• Sonuç bulunamadı

Öğretmenlerin idareye karşı hak arama düzeyleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Öğretmenlerin idareye karşı hak arama düzeyleri"

Copied!
144
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EĞİTİM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI

ARAŞTIRMA RAPORU

Yazar Adı : Serdar ŞEN

Araştırmanın Adı : Öğretmenlerin İdareye Karşı Hak Arama Düzeyleri

Araştırmanın Türü : Yüksek Lisans Projesi

Ana Bilim Dalı : Eğitim Bilimleri

Bilim Dalı : Eğitim Yönetimi Teftişi Planlaması ve Ekonomisi

Danışman Adı : Yrd. Doç. Dr. Şöheyda DOYURAN

Araştırmanın Yapıldığı Kurum : Kandıra İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Araştırmanın Yapıldığı Tarih : 01/25–05–2006

Kabul Tarihi : 28–06–2006

Anahtar Kelimeler :Öğretmen, Hak Arama, İdare, Aktif Yurttaş, Demokrasi

Bilgi İçin İletişim KURULACAK

Kişi/Kurum : Serdar ŞEN

Adresi : serdarsen@postamatik.com

Araştırmanın Amacı : Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı öğretmenlerin; idare örgütüne karşı hak arama düzeylerinin tespit edilmesidir. Bu çalışma öğretmenlerin demokratik aktif yurttaş olma seviyelerini ortaya koyabilecektir. Bu amacı gerçekleştirmek için aşağıdaki sorulara cevap aranacaktır:

1. Öğretmenlerin haklarını ve görevlerini (dilekçe hakkı, bilgi edinme hakkı, idare mahkemelerine başvuru hakkı, etik davranış ve başvuru hakkı, dernekler üyelik hakkı, Devlet Memurları Kanunu ve diğer mevzuatlarda yer alan ceza konularını, Devlet Memurları Kanunu ve diğer mevzuatlarda yer alan hakları ve görevleri) bilme düzeyleri nedir?

Bu durum; a) Cinsiyete, b) Kıdeme c) Yöneticilik yapıp yapmamaya, ç) Sendikalı olup olmamaya göre değişmekte midir?

2. Öğretmenler idari bir haksızlıkla karşılaştıklarını düşündüklerinde konuyla ilgili ilk bilgilerini (Kendi bilgilerim yeterlidir, kendim konuyla ilgili kitap, internet, v.b. araçları

(2)

kullanarak edinirler?

3. Öğretmenler (dilekçe hakkı, bilgi edinme hakkı, idare mahkemelerine başvuru hakkı, etik davranış ve başvuru hakkı, dernekler üyelik hakkı, şikâyet haklarını) ne oranda kullanmaktadır?

Bu durum; a) Cinsiyete, b) Kıdeme, c) Yöneticilik yapıp yapmamaya, ç) Sendikalı olup olmamaya göre değişmekte midir?

4.Öğretmenlerin hak arama eğilimlerine sosyo ekonomik ve kültürel faktörlerin(İdarecilerimizin bize karşı yapmış olduğu haksızlıklarda hukuki süreç başlatsam bile yanlarına kar kalacağından, uğraşmam; Bakanlıkların yaptığı haksız iş ve işlemlerden dolayı dava açtığımda; Devletimi şikayet ediyormuşum gibi bir hisse kapılırım, rahatsız olurum; İdarecilerimizin şahsıma haksız eylemlerinde onlara karşı hukuki süreç başlatırsam, benimle uğraşırlar diye vazgeçerim; Şahit olduğum bir haksızlık karşısında hukuki süreç başlatmak yerine müfettişlerin, üst makamdakilerin fark etmesini beklerim; İdarecilerimizin haksızlıklarında şikayet etmek yerine, benden bulmasın ekmeği ile oynamayalım derim, hukuki süreçten vazgeçerim; İdareciler tarafından şahsıma bir haksızlık yapıldığında haksızlık kabul edilip özür dilenip düzeltileceğine dair söz verilirse hukuki süreç başlatmaktan vazgeçerim; İdareciler tarafından şahsıma bir haksızlık yapıldığında haksızlık kabul edilmez, haksız işlem savunulup bilmemekle itham edilirsem çok önemsiz bir mesele dahi olsa hukuki süreç başlatırım; Mahkeme ile çözülebilecek bir sorunda; mahkeme, avukat ve diğer masraflar nedeniyle hukuki süreçten vazgeçerim; Mahkeme ile çözülebilecek bir sorunda; mahkemelerin kararlarını uzun sürelerde vermesi nedeniyle hukuki süreçten vazgeçerim; Hukuki süreç başlatacağım sırada araya hatırını kıramayacağım biri girerse vazgeçerim; Hukuki sürecin sonu belirsizse, hukuki süreç başlatmaktan vazgeçerim; Sorun ve şikayetlerimde çoğu zaman yazılı değil sözlü başvurularda bulunurum.) etkisi nedir?

Bu durum; a) Cinsiyete, b) Kıdeme, c) Yöneticilik yapıp yapmamaya, ç) Sendikalı olup olmamaya göre değişmekte midir?

(3)

amaçlayan bu araştırmanın gerçekleştirilmesinde tarama modelinden yararlanılmıştır. Araştırmada, Öğretmenlerin İdare Örgütü’ne karşı hak arama durumları, hak ararken onları etkileyen sosyo ekonomik ve kültürel faktörler ile haklarını bilme seviyeleri ile bir haksızlık durumunda bilgi edinme yöntemlerine ilişkin yargısal veriler toplanmıştır. Araştırma amaçlarını gerçekleştirmek için araştırmacı tarafından hazırlanan “ Öğretmenlerin İdare’ye Karşı Hak Arama Durumu” adlı anket kullanılmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı öğretmenlerin İdare Örgütü’ne karşı hak arama seviyelerini ilişkin verileri toplamak için geliştirilen “ Öğretmenlerin İdare’ye Karşı Hak Arama Durumu” adlı anket 4 bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde araştırmaya katılan öğretmenlerin; cinsiyet, kıdem, idarecilik ve sendikalı olma değişkenleri yer almaktadır. İkinci bölümde öğretmenlerin hak aramasına etki edebileceği düşünülen sosyo ekonomik ve kültürel faktörler bulunmaktadır. Üçüncü bölümde öğretmenlerin haklarını bilme seviyeleri ile haksızlığa uğradıklarında konuyla ilgili bilgileri nasıl elde ettiklerini anlamaya çalışan bölüm yer almaktadır. Dördüncü bölümde öğretmenlerin haklarını kullanıp kullanmadıklarını anlamaya çalışan sorular bulunmaktadır.

Araştırma Evren ve Örneklemi : Araştırmanın evrenini 2005–2006 eğitim öğretim yılı bahar döneminde Kocaeli’nin Kandıra ilçesindeki Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı resmi ilköğretim ve ortaöğretim okullarında görev yapan öğretmenler oluşturmaktadır. Çalışmada “Basit Tesadüfî Örnekleme” yöntemi kullanılarak örneklem oluşturulmuştur. Kandıra ilçesinde bulunan 23 ilköğretim ve 5 ortaöğretim okulu ayrı ayrı listelenmiş listeden “Basit Tesadüfi Örnekleme” yöntemi ile örneklem seçilmiştir. Örneklem büyüklüğü %70 olarak belirlenmiştir. Bu örneklem büyüklüğüne uygun olarak 200 ilköğretim öğretmeni, 50 ortaöğretim öğretmeni tesadüfî olarak seçilmiştir. Geri dönüşlerdeki kayıp oranları düşünülerek bu sayılar 225 ve 75 olarak belirlenmiştir. Dağıtılan anketlerin 263 tanesi öğretmenlerce yanıtlanmıştır. Veri toplama aracının farklı bölümlerindeki yanlış ya da eksik kodlamalar nedeniyle 11 anket araştırma dışında tutulmuştur. Böylece toplam 252 anket araştırmanın verilerini oluşturmuştur.

Araştırma Bulguları : Öğretmenlerin hak ve görevlerini bilme düzeyleri orta düzeydedir. Dernekler, idare mahkemelerine başvuru ve etik ilkelere dayalı başvuru konularını bilme düzeyi araştırmaya katılan öğretmenlerin genel ortalamasının da altındadır. Öğretmenlerin hak ve görevlerini bilme düzeyleri cinsiyet açısından bilgi edinme hakkı konusunda anlamlı

(4)

Kanunu’nun da ve diğer mevzuatlarda yer alan ceza içeren maddelerin bilinme düzeyi hariç diğer haklar konusunda anlamlı farklılıklar göstermektedir. Özellikle 1-5 Yıl grubunda ve 26 Yıl ve üstü grubunda yer alan öğretmenlerin diğer kıdem gruplarına oranla haklarını bilme düzeyi daha düşüktür.

• Öğretmenlerin hak ve görevlerini bilme düzeyleri idarecilik açısından anlamlı fark olmayan tek konu Devlet Memurları Kanunu ve diğer mevzuattaki ceza içeren maddeleri bilme düzeyidir. Diğer hak ve görevleri bilme noktasında idarecilik yapan öğretmenler idarecilik yapmayanlara oranla daha bilgilidirler. Öğretmenlerin hak ve görevlerini bilme düzeyleri sendikalılık açısından farklılık yalnızca Dernekler Kanunu ile ilgili bilme düzeyindedir. Sendikalara üye öğretmenler bu konuda üye olmayan öğretmenlere oranla daha bilgilidir.

• Öğretmenlerin haksızlığa uğradıklarını düşündüklerinde ilk bilgileri elde etme yöntemleri frekansına göre sırladığımızda; kendim konuyla ilgili kitap, internet v.b. araçları kullanarak araştırırım; öğretmen ve idareci arkadaşlara danışırım; sendikaya danışırım; kendi bilgilerim yeterlidir; avukata danışırım; müfettişlere danışırım seçenekleridir. Siyasilere danışırım ve diğer... seçenekleri ise hiç işaretlenmemiştir.

• Genel olarak öğretmenlerin haklarını kullanma düzeyleri olumsuz düzeydedir. Aştırmamıza katılan öğretmenlerin haklarını etkin bir şekilde kullanmadıkları sonucuna ulaşılmıştır. Bu noktada öğretmenlerin %73,4’ü hak aramak için hiç dilekçe yazmamıştır, öğretmenlerin %77,8’i bilgi edinme hakkını hiç kullanmamış, öğretmenlerin yalnız %18’i bölge idare mahkemelerine başvurmuş, öğretmenlerin %99,2’si etik ilkeler çerçevesinde başvuru yapmamıştır, öğretmenlerin %3’ü şikâyet ederek idari soruşturma açtırmış, öğretmenlerin yalnız %10’u derneklere üyedir. Öğretmenlerin haklarını kullanma düzeyinde cinsiyet açısından iki konuda farklılaşma vardır. Bu konular derneklere üyelik ve idari-hukuki soruşturma açtırmadır. Erkek öğretmenlerin bu iki konuda daha aktif oldukları görülmektedir. Öğretmenlerin haklarını kullanım düzeyi; kıdem, idarecilik ve sendikalılık açısından anlamlı bir farklılık göstermemiştir.

(5)

 Öğretmenlerin, “İdarecilerimizin bize karşı yapmış olduğu haksızlıklarda hukuki süreç başlatsam bile yanlarına kar kalacağından, uğraşmam.” noktasındaki verdikleri cevaplar sırasıyla; %30,6 Hiç Katılmıyorum ve %23,4 Orta Derecede Katılıyorum seçeneklerinde yığılma göstermektedir.

 Öğretmenlerin, “Bakanlıkların yaptığı haksız iş ve işlemlerden dolayı dava açtığımda; Devletimi şikayet ediyormuşum gibi bir hisse kapılırım, rahatsız olurum.” noktasındaki verdikleri cevaplar sırasıyla, %54,4 Hiç Katılmıyorum ve %13,9 Orta Derecede Katılıyorum seçeneklerinde yığılma göstermektedir.

 Öğretmenlerin, “İdarecilerimizin şahsıma haksız eylemlerinde onlara karşı hukuki süreç başlatırsam, benimle uğraşırlar diye vazgeçerim.” noktasındaki cevapları sırasıyla; %49,6 Hiç Katılmıyorum ve %16,7 Az Katılıyorum seçeneklerinde yığılma göstermektedir.

 Öğretmenlerin, “Şahit olduğum bir haksızlık karşısında hukuki süreç başlatmak yerine müfettişlerin, üst makamdakilerin fark etmesini beklerim.” noktasındaki cevapları sırasıyla; %32,9 Hiç Katılmıyorum ve %23,4 Az Katılıyorum seçeneklerinde yığılma göstermektedir.

 Öğretmenlerin, “İdarecilerimizin haksızlıklarında şikâyet etmek yerine, benden bulmasın ekmeği ile oynamayalım derim, hukuki süreçten vazgeçerim.” noktasındaki cevapları sırasıyla; %36,9 Hiç Katılmıyorum ve %27,8 Az Katılıyorum seçeneklerinde yığılma göstermektedir.

 Öğretmenlerin, “İdareciler tarafından şahsıma bir haksızlık yapıldığında haksızlık kabul edilip özür dilenip düzeltileceğine dair söz verilirse hukuki süreç başlatmaktan vazgeçerim.” noktasındaki cevapları sırasıyla; %31,3 Tamamen Katılıyorum ve %28,6 Çoğunlukla Katılıyorum seçeneklerinde yığılma göstermektedir.

(6)

bir mesele dahi olsa hukuki süreç başlatırım.” noktasındaki cevapları sırasıyla; %31 Tamamen Katılıyorum ve %20,6 Çoğunlukla Katılıyorum seçeneklerinde yığılma göstermektedir.

 Öğretmenlerin, “Mahkeme ile çözülebilecek bir sorunda; mahkeme, avukat ve diğer masraflar nedeniyle hukuki süreçten vazgeçerim.” noktasındaki cevapları sırasıyla; %52,8 Hiç Katılmıyorum ve %16,7 Orta Derecede Katılıyorum seçeneklerinde yığılma göstermektedir.

 Öğretmenlerin, “Mahkeme ile çözülebilecek bir sorunda; mahkemelerin kararlarını uzun sürelerde vermesi nedeniyle hukuki süreçten vazgeçerim.” noktasındaki cevapları sırasıyla; %35,3 Hiç Katılmıyorum ve %27,8 Az Katılıyorum seçeneklerinde yığılma göstermektedir.

 Öğretmenlerin, “Hukuki süreç başlatacağım sırada araya hatırını kıramayacağım biri girerse vazgeçerim.” noktasındaki cevapları sırasıyla; %31,3 Hiç Katılmıyorum ve %27,8 Az Katılıyorum seçeneklerinde yığılma göstermektedir.

 Öğretmenlerin, “Hukuki sürecin sonu belirsizse, hukuki süreç başlatmaktan vazgeçerim.” noktasındaki cevapları sırasıyla; %22,6 Tamamen Katılıyorum ve %22,2 Orta Derecede Katılıyorum seçeneklerinde yığılma göstermektedir.

 Öğretmenlerin, “Sorun ve şikayetlerimde çoğu zaman yazılı değil sözlü başvurularda bulunurum.” noktasındaki cevapları sırasıyla; %26,2 Hiç Katılmıyorum ve %21,8 Az Katılıyorum seçeneklerinde yığılma göstermektedir.

 “Bakanlıkların yaptığı haksız iş ve işlemlerden dolayı dava açtığımda; Devletimi şikayet ediyormuşum gibi bir hisse kapılırım, rahatsız olurum.” faktöründe erkek öğretmenler kadın öğretmenlere oranla bu konuda daha olumlu görüştedirler.

 “İdareciler tarafından şahsıma bir haksızlık yapıldığında haksızlık kabul edilip özür dilenip düzeltileceğine dair söz verilirse hukuki süreç başlatmaktan

(7)

 “İdareciler tarafından şahsıma bir haksızlık yapıldığında haksızlık kabul edilip özür dilenip düzeltileceğine dair söz verilirse hukuki süreç başlatmaktan vazgeçerim.”sorusunda kıdem bakımından anlamlı bir fark vardır; 11-15 yıl kıdem gurubunda yer alan öğretmenlerin görüşleri 16-20 yıl kıdem grubu öğretmenlerin görüşlerinden ve 16-20 yıl kıdem grubu ve 26 yıl ve üstü kıdem grubu öğretmenlerin görüşlerinden daha olumlu olduğu belirlenmiştir.

 “Mahkeme ile çözülebilecek bir sorunda; mahkemelerin kararlarını uzun sürelerde vermesi nedeniyle hukuki süreçten vazgeçerim.”sorusunda kıdem bakımından anlamlı bir fark vardır; 16-20 yıl kıdem gurubunda yer alan öğretmenlerin görüşleri; 6-10 yıl kıdem grubu öğretmenlerin görüşlerinden ve 26 yıl ve üstü kıdem grubu öğretmenlerin görüşlerinden daha olumlu olduğu belirlenmiştir.

 Öğretmenlerin hak aramasını etkileyen sosyo ekonomik ve kültürel faktörlerin idarecilik ve sendikalılık değişkenleri açısından anlamlı farklılık arz etmediği belirlenmiştir.

Öneriler :

1.Hakkını bilmeyenin hakkı daha kolay çiğnenir bu nedenle öğretmenler haklarını haksızlığa uğradıkça değil haksızlığa uğramadan önce öğrenmelidir. Bilinmeyen hak ne savunulabilir ne de kullanılabilir.

2.Her alanda görev, sorumluluk ve cezaya verdiğimiz önem ve değerin daha da fazlasını haklar konusunda da gösterebilmeliyiz.

3.Hükümetler; hakları yalnızca kitaplarda yazılmış olmakla bırakmamalı, uygulanması için gereken her tür tedbiri almalıdır.

4.Eğitim sistemimiz otoriteye itaati temel alan eğilimlerinden bireyselleşmeyi öne çıkaran ve haklara daha fazla önem veren bir konuma getirilmelidir.

(8)

6.Aile yapımızda iyi evlat tanımının ebeveynlerinin sözünü her zaman dinleyen mutlak itaat eden anlamından; sorgulayan, tepki gösteren ve hakkını arayan bir şekle dönüşmesi sağlanmalıdır.

7.Yurttaşlık kavramı; hak temelinde tanımlanmalı; yasalar ve diğer yurttaşların haklarını çiğnemeden kendi bireysel amaçlarına ulaşmada haklarını kullanabilen kişi olarak değerlendirilmelidir.

8.İdareciler kendilerini Devlet’le özdeş görmemeli, kendilerine karşı hak aramayı Devlet’e karşı gelmek olarak algılamamalıdırlar.

9. Kanunları yalnızca ceza boyutunda algılamamalı; kanunların hak koruduğu, haksızlık engellediği unutulmamalıdır.

10.Sivil toplum kuruluşları olumsuz anlamda Devlet’e karşı örgütlenmek, karşı olmak olarak algılanmamalıdır.

11.Kendi aramızda hallederiz eğilimi yerine hukukun hakemliğine başvurmak temel esas olmalıdır.

12. Hak arayanı, rahatımızı bozan kişi olarak görmek yerine saygı duyulan bir kişi konumuna getirmeli ve mücadelesini maddi, manevi desteklemeliyiz.

13. Eğitim fakültelerinde öğrenim gören tüm öğretmen adaylarına İnsan Hakları eğitimi verilmelidir.

14. Aday öğretmen hazırlama kurslarında haklar ve hak arama konularında daha fazla eğitim verilmelidir.

(9)

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ EĞİTİM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI

A Research Into The Extent To Which Teachers Can Stand Up To The Management.

ABSTRACT

In this research, the extent to which teachers that work for the Ministry of National Education can stand up to the management has been investigated. The points such as how much the teachers know about their rights, how they get information when they are faced with corruption, whether they make use of their rights and the socio-economic and cultural factors that affect them while fighting for their rights have been examined and the level of their being democratic, active citizens has been revealed.

By means of SPSS 11 packet program, the results from the research that was carried out based on the data from the survey results of 252 teachers that were chosen with the simple random sampling method and that work at state schools in Kandıra in 2005-2006 School Year have been analyzed by using statistical methods such as percentage, frequency, t test, variety analysis and the tukey test.

The extent to which the teachers can stand up to the management has been discovered to be low as a result of the research.The teachers lack the awareness of modern citizenship in democracies that lets its members know and use their rights. The reasons for such a case are mainly lack of knowledge and existing socio-economic and cultural factors.

Key Words: Teacher, Fight for Rights, Management, Active Citizen, Democracy

Tezi Hazırlayan: Serdar ŞEN

Tez Danışmanı : Yrd.Doç. Dr. Şöheyda DOYURAN Tez Kabul Tarihi ve No: 12.07.2006-2006/13

Jüri Üyeleri: Yrd.Doç. Dr. Hasan ARSLAN Yrd. Doç. Dr. Aysun ÖZYURT

(10)

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ EĞİTİM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI

ÖĞRETMENLERİN İDAREYE KARŞI HAK ARAMA DÜZEYLERİ

ÖZET

Bu araştırmada Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı öğretmenlerin, idare örgütüne karşı hak arama düzeyleri incelenmiştir. Öğretmenlerin haklarını bilme seviyeleri, haksızlık karşısında ilk olarak nasıl bilgi edindikleri, öğretmenlerin haklarını kullanım durumları ile hak ararken onları etkileyen sosyo ekonomik ve kültürel etkenler incelenerek öğretmenlerin demokratik aktif yurttaş olma seviyeleri ortaya konmuştur.

2005-2006 Eğitim- Öğretim yılında Kocaeli’nin Kandıra ilçesinde basit tesadüfi örnekleme yöntemiyle seçilmiş devlet okullarında görev yapan 252 öğretmenden anket yöntemi uygulanarak alınan verilere dayalı olarak gerçekleştirilen araştırmada sonuçlar; SPSS 11 paket programı aracılığı ile yüzde, frekans, t testi, varyans analizi, tukey testi gibi istatistiksel yöntemler kullanılarak çözümlenmiştir.

Araştırmanın sonucunda, öğretmenlerin idareye karşı hak arama düzeyleri düşük seviyede çıkmıştır. Öğretmenler demokrasilerde haklarını bilen ve bunları kullanan çağdaş yurttaşlık bilincine sahip değildir. Bunun nedeni hakları konusunda bilgi eksikliği başta olmak üzere mevcut sosyo ekonomik ve kültürel etkenlerdir.

Anahtar Kelimeler: Öğretmen, Hak Arama, İdare, Aktif Yurttaş, Demokrasi

Tezi Hazırlayan: Serdar ŞEN

Tez Danışmanı : Yrd.Doç. Dr. Şöheyda DOYURAN Tez Kabul Tarihi ve No: 12.07.2006-2006/13

Jüri Üyeleri: Yrd.Doç. Dr. Hasan ARSLAN Yrd. Doç. Dr. Aysun ÖZYURT

(11)

ÖĞRETMENLERİN İDAREYE KARŞI HAK ARAMA

DÜZEYLERİ

YÜKSEK LİSANS PROJESİ

SERDAR ŞEN

ANABİLİM DALI : EĞİTİM BİLİMLERİ

PROGRAMI : EĞİTİM YÖNETİMİ TEFTİŞİ

PLANLAMASI VE EKONOMİSİ

DANIŞMAN : YRD. DOÇ. DR. ŞÖHEYDA DOYURAN

(12)

ÖĞRETMENLERİN İDAREYE KARŞI HAK ARAMA DÜZEYLERİ

YÜKSEK LİSANS PROJESİ

Projeyi Hazırlayan: SERDAR ŞEN

Projenin Kabul Edildiği Enstitü Yönetim Kurulu Tarihi ve No:12.07.2006- 2006/13

Yrd. Doç. Dr. Aysun Yrd. Doç. Dr. Hasan Yrd. Doç. Dr. Şöheyda

ÖZYURT ARSLAN DOYURAN

(13)

SUNUŞ

Öğretmenlerin İdareye Karşı Hak Arama Düzeyleri Araştırması öğretmenlerin hak arama noktasındaki durumlarını tespit etmeye ve böylece onların demokrasinin ihtiyaç duyduğu aktif yurttaş modeline ne kadar uyduklarını anlamaya yönelik bir çalışmadır. Bu konunun seçilmesinde öğretmenlerimizin hak arama konusundaki gözlemlediğimiz sıkıntıları başlıca etken olmuştur.

Bu araştırmanın ortaya çıkmasında şüphesiz beni yetiştiren Kocaeli Üniversitesi EYTPE bölümü sayın öğretim görevlileri; Prof. Dr. Cevat CELEP, Prof. Dr. Nuray Sungur OAKLEY, Yrd. Doç. Dr. Aysun ÖZYURT, Yrd. Doç.Dr. Hasan ARSLAN ve bu araştırmanın danışmanlığını da yapmış olan Yrd. Doç. Dr. Şöheyda DOYURAN’a teşekkür ediyorum.

Anketlerin dağıtılmasında, toplanmasında desteklerini esirgemeyen; ankete cevap veren burada ismini anamadığım bütün öğretmen arkadaşlarıma teşekkür ederim. Yüksek lisans eğitimim ve araştırma sürecinde her türlü desteklerini benden esirgemeyen sevgili annem Fatma ŞEN’e, babam Kadir Şen’e ve eşim Neslihan ŞEN’e en içten şükranlarımı sunarım.

(14)

İÇİNDEKİLER Sayfa No ÖNSÖZ………..………I İÇİNDEKİLER……….………II ÖZET ...………...V ABSTRACT………...………VI TABLOLAR………...………...VII BİRİNCİ BÖLÜM GİRİŞ………1 1.1.Giriş………....………...1 1.2.Problem Durumu………...5 1.3. Araştırmanın Amacı……….7 1.4. Araştırmanın Önemi……….9 1.5. Varsayımlar………..9 1.6. Sınırlılıklar……….10 1.7. Tanımlar……….10 İKİNCİ BÖLÜM ARAŞTIRMANIN KURAMSAL DAYANAKLARI………11

1. KAVRAMLAR………...11

1.1. Devlet……….11

1.2. Demokrasi………..12

1.3. Hak, Hukuk ve Adalet....………....13

1.4. İnsan Hakları………..14 1.5. Hukuk Devleti………16 1.6. Hak Arama……….16 1.7. Aktif Yurttaş...17 2. DEMOKRASİ ve EĞİTİM……….18 2.1. Demokratik Eğitim……….18 2.2. Demokrasi Eğitimi....……….20

(15)

3. ÖĞRETMEN………..21

3.1. Eğitimci………..………21

3.2. Kamu Görevlisi………..23

4. ARAŞTIRMAYA KONU OLAN HAKLAR ve ÖZGÜRLÜKLER………..26

4.1. Dilekçe Hakkı………26

4.2. Hak Arama Özgürlüğü………...29

4.3. Bilgi Edinme Hakkı………...30

4.4. Etik Başvuru Hakkı………34

4.5. Örgütlenme Hakkı……….……….42 5. TÜRK YÖNETİM ve SİYASAL KÜLTÜRÜ………...44 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM YÖNTEM………...48 3.1. Araştırmanın Modeli………..48 3.2. Evren ve Örneklem………48 3.3. Verilerin Toplanması……….49

3.4. Veri Toplama Aracı ve Geliştirilmesi………49

3.5. Veri Toplama Aracının Uygulanması………50

3.6. Verilerin Çözümü ve Yorumlanması……….50

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM BULGULAR VE YORUMLAR……….51

4.1. Kişisel Özelliklere İlişkin Bilgiler……….51

4.2. Alt Problem 1……….52

4.2.1. Öğretmenlerin Haklarını ve Görevlerini Bilme Düzeyleri…………...52

4.2.2. Cinsiyet Açısından Öğretmenlerin Hakları ve Görevlerini Bilme Düzeyi………..56

4.2.3. Kıdem Açısından Öğretmenlerin Hakları ve Görevlerini Bilme Düzeyi………..58

4.2.4. İdarecilik Açısından Öğretmenlerin Hakları ve Görevlerini Bilme Düzeyi………..61

4.2.5. Sendikalılık Açısından Öğretmenlerin Hakları ve Görevlerini Bilme Düzeyi………..64

(16)

4.3. Alt Problem 2……….66

4.3.1. Öğretmenlerin İdari Bir Haksızlıkla Karşılaştıklarında İlk Bilgi Edinme Yöntemleri………..66

4.4. Alt Problem 3……….68

4.4.1. Öğretmenlerin Haklarını Kullanma Düzeyleri………..68

4.4.2. Cinsiyet Açısından Öğretmenlerin Haklarını Kullanma Düzeyi………70

4.4.3. Kıdem Açısından Öğretmenlerin Haklarını Kullanma Düzeyi………72

4.4.4. İdarecilik Açısından Öğretmenlerin Haklarını Kullanım Düzeyi……….73

4.4.5. Sendikalılık Açısından Öğretmenlerin Haklarını Kullanım Düzeyi……….75

4.5. Alt Problem 4……….77

4.5.1. Öğretmenlerin Sosyo Ekonomik ve Kültürel Faktörlerden Etkilenme Düzeyleri………...77

4.5.2. Cinsiyet Açısından Öğretmenlerin Sosyo Ekonomik ve Kültürel Faktörlerden Etkilenme Düzeyleri………84

4.5.3. Kıdem Açısından Öğretmenlerin Sosyo Ekonomik ve Kültürel Faktörlerden Etkilenme Düzeyleri………88

4.5.4. İdarecilik Açısından Öğretmenlerin Sosyo Ekonomik ve Kültürel Faktörlerden Etkilenme Düzeyleri………91

4.5.5. Sendikalılık Açısından Öğretmenlerin Sosyo Ekonomik ve Kültürel Faktörlerden Etkilenme Düzeyleri………93

4.6. Dördüncü Bölüm Özet………...95 BEŞİNCİ BÖLÜM SONUÇ VE ÖNERİLER………..100 5.1. Sonuçlar………...100 5.2. Öneriler………106 EKLER………..108 KAYNAKLAR……….113

(17)

ÖZET

ÖĞRETMENLERİN İDAREYE KARŞI HAK ARAMA DÜZEYLERİ ARAŞTIRMASI

Bu araştırmada Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı öğretmenlerin, idare örgütüne karşı hak arama düzeyleri incelenmiştir. Öğretmenlerin haklarını bilme seviyeleri, haksızlık karşısında ilk olarak nasıl bilgi edindikleri, öğretmenlerin haklarını kullanım durumları ile hak ararken onları etkileyen sosyo ekonomik ve kültürel etkenler incelenerek öğretmenlerin demokratik aktif yurttaş olma seviyeleri ortaya konmuştur.

2005-2006 Eğitim- Öğretim yılında Kocaeli’nin Kandıra ilçesinde basit tesadüfi örnekleme yöntemiyle seçilmiş devlet okullarında görev yapan 252 öğretmenden anket yöntemi uygulanarak alınan verilere dayalı olarak gerçekleştirilen araştırmada sonuçlar; SPSS 11 paket programı aracılığı ile yüzde, frekans, t testi, varyans analizi, tukey testi gibi istatistiksel yöntemler kullanılarak çözümlenmiştir.

Araştırmanın sonucunda, öğretmenlerin idareye karşı hak arama düzeyleri düşük seviyede çıkmıştır. Öğretmenler demokrasilerde haklarını bilen ve bunları kullanan çağdaş yurttaşlık bilincine sahip değildir. Bunun nedeni hakları konusunda bilgi eksikliği başta olmak üzere mevcut sosyo ekonomik ve kültürel etkenlerdir.

(18)

ABSTRACT

A Research Into The Extent To Which Teachers Can Stand Up To The Management.

In this research, the extent to which teachers that work for the Ministry of National Education can stand up to the management has been investigated. The points such as how much the teachers know about their rights, how they get information when they are faced with corruption, whether they make use of their rights and the socio-economic and cultural factors that affect them while fighting for their rights have been examined and the level of their being democratic, active citizens has been revealed.

By means of SPSS 11 packet program, the results from the research that was carried out based on the data from the survey results of 252 teachers that were chosen with the simple random sampling method and that work at state schools in Kandıra in 2005-2006 School Year have been analyzed by using statistical methods such as percentage, frequency, t test, variety analysis and the tukey test.

The extent to which the teachers can stand up to the management has been discovered to be low as a result of the research.The teachers lack the awareness of modern citizenship in democracies that lets its members know and use their rights. The reasons for such a case are mainly lack of knowledge and existing socio-economic and cultural factors.

(19)

TABLOLAR

Sayfa No

Tablo 4.1.Cinsiyetlere İlişkin Bulgular……….….51

Tablo 4.2.Öğretmenlik Kıdemi………..51

Tablo 4.3. İdarecilik Durumu……….………52

Tablo 4.4. Sendikalılık Durumu……….………52

Tablo 4.5. Hakları ve Görevleri Bilme Düzeyi……….54

Tablo 4.6.Cinsiyete Göre Hak ve Görevlerini Bilme Düzeyleri Arasındaki Fark (t-testi tablosu)……….……….…...56

Tablo 4.7. Kıdeme Göre Hak ve Görevlerini Bilme Düzeyleri Arasındaki Fark(Tek Yönlü Varyans Analizi)……….……….…58

Tablo 4.8. İdarecilik Durumuna Göre Hak ve Görevlerini Bilme Düzeyleri Arasındaki Fark (t-testi tablosu)…..……….…..61

Tablo 4.9.Sendikalılık Durumuna Göre Hak ve Görevlerini Bilme Düzeyleri Arasındaki Fark (t-testi tablosu)………..……….…..64

Tablo 4.10.Öğretmenlerin Haksızlığa Uğradıklarında Konuyla İlgili İlk Bilgi Edinme Yöntemleri…………..………...66

(20)

Tablo 4.12.Cinsiyete Göre Haklarını Kullanım Düzeyleri Arasındaki

Fark(t-testi tablosu)………...………..……70

Tablo 4.13.Kıdeme Göre Hakları Kullanım Düzeyleri Arasındaki Fark

(Tek Yönlü Varyans Analizi)…………...………..….…72

Tablo 4.14.İdareciliğe Göre Haklarını Kullanım Düzeyleri Arasındaki Fark

(t-testi tablosu)…………...………...73

Tablo 4.15.Sendikalılığa Göre Haklarını Kullanım Düzeyleri Arasındaki

Fark (t-testi tablosu)………....75

Tablo 4.16.Öğretmenlerin Sosyo Ekonomik ve Kültürel

Faktörlerden Etkilenme Düzeyleri………..…...78

Tablo 4.17.Cinsiyete Göre Sosyo Ekonomik ve Kültürel Faktörlerden

Etkilenme Düzeyleri Arasındaki Fark (t-testi tablosu)…...………....84

Tablo 4.18.Kıdeme Göre Sosyo Ekonomik ve Kültürel Faktörlerden

Etkilenme Düzeyleri Arasındaki Fark (Tek Yönlü Varyans Analizi)……...…..…...88

Tablo 4.19. İdareciliğe Göre Sosyo Ekonomik ve Kültürel Faktörlerden

Etkilenme Düzeyleri Arasındaki Fark (t-testi tablosu)………..….91

Tablo 4.20. Sendikalılığa Göre Sosyo Ekonomik ve Kültürel Faktörlerden

(21)

GİRİŞ

Bu bölümde giriş, problem durumu, araştırmanın amacı ve önemi, varsayımlar, sınırlılıklar ve tanımlar verilmiştir.

1.1.Giriş

İnsanoğlu toplum halinde yaşamaya başladıkça düzene, güvene ihtiyaç duymuştur ve kendini güvence altına almak, haklarını korumak istemiştir; işte bu noktada insanüstü bir güç olan “devlet” kavramı doğmuştur (Çeçen, 2000). Devlet; insanların bu ihtiyaçlarını gerçekleştirirken üstün yaptırım gücünü kullanır (Tanilli, 2001). Devletin yaptırım gücünü nasıl kullandığı ya da insanların mı devlet için varolduğu yoksa devletin insanların mutluluğu için mi varolduğu sorularının yanıtı devletlerin yönetim şekillerini monarşiden demokrasiye uzanan bir çerçeveye oturtur. Monarşilerde devlet, azınlığın mutluluğu için; demokrasilerde ise devlet, insanın mutluluğu için bir araçtır (Gündüz & Gündüz, 2002).

Demokrasilerin insanlara tanıdığı fırsatlar aktif insan veya yurttaş kavramını beraberinde getirir; demokratik anlayışlar içinde özgürleşmiş, sorgulayan ve düşünen bireyler gelişme ve ilerlemenin temeli olan özgürlüğü sonuna dek kullanır. Demokrasiyi diğer yönetim şekillerden üstün kılan noktası başkalarına zarar vermeyen özgürlüğün demokrasilerde gelişme imkânı bulmasıdır (Doğan, 2002). Özgürlük, eleştirme hakkını da beraberinde getirir. Bireyin içinde bulunduğu toplumu olumlu yönde değiştirebilmesi için eleştirel düşünme becerisine sahip olması gerekir; demokratik devlet olabilmek için eleştirel düşünme becerisi şarttır (Turan, 2000). Demokrasi sorgulamadan kabullenen, farklı düşünemeyen insanların yönetim şekli değildir. Bireyin, demokrasilerde eleştirel düşünme becerisini kullanabilmesi için hak ve hürriyetlere sahip olması gerekir. Demokratik ülkelerde insan hakları ve hürriyetleri devlet güvencesi altındadır. Tüm bunların ışığında;

(22)

bireysel ve toplumsal kalkınmanın temelinde de; yaratıcılık ve üretkenliğin temelinde de demokrasi olduğu bir gerçektir (bkz. Yılman, 1991 ve Özmen, 2000).

Ülkemizin demokratik bir yapıya geçişinde şüphesiz en büyük pay Atatürk’e aittir. Demokrasinin gelişmesi için ülkenin her alanda gelişmesi gerekir bu nedenle Cumhuriyet’in ilanından sonra ülkemizde büyük bir eğitim atağı başlamıştır. Çünkü demokrasi ve eğitim birbirini destekleyen yapılardır.

Şüphesiz bir ülkenin sosyal, ekonomik ve siyasal gelişmişlik düzeyi ile o ülkenin öğretmenlerinin sahip olduğu nitelikler arasında doğru orantı vardır. Türkiye, genç nüfuslu dinamik bir ülkedir; Türkiye’nin gelişmesine ve hedeflenen yüksek ideallerine ulaşmasında eğitimin ve öğretmenlerin üzerine düşen görev; toplumun diğer aktörlerine oranla daha fazladır. Öğretmenler mensup oldukları milleti yalnızca sınıfta örgün eğitim sınırları içinde eğiten kişiler değildirler; öğretmenin öğretme görevi çarşıda, pazarda kısaca hayatın her alanında emekli olduktan sonra bile devam eder.

Ülkemizin eğitilmiş ve öğrendikleri sonucu eğiten unsuru olan öğretmenlerin hukuki hak ve sorumlulukları öğretme ve örnek olma görevi öğrencileri sıralarda otururken başlar, hayatın içinde aktif birer üye iken de devam eder. Birçoğumuz herhalde en azından bir kez öğretmenin bir vatandaş için dilekçe yazdığına ya da vatandaşına hakkını nasıl araması gerektiği konusunda yol gösterirken görmüşüzdür. Öyle öğrenciler görürüz ki hakkını bilen, savunan. İşte vatandaşına okul dışında öğrencisine sınıfta haklarını anlatan, öğreten ve örnek olan öğretmenlerdir.Bunların ışığında eğer öğretmenler hukuki hak ve sorumluluklar noktasında ne kadar bilinçli ve öğrencilerine örnek olacak nitelikteyse, Türkiye’nin demokratik hukuk devleti niteliği de o oranda iyileşecek ve gelişecektir.

Öğretmenlerimizin haklarını bilmeleri, kullanmaları; demokrasinin istediği aktif insan modeline uygun aktif insan olup olmamaları aslında Türkiye’nin ne kadar demokratik olabildiğinin de bir göstergesi olacaktır. Öğretmenlerimizin, demokratik hukuk devletinde idareye karşı hak arama bilincine, sivil toplum gereği olan aktif yurttaşlık değerlerine ne kadar sahip oldukları önemli konulardır. Dilekçe, bilgi

(23)

edinme, etik başvuru ve dernekleşme haklarından ne kadar yararlandığı, bu hakları ne ölçüde hak arama bilincinde kullandıkları araştırmanın temel sorunlarını oluşturmaktadır.

Ancak ülkemizdeki demokratik sorunlar tüm toplumu etkilediği gibi öğretmenleri de etkilemektedir. Ülkemizde yaşanan demokratik sorunların temelinde mevcut yasal düzenimiz ve kültürümüzün etkisi büyüktür. Aydın (2005), demokratik sorunları, “ Türkiye toplumu devletle ilişkisinde edilgen ve tabii bir konumdadır ve bu toplumsal durum, bireylerin siyasal özneler haline gelmesinde dolayısıyla siyasal süreçlere katılımında ve müdahalesinde engel konumdadır.” demektedir (s.19). Bunun anlamı Türkiye’de var olan ataerkil ve bürokratik kültürün demokrasiyi ve sivil toplumun gelişmesini engel olmasıdır (Doğan, 2002). Kutsal Devlet kavramının hayatın her alanında karşımıza çıkması, devletle yönetenlerin özdeşleşmesi beraberinde bir sadakat ve düzen kültürü meydana getirmektedir bu anlayışın temelinde birlik ve beraberliğin yıkılması korkusu vardır, bu anlayış bireysel farklılıklara ve çoğulculuğa izin vermeyerek demokratik kültürün gelişmesine engel olmuştur (Çetin, 2004).

1982 Anayasası’nın temel hak ve hürriyetlerle ilgili bölümlerinin bireyi devlete karşı koruyan liberal anayasaya duyulan tepkiyle devleti topluma karşı koruyan bir yapıda olması; toplumsal birliği gerektiren dernekler, toplantı ve gösteri yürüyüşlerine getirdiği kısıtlamalar bireyselleşmeyi engellemiştir (Tanilli, 2001).

1982 Anayasasının teknik anlamda hukuk devleti ilkesine uymayan birçok yönü olduğunu ve bu hatalar düzeltilse bile Türkiye’ de hukuk devleti açısından fiili durumun değişmeyeceğini vurgulayan Erdoğan (2000)’ın nedenleri aşağıya aynen alınmıştır (s.56).

“ Türkiye’nin geleneksel devlet anlayışı ve siyaset tarzı demokrasiye olduğu kadar hatta ondan da fazla, hukuk devletinin yeşermesine pek elverişli değildir. Çünkü bu geleneğin temelinde “hikmet-i hükümet” felsefesi yatmaktadır. Bu felsefeye göre, devletin ve “devletlûların” yaptıklarının “hikmetinden sual olunmaz”, devlet katından sadır olan her türlü iş ve

(24)

eylemde çok kere vatandaşların idrak edemeyecekleri bir “hikmet” saklıdır… İkinci olarak devletçi geleneğin Cumhuriyetle birlikte resmi ideolojiyle taçlandırılmıştır. Artık, üstün ve tartışılmaz olan sadece bir kurum olarak “Devlet” ve geleneksel “Türk Devleti” değil, fakat belli bir toplumsal tasarımını, bir hayat tarzını topluma siyaseten kabul ettirmeye adanmış olan Türkiye Cumhuriyetidir.”

Hikmet-i hükümet konusunda Arslan (2000), “ Siyasal kültürümüzde önemli bir yere sahip olan “hikmet-i hükümet, devleti kurtarma misyonuyla da birleştirilince devlet seçkinlerinin elinde muhalif düşünceyi bastırmak için kullanılan önemli bir silaha dönüşebilmektedir.” yorumunu yapmaktadır (s.76).

Sivil toplumun her şeyi devletten beklemeyen, devlet yönetimine katılan yapısı ülkemizde gelişmemiştir. Bunun nedeni her şeyi devletten bekleyen “Devlet Baba” anlayışıdır (Bayhan, 2002). Ayrıca ülkemizdeki particilik, cemaatçilik, ideolojicilik ve hemşericilik gibi yaklaşımlar sivil toplum olmamızı ve sivil toplum kuruluşlarını yok etmekte ya da ötekileri yok etme mücadelesi için bir araca dönüşmektedir (Çetin,2004).

Ülkemizin yönetim kültüründe bürokrasinin etkin ve merkezi bir güce sahip oluşu, bireysel çabaları ve sivil toplumun gelişmesine engel olmuştur. Eğitim sistemimizde henüz istenen düzeyde bireyci kültüre sahip insan yetiştirememekte bu da bürokratik kültürün devamına neden olmaktadır (Aytaç, 2006). Demokrasinin kurumsal boyutu konusunda alınan mesafelere rağmen demokratik kültüre sahip bireyselliği gelişmiş insan yetiştirilemedi (Tezcan, 1997). Bu da demokrasinin eğitim halkası tamamlanamadığına işaret eder, demokrasi için eğitimde otoriteye itaati temel alan yaklaşım yıkılarak öğrenciyi merkeze alan bir değişim gerekmektedir (Özdemir, 2000). Eğitimimizin demokratik olmayışını Canelli (1999), “ Otoriteye itaat doğrudur (Ders kitaplarının yazdığı- öğretmenin söylediği doğrudur); başarı, öğretmenin söyledikleri ile kitapların yazdıklarını tekrar edip ezberlemektir; eğitim hakkı sistemin gereklerini yerine getirenlerindir; amaç, programları öğrenip yeterli not alıp sınıf geçmektir; öğrencilerin ilgileri, kabiliyetleri ve kişilikleri değil,

(25)

programda yer alan dersler önemlidir; öğrenciler dersler için vardır.” şeklinde açıklamaktadır (www.koprudergisi.com).

Demokratik toplumun gereği olan bireyselleşmeyi gerçekleştiremeyen toplumlarda görülen olumsuzluklar nelerdir sorusuna cevap olarak: “Birey karşılaştığı bir sorunu, ailesi, çevresi, mahalle, hemşeri ilişkileri ve dini cemaatler aracılığı ile çözmeye çalışır; baba ya da bacı dedikleri bir siyasi lider toplumu gelip kurtaracaktır; siyasetle uğraşanlar liderine kayıtsız şartsız bağlıdır; yükselmelerde liyakat yerine kayırma söz konusudur; Devletten ve yasalardan korkulur, ancak bir sorun yaşandığı zaman da güçlü yakınlar devreye sokulur; sivil toplum kuruluşu üyesi olmak geniş kitlelerce devlete karşı örgütlenmekmiş gibi algılanır; sağlıklı bir toplum dayanışması yaşanmaz; kendilerine ve başkalarına saygı duyulmaz.” (Gözütok,www.barobirlik.com).

Haklarımız konusunda sorunlarımız ister kültürel olsun ister mevcut yasalardan kaynaklansın sonuçta hak arama demokratik hukuk devletlerinde en önemli noktadır. Hak aramanın önemini Aşçıoğlu (2004), “Hakkını aramayan, alamayan niye alamadığını anlamayan bireyde hak bilinci gelişmez… Hak, aranmadığında giderek ya gücünü kaybeder ya da yok olur sonuçta yasalara ve öngörülen yaptırım ve koruma yollarına karşı kuşku, güvensizlik ve adamsendeci bir toplum kaçınılmazdır. Toplumda hak bilincinin yerleşmemesi, hak arama sağlıklı ve yeterince çalışmaması, bireyleri hukuksal düzenin dışında yollar aramaya yönlendir… Bir hakkın elde edilip edilmemesi yalnız bireysel bir olay değildir. Hakkın kolaylıkla eninde sonunda alınacağı yolunda yerleşmiş inançlar; üçüncü kişilerin hukuka aykırı davranışlarını önleyici bir işlev yerine getirmekle kalmaz; toplumu yüreklendirerek direnme gücünü artırır.” şeklinde dile getirmektedir (s. 13-15).

1.2.Problem Durumu

Modern anlamda devlet; ülkesindeki tüm insanların yaşam ve diğer haklarını korumak, güvenceye almak zorundadır (Çeçen, 2000). Toplumda adalet, bireylerin hak ve özgürlüklerinin hukuk tarafından güvence altına alınmasıyla sağlanır (Doğan,

(26)

2002). Adalet bir özgürlük ve hak arayışıdır (Karagöz, 2002). Demokratik devlete düşen üç önemli görev vardır bunlardan birincisi insan haklarını güvence altına almak, ikincisi insan hakları konusunda bireyleri eğitmek, üçüncüsü de insan hakları konusunda iyi bir uygulayıcı olmaktır (Doğan, 2002).

Demokrasilerde haklar konusu bir anlamda gelişmenin ve ilerlemenin temelini oluşturmaktadır. Demokrasilerde haklarını bilen ve bunları gerektiğinde kullanan çağdaş yurttaşlık bilinci esastır. İnsanlık bugün ki çağdaş haklarını “ Tepki gösteren, gerçekleri ve inandıklarını açıkça söyleyebilen ve toplumsal yaşamın her aşamasına katılarak etkinlik gösterebilen aktif insan” sayesinde elde etmiştir (Çeçen, 2000, s. 323).

Demokrasilerde ana esaslardan biri de eğitimin demokratik olması ve demokrasi eğitimidir. Demokrasilerde haklarını bilen ve kullanan yurttaş bilincinin oluşturulmasına çalışılır. Bu görevde büyük ölçüde eğitim kurumlarına düşmektedir. Yurttaşların haklarını bilmeye ve kullanmaya başladıkları eğitim kurumlarında özellikle öğretmenlere bu konuyla ilgili önemli görevler düşmektedir. Okul sıralarında öğrenmeye başladığımız; “Devlet, demokrasi, hak, insan hakları, sorumluluk, özgürlük.” kavramlarını bizlere öğreten öğretmenlerdir. Bunların ışığında eğer öğretmenler hukuki hak ve sorumluluklar noktasında ne kadar bilinçli ve öğrencilerine örnek olacak nitelikteyse, verilen demokrasi eğitimi de istenen düzeyde olacak, böylece Türkiye’nin demokratik hukuk devleti niteliği de o oranda iyileşecek ve gelişecektir.

Bu anlamda alan yazında demokratik eğitim, demokrasi eğitimi, demokratik ve demokrasi eğitiminde yöntem sorunları, çağdaş öğretmen profilleri, öğretmenlerin demokrasi anlayışları, öğretmenlerin sendikalaşması ile ilgili birçok çalışma yapılmıştır.Ancak demokratik yurttaşlık değerlerini öğrencisine kazandıracak olan öğretmenlerin idare örgütü karşısında haklarını ne oranda bildikleri ve uyguladıkları önemli bir sorun alanı oluşturmaktadır.

Öğretmenlere hakları konusunda eğitim yalnızca bir kez öğretmenliklerinin ilk yılında Milli Eğitim Bakanlığı Aday Memurların Yetiştirilmelerine İlişkin

(27)

Yönetmelik esasları çerçevesinde yapılan temel, hazırlayıcı ve uygulamalı eğitim ile verilmektedir. Bundan sonraki dönemlerde öğretmen hakları ile ilgili bir eğitim almamaktadır. Böylece öğretmenlerin hakları konusunda bilinçleri onların kişisel çabalarına kalmaktadır.

Modern demokrasilerin sivil toplum, açıklık, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri gereği ortaya çıkan dernekleşme hakkı, bilgi edinme hakkı, kamuda etik davranış ilkeleri ve başvuru hakkı gibi haklar da yurttaşların devlet karşısında haklarını bilmesini ve haklarını kullanmasını kolaylaştıran etkenlerdir. Öğretmenlerin bu haklarını bilme ve kullanma düzeyleri de onların idare karşısında hak aramalarını kolaylaştıran etkenlerdir.

Bu araştırmada öğretmenlerin idare örgütüne karşı hak arama düzeyleri incelenecektir. Öğretmenlerin haklarını bilme seviyeleri, haksızlık karşısında ilk olarak nasıl bilgi edindikleri, öğretmenlerin haklarını kullanma durumları ile hak ararken onları etkileyen sosyo ekonomik ve kültürel etkenler tespit edilmeye çalışılacaktır.

1.3. Araştırmanın Amacı

Bu araştırmanın temel amacı Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı öğretmenlerin; idare örgütüne karşı hak arama düzeylerinin tespit edilmesidir. Bu çalışma öğretmenlerin demokratik aktif yurttaş olma seviyelerini ortaya koyabilecektir.

Bu amacı gerçekleştirmek için aşağıdaki sorulara cevap aranacaktır:

1. Öğretmenlerin haklarını ve görevlerini (dilekçe hakkı, bilgi edinme hakkı, idare mahkemelerine başvuru hakkı, etik davranış ve başvuru hakkı, dernekler üyelik hakkı, Devlet Memurları Kanunu ve diğer mevzuatlarda yer alan ceza konularını, Devlet Memurları Kanunu ve diğer mevzuatlarda yer alan hakları ve görevleri) bilme düzeyleri nedir?

Bu durum; a) Cinsiyete, b) Kıdeme c) Yöneticilik yapıp yapmamaya, ç) Sendikalı olup olmamaya göre değişmekte midir?

(28)

2. Öğretmenler idari bir haksızlıkla karşılaştıklarını düşündüklerinde konuyla ilgili ilk bilgilerini (Kendi bilgilerim yeterlidir, kendim konuyla ilgili kitap, internet, v.b. araçları kullanarak araştırırım, öğretmen ve idareci arkadaşlara danışırım, müfettişlere danışırım, avukata danışırım, sendikaya danışırım, siyasilere danışırım) yollarından en çok hangisini kullanarak edinirler?

3. Öğretmenler (dilekçe hakkı, bilgi edinme hakkı, idare mahkemelerine başvuru hakkı, etik davranış ve başvuru hakkı, dernekler üyelik hakkı, şikâyet haklarını) ne oranda kullanmaktadır?

Bu durum; a) Cinsiyete, b) Kıdeme, c) Yöneticilik yapıp yapmamaya, ç) Sendikalı olup olmamaya göre değişmekte midir?

4.Öğretmenlerin hak arama eğilimlerine sosyo ekonomik ve kültürel faktörlerin(İdarecilerimizin bize karşı yapmış olduğu haksızlıklarda hukuki süreç başlatsam bile yanlarına kar kalacağından, uğraşmam; Bakanlıkların yaptığı haksız iş ve işlemlerden dolayı dava açtığımda; Devletimi şikayet ediyormuşum gibi bir hisse kapılırım, rahatsız olurum; İdarecilerimizin şahsıma haksız eylemlerinde onlara karşı hukuki süreç başlatırsam, benimle uğraşırlar diye vazgeçerim; Şahit olduğum bir haksızlık karşısında hukuki süreç başlatmak yerine müfettişlerin, üst makamdakilerin fark etmesini beklerim; İdarecilerimizin haksızlıklarında şikayet etmek yerine, benden bulmasın ekmeği ile oynamayalım derim, hukuki süreçten vazgeçerim; İdareciler tarafından şahsıma bir haksızlık yapıldığında haksızlık kabul edilip özür dilenip düzeltileceğine dair söz verilirse hukuki süreç başlatmaktan vazgeçerim; İdareciler tarafından şahsıma bir haksızlık yapıldığında haksızlık kabul edilmez, haksız işlem savunulup bilmemekle itham edilirsem çok önemsiz bir mesele dahi olsa hukuki süreç başlatırım; Mahkeme ile çözülebilecek bir sorunda; mahkeme, avukat ve diğer masraflar nedeniyle hukuki süreçten vazgeçerim; Mahkeme ile çözülebilecek bir sorunda; mahkemelerin kararlarını uzun sürelerde vermesi nedeniyle hukuki süreçten vazgeçerim; Hukuki süreç başlatacağım sırada araya hatırını kıramayacağım biri girerse vazgeçerim; Hukuki sürecin sonu belirsizse, hukuki süreç başlatmaktan vazgeçerim; Sorun ve şikayetlerimde çoğu zaman yazılı değil sözlü başvurularda bulunurum.) etkisi nedir?

(29)

Bu durum; a) Cinsiyete, b) Kıdeme, c) Yöneticilik yapıp yapmamaya, ç) Sendikalı olup olmamaya göre değişmekte midir?

1.4. Araştırmanın Önemi

Demokrasinin temel esaslarından biride, bireylerin devlet erkine karşı korunması ve çeşitli haklarının olmasıdır. Devlet, bireyi özgürleştirdikçe ve bireyin haklarını koruduğu ölçüde demokratiktir. Öğretmenlerin idare örgütüne karşı hak aramasında dilekçe hakkı ve idare mahkemelerine başvurması vazgeçilmez unsurlardır. Ayrıca sivil toplumun siyasal katılım ve hak arama aracı olan derneklere üyelik; hesap verebilirlik, şeffaflaşma, açıklık ilkelerinin gereği olan ve dolaylı yollardan yurttaşların hak aramasına katkı sağlayan bilgi edinme hakkı ve kamu yönetiminde etik önem arz eden diğer konularımızdır. Ancak bu hukuki hakların sadece kanun kitaplarında yazması yeterli değildir. Devletin tamamlayıcı görevi de bireye bu hakların varlığını bildirmek ve gerektiğinde kullanmasını teşvik etmektir. Bu iki yönlü yapı hem bireyin hem de devletin çıkarınadır. Devlet toplumu bu konularda geliştirmek için eğitim aracını kullanmak zorundadır. Eğitimi verecek olan öğretmenlerin hukuki haklarını kullanma seviyesi ile toplumun hukuki haklarını kullanma seviyesi arasında doğru orantı vardır (Ömerustaoğlu, 2004). Öğretmenler hukuki hakların kullanılmasını derslerde ve yaşamlarında öğrencisine ve çevresine yaymakla yükümlüdür (Doğan, 2004). Öğretmenlerin hukuki haklarını kullanıp kullanmaması aslında ülkemizin bireylerinin devlet karşısında ne kadar özgürleştiğinin ölçüsüdür. Bu araştırma ülkemizin seksen üç yıllık demokrasi serüveninde yurttaşın Devlet’e karşı haklarını kullanma açısından nereye gelindiğini aydın kesimin önemli bir bölümünü oluşturan öğretmenleri incelemek suretiyle ışık tutacaktır.

1.5. Varsayımlar

Araştırmaya katılan öğretmenlerin, anket sorularına verdikleri cevaplar, kendi düşüncelerini ve gerçek durumlarını yansıtmaktadır.

(30)

1.6. Sınırlılıklar

1. Araştırma 2005–2006 Eğitim Öğretim Yılı’nda Kocaeli’nin Kandıra ilçesinde devlet okullarında görev yapan öğretmenlere uygulanacaktır.

2. Okul müdürleri ve yardımcıları araştırma dışında tutulmuştur.

3. Öğretmenlerin İdare örgütüne karşı verdiği hak arama asıl konumuzu oluşturmaktadır.

4. Araştırmada konu edilen haklar; idare mahkemelerine müracaat, derneklere üyelik, bilgi edinme hakkı, etik ilkelerden dolayı disiplin kuruluna veya Etik Kurula müracaat, dilekçe hakkı ve yöneticileri şikâyet hakkıdır.

5. Araştırmanın veri toplama aracı olan anket yönteminin doğasından kaynaklanan sınırlılıklar mevcuttur.

1.7. Tanımlar

Hak: Bir durumu yapmaya yetkili olma durumu.

Hukuki Haklar: Genelde tüm kamu hak ve özgürlükleri bu araştırmada; idare mahkemelerine müracaat, derneklere üyelik, bilgi edinme hakkı, etik ilkelerden dolayı disiplin kuruluna veya Etik Kurula müracaat, dilekçe hakkı ve şikâyet hakkıdır.

Hukuki Süreç: Haksızlıklar karşısında dilekçe vermekle başlayan idare mahkemelerine vermeye kadar giden eylemler.

İdare: Devletin yürütme makamlarının tamamı.

Öğretmen: Devlet okullarında eğitim öğretim işinden sorumlu kişi.

İdareci: Okul müdür yardımcılarından başlayan Milli Eğitim Bakanlığı ve diğer Yürütme makamlarındaki yöneticilerin tamamı.

(31)

ARAŞTIRMANIN KURAMSAL DAYANAKLARI

Bu bölümde kavramlar, demokrasi ve eğitim, öğretmen, araştırmaya konu olan haklar ve özgürlükler ile Türk yönetim ve siyasal kültürü incelenmiştir.

1. KAVRAMLAR

1.1. Devlet

İnsanın toplu yaşamaya başlamasından bu yana var olan devlet; bir örgütlenme biçimidir. Bu örgütlenme geniş hacmi, çok geniş işbölümü ve üstün yaptırım gücüyle diğer sosyal örgütlerden ayrılır (Tanilli, 2001). Kuralsızlık ve düzensizlik insanları teşkilatlanmaya zorlamıştır (Doğan, 2002); giderek artan nüfus insanları güvenliği sağlama ve hakları korumaya itmiştir işte bu noktada insanüstü bir güç olan devlet doğmuştur (Çeçen, 2000). Toplumlar zamanın ve ihtiyaçlarının şekline göre çeşitli devletler oluşturmuşlardır. Bunlardan en bilinenleri; monarşi, oligarşi, teokrasi ve demokrasidir. Modern anlamda devlet; ülkesindeki tüm insanların yaşam ve diğer haklarını korumak, güvenceye almak zorundadır (Çeçen, 2000). Devletler insanların mutluluğu için vardır.

1.2.Demokrasi

Demokrasi en kısa anlamıyla halka dayalı yönetimdir. Bu yönetim haklar ve özgürlükler üzerinde yükselir. Demokrasinin kökleri Yunan site devletlerine kadar dayanır ancak günümüzde uygulanan demokrasinin temelleri 18. yüzyılda atılmaya başlamış 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren büyük gelişmeler göstermiştir.

Demokrasiyi Kongar (2001);”Temel hak ve özgürlüklerin güvencede olduğu bir çoğunluk yönetimi” olarak tanımlar (www.kongar.org). Demokrasilerde egemenliğin kaynağı halktır, çoğunluğun kararına uyulmasına rağmen azınlığın

(32)

hakları da korunur, hak ve özgürlükler güvence altındadır ve yurttaşlık bilinci gelişmiştir (Gündüz & Gündüz, 2002). Demokrasinin daha iyi anlaşılabilmesi için özelliklerini incelemek gerekir. Demokrasinin özelliklerini Dahl sekiz başlık altında toplamıştır (akt. Soysal, 2002, s. 333).

1.Örgüt kurma ve bunlara katılma hürriyeti, 2. İfade hürriyeti,

3. Oy verme hakkı,

4. Kamu görevlerine serbestçe girme hakkı,

5. Siyasal liderlerin seçmen tercihlerini kazanabilmek için yarışma hakkı,

6. Değişik haber alma kaynaklarının varlığı, 7. Serbest ve adil seçimler,

8. Hükümet politikalarını oylara ve diğer tercih belirtilerine dayandırmak için gerekli kurumların bulunması.

Demokrasilerde insanın insan olmasından kaynaklanan hakları kutsaldır bu hakları devlet olabildiğince çağdaş ölçütlerde geliştirir; bu hak ve özgürlükler güvence altındadır, demokrasi insanları her türlü baskıya karşı koruyan ve bu yola özgürlükler çerçevesinde ulaşmaya çalışan bir rejimdir (Çeçen, 2000). Tüm bunların ışığında demokrasinin olmazsa olmazları ise; “ Yönetme hakkı seçimlerde çoğunluğu elde eden siyasal iktidara bırakılır; iktidar hukuk kuralları ile bağlıdır; temel hak ve özgürlükler en geniş ölçüde sağlanmış ve güvence altına alınmıştır; özgürlük; hukuk devleti; bireycilik; düşünce özgürlüğü; çoğulculuk; hoşgörü; açıklık; azınlığın haklarının korunması ve eşitlik” tir (Yürük, 1998, s.45).

Buraya kadar anlatılanlar liberal demokrasinin özellikleridir. Liberal demokrasinin yanında militan veya mücadeleci demokrasi adı verilen bir anlayış da hâkimdir. Militan demokraside temel felsefe özgürlük ve demokrasi düşmanına özgürlük tanınmaz olarak değerlendirilebilir. Bu demokraside temel gaye demokrasinin korunmasıdır (Doğanay & Çuhadar & Sarı, 2004). Demokrasinin korunmasına evet ama demokrasi neye, kime, nasıl ve hangi kritere göre korunacak olması tartışma konusudur.

(33)

1.3. Hak, Hukuk ve Adalet

Hak, “ Bir kimsenin isteyebileceği, ileri sürebileceği ve kullanabileceği bir durumu belirtir.” (Çeçen, 2000, s. 9). Hak, hukuku yaratır hukuk da hakların korunması için vardır (Karagöz, 2002). Hak devlet eliyle korunduğunda hukuk ortaya çıkar.

Hukuk, “ Toplumu düzenleyen ve toplum yaptırımı ile güçlendirilmiş, devlet tarafından düzenlenmiş kurallar bütünüdür” (Doğan, 2002, s. 33). Devletin en önemli işlevlerinden birisi hukuk üretmektir (Özlem, 2000). Devletin hukuk kuralı koymasındaki amaç yine insanın mutluluğudur (Çeçen, 2000). Toplumsal yaşam devlet eliyle belli kurallar koyar ve toplumda hukuki kural koymaya tek yetkili makam devlettir. Hukuk kurallarını dinsel, ahlaki kurallardan ayıran en önemli farkı devlet tarafından zora dayalı yaptırımının olmasıdır (Tanilli, 2001).

Adalet, haksızlığın olmaması anlamına gelir. Toplumdaki aksaklıklar, haksızlıklar adaletsizlik duygusunun doğmasına neden olur; adalet bu duygunun ortadan kaldırılmasıdır (Karagöz, 2002). Toplumda adalet bireylerin hak ve özgürlüklerinin hukuk tarafından güvence altına alınmasıyla sağlanır (Doğan, 2002). Adalet bir özgürlük ve hak arayışıdır (Karagöz, 2002). Hukuk ve adalet toplumun temeli devletin amacıdır.

Bütün büyük Türk hükümdarları toplumda adaleti sağlamak amacıyla kanunnameler çıkarmıştır (İnalcık, 2000). Osmanlı Devletinin dönüm noktalarından biri olan Tanzimat Fermanında “ Yüz elli yıldan beri birbiri ardından gelen gaileler ve çeşitli sebepler yüzünden şeriata ve kanunlara uyulmadığından, eski kuvvet ve zenginlik güçsüzlük ve fakirliğe dönüşmüştür” (İnalcık, 1996, s. 350) denilerek adaletsizliğin devletin çöküşünü hazırladığı belirtilmekte ve özeleştiri yapılmaktadır.

Hukuk insan ve toplum yaşamının da hava ve su kadar değerlidir; nasıl insan havasız susuz yaşayamazsa hukuk olmadan da yaşayamaz (Mumcu & Küzeci, 2003). Hukuk hem bireye hem de devlete lazımdır çünkü devlet hukuk ile örgütlenir, meşrulaşır; bireyin de hakları hem devlete hem de diğer bireylere karşı korunur

(34)

(Tanilli, 2001). Modern hukukun dayandığı temel esaslar; insanın doğasına, evrensel ahlaka ve akıl ile vicdana aykırı olamaz (Mumcu & Küzeci, 2003). Hukukun genellik, öngörülebilirlik ve keyfiliği yok eden adaleti sağlayan yönü hukuku hem bireyin hem de devletin üstünde bir konuma getirir, bu durum hukukun üstünlüğüdür (Arslan, 2000).

1.4. İnsan Hakları

İnsan hakları, kişinin sırf insan olmasından kaynaklanan haklar olarak tanımlanır. İnsan hakları kavramı kişinin insan olmasından kaynaklanan tüm evrensel haklarını ifade eder. İnsan hakları; kamu özgürlükleri, temel hak ve özgürlükler veya yurttaşlık hakları olarak ifade edilen haklardan daha geniş ve kapsamlıdır çünkü bu kavramlar varolan hukukun bireye tanıdığı haklardır oysa insan hakları hukuk tarafından güvence altına alınsın ya da alınmasın tarihsel süreçte ortaya çıkan tüm hakları ifade eder (Gündüz & Gündüz, 2002). İnsan haklarının devletin tanıdığı hak ve özgürlüklerden üstün ve değişmeyen ortadan kaldırılamayan devlet üstü bir yapısı vardır (Mumcu & Küzeci, 2003). Bu noktada devlet ve insan hakları arasında ilişki önem kazanmaktadır çünkü “ Devlet ve insan hakları kavramları hem birbirlerini tamamlar hem de birbirleriyle çelişirler… Devletin egemenliğinin sınırı insan haklarının genişliği veya sınırlılığı ile belirlenmektedir.” (Çeçen, 2000, s. 101).

İnsan haklarının kaynağı doğal hukuk prensibine dayanır dolaysıyla insanın oluşturduğu hukuktan ayrı ve ona göre daha üstündür. Doğal hukuk beraberinde doğal haklar düşüncesini meydana getirir bu düşüncenin özünde bireyi devlete karşı koruma düşüncesi yatar (Gündüz & Gündüz, 2002). Doğal hukuk olanı değil olması gerekeni ifade eder işte bu noktada hukuk devleti aslında pozitif hukukunu doğal hukuka uydurabilen devlet anlamına gelmektedir (Mumcu & Küzeci, 2003).

İnsan hakları üç ana bölümde sınıflandırılabilir; birinci kuşak veya klasik haklar, ikinci kuşak haklar veya sosyal haklar ve üçüncü kuşak haklar veya dayanışma hakları. Birinci kuşak haklar olarak ifade edilen bölümde; yaşama, kişi dokunulmazlığı, kişi özgürlüğü, inanç ve ibadet özgürlüğü, konut dokunulmazlığı, mülkiyet, eşitlik, dernek kurma, toplantı ve gösteri yürüyüşü, çalışma özgürlüğü,

(35)

dilekçe, seçme ve seçilme, kamu hizmetine girme, tarafsız yargılanma hakları vardır. İkinci kuşak haklar olarak ifade edilen bölümde; çalışma, sendika kurma, grev ve toplu sözleşme, işyeri yönetimine katılma, dinlenme, kültürel yaşama katılma, sağlık, beslenme, konut, anne-çocuk ve yaşlıların korunması haklarıdır. Üçüncü kuşak haklar olarak ifade edilen bölümde; çevre, insanlığın ortak mal varlığına saygı, gelişme, barış hakkı olarak ifade edilebilir (Gündüz & Gündüz, 2002).

İnsan hakları bir bütün ve birbirine bağlıdır; çağlara göre gelişmesi beklenmekte fakat toplumdan topluma değişmemesi gerekir.İnsan, bu hakları sayesinde kendisini geliştirme ve üretme olanağı bulur; baskıcı devletlerde insan haklarına önem verilmez böyle sistemlerde baskı altında kalan bireylerin kendilerini geliştirmeleri dolayısıyla mutlu olmaları mümkün değildir (Doğan, 2002). İnsan doğası her zaman daha iyiye, daha güzele ve gelişmeye doğrudur bunun yolu da insan haklarından geçer (Çeçen, 2000). Modern anlamda devletler insan haklarının korunmasından birinci derecede sorumludur (Doğan, 2002), bu sorumluluğunu hukuk sayesinde yerine getirirler; hukuk insan haklarının güvence altına alındığı düzenin adıdır (Çeçen, 2000).

İnsan hakları ve demokrasi kavramları adeta birbirini tamamlayan yapılardır, ne demokrasi insan hakları olmadan tamdır ne de insan hakları demokrasisiz olabilir; bu konuda Çeçen (2000); “ Bir siyasal rejim olarak demokrasi, insan haklarının gerçekleştirildiği düzeni temsil eder. İnsan hakları ise doktrin olarak demokrasilerin düşünsel temelini oluşturur.” demektedir (s. 53).

Tüm bunların ışığında demokratik devlete düşen üç önemli görev vardır bunlardan birincisi insan haklarını güvence altına almak, ikincisi insan hakları konusunda bireyleri eğitmek, üçüncüsü de insan hakları konusunda iyi bir uygulayıcı olmaktır (Doğan, 2002).

(36)

1.5. Hukuk Devleti

Hukuk devletinin, bireyler arası ve devlet- birey arasında yaşanan çatışmalara çözüm getirmeye çalıştığı söylenebilir (Sancar, 2000). Bir devlet hak ve özgürlükleri hukukla koruyor ve kendini hukukla sınırlayıp (Özlem, 2000), yönetilenlere hukuki güvence sağlıyor ve devlet koyduğu hukuk kurallarına uyuyorsa o devlete hukuk devleti denir (Giritli & Bilgen & Akgüner , 2001).

Hukuk devletinde kanunlar alelade değildir temeli eşitlik, adalet ve insan hakları olan evrensel, barışçı hukuktur; her devletin bir hukuk düzeni vardır fakat bu düzen yukarıda sayılan değerlere uymuyorsa o devlet hukuk devleti değil bir kanun devletidir (Erdoğan, 2000). Hukuk devletinin etik değerleri; insan haklarıdır (Sancar, 2000).

Hukuk devletinin temel özelliklerini Çaha (2000); “ Kanunların tabii hukukun ilkeleri doğrultusunda formüle eden ve devleti bu kurallarla sınırlayan anlayış, vatandaşların hukuk önünde eşitliği, devletin meşruiyet kaynağını hukuktan alması, güçler ayrımı, anayasalcılık, demokratik yönetim tarzı, tabii hukuk referanslı evrensel hukuk” şeklinde sıralamaktadır (s. 105–107).

Kaboğlu (2000), demokrasi ve hukuk devleti arasındaki ilişkiyi; ” Birey ve devlet ilişkisi çoğulcu siyasal rejimlerde özgürlük, demokrasi ve hukuk üçlüsüyle örtüşür. Her biri, ikinci aşamada özgür birey, demokratik toplum ve hukuk devleti kavramlarına dönüşür. Bunun anlamı; birey ancak demokratik bir toplumda özgür olabilir, demokrasi ise hukuk devletinde var olabilir.” şeklinde açıklamaktadır (s. 101). Hukuk devleti bireyi koruyan ve onu gelişmesini güvence altına alan yapısıyla bireyin mutluluğunu hedefler (Özlem, 2000).

1.6.Hak Arama

İnsanın olduğu her yerde haksızlıklar olabilir, bunun sonucunda da haksızlığa uğrayanların bir adalet talebi olan hak arama mücadelesi başlar. İnsanın bencil yanı haksızlıkların temelini oluşturur. Hak arama bireylerarası ve birey- devlet arasında

(37)

yaşanır. İnsanlar haksızlığa uğramasaydı ne devlete ne de hukuka ihtiyaç duyulmazdı. İnsan bir haksızlık karşısında kızar, mücadele eder; hakkını alırsa kazanırsa mutlu olur (Aşçıoğlu, 2004). Bu durum hak aramanın insanın doğal, refleks bir eylemi olduğunu göstermektedir.

Hak arama sonunda adil çözümler elde edilemiyorsa hukuk sistemine güven azalır ve zamanla hak arama bir vakit kaybı olarak görülebilir, bu durum bireyleri hukuk dışı yollardan hak aramaya iter (Aşçıoğlu, 2004). Bireylerin hukuka güvenin kaybolması devlete güven kaybıyla paralel gider ve toplumsal düzen bozulur. Toplumsal düzenin ve devlete güvenin en üst seviyelerde olduğu demokratik hukuk devletlerinde hak arama daha da önem kazanmakta toplumsal düzenin temel noktası olmaktadır.

Hak arama özgürlüğü; “ Başvuru hakkı ve başvuru yollarının tanınmasıyla kullanır.” (Hız & Yılmaz, 2004, s.22). Ayrıca devlet bireyleri hak arama bilincine ulaştırabilmeli, bireylerin hakkını korumasını teşvik etmelidir.

1.7. Aktif Yurttaş

Demokratik yönetimlerin insan tipi olan aktif yurttaş demokrasinin ihtiyacıdır çünkü demokrasi; “Nitelikli, katkı sağlayabilecek, başkaları adına fedakârlıkta bulunabilecek, kendini etkili ve işlevsel olarak ifade edebilecek bireylere ihtiyaç duymaktadır.” (Doğan, 2002, s. 189). İnsanlık bugün ki çağdaş haklarını “ Tepki gösteren, gerçekleri ve inandıklarını açıkça söyleyebilen ve toplumsal yaşamın her aşamasına katılarak etkinlik gösterebilen aktif insan” sayesinde elde etmiştir (Çeçen, 2000, s. 323).

Günümüzde her şeyi devletten bekleyen yurttaş tipi yerini kendisine, çevresine ve topluma artı değerler katabilen yurttaş tipi öne çıkmaktadır. Böyle bir yurttaş tipinin kişilik özellikleri “Bilgi ile yaşamayı öğrenme, demokrasi değerleriyle bütünleşme, tahlil, sentez, araştırıcılık, girişimcilik, nesnellik, yaratıcı düşünme, sorun çözme, karar verme, etkili konuşma” dır (Doğan, 2004, s. 28).

(38)

Devletler artık bireyi öne çıkaran, sistemini insan hak ve özgürlükleri çerçevesinde oluşturan bir yapıya dönüşmüştür. Demokrasilerde birey, seçim dönemlerinde oy vermekle yetinen yurttaş değildir; artık, sivil toplumun yollarını kullanılarak bunu siyasal katılıma dönüştüren örgütlü insandır (Doğan, 2002).

2. DEMOKRASİ ve EĞİTİM

2.1. Demokratik Eğitim

Binbaşıoğlu (2000) eğitimin önemini, “ İnsanlık tarihi, eğitime önem verilen, ona canlılık getiren atılımlarla yükselişler kaydetmiş, bunun savsaklandığı dönemlerde çöküntülere tanık olmuştur.” şeklinde belirtmiştir (s. 20). Bir toplumda eğitimsizlik “ Bencillik, savurganlık, kötü tüketicilik, kuralsızlık” şeklinde kendini gösterir ( Ataünal, 2003, s. 12). Hiçbir toplum bunları istemez. Toplumlar eğitimden daha fazla gelir elde etme, düşük suç oranı, demokratikleşme, bireysel sağlığın korunması gibi faydalar beklemektedir (Ereş, 2005). Bugün bireyin, toplumunun hatta dünyanın geleceğinin niteliği eğitimin niteliğine bağlıdır.

Her devlet eğitimden kendi yönetim şeklinin beklediği yurttaşlık değerleriyle donanmış bireyler bekler; öğrenciler mevcut yönetim şekline uygun olarak siyasal sosyalleşmelerini okullar aracılığı ile edinirler (Şişman, 2003). Çoğulcu demokratik yönetim anlayışını benimsemiş ülkelerde eğitimden; demokratik siyasal sistemi benimsemiş bireyler beklenir (Ergun & Ergezer, 1999). Eğitim bir anlamda demokrasi adlı bebeğin doğmasına yol açan temel araçtır (Yapıcı, 2006).Tüm bunların ışığında demokratik eğitim demokrasiyle yönetilen ülkelerde gerçekleşmektedir (Karakütük, 2001).

Demokrasilerin yaşayabilmesi için yurttaşların demokrasiyi benimsemeleri, aktif olarak bu yönetime katılmaları ve gerektiğinde savunmaları beklenmektedir (Ergun, 1994). Kısaca demokrasilerin yaşaması demokrat aktif yurttaşların varlığına bağlıdır; yurttaşlara demokratik kültürün verildiği yerler olan okulların demokrasiler için önemi büyüktür (Gözütok, 1999). Demokrasi kendi öz varlığını koruyabilmek

Referanslar

Benzer Belgeler

Örneğin; intranidal veya besleyici arterlerde anevrizmanın varlığı AVM’nin yüksek akımlı olduğunu, venöz stenoz, derin venöz drenaj, tek kanallı venöz drenaj ve

Tüketicinin ön ödemeli konut satışında sözleşme tarihinden itibaren, cayma hakları saklı kalmak kaydıyla, yirmi dört aya kadar herhangi bir gerekçe göstermeden

48 Buna karşılık, Karşı Oyda, herkesin, meşru araç ve yollardan yararlanarak yargı organları önünde davacı ve davalı olarak sav ve savunma hakkının olması biçiminde

Madencilik Akademisinin jeoloji araştırma Fakültesindeki uzmanlaşma çalışmaları, herşey- den önce madenciliği, çoğunlukla yeraltı maden- ciliğini mühendislik,

bağışlamıştı.. ‘Kütüphane kültürü’, ancak, bilgi’nin yaşamı değiştirmek için bir araç gibi algılanıp bu yoldan toplumsal devingenlik kazandığı ortamlarda

It firstly elaborates the main elements and approach of Turkey’s proactive foreign policy; secondly, gives a general descriptive framework of the history, politics, and economy

Modern — « s o s y a l » — hukuk anlayışına göre kurulacak bir açıklama şemasınca yerindeliği sorununu bir sonraya erteleye- rekten durumu, realitedeki kimliği

görmüş ve çalışmaları bilinçli olarak geciktirmiştir. Bu araştırma da ülkemizde yaşanan bu durumu İzmir özelinde ortaya koymaktadır. yüzyıl kentin nüfusunun