TÜRK
KEUM
BİLGİ Nİ SADRU'Ş-ŞERİA Es-sANİ(ö. 747/1346)
Arş.GÖr.Ömer AYDIN· A-HAYATI:
Asıl ismi, Ubeydullah b. Mes'lid b. Tacu'ş-Şerıa
Mahmüd b. Sadru'ş-Şcria Ahmed b. Cemaluddin libeydullah CıoMahbubi el-Buharı el-Hanefil olan
Sadru'ş-Şeriaes-Sani'nin doğumtarihi ve doğduğu yerle ilgili olarak kaynaklarda herhangi bi r b i 19i
h\lı.~.dıınamaktadır.747/1346 yılında Buhara'da vefat
eltiği2 hususunda ise ittifak vardır. Buna göre o. hicri VII. yüzyılın ilk yarısından sonra dogmuş olmalıdır.
Hemen belirtmek istem ki, araştırmanıız esnasında Sadru'ş-Şeria es-Sanı hakkında yapılmış müstakil herhangi bir çalışmaya rastıayamadık. Ancak bazı
tabakat. teracim, ansiklopedi, fıkıh ve usül-u fıkıh kitaplarındayazar hakkında verilen bilgiler doyurucu
değildir. Bazıkeleim, fıkıh ve usül-u fıkıh kitaplarındaise
bazı görüşlerineyer verilmiştir.
Biz, yazarın kendi eserlerinden ve kendisinden
·Atatürk Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Keldm AnabilimDalı
i İbn Kutlubuga. Zeyneddin Kasım. Tacu't-Tcr,lcim fi
Tabaki'ı.t!'I-Haneflyye,Beyrut. 1962. s. 40; el-Lt:'knevl, Muhamed b, Abdulhayy. el-Fevaidu'I-Behiyye fi Teraeimi'I-Hanefıyyc.Oaru'I-Ma'rife. Beyrut. s. 109; Serkis. Yusuf Elyan. Mu'cemıı'I-Matbüatn-Arabiyye ve'I-Muarrebe. Mısır. 1928. C. II. s. 1 199; Taşköprüzade.Ahmed h. Mustafa. Miftahu's-Saade ve Misbahu's-Siycıde ti Mevzııatl'I-Uıüm. Kahlre. 1968. C.II. s. I~}1; Brockelmann. CarI. Geehiehte dcr Arabisehen Literatus. Leiden. 1937. Vol. ii. p. 277; Supplemendband. Vol. II. p. 300: Bagdatlı İsmail Paşa. Hediyyetü'I-Arifin Esmaü'l-Müellifin ve'I-l\1usannlfin. İstanbuL.195ı.
c.
ıı. s. 649.2 Bkz. c\-Leknevi. el-Fevaidu'I-Behivvc. s. i iO; Serkis.
Mu'cemu'l-Matblıat.s. i ı99: ez-ZirikU. Hayreddin. t'1-A·lam. lll, Baskı. C. IV.S. 354: Brockelmann. CAL. Sııppl..Vol. ıl. p. 300.
bahseden kaynaklardan edindiğimiz bilgiler ışığında,
onun hayatını. şahsi ve ilmi (özellikle kelami) yönünü ortaya koymaya çalışacağız.
Sadru'ş-Şer'iaes-Sani'nin kendisinin, anasının, babasının, çocuklarının, ana-babasının dedelerinin mezarlarının Buhara'da Şer'i-abad'da3 bulunduğu kaynaklarda zikredilmektedir. Aneak babasının babası Taeu'ş-Şeria ve anasının babası Burhanuddin (veya
Burhanu'ş-Şeria) Kirman'da vefat edip oraya
defnedilm1şlerdir.4 Kanaatimizee bu iki dedesinin Kirman'da vefat edip oraya defnedilmelerinin sebebi,
Buhara'nın istilaya uğramış olmasıdır. Bilindiği gibi Buhara, tarihte birçok istilaya maruz kalmış, şehir
zaman zaman yerle bir edilmiş, halkının bir kısmı öldürülmüş, bazıları kaçmış ve bir kısmı da sürgün edilmiştir.5 Bu yüzden olsa gerek yazarımız, bir müddet Herat'ta bulunmuştur. 733/1333'te şehri ziyaret eden ünlü seyyah İbn Batuta, cami, medrese ve pazarların harabe halinde olduğunusöyler.6
İbn Batuta "Seyahatname"sinde Buhara'da Sadru'ş-' Şeri'a ile karşılaşıp tanıştığımsöylemektedir.7
Sadru'ş-Şeria es-Sani'nin yukarıda zikrettiğimiziki dedesinin dışında ailesinin mezarlarının Buhara'da
bulunması, kendisinin bir Türk şehri olan Buhara'da
doğmuş olduğunadelalet ediyor. Buhara'mn İslam kültür tarihinde çok önemli ilim ve kültür merkezlerinden biri
olduğu bilinmektedir. İşte Sadru'ş-Şeri'a es-Sanı. böyle 3 el-Levknevl. eI-Fevi'ı.idu'I-Behlyye.s. 110: Serkis. Mu'cemu'l-Matbüat. s. i W9.
4 eI-Leknevi.el-Fevi'ı.idu']-Behiwe.s. !10.
5 Bkz. Şeşen. Ramazan. T.D.V. islam Ansiklopedis!. Buhara mad.
6 Bkz. Şeşen. Ramazan. T.D.V. İslam Ansiklopedisi. Buhara mad.: Ayrıcabkz. İslam AnSikıopediSi.Milli Egitim Basımevi. Buhara mad.
7 et-T;:ıııci. Muhammed. ıbn Batüta Seyahatnamesi. Sadeleştiren:Mümin Çevik. İstanhu1. 1083. C. ı.s. 260.
bir ilimvekültür merkezinde yetişmişUr.Aynca Sadru'ş Şeria es-Sani'nin nisbelerinden el-Mahblibi onun büyük alim Cemaleddin Mahblibi'nin soyundan geldigini,
el-BuluıDonun Buharalıoldugunu göstermektedir.
Yazarımız, Sadru'ş-Şeriaes-Sani (İkinci Sadru'ş
Şeria) ünvanı ile meşhur olmuştur. Ancak bir takım
tabakat ve teracim kitaplannda kendisi için Sadru'ş-Şerla
el-Asğar8 (Küçük Sadru'ş-Şeria) ünvanı da
zikredilmektedir. Kendisine "es-Sanl" veya "el-Asğar" ünvanının verilmesinin sebebi; dedesi Taeu'ş-Şerl'a
Mahmüd'un babası olan Sadnı'ş-Şeria Ahmed (ö.
63011232)'1n Sadru'ş-Şeria el-Evvel (Birinci Sadru'ş Şeria) veya el-Ekber (Büyük Sadru'ş-Şerıa) ünvanıyla anılmasıdır.
Sadru'ş-Şeria es-Sanı'nin Buharalıbir Türk bilgini oldugu bazı çalışmalarda zikredilmektedir.9 Ancak yazarunızdanbahseden tabakat ve teracim kitaplarında bu hususta herhangi bir bilgiye rastlayamadık. Sadru'ş Şerlaes-Sani, eserlerini Arapça yazmış olmasına karşın, anlatım şeklindenve ifade tarzmdan onun Arap olmadıgı anlaşılmaktadır.Bu husus ve -yukarıda bahsettiğimiz
gibi- onun bir Türk şehriolan Buhara'da doğmuş olması,
onun bir Türk alimi olduguna delil teşkil etmektedir.
Yazarımızınsoyunu, Hz. Peygamber'in ashabındanUbade b. Samıtel-Ensari'ye çıkaranlarda vardır.i
o
8 Bkz. el-Leknevl. el-Fevaidu'I-Behiyye. s. 109: Scrkls. Mu'cemu'I-Matbfıflt.C. II. s. 1199; ez-Zirikli. el-A'ıam.C.
rv.
s. 354: Kehhiile. Ömer Rıza, Mu'cemu'I-Müellifin Teracimu Musannifl'l-Kütübi'l-Arabiyye. Yayma hazırlayan: Rıfat Rıza Kehhi'ı.le. Dıillışk.1958.s.C. VI.s.246.
9 Mehmed Seyyid. Usul-u Fıkıh, s. 57: "Ayni. Mehmet Ali. [ürkMantıkçılanh
• Danı'l-FünunİlahiyatFakültesi Mecmuası.Sene: llL. Sa)'1: LO. İstanbuL. 1928; Yaltkaya. türk Kelamcıları", Daru'!-F'ünun ilahiyat Fakültesi Mecmuası.Sene: V, Sayı: 23. istanbuL. 1932.s. 6.
B-İLMi KişİLİGİ:
Sadru'ş-Şeriaes-Sani'nin gerek baba tarafından
gerekse ana tarafından ailesinin meşhur birçok alim
bulunmaktadır.i i Bunlar arasında Taeu'ş-Şeria,
Burhanuddin, Sadru'ş-Şeriael-Ekber ve meşhur imam Cemaluddin Mahbubi gibi büyük alim ve müçtehidler
bulunmaktadır.12 Bu ünlü ulema ailesine mensup olan Sadru'ş-Şeria es-Sani, ilmini, dedesi Taeu'ş-Şeri'a
Mahmüd'dan ögrenmiştir. Kaynaklar, onun, dedesinin
anlattığı dersleri arzu ve iştiyakla not ettiğini ve bu notlan bir araya topladığınıl3 belirtmektedirler.
Mehmet Ali Ayni (ö.1945) ise, Sadru'ş-Şeria'nın,
alimler tarafındançok methedildiğini14 ifade etmektedir.
Taşköprüzade(ö. 960/1553) Sadnış-Şeria'nınilmi yönden üstünlüğü konusunda şunları söylüyor: " O, kendisinden önceki alimlerin izah etmedikleri meseleleri çözmek için çok gayret etmişve çalışmıştır."ı 5
Yazarımızın ilmi üstünlüğünü anlatan şöyle bir hadise nakledilmektedir: "Al1ame Kutbuddin er-Razi (ö. 766/1365)16, Sadru'ş-Şeri'aile bir araya gelip münazara ve mübahase etmek istiyordu. Önce ona, çok güvendiğive kendi eliyle iyi bir şekilde yetiştirdig;italebelertnden ve
azatlı kölelerinden olan Mubarekşah el-Mantıki'yil7 gönderdi. Mubarekşah'ıgöndermekten maksadı, Sadnı'ş Şeria'nın bilgi seviyesini ve konulara vukufiyetini
iı Bkz. el-Leknevı, el-Fevaidu'I-Behiyye, s. i i
o:
Mehmed Seyyid. Usül-u Fıkıh.s.57.12 Bkz. el-Leknevi. el-Fevaıdu'l-Behiyye.s. i 10-1i I.
13 Bkz. ibn Kutlubuga, Tacu't-Teracim. s. 40: el-Leknevı. el-Fevaidu'I-Behiyye, s. 109: Serkis. Mu'cemu'l-Matbuat, s. i 199.
14 Bkz. Ayni. Mehmet Ali, '"Türk Mantıkçılan~. s. 51. 15 Taşköprüzade.Miftahu's-Saade, C.11. s. 182.
16 Kuıbuddin er-Razı hakkında genış bilgiiçin bkz. el-Leknevl. el-Fevaidu'I-Behivve.s. 126.
17 Mubar~'kşah hakkında geniş bilgi için bkz. Ülkenı Hilmi Ziya. Eski Yunan'dan Çagdaş. Dü~ünceye Dogru Islam Felsefesi Kaynaklanve Etkileri. IV. Baskı. IstanbuL. ı993. s. 162.
ögrenmekti. Bunun üzerine Mubarekşah, Sadru'ş Şeria'nın derslerine katılır. Bu sıralarda Sadru'ş-Şeria
Herat'ta, Ku t buddin er- Razi ise Rey şehrinde
bulunuyordu. Mubarekşah,Sadru'ş-Şena'nınİbnSina (ö. 428/ iÜ37)'nın "el-İşarat" isimli kitabını oku ttugunu, ancak ne yazarına, ne de bu kitabın şarilıleri olan Fahreddin er-Razi (ö. 606/1209) ve Nasiruddin et-Tüsi (ö. 672/1274)'ye uymayarak onların görüşlerini kabul etmedigini görünce; hocasına şöyle yazdı: "Sadru'ş-Şeria
çoküstün bir alimdir. Yakıcı bir yaratılışı vardır. Onunla bir araya gelip münazarada bulunmak, yenilmeyi ve
ayıplanmayıkabullenmek demektir." Bunun üzerine Kutbuddin er-Razi bu düşüncesindenvazgeçer."18
Sadru'ş-Şeria es-Sani; kelam, felsefe, mantık, usul-u
fıkıh, hilaf, cedel, hadis, tefsir, tasavvuf, nahiv, lügat, edebiyat, münazara gibi ilim sahalarındaalim, muhakkık
ve mudakkık bir zattır.I9 Sadru'ş-Şeriaes-Sani, Bu ilim sahalarınınbirçogunda eserler kaleme almıştır.
Bütün bunlar Sadru'ş-Şeri'aes-Sani'nin ne kadar önemli bir şahsiyet olduğunu ve üzerinde çalışmalar yapılmasıgereken bir düşünür olduğunugöstermektedir.
c-SADRU'Ş-ŞERIA'NIN KELı\M İLMİNDEKİ YERİ:
Sadru'ş-Şeria'nın nisbelerinden el-Hanefi on u n
fıkıhta Hanefi mezhebinden oldugu na delatlet eder. Eserlerinden bahsederken de göreceğimiz üzere onun Hanefi fıkhınadair bir çok eseri vardır. O, fıkıhtaHanefi
olduğu gibi, Kelam'da da Hanefi-Maturidi'dir. Ancak
Sadru'ş-Şeria, inceleyebildiğinıizkadanyla gerek fıkhi ve gerekse kelam1 eserlerinde Ebu Hanife (ö. 150/767)'ye sık
sık atıflarda bulunduğu halde, İmam Maturidi'den hiÇ bahsetmez. Fakat yazarımızIn kelarnı görüşleri İmam
18 Taşköprüzade.Miftahu's-Saacte.c.n. s. i 9 1-192.
ı9 el-leknevi. el-Fevilldu'I-Behivve.s. i ıo: Kehhale. Mu'cemu'l-MüelUfin, C. Vi. s. 246; ez-ZlriklL el.'A'lam. C. IV. s. 354; Serkis. Mu'cemu'I-Matbüat. s. i 199.
Maturidi ve Matuddi kelameılarının görüşlerinin aynısı
oldugu ve kclami meselelerde Ebu Hanife'ye atınarda bulunduğu için. onun bir Hanefi-Matur1di kelameısı
oldugunu rahatlıklasöyleyebiliyoruz. Yazarımız bir çok
Maturidi kelameısı gibi2ü İmam Maturidi'den
bahsetmemekle bera ber zaman zaman ~ulematlna" (alimlerimiz) "ashabul1"1." (arkada$lanınız)2 ı gibi tabirler
kullanmaktadır.Kanaatimize göre, Sadnı'ş-Şeria, İmanı Maturidi'yi ve isimlerini zikretmediği diğer Malıındileribu tabirler içine almaktadır.Bununla beraber Sadru'ş-Şeria,
Ebu'l-Hasan el-Eş'ari (ö. 324/935)'nin bizzat ismini zikrederek görüşlerinitenkit etmektedir.22
Sadru'ş-Şeria. mü leahhirin (sonraki) kelilmelların yolundadır. Bilindigi üzere müteahhirııı ilm-i keıamı.
felsefe ile meezedilmiş bir keıamdır.23 Müellifimiz de aynı metodu takip etmektedir. Bu husus müellifimizin "Ta'dilu'I-Ulüm" isimli eserinde açıkça görülmektedir. Aneak burada şunu belirtmek gerekir ki; onun keıamı.
felsefi kelam degil. kelfuni f<:lsefedir. Yani o, felsefi terim ve ıstılahları kullanırken, onların felsefi tefsir ve
izahlannıince bir mantıksüzgceinden geçirerek reddedip, tabiri caizse, bunları kendi görüşünü destekleyen bir malzeme hallne getirerek kullanmaktadır.
Sadnı'ş-Şeria kelamda bazı alimlerden etkilendigi gibi kendisinden sonra gelen bazı alimleri de etkilemiştir.
Kendisinin "Tadilu'l-Ultim" ve "et- Tavdih" isimli eserlcri
incelendiğinde, Sadru'ş-Şeri'a'nınEbu Hanife, İbn Sina,
20 Bkz. UluCıagSüleyman. Kelam ilmi ve İslam Akaidi (Şerhu'! AI<aid Tercümesi). Giriş.llL. Bask1. İstnnbul. 1982. s. 37.
2J Bkz. Sadru·;;-Şeria. Şerhu T<ı'dlli·j-liıüm. Si..ıleymaniye
Kütüphqpesi. Antalya-Tekeliogıu.no: 798. vr. 161a. ıRGb: ("t-TavdıhII Halli Gavamizi't-Tenkih. (et-Taftazani. d-Telvih içinde). C.ı. s.189.
192.
22 Bkz. Sadru·ş-Şeria. ŞerhuTa'clili·I·U1üm. \T. i8Gcı. 284b:
et-Tavclih.C.l.s. 189. 197.
23 Bkz. Yüks"'!' Emrullah. Amidi'Cıet3ilgiTeorisi. ı. Baskı. İşarf't Yrlyınlan.Istanhul. J991. s. 20.
Fahreddin er-Razi, Nasiruddin et- Tüsi'den etkilendiği
görülecektir. Bu, yazarımızın etkilendiği şahısların
fikirlerini aynen kabul ettiği anlaınIllagelmemelidir. Zira
Sadru'ş-Şeria, gerektiği yerde yukarıda isimlerini
saydığımız altmıerden bazılarını ıaman zaman tenkide tabi tutmuştur.
Yazarımııın ayrıca bir Maturidi kelamcısı olan Muhammed Şemsuddin es-Semerkandı'nin"es-Sahaif' isimli eserine atıflarda bulunması da24 , bu alimden etkilendigine deltl teşkiletmektedir.
Sadru'ş-Şeria, kendisinden sonra gelen pek çok aHIlle etkide buluIlnıu~tur.25Kendisinden etkilenenlerin
başında ise Saduddin et-Taftazani (ö. 797/1395)
gelmektedir. et-Taftazanı, yazarımııın usul-u fıkha dair olan içinde bazı kelarnı meselelere de yer verdiği "et-Tp-vdih" isimli eserini şerhetmiştir. Her ne kadar bu
şerhte Sadru'ş-Şeria'nın Eş'arileri tenkitlerine cevap veriyorsa da, bu, onun yazarımızdan etkilenmediği anlamına gelmez. Zira et-Taftazani, Sadru'ş-Şeria'nın
kullandığı bazı ıstılah ve tabirleri aynen
kul1anmaktadır.26 Ne var ki, et- Taftazani eserlerinde yazarımızdanbahsetmemektedir. Kaldı ki et-Taftazani,
Şerhu'[-Akdld isimli eserini, Sadru'ş-Şeria'nın et-Tavdih'ini şerhettikten sonra yazmıştır. Çünkü o,
Şerhu'l-Akaid'de ictihad ve rnüctehid ile ilgili meselelerden bahsederken, bu konuları "et- Telvih fi Şerhi't-Tenkih" isimli kitabında genişçe anlattığınıZ7
söylemektedir. Bu da bize et-Taftazani'nin Şerhu'l-Akaid'i
yazarken Sadru'ş-Şeria'dan ve kelami görüşlerinden
24 Bkz.Sadru'ş-Şeria,Ta'dil. Vf. 144a. 146a, 157a. 163a. 164b. 25 Ayni, Mehmet AlL. '"Türk Mantık~ııarı",s. 51.'
26 Bkz. Ta'dil. Vf. 1881). et-Tavd'ih.C.l. s. 175;Krş. et-Taftazanl.
Ş~rhıı'I-Akajd(Kestelli Haşiyesı ile hirlikte}. SalRh Silici Kitabev!. istanbuL. s. LLl: Şerhu'l-Makasıd.Tahkik: Abdurrahman Umeyre. L. Baskı. Beyruc 1989. C. LV. s. 240.
haberdar olduğunugöstennektedir.
Sadru'ş-Şeria'dan etkilendiğini gördüğüm üz
itIimlerden biri de Kcmaluddin el-Beyazi (ö.
1098/ l687)'dlr. Bunu, onun İmam-ı A'zanı'ın görüşlerini
açıkladığı "İşanltıı'l-Merammin İbarati'l-İmam" iSİmli eserinde rahatlıkla görebilmekteyiz. cl-Beyazi, özellikle kulların llilleri meselesinde Sadru'ş-Şeria'dan sık sık
nakiller28 yapmakta, adeta Ebu Hanife'nin bu konudaki
görüşlerinikendisi açıklanıamışda Sadrıı'ş-Şeria'yaizah
ettirmişdesek mübalağa etmiş olmayız.Hatta o, Sadru'ş Şeria'nın "et-Tavdili" isimli eserinde husün ve kubuh konusuna yazdığı "el-Mukaddimatu'l-Erbaa" isimli eserini özetleyerek venncktedir.29
Ebu'l-Beka (ö. 109411.) da "Kitab cl-Külliyyat" isimli eserinde Sadru'ş-Şeria'nın yapmış olduğu bazı tarifieri
aktarmaktadır.3ü
Son devir Osmanlıalimlerinden Seyyid Bey (ö.1924), "Usul-u Fıkıh Dersler!" isimli eserinde "İrade, Kaza ve Kader" konusunu işlerken Sadru'ş-Şeria'nın bu konulardaki görüşlerine geniş bir şekilde yer vennektedir.~ ı
Ayrıca Osmanlı ŞeyhulislamlarındanMuhammed
Zahid el-Kevseri (ö. 1951). yine başka bir Osmanlı Şeyhulislamıolan Mustafa Sabri Efendi (ö. 1954)'yi cebri
görüşlerinden dolayıtenkit etmek için kaleme aldığı
"el-İstıbsar ani't-Tahaddüs mine'l-Cebri ve'I-İhtiyar" isimli 28 Bkz. el-Beyazı. Kemaluddin. İşarc'ıtü'l-Merammin İbilrati'l imam. Tahkil\.: Muhammed Z;l!1id b. Hasan el-Kevseri. İstanbuL. 1949. s.30. 74. 95. 127.203-26ı.
29 Bkz. el-fkyazi. lşaratü·l-Meram.s. 262: Krş.et-Tavdlh.C.I. s.
175-186.
30 Bkz. Ebu'l-Bekil.. Eyyüb b. Ml'ısa el-Huseyni el·Kefev1. Kltab el-Külliyyat. Tahkik: Adnan Derviş. Muhammed el-Mısıi. 1. Baskı.
Beyrut. 1992.s. 107. 109. 162.217.Ltı3.363. 497. 620. 633. 89S. 904.
küçük bir risalesinde Sadru'ş-Şeria'nın insan fiilleri konusundaki görüşlerindenistifade etmektedir. Yine
cl-K~vseribu rısaıede, ınsanfiili konusundaki görüşlerinden
dolayı Sadru'ş-Şeria'Y1, "Mevkifu'l-Beşertahte Sultani'l-Kader" isimli eserinde Mustafa Sabri Efendi'nin yapmış
okingu tenkitlere32 cevap vererek yazarıınızın görüşlerini savunmaktadır.33
D-SADRU'Ş-ŞERİA'NIN DİGER İLİMLERDEKİ YERİ: a- Fıkıhve Usul-u FıkıhtakiYeri:
Eserlerinden bahsederken de görecegimiz üzere
Sadnı"ş-Şena'nmeserlerinin çoğu fıkıh ve usul-u fıkıh'a
aittir. Konumuz müsait olmadığındanmüellifimizin bu sahalardaki fıkirleri üzerinde duramıyoruz. Zira yazarın
bu konudaki görüşleri ayrı bir araştırmakonusu olacak niteliktedir. Şunu da belirtmek isteriz ki, yazarımızın fıklli yönden de üstün ve kudretli bir alim olduğuna eserleıinden balısederkenaz da olsa işaret edeceğiz.
Öte yandan Sadru'ş-Şeria'nın fıkhi yönden üstünlügünü belirten Daru'l·Fünun Hukuk Fakültesi muallimlerinden Mehmed Seyyid Bey'in şu ifadelerine yer vermek istiyoruz: "Dürer ve Mlrat sahibi meşhur
Osmanlı ulemasından Molla Hüsrev bu eserlerinde
Sadru'ş-Şenaile pek çok uğraşırve bir çok itirazlar ileri sürerse de, bizim molla olsa olsa onun iyi bir talebesi olabilir.34
b- Felsefedeki Yeri:
Sadru'ş-Ş eria'nın İbn S ina'nın "el-İşarat"ını
okutması, yazannınve bu eserin şarihlenrtnin görüşlerini
kabul etmemesi kendisininkelamda oldugu gibi felsefe
alanında da engin bir alim olduğunu göstermektedir. 32 Bkz. Mustafa SabrıEfendI. Mevkifu'ı-Beşertahte Sultani'l-Kader. Kahire. 1352. s. 63-(-.J8.
33 Bkz. el-Kevseri. Muhammed Zahid. e1-İstibsar ani't-Tahadclüs mine'I-Cebrive'J-İlıtlvôr.Kahire. Tarihsiz. s. 11-14.
Gerçekten de yazarımızın bu üstünlüğü kendisinin "Ta'dilu'l-Ulum" eserinde açık bir şekilde
görülmektedir.35 O, bu eserinde felsefecilerin özellikle
İbn Sina ve Nasiruddin ct- Tüsi'nin görüşlerini tenkit etmekte36 ve kendIorijinal mantığı çerçevesinde
görüşünün doğruluğunu ispatlamaya çalışmaktadır.
Mesela: Sadnı'ş-Şeriayaratma meselesinde filozofiann
"slıdür"37 nazariyyesini kabul etmez. Filozofiaro. göre mebde-i e\ı.:el bütün yönlerdenbirdir. Bu mebde-i evvel'den ancak bir sudür eder. Sadru'ş-Şeria'yagöre,
bunu doğrulayanakli ve nakli bir delil yoktur.38 c- Mantıktaki Yeri:
Kelam, felsefe ve usüI-u fıkıh sahalarındaeserler kaleme alan ve bu sahalarda meşhur olmuş bir kişinin mantık ilmi olmaksızın bu ilimIerde söz sahibi olması
mümkün degildir.
Sadru'ş-Şeria, meşhur eseri "Ta'dilu'l-Ulüm"un ilk bölümünü bu time hasretmiş ve mantık sahasında ne kadar büyük bir alim olduğunuortaya koymuştur.Onun
mantık sahasındakl üstünlüğünden "Ta'diIu'l-Ulüm" isimli eserini anlatırken kısaca balısedeceğiz.
d- Tasavvu[tClki Yen:
Araştırmamız esnasında Sadru'ş-Şeria'ya ait
tasavvufi bir escre rastlayamadık. Ancak "Ta'dilu'l-Ulum"un kelamIa ilgili kısmının sonunda geniş bir
şekilde(286b-3üSa) tasawufi konulardan balısetmektedi.r. 35 Krş. Taşköprüzade.Miftal1u's-Saade, C.II.S. 182: 191-192. 3(:) Müelliflmizin filozolleıntenkit etmesine örnek olamk bkz. Ta'dil. \if. ı4Ga. 153b. 158a. ı58b. ı63b, 168b. i 09a. 20Gb, 208b. 217b.
37 Sudür nazariyesi hakkında geniş bilgi için bkz. Yazıcı. Kemal-Kerem, Anton Gattfıs. i\'l<'ı.mu'I-Felsefeti'l-Arab(yye.ıı. Baskı. BeyTut. 1964. 449-454: 507-5ı3: Aydın, İbrahım Hakkı. Farahi'de Metanzik Dlı.şünce. (Baslll11<unışDoktora Tezi). Erzurum. 199:3. s.
180-214.
38 Bkz. ŞerhuTa'dili'l-lIllirn. vr. i8Üh. Bu eser t)ul1clan sonraki dipnotlarda kıs<:\caTa'dil olarak gösterilecektir.
E-ESERLERİ:
1- Ta'dilu'l-UlUm:
Bu eser üç kısımdan müteşekkildir. Birinci kısım mantık, ikincisi kelam ve üçüncüsü ise hey'etHr. KaUp Çelebi (ö. 1ü68h.) bu eserin iki kısımdan teşekkül
ettigini; birincisinin mantık (mizanJ, ikincisinin ise kcliun oldugunu zlkretmektedir.39 Daha sonra yazarınıız
bu eserini şerhedip, "Şerhu Tardili'l- Ulüm" ismini vermiştir.
Öncelikle bu eserin isminde geçen "tardil" kelimesi üzerinde durmak istiyoruz. Ta'dil, lugatte. tesviye
IIlanasınagelmektedir.-+
o
Bu kelimenin çogulu olan "tadilcit" Türkçemlzde de kullanılmaktadır. Ta'dil kelimesi; aslına zarar vermeden degiştirmek,tebdil etmek, hafifletmek ve dogrulaştırmak41 gibi anlamlartaşımaktadır. Sadnı'ş-Şeriada eserine ~Ta'dilu'l-Ulum" ismini vererek, "bütün mevcut olan ilimIerde genel bir
ıslahyapmak istemiştir.,,42
5adru'ş-Şeria.bu eserde önce "Mantık" kısmını ta'dil
etmiş. bundan sonra "Kelam"a geçerek bu ilirnde de ta'dilatta bulunmuştur. "Ta'dilII'1-Ulüm"un üçüncü
kitabını "Heyet" teşkiletmektedir. Müellif bu ilimde icra etmiş olduguta'diIatıntakdir edilmesi için bu konuda yazılmış olan diger kitapların mütalaa ve tetkik edilmesini tavsiye ediyor. Yazarınıız, bu üçüncü kitabını
Buhara dışında Şer'i-abad denen yerde hicri 74 Tde
tamamlamıştırki, kendiSi de bu tarihte vefat ettiginden bu önemli eserini tamamlayamamış.bundan dolayı da ta'dile muvaffak oldugu ilimler üç ile sınırlı kalmıştır.43
39 Bkz. -Katib Çelebi. Keşfu'z-Zunünan Esami'I-Kütiibi ve'l-fünün. MilliEgitimBasımevI.istanbuL. 197 I. C. ı. s. 4 19.
40 Bkz. ("{·Tahanevi. Keşşafu Istılahi'ıti'l-funürı.s. Loı8 . .ıi Yegin. Abduljah V~ <'lrkacla.ş ları. Osmanlıca-Tü rk\'e
ı\nsiklopedikBüyük Lügat. istanbuL. i~)9I. s. :2043. 42 Bkz. Ya1tkaya, "Türk Keıaıncıları·'.s. H.
Ta'dilu'l-Uıüm. genel olarak kelam. mantık. ahlak. felsefe, tasm'Vuf ve hey'et gibi çeşitU Himleri kapsayanH bir eserdir. Taşköprüzade, bu cser hakkında; "Sadru'ş Şeria. Ta'dilu'I-Ulüm'da akli ilimIerin bütün kısımlarını açıklamıştıl".Sonra bu kitabın her bir kısmını şerhedip,
hiç görülmemişbir usul ve çok güzel bir tarz meydana
getirmiştir. Tahkık vc tcdkiklcrini öyle güzcl bir eda ve üslupla açıklamıştır ki, kendinden öncekiler görseler bundan aciz olduklannıitiraf ederlerdi."45 demektedir.
Ta'dilu'l-Ulüm ve şerhi henüz basılmamış olup
yazmadır. Bu eserin esbit edebildigimiz bazı yazma
nüshaları şunlardır: İstanbul Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi A. 3414; E.H. 1669; İstanbulSüleymaniye Kütüphanesi: Antalya- Tckelioglu, no: 798; Süleymaniye. no; 749; Kılıç Ali Paşa. no: 286; Köprüıü. no: 797; Hamidiye, no: 721; İstanbulKöprülüzade Mehmed Paşa Kütüphanesi. no: 797 numarada ise bu eserin kelamla ilgili kısmı kayıtlıdır.
2- Tehkihu'l-Usul:
Sadru'ş-Şeria'nınusul-u fıkha dair yazmış oldugu bir eserdir.46 Hanemerin müteahhirininden bazıları
kelamcıIarınmetodu ile fıkıhçılann metodunu, başkabir ifadeyle Şafii usülü ile Hanefi usülünü cami eserler
yazmışlardır."et-Tenkih"in bunların en meşhurlarından
0ldugu47söylenmektedir.
Sadru'ş-Şeria, bu eserinde, Pezdevi (ö. 483h.)'nin
"Usüı"ünü. Fahreddin er-Ruzi'nin (ö. 6ü6h.)'nin "cl-Mahsul"ünü ve İbn Hacib (ö. 570h.)'in
"el-Muhtasaru'l-43 Yaltkaya. "Türk Keıamcıları·.s. [) vd.
44 Krş. Mehmed Seyyld. Usül-u Fıkıh (MedhalL. s. 57: Keskioglu. FıkıhTarihi ve İslamHukuku. s. 150.
45 Taşköprüzade.Miftahu·s-Saade. C. ıı.s. 182.
41) ıbn Kutlubııga. Tanı't-Tera('im.s. 40: Kehhrue.
Mu'cemu'l-Miı<:'lIilln.C. Vi. S. 246: el-Leknevi. d-FevHidu'l-Behiyye. s. 109:
ez-ZirikiL el-A"ıüm.C. iV. s. :354.
Münteha"sını telhis etmiştir.48
Bu eser müellifin bu esere yazmış olduğu "ct-Tavdıh"
ve et- Taftazani'nin "ct- Tavdih"e yazmış olduğu şerhle
birlikte; Dehli, 1267; Leknev, 1281, 1287; Kazan, ı883;
İstanbul, 1304, 1306 ve ayrıca birkaç şerh ve haşiye ile birlikte 1306 yılında Mısır'da basılmıştır:.ı9 Bu eserin
İstanbul Süleymaniye Kütüphanesinde bir çok yazma
nüshasıda bulunmaktadır.
3- et-Taudih [i Halli Gavamlzi't-Tenkıh:
Usül-u fıkha dair olan bu eser, yukarıda adı geçen "et-Tenkih" isimli eserine yazarımızın yaptığı şerhUr.50 Bu şerhin Sadru'ş-Şeri'a'nınen güzel. değerli ve faydalı
eserlerinden biri olduğu, pek muhakkikane yazıldığı,
ihtiva ettiği tahkikatın müdUnn zihni mahsulü
olduğu51 zikredilmektedir. Bu eser et-Taftazanl tarafından"et-Telvih ale't-Tavdili" adıyla şerhedilmiştir.
Sadru'ş-Şeria, Hanefi-Maturidi olduğundan
tetkikIeri Şafii ve Eş'ari alimleri aleyhine olup daima
onların fikir ve görüşlerinitenkit eder. et-Taftazanı de
Eş'arı olduğundan onları savunur ve Sadnı'ş-Şeria'ya
cevap vermeye çalışır. Her ikisi de mudakkık oldukları
için onlardan sonra gelen alimler, bu iki kitabı büyük bir merakla araştırmaya koyulmuşlar, üzerlerine çeşitli şerhler yazarak iki tarafın iddia ve delillerini
değerlendirrriişlerdir.Bunun neticesi olarak, "et- Tavdili" ve "et-Telvih"in şöhretl bütün İslam dünyasına
yayılmıştır.52
Necmuddin b. Ebi Bekir Mcrcani (ö. 827/1423),
"Hi:dmıetu'l-Havaşili İzc'thati'l-Gavaşi" isimli eserinin 48 Meiımt~dSeVVid. Usl.il-u Fıkıh.s. 56.
49 Serkis. MlI·~emu'ı-Matbüat.s. 1i99: Atay. Hüseyin. -İslam Hukuk Pelseresine Giriş". (Hallaf. Abdulvehhab. İslam Hukuk Pelsefesi. içinde). ıı. Baskı.Ankara. 1985. s. 160.
50 Bkz. BrC'lCkelmann. GAL. Sup!!.. Vo!. II pp.300.
5J Bkz. Melımed Seyyid. USUl-Li fıkıh. s. 56: Atay. "ıslam Hukuk FelsefesineGiriş".s. 159.
önsöz ünde et- Taftazani'nin "e t -Telvih "tc insaflı davranmadığınısöylediğj53belirtHmektedir.
et-Tavdih. Hind, 1292; Kalküta., 1245, 1278, 1309; Kazan, ı902; Kahire, 1324'te basılmıştır.54 Ayrıca bu
eseriıı çeşitliyazma nüshalarımevcuttur.55
Sadnı'ş-Şeria'nın"el-Mukaddimatu'l-Erbaa" isimli bir eserinden de bahsedilmektcdir. Ancak bu eser aslında
müstakil bir eser olmayıp yu kanda bahsettiğimiz "ct-Tavdih"in hıısün ve kııbuh konusuna Sadru'ş-Şeria'nın yazmış olduğu dört mukaddimedcn ibarettir. Yazarımız,
bu mukaddimelerde cebir, kaza ve yaratma meselelerini bir kelamcı edası ve üslu bu ile işlemiş, bu kon ularda Ebu/I-Hasan el-Eş'arive Eş'arilerc cevap vererek kelami
tartışmalara girmiştir. Öneminden dolayı bu dört mukaddlmeye şerh haşiye ve tatlikler yazanlar
olmuştur.56
4- Serhu'l-Vikaye:
Hanefi fıkhına dair bir eserdir. Dedesi Taeu'ş Şeria'nın "Vikayetu'r-Rivaye fi Mesaili'l-Hidaye" isimli eserinin şerhidir.57 Bağdatlı İsmail Paşa (ö. 1920) "Vikaye"yi, diğer kaynaklann aksine, Sadru'ş-Şeria'nın
ana tarafından dedesi olan Burhanu'ş-Şeria'nın eseri olarak göstermektedir.58 Bu eser Kazan. 1318'de basılmıştır.59
5- MuhtasamiL_Vikaye[iMesaili'l-Hidaye:
Yukarıda zikrcttiğimiz"el-Vikaye"nin muhtasarıdır.
"cn-Nukaye" ismiyle de kaynaklarda geçmektedir.60
53 Bkz. Atay. -tslam Hukuk felsefesineGiriş".S. lG2. 54 Serkis. Mucemu'I-Mathuat.s. 1 199- 1200.
55 Bkz. Brockelmann. CAL,Supl\.. Vol. ii. pp.300: Atay. -islam
Hukuk felsefesine Giriş".s. 159-ı60.
56 Bkz. Katip Çelehı. Keşfıı'z-Zııııün.C. i.s. 498-4-99.
57 el-Leknevi.e!-revaidt.:'I-Behiy"!'<". ~. l09: ez-Zlrikli,el-AI~ın.C. IV. s. 354; Sf'rkis. Mu'ccmu·!-Mathüat. s. ı 199.
58 Bkz. Bagdatlı İsmail Paş~.Hediy"!etü'l-Arifin,C. 11. s. 650.
Büyük alim ve müdekkiklerden biri olan Şeyhulislam İbn Kemal Paşa (ö. 940/1534), Sadru'ş-Şeria'nın bu eserindeki yanlışlarmıdüzeltmek düşüncesiyle "Islahu'l-Vikaye"sini, daha sonra bunun şerhi olan "İzahu'l-Islah (veya el-Islah ve'I-İzah)"6ı ismindeki eserini yazmıştır.
Katip Çelebi ise, "Kemalpaşazade, Kanuni
Sülcyınan'a hediye ctmiş olduğu bu kitapta böyle söylüyor ama, bilindiği gibi alimler, hala onun aslına
rağbetederek onu kullanmaktadırlar,Şerh, her ne kadar
faydalı ve öncekilerden üstün ise de, terkedilmiş durumdadır.Eskilerin eserlerini tenkit edenlerin kitapları
konusunda, "Allah'm sünneti budur." dernektedir,"ô2 Birgivi Mehmed Efendi (ö. 981
i
1573), asırlarca İslam alimleri tarafından kabul gören "Vikayc"nin İbn KemalPaşa tarafından tenkit edilmesini doğru bulmamış ve onun yanlışlarınıgöstermek maksadıyla "HaŞiyetü'l-İzah ve'l-Islah" isimli eserini kaleme almıştır.63 Aynea küçfık Taeüddin diye bilinen İbrahim b. Abdillah Hamidi (ö.
97311565-6) de İbn Kemal'in bu kitabı üzerine bir haşiye yazarak onu şiddetlibir dille tenkit etmiştir.64
Bu eser Kazan, 1260, 1290, 1902; Petersburg, 1895; Kalküta, 1274, 1858; Leknev, 1873, 1888, 1889; Kahire, 1318 ve Hind, 1915'te basılmıştır.65
6-el-Vuşah(vel.jael-Vişah):
Bu eser Maani ve Beyan ilmine aittir,GG
60 Bkz. el·Leknevl. el-fevaidu'l-Belıiyye, s, 109: Serkı~;, Mu·cemu·I-MatbLıat.s. 1200.
Bl Kılıçer,Esat. "FıkıhcıOlarak ihn Kemal", Şeyhüllslam İbn Kcmill Sempozyumu içinde. Ankara. 1989, s. 16 i.
62 Kc'ıtipÇt>lt>bi. Keşfu'z-Zunün. s. 100.
63 Bkz. Arslan. Ahmet Turaıı. imam 8irgivi Hayatı. E.serleri \'~ i\r<1pça TedrisindekiYeri. IstanbuL. 1992. s, Sl6.
6-ı Dkz. Kılıçt'r. Esat. "FlkıhcıOlarak ihn Kemal". s. i6ı. 65 Serkis. Mu'cemu'l-Matbüat.s. 1200.
Yazarımızın bundan başka, eş-Şurüt, Erbaune Hadisen. Şerhu Fusüli'l-Hamsün fi'n-Nahv, Fetevay-ı
MavenıunnehrTa'dU Hayat el-Eflak, el-Havasıve'n-Nikat el-Muharrarat ala Muhtasar Cı-Ma'ani. F1 İ1mi's-Sarf gibi eserlerinin67 bulunduğuda zikredilrnektedir.
Sonuç olarak Sadru'ş-Şeriaes-Sani'nin Bul1ara."da
yetişmiş olan önemli bir Harıefi-Maturidi bilgini
olduğunusöyleyebilirtz. Bu kısa çalışmada, yazarın
Türk-İslam ilim d'Cınyasında önemli bir yeri olduğunu vu rgu lamaya çalıştık. Yazar, çeşitli yönleriyle
araştırılmayı bekleyen gizli bir değerdir. Düşünce
tarihimizdeki bu gibi degerlerin araştırılması, fikir ve
görüşlerlninortaya çıkanlması, kültür hazinemİZindaha da zenginleşmesinisağlayeaktır.
66 Bkz. el-Leknevi. el-Fevaidu'I-Behiyye. s. 109: Kehhale. Ml\'~~mu'\-Müellifin,C. Vı. s. 246: ez-ZiriklL e1-A'lam.
c.
IV, s. 354: Taşköprüzade.Miftahu·s-Saade. C. ri. s. 19ı.G7 Bkz. el-leknevi. d-Fevaiclu'l-Behiyye. s. ı ıo: Bagdatiı İsmail Paşa. Hediyyetü'l-A.rifın. C. iL. s. 649; Brockelmann. CAL. Vol. ır. pp. 277-278: Supl!. Vol. II. p, 30 I.