• Sonuç bulunamadı

SEPTUM DEVIASYONLARINDA PREOPERATIF-POSTOPERATIF DÖNEMDE AKUSTIK RINOMETRIK DEĞERLENDIRME

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "SEPTUM DEVIASYONLARINDA PREOPERATIF-POSTOPERATIF DÖNEMDE AKUSTIK RINOMETRIK DEĞERLENDIRME"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

D

Drr.. A

Arrzzu

u U

Urraall T

TA

AT

TL

LIIP

PIIN

NA

AR

R*

* D

Drr.. R

Rýýzzaa K

KE

ES

SE

ER

R*

*

D

Drr.. Y

ücceell A

AN

NA

AD

DO

OL

LU

U*

*

ACOUSTIC RHINOMETRIC EVALUATION OF SEPTAL DEVIATIONS IN PRE AND

POSTOPERATIVE PERIOD

S

SE

EP

PT

TU

UM

M D

DE

EV

VÝÝA

AS

SY

YO

ON

NL

LA

AR

RIIN

ND

DA

A P

PR

RE

EO

OP

PE

ER

RA

AT

TÝÝF

F-P

PO

OS

ST

TO

OP

PE

ER

RA

AT

TÝÝF

F D

ÖN

NE

EM

MD

DE

E

A

AK

KU

US

ST

TÝÝK

K R

RÝÝN

NO

OM

ME

ET

TR

RÝÝK

K D

DE

ÐE

ER

RL

LE

EN

ND

DÝÝR

RM

ME

E

++

ÖZET

Burrun týkanýklýðý yyakýnmasý, Kulak Burrun Boðaz Hastalýklarrý prratiðinde sýk karrþþýlaþþýlan semptomlarrdan birridirr. Burrun týkanýklýðý y yakýn-masý ile gelen hastalarrýn büyyük birr kýsmýnda septal deviasyyon esas sorrundurr. SSeptal deviasyyonlu hastalarra operrasyyon endikasyyonunun ko-nulmasýnda ve postoperratif dönemde cerrrrahi baþþarrýnýn deðerrlendirrilmesinde akustik rrinometrri günümüzde kullaným alaný bulmuþþturr. Þubat 2000-EEkim 2000 tarrihlerri arrasýnda Ankarra Üniverrsitesi Týp Fakültesi Kulak Burrun Boðaz Hastalýklarrý Anabilim Dalý’nda septal de-viasyyona baðlý nazal obstrrüksiyyonu olan 29 hastanýn prreoperratif deðerrlendirrilmesi ve postoperratif takibinde yyarrdýmcý deðerrlendirrme meto-du olarrak akustik rrinometrri kullanýlmýþþtýrr. Norrmal popülasyyonla septal deviasyyonu olan hasta grrubunun karrþþýlaþþtýrrýlmasý ve arradaki farrkýn gösterrilmesi amacýyyla 23 kiþþilik kontrrol grrubu çalýþþmayya dahil edilmiþþtirr. Yapýlan istatistiksel deðerrlendirrme ile hasta ve kontrrol grrubu arra-sýndaki farrk desteklenmiþþ, hasta seçiminin doðrru yyapýldýðý; diðerr birr deyyiþþle operrasyyon endikasyyonunun doðrru konulduðu sonucuna ulaþþýl-mýþþtýrr. Prreoperratif ve postoperratif dönem deðerrlerrinin karrþþýlaþþtýrrýlmasý ile elde edilen sonuç da cerrrrahi baþþarrýyyý desteklerr yyönde olmuþþturr. Anahtarr SSözcüklerr : Septum deviasyonu, septoplasti, akustik rinometri

SUMMARY

In this study indications, surgical technique and results of horizontal glottectomy were evaluated. Five patients (all men, mean age:53) of stage T1bNoMo (according to AJCC 1992) glottic squamous cell carcinoma were treated with horizontal glottectomy. Surgical procedure consisted of resection of the vocal folds, anterior commissure and the surrounding cartilage skeleton and reconstruction with crico-thyro-pexy. Mean hospitalization time was 11 days and no complications were encountered during this period. Oral intake was accomplished on the 5th day. Patients were decanulated with a mean of 10.4 days after the operation. Direct laryngoscopy on the 10th postoperative day revealed minimal edema on the arythenoids. Three of the five patients performed good phonation in the subjective voice evaluation 1 month after the operation. Permitting an extended resection in the horizontal plane with minimal risk of glottic stenosis and aspiration are the main advantages of horizontal glottectomy in the management of glottic tumors involving the anterior commissure and bilateral vocal cords. Yet functional results of cricothyroid reconstruction are good and require no additional reconstruction method.

Keyy Worrds: Glottic cancer/ squamous cell carcinoma/ horizontal glottectomy

*Ankara Üniversitesi Týp Fakültesi Kulak Burun Boðaz Hastalýklarý Anabilim Dalý ANKARA + 26. Türk Otorinolarengoloji ve Baþ Boyun Cerrahisi Kongresinde sözlü teblið edilmiþtir. Çalýþmanýn Yapýldýðý Klinik(ler) : AÜTF - Ýbni Sina Hast. KBB Kliniði

Çalýþmanýn Dergiye Ulaþtýðý Tarih : 01.01.2001 Çalýþmanýn Basýma Kabul Edildiði Tarih : 17.08.2001

Yazýþma Adresi : Dr. Yücel ANADOLU A.Ü. K.B.B. Hastalýklarý Anabilim Dalý, Sýhhiye / Ankara e-posta: arzutatli@ yahoo.com

(2)

GÝRÝÞ

Nazal obstrüksiyonun en önemli nedenlerinden biri septal deviasyonlardýr. Septal deviasyonlarýn sebep olduðu obstrüktif etkinin ortadan kaldýrýlmasý amacýyla septoplasti uygulanmasý gereken cerrahi metoddur. Septoplasti endikas-yonunun tespitinde ve postoperatif dönemde hasta memnuni-yetinin deðerlendirilmesinde klinik ve muayene önemli bir role sahipken, günümüzde akustik rinometrinin kullanýmýna baþlanmasýyla objektif bir deðerlendirme metoduna kavuþul-muþtur (Þekil 1).

Noninvaziv, tekrarlanabilir, uygulanýmý kolay ve ucuz

olan akustik rinometride nazal kavitenin kesit alanlarý ve ha-cim deðerleri ölçüt olarak kullanýlarak nazal cerrahi(septop-lasti, polipektomi, türbinektomi, inferior nazal antrostomi, ri-noplasti ve anterior turbiri-noplasti) öncesi ve sonrasýndaki de-ðerlerin karþýlaþtýrýlmasý ile cerrahi baþarýnýn objektif olarak deðerlendirilmesi ve demonstre edilmesi mümkün olmuþtur ( 1,3,6,7,13,17 ).

Akustik rinometride temel prensip; nazal kavitenin iki boyutlu haritasýný oluþturmak için yansýyan ses dalgalarýnýn kullanýlmasýdýr (Þekil 2). 1989 yýlýnda Hillberg ve arkadaþla-rýnýn tanýtýmý sonrasý akustik rinometri kulak burun boðazda kullaným alaný bulmuþ ve bu konuyla ilgili pek çok çalýþma yapýlmýþtýr (8,14,15).

Bu çalýþmanýn amacý akustik rinometrinin kulak burun boðazda sýk karþýlaþýlan bir problem olan septal deviasyonla-rýn cerrahi öncesi ve sonrasý dönemde deðerlendirilmesi ve cerrahi baþarýnýn objektif olarak ortaya konulmasýndaki yeri ve öneminin gösterilmesidir.

YÖNTEM - GGEREÇ

Çalýþma grubuna Þubat 2000-Ekim 2000 arasýnda An-kara Üniversitesi Týp Fakültesi Kulak Burun Boðaz Anabilim Dalýnda septal deviasyon nedeniyle cerrahi tedavi yapýlmasý

planlanan ve konka hipertrofisi mevcut olmayan hastalar da-hil edildi. 16-55 yaþlarý arasýndaki toplam 29 hastanýn 22’si erkek 7’si kadýndý. Kontrol grubu olarak septal deviasyonu ve nazal semptomu olmayan 16-56 yaþlarý arasýndaki 16 erkek 7 kadýndan oluþan 23 kiþi seçildi (Þekil 3). Hastalarýn preope-ratif ve postopepreope-ratif dönemde muayene bulgularý kaydedildi, þikayetleri sorgulandý. Hastalara preoperatif, postoperatif 1. hafta ve 1. ayda akustik rinometrik ölçüm yapýldý (Þekil 4 a,b,c). Hastalarýn postoperatif 1. aydaki memnuniyet derece-leri 1dereceden 5 dereceye kadar skorlandýrýldý. Postoperatif 1. hafta hasta memnuniyeti postoperatif ödem ve

konjesyo-nun bu devrede fazla olmasý nedeniyle skorlandýrýlmadý. Akustik rinometrik incelemede deðerlendirme ve karþýlaþtýr-ma ölçütü olarak MCA(Minikarþýlaþtýr-mal kesit alaný) ve hacim deðer-leri alýndý.

Ýstatistiksel deðerlendirmede iki eþ arasýndaki farkýn önemlilik testi ve iki ortalama arasýndaki farkýn önemlilik testi kullanýldý.

Akustik Rinometrik Ölçüm ve Hasta Hazýrlýðý

Hasta yüzü karþýya bakacak ve postürü dik olacak þekil-R

REESSÝÝMM 11 :: :Kliniðimizde kullanýlan akustik rinometri cihazý

R

REESSÝÝMM 22 :: Akustik rinogram

R

(3)

de sandalyeye oturtulur. Doðru pozisyonun saðlanmasý için duvara hastanýn odaklaþabileceði bir nokta ya da resmin yer-leþtirilmesi yardýmcý olabilir(Þekil 5a). Akustik rinometrik ölçüm sonrasý elde edilen verilerin karýþmasýnýn engellenme-si ve uygulamanýn standardizasyonunun saðlamasý amacýyla her zaman öncelikle ayný tarafýn test edilmesi gereklidir.

Ölçüm öncesi dalga tüpünün üzerine burun adaptörü yerleþtirilir(Þekil 5b). Burun adaptörünün iki farklý boyutu mevcuttur. Bunlardan biri hastalarýn %95’ine uyum göster-mekteyken, diðeri daha küçük boyutludur. Burun adaptörü-nün üst kýsmýna hava kaçaðýný önleme ve nazal kavite giriþin-deki burun cildiyle tam temasýn saðlanmasý amacýyla jel

sü-rülür. Burun adaptörü dalga tüpü üzerine eðimli olan taraf mediale gelecek þekilde yerleþtirilmelidir. Burun adaptörü ile burun cildinin temasý saðlanýrken, uygulanacak fazla basýnç, vestibül ve nazal valv bölgesinin þeklini deðiþtireceðinden öl-çüm sonuçlarý saðlýklý olmaz(Þekil 5c). Bunun yanýnda tutar-lý ve tekrarlanabilir test sonuçlarý elde etmek için dalga tüpü-nün nazal dorsumla ayný düzlemde olmasý ve nazal tabanla

45 derecelik açý yapmasý önem taþýmaktadýr(Þekil 5d). Öl-çüm sýrasýnda hasta nefes alýp vermemelidir. Kalibrasyonu takiben uygun koþullar saðlanmasýnýn ardýndan ölçüme geçi-lir. Ölçümü baþlatmak için baþlama düðmesine basýlmasýný takiben sinyal sesi duyulduktan sonra ölçüm sonlandýrýlýr ve ayný iþlem diðer nazal kavite için de tekrar edilir. Nazal adap-tör diðer nazal kavite için ölçüm yapýlmadan önce eðimli ta-raf mediale gelecek þekilde 180 derece döndürülmelidir.

Bu çalýþmada hasta ve kontrol grubunun akustik rino-metrik ölçüm sonrasýnda elde edilen deðerleri karþýlaþtýrýlýr-ken, hasta grubunun deviasyonun olduðu taraftaki(dar nazal kavite) MCA ve hacim deðerleri alýnmýþtýr. Kontrol grubunun ise sað ve sol nazal kavitesinin MCA ve hacim deðerleri ara-sýnda belirgin fark olmadýðýndan(p>0,05) sol nazal kavite de-ðerleri ölçüt olarak alýnmýþtýr.

BULGULAR

Çalýþma grubuna dahil edilen 29 hastanýn 20’sinin pos-toperatif 1. hafta ve 1. ay kontrol deðerleri mevcutken, 2 has-tanýn postoperatif 1. ay, geri kalan 7 hashas-tanýn ise postoperatif 1. haftaya ait kontrol deðerleri mevcuttur.

Septum deviasyonu olan hastalarýn preoperatif dönem-deki akustik rinometrik inceleme ile elde edilen hacim deðer-leri kontrol grubundan düþüktür (Tablo1). Aradaki fark ista-tistiksel olarak anlamlýdýr(p=0,0001). Benzer þekilde hasta grubunun preoperatif MCA deðerleri kontrol grubundan be-lirgin olarak düþüktür (p=0,0001)(Tablo 1).

Hastalarýn preoperatif, postoperatif 1. hafta ve postope-ratif 1. ay MCA ve hacim deðerlerinin karþýlaþtýrýlmasý sonu-cu elde edilen sonuçlara göre; postoperatif 1. hafta ve posto-peratif 1 ay MCA ve hacim deðerlerinde preoposto-peratif deðerle-re gödeðerle-re belirgin artýþ vardýr ve bu artýþ istatistiksel açýdan önemlidir(p<0,05)(Tablo 2). Postoperatif 1.ay deðerleri 1.hafta deðerleriyle karþýlaþtýrýldýðýnda, hacimde önemli oranda artýþ olmasýna karþýlýk (p=0,022), MCA deðerindeki artýþ önemli oranda olmamýþtýr(p=0,323).

RESÝM 5- a, b, c, d : Akustik rinometrinin uygulanýmý

(4)

T

TAABBLLOO 11 :: Hastalarýn (preoperatif) ve kontrollerin akustik rinometr ile ölçülen nazal hacim ve MCA deðerleri.

N Ortalama±SD P Hacim (cm3) Hasta 29 5,08±1,92 0,0001 Kontrol 23 8,62±1,97 MCA (cm2) Hasta 29 0,30±0,17 0,0001 Kontrol 23 0,61±0,14 T

TAABBLLOO 22 :: Preoperatif, postoperatif 1. hafta ve 1. aydaki nazal hacim ve MCA deðerleri (ortalama±SD).

Preoperatif (n=29) Postop. 1. hafta (n=27) Postop.1.ay (n=22) Hacim 5,08±1,92 6,81±1,40 8,02±2,24 MCA 0,30±0,17 0,44±0,12 0,46±0,14

Diðer bir istatistiksel karþýlaþtýrma, postoperatif 1 ayda-ki MCA ve hacim deðerleriyle kontrol grubu deðerleri arasýn-da yapýldý. Postoperatif elde edilen sonuçlarýn kontrol grubu-na ne derecede yaklaþtýðýný belirlemeyi hedef alan bu karþý-laþtýrmada postoperatif erken devrede doku ödemi ve konjes-yonun mevcudiyeti nedeniyle postoperatif 1. hafta deðerleri kullanýlmadý. Postoperatif 1. aydaki hacim deðerleri yaklaþýk kontrol grubununkiyle aynýydý ve bu iliþki istatistiksel olarak da desteklendi(p=0,35). Bununla birlikte MCA deðerleri pre-operatif döneme göre artýþ göstermesine karþýlýk, henüz kont-rol grubu düzeyine ulaþamamýþtý(p=0,001)(Tablo 3).

T

TAABBLLOO 33 :: Postoperatif 1. ay deðerleri ile kontrol deðerlerinin karþýlaþtýrýlmasý N Ortalama±SD P Hacim (cm3) Hasta 22 8,02±2,24 0,35 Kontrol 23 8,62±1,97 MCA (cm2) Hasta 22 0,46±0,14 0,001 Kontrol 23 0,61±0,14

Postoperatif dönemde memnuniyet dereceleri 1’den 5’e kadar skorlandýrýlan hastalarýn postoperatif dönemdeki MCA ve hacim deðerlerindeki artýþla memnuniyet dereceleri ara-sýnda iliþki olup olmadýðý istatistiksel açýdan ortaya konulma-ya çalýþýldý. Bu amaçla denekler kendi aralarýnda 1,2 ve 3 de-rece memnuniyetsiz, 4,5 dede-rece memnun kabul edilecek þe-kilde sýnýflandýrýldý. Yapýlan karþýlaþtýrmada memnun olan gruptaki postoperatif MCA ve hacim artýþý ortalamasý ile memnuniyetsiz gruptaki benzer deðer arasýnda istatistiksel fark tespit edilmedi(p>0,05 ).

TARTIÞMA

Nazal obstrüksiyonun en önemli ve en sýk sebeplerin-den biri olan septal deviasyonlarýn deðerlendirilmesi ve cer-rahi baþarýnýn objektif olarak ortaya konulabilmesi açýsýndan akustik rinometri kullanýlabilir bir metoddur (1,3,6,17 ).

Greymer ve arkadaþlarý 1989 ve 1993 yýlýnda septal de-formiteli, nazal pasaj problemi olan hastalarda minimal kesit alaný ve hacim deðerlerinde belirgin deðiþiklik olduðunu yaptýklarý akustik rinometrik ölçümlerle göstermiþlerdir ( 3,5 ).

Akustik rinometri yansýyan ses dalgalarýný kullanarak nazal kavitenin iki boyutlu haritasýný çýkarýp, burun deliðin-den itibaren belirli bir mesafedeki kesitsel alanlarýn ve ha-cimlerin ölçümüne olanak verir. Bu deðerlerin preoperatif ve postoperatif sonuçlarýnýn karþýlaþtýrýlmasý ile cerrahi baþarý konusunda fikir sahibi olunabilir. Postoperatif sonuçlarýn normal popülasyon deðerleri ile karþýlaþtýrýlmasý yoluyla da patolojinin normalize edilip edilmediðini göstermek müm-kün olabilir (1,3,4,6,13 ).

Akustik rinometri nazal kavitenin deðerlendirilmesinde hýzlý, aðrýsýz, noninvaziv, ucuz bir metod olduðundan cerrahi sonuçlarýn ve baþarýnýn dökümantasyonunda rutin olarak kul-lanýlabilir. Normal popülasyonun deðerleriyle, preoperatif öl-çüm sonuçlarýnýn karþýlaþtýrýlmasýyla cerrahinin gerekli olup olmadýðý da objektif olarak deðerlendirilebilir (2). Akustik ri-nometri ; kulak cerrahisinde preoperatif deðerlendirme ve postoperatif devrede cerrahi baþarý veya baþarýsýzlýðýn de-monstrasyonunda kullanýlan odiyogram ve timpanogramlar-da olduðu gibi rutin kullaným açýsýntimpanogramlar-dan önemli potansiyele sahiptir.

Bununla birlikte cihazýn doðru kullanýlmasý ve kulla-ným tekniðinin iyi bilinmesi sonuçlarýn güvenilirliði açýsýn-dan büyük öneme sahiptir. Özellikle septal deviasyonlu has-talar üzerinde çalýþýlýrken nazal valv bölgesinin deðerlendiril-mesinde dalga tüpüne takýlan nazal adaptörün burun deliðine yerleþtirilmesinde mümkün olduðunca az basýnç uygulamaya dikkat edilmelidir. Uygulanacak fazla basýnç burun þeklinde deformasyona yol açarak ölçüm sonuçlarýný deðiþtirebilmek-tedir. Bunun yanýnda dalga tüpü ile burun tabaný arasýndaki açýnýn(45 derece) deðiþtirilmesi de sonuçlarýn doðru dökü-mante edilememesine neden olmaktadýr (11). Akustik rino-metrik ölçüm sýrasýnda hasata solunumunda kýsa süreli du-raklamanýn saðlanmamasý durumunda da sonuçlarda deðiþik-lik olabileceði Tomkinson ve Eccles’in yaptýklarý çalýþmalar-da ortaya konmuþtur (18). Lenders ve arkaçalýþmalar-daþlarýnýn nazal kavitedeki kitle veya tümoral oluþumlarýn tespitinde akustik rinometrinin yerini belirlemek için yaptýklarý çalýþmada bu metodun videoendoskopi ve CT’ye benzer sonuçlar verdiði ancak posterior yerleþimli lezyonlarýn tespitinde anterior yer-leþimli olanlara göre daha baþarýsýz olduðu gösterilmiþtir (11).

Bu çalýþmada akustik rinometrinin septal deviasyonu olan hastalardaki kullanýmý ve geçerliliði test edilmiþtir. Elde edilen sonuçlar þunu göstermektedir ki; septal deviasyon cer-rahisi sonrasýnda erken postoperatif dönemde ve geç devrede

(5)

elde edilen sonuçlar MCA ve hacim deðerlerinde önemli oranda artýþ olduðunu göstermektedir. Bu sonuç uygulanan cerrahinin baþarýsýný destekler niteliktedir. Erken ve geç pos-toperatif devre sonuçlarý kendi aralarýnda karþýlaþtýrýldýðýnda, geç postoperatif devredeki hacim deðerinde erken döneme oranla belirgin artýþ olmasýna karþýlýk, MCA deðerleri arasýn-da anlamlý fark olmadýðý tespit edilmiþtir. Buraarasýn-da postopera-tif geç dönemde mukozal ödem ve konjesyonun azalmasý ha-cime belirgin oranda katký saðlamaktayken, MCA düzeyin-de anlamlý artýþ oluþturacak düzeydüzeyin-de etki oluþturmamýþtýr. Cerrahi ile deviasyonun kemik komponenti düzeltiðinden ke-mik komponentinin postoperatif devrede 1. hafta ve 1. ay öl-çüm sonuçlarýnda belirgin fark yaratacak etki oluþturmayaca-ðý düþünülebilir.

Hastalarýn preoperatif deðerleri ile deviasyonu olmayan ve nazal semptomsuz kontrol grubunun deðerlerinin karþýlaþ-týrýlmasý sonrasýnda hasta grubunun MCA ve hacim deðerle-rinin kontrol grubundan belirgin ve anlamlý oranda düþük ol-masý, preoperatif hasta deðerlendirilmesi ve septoplasti en-dikasyonunun konulmasýnda akustik rinometrinin deðerli ol-duðunu göstermektedir. Burada elde edilen sonuçlar cerrahi-ye yönlendirilen hasta grubunun doðru seçildiði yönündedir. Operasyon baþarýsýnýn demostrasyonu ve patolojinin norma-lize edilip edilmediðinin gösterilmesi açýsýndan posoperatif 1. aydaki MCA ve hacim deðerleriyle kontrol grubunun de-ðerleri karþýlaþtýrýlmýþtýr. Hacim deðerindeki artýþla kontrol grubu deðerleri düzeyinin yakalandýðý ve iki grup arasýnda bu açýdan fark olmadýðý istatistiksel olarak desteklenmiþtir. Bu-nunla birlikte MCA deðerlerinde de artýþ tespit edilmesine raðmen kontrol grubu deðerlerine ulaþýlamamýþtýr. Burada septal deviasyonlarda deviye septal kartilaj ve kemik yapýnýn rezeke edilmesine karþýlýk postoperatif dönemde býrakýlan re-zidü dokuya baðlý nazal obstrüksiyon oluþturmayan bir mik-tar deviasyonun mevcut olmasý, MCA deðerinde yeterince artýþ olmamasýný açýklayabilir.

Bu çalýþmada bir diðer amaç da hastalarýn memnuniyet dereceleri ile operasyon sonrasý elde edilen MCA ve hacim-deki artýþ düzeyleri arasýnda ilgi olup olmadýðýnýn ortaya ko-nulmasýydý. Diðer bir deyiþle, subjektif ölçütlerle objektif öl-çütlerin beklenen pozitif korelasyonunu demonstre etmek he-deflenmekteydi. 1’den 5’e kadar skorlanan hastalarýn mem-nuniyet dereceleri istatistiksel açýdan daha anlamlý sonuç el-de eel-debilmek amacýyla 1-2-3 el-dereceler memnuniyetsiz, 4-5 dereceler memnun baþlýðý altýnda toplanacak þekilde tekrar sýnýflandýrýldý. Yapýlan istatistiksel deðerlendirilme, MCA ve hacim artýþ dereceleriyle memnuniyet dereceleri arasýnda po-zitif yönde iliþki olduðunu desteklemedi. Aradaki fark istatis-tiksel olarak anlamlý bulunmadý. Hasta memnuniyetinin de-ðerlendirilmesinde postoperatif 1. ayýn erken olduðu, daha saðlýklý sonuçlarýn elde edilebilmesi açýsýndan hastalarýn ile-ri dönem takipleile-rinin yapýlmasý ve denek grubunun sayýsýnýn

artýrýlmasý gerektiði düþünüldü.

Literatürde nazal obstrüksiyonun preoperatif akustik ri-nometrik deðerlendirilmesi ve operasyon sonrasý deðerlerle karþýlaþtýrýlmasýný konu alan çeþitli çalýþmalar mevcuttur (1,3,6,10,13,17). Kemker ve arkadaþlarýnýn 1999 yýlýnda ya-yýnladýðý bir çalýþmada nazal cerrahinin nazal kavite üzerin-deki etkisi akustik rinometriyle deðerlendirilmiþtir(7). De-ðerlendirmeye sadece septoplasti veya septoplasti ile kombi-ne sinonazal cerrahi geçirmiþ hastalar dahil edilmiþtir. Sonuç olarak postoperatif dönemde hastalarýn nazal kavitelerinin hacim ve kesit alan deðerlerinde belirgin artýþ olduðunu gös-termiþlerdir. Ýlium 1997’de yayýnladýðý bir çalýþmasýnda kon-ka hipertrofisi olan hasta grubunun bir kýsmýna sadece sep-toplasti, diðerine ise septoplasti ve türbinoplasti uygulamýþ ve deðerlendirmede akustik rinometriden faydalanmýþtýr (6). Benzer bir çalýþma 1993’te Grymer ve arkadaþlarý tarafýndan yapýlmýþtýr.Bu çalýþmada septoplasti geçiren 80 hastanýn bir kýsmýna inferior türbinektomi yapýlmýþ ve hastalarýn deðer-lendirilmesi hacim ve kesit alanlarý ( en küçük kesit alaný, bu-run deliðinden 3,3 cm ve 4,0 cm uzaklýðýndaki bölgedeki ke-sit alanlarý) ölçüt alýnarak, akustik rinometri ile yapýlmýþtýr (3).

Akustik rinometrik inceleme nazal obstrüksiyonun pre-operatif ve postpre-operatif dönemlerde deðerlendirilmesi dýþýn-da, nazal allerji ve provokasyon testlerinin nazal mukoza üzerindeki etkisinin izlenmesi, nazal siklus ve dekonjestanla-rýn mukozal etkilerinin demonstrasyonu açýsýndan da önem taþýmaktadýr (12,16,18).

Sonuç olarak, septal deviasyonlu hastarda operasyon endikasyonunun konulmasý ve postoperatif operasyon baþa-rýsýnýn deðerlendirilmesinde akustik rinometri kullanýlabilir bir ölçüt aracýdýr. Noninvaziv, tekrarlanabilir, uygulanýmý ko-lay ve ucuz olmasýnýn yanýnda objektif deðerlendirmeye im-kan saðlamasý nedeniyle rinolojide kullanýmý gün geçtikçe yaygýnlaþmaktadýr.

(6)

KAYNAKLAR

1. GRYMER LF, HILBERG O, ELBROND O, PEDERSEN OF : Acoustic rhinometry: Evaluation of the nasal cavity with sep-tal deviations, before and after septoplasty. Laryngoscope , 99: 1180 – 1187,1989.

2. GRYMER LF, HILBERG O, PEDERSEN OF, RASMUSSEN TR : Acoustic rhinometry: Values from adults with subjetive normal nasal patency, Rhinology, 29: 35-47, 1991.

3. GRYMER LF, ILLlUM P, HILBERG O: Septoplasty and com-pensatory inferior turbinate hypertrophy: a randomized study evaluated by acustic rhinometry, The Journal of Laryngology and Otology, 107: 413 – 417,1993.

4. HILBERG O, GRYMER FL, PEDERSEN OF, ELBROND O: Turbinate hypertrophy, Acta Otolaryngol Head and Neck Surg, 116: 283 – 289,1990.

5. HILBERG O, JACKSON AC, SWIFT DL, PEDERSEN OF: Acoustic rhinometry: Evaluation of nasal cavity geotetry by acoustic reflection. J Appl Physiol, 66: 295 – 303,1989. 6. ILLIUM P: Septoplasty and compensatory inferior turbinate

hypertrophy: long-term results after randomized turbinoplasty, Eur Arc Otorhinolaryngol 254(suppl.1): 89-92, 1997. 7. KEMKER B, LIU X, GÜNGÖR A, MOÝNUDDÝN R, COREY

JP: Effect of nasal surgery on the nasal cavity as determined by acoustic rhinometry, Otolaryngol Head Neck Surg, 121:567-571, 1999.

8. KUNKEL M, HOCHBAN W: Acoustic rhinometry:a new di-agnostic procedure-experimental and clinical experience, Int. J. Oral Maxillofac. Surg. 23:409-412, 1994.

9. LANE AP, ZWEIMAN B, LANZA DC, SWIFT D, DOTY R, DHONG HJ, KENNEDY DW : Acoustic rhinometry in the study of the acute nasal allergic response, Ann Otol Rhinol Laryngol, 105:811-818, 1996.

10. LENDERS H, PIRSIG W : Diagnostic value of acoustic rhino-metry: Patients with allergic and vasomotor rhinitis compared

with normal controls, Rhinology 28:5-16,1990.

11. MALLM L: Measurement of nasal patency, Allergy, 52 (suppl): 19 – 23,1997.

12. MOSTAFA BE : Detection of adenoidal hypertrophy using acoustic rhinomanometry, Eur Arc Otorhinolaryngol, 254(suppl.1):27-29,1997.

13. PASSALI D, LAURIELLO M, ANSELMI M, BELLUSSI L: Treatment of the inferior turbinate: Long term results in 382 patients randomly assigned to therapy, Ann Otol Rhinol Laryn-gol, 108: 569-575,1999.

14. PEDERSEN OF, BERKOWITTZ R, YAMAGIWA M, HIL-BERG O :Nasal cavity dimensions in the newborn measured by acoustic reflections, Laryngoscope, 104:1023-1028,1994. 15. ROITHMANN R, COLE P, CHAPNIK J, BARRETO MB,

SZALAI PJ, ZAMEL N: Acustic rinometry, and the sensation of nasal patency: A correlative study, The Journal of Otolaryn-gology, 23: (6), 454 – 458,1994.

16. ROITHMANN R, SHPIRER I, COLE P, CHAPNIK J, SZA-LAI JP, ZAMEL N : The role of acoustic rhinometry in nasal provocation testing, Ear-Nose-Throat Journal, 76:747-752, 1997.

17. SHEMEN L, HAMBURG R : Preoperative and postoperative nasal septal surgery assesment with acoustic rhinometry. Oto-laryngol Head Neck Surg, 117:338-342, 1997.

18. TOMKINSON A, ECCLES R : The Effect of changes in am-bivent temperature on the reliability of acoustic rinometry da-ta, Rinology, 34: (2) 75-77, 1996.

Referanslar

Benzer Belgeler

Perioperatif evrelerde (pre-intra-post) sorun yaşanmaması için operasyona girecek tüm OUAS hastalarında veya OUAS şüphesi olan hastalarda rutin uygulanan preoperatif

Postoperatif belirleyiciler olan; ekstübasyon zamanı, yoğun bakım süresi, hastanede kalma süresi ile so- lunum sistemi komplikasyonları arasındaki ilişki an- lamlı idi ve

Diz eklem hastal›¤›n›n son döneminde tedavi aç›s›ndan çok önemli bir yaklafl›m olan total diz artroplastisinde (TDA) postoperatif rehabilitasyon ile ilgili pek

Bu çalışmada elektif karın ve ekstremite cerrahisi planlanan olgularda preoperatif anamnez, fizik muayene, akciğer grafileri, arter kan gazı (AKG) ve solunum fonksiyon

NSD sapta- nan hastaların dekadlara göre dağılımı incelen- diğinde, ikinci ve üçüncü dekadlarda NSD sık- lığı diğer yaş gruplarına göre daha fazla idi ve tespit

öğrencisinin hiç ummadığı bir zamanda öğretmen, öğrencisine &#34;kızım Fatma, oğlum Mehmet...&#34; gibi isimleriyle çağırdığında öğrencideki sevinç

Çalışmamızda daha önce operasyon deneyi- mi olan hastalarda, deneyimi olmayan hastalara göre preoperatif ve postoperatif STAI-S ve STAI-T değerleri istatistiksel olarak

Bu çalışmada septum deviasyonu görülme sıklığı açısından ilköğretim birinci ve ikinci sınıf öğrencileri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark tespit edildi..