• Sonuç bulunamadı

Başlık: PROF. NICHOLSON' IN KRONOLOJİK ESASLI TASAVVUF TARİFLERİYazar(lar):CEBECİOĞLU, EthemCilt: 29 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Ilhfak_0000000641 Yayın Tarihi: 1987 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: PROF. NICHOLSON' IN KRONOLOJİK ESASLI TASAVVUF TARİFLERİYazar(lar):CEBECİOĞLU, EthemCilt: 29 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Ilhfak_0000000641 Yayın Tarihi: 1987 PDF"

Copied!
20
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

PROF. NICHOLSON' IN KHONOLOJİK ESASLl TASAVVUF TARİFLERİ

Ar. Gör. Ethem. CEBECİOGLU

Tasavvuf, insan var olduğu sürece hemen hemen her din ve millette görülmüş insani bir fenomendir. Tasavvuf bir milletin, bir dinin veya bir dilin inhisarında değildir!.

Tasavvuf, yüzyıllar boyu tarifi yapılınasına rağmen, aktüalitesini koruyan bir fenomen olarak, felsefi, tarihi, psikoloj;k ve hemen her açı-dan yaklaşımlarla, hiilil izahına ve anlaşılmasına çalışılmaktadır2•

"Tasavvuf tarifleri" konusunda önem arzeden çalışmalardan biri de, ünlü İngiliz şarkiyatçı Prof. Reynold Nieholson'ınkidir. Nicholson'ın beş konferansı "Fi't-Tasavvufi'l-İslami ve Tarihihi" adıyla, Caınbrid-ge'deki asistanı Ebu'I.Alii el-Affin tarafından Arapçaya kazandırılmıştır.

Yazunızda ele aldığımız bu beş konferanstan birinde Prof. Niehol. son, Hieri

II.

ve V. yüzyıllar arasında yaşamış ilk devir önemli sufi. lerinin tasavvuf tariflerini,kronolojik esasa dayanarak vermiş bulunmak.

1 Çubukçu, (Prof. Dr. İbrahim Agah), İslam Düşüncesi Hakkında Araştırmalar, s. 1711, Ankara, 1983.

2 Altıntaş (Doç. Dr. Hayranı), Tasavvuf, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, sayı: XXiV içinde makale, Ankara 1981. sh. 413.414.

3 !'iieholson (Prof. Reynold), Fi't-Tasavvufi'I.İslwnl ve TarihiW, slı. 27-41, Kiıhire 1954. Eserde yer nlan konferanslar sırayla şunlardır:

n- "An Historieal In«uiry Coneerning the Origin and Development of Sufism" (Tasav-vufun Doğuşu ve Gelişmesiyle İlgili Tarihi Bir Araştırma), Journal of the. Royal Asiatie Soeiety; s. 203-248.

1>- "Aseetieism (Muslim)" (İslam'da Zülıd), Eneye!. of Religion and Ethics, e. II,. 1909 İkinci tah'ı 1930, s. 99-105.

e- "Suris" (SufiJer), Ene)". of Religion and Ethies, 1921 s. tab'ı

ın4,

e. XII, s. 10 d- "Tlıe Goal of Mohammedan Mystieism" (İsliım Tasavvııfunnn Hedefi), JRAS, Ocak 17 191

e- "The Idea of Personalit)" in Sufiam" (Tasavvufta Şahsiyet Fikri), Cambridge University

(2)

388 ETHEM CEBECtOCLU

tadır. V. yüzyıldan sonraki sufilerin bu 'tarifler proğramı' içerisinde yer almamasının sebebi, ilk çıkışında, fazla etki altında kalmamış gerçek tasavvufun içyüzünü belirgin çizgileriyle ortaya koymak için olsa gerek. Genelde rahatlıkla saf diyebileceğimiz, bünyesinin dış tesirlere daha az maruz kalması göz önünde bulundurulursa, Lu, erken dönem tasavvuf tariflerinin önemini biraz daha artıracaktır. Tasavvuf geç dönemde dış etkilere bir hayli maruz kaldığı için4 bu durum yapılan tasavvuf tariflerine de kolayca yansırnış ve zamanın akışıyla bir takım farklılıklar meydana gelmiştir.

Prof. Nicholson bu kronolojik esaslı, tasavvuf tariflerini verirken en esaslı tasavvuf ve tasavvuf tarihi kaynaklarını kullanmış iken diğer kaynakları, mesela bir Hilyetü'l-Evliya'yı, bir Tabakiltü'-s-Sı1fiyye'yi ve diğer benzerlerini ele almamış olması ilgi çeken hususlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır.

İsıam tasavvufu üzerinde ciddi araştırmalar yapmış şarkiyatçı-lardan biri olarak Nicholson, bu eserindeki diğer konferansıarında ta-savvufun çeşitli vechelerini ayrıntılı biçimde incelemiştir.

Nieholson'ın bu üç asra dayalı kronolojik tariflcrinde, tasavvuf anlayışının zaman akışı içerisinde kaydettiği gelişmeler rahatlıkla izlenebimektedir. Erken dönem tasavvuf tariflerinde saLr, oruç, ibadet, ağlama, tahammül, takva, dünyayı terk, insanlardan m;aklaşma vs. gibi motifiel'in sıkça yer alması, daha sonraki dönemde teşekkül eden tasavvuftan farklı olan. yönü ortaya koyar.

Sükfıt ve zikrin İslam tasavvufuna Hristiyanlıktan geçtiği fikrini savunans Nicholson'ın, tasavvuf tarifleri konusunu, aşağıda görüleceği üzere, kronolojik bir zemine oturtması fevkalade akılcı bir m.etoddur. Zira tasavvnf, her şeyden önce, zaman içerisinde akıp devamedegclen bir tekamül sürecine sahiptir. Eğer tasavvuf gerçek manasıyla anla-Şılınak isteniyorsa, hu hususun gözardı edilm.emesinin daha uygun

olacağı kanaatindeyiz. .

Sonraki asırlarda (V. asır sonrası) yapılan tasavvuf tarifIerinin bu metodla incelenmesi, hem tasavvuf hem de İslam kültür tarihi açısıııdan sanırız faydalı olacaktır.

Şimdi, Prof. Nicholson'ııı kronolojik esasa dayalı tasavvuf tarifleri-ne geçelim.

1 Gohlziher (lgila.), lIImlim Studies, slı. 255, Londra 19i3.

(3)

PROF. NICHOLSO),;'I1\' KRONOLOJİK ESASLI TASAVVUF 389

" .'~,ı:\,

eY -.,;>

r..lJi

J

lt

,",'

..•

Lıı

J eY.

.'L4:lll.1>)ı1

....J.

'.J-'

_.1\ "

1-

Ma'rfıf cloKerlıl (ö.

200/815):

"Tasavvuf, hakikatleri almak, insa.nların elindekinden ümid kesınektir". Kuşeyri, s. 149; Tezkire, c. 1., s. 372 .

.ı.:: ••,):: J .1\..lj lSl.L.:-~ ~ )J)

r.!

JWi

lSJ./. ~

~i

....J.l..a;"

. " .li

\J.j LS

\.1>~

~li ~

),)~

LS

1.1>

4

4.>,)>-ı.

4.>i

J

'J=l-I\ll

~1t:.\i

JL.fi

JJo,Illıı ~

lSA

4.>i

....J~:ll))

y'

\11 ~

\i

Jl~

J&-

J=l-'

e

LCb

. 2- EbU

Süleynı.an Durani (ö.

215/830):

"Tasavvuf, Hak'dan baş-kasının hilmediği amellerin sufi üzerinde cercyan etmesi ve sadece Al-lah'ın hildiği bir hal üzerinde sürekli Hak ile heraber olm.aktır". Tezkire, c.

1.,

s.

233.

3-

Bişru'l.Hafi (ö. 227/841): "Sufi, Allah içİn kalbini saflaştıran kişidir", Tezkire, c. 1., s. ll2.

J&- ~ Jj&- ~\

iJ;1

i.l

i

r :

JW

....JJ.,a;:J\

if 4.>..fl1

J~ ~ i)

•• «

"ıl'

JS"

J&-

J;

Jr ~\

('LT;

'"J>

Jr

4-

Zü'n-Nu.n el.Mısri (ö.

245/859):

Zü'n-Nun'a tasavvuftan soru!. muş, o da şöyle cevap vermişti: "Onlar, Allah'ı her şeye tercih eden ve Allah'ın da kendilerini her şeye tercih ettiği bir topluluktur". Kuşeyri, s. 149; Tezkire, c. 1., s. 133.

(4)

390 ETHEM CEBECİoCLU

J ~J~~.J

Jı>

p'A.O ı.J~ .•

l~

~LJ

d

yt:.:-

IJ

J';J ~~

IJT

Ji

i:~;

II ~J!

Jkti

($)

Jl> ~ ~

L~

\~L

t;~

J~)' -'~

."ll>

~

.ı...~ıt

IJlf

Jki

\~L

.:.ro

Y'

J

J~i

il

~l5'"J

,,,H>

if

d .•~. üp-

i~1I

uç.

l!.Li

l~lJ

.:;.ıı ~~

Y' IJıf

.(("ll>

uç.

(~J:;..lll)';~ ~

~\;

5-

Yine Zü'n-Nun: "Sufi, konuşunca, sözü sahip olduğu hali yan-sıtan kim.sedir. Böylc hir hal vuku bulduğunda hir şey konuşmaz. Konuşmadığı zaman yaptığı hareketler, sahip .olduğu hali dile getirir. Konuşması da kcndini dünyadan kesmesi durumuyla ilgilidir". Tez-kire, e. 1., s. 126.

((:; J5'" ~

J..:..a!

J :;

o)~~

)'

J

J..:J\

il

6-

Ebfı Türab ~ahşcbi (ö. 245/859): "sun, hiç bir şcyin kendisini kirletemediği ve hcr şeyin de kcndisi (vasıtası) ile temizlcndiği kişidir". Kuşeyri, s. 149 .

.ı.ç.)J )J; ,,~ )'

($.lJI

y' J

'IJ~

(I~) Ü~

r"l ~~\

L)

üt..I}JI

~)'J

,~J\}

~~II.J.ll;,,~

.ı....a~~

f-

J ~~

~)'J

.

~

ıı.uı\

i)~ ): ....

1 ~b

7-

Seriyyii's.Sakati (ö. 257/870): "Tasavvuf, şu üç manaya gelen bir isimdir:

a) O, ma'rifct nuru, vera' nurunu söndürmeycn,

h) Kitab vc Siinnet'in zahiriyle çelişen batıni ilmi konuşmayan, e) Kerametlerin, kcndisini Allah'ın m.eharim (yasak) perdelerini parçalamaya scvkctmediği kişidir". Ku~eyri, s. 12; Tczkire, .c. 1., s. 282.

II ~\ ~~\

J'

,jJ"~j L)

(5)

PROF. NICHOLSON'J;\" KRONOLOJiK ESASLı TAS.'\.VVl'F 391

8-

Ebu JIafs Haddfıd (ü.

265/878):

"Tasavvuf, baştan aşağı edeb-dir". Tezkire, c. 1., s. 331.

(i

l>l~

.ıS:l.•)

i)..tA •..•~

ı..>J_ ,y

J

J-.QlI

II

9-

SeW b. Ahdullah eL-Tüsterl

(ö. 283/896):

"sun, kendi kanııu heder, milkini mübah gören kişidir". Kuşeyri, s. 149.

(.kA:..

(.)Ii>.~)

)~J.ı>"; jl~r~.J

.).J.) j\~.J"~ JL~

A5'"~J!.:ı1

JJ~l) (ı)j J

!.ll,.:.

Ji

r)~~

J~

0L~

J

A

jl~J~

,y

~i

JL

(.k.4.i1

J

'.J~AJI

0.0

~\J

,).J.SJ\

,y

LA..,..,

,y

J."...al\

D

« yU \

J

~A..u\

o.J.:.?

ı..>

y....\

J

,~i

10- SeW h. Abdullah et- Tüsteri: "sun, pislikten annan, tefekkiirle dolan, beşeriyetten Allah'a yönelen, yanında altmla çamur eşit olan kişidir". Tezkire, c. 1., s. 264.

ll~.ı~

Jl>

jlJ

ı:;.'.ı~

ri]ı..>\..i>-4J ~ ...\

0~)~ !.l.J.j\ ~J~ II II

u...

U\ 0.0 ).;11

~i

Jt

IJJs:lI

J

rı..kll tl; 0~1

II

11- Yine Sehl h. Abdullah et-Tüsteri: "Tasavvuf, yemeği azalt-mak, Allah'a sığınm.ak, insanlardan firar etmektir". Tezkire, e. 1., s. 164..

J:

J. J

J-ı.J>'

.J.iJ

li>.

j i~

J!

J~

A5'" ~ .•.

..;T

d

0.r4i

j

i

.J.i

1:...

J.

(I

.ı)~

jl~J!

ü..u

ı:.t!')~

J

)j\

j\~

if

J '

i

J

J; .ı.fi

S\;.o li •..

li ~!J

Lt'"

,y

J

J.,.ıJ

i :

J

W

i.j

J...a.:l\

if ~

i)

.(l~i

f~

ölU\ ~

J

J>

12-

Ehfı Said cl-Harrfız

(ö. 268/881):

Tasavvuf'tan sorulunca, "sufi, kalhini Allah'ın saflaştırdığı, böylece kalbi nurla dolan, zikrullah lezzetini tadan kimsedir" diye cevap vermiş Tezkire.

(6)

392 ETHE1I1 CEBEcloGLU

13- Semnun el-Mulıib (ö. 297/909): Kendisine tasavvuftan soru-lunca "bir şeyi mülk edinm.emen, bir şeyin de seni m.ülk edinmemesine tasavvufdcrler" dedi. Kuşeyri, s. 148.

14- Amr h. Üsmün d-Mekki (ö. 291/903): "Tasavvuf, kulun her zaman, o anda kendisine en uygun gelen şeyle meşgulolmasıdır". Kuşeyri, s. l'İc8.

JS"

J

..l.AlI 0~

0

i .

J14; ~~\'

,:;ç.

Stl

0~ç.

0'.

J

Jr

y...

»

(~'J!\ ~ J}J'lI.C.~Jit..:..o~J

15- Ebu'l-Huseyn en-Nuri (ö. 295/907): "Sufi'nin özelliği yoklukta sükun, varlıkta isardır". Kuşeyri, s. 149.

( ,)J'~)\

J.;.ç. .)~

'iIJ i"w\

~:ç. 0

j:..J\

J

J~\

..::,..j

LL

16- Yine Ebu'l-Hüseyn en-Nuri: "Sılfiyye, kalpleri beşeri pislik-lerden ve nefislerin afetlerinden arınıp şehvetlerinden kurtularak, bu şekilde Hak'la beraber yüksek dereceye ve birinci saffa ulaşan topluluk-tur. Onlar Allah'tan gayriyi terkettikleri zaman, ne maliklerden, ne de memluklerden oldular". Tezkire.

4 •••••~

,)i}

~~?

ü')J~f' jl

01~1 0~

4S".A;\

i

j

0T 01:;-"'"

L)

~'),)J

JJi ~

.),)L; <ci~

u,Q.\t:;.

iJAjlJ ol ...••

Ji....•

U...Ai

~T

j\J ~i

«~}L~;J

.A;~J~.!.llL..ı,j

0.1:".)JI yj:-jIJ".\j\ öl:.- \)L:~

~4

Jç.\

,u.•

~\

ültT

J

;:.~i

üI.)J~(

ı:.r:

rr.}'

~A...

i

J' ~

J~i

il

. ..;=LI

L~.wı~

.)..uIJ

J}j\ ~\

J

i

J) •.•.•~

rr\J~

w'"

\J)J~

J

(i

rJ!JJ.!~.J

~L. ~ IJ-J"'"

..;=LI

~J"'\..

Jr \~;

\.-1.

17- Yine Ebu'I-IIüseyn cn-Ni'ıri'dcn: "Si'ın hir şeyin kendine, kendisinin de bir şeye taalluk etmediği kişidir". Tczkire.

(7)

PROF. NfCrrOLSON'IN KROl'lOLOJtK ESASLI TASAVVUF 3'>:1

« ~

J~ ~~:-'" ~ ).,)JIJ ~~ Ji ~).,) ~ .•

.ıS'~

J~

~T

JJ ••••i)

a ~

J1~'1 ~;

~J1~

'1

:';.4

J

yıaJI

I) /

18-

Yine Ebu'l-Huseyn en-Niiri'den: "Tasavvuf, ne ilimdir, ne de resın (şekil). Lakin, o ahliiktır. Eğer o, resmden ibaret olsaydı mücahede ile ele geçebilirdi. Yok değer ilim olsaydı, öğrenmekle kazanılabilirdi. Fakat o, Allah'ın ahliikıyla ahlaklanmaktır. İlinı ve resın ile ilahi ah-lakı elde etmeye de gücün yetmez!" Tezkiıe.

(')

.;S=I ~

~\

j~'

:,;~

i}ç.

4;J ~\

i

J .•.•) ~.jy.aj D

J~ı ~~

ı.S..i,;,

J""'~

rw.

ı.S~.Y.

r

.JI

J

ı.S~T ~~

o..\A~.

ı.>~~

~.,)

i.J"".I. ~

~..L.T ~

J ~~

ı.S\,b:.

~

J

4iı1

J~

4

ıJD;i

4f ~ .•.•

I

: ~.rV

J ,(

Ö.)

ljl)«

i}~ .;

J

.LA.)

j..a:L.

t.-)

~Lf.,1 .i,j'J

S

J1> ~SJ

J ,~~

'lJ

t.-)

~~I

~

L)

J

J .

4iı\

J~4

J1;i ~

J .

~4

J:Z~

Wç.

~L))

J

ö.AAl~l~

.U ('JJ

t {tO,

~J.)'I

J~

'J\

~:D

LJi ~

19-

Yine Ebu'l-Huseynen-Nuri: "Tasavvuf, hürriyet ve kerem; tekellili'ü (başkasına yük olmayı, ağırlık vermeyi) teık ve cömert-liktir" . Tezkire.

20- Yine Ebu'l-Hüseyn en-Nuri: "Tasavvuf, Hakkın nasibi için nefsin nasibini toptan terketmektir". Tezkire.

(8)

394 ETHE1\! CEllECtO(;UJ

21- Ehu'l-Huscyn en-Nuri: "Tasavvur, dünyayı sc\'mcmc, Meda'-ya muhahhet beslemedir". Tezkire.

22-

Cüneyd-i Bağdadi

(ö. 297 /909):

"Tasavvuf, HV.kkın sem sen-den öldürüp -seni Kendisiylc diriltmesidir". Kuşeyri, s. 148.

II ~~ ~

.liı\

L

iJp.; iJi

J"

23- Cüneyd-i Bağdadi: "Tasan'uf, alfıka olmaksızın (başka şeylere bağlanmaksızın) Allah'la heraber olmandır". Kuşeyri, s, 14.8.

II

lr.' ~

'lö;:'•.~~\

II

24- Cüneyd-i Bağdadi: "Tasavvuf, sulhü hulunmayan bir savaştır". Kuşeyri, s. 149.

II

t

J'}- (r..'

J> ~

'1

»-IJ~!

jAi

r [~.

J~i] i)

25- Cüocyd-i Bağdadi: "Onlar (sMiyye), başkalarının içlerine giremediği tek bir ailedider". Kuşeyri, s. 149.

II

tY\

L

Jr

J

t..~

....

\

L ~

JJ

t..~\

L j'~

~J.,a;l\ i)

26- Cüneyd-i Bağdadi: "(Tasavvuf,) topluluk halinde zikr, istima'-da veed, ittiba'ile (İslama uyarak) ameldir". Kuşeyri, s. 149.

27- Yine Cüneyd'den: "Su£i, toprağa benzer, her kötü şeyona atı-lır, ondan ise iyiden başkası çıkmaz". Kuşeyri, s. 149.

(9)

PROF. NICIIOLSO:\'IX KRO:'-lOLOJiK ESASLl TASAVVüF 39:;

1(". ,.... ~ J • , •••.

(1"J-rj'

.l.kAl

U)

<;

JS'" J-12:.~

ı..:-' l~.J lS'"J

.l~ l.ill) pll LAJk:

V;'.J

'i

U <li1))

~

.

28- Yine eiineyd'den: "sun, iyi ve kötü herkesin üzerinde gezdiği toprağa; hcl' şeyi gölgeleyen Imluta; her şeyi sulayan damlaya (yağmura) benzer". Kuşeyri, s. 149.

- J o •

LSJ""" ~

JS'"

ı:;A

~_:A.k...,

i

ı:;J

'"li,a.ll:

~i ~~

0i ~~\))

uJJ~\

J+;

~i

29-

Yine eüneyd: "Ta.savvuf, Allah'ın safayı (arınmayı) sana has kılmasıdır. Allah'tan gayri her şeyden arındırılan kişi, sufi'nin ta kendi. sidir". Tezkirc.

lS~J

~j,)

)~J~ cil~ ~,oy\ .•..

r

l.!.\

J,)

0J~)1

J,)

ıS

~_jT

JJ""

II

JI.lA;J .)Jb oJ...uIJIoJ..liIJ J~i

{-WJI (-Lj)

~J! lSl..i> 0~}

.o..li}

J

ü~t:...

ı.:.JJ.J.)

\S".J,o

JJ;'JI

J

y)

ı..:-'.J~i ~J'

.J':P) 1,.S"':ç.

.lA;

:~:'.lNJ

,(öj'jj)

li{....

)

JT

J&-J

~ç.~\

J"", ~

vP~\J\vP~\

t.tk

li

(-.II I...•..

\

,,-;-1;

~_i

li" l:i..u

i

if ~

Y\..Ji ~i

V"'>

t

4.1"

J J...all

»

i

o.lA;

J

DJ b 0

j~ 4jj> J

'J:&-l.c"'l~-=S'"

4...:W

0lf

ı:;,o

J :

4iı'

..fA

i)

J.~

vp~1S'"

4"",~1)

,4jl~\:...

J

..r

r

JJ..:.) -:;

y

J

',->~.l.Q..iS"'

.(({';'J

4JT

J~.J ~

J~

30- Yine eüneyd: "SMi 1,albi Hz. İbrahimin kalbi gibi dünyevi kaygılardan seMmet bulduğu halde Allah (c. c.)'ın emirlerine itaat eden kişidir. SufI, teslimiyyeti İsmail (Hz.)'in, teslimiyeti hüznü Da-vud'un (Hz.) hüznü, fakrı İsa'nın (Hz.) fakrı, münacatta şevki Musa (Hz.), nın şevki, ihlası Hz. Muhauwıed (s.a.s.)'in ihlası gibi olandır". Tezkire.

L ~ .•..\

J>~,J

J,:::.;S

~-iT.J.)

oJ..:.; ~li'

.J

~i

~

~

J.,.aj II

i

(10)

396 ETlIEM CEBECtOGLU

~~ı)

~~i ~

.;l;.lı

ii

.;Jl

~J'\i ~

~_ı.;.

II ~ ~ ..:..~ ~~:J\ ı)

(ı..;ıı ~

•.

I::".J J

.;Jl..:..~

31- Yine Cüncyd: "Tassavvuf, sufide kaim bir sıfattır". "Bu Hak-kınmı, yoksa halkın mı", diye sorulunca, "hakikatte Hakkın, şekilde halkın sıfatıdır" diye cevap verdi. Tezkire.

~\~

jlJ

ı.>.J'.~ ~';..;AU;

.ıS'~4j./. ":"A~

~J..,a) ~,~

jl

..li~;'

«~J~ ı.>J./.

0~~

("" ~

ı..r-;

":4:4~

ı)&-

JW'Y

J

o.J"l~.~

:

JW

~J.,a;l\

w>

ı)&-

o)L

l)

• II

~..l-tt'Yl

J

32- Cüneyd: Tasavvuf'un hakikatinden sordular. O da şöyle cevap verdi "Onun zahirine yapış, hakikatından sorma. Yoksa onu ifsad eder-sin." Tezkire.

«(Ji

.'Yı.1l..ı.; a.S"'t4T

j\":"""1

..liJI~

0~\

it:t

•.)

..A;.;T

0l:i.r"lJ

33- Cüneyd: "SufHcl' Allah'la kiiimdirler. Allah'tan başka kimse onları bilemez". Tezkire .

.;~i

~)A..J

,Jl.iJI l~

lJ,~J~'Y

j>

~JlAll ~

~~i»

~LA..a.L1

;,ljl:...

J

,V'"'A:JI

~\J

~~

J ,~~\

~IA"",

~t;.lJ ,~\

~.aJ~1 c:..,a.:.lIJ

'..A~~I

Jl ~

Y"l" YJ

'4A:.4:l\

iJ~

';~LJ

'4:>'J)\

4#

..ilI

J"" ~\

EY'J

'4A:4~\

öl&-I.) .•

J

~p~'i\J ,;,..~\ ~ «

~.rı\

j

t'

J

34- Cüneyd: "Tasavvuf zatl zaaftan kurtulanadek kalpleri tasfiye etmek, tabiatın ahliikından ayrılıp beşeri sıfatlardan sıyrılarak nefsin kötülüklerinden kaçınmak, ruhi sıfatların münazelesi, hakikat ilim. lerine bağlanma, Ahiret'e yarar bir iş, cümle Ümmet-i Muhanııned'e /

(11)

PROF. NICHOLSO~'I:'<I KRONOLOJ1K ESASLı TASAVVUF 397

halisane nasihat, Hakikat'e riayette ihlas ve şeriatta Hz. Muhammed (s.a.s.)'e ittibadır.

~ ) ~\ )~:ı;

~L.,.;

J

tT~

(J~.f'

jr

J

~1)f'.1

~L.i....,

~).,aj)) ,

• ~.J,.j)

J

)..8I)

«~\

Jl:=>\ ~

Jl>4

~b

~ Jl:=>':JI ~A~ (Ji J

}~J;.I ~./.

L.

jr)).I"" ~\

~L4....,

~J.,4:1I

i)

(( J1L:I ~

ı!J;i

35- Mimşad6 Dineveri

(ö.

299/911): "Tasavvuf, sırların arınması

ve Cebbar (Aııah')ın razı olduğunu yapmak, insanlarla sobhet etmekle birlikte ihtiyarı bırakmandır .

.;;\~ ~~J

..l~\~ ~

(J~?

J~)

~~.i

L>J~I);

~."...a;))

((~l:i )~

£

L>~

j\

~./'!.

':J

..$>

':J

Jf~

(J)Ç.,j (Ji ;

y

(JiJ ,~, ~~ (Ji

~~i

))

((.ıJ ~

':JL.

J)

if

.j.,J

(JT)

'~i

36- Mimşad Dineverı: "Tasavvuf, gınayı açığa vurınan, halk seni tanunıyacak derecede mechill kalmayı tercih etmen, kendisinde hayır bulunmayan her şeyden lifiyette bulunmandır". Tezkire.

(i ~./.

I.•

Jç.

Jlıü ~\ ~ ~\

JL..ı;""1

D :

JLü

ı,jy,A:1I

if

{..JJ

J..-37-Ebil

Muhammed Ruveym

(ö.

303/915): Tasavvuf'tan sorulunca şu cevabı verdi: "Allahü Teala ile birlikte Allah'ın irade ettiği şeye nefsi bırakmaktır" .

~i)

,;l.ö':J\)

.JAAl~

~W\

:

Jl-.A> ~~

Jç. ~

~)~i

II

((;l::::>-':JIJ

~~i

!J;)

,;~)f\J

J"u4

6 Affifi bu kelimeyi Miııışad diye, özellikle harekelediği için, biz de metnin aslına s£ıdık kalarak öylece kaydettik.

(12)

398 ETHEM CEBECloGLU

38- Ruveym: "Tasavvuf üç hasıete dayanır: Fakra ve iftikara ya-pışmak, isar ve tevazuyu gerçekleştirmek, çekişmeyi ve ihtiyarı terktir".

,

«

ol,.,....

(.ır

~IJ ,4i J~

(.ır ~~:l\

~J~\ i)

39-

Ali b. Sehl el-Isfehani (ö.

307/919):

"Tasavvuf, Allah'tan baş-kasından teberri (uzaklaşmak) ve Allah'ın gayrisinden tehallidir (sıy-nlmak)". Nefehiltü'l-Üns s. 116.

«\~i

~

':J

J

~i ~

':J

ül..il\

Ji...\~

J i) :

JLü JJ~\

if ~

40-

el-Hüseyn b. Mansfır el-Hallae

(ö. 309/921):

Sufi hakkında sorulduğunda şu cevabı verdi: "Kimsenin kabul edemediği, kendisinin de kimseyi kabul etmediği zat vahdaniyyetidir". Kuşeyri, s. 148.

Jlii ~yıo:ı:J\

if

~./_);-I ~

~i

• J J 1(' .1'

«(j~

_J-f.>.

ı..r

if

[.Jrl J ,~...•

41-

Ebfı Muhanuned el-CüreyrF (ö.

311/923):

Cüreyri'den tasavvuf hakkında sorulunca şöyle demişti: "Yüksek ahlakın tümüne dalmak ve kötü ahlakın hepsinden sıyrılmaktır". Kuşeyri, s. 148.

42- Ebfı Muhammed el-Cüreyri: "Tasavvuf, edebe yapışmak, hal-leri rnurakabe etmektir". Kuşeyri, s. 149.

~ti

~

if ~)al\

~

J

'"",..ü:.l\ ~

~,,~\

~JJ

0~\))

(( "",,;aA; ~

if

o:;'"

"lo

ıf

ö..\A \~.

43-

Ebu Amr ed.Dıniaşki (ö.

320/932):

"Tasavvuf, kainatı yara-tıklan noksan görmek. Her noksandan münezzeh olanı görmekle nok-san olan her şeye gözü kapamaktır". Nefehatü'l-Üns, s. 175.

(13)

PROF. NICHOLSOi\'IN KRONOLOJiK ESASLı TASAVVUF 399

((~tA..,aj1

J

ı!J~

~\j

..L4. JlJ.:I

J

~&O ~\j

~j ••

Ji>

~,J..a.::l\

»

44- Ebu BekI' cl-Kettani (ö. 322/933): "Tasav\'uf ahH,ktır: Ahlak bakımından senden fazla olan, sara da da senden fazladır". Kuşeyri,

149.

45- Ebu BekI' el-Kettani: "Tasavvuf, safa 've miişahededir"; Tez-kire.

((~~.1:4)~_\

T

j\

.ıS'~,J~

~~~)i

ı!J~~.;:

Ji

~\k

~ ~ .••\ ~

J,J""

II

((4.:.A

.ilI ~~~

0i ~

J~

t.>..uı

~.111 ~

~lk

J1)2j if

J,J..ııl1

D

46- Ebu Bekr cI-Kettani: "Sufi, taatine tevbc edilmesi gereken bir günah gözüyle bakan kimsedir". Tezkire.

((...:~ ~), 01

J

~i

~4

J&O

~t;)'1

ı..:t)~\

i)

47- EbU Ali Ruzbari (ö. 322/933): "Tasavvuf, koğulsa bile sevgilinin kapısına diz çökmektir".

48- Ebu Ali Rı1zhari: "Uzaklık pisliğinden sonraki yakınlığın saf. vetidir" .

..ı.:=:u ~

rJ"l)

ırA;

jj\,,:,~J ~

.1..:.

OY.ı..:t)""

.ıS'

I.:-

jT

J)"" »

(( lAk.,Q.A

.ti' !J}..•

J

tA;

ır! j \

i)

~i ~ ~j

i

~ J

,L.iJ:.I

i

\-1,

4-.4J

rk'l

J

dA..ııl\

J&o ~~\

~

~

J ~I

II

(14)

400 ETIIEM CEllEctoeLV

49-

Ebu Ali Rı1zbarı: "Sufi, sam üzerine sM giyen, cefa yem.eğiyle nefsini doyuran, dünyayı ardına atan, Mustafa (s.a.s.)'nın yoluna giren kimsedir". Tezkire

({

~ı;fJ

~r~i J

Jt>:.;ı

~AS\':..-:~

~-J..,a.i ~ ...\j~..f.

ı$J jl

II

• «

~ı.;s'

J ~' J

J\~L

i) :

Jw

~-J~i

:r ~))

50-

Abdullah h. Muhammed el-Murtaiş (ö.

328/939):

Tasavvuf'-tan sorulunca şöyle dedi, "işkal, telbis (karışıklık) ve gizlernedir". Nefe-hatü'l-Üns, s. 230.

«ltılh&.

'~)~~j)'~~-J\A~ .~

j\~-J';

JL,.,

ıS

~...iT

J ~

II

«~LbJl

et'"-

:r ~~

J\~~\

~"'. 0" W; ~

if J-J..al

l

II

51-

Abdullah h. Muhammed el-Murtaiş: "Sufi, kendini tüm bela-lardan arındırıp tüm bağışlardan kendini çekendir."

« ~

~~A;)'i ~ y.oa:JI

II

52-

Ebu'l-Hüseyn el-Müzeyyin (ö.

328/939):

"Tasavvuf, Hakka boyun eğmektir". Kuşeyri, s. 149.

J.J4-

~ ....

~

j'

,JJ jf

\)J )..\il

ı.>.J~

~i.

J:J~~

#

~~

i)

(()..Af

J

~4~ ~~~

t.

k;

&J

'.J~J:.I~

~k,J

lc.LP)i

J

,)..u~1 ı$.J~ ~~

~1.ıA

~~l

II

• (i

.JUAl\

J

Jl:-GlI

53-

EbU Abdillah b. Hafif (ö.

331/942):

"Tasavvuf, kaderin getir-dikleri altında sabırlı olm.aktır.Allah'ın verdiğine razı olmak, gölgeler ve çöller kat' etmektir". Tezkire.

(15)

i

PROF, NICHOLSOi\;'g KRO:\"OLO.ıİK ESASLI TASAVVUF, 101

54-

Ebu Bekr cl-Wısıtı

(il. 320/941):

"Sufi, kelamı wretten olan, sırrını düşünmekle aydııılatan kişidir". Tezkire.

(i

"rA ~ ~ \ e:-

w..•.J1J:.\ ~

J.,a.::l \

II

55-

Ebu Bckr eş-Şibli (ö.

334/94,5):

"Tasavvuf, tasası7.-kedersi7. olarak Allah'la heraber oturmaktır". Kuşeyfi,

149.

: C \ )

~_.4:J ~~,,~~

i

J

JlN .11

~

Jı.4

J~

JlJ,: \

:r

t,kA.:.•

J

.J~1I

( Cr)

Ji;

J

Jli

f

.J'..Ç.

JS""'

,y- t,ki

56-

Ebu Bekr eş-Şibli (ö.

334/945):

"sun,

halktan kesilip (uzak-laşıp), 'Seni Kendiın için ayırdım' ayetindeki gibi Hakka yapışan kişidir. Allah Kendinden başka her şeyden kulunu keser, sonra da 'Beni göre-mezsin-Ien terani-' dcr". Kuşeyri, s.

149.

57- Ebu Bekr eş-Şihli: "Tasavvuf, yakıcı bir şimşektir". Kuşeyfi,

149

58- Ebu Bch eş-Şihli: "Sufller Hakkın kucağındaki çocuklardır", Kuşeyri,

149.

59-

Ebu Bekr cş-Şibli: "O, yaratıkları görmekten konınınadır". Kuşeyri, 149

(1) Araf Suresi, Ayet: 143. (2) Tahô Suresi, ayet: 41.

(16)

402 ETHFM CEBEctoeLV

((,) ~

o..\ .•

U ~

y':"

y..ıS' .:.ıL.

j

.:.ı

T ~

"\";'4

.:.ıl:.~ ~

..:...-iT ...;"~

II

( .:.ı.J~ .:.ı

i

,J~

.:.ılS'

lf

J

J',ı2.1I

.:.ı~

.:.ı

i

"';".J.,.a::l\

II

60-

Ebil. Bekr eş-Şibl!: "Tasavvuf, sufinin (şu andaki) olmasından ünce, olduğu gihi olmasıdır". Tezkire.

« d ~\Ü

l&-

1.1"

J ..:....••.\

l..S~j ~.;

rj.J,.a.';

(il.J",l,ij~'

ö~\J" J (.5.J.4I1..k~"';

...;"..,...::11

)1

61-

Ehfı Bekr eş-Şibli: "Tasavvuf, kuvvetleri zabt (kendine hakim ohna), nefesIere riayet etmektir". Tezkire.

u ~~

~

Jl~\.) ,jJ,,":}.;;..

.~~

~

..l.;.~

J.J""

c$i

J

J.,...,

il

«#':Js.

'Yl:~

-y")lJ,:\

c:.~

1$../_ ~>

l:t.J""'"

JJ..,ı2.lI

.:.ı.J~ 'y

II

62-

Ebu Bekre eş..Şibli: "Sufi, tÜJn mahlukatın geçimini üzerinde görmedikçe sufi olam.az". Tezkire.

(i

J

.J..4.4l1

!J;

4.1)

rj

)',ı2.::l\ il

63-

Ebu Said ibnü'I.Arabi (ö.

340/951):

"Tasavvuf, fuzuli olaw ta-mamen terkten ibarettir". Nefehatü'ı-tns, s. 248.

((Jr

.f. ..:....•J

U .•J ..:...\ J.o \

ı.s"

L;';-

..:...$

~.J,.a.';

jI

..\j

.1:.•••

.f. II

«j...JI 4..

J

I..\.•.) J.o~l

ı,j..,..,p

il :

JlA;

0.J.,.a::l1 if

o}L

64-

Ebu'l-Hasen el-Bil.şenci (ö.

347/958):

Ona tasavvuftan sordu. lar, şu cevabı verdi: "Tasavvuf emeli zayıflatmak, amele devam etmek-tir". Tezkire.

Jki

J

..:...:.r:-!j\

.:.ı.l..T.:.ıJ.J'!.J ..:...~~~.)~

..:...\ ı..r-A; C>

,j.J~ II

II

~::ıs::!

ı:s\~

.:.ı~.J'

(17)

PROF. NICHOLSON'IN KRO:\OLOJtK ESASLı TASAVVUF 403

65-

Ca'fer d-Huldi (ö.

348/959):

"Tasavvuf, nefsi kulluğa bırakıp, beşeriyettcn çıkmak, tamamen Hakka nazar (yönelmek) ctmektir". Tezkire.

(i ~

J

J.A

i

ı.:,.i..J::> ı.:,.-i::>Jr' ~

ı.,jJoA.'j

l)

II '-S'rı \J J/}

i

ı.:,.'i.

~..all ı.,j.JoA.::lI

l)

66-

Ebfı Amr b. cn-Nüccyd (ö.

366/976):

"Tasavvuf, e.mr ü nehy altında sabırlı olmaktır". Tezkire.

67-

Ebu Abdullah cr.Ruzbarı

(ö. 369/979):

"Tasavvuf, tekcllüfü terk, tazarmfu (zındık-mın fiilIcrini, halk kötü desin diye Melihnilerde oldu gibi) işlemek, teşerrüfü hazfetmektir". Nefehatü'l-Üns, s. 300.

~ iJ.JÇ.,~

'j J

'" ~

~

'j J

u";)

J~

'j

ı,$'-

~.J""

J

.JoA.11

iJ.JÇ.,~

'j

L)

((JW

..;:lIJl

J\.J>-~I

j(J

.v.:ı:-J.AiJ.J~J

,..;Ltı ~

J~~

68-

Ebu Muhammed er-Rasibi (ö.

3/7/977):

"Yer yüzü kendine dar olmayıp, gök onu gölgelemedikçe, halk yanında kabul görmeyip her halükarda mercii Hak Teala olmadıkça bir kimse sun olamaz". Nefe-hatü'lüns, s. 304.

~

J>- iJJ..l! iJl+:ı:-

j\

~T

~r'

..l~l!

4\~

ı.,).J~

a

[~J.:,;.])

ı.:,..•••

.AiJ\..l>.ı,~::».ıs='

Ji

l~

::>.J';'

.J'C

~TJ

~l....

~jJ ::>~;

ii} ~

..ljIJ..l> iJ~

JJl.4l1 -'j\~J:lI

..l,,!

ı~ıj

~:.A

-'jj

u~~~

L>~

::>~

JI

J

PJÇ,;j j~~::> ~ ~

~L~IJ

J

.ı,1L>.Jl.•.•'j J ;.>1)'j

d

J.J..aJ1

: Jl.4j ı.,j.J.,a.:l\

,:;ç- ~\

JL

l)

~ ,~ıj.

J o./JJ

l.

!ıu..

L)ll\ 0u

Jl

oJ.•

i~

r

dj

~~4

'jl

~;..u\

(18)

404 ETHElIf CEBECioCu;

69-

Ebu'l-Rasen d-Husr!

(ö. 371/981):

Halife ona tasavvuftan so-runca şöyle ecvap verdi: "sun, dünyada Allah'tan başkasıyla tcselli ve rahat bulm.ayan, her işini, kendisi için takdir edileni bilen ve Rah-hisine havale eden kimsedir. "Rak'tan sonra sapıklıktan başka ne var?" (Yunus /31) Sufi hir kere Rabbİsini buldu mu, artık O'ndan gayriye nazar etmeı:". Tezkire.

ı.>J)

0J~

J ~J~j

0T

.1""'\:

ı.::..~~

J\;

ü\iT

jl 0~

~

ı.::.._;T

J

y""II

~,

(i ~~;;\ J.J~ \.J.JlDJ.J ü~\J> J ..ı.:.~'.'i

0T

jb ~

-.;>\)

~J

JJ

bL

ü")

dJl

e-./.

t

\:jJ.IIü\j

T

üS:-

~j

i~l

ü"

J)..all

II

• (i

J\~ ~j;i

~~i~

~)

•••.

:s:-

JJ~

r

J:L\ ~

70- Ebu'I.Hasen el-Husr!: "Sufi dün}a afetlerini terkettiği zaman, artık hir daha ona dönmeyen; Hakka yönünü döndürünee O'ndan sap-ınayan; olayların haline etki yapamadığı kişidir". Tezkire.

,

ı.::.. .•..•

\JI ~l~J\

Ü\A"""J

ı.::...\

Ji ~J~JJ\

J.~J

6'~,::._jT

JJ"""I)

((~) ~ JS:- J..4j Wj.jJS:-

,y

<.S~

~.jf

ü"

~i

: •.

:~>

~lA"""J ,o~.J~J oJ.~J 0lf

ü"

JJ.,.:ıl1

i)

. (l"U .jJS:-

..w

71-

Ebu'l-Rasen doRusri: "sun, vecdi vücudu, sıfatlan meabı olan kişidir . Yani nefsini bilen Rabbisini bilir". Tezkire.

((~..,,>- ~

J~ J j \J.••~

..1.:':

~j ~)~

Y I.J

J \ •.$"

ı.::..-; T

J

J"""

II

(i

t"'~

~.."S"

i:>

J~

J

.J

0JJ.~ ~

,y

JJ..alI))

72- Ebu'l-Rasen Cı-Rusr!: "Sufi, insanların kendi varlıkları gibi hir varlığı kendisinde bulamadıkları kişidir". Tezkire.

(lül..iJ~ ü.JJ..ı.S"jl

ı.::..-b

ı.>lA"""

.jJ...:V)

(19)

PROF. NICHOLSON'IN KRONOLOJİK ESASLı TASAVVUF 405

73-

Ebu'l-Hasen d-Husri: "Tasavvuf, kalbinin muhalefet pislik-lerinden arınmasıdır". Tezkire.

(i

J~lA>-

Jl.,ajIJ ~~

..,.zi

JJ ~ .•••

i ~~

t.

w

~J.,aj i)

.« .;lAJ-\

Jl..ajl

J

.;">\J,:\ uat

JJ

~~ııll

&

~y.a:l\

II

74.-

Ebu Osman el-Mağribi

(ö. 373/983):

"Tasavvuf, ahıkalan kesınek, mahlukatı terketmek, hakikatlara yapışmaktır". Tezkire.

(101)~\.I. .I.

0~.ı5'

Jj~

ol':"J ..:..-ll> ~b

0~

~J..aj)) L(

0Iy':'iU

olJ:.I Jj~

J

J\;L\

~L»:-1

~y.a:l\

II

7.5- Ebu'l-Abbas en-Nihavendi

(ö.

400/1009): "Tasavvuf, halini (kendine makam, payc vermeyi) gizleyip, ihvana makam dağıtmaktır". Tezkire.

~~; Jy,<:J

übl~

J ~~.•••.I. JJ.,,<:J J ~~j JJ.,,<:J O~~ J

c!:~'.

JJ.,,<:J II

« ~

yi

6,)'y'

0

T

J J.,,<:J

• «

~b ~

J

':1 W.•

J

J~\

J~

,.;blç.

J ;.,..J .•••'1•

.;bl~

J ~.;fo.

JJ~\

~)l

76-

Ebu'I.Hascn d-Hurkani

(ö.

425/1033): "Sufi, hırkası, Becca-deleri, yiyeceği, ve adetleri olmayan, hatta varlığı hile olmayan kişidir". Nefehatü'l-Üns, s. 338.

u~\

oJl:....

J

ol£ ~

~J

~~~l>-

~~l:tT!

"r.ı~

t.>3JJJJ.,,<:Je

« ,)~;

~l>-

u~:;"'~ ~ ~\ ~~ ~J~

~L>-~~ J

,1':1

J) JL

J~

':1 Jl

J

'ı..rtP-

Jl

J~

':1

Jtr

J

J~i

»

'(I,)J':"J

JI

A':1

77- Ebu'l-Hasen el-Hurkfmi: sun, güneşe ihtiyacı olmayan gün-düz; aya, yıldıza ihtiyacı olmayan gece; varlığa ihtiyacı olmayan hir yok-luktur". Nefehfttü'I.Üns, s. 338.

(20)

406 ETHEM CEBEC10GLU

~TJ

~~ı.»~

.f")~

~T

d

~~J~

~(J..i~J9

\)

t:f'

I)

(i

ı.ft~

~T

j.f.

~jT

J

d'J.!

ı.»~ ~( )~

::JJ~

J

,i.l&.L.::J

J

l.•

JS""

if ~

~i :

Jl4'

~J~i

if ~\

J1L

II

. ((~ı~~i~.;.;"

t;~

~~i

J

,!.l~

J

l..

jS;

78-

Ebu Said

b.

Ebi'l-Hayr (ö.

440/1048):

Tasavvuftan sorulunca şöyle dedi: "Kafandaki her şeyi boşaltman, elindeki her şeyi dağıtman, musibet geldiğinde feryad etmemendir".

Referanslar

Benzer Belgeler

mann teorisine) göre ancak neticeye teıkaddüm eden son şart da nedensellik kabul olunabilir (47). Zira neticeyi tâyin eden bu son şarttır. Son şarttan evvelkilerde

2) Bk. Revue de Science Criminelle 1949, s.. Böyle olunca &#34;cezaî müeyyideleri tatbik, talik, ilga veya tah­ fif etmeğe yetkili devlet organlarının ' tehlikelilik halini

2189 sayılı Hamiyle (Medenî Kanunun 257 nci maddesinde yazılı olduğu üze­ re evlât edinmekle ana ve babaya ait hak ve vazifeler evlât edinen kim­ seye geçerse de, evlât

Bu gibi şahıslar herhangi bir federe devlette 6 ay ikamet ettikten sonra telsik talebinde bulunabilirler, (m. Bu arada Filipinliler için de bir hususi telsik yolu kabul edilmiştir:

Niketamid enjekte edilmiş iki ve üç aylık tavşan gruplarından elde edilen sonuçlar iki ve üç aylık tavşanlardan oluşan kontrol grup- larından elde edilen sonuçlar

Anahtar Kelimeler: e-hizmet kalitesi, mobil uygulama, memnuniyet, satın alma niyeti The Effect of E-Servıce Qualıty and Trust on Mobıle Applıcatıon Satısfactıon Abstract:

In this context, our study is aimed to investigate the causal relationship between agricultural sector and economic development for 24 transition countries for 1995 – 2015

Eserin başında Arapçanın kökeni ve lehçeleri hakkında bilgi veren yazar, Anadolu platosunda konuşulan Qëltu lehçesinin Urfa, Diyarbakır, Mardin ve Siirt bölgelerinde yay-