• Sonuç bulunamadı

Yunus Emre'nin başlangıcı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yunus Emre'nin başlangıcı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

te L T A K V İM D E N I

YAi»ftAK j

Yunus Emre'nün

ülaşScmgıcı

V :»/an: U LU N A l

G

üzel Sanatlar Akademisi­ nin başında bulunan sayın dostumuz Burhan Toprak, hak­ kımda değerimden fazla teveccüh göstererek samimî bir ithaf ile bana, son neşreylediği “ Yunus Emre” divanını gösterdi.

Burhan Toprak’m Yunus Enir reye olan büyük hayranlığım bil­ diğim için, bütün benliği güzel sanatlar içinde yoğurulan müelli, fin, bu büyük şair hakkındaki dü­ şüncelerini daha müsbet surette öğrenmek istedim. Bunun için bu üç yüz sahifelik kitabın başında­ ki elli yedi sahifelik başlangıcı büyük bir dikkatle okudum. F i­ kirler bende o kadar alâka uyan­ dırdı ki, bunun hakkında düşün­ düklerimi bu sütuna nasıl sığdı- dıracağımı bilmiyorum; başlangıç ayrıca bir kitap yazılacak kadar mühimdir.

Yunus Emre, Türk edebiyatın da bozkırların, çakılları yalayıp akan suların .rüzgârla hışıldayan ulu çmarlarn şiirini tatlı bir mel­ tem mırıltısile terennüm eden ya nık bir Anadolu şairidir; Burhan Toprak için ise Yunus bir şair, bir şahsiyet, bir devir olmaktan çık­ mış bir aşk bir idol haline gelmiş tir. O kadar ki sayın dostumuz, Yunusu keşfetmeden Türk edebi yatının havasında bunaldığım sak lamamaktadır; bu kuvvetli aşk o- ııa öyle bir kudretle sarılmıştır ki “ Yunus!” deyince gözü dün­ yayı görmüyor. Bu hayranlık Bur han Toprak’a divan edebiyatnm yüksek şairlerini bile — zayıf mısralarını seçtirerek — tezyif ettiriyor. Meselâ Divan edebiyaı tının en sağlam şairlerinden biri olan Bâkî'nm şiir denemiyeeek bir mısramdan dolayı yok oldu­ ğuna hükmediyor. Nef’i’nin kasi­ delerindeki hayal genişliğini ara mıyor da onun değeri olmayanla­ ra ihzar eylediği medihlere kızı­ yor. Halbuki ne kaside ve ne de hicivde gaye şahıs değildir med- hin ve hicvin kendisidir.

Burhan Toprak’m Yunusun elin den içtiği câm ile o derece ser­ mesi olmuştur ki Türk mistik- şi­ irinin en büyük şahsiyetlerinden b.ri olan Fuzulî hile onca sıfırdır. Hattâ meşhur “ Şikâyetname” si­ nin senbolik mânası, aranmak zahmetine değmiyen bir dilenci­ lik vesikasıdır. Bunlar böyle olun ; ca geriye kalanların artık esami- ; s: mi okunur?

; Müellif, Yunus Emrenin şahs:- yetini asırlardan sonra “ Andra ©ide” in bir tarifi ile tesbiıt derek: “ İşte, diyor, Yunus EEm: 9 böyle bir muharrirdi, ve boyla : bir kitap yazmıştı!”

Başlangıcın büyük kısmı Yu- 1 ııusun Mevlâna ile mukayesesi­

dir. Burhan Toprak, burada sinir .i, sert ve çok merhametsizdir. Bu vadide bazı fikirler kaydeden | Fuat Köprüiü’nün: “ Vesika sahi-

\

bi ahmakların ve âlim katırların bize bazı cümlelerini naklettiği­ ni” yazıyor. Onca Mevlâna Yun. Emrenin yanında hiçtir. Bunu şu cümleden anlıyoruz:

“Hattâ Mevlâna ile Yunus mu­ kayese edilince Mevlânanın dev gibi şahsiyeti namütenahi küçü­ lür. Çünkü Mevlâna tarikat tesis etmiştir.”

Burada değerli müellife bir noktayı işaret etmek isterim: Mevlâna, tarikat tesis etmemiş­ tir; Mevlevîlik onun ölümünden çok sonra pirevleri tarafından te­ sis edilmiştir. Mevlâna .hayatında felsefeden başka bir şeyle meş­ gul olmadı. Onun büyük isminin I üzerine kurulan tarikatten dâhi­

nin hayatında haberi büe yoktu. Bu, anlaşılınca ortada “ Yunus- Mevlâna” mukayesesi namile bir şey kalmaz.

Kitabın başlangıçtan sonraki divan kısmının tanziminde değer li Güzel Sanatlar müdürünün gös terdiği himmet harikuladedir. Bu hizmetinden dolayı kendisine ne i kadar minnetle teşekkür edilse | azpj'r.

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

üyesi Claude Farrere, Istanbul- daki Türkiye Fransa dostluk bir liği tarafından Türkiyeye davet edilmiştir. Bu ayın sonunda hareket edecek olan Fransız muharriri

7, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara... 7, Yeni Türkiye

Her katılımcı yarışmaya, daha önce herhangi bir yarışmada ödül almamış ya da sergilenmemiş en fazla iki (2 adet) eseriyle katılabilir. Katılımcılar, eserlerinin

Çünkü Yunus Emre, Türk milletinin en önemli kolu olan Oğuzların İpek Yolu üzerinden Anadolu’ya iki yüz yıl süren yolculuğunun, 13.. yüzyıldaki en güzel

Bu yan cümleciği ve temel cümleyi herhangi bir ekleme yapmadan Türkiye Türkçesine çevirdiğimizde şu sıralanış elde edilir: [cihān içinde yoḳdur]

Ateşli periyotlar sırasında karın ağrısı olan dört çocuğun ikisinde aynı zamanda ailesel akdeniz ateşi [familial Mediterranean fever (FMF)] geni pozitifliğinin de

Saatlarca benim = küçük müzik stüdyo’suna kapanır, bir yandan sanat S konuşmaları yaparken, öte yandan plâklar dinler ve 5 zamanın nasıl geçdiğini

Görkemin ve sefaletin, yazların ve sonbaharlann içle­ rinden geçip altına gölgeye ve içinde İstanbul a dönüştüğüm bu hakir, pejmürde ve düzayak