• Sonuç bulunamadı

Çankaya'nın hanımefendileri:Melahat Gürsel'e köşk personeli ana derdi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Çankaya'nın hanımefendileri:Melahat Gürsel'e köşk personeli ana derdi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

17 E K İ M 1982

RÖPORTAJ

M illiy e t

7

ÇANKAYA'NIN HANIM EFENDİLERİ

GUlsün TOKER-BİLGEHAN

Melâhat

Gürsel'e

köşk

personeli

«ana» derdi

Şakacı ve sevimli kişiliği ile

herkesi kendine bağlayan Bayan Gürsel

Çankaya'ya taşınırken «Bu gidiş

iyi olmayacak» demişti. Cemal Gürsel ölünce

köşkü perişan bir şekilde terketti

o

Y

A Ş L I, cin gibi bakışlı kadın:

—“Asker karavanasını önce bir tepsi ile bana getire­ ceksiniz, ben yiyeceğim. Bana tattırmadan erlere yemek çıkma­ yacak!” dedi. Karşısında duran köşk sofracılarından biri gülüm­ seyerek:

—“Peki, an a...” diye cevap verdi.

Çankaya Köşkü’nün dördün­ cü ev sahibesi Melabat Gürsel personelin alıştığı hanımefendile­ re pek benzemiyordu. Bayan Gürsel köşkün “Ana”sıydı.. .

Gürsel çiftinin tek oğullan .özdemir’den ayırmadıklan

ma-P

evi evlâtları Hatice Ergün:

—“Annem Çankaya’ya ağla- î ’arak geldi, İzmir’deki evimizi Jnrakmak çok ağırına gitmişti” diyor ve ekliyor: “Fakat köşkü tendi yuvasından hiç ayırmadı.” IÇdelahat Hanım üst katta, eşi- pin yatak odasının yanındaki pdaya yerleşti, arada bir banyo dairesi bulunuyordu. Aileyle be­ raber kalan Hatice Hanım:

t —“Sabah saat 00.06’da kal- Kariardı, üzerlerine güneşin

doğ-Î

uğumı görmedim. Tam bir sker abesiydik, yemek saatle­ rimiz muntazamdı, öğlen 12.00’yi ^>ir saniye geçirmezdik” diye anlatıyor. Çok titiz ve iyi bir ev fanım ı olan Bayan Gürsel, yeni eve yerleşen her kadın gibi önce temizlik yaptı, köşk koltuklan­ dın eskimiş ve kirlenmiş yüzle­ rini değiştirdi. Sümerbank’tan ğldığı basit ama zevkli, lâleli kumaşlarla salonda bulunan ta ­ kınılan kaplattı.

En büyük zevki

dikmekti

* .S

Cemal Gürsel, eşi Melahat Hanım ve manevî kızı Hatice Ergün İle Çankaya’daki son günlerinde...

Hatice Ergün, Gülsün Teker - Bilgehan'a anılarını anlatıyor...

dikiş

Melahat Hanım sabahlan ev­ den dışanya çıkmayı sevmez­ di. En büyük zevki, üst kat­ taki odalardan birine koydurdu­ ğu masada dikiş dikmekti. B a ­ yan Gürsel güzel kumaştan, temiz dikişten çok iyi anlardı, günlük elbiselerini, geceliklerini hep kendi eliyle dikerdi. Hatice Hanım: —“Annem terzilere yap- tırdıklarım beğenmezdi, muhak­ kak bir kusur bulurdu, çok dikkatliydi” diye anlatıyor. H a­ nımefendinin tuvaletleri ve ak­ şam kıyafetleri Kız Teknik Oku- lp ve Olgunlaşma Enstitüsü’nde dikilirdi. Enstitü müdür mu­ avini Zerrin Tüzün ile dikiş hocası Zehra Karaman sık sık köşke gelir, Melahat Hanım’la

yapılacak modeller hakkında gö­ rüşürlerdi. Bayan Gürsel frapan, süslü giysileri sevmezdi: “Bana şöyle sade, biçimli şeyler dikin. Yalnız kollan uzun olsun ki, romatizmalı omuzlarım kapan­ s ın ...” derdi.

Melahat Hanım İzmir’den Ankara’ya geldiğinde bir iki asker ailesinden başka tanıdığı yoktu. Fakat kısa sürede yakın dostlar edindi. Bunlardan Bayan Necla özey ve Zerrin Demirağ:

—“Hanımefendi, örf ve âdet­ lere, eski terbiyeye çok merak­ lıydı. Züppe insanlardan hoş- lanmazdı. hürmet beklerdi” diye anlatıyorlar. Bayan Gürsel sık sık telefon edip: “Ah çocuklar, gene burada içim sıkıldı, size

OIOM ARSAN

Eleman Arıyor

Liyakata dayanan ücret ve sosyal haklardan başka eğitim ve yükselme imkânları da tüm per­ sonelimiz için daima açık olan İşyerimizde bizimle birlikte çalışmak isteyen yetenekli ve dinamik ele­ manlar aranmaktadır.

Konstrüksiyon Araştırma-Geliştirme Bölümü için:

mâkina

mühendisi

— Saç parça konstrüksiyonunda 2-3 yıl tecrübe ve lisan bilgisi tercih nedenidir.

SEKRETER

—Çok iyi derecede Almanca dilbilgisi ve daktilo. NOT: Bütün adaylar için 35 yaşım geçmemiş, er­

kek adaylar için askerliğini yapmış olmak şarttır. İlgililerin gizli tutulacak başvurula­ rını, bonservis ve diğer gerekli belgeleri ile birlikte personel servisimize şahsen yapma­ ları rica olunur.

O T O K A R S A N A . f .

(m(R C E O € S §î n îOTOGÜSU*! i*A A iO $İV t TÜ*KÎr| u m u m im u mCSSAİ )

Burmalı Çeşme Sokak, Askeri Fırın Yolu No:2 Da vutpaşa - İSTANBUL

Form Kek: (039-682)-...

gelip bir kahve içebilir miyim?” diye sorardı. Zerrin Hanım: “Tam bir Osmanb kadınıydı ama çok da samimiydi, dümdüz, açık sözlü bir insandı" diyor. Mela­ hat Hanım protokolden, resmî davetlerden nefret ederdi, heyet kabullerinde hele yabancı elçi eşleri ile görüşmelerde pek he­ yecanlanırdı. Bayan Demirağ: “O zaman bize telefon eder, yardım isterdi” diye anlatıyor. Fakat Bayan Gürsel şakacı ve sevimli kişiliğiyle sefireleri de kendine bağlardı. Hatta Türki­ ye’yi terkeden Fransız elçisinin hanımı:

— “Ah hanımefendi, sizi bir daha göremeyecek miyim?” diye­ rek, ağlamıştı. Bayan Gürsel’in haftada belli bir kabul günü yoktu. Arzu edenler randevu alarak gelirlerdi, protokol dışın­ da • genellikle asker aileleri ha­ nımefendiyi ziyaret ederlerdi. Melahat Hanım kalabalık top­ lantıları sevmezdi, çünkü astımı olduğundan sıkılırdı. Fakat Ço­ cuk Bakım Demeği’nin yemekle­ rine katılırdı. Bir defasında demek yararına Iran Büyükelçi­ liğinde verilen baloyu himaye etti, yanındakilere: —“Aga ge­ lemez ama, ben muhakkak orada olacağım ve bana selam verme­ ye gelen herkesin eline bir piyango bileti tutuşturacağım!” dedi.

Kendi eliyle zeytinyağı

dolma pişirirdi

Melahat Hanım köşk garso­ nunun elindeki yemeklere şöy­ le bir bakar ve sorardı:

— “Evladım bu ne suyu ile yapılmış?” . Garson boynunu bü­ kerek:

— “Vallahi anne, sen nasıl olsa anlarsın, açıkçası çeşme suyuna pişmiş” diye cevap verir­ di. Bunun üzerine Bayan

Gür-Melahat Gürsel, Atatürk’ün an­ nesi Zübeyde Hanım’ın meza­ rına çiçek götürürken...

sel: “Niye yemeğin içine biraz etle kemik kaynatıp koymuyor­ sunuz? Daha gıdalı olur” diye söylenirdi. Hatice Hanım: " B i ­ zim yemekler hep et suyu ile yapılırdı. Eve Trabzon yağı, tereyağ ve zeytinyağından başka şey girmezdi. Annem köşkün yemeklerini beğenmez, kendi pi­ şirmek isterdi.”

Bayan Gürsel Çankaya Köş­ kü’nün alışılagelmiş mutfak ve alışveriş düzenini değiştirdi. Her gün aşçıbaşı Cemal Usta’yı yukan çağırır, istediği yemek­ leri, tariflerini de vererek söy­ lerdi. Bazen de hanımefendi mut­ fağa iner, tencereleri gözden geçirerek: “ Cemal Usta, gene az yağ koymuşsun...” diye düzel­ tirdi. Gürseller son yıla kadar perhiz yemeği yemediler ama listede öğlen bir sebze yemeği, akşamlan ızgara, haşlamalar ve hoşaf bulunurdu. Melahat Ha­ nım bazı geceler aşağıya haber yollar, “Yann bize yemek hazır­ lamayın” derdi. Bayan Gürsel ertesi gün sabahtan, yukardaki küçük mutfağa girer, aileye çok lezzetli pişirdiği zeytinyağlı dol­ malar yapardı.

Hatice Hanım: —“ Köşk alış­ verişine küçük Volskvvagen mar­ ka arabamla ben çıkardım, bazı davetler için ise şoför Celal Efendi ile giderdik. Aldığımız erzakları mutfağa biz yollardık” diye anlatıyor. Cemal Gürsel'in maaşı doğrudan aileye verilir, daha sonra daire müdürlüğünden masraf listesi yollanırdı. Melahat Hamm çok tutumlu ve hesap­ lıydı, aylık defteri vardı. Bayan Gürsel elbiselerini kendi temiz­ ler, eliyle ütülerdi. Bir keresin­ de ailece gittikleri İzmir’den dön­ müşlerdi. Hanımefendiye hesap defteri geldi, Melahat Hanım listede üç, dört fazla kuru temizleme faturası gördü, hemen daire müdürü Nasır Zeytinoğ- lu’nu çağırarak:

— “Nasır Bey, ben yolculuğa çıkarken Aga’nm giyeceklerini hazırlamıştım, herhalde bir yan­ lışlık olmuş” diyerek, hesabı düzeltti.

Bayan Gürsel’in devlet malı­ na zarar gelmesine tahammülü yoktu.Köşkte yukardan bakar, salonların ışıklarının yandığım görünce: “Ayol, neden lambaları açık bıraktınız, günah değil mi giden paralara?” diye bağırarak personeli azarlardı. Melahat Ha­ mm, eşi ve kendi adına yabancı memleketlerden yollanan hediye­ leri hiçbir zaman kabul etme­ di: “ İstemem, bunlar benim şahsıma değil, makamıma geli­ yorlar” derdi. İran’dan hediye edilen gümüş tepsilerin, ipek paravanların ve halıların derhal, teker teker fotoğraflarım çekti­ rerek, demirbaş eşyaya yazdırdı.

Hatice Hanım: “Annem Çan­ kaya’ya taşınırken Bu gidiş iyi olmayacak derdi. Sanki içine doğmuştu, babamızı kaybettik­ ten sonra, perişan bir şekilde köşkü terkettik” diyor. Mela­ hat Hamm İzmir’de gene sade, g österişten uzak yaşayarak, bundan 7 yıl önce hayata veda ediyor.

r-YARIN:-ATIFET SUNAY

ı

ı

TEŞEKKÜR

Kızımız Nurgün’ü başarılı beyin ameliyatı sonucu sağlığına kavuşturan Şişli Etfal Hastanesi Beyin Cerrahı Uzmanı Operatör Dr.

Sayın AYDIN TUĞRUL'a,

Dr. Halit Altay’a, Narkazitör Dr. Mehmet Ozdemir’e, Nelıahat Sivrikaya’ya, Munise Solmaz’a, ayrıca yakın ilgisini esirgeme­ yen servis şefi Sayın Yusuf Rizeli’ye, tüm servis doktorları ile hemşirelerine, diğer görevlilerine teşekkürlerimizi sunarız.

Milliyet: 6840

Annesi: MUALLA GÜHTUNCEL Babası: NİHAT GÜHTUNCEL

Ankara'da

yağmurlu

akşamlar

B

AŞKENT’te bugün­

lerde hava gündüz­

leri açık, hafif se­

rin, ancak akşama doğru

bir sağanak boşanıyor.

Mavi gökyüzü birden ka­

rarıyor. Bu nedenle her­

kes ya pardesüsü kolun­

da ya da şemsiyesi elin­

de dolaşıyor.

Partisel

dedikodular

. ise ayyuka çıkmış du­

rumda.

Anadolu Kulübü tüm

istim üzerinde...

Marmaris’ten

dönen

Süleyman Demirel, ge­

çenlerde eski ve deneyli

siyasilerimizden

Kemal

Satır ile bir yemek yedi.

Bu olay, dikkati çekti el­

bette.

Başka bir gece ise,

Mustafa Ustündağ eski

çalışma arkadaşları ve

bazı eski bakanlarla A-

nadolu Kulübü’nde gö­

züktü. Birlikte uzun bir

masada yemek yediler.

Sohbet ettiler.

m

1 3

t J ’

m

AŞK KUŞLARI

Bu aşk kuşları, aslında bir çift gri kaz. Arizona’da bir

fuarda yer almış olmaktan mutlu görünüyorlar.

YÖK SÖZLÜĞÜ: IV

Belçika'da Türk kavunu

B

E LÇ lK A ’da bu sene bakkallar Türk meyveleriyle dolup taşıyor. Türk kavunu bu meyvelerin başında geliyor. Türk kavunu, diğer memleketlerden gelen kavunlardan daha tatlı olduğu için vatandaşlarımız ve Belçikalılar tarafından rağbet görüyor.

Waterschei’daki Türk bakkalının ve müşterilerinden Metin Akgönül, İsmail Babacan, Mehmet Akça, Mehmet Kütük şunları söylüyorlar:

“Türk kavunlarının tadına doyum olmuyor. Bu sene bolca yedik. Yalnız çok pahalı. Biraz ucuz olsa daha iyi olur.”

Bakkal Ali Osman Karasakal Y Ö K ELEK : Sayın Doğramacı’mn çok sevdiği bir çeşit pey­

nir.

Y Ö K N EFES : YÖK konusunda boşuna nefes tüketenlerin gösterdikleri araz.

YÖKSÜZ : Üniversite dışı kalmış öğrenci.

YÖKODIIAM: Fakültelerde çok tutulan güldürülü trajedya. YÖKODROM: Öğretim üyelerinin sağlıklı yaşam koşusu yap­

tıkları alan.

YÖKD AŞ : Çağdaş sözünün bir çeşit karşıtı.

da şöyle diyor:

“İzmir Çeşme’den her hafta iki T IR dolusu kavun geliyor ve bitiyor. İki T IR sadece Limburg bölgesinde bitiyor. Türk sebze ve meyveleri geldikçe bakkalları­ mızda da canlanma oluyor. Te­ mennim daha çok Türk malının ihraç edilmesine kolaylık sağlan­ ması, devletin bu konuda yar­ dımcı olmasıdır."

Amca Bey

H

ER beldenin ilginç kişileri vardır, Bodrum ’da da "kel” lâkabıyla ünlü Mete ölmez böyle tiplerden bi­ ri, Birçok meslek değiştirdikten sonra aşçılıkta karar kılan Mete ölmez,Bitez’deki bir moteldo ge­ ne mesleğini sürdürüyor. Mete ülmez’in esas mesleği aşçılık, a- ma, espri ve anılarıyla müşterile­ ri kırıp geçiriyor.

Bunlardan birini anlattı: . Bundan birkaç yıl önce Bod­ rum’un içinde lokanta çalıştırır­ ken, öğleyin saat 11,00’e doğru yaşlıca bir bey içeri girerek bir duble rakı ısmarlamış. Az sonra işler sıkışmış. Adam da mutfağa yakın bir yerde oturuyormuş. Mete bakmış ki çoluk çocuk ser­ vise yetişemiyorlar, rica etmiş, “amca bey”den yardım etmesi i- çin. “Aman amca bey üç numa­ ralı m asada bardak y o k ” , “Aman amca bey temiz kaşık kalmadı.”

Amca bey her gün saat 11.00’e doğru gelip gece yanlarına kadar Mete’ye yardıma başlamış. Gi­ derek lokantanın bir parçası ol­ muş sanki. Her gece çıkarken de yediğinin içtiğinin hesabım verip bol da bahşiş bırakıyormuş.

Derken yaz tatilini Mete’nin lokantasında komi gibi geçiren amca beyin Ankara’ya dönüş günü gelmiş. Bütün lokanta müşterisi amca beyi otobüse ka­ dar geçirmişler, yolcu etmişler. Bu sırada amca bey de bir kart çıkartıp M ete’ye vermiş, o da bakmadan cebine koymuş. Göm­ leği yıkanırken eşi Sümer, cebin­ de bir kart bulup Mete’ye gös­ termiş. Mete bir bakmış ki “am­ ca bey” “Yargıtay’da falanca daire başkanı” . Şaşınp kalmış. Ama bir de smamak istemiş. Ankara’ya geldiğinde amca beyi aramış, ama bir türlü sekreterleri geçmek mümkün olmamış. So­ nunda dayamış telgrafı ve he­ men alınmış içeri. Amca bey, sekreteri odadan çıkartınca, sa- nlmışMete’ye. Amca bey gene es­

ki amca bey. Fazladan kıravat ve yelek var. Ama rakı faslı başla­ yınca, güle güle eski günleri an­ mışlar. Ve şimdilerde amca bey de artık emekli olmuş.

BAŞVURACAĞINIZ ADRES VE TELEFONLAR Milliyet Gazetesi Hizmetinizde Servisi Cağaloğlu-lstanbul 20 67 50 - 28 04 52

Yöneten: SADULLAH USUM/

m

Kızıltoprak Sal- dıray Sokağı'n- da oturanlar yıl­ lardan beri yo­ lun 150 metrelik bölümünün ya­ pılmasını bekli­ yorlar. Asfaltla­ ma g iderlerine gerekirse katıla­ bileceklerini söy­ leyen sokak sa­ kinleri şimdi kı­ şı düşünüyorlar. Çünkü yağışlı günlerde bura­ dan geçenler ça­ mur içinde kalı­

yor-•

KIZILTOPRAK SftLDIRAY SOKAĞI SAHİHLERİ

KENDİ PARALADI İLE 150 METRELİK

YOLU YAPTIRMAK İSTİYORLAR...

İstanbul’un çeşitli yörelerin­ de yaşayanların karşdaştıklan sorunlardan biri de yoldur. Yollarının yıllardan beri yapıl­ madığını söyleyenlerin yam sı­ ra sokağın bir bölümünün as­ faltlandığım, diğer bölümünün ise olduğu gibi bırakıldığını ileri süren semt sakinlerine sık sık rastlanmaktsHır

Kızıltoprak Mustafa Maz- harbey Saldıray Sokağı

sakin-Çocuklarımız

tehlike içinde

ŞEV K ET YÜCE İL - Nevşehir Nevşehir’in hemen hemen ortala­ rında diyebileceğimiz bir cadde vardır. 50 yıl önce “Aksaray Cad­ desi” idi buranın adı. Sonra Kayse­ ri Caddesi oldu. Bir süre önce tek­ rar ismi değişti. Osmantı Caddesi adını aldı.

Şehir içi ve dışı trafik akışı bu caddeden sağlanmaktadır. Gece, gündüz yüzlerce kamyon ve otomo­ bil buradan geçer. Trafik yönündeu bu kadar önem taşıyan caddede kaldırım yoktur. Sanki buradan geçiş hakkı sadece motorlu araçlara verilmiştir. Cadde üzerindeki evlerde oturanlar muhtemel bir tra­ fik kazasım düşünürek çocuklarım ılış a n çıkartamamaktadırlar. Çocuklar bu yüzden sıkıntı içinde­ dirler. Yaya kaldırımı olmadığı için trafik kazası korkusu içinde sokağa çıkmayan çocukların kısa süre son­ ra sağlıklarını kaybetmelerinden endişe edilmektedir.

Caddeye yüz metre uzaklıkta başka bir cadde vardır. Burası gidiş ve geliş olarak iki ayrı şerit halinde' düzenlenmiş bir bulvar görünümündedir. Fakat vasıtalar buradan geçmez. Adeta trafiğe ka­ patılmıştır. Osmanb Caddesi civa­ rında oturanlar geçecek yer bula­ maz ve gürültüden evde oturamaz­ ken bu cadde bomboş durur.

leri adına “Milliyet Hizmeti­ nizde” servisine müracaat eden okurumuz Mehmet Yazar aynı soruna değinmektedir. “Yolu­ muz kışın çamurdan geçilmez haldedir” diyen okurumuz Sal- dıray Sokağı sakinlerinin is­ teklerini şu cümlelerle dile getirmektedir:

“Sokağımızın 250 metrelik bölümü 11 yılda asfaltlandı. Geri kalan 150 metrelik yol ise onarılmadı. Kış yaklaşıyor. Yağışlı günlerde bu 150 metre- _ lik yoldan geçmek yine çok güç J olacak. Çukurlar su ile doluyor. I Her taraf çamur deryası

olu-I

yor. Kanalizasyon yapımı sıra­ sında giderlere biz de katıldık.

İ

Gerekirse yol masraflarına da katılmaya hazırız. ‘Milliyet I Hizmetinizde’ sütunlarından

(

yetkililere duyurmak istiyoruz. Saldıray Sokağı’nm 150

metre-I

lik bölümü asfaltlanırsa, semt

sakinleri olarak gücümüz ora- I nında giderleri üstlenebiliriz.

Çevrede bulunan on sokağın j Saldıray Sokağı’ndan sonra

Tehlike yaratan

köprünün

yükseltilmesi

programa alındı

"Tehlike Yaratan Köprü"

baş-İ

lıkh yazı ile ilgili olarak, Bayrn- dırbk Bakanı Tahsin önalp, şu

bii-İ

giyi verdi:

Ankara-Konya yolundaki Gazi

I

Terbiye Üst Geçit Köprüsü'nün projeye göre düşey gabarisi h =

1

3.80 metre iken, belediyece muh­ telif yıllarda asfaltların üst üste

I

yapılması neticesi, bugün bu gabari h = 3.15 m .’ye düşmüş bulunmak- | tadır. Ayrıca köprü üzerinde düşey

I

gabari levhası da bulunmaktadır. Söz konusu köprüde gabari

yük-I

seltilmesi düşünülerek. Gazi Terbi­ ye Üst Geçit Köprüsü, Karayolları

İ

Genel Müdürlüğü’nün etüd ve pro­ je programına alınmıştır.

kazıldığını ve asfaltlandığını ileri süren okurumuz sözlerini bjr soru ile tamamlamaktadır: “Saldıray Sokağı ile neden ilgilenilm ediğini m erak edi­ yoruz. 150 metrelik bozuk yolun asfaltlanması için daha ne kadar bekleyeceğiz?”

»ure işlemeye

başlamamış

İstimlâk edilen arsamın bedelinin bir bankaya adime yatırıldığım öğrendim. Be nim istimlâktan haberim yok Duyduğum kadarıyla istim lak yapılalı bir sure geçmiş, haklarım ortadan kalkmış mıdır? M. Nadir - Ankara. istimlâk nedeni ile kulla­ nacağınız haklarınız belli sü­ relere tâbidir ve Siz ancak bu süreler içinde haklarınızı kullanabilirsiniz. Belli oldu­ ğunu söylediğim sürelerin pek tabiî ki dolması için önce başlaması gerekir. Sürelerin başlangıçları, size usulüne uygun yapılacak olan tebligattır. Size tebligatın yapılmamış olması veya usu­ lüne uygun yapılmamış öl* ması bahsettiğimsttrelerinhe- - nüz başlamamış olması de­ mektir., Tebligatta, İstim ­ lâk Konunu’nun 13, madde­ sinde hüküm altına alman hususların bulunması şarttır. Yargıtay kararlarında, tebli­ gatta, husumetin hangi ida­ reye yöneltilerek dava açıla­ cağının belirtilmemiş olması eksiklik kabul edilmiş sürele­ rin bu sebeple başlamamış olacağı hüküm altın a alınmıştır.

Hal böyle iken size hiç teb­ ligat yapılmamış olması ne­ deni ile sürelerin geçtiğinden bahsedilemez.

Tamer HEPER

» D av a açılabilir

B .Y . (Suadiye - İstanbul) — Apartmanımızda oturan bir aile, genel giderleri ödememekten tutun da, gece-gündüz gürültü yapmaya, hat­ ta yöneticiyi dövmeye kadar varan huzursuzluklar yaratıyor. Buna karşı hukuken ne yapılabilir?..

Y A N IT — Bu aileye KatJMülkiyeti Yasası* nave Türk Ceza Yasasına göre ayrı ayrı müeyyideler uygulanabilir. K at Mülkiyeti Yasası’na göre, kat mâlikine Ödemediği genel giderler için icra takibi yapılabilir veya aleyhine dava açılabilir. Za­ mansız gürültülerin önlenmesi içinde sulh hâkiminin mü­ dahalesi istenebilir. Ortak giderlerden kendisine düşen payı ödemediği için hakkında iki takvim yılı içinde üç defa takip yapılması, hâkimin müdahalesi halinde verdiği emri yerine getirmemekte bir yıl ısrar etmesi halinde, altı ay içinde mahkemeden talep vukuunda bağımsız bölümünün mülkiyeti rayiç bedelle ve arsa payı oranında davayı açan kat maliklerine devrolumır. Ceza Yasası yönünden adam dövme suç olduğundan, müessir fiilin ağırlığı oranında cezalandırılması ve aleyhine dava açılması için savcılığa

başvurulabilir. ____

• 12 yıl sonra emekli olabilirsiniz

AZMİ YALÇIN (İstanbul)— 30 yaşındayım. ı»t>8 yılında bir ay sigortalı olarak çalıştım. Daha sonra 1973-1981 yılları arasında 8 yıl sigortalı hizmetim var. Acaba S S K ’ye borçlu olarak kaç yıl sonra emekli olabilirim?..

YA N IT— S S K ’ye borçlanarak emekli olamazsınız. Ancak, askerlik yaptığınız süreyi borçlanırsanız, prim ödeme gün sayınız çoğalır. Fakat, herhangi bir işyerinde çalışmadan da sigortanızı isteğe bağlı olarak devam ettirebilirsiniz, ilk defa 1968 yıbnda sigortalı olarak çalışmaya başladığınıza göre, 12 yıl sonra 25 yıbnızı tamamladığınız zaman emekli olabilirsiniz.

Yanıt bekleniyor

Ş E R A F E T T IN G lZLEN Cİ (Samsun) - Erken Emeklilik Yasa­ sından yararlanarak, 26.2.1982 tarihinde emekli oldum. 21 yıl 6 ay 28 gün olan hizmetim, maaş defterinde 21 yıl 3 ay 21 gün olarak gös­ terilmiştir. Durumumun düzeltilmesini istiyorum.

Y A N IT — Baklanızda işlem yapılabilmesi için. Emekli Sandığı, Sürt Millî Eğitim Müdürlüğü’ne gönderdiği 30.7.1982 tarih ve tah. 2/41-376-030 sayılı yazının yanıtım beklemektedir.

/

Taha Toros Arşivi

* 0 0 1 5 2 1 2 2 9 0 0 6 JR

Referanslar

Benzer Belgeler

Sucul ortama için zararlı, uzun süreli (kronik) : Sucul ortamda uzun süre kalıcı, çok toksik etki. Hızlı

Sucul ortama için zararlı, uzun süreli (kronik) : Sucul ortamda uzun süre kalıcı, toksik etki. Hızlı

Yerel düzenlemeler (Türkiye) : 6 Ağustos 2013 tarihli ve 28730 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kanserojen veya Mutajen Maddelerle Çalışmalarda Sağlık ve

Sucul ortama için zararlı, (akut) : Sınıflandırılmadı (Mevcut bilgilere göre, sınıflandırma kriterlerini karşılamamaktadır) Sucul ortama için zararlı, uzun süreli (kronik)

Solunum yolları veya cilt hassaslaşması : Sınıflandırılmamıştır (mevcut verilere göre, sınıflandırma kriterleri karşılanmamıştır) (Hassaslaştırıcı değil,Gine

H361 - Doğmamış çocukta hasara yol açma veya üremeye zarar verme şüphesi var H373 - Uzun süreli veya tekrarlı maruz kalma sonucu organlarda hasara yol açabilir H412 -

13 Aralık 2014 tarihli ve 29204 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Zararlı Maddeler ve Karışımlara İlişkin Güvenlik Bilgi Formları Hakkında Yönetmelik uyarınca

Bu madde/karışım, 13.12.2014 tarih ve 29204 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Zararlı Maddeler ve Karışımlara İlişkin Güvenlik Bilgi Formları Hakkında Yönetmelik