤itimi

(3)

De¤erlerin Oluflumu

Bireylerin yaflam biçimini oluflturan de¤erler, sosyal rolleri ö¤renmeyle ger-çekleflmektedir. De¤erlerin ö¤renilmesinde uyar›c› eflleflmesi (klasik koflul-lanma) söz konusudur. Köpek ulumas› ölüme yol açar anlay›fl›, sabaha kar-fl› uluyan köpekten sonra birkaç kez cenaze haberinin al›nmas›yla ortaya ç›k-m›fl olabilir. De¤erlerin ö¤renilmesinde takdir edilenin tekrar etmesi (ope-rant koflullanma) de önemli rol oynamaktad›r. Bir toplumda devlete vergi ödememe cezaland›r›lmaz ve ay›planmaz ise bu davran›fl›n ortaya ç›kma s›k-l›¤› artar. De¤erlerin ortaya ç›kmas›nda sosyal onay önemlidir. Sosyal olarak onaylananlar zamanla davran›fl ölçütleri hâline gelerek de¤erleri olufltur-maktad›r. De¤erlerin ö¤renilmesinde model alma ve taklit önemlidir. Örne-¤in, baban›n dedeye gösterdi¤i sayg› gösterme davran›fl› çocuk taraf›ndan model al›n›r veya taklit edilir. Dolay›s›yla sosyal ö¤renme teorisinin temel varsay›mlar› dikkate al›narak, de¤er yarg›lar›n›n kiflinin yetiflti¤i çevreden beslenerek flekillendi¤i söylenebilir (Ünal, 1981). De¤erlerin ö¤renilmesinde bilgi ve düflünce boyutu da önemlidir. ‹nsanlar tercihlerini ve yarg›lar›n› ye-ni ö¤rendikleriyle de¤ifltirmekte ve flekillenmektedir. Sonuçta de¤erler gene-tik olarak aktar›lmazlar. De¤erler sosyal rollerle ö¤renilerek bir sonraki ku-flaklara aktar›l›rlar. Sosyal roller içinde mesleki, cinsel, sosyal, kiflisel gibi kimlik yap›lar› da yer almaktad›r. Sosyal rollerle biçimlenen kimlik yap›lar›-n›n oluflmas›nda de¤erler önemli bir yere sahip bulunmaktad›r. Belirli bir sosyal rolde kiflilerin neler yapmas›, neler yapmamas› ve nelere k›ymet ver-mesi ö¤renilir ve bunlar bir yapt›r›m da olabilir. De¤erler çeflitli sosyal rol-lerde bize neler yapmam›z gerekti¤ini de söylemektedir. Örne¤in, cinsel kimlikle ilgili de¤erler k›z ve erkek çocuklar›nda farkl› oluflur. Bir erkek için cesaret, azim, sebat ve so¤ukkanl›l›k önem verilen de¤erler olurken k›zlar için koruyuculuk, duygusall›k ve ba¤l›l›k daha önemli de¤erler olarak karfl›-m›za ç›kar. De¤erlerin oluflmas›nda sosyal destekler ve pekifltireçler önemli-dir. Bir de¤er di¤er insanlar taraf›ndan onaylan›r ve takdir görürse bireydeki etkisi yüksek olur. De¤erler arkalar›ndaki toplumsal destekleri kaybettikçe de¤iflmeye veya etkisiz olmaya bafllamaktad›r.

De¤erlerin De¤iflimi ve Etkileri

De¤erlerin de¤iflimi bireylerin kiflilik yap›lar›nda önemli de¤iflikliklere yol açar. De¤erler bireysel aç›dan benlik kavram›n›n özünü oluflturarak eylem ve düflünceyi etkiler (Lau, 1988). Toplumsal aç›dan de¤er de¤iflimi ise sosyal ve

(4)

tim biçimini, hatta ça¤lar› de¤ifltiren niteliklerle kendini gösterebilmektedir. Bununla ilgili olarak, Weber (1985) Protestan eti¤inin yaratt›¤› bir çal›flma ahlak› sonucunda, insanlar›n büyük bir baflarma güdüsü ile hareket ederek modern kapitalizmin Luther ve Calvin mezheplerinin yayg›n oldu¤u yerler-de ortaya ç›kt›¤›n› ileri sürmektedir.

De¤erlerin Din ve Felsefe ile ‹liflkileri

De¤erler din ve felsefe içerisinde geçmiflten günümüze kadar tart›fl›lm›flt›r. Bütün dinler, insanlar›n nas›l olmas› gerekti¤ini ö¤retmeye çal›flarak, insan-lar›n birbirleriyle ve insanüstü varl›kla aras›ndaki iliflkilerin nas›l olmas› ge-rekti¤ini buyruklarla ortaya koyar (Mengüflo¤lu, 1983: 275). De¤erlerle ilgi-li ilkeler felsefi etik içersinde yer almaktad›r. Etik ahlaki yarg›lar›n felsefesi-dir. Ahlak sözlük anlam›yla huylar demektir. Ahlak kelimesinin Avrupa dil-lerindeki karfl›l›¤› olarak Almancada ethik, Frans›zcada ethique ve ‹ngilizce-de ise ethics kelimeleri kullan›lmaktad›r. Bütün bunlar, Grekçe‹ngilizce-den al›nm›fl olan ve karakter manas›na gelen ethos kelimesinden türetilmifltir. Moral ke-limesi ahlaki yarg›lar anlam›nda kullan›lmaktad›r. fiu hâlde etik, moralin fel-sefesidir. Baflka bir deyiflle, ahlaki yarg›larla ilgili sorulara verilen cevaplar›n tümüdür. Felsefi bak›mdan insan›n nas›l olmas› gerekti¤i Grek eti¤inde di-ne benzer bir tutum içindeydi. Nitekim Aristoteles insan›n amac›n›n mutlu-luk oldu¤unu, insanlar›n mutlumutlu-luk arad›¤›n›, ancak mutlulu¤un ne oldu¤u konusunda anlaflamad›klar›n› belirtmektedir. Milattan önce beflinci as›rda ilk defa Sofistler ahlakta görelilik konusunu ele alarak ahlak› inkâr etme yo-luna gittiler (Keklik, 1996: 232). Kant insan›n mutluluk aramaktan öte, iyi-yi aramaya yönelmesi gerekti¤ini savunmaktad›r. Kant iiyi-yiiyi-yi istemeiyi-yi “Öyle hareket et ki senin hareketlerinin yasas›, ayn› zamanda baflka insanlar›n ha-reketleri için de bir ilke ve yasa olsun.” (Aktaran Mengüflo¤lu, 1983: 276). sözüyle belirtmektedir. Kant’a göre mutluluk göreli bir kavramd›r, iyi ise ah-lak, vicdan ve pratik akla göre biçimlenmektedir. Max Scheler felsefenin etik problem alan›n› de¤erler eti¤i ile incelemifltir. Scheler de¤erleri kiflisel, ya-flamsal ve olgusal (fley de¤erleri) olarak üçe ay›rmaktad›r. Kiflisel de¤erler in-san›n kendisinin flekillendirdi¤i iyi, kötü, sayg›, sevgi ve nefret gibi de¤erler-den oluflmaktad›r. Yaflamsal de¤erler sa¤lam, hasta, c›l›z, dinç, bitkin, gür-büz gibi canl› varl›k dünyas›n›n niteliksel de¤erleridir. Olgusal de¤erlerde ise yararl›l›k, ekonomiklik, estetiklik ve kültürel uygunluk gibi de¤erler yer al-maktad›r. Scheler bu üç grup de¤eri mutlak ve göreli de¤erler olarak ikiye ay›rmaktad›r. Bu durumda kiflisel de¤erler göreli, olgusal ve yaflamsal de¤er-de¤erler

(5)

ler ise mutlak olmaktad›r. Scheler de¤erin afla¤› ve yüksek olmas› durumun-dan bahsetmekte ve kiflisel de¤erlerin yüksek de¤erler oldu¤unu ileri sür-mektedir (Aktaran Mengüflo¤lu, 1983: 280). Felsefe okullar› de¤erlere fark-l› aç›lardan yaklaflm›fllard›r. ‹dealizme göre de¤erler bilgiyi yans›t›r. Realizm-de ise sosyal, fizik ve insan iliflkilerinRealizm-deki gerçekli¤in yans›mas› Realizm-de¤erleri oluflturmaktad›r. Pragmatizm, insanlar›n kiflisel ve sosyal geliflimine katk› yapan fleylerin de¤erli, onlar›n geliflimini engelleyen ve deneyimlerini s›n›r-layan fleylerin ise de¤ersiz oldu¤unu iddia etmektedir. Varoluflçular ise in-sanlar›n özgür seçimleriyle oluflturduklar› ilkeleri ve yaflama biçimlerini de-¤erli görmektedir (Akbaba-Altun, 2003).

Psikolojide De¤erlerle ‹lgili Çal›flmalar

Psikologlar›n de¤erlerle ilgili çal›flmalar› 1928 y›l›nda Spanger’in de¤erlerle kiflilik tipolojisi aras›ndaki iliflkiyi belirlemek üzere yapt›¤› çal›flmayla baflla-m›flt›r. Spanger (1928)’den sonra Allport, Vernon ve Lindzey (1960) de¤er-ler üzerinde araflt›rmalarda bulunarak de¤erde¤er-leri alt› grupta toplam›flt›r. Gün-gör (1998) bu de¤erlere ahlaki de¤erleri de ekleyerek estetik, bilimsel, eko-nomik, siyasi, sosyal, dinî ve ahlaki olmak üzere yedili bir de¤er gruplamas› yapm›flt›r. Rokeach (1973), Allport, Vernon ve Lindzey (1960)’in s›n›fland›r-malar›ndaki de¤erlere amaç de¤erler demektedir. Amaç de¤erlere ulaflmak için oluflturulan de¤erler ise Rokeach (1973) taraf›ndan araç de¤er olarak be-lirlenmifltir. Schwartz ve Bilsky (1987), Rokeach (1973)’›n belirledi¤i araç ve amaç de¤erlere yeni de¤er ifadeleri ekleyerek 30 amaç ve 26 araç de¤er ifa-deli bir de¤er ölçe¤i gelifltirmifltir. De¤erler ister bir araç, isterse amaç olsun yaflant›m›z› etkilemektedir. De¤erlerin insan yaflam›ndaki etkisi farkl› et-menlerle de kendisi gösterebilmektedir. Myyry ve Helkama (2001) farkl› bö-lümlerde okuyan üniversite ö¤rencilerinin de¤erlerini karfl›laflt›rm›flt›r. Arafl-t›rmada, iktisat ö¤rencilerinin güç ve baflar›, sosyal bilimler ö¤rencilerinin evrensel ve teknik alanlarda okuyan ö¤rencilerin ise güvenlik de¤erleri yük-sek bulunmufltur. Çileli ve Tezer (1998), iyimser ve kötümser üniversite ö¤-rencilerinin de¤erlerini incelemifllerdir. Araflt›rma bulgular›na göre iyimser-lerin benlik alanlar›n› geniflletmeye, kötümseriyimser-lerin ise benlikiyimser-lerini k›s›tlama-ya e¤ilimli olduklar› ortak›s›tlama-ya ç›km›flt›r. Çileli ve Tezer (1998)’in araflt›rmas›na göre en önemli de¤er olarak özgürlük de¤eri bulunmufltur. Cinsiyet farkl›l›-¤› de¤er tercihlerinde önemli bir etmen olarak kendini gösterebilmektedir. Eagly (1987), cinsiyet farkl›l›¤›n›n sosyal davran›fl üzerindeki etkisinin bire-yin sahip oldu¤u sosyal statü ile ilgili kal›p yarg›lara göre davranmas›ndan kaynakland›¤›n› ileri sürmektedir. Örne¤in, yap›lan araflt›rmalarda (Feather,

(6)

›t, 1994; Verkasalo, Tuomivaara, & Lindeman, 1996) erkeklerde güç ile ilgi-li, kad›nlarda ise yard›mseverlikle ilgili de¤erlerin öncelikli oldu¤u bulun-mufltur. Bundan baflka Vernon ve Allport (1931) yapt›klar› araflt›rmada er-keklerde bilimsel, ekonomik ve siyasi de¤erlerin, k›zlarda ise estetik, dini ve siyasi de¤erlerin yüksek oldu¤unu ortaya koymaktad›rlar. Ünal (1981) tara-f›ndan yap›lan bir araflt›rmada ise k›zlar›n estetik, erkeklerin ise dinî ve bi-limsel de¤erlerinin daha yüksek oldu¤u bulunmufltur. Bacanl› (2002), yapt›-¤› araflt›rmada erkek ö¤rencilerin geleneklere sayg›l› olmay› ve dindarl›yapt›-¤› da-ha çok ön plana ç›karmada k›zlardan anlaml› derecede farkl›laflt›klar›n› be-lirlemifltir. Güngör (1998) ise yapt›¤› araflt›rmada erkekler ile kad›nlar›n de-¤er s›ralamalar›n›n anlaml› olmasa da negatif korelasyona sahip oldu¤unu tespit etmifltir. Yine bu araflt›rmaya göre orta yafll› kad›nlarla erkeklerin de-¤er s›ralamas›ndaki iliflki gençlere nazaran daha fazlad›r. Güngör (1998)’ün araflt›rmas›nda cinsiyete göre de¤er s›ralamas›ndaki fark›n her geçen gün ka-pand›¤› belirtilmektedir.

Ö¤retmen Adaylar› ve De¤erleri

‹nsan de¤erlerinin araflt›r›lmas› toplumun kültürünü ve sosyalleflme örüntü-sünü ortaya ç›kard›¤› gibi bireylerin yaflam yönelimlerini ve kiflilik özellikle-rini de belirlemektedir (Feather, 1975; 1990; 1993; Rokeach, 1973). Gelece-¤in ö¤retmenleri olarak ö¤retmen adaylar›n›n nas›l bir kültürlenme ve sos-yalleflme içerisinde oldu¤unun, yani de¤erler sisteminin nas›l oldu¤unun, bi-linmesi önemlidir. Ö¤retmenlerin de¤erlerinin ö¤renci davran›fllar›n› etkile-di¤i ile ilgili birçok araflt›rma bulgusu vard›r (Brophy & Good, 1986; Dickin-son, 1990; Gözütok, 1995; Var›fl, 1973). Saraço¤lu, Evin ve Varol (2004)’un yapt›¤› araflt›rmada bayan ö¤retmen adaylar›n›n erkeklere göre daha demok-ratik tutumlarda olduklar› bulunmufltur. Yap›lan bir baflka araflt›rmada ise ö¤retmen adaylar›n›n demokratik tutumlar›n›n ö¤retmenlerden daha fazla oldu¤u bulunmufltur (Gözütok, 1995). Demokratik tutumlardan baflka tüm de¤er alanlar›nda da ö¤retmen adaylar›n›n ne tür özelliklere sahip oldukla-r›n›n belirlenmesi önemlidir. Ülkemizde ö¤retmen adaylaoldukla-r›n›n genel ahlak, sosyal, siyasi, ekonomik, estetik, bilimsel ve dinî de¤er alanlar›nda ne tür özelliklere sahip oldu¤unu ortaya koyan kapsaml› bir çal›flmaya rastlanma-m›flt›r. Bu nedenle tüm de¤er alanlar›nda ö¤retmen adaylar›n›n ne tür özel-liklere sahip olduklar›n›n belirlenmesi bu çal›flmay› gerekli k›lmaktad›r. Bu araflt›rmada ö¤retmen adaylar›n›n genel ahlak, sosyal, siyasi, ekonomik, es-tetik, bilimsel ve dinî de¤erleri nas›l s›ralad›klar›, öncelikli de¤erleri, de¤er-lerin cinsiyete göre farkl›l›k gösterip göstermedi¤i ve de¤er alanlar› aras›nda-ki iliflaras›nda-kiler belirlenmifltir.

de¤erler e¤itimi

(7)

Yöntem Araflt›rma Modeli

Araflt›rma, tarama (survey) modeli fleklindedir. Araflt›rmada e¤itim fakültesi ö¤rencilerinin de¤erlerle ilgili görüflleri hiçbir de¤iflikli¤e u¤rat›lmadan ol-du¤u gibi betimlenmifltir.

Evren ve Örneklem

Bu araflt›rma 2004-2005 ö¤renim y›l›nda Giresun E¤itim Fakültesinin çeflit-li s›n›flar›nda ö¤renim gören 55’i k›z, 55’i erkek olmak üzere toplam 110 ö¤-renci üzerinde gerçeklefltirilmifltir. Araflt›rmada örneklem, basit tesadüfi ör-neklemeyle belirlenmifltir. Örneklem grubunu oluflturan ö¤rencilerin % 50’sinin (55 ö¤renci) ailesi köyde, di¤er % 50’sinin (55 ö¤renci) ailesi ise fle-hir veya kasabada yaflamaktad›r. Örneklem grubundaki ö¤rencilerin yar›s› (55 ö¤renci) alt sosyoekonomik düzeyde, di¤er yar›s› (55 ö¤renci) ise orta sosyoekonomik düzeydedir.

Veri Toplama Araçlar›

Araflt›rmada ö¤rencilerin ailelerinin yaflad›klar› yer ve sosyoekonomik dü-zeylerini belirlemek üzere araflt›rmac› taraf›ndan gelifltirilen kiflisel bilgi an-keti uygulanm›flt›r. Ö¤rencilerin de¤er tercihlerini belirlemek üzere De¤er-ler, Suç Anlay›fl› ve Ahlaki Hüküm Ölçe¤i (Güngör, 1998) kullan›lm›flt›r. De¤erler, Suç Anlay›fl› ve Ahlaki Hüküm Ölçe¤i (DÖ): Spanger (1928) ve Allport, Vernon ve Lindzey’in (1960) klasik de¤er tercih s›ralamas›na Güngör (1998) ahlaki de¤erleri ekleyerek bir de¤erler s›ralamas› ölçe¤i elde etmifltir. Bu ölçe-¤in mant›ki geçerlili¤i yap›lm›fl ve test tekrar test güvenirli¤i .84 olarak bulun-mufltur. Güngör (1998: 89) de¤er tercihi ölçe¤inin 7 de¤er sahas›na ait top-lam 28 kötü davran›fl örne¤i haz›rtop-lam›fl ve mant›ki geçerlili¤ini yapm›flt›r. Böy-lece her bir de¤er sahas› 4 tane kötü davran›fl örne¤iyle temsil edilmektedir. Ölçekteki kötü davran›fllar, genel ahlakla ilgili olarak “mahkemede yalanc› flahitlik yapmak”, sosyal de¤erle ilgili olarak “bir kimseyi çevresinde gözden düflürecek flekilde dedikodu yapmak”, siyasi de¤erle ilgili olarak “bir seçim-de iki oy kullanmak”, ekonomik seçim-de¤erle ilgili olarak “az vergi vermek için fazla masraf göstermek”, estetik de¤erle ilgili olarak “sanat eserlerini çal›p yurt d›fl›na kaç›rmak”, bilimsel de¤erle ilgili olarak “insanlar›n bilgisizlikle-rini yüzlerine vurarak onlarla alay etmek” ve dinî de¤erle ilgili olarak “tan-r›y› inkâr etmek” vb. fleklinde ifade edilmektedir.

(8)

tad›r. Ölçekte her bir madde, 1’den 10`a kadar s›ralanan bir ölçek üzerinden puanlanmaktad›r. Ölçekte her bir maddeden al›nacak en yüksek puan 1, en düflük puan ise 10’dur. 1 puan en az kötü davran›fl›, 10 puan ise en çok kö-tü davran›fl› belirlemektedir. Her bir de¤er alan›ndan al›nabilecek puan 4 ile 40 aras›nda de¤iflmektedir. Bu araflt›rmada Güngör (1998)’ün araflt›rmas›n-dan farkl› olarak ö¤rencilerin en çok kötü bulduklar› davran›fllarla ilgili de-¤er alanlar› ayn› zamanda dede-¤er tercihleri olarak kabul edilmifltir. Güngör (1998) ise araflt›rmas›nda de¤er hükümlerine göre tercihleri belirlemifltir. Araflt›rmac› taraf›ndan ölçe¤in 110 ö¤renciyle yap›lan güvenirlik çal›flmas›n-da her test maddesinin toplam puan ile ba¤›nt›s› Cronbach Alpha eflitli¤i ile de¤erlendirilmifl ve iç tutarl›l›k kat say›s› 0.84 bulunmufltur. Ölçe¤in test tekrar test güvenirli¤i ise 0.85 olarak bulunmufltur.

‹fllemler

Bu araflt›rmada verilerin analizinde SPSS 10.0 program› ile aritmetik ortala-ma, ba¤›ms›z gruplar için t-testi ve Pearson momentler çarp›m› korelasyon istatistikleri hesaplanm›flt›r. Araflt›rmada de¤er alanlar› ba¤›ml›, cinsiyet ise ba¤›ms›z de¤iflken olarak al›nm›flt›r. Araflt›rman›n, literatür tarama, veri top-lama, yorumlama ve analiz olmak üzere tüm aflamalar› Eylül 2004-Kas›m 2004 tarihleri aras›nda gerçeklefltirilmifltir.

Bulgular

Araflt›rmada ele al›nan problemlerle ilgili örneklem grubunun de¤erler s›ra-lamas›, de¤erlerin cinsiyete göre de¤iflimi ve de¤erler aras›ndaki iliflkiler afla-¤›da verilmifltir.

E¤itim Fakültesi Ö¤rencilerinin De¤erler S›ralamas›

de¤erler e¤itimi

Tablo 1

E¤itim Fakültesi Ö¤rencilerinin De¤er Sahalar›na ‹liflkin Puan Ortalamalar› ve Standart Sapmalar› n x ss Siyasi De¤erler 110 34,84 4,65 Genel Ahlak 110 34,55 4,78 Dinî De¤erler 110 34,05 5,82 Ekonomik De¤erler 110 33,83 4,61 Estetik De¤erler 110 32,17 6,14 Sosyal De¤erler 110 31,22 5,81 Bilimsel De¤erler 110 30,41 5,50

(9)

Tablo 1 incelendi¤inde ö¤rencilerin önem verdikleri de¤erlerin (1) siyasi (34,83), (2) genel ahlak (34,55), (3) dinî (34,05), (4) ekonomik (33,83), (5) estetik (32,17), (6) sosyal (31,22) ve (7) bilimsel (30,41) de¤erler olarak s›-raland›¤› görülmektedir. Buna göre siyasi de¤erlere birinci derecede önem verilmektedir. Yani ö¤rencilerin en çok önem verdikleri de¤er siyasettir. Ge-nel ahlak kurallar› ö¤rencilerin seçtikleri ikinci de¤er sahas›n› oluflturmak-tad›r. Dinî de¤erlerin ahlak de¤erlerinden sonra yer almas› araflt›rman›n önemli bulgular›ndan biridir. Di¤er bir deyiflle ö¤rencilerin de¤erleri dinî ol-maktan çok genel ahlak ilkelerine dayanmaktad›r.

Ö¤renciler ekonomik de¤erlere estetik, sosyal ve bilimsel de¤erlerden daha faz-la önem vermektedirler. Siyaset, ahfaz-lak ve dinden sonra en önemli de¤er ekono-midir. Estetik de¤erler ise sosyal ve bilimsel de¤erlerden daha önceliklidir. Sos-yal de¤erler ancak bilimsel de¤erlerden daha fazla öneme sahiptir. Bilimsel de-¤erlerin s›ralamada en alt düzeyde kalmas› ise araflt›rman›n flafl›rt›c› bir bulgu-su olarak ortaya ç›kmaktad›r. Özetle Girebulgu-sun E¤itim Fakültesi ö¤rencileri en çok önemi siyasi de¤erlere, en az önemi ise bilimsel de¤erlere vermektedirler.

K›z ve Erkek Ö¤rencilerin De¤er Alanlar› Aras›ndaki Farkl›l›klar Tablo 2 incelendi¤inde k›z ve erkek ö¤rencilerin bilimsel de¤er d›fl›nda tüm de¤er alanlar›nda farkl›laflt›klar› görülmektedir. Erkek ö¤rencilerin tüm de-¤er alanlar›nda puan ortalamalar› k›z ö¤rencilerin puan ortalamalar›ndan fazlad›r. Bu durum erkek ö¤rencilerin bilimsel de¤erler d›fl›ndaki tüm de¤er alanlar›nda k›z ö¤rencilere göre daha tutucu olduklar›n› göstermektedir.

de¤erler e¤itimi

Tablo 2

K›z ve Erkek Ö¤rencilerin De¤er Alanlar› Ortalamalar› Aras›ndaki t-testi

Cins n x ss t p Siyasi De¤erler K›z 55 33,58 5,09 -2.94 .00* Erkek 55 36,10 3,81 Genel Ahlak K›z 55 33,27 5,22 -2.90 .00* Erkek 55 35,83 3,93 Dinî De¤erler K›z 55 32,83 6,67 -2.33 .02* Erkek 55 35,27 4,56 Ekonomik De¤erler K›z 55 32,76 4,97 -2.49 .01* Erkek 55 34,90 3,97 Estetik De¤erler K›z 55 30,38 6,72 -3.18 .00* Erkek 55 33,96 4,94 Sosyal De¤erler K›z 55 30,05 6,19 -2.15 .03* Erkek 55 32,40 5,19 Bilimsel De¤erler K›z 55 29,56 5,95 -1.63 .10 Erkek 55 31,27 4,93 *p < .05

(10)

E¤itim Fakültesi Ö¤rencilerinin De¤er Alanlar› Aras›ndaki ‹liflkiler

Tablo 3 incelendi¤inde tüm de¤er alanlar›n›n birbiriyle iliflkili oldu¤u orta-ya ç›kmaktad›r. Birbiriyle en fazla iliflki estetik de¤erlerle ekonomik de¤erler aras›nda bulunmufltur (r=.59). ‹kinci s›rada birbiriyle en fazla iliflkide bulu-nan de¤erler estetik de¤erlerle bilimsel de¤erlerdir (r=.57). Üçüncü s›rada birbiriyle en fazla iliflkide bulunan de¤erler ise siyasi de¤erlerle genel ahlak de¤erleridir (r=.56). Di¤er de¤erlerle en az iliflki kuran de¤erler olarak dinî de¤erler bulunmufltur. Birbiriyle en az iliflkide bulunan de¤erler dinî de¤er-ler ile bilimsel de¤erde¤er-lerdir (r=.21). ‹kinci s›rada birbiriyle en az iliflkide bu-lunan de¤erler siyasi de¤erlerle dinî de¤erlerdir (r=.22), ayn› ba¤lamda üçüncü s›ray› dinî de¤erlerle estetik de¤erler aras›ndaki iliflki al›r (r=.23).

Tart›flma

Araflt›rma grubunda birinci öncelikli de¤er, siyasi de¤er olarak bulunmufltur. Bu veri Güngör (1998)’ün araflt›rmas›n›, ayr›ca özgürlük de¤erini siyasi bir de¤er olarak nitelendirdi¤imizde, Çileli ve Tezer (1998 )’in araflt›rmas›n› da destekler niteliktedir. Bu araflt›rmada erkek ö¤retmen adaylar› tüm de¤er alanlar›nda bayan ö¤retmen adaylar›ndan daha yüksek puan alm›fllard›r. An-cak bilimsel de¤erlerde bayan ve erkek ö¤retmen adaylar›n›n puan ortalama-lar› aras›nda anlaml› bir farkl›l›k ortaya ç›kmam›flt›r. Erkek ve bayan ö¤ret-men adaylar›n›n bilimsel de¤erler için farkl› de¤er tercihi oluflturmamalar›-n›n, ayn› ö¤renim düzeyinde olmalar›ndan ve bilimsel de¤erlerin cinsiyet ro-lü ile iliflkisinin az olmas›ndan kaynakland›¤› söylenebilir. Güngör (1998)’ün yapt›¤› araflt›rmada bilimsel de¤erler üniversiteli erkek ö¤rencilerde üçüncü, k›zlar ö¤rencilerde ise beflinci tercih düzeyindedir. Dolay›s›yla bu araflt›rma-n›n sonuçlar›yla Güngör (1998)’ün araflt›rmas› k›yasland›¤›nda aradan geçen de¤erler

e¤itimi

Tablo 3

E¤itim Fakültesi Ö¤rencilerinin De¤er Alanlar›

Aras›ndaki Pearson Korelasyon Katsay›lar› ve Önemlilik Düzeyleri

Siyasi Genel Dinî Ekonomik Estetik Sosyal De¤erler Ahlak De¤erler De¤erler De¤erler De¤erler

Genel Ahlak .56* Dinî De¤erler .22* .48* Ekonomik De¤erler .50* .56* .31* Estetik De¤erler .62* ,61* .23* .59* Sosyal De¤erler .55* .44* .36* .41* .49* Bilimsel De¤erler .43* .38* ,21* .46* .57* .52* *p < .05

(11)

süre ve örneklem grubunun farkl›l›¤› nedeniyle bilimsel de¤erlerin önemini yitirdi¤i fleklinde bir sonuca var›lmaktad›r. Bu durum Türk e¤itim sistemi ve üniversiteler için önemli bir uyar›d›r. Bilimsel de¤erlerin ö¤rencilerin de¤er tercihlerinde en alt düzeye düflmesi toplumsal yap›yla iliflkili olabilir. Siyasi iliflkilerin bilimsel de¤erlerin önünde yer ald›¤› bir toplumda siyasi de¤erlerin ön plana ç›kmas› beklenebilir bir durumdur. Ancak baflka bir bak›fl aç›s›yla si-yasi de¤erlerin bilimsel de¤erin önüne geçmesi toplumun hukuk ve demok-rasi iste¤inin bir yans›mas› olarak da de¤erlendirilebilir.

Bu araflt›rmadan farkl› olarak amaç ve araç de¤er (Rokeach, 1973) tercihle-rini belirleyen Bacanl› (2002), erkek ö¤rencilerin geleneklere sayg›l› olmay› ve dindarl›¤› daha çok ön plana ç›kartmada k›zlardan anlaml› derecede fark-l›laflt›klar›n› belirlemifltir. Saraço¤lu, Evin ve Varol (2004)’un yapt›klar› arafl-t›rmada erkek ö¤retmen adaylar›n›n de¤er puan ortalamalar› bayan ö¤ret-men adaylar›nkinden daha yüksektir. Bu araflt›rmada ortaya ç›kan erkek ö¤-retmen adaylar›n›n tüm de¤er alanlar›nda daha tutucu olmalar› sonucu Ba-canl› (2002), Saraço¤lu, Evin ve Varol (2004)’un yapt›¤› araflt›rmalar› des-tekler niteliktedir.

Yap›c› ve Zengin (2003) taraf›ndan ilahiyat fakültesi ö¤rencileri üzerinde ya-p›lan araflt›rmada cinsiyet faktörünün de¤er tercihinde anlaml› bir farkl›l›k ortaya ç›karmad›¤› belirlenmifltir. E¤itim fakültesi ö¤rencileri üzerinde yap›-lan bu araflt›rmada ve Bacanl› (2002) taraf›ndan yap›yap›-lan araflt›rmada cinsiyet faktörü de¤er tercihlerinde önemli farkl›l›klar ortaya ç›karmaktad›r. ‹lahiyat fakültesi ö¤rencilerinin de¤erlerinde cinsiyetin önemli bir de¤iflken olarak görülmemesinin sebebi al›nan din e¤itimi olabilir. Bacanl› (2002) de¤er ter-cihlerinde erkeklerin daha tutucu olmalar›n› Türk toplumunun erkek ege-men bir toplum olmas›ndan kaynakland›¤›n› söylemektedir. Erkekler var olan durumun devam etmesini ayn› zamanda mevcut erkek statülerinin de-vam etmesi olarak görmektedirler. Atay (2003) taraf›ndan Türk yöneticileri üzerinde yap›lan araflt›rmada dindarl›¤›n art›fl›yla sayg›, sadakat, geleneklere ba¤l›l›k, cesaret, sorumluluk gibi geleneksel muhafazakâr de¤erlerin art›fl gösterdi¤i tespit edilmifltir. Erkek ö¤rencilerin dinî de¤erlere daha fazla önem vermeleri bilimsel de¤erler d›fl›nda tüm de¤er alanlar›nda k›z ö¤renci-lerden daha tutucu olmalar› sonucunu do¤urmaktad›r. ‹lahiyat fakültesi k›z ve erkek ö¤rencilerinin yaklafl›k ayn› düzeyde dindar olmalar› de¤erlerle il-gili bir farkl›laflma ortaya ç›karmamaktad›r. Ancak ilahiyat fakültesi ö¤renci-lerinde cinsiyet faktörünün de¤er tercihlerini farkl›laflt›rmamas› bu tespitin

(12)

kârl›¤›n tüm de¤er alanlar›n› etkiledi¤i sonucu ortaya ç›kmaktad›r. De¤er tercihlerinin cinsiyete göre de¤ifliminin nedenleri dinî de¤erlerde tutucu ol-mayan bir erkek örnekleminde yap›lacak araflt›rmayla ortaya ç›kabilecektir. Ayn› flekilde ilahiyat fakültesi ö¤rencilerinde cinsiyet rolleri ve dindarl›k dü-zey ile ilgili yap›lacak de¤er tercihleri araflt›rmas› da de¤er tercihlerinde cin-siyet etmenin nedenlerini ortaya koyabilecektir.

Bu araflt›rmaya benzer olarak Güngör (1998)’ün yapt›¤› araflt›rmada de¤er tercih öncelikleri erkeklerde siyasi, k›zlarda ise ahlaki de¤erler olarak bulun-mufltur. Aradan geçen sürede bu araflt›rmayla Güngör (1998)’ün araflt›rmas› aras›nda birinci tercihler bak›m›ndan önemli bir farkl›l›k olmad›¤› görül-mektedir. Ancak aradan geçen 20 y›ll›k sürenin sonunda -ki Güngör (1998)’ün araflt›rmas› 1985 y›l›nda yap›lm›flt›r- k›z ö¤rencilerin ahlaki de¤er-lerden ziyade siyasi de¤erlere öncelik verdi¤i ortaya konmufltur. Bu durum-da k›z ö¤rencilerin durum-daha çok siyasallaflt›¤› sonucuna var›lmaktad›r. K›z ö¤-rencilerin geçen zaman süreci içerisinde siyasallaflmas› modernleflmenin bir ölçütü gibi görülebilir. Güngör (1998)’ün araflt›rmas›nda genç erkekler ve genç k›zlarda dinî de¤er en son de¤er olarak görülmektedir. Giresun E¤itim Fakültesi örnekleminde ise dinî de¤er üçüncü de¤er olarak ortaya ç›kmakta-d›r. Bu durumda Güngör (1998)’ün 1985 y›l›nda ‹stanbul Üniversitesi ö¤-rencilerinden oluflan araflt›rma grubuna göre bu araflt›rman›n örneklem gru-bu daha dindard›r. Üniversite ö¤rencilerinin dinî de¤erlere verdikleri önem aradan geçen 20 y›ll›k bir süreden sonra Giresun E¤itim Fakültesi örnekle-minde art›fl göstermifltir.

Inglehart (1997), k›rk üç ülkede sürdürülen ve dünya nüfusunun % 70’ini temsil eden bir örneklemin de¤erlerini incelemifltir. Araflt›rmada “Ekonomik kalk›nma, kitle de¤erlerinde ve inanç sisteminde belirli de¤iflikliklere yol açar.” hipotezi test edilmifltir. Inglehart (1997) modernleflmenin anahtar›n› dinsel yönelimli dünya görüflünden devlet yönelimli dünya görüflüne geçmek olarak belirlemifltir. Bu araflt›rman›n bulgular›na göre siyasi de¤erlerin birin-ci öncelikli olarak terbirin-cih edilmesi ve ahlaki de¤erlerin dinî de¤erlerin önüne geçmesi nedeniyle e¤itim fakültesi ö¤rencilerinin modern dünya görüflüne sa-hip kifliler olarak, ekonomik kalk›nmay› kolaylaflt›r›c› bir de¤erler sistemine sahip olduklar› iddia edilebilir. Ayn› zamanda bu durumun ö¤rencilerin ö¤-renim düzeyinden kaynakland›¤› da iddia edilebilir. Ancak bu yorumun ge-çerli olabilmesi için farkl› ö¤renim düzeylerine göre yap›lacak de¤er tercihle-ri araflt›rmas›nda test edilmesi gerekmektedir. Bu araflt›rman›n örneklemi ekonomik kalk›nmaya uygun bir de¤er sistemine sahiptir, ancak bu durum de¤erler

(13)

tüm Türkiye evrenini yans›tamaz. Bununla beraber ö¤retmen adaylar›n›n, ya-ni yar›n›n ö¤retmenleriya-nin, de¤erler sistemiya-nin ekonomik kalk›nma ve mo-dernleflmeye uygun olmas› gelece¤in Türkiyesi için umut vericidir.

Araflt›rma bulgular›na göre tüm de¤er alanlar›n›n birbiriyle iliflkili bulunma-s› Allport, Vernon ve Lindzey (1960)’in de¤erler arabulunma-s›ndaki iliflkiler görüflü-nü destekler niteliktedir. Maslow (1954)’a göre fizyolojik gereksinimlerin karfl›lanmas›ndan sonra estetik gereksinimlerin karfl›lanmas› söz konusudur. Birbiriyle en fazla iliflkili de¤erlerin ekonomik de¤erle, estetik de¤erler olma-s›, Maslow (1954)’un güdülenme görüflünü destekler niteliktedir. Max Sche-ler (1969 aktaran Mengüflo¤lu, 1983)’e göre bilgi ile estetik anlay›fl iliflkili-dir. Estetik de¤erlerle bilimsel de¤erlerin iliflkili olmas› ise Scheler’in olgusal de¤er tezini desteklemektedir. Siyasi de¤erle, genel ahlak de¤erlerinin üçün-cü s›rada birbiriyle iliflkili de¤erler olmas›, ö¤retmen adaylar›n›n içinde bu-lunduklar› gençlik dönemi aç›s›ndan ideolojik kimli¤e önem vermelerinden kaynaklanmaktad›r. Di¤er de¤erlerle en az iliflkili olan de¤er olarak dinî de-¤er bulunmufltur. Ayr›ca dinî dede-¤erin en az iliflkili oldu¤u dede-¤erler s›ras›yla bilimsel ve siyasi de¤erlerdir. Dinî de¤erin di¤er de¤erlerle daha az iliflkili ol-mas› ö¤retmen adaylar›n›n laik ve sosyal bir hukuk devleti anlay›fl›na sahip olduklar›n› göstermektedir.

Kaynakça/References

Akbaba-Altun, S. (2003). E¤itim yönetimi ve de¤erler. De¤erler E¤itimi Dergisi, 1 (1), 7-18 . Allport, G. W., Vernon, E., & Linzey, G. (1960). A study of values (3rd Edition). Bos-ton: Houghton-Mifflin.

Atay, S. (2003). Türk yönetici adaylar›n›n siyasal ve dini tercihleri ile yaflam de¤erleri aras›ndaki iliflki. De¤erler E¤itimi Dergisi, 1 (3), 87-120.

Bacanl›, H. (2002). Psikolojik kavram analizleri . Ankara: Nobel Yay›nlar›.

Brophy, H. W., & Good, T. L. (1986). Third handbook of research on teaching. Chicago: McNally.

Campell, D. T. (1963). Social attitutes and other required behavioral dispositions. In S. Korc (Ed.), Psychology: A study of science, (pp. 94-172). New York: McGraw Hill. Collins English Dictionary. (1991). Third Edition. Glasgow: Harper Collins.

Çileli, M. & Tezer, E. (1998). Life and value orientations of Turkish university students. Adolescence, 33 (129), 219-224.

Dickinson, D. J. (1990). The relation between ratings of teacher performance and student

(14)

Eagly, A. H. (1987). Sex differences in social behavior: A social-role interpretation. Hillsda-le: Erlbaum.

Feather, N. T. (1975). Values in education and society. New York: Free Press.

Feather, N. T. (1990). Bridging the gap between values and actions: Recent applications of the expectancy-value model. In E. T. Higgins & R. M. Sorrention (Eds.), Handbook of motivation and cognition: Foundations of social behavior (pp. 151-192). New York: Guil-ford Press.

Feather, N. T. (1993). Values and culture. In W. J. Lonner, & R. Malapass (Eds.), Psycho-logy and culture (pp. 183-189). Boston: Allyn & Bacon.

Feather, N.T. (1997). Gender differences in values: Implications of the expectancy-valu-e modexpectancy-valu-el. In F. Halisch, & J. Kuhl (Eds.), Motivation, intexpectancy-valu-ention and volition (pp. 31-45). Berlin:Springer-Verlag.

Fichter, J. (1990). Sosyoloji nedir? (çev. N. Çelebi). Konya: Toplum Yay›nlar›.

Gökçe, O. (1994). Türk gençli¤inin sosyal ve ahlâkî de¤erleri. Ata Dergisi, Konya: Selçuk Üniversitesi Yay›nlar›, (1),25-30.

Gözütok, D. (1995). Ö¤retmenlerin demokratik tutumlar›. Ankara: TDV Yay›n›.

Güngör, E. (1998). De¤erler psikolojisi üzerine araflt›rmalar. ‹stanbul: Ötüken Yay›nlar›. Inglehart, R. F. (1997). Modernization and postmodernization: Cultural, economic and poli-tical change in 43 societies. Princeton: Princeton University Press.

Keklik, N. (1996). Felsefenin ilkeleri (2. Bask›). ‹stanbul: ‹stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yay›nlar›.

Kilby, R. W. (1993). The study of human values. Lanham, MD: University Press of America. Lau, S. (1988). The value orientations of Chinese university students in Hong Kong. In-ternational Journal of Psychology, 23, 583-596

Maslow, A. H. (1954). Motivation and personality. New York: Harper & Row, Publishers, Incorporated.

Mengüflo¤lu, T. (1983). Felsefeye girifl (3. Bask›). Ankara: Remzi Kitabevi.

Myyry, L. & Helkama, K. (2001). University students’ value priporities and emotional empathy. Educational Psychology, 20 (1), 26.

Pohjanheimo, E. (1997). Arvojen Muutos, Työ ja Sosiaalinen tausta. Tutkimus työkäisista pyhtäläisistä 1982-1993, (Value Change, Work and Social Stratification. Working-age popu-lation in pyhtäö 1982-1993), University of Helsinki, Department of Social Psychology, Re-search Reports 1/1997.

Rokeach, M. (1973). The nature of human values. New York: The Free Press.

Saraço¤lu, A. S., Evin, ‹. & Varol, S. R. (2004). ‹zmir ilinde çeflitli kurumlarda görev ya-pan ö¤retmenler ile ö¤retmen adaylar›n›n demokratik tutumlar› üzerine karfl›laflt›rmal› bir araflt›rma. Kuram ve Uygulamada E¤itim Bilimleri, 4 (2), 338-363.

Schwartz, S. H., & Bilsky, W. (1987) Toward a psychological structure of human values. Journal of Personality and Social Psychology, 53, 550-562.

Smith, P. B. & Schwartz, S. H. (1997). Values. In J. W. Berry, M. H. Segall & C. Ka¤›tc›-bafl› (Eds.), Handbook of cross-cultural psychology (2nd Edition, Vol. 3, pp. 75-118). Bos-ton Allyn & Bacon.

de¤erler e¤itimi

(15)

Spanger, E. (1928). Types of men. New York: Stechert.

Stein, H. F. (1985) Therapist and family values in a cultural context. Counseling and Va-lues, 30, 35-45.

Tezcan, M. (1997). Kültürel antropoloji. Ankara: Kültür Bakanl›¤›.

Theodorson, G. A., & Theodorson, A. (1979). A modern dictionary of sociology. New York: Barnes & Noble.

Ünal, C. (1981). Genel tutumlar›n veya de¤erlerin psikolojisi üzerine bir araflt›rma. Anka-ra: Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Co¤rafya Fakültesi Yay›nlar›.

Var›fl, F. (1973).Cumhuriyetin 50. y›l›nda Türkiye’de ö¤retmen yetifltirmede karfl›lafl›lan birkaç sorun. 50. Y›la Arma¤an içinde (s. 47-62). Ankara: Ankara Üniversitesi E¤itim Fa-kültesi Yay›nlar›.

Verkasalo, M., Daun A., & N››t, T. (1994). Universal values in Estonia, Finland and Swe-den. Ethnologia Europaee, 24, 101-117.

Verkasalo, M., Tuomivaara, P., & Lindeman, M. (1996). 15 -year- old pupils and their te-achers’ values, and their beliefs about the values of an ideal pupil. Educational Psycho-logy, 1, 35-47.

Vernon, P. E., & Allport, G. W. (1931). A test for personal values. Journal of Abnormal Social Psychology, 26, 50-64.

Weber, M. (1985). Protestan ahlâk› ve kapitalizmin ruhu (çev. Z. Aruoba). ‹stanbul: Hil Yay›nlar› (Die Protestantische ethik und der geist des Kapitalismus, 1904/1905). Yap›c›, A. & Zengin, Z. S. (2003). ‹lahiyat fakültesi ö¤rencilerinin de¤er tercih s›ralama-s› üzerine psikolojik bir araflt›rma: Çukurova Üniversitesi, ‹lahiyat Fakültesi örne¤i. De-¤erler E¤itimi Dergisi, 1 (4), 173-206.

de¤erler e¤itimi

(16)

Value Preferences of Prospective Teachers:

A Case of Giresun Faculty of Education



Enver SARI, Assist. Prof. Dr.* 

Citation/©– Sar›, E. (2005). Value Preferences of Prospective Teachers: A case of Giresun Faculty of Education. Journal of

Values Education-Turkey, 3 (10), 73-88.

Abstract– The main purpose of this research was to assess the

value preference of a sample of prospective teachers. The Scale of Values, Crime Conception, and Moral Judgement were employed to determine the prospective teachers’ value preference. There are 28 samples of bad behaviors related to 7 value fields in the scale. For example, perjury, gossip, trick in election, tax evasion, smug-gle work of art, make fun of one’s ignorance, and being an athe-ist are some samples of bad behaviors. 110 students’ value prefer-ences (55 girls and 55 boys) are ordered as follows: 1. political, 2. moral, 3. religious, 4. economic, 5. aesthetic, 6. social, and 7. sci-entific. There was no difference between male and female stu-dents’ scientific values. The male students were found to be more conservative than female students in all value fields with the exception of scientific values. Significant correlations have been found among all value fields.

Key Words–Values, Value Preference, Prospective Teachers.

* Address for correspondence: KTU Giresun Education Faculty, Department of Educational Sciences, 28200, Giresun-Turkey E-Mail: enversari@hotmail.com

Turkey, 2005, 3 (10), 73-88. Education

Referanslar

Benzer Belgeler

ølkö÷retmen okulunda genel kültür ve alan e÷itimine yönelik dersler a ÷õrlõkta iken e÷itim enstitüsünde daha çok meslek bilgisi ve sõnõf ö ÷retmenli÷i

Yapılan ikili karşılaştırmalar sonucunda farkın güç boyutunda BESYO ile matematik, sınıf öğretmenliği, fen bilgisi, sosyal bilgiler bölümleri arasında, BESYO

Marmara Üniversitesi Haydarpafla Kampu- sü’nde 29 Nisan-07 May›s 2002 tarihleri aras›nda Marmara Üniversitesi T›p Fakültesi Mezuniyet Sonras› E¤itim Komisyonu (MSEK)

Eczane hizmetleri pratik uygulamalarÕ kapsamÕnda; eczanede kullanÕlan ölçü ve birimleri bilmek, eczanede bulunan malzeme ve cihazlarÕ bilmek, konsantrasyon hesabÕ

Bu kitab› yazarken çok keyif ald›m, çünkü bana ö¤retmenli¤in bir tür hikâye ol- du¤unu hat›rlatt›.. Keyif ald›m çünkü bana ö¤retmen olarak kendi hikâyemi

Günlük 1,5 saat olan süt izni ise günlük 3 saate çıkarılıyor... Ayrıca, Sağlık Bakanlığı uhdesinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/B maddesine ve 4924

maddesi uyarınca halihazırdaki nominal değeri 19.488.000,-- Avro tutarında olan esas sermayeyi, gözetim kurulunun onayı ile nakit ve/veya ayni sermaye karşılığında

Sarı (2005), Öğretmen adaylarının değer tercihlerini belirlemek amacıyla yapılan bu araştırmada, öğrencilerin değer tercihleri önem sırasına göre, siyasi, genel ahlak,