• Sonuç bulunamadı

Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

19. YÜ ZYI L TÜ RK VE A LMAN TOP LUM LA RINDA KÜL TÜ R KRİ Zİ C ultur al Crisis I n Tur kıs h And German So ciety In Ni neteent h Ce ntury

Dr. Tun cer KÜÇ ÜKBATIR *

Ö Z B i r k ü l t ü r d e k i b ü t ü n ç ö k ü ş ü n , y a n i k r i z l e r i n s e b e p l e r i , o k ü l t ü r ü y a p a n u n s u r l a r ı n ç e ş i d i k a d a r ç o k v e k a r m a ş ı k t ı r . 1 9 . y ü z y ı l d a b i l i m i n b ü t ü n a l a n l a r ı n d a k a y d e d i l e n g e l i ş m e l e r e k a r ş ı , B i r i n c i D ü n y a S a v a ş ı v e s o n r a s ı n ı n g e t i r d i ğ i y ı k ı m l a r , ç a ğ ı n i n s a n ı n ı n b i r e y s e l b a z d a y a ş a m a k z o r u n d a k a l d ı ğ ı s ı k ı n t ı l a r , e s k i - y e n i s p e k ü l a s y o n l a r ı , ö z e l l i k l e o a n a k a d a r t a b u l a ş t ı r ı l m ı ş o l a n d e ğ e r l e r s i s t e m i n d e k ö k l ü d e ğ i ş i m l e r i d e b e r a b e r i n d e g e t i r m i ş t i . U s s a l b i r d ü z e n v e n o r m l a r d ü n y a s ı d e n e y i m i n d e n , u s d ı ş ı , f a r k l ı l a ş a n d e ğ e r l e r s i s t e m i n e g e ç i ş i s i m g e l e y e n b ü t ü n b u g e l i ş m e l e r , b i r ç ö k ü ş ç a ğ ı n ı n k ü l t ü r k r i z i n i n s i n y a l l e r i n i v e r m e k t e y d i . İ ş t e b u ç ö k ü ş ç a ğ ı n ı n e n ö n e m l i Ö Z s o r u n u b u d ö n e m i n T ü r k v e A l m a n t o p l u m l a r ı n d a y a ş a n a n k ü l t ü r e l k r i z l e r d i . D e ğ e r a ç ı s ı n d a n d e ğ i ş i m l e r i n v e y i t i r i m l e r i n y a ş a n d ı ğ ı 1 9 . y ü z y ı l ı n b u b a ğ l a m d a k i t a r i h s e l v e s o s y o k ü l t ü r e l s o r u n l a r ı n ı n b o y u t l a r ı n ı a r a ş t ı r m a k b u ç a l ı ş m a n ı n a n a a m a c ı d ı r . A n a h t a r S ö z c ü k l e r : K ü l t ü r , K r i z , 1 9 . y ü z y ı l , T a r i h î P r o b l e m l e r , S o s y o k ü l t ü r e l P r o b l e m l e r A B A C T S T R A l l i n a c u l t u r e o f c o l l a p s e , t h a t c r i s i s b e c a u s e o f t h e v a r i e t y o f t h e e l e m e n t s t h a t m a k e u p t h e c u l t u r e i s v e r y c o m p l e x . 1 9 . c e n t u r y s c i e n c e i n a l l a r e a s o f p r o g r e s s a g a i n s t t h e F i r s t W o r l d W a r a n d t h e n b r o u g h t d e s t r u c t i o n , t h e a g e o f t h e p e o p l e a n i n d i v i d u a l b a s i s t o l i v e h a v i n g t h e p r o b l e m s , n e w a n d o l d s p e c u l a t i o n , e s p e c i a l l y s o f a r t a b o o i n t e g r a t e d w i t h t h e s y s t e m o f v a l u e s i n t h e f u n d a m e n t a l c h a n g e s b r o u g h t s a i d . E x p e r i e n c e t h e w o r l d f r o m a r a t i o n a l o r d e r a n d n o r m s , i r r a t i o n a l , w h i c h s y m b o l i z e s t h e t r a n s i t i o n t o t h e d i f f e r i n g v a l u e s y s t e m a l l t h e s e d e v e l o p m e n t s s i g n a l a c o l l a p s e i n t h e e r a o f c u l t u r a l c r i s i s h a d b e e n g i v e n . H e r e ' s t h e b r e a k d o w n o f t h e m a j o r p r o b l e m s o f t h e e r a , t h i s p e r i o d o f c u l t u r a l c r i s i s , w h i c h w e r e e x p e r i e n c e d i n T u r k i s h a n d G e r m a n c o m m u n i t i e s . T h e 2 0 t h p l a c e i n t e r m s o f v a l u e c h a n g e s a n d y i t i r i m l e r i n c e n t u r y i n t h e c o n t e x t o f t h e h i s t o r i c a l a n d s o c i o c u l t u r a l p r o b l e m s i s t h e m a i n p u r p o s e o f t h i s s t u d y i s t o i n v e s t i g a t e t h e s i z e . K e y W o r d s : C u l t u r e , C r i s e , N i n e t e e n t h C e n t u r y , h i s t o r i c a l p r o b l e m s , s o c i o - c u l t u r a l p r o b l e m s Avrup a’d a topl ums al değişme nin 19 . Yüzyıl dan baş lay arak giderek ivme kaz andığı görüşü , yaygın olar ak kabul edil en görü ştür. Değişimin hızı topl umb ilimciler için her z aman ilgi çeki ci bir konu olmuştur . P. Berger, ‚ Değişme süre çlerinin h ızlanması yinelen mey en (öncekinin bir tekrarı olmay an) şeyl erin dere cesine bağlıdır, bu d a

* Atatürk Üniversitesi, Kâzım Karabekir Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Bölümü Almanca

(2)

88.

T A E D

44, T. KÜÇÜKBA TIR

modern teknolojinin so nucud ur‛ derken , 1 W. F. Ogburn, değiş menin hızındaki f arklılıkl arı ‚Kültürel Ge cikme‛ kavr amı ile açıkl amakt adır. 2 Bu kavram topl ums al hay atın çeşitli kesiml e rinde değişimin hızl arı arasınd aki f arklılık v e uyu msuzlukl arı if ade etmektedir. Örneğin , teknolojideki hızlı de ği şim ile aile , siyaset gi bi kuruml arda , g elenek , inanç ve tutu ml arda (dinsel , ahlaki) ya v aş gerç ekleşe n değişi m arasınd aki uy umsuz luk gibi.

Söz konu su yüzyıld a yaşa nan bireyci y aşam biçi minden toplumcu y aş am biçi mi ne geçiş de yine de ğişi m yas asının itici gü çler i gereği g erçekl eşmiştir. Bu yüzyılda y aşa nan sanayi devri mini ve bun a bağlı ol arak sınıfları , sınıflar arası mü cad eleyi doğurması d a yine aynı değişimin sonu cud ur. İş yaşa mına yönelik birey toplu m ilişkisi , birey -birey ilişkisinde , makr o işlevden , mikro iş le ve dönüş ürken -bireyin aleyhin e birtakım sorun lar yu ma ğını ortay a çık armıştır. 19. Yüzyılın bu sorun kompleksinde en önemli yeri ‚k ültür kriz i ‛ alır.

19. yüzyılın ba şında , sanayi , bilim ve t eknikte görüle n gelişme ler top lums al boyuta d a y ansımaya b aşl ar. T arıms al y aş am biçiminden ke ntsel ya şa ma dönül müş ve s anayi leşme hız k azan mıştır. Bu yüzyıl , kırsal kesimden kente gö çün yo ğunl aştığı , kentle şme nin hızlandı ğı bir dönem olmuştur . İlerleyen sa n ayinin gelişen ülk eleri dünya üzerinde yeni pazarl ar ar amaya it tiği bu dönemde dışa açıl manın ya nı sıra , i çte de yeni bir kü ltü rel kimlik ar ayışı baş göstermiştir. İç dar al ma sının izlediği bu kültürel kiml ik sorunu büyük şehir soru nsallı ğının ‚k ültürsüzlük‛ şeklin de k endini gösterdiği yeni bir problemin adıydı.

Yeni kültür lerle t anışma , dolayısıyla k endi kült ürünü geliştirme duygusun un merkezde olduğu , bilime , ge lece ğ e ve ilerle meye in an cın güçl endiği bu y ıll arın yazınında politik a ng ajmanın yoğun oldu ğu d a gözden uzak tutul ma malıdır. Kült ürel soru nlar , gerçek çi yazını , dış dünyanın uy ara nların a dikkati çekmiş ve so syal sorunl ara bireysel kesitlerle eğil meyi zoru nlu kıl mıştır.

Herh angi bir sosy al ve ya polit ik d eğişimi , eğ itim sistemind e yapıl ac ak h erh angi bir genişlemeyi v ey a sosyal hizmetlerin geliştirilmesini sav un a n bir kişi için bunun mutl ak a kültürde gelişmey le sonuç lan a ca ğ ını iddia etmesi pek tuhaf k arşıl anmamalıdır.

1 Peter L.Berger/Brigitte Berger, “Sociology “, Publishers, New York, 1975, s.326. 2 T.B. Botomore, “ Toplumbilim “, Çev.Ü.Oskay, Doğan Yay.Ankara, 1977, s. 330.

(3)

Bu tartışmal arda bazen kültür , bazen de meden iyet öne alınabilir. Yeni bir medeniyet her an oluşabilir. Sor abilece ğimiz en öne mli soru , bir medeniyeti diğer bir medeniyetle karşı laştırmak ve kendi medeniyetimizd eki geliş me ve gerile meyi ölç ebilmek için , değişmeyen standartl arın ol up ol ma dığ ıdır.

Bir medeniyeti diğ er bir medeniyetle veya kendi medeniyetimizin çeşitli safh alarını birbiriyle karşılaştırırken , hiçbi r toplumun hiçbir ça ğda med eniyetin bütün de ğerleri ni gerçekl eştiremeye ceğini kabul etmeliyiz. Bu değerlerin hepsi bir arad a buluna maz. Bazıl arını gerçekl eştirirken , diğer lerine gerek en de ğeri veremeye ceği mizden e min olabiliriz. Yine de , gelişmiş v e az geliş miş kültürleri birbirinden , kültürde ge lişmeyi , geril emeden ayırt edebiliriz. Kültürel bir gerile me be raberinde ‚kült ür krizin i‛ getirir.

Bir kültürdeki bütün çökü şün , yani krizle rin sebepleri , o kültürü y ap an unsurl arı n çeşidi kad ar çok ve k armaşıktır. Bu çözü lme sebeplerinden b azıları , kesin teda vi yolları nı aramamız g ereken , hâli hazırd a bilinen sosy al hast alıkl ardır ki , bunların iz ahını uzmanl arın kayıtlarınd a bul abiliriz. Yine de düny anın bütü n kısımlarının birbiriyle olan iliş kilerinin k ül türü etkilediği öl çüd e , kültürün şuur un a eriştiğimiz bir ger çektir . Büyük milletl erin birbiriyle , büyük mill etlerin küçük lerle , Hindistan ’ da oldu ğu gibi birbirine girmiş küçü k topluluk ların birbiriyle , büyük milletlerin kolonileriyle , koloni yöneticilerinin yerlilerl e ve eko nomik sebep ve zorunl ulukl arın bir arad a y aş amay a zorl ad ığı farklı ırklar a mens up ins anl ar arasınd aki ilişkilerle ilgileni rsek, görürüz ki , her gün p ek çok insanın al ac ağı kararl arı d a i çine al an bütün bu ş aşırtıcı soru l arın arkasınd a k ültürün ne oldu ğu soru nu y atar.

T.S.Eliot, ‚kültür‛ k avra mını, ‚ her biri sadece kendisi için var olan, çeşitli v e az ç ok birbiriyle ahenk i çi nde ol an f a aliyetleri n ma hsulü‛ ol ara k tanıml a r. 3 Özenle ve bir gayret sonucu k azanıl acak bir şey olar ak kültür , bireyin kendi bilin cini birbiriyle uyu mlu faaliyetlerle işlemesi anla mınd a alın ırsa, Eliot’un bu t anımı doğrudur. Tabiidir ki, bireyin kültürü, içinde bulundu ğu sınıfın ve toplu mun kültürü nde n soyutlan amaz. Bu b ağl amd a k ültür, top lu mların yarattıkl arı bütün maddi ve mane vi değ erleri içerir. Genel o l arak kültür, ‚ evrensel kültür‛ ve ‚ ulus al k ültü r‛ olmak üzere ikiye ayr ılır.

3 T.S.Eliot, Kültür Üzerine Düşünceler, (Çev.: Sevim Kantarcıoğlu), Kültür Bakanlığı

(4)

90.

T A E D

44, T. KÜÇÜKBA TIR

Attilâ İlh an , ‚Evrensel Kültür Kavramı, Bir Tuzak Gizliyor‛ adl ı mak alesind e bu iki kü ltür kavr a mını şöyle t anı mlar :

‚ Evrensel kültür, yer yüzünden gel miş ge çmiş v e gelecek uygarlıkl arın heyet -i mecmuasıdır... Ulusal kültür ise her ulus un k endi ümmet kültüründe n, yan i

feodal to p lumund an ort aya çıkar .‛4

Bu bakış açısının do ğ al son ucu ola n ‚kült ü r emp eryaliz mi‛, yukarıd a sözü edilen evrensel kült ürü, s anki ‚toplums alın dışınd a, hatta üstünde bir de ğer ler sistemiymiş gibi‛ su nup, k endi uyg arlığının sınırlarını ileri sürme si, yani ‚ ken di ölç ül erine uymay an kü ltür değerlerini g eçersiz s ay masıdır‛ 5

‚Ulusal k ültür‛ ise her ulusun ke ndi ‚ümmet‛ k ültüründe n, yani ‚feodal‛ to plu mund an ortaya çıkar . Çe vresi feodal toplu mdur a ma, içeriği feod allere kar şı y ükselen, yeni şe hirli kes imin burju v a içeri ğidir. Yani burj uvazinin temel taşl arı ol an ‚bireyselleşme, r asyonell eşme, laikleş me‛ y aban cı kül türlerden aktarıl ma mış , eski çer çeve i çinde yaratıl mıştır:‛ aristokr asinin musikisi, ed ebiyatı, felsefesi (h atta mutfağı) de mokr atikleşt irilerek millet e mal edil miştir.‛ 6

Hermann Broch , değer ve bilgi kuramı çerçe vesinde bir tarih felsefesi kur amı geliştir dikten sonra , bunl arın kültür üz erine etkilerini de ar aştırır. Y azar , ‚Kul tur 19 08‛ adlı de nemesinde, ‚Kültür ö lümü‛ ile sanatın öl ümü ar asında bir bağ kurar, zira on a göre kült ür ve san at arasınd aki ilişki, tıpkı i nsan aklının cinsellikle olan iliş kisine benzer. Sanat, Bro ch’ un göz ünd e ca nlı ve irr asyonel ol andır: ‚s anat , dar kaf alı ve içgüdüs eldir‛ 7 karşısındaysa irrasyonel ol anı bir tarafa atmış , rasy onel bir kültür ruhu v ardır. ‚Değer Y itirimi‛ndeyse kültürel çöküntüy ü, her iki öl çü nün den gesini yitirmesi ne bağl ar:

‚… özerk bir hâle gel miş ol an akıl, kötül üğün an a kaynağıdır, sistemin mantıksallığını ve böyl ece kendini de yok etmiştir; sistemin çökmes ini ve tamame n dağıl masını yön lendirmi ştir 8.

4 Attilâ İlhan, “Evrensel Kültür Kavramı, Bir Tuzak Gizliyor “, Somut, 14.10.1983, s. 11. 5 Attillâ İlhan, age., s.11.

6 Attilâ İlhan, age. s. 11.

7 Philistrositaet, Idealismus, Realismus der Kunst S.1, s. 12 8 Die Schlafwandler Schlaf, s.691

(5)

İrrasyonel bir fenomen olarak s an at , irrasyonalite tar afından tehlikeye sok ulmuştur:

-sadece canlı ol anın mucize y arat mak için gücü vardır.. . Sanat, açık , şeffaf, bilimsel bir bilgi atmosferinde ortay a çıkabili r... Kült ür, düşünceni n eğitimiyle san atı sömürmüşt ür... M antık ise iyice öldürmüştür ‛ 9.

Broch, 19 13 tarihli ‚Philistrositaet, Idealismus , Realis mus der

Kunst‛ denemesinde, r a syonalizm ve sa natın k arşıtlığı iddiaların a y anıt

verir. Dalla go’n un sa natkar -rea list değil, Kant tarzı bir realist olmalıdır, sa vından yola çıkar ak ke ndini Scho pe nhauer’in

. .. sanatkâr ane görüş , nesnelerdeki. .. ‘nesn eyi nesne olarak’ sez me kabiliyeti dir, san atk âran e y aratıcılık bu sezgiyi maddede gözler önüne serebil mek de me ktir ‛10

düşün cesine yakın hiss eder. Broch, Schopen h auer’in bu savıyla ‚sanat çıya ide alist bir ç ekirdek üzerine otur an bir gerçekçi y aratıcılık yüklediği.. .(ve) s an atçın ın her şeyden ön ce bir gerçek çi‛ 11 olduğ un u iddia ettiğini belirtir.

Hermann Broch , böylece san at a nl ayışını, idealizm ve d ar kafalılıkla sınırlan dırılmış bir realizm çerçe vesinde, ‚Scho penh au er estetizmi‛ üzerine otu rtur. Buna göre s anat kar, d ünya üzerindeki nesnelerle uğr aştığı sür ece , salt ide alist ola maz , fakat diğer t araft an dar kaf alıya kar şın , dünyayı değiştirme yeteneğine sahiptir .

‚Philistrositaet‛ den eme sinde san at , artık Kult ur 19 08/ 19 09’d aki gibi,

sadec e ‚do ğa heye c anı na d uyul an irr asyonel bir özlem‛ değil dir, gerçeklik çer çevesinde ahl aki bir göre v yük lenmiştir, çünk ü Broch , sanatk arın gör evini a hlaki bir g örev üzeri ne oturtur. On a gör e sanatk ar ‚güzel‛ de ğil, ‚iyi‛ çalışmalıdır. G er çekliğin, ‚iyi ölçüsü nde güzel‛ diye t anıml an abileceği bir gör evle yü kü mlü gördüğ ü sanattan, ‚nesneye ve kendisine k arşı dürüst olmayı bekle r‛. 12

Eskiden ‚gerçek s anat kar‛ diye görülen , rasyonalizme k arşı kendilerini soruml u his seden ‚seksu alistler‛in çalış malarının d ah a yen i yeni anl aşıl may a b aşl an dığını ve on ların çelişki sinin, ‚idealist çekirdek‛

9 Philistrositaet, Idealismus, Realismus der Kunst, s. 12 10 Schriften zur Literatur, s. 18-19

11 Schriften zur Literatur, s. 19 12 Schriften zur Literatur , s. 19

(6)

92.

T A E D

44, T. KÜÇÜKBA TIR

ile ‚realist malze meni n‛ çelişkisine benzediğ i kanısındadır. ‚Kultur

1908/ 1909 ’da, Van Gog h ve Kokosc ha gibi ‚s eçkin e ntelektüe llerin‛,

‚nesillerin h afızasın a‛ karşı müc adele ver mek diye yoru ml adığı görevini, s anatk ârın g elişiminin ‚ilk aş amas ı‛ olarak belirler. Bu aşamada ‚id ealist zihni yete tamamen ters düş en görün üş, yıldırıcı bi r etki yap ar; nesillerin h afızasının bir sonu cu o larak , alışkan lık sönüp gitmiş gibidir... Her ş ey yeniden inş a edilir, V an Gog h gibi‛ 13

‚Teza hürün s ade ce bir çözül me ol arak bilin çli bir şekilde kabul edildiği‛ ve ‚yıldıra nın kaybedildi ği‛ ‚i k inci aşamada‛ , ‚s al t nesnelciliğ e, ger çekliğe yeniden geri yönelmeyi‛ olası görür. 14 Bu deneme nin düş ünsel temeli, artık kültüre şekil veren gerçek ç i düşün cenin reddin e değ il, aksine ‚g erçek liğe k arşı, özellikl e kültür ün, toplumu ve onun iste mlerini ciddi v e edimsel olar ak kabul eden gerçek çi bir dünya g örüşünün bir kısmın a k arşı, bir ‘sorumlul uk ve kabulleniş‛ oluşt urur 15. Burad a s anatk ara , topl u m k arşısında büy ük bir ahl aki soru mlu luk yü kle nir.

Broch, 1933 yılında ko nferans ol ara k verdiği Das Weltbild des

Romans ad lı çalış ma sında , edebiyatın temsilcisi olar ak ‚bilgi

sabırsızlığı‛(Die Unged uld der Erkenntnis) ç eken san atkarı g örür. Bilgi’nin bu bağl amd ak i hedefi, ta ma men ede biyatın ahl aki işleviyle yakından ilgilidir:‛ ahl aki san at eseri ça ğı ( sistematik bir şekilde) başlamıştır‛; ‚a hla ki etki büyük çoğunl ukl a ay dınlan malı , bir eylemde aran malıdır‛ 16.

Yaz ar , henüz Kultur 1908/ 1909 adlı not larında , ‚estetik görüng üleri‛, de ğer yi tiriminin aş amal arı ol arak in cel er. San atsal yaratıcılığın büyü k bir bölümü, ta mame n ah l akı bozulmu ş bir sanat işletmesi ol ar ak gör ün ür. ‚Ç ağın Ru hu‛n un etkisi altınd aki ‚n aif sanatk ar‛, yani ‚dü şün ce san atçısı‛, ‚vat an toprağı kok an yöresel sanatk arl arın etkisiyle dejenere ol ur‛. ‚Entel e ktüel sanat çının, y ani ‚bilinçli sanat çının‛ (Be wus stkünstler) işi ise, s adec e ‚üreticiliği ol an klişelerin üz erine itina ile eğil mekten‛ başk a bir şey değil dir. Bu klişelerin kull anı mını Broch, müzik ve edebiy at alan larınd a d a irdeler. Burada ‚kitsc h‛in ta n ımını ya park en, bilin çli ol ara k ‚g üzel iş yap man ın‛ yerine ‚iyi i ş yap mayı‛ oturtur. Ric hard Stra uss ve G ustav

13 Schriften zur Literatur, s. 20 14 Schriften zur Literatur. s. 20 15 bkz. S.Lit.s. 20

(7)

Mahl er’in üzerinde ç a lıştığı müzikal malze meyi ‚tasfiye edilmiş‛ , resimdeki ‚l’ art p our l’art‛ eylemini ‚ mantıksal koltuk değ nek li klişeleş me‛, diye y oruml arken, ‚edebiyat taki zar afetten‛ d e küçü mseyerek söz eder 17.

Broch’ a göre , h er kültü r, üslubun dan tanınır. Fakat eğer ‚k ültür, bel l i bir değer ç evresinin d e ğer koymal arının bütü n üyse, o z aman üslu p d a, estetik değerin akses ua rı olarak g öze ç arp mak tadır, en çok d a görs el sanatl ard a ve h epsinden önce de ‘ meka n biçi ml emesinin’ en açık ve en soyut olması gerek en mimaride‛. Diğer yand an, ‚yeryüzünün ve on u n mek ânlarının biçiml enmesi ne k adar soyut ol ur sa, soyut süsle mecilikte en gerçek v e en ilginç temsilciliğini bul an ü slup da o k ad ar göze çarp ar.‛ ‚Süsle mecili ğin yokluğu, üslub un yoklu ğu demektir, yani değer üslubunun ve t arihi değer koy manın da .‛ Bu nedenle ‚moder nin üslubu‛ , kelimenin t am anl amıyl a bir ‚üslup yoks unlu ğudur‛ ; süsleme cilikten yoks un olma ise , ‚bu uygu n suz zamanın tahripk âr zihniyeti olan bir ru h d urumunun se mpto mu ...‛ 18.

Tarih ve değer kur amıy la, yeni insancıl lık temeline oturan bir metafiziğe u laş mayı ar zu eden (bkz. Broch, ‚Schlafw and ler -Epil og‛) Broch, Al many a’d aki f aşizm yaş antısınd an sonra, bu çalışmal arını geliştirmeyi durdur ur. Birinci Dünya Savaşı’ nd an öncey e tarihlen en ve ağırlık nokt asını ‚kü ltür pesimiz mi‛ ve ‚ser t bir toplum eleştirisi‛ oluşturan bu ça lışmal a rın yerini, otuzlu yılların başına kad ar, de ğe r kuramı, daha sonr a da kitle psikolojisi, politika ve huku k alır. Bütü n bu çalışmal arın teme lin deyse onun ‚ins anlık id e ali‛ yat ar. 19

Sanatını dış etkilere geniş ölçüd e açık tut an Yakup Kadri , eserlerinde y aban cı kül türlere (eski Yun an ve Latin mitology asın a ve sanatın a, Tevrat ve Hıristiyanlık menkıbele rine , Avrupa s an at v e uygarlı ğına , vb.) i ma lar da bul unmuş; o kültürl erin malı ol an ol ayl arı , kişileri , eserleri , vb. birer benzetme ö ğesi o larak sık kul lan mıştır.

17 bkz. Ph.S. s. 12

18 Philistrositaet, Idealismus, Realismus der Kunst,. s. 163-164

19 Bu makalenin yazılmasında Hermann Broch’un kendi makalelerinin yanısıra, Paul

Michael Lützeler’in “ Die Kulturkritik des jungen Broch. Die Entwicklung von H.Brochs Geschichts-und Werttheorie “ ; Robert A. Kaan’ın “ H. Broch und die Geschichtsphilosophie “ ; Erich Kahler’in “ Werttheorie und Erkenntnistheorie bei H. Broch “ ve Karl Robert Mandelkow’un “ H. Brochs Romantrilogie “Die Schlafwandler” adlı çalışmalardan yararlanılmıştır.

(8)

94.

T A E D

44, T. KÜÇÜKBA TIR

Aşağıd a eserlerindeki bu tür k ull anıml arınd an bazıları örnek o lar ak verilmiştir:

‚ Bu ‘Tevratî’ akş am ş er efine, seni , adaşın İs mail gibi bir taş üstüne y atırıp b oğazl amak k abil ols aydı. ‛20 ‚ Aylardır çar mıhı omuzumd a t aşıdım d a biriniz farkına var madınız. ‛ 21

‚ Hani şu İstanb ul’un ye gâne ‘Me cen a’sı.. . ‛ 22

‚ Bunu söylerken ‘Dion izos’ ayinlerinin ‘Bak anta’l arı gibi gözlerinden şi mş e kler ve dud akl arından kanl ar saçıyordu. ‛ 23

Hüseyin Ca hit Yal çın , Fikir Hareketleri’nde (1934), Yak up Kadri’yi bu tür yaba n cı keli meleri k ull anmasından do layı e leştirir. Yaz ar ise ken dini şöyle savun ur:

‚ Ben kâinatı fikri ve kültürel bir adese ark asından görüyorum. Ve Hüseyin Cahit Beyin garip bir tasall ut harek eti olar ak buld uğu bu hususiyetler Avrupa müellif ve edi pleri ar asından ad eta dilin , i fadenin esaslı uns urları hâline girmiştir. ‛24

Bu sözler de , yaz arın dış etkilere a çık ve birtakım örne klere bağlı k aldığını gösterir. H.C. Yal çın’ın da iş aret e ttiği gibi, Yaku p Kadri, Türkiye’nin manzar al a rına, ins anl arına he p bir ‚yaban cı kü ltür gözlüğ ü‛ ark asında n ba kar. Y azarın bu yön ünü eleştiren Niyazi Akı ise, Yak up Kadri’nin bir ‚kü ltür kompl eksinin‛ oldu ğunu belirterek , bunun nedenlerini şöyl e irdeler :

‚ Bu kompleksin doğuşu sadece kendi tahsil t arzıyla değil, aynı zamanda medeniyet t arihimiz de ço k

kuvvetle hissolun an gar p hayr anlığı ile d e

açıkl an abilir. Buna asırl arın, de virlerin ce miyet imizde

20 Yaban, s. 68

21 Kiralık Konak, s. 107 22 Hüküm Gecesi. s. 14 23 Ankara, s. 199

24 Hüseyin Cahit Yalçın, Fikir Hareketleri, İstanbul, 1934, s.28 (“Hüseyin Cahit Beyin Tenkitleri: Yakup Beyle Bir Konuşma”, Varlık, c.II, Sayı: 34)

(9)

yarattığı bir k ompl eks demek belki de d aha doğru olur.‛ 25

Kısaca özetle mek gere kirse , Yaku p Ka dri , G üzel’i , İyi’yi ve Doğru’yu oldu ğu gibi , kötülüğü k arşıl aştırab ilmek için de ge ç mişte örnek ar ar. N asıl ki bir ressamın t ablosu , bir müzik par ç ası , bir heykel , gibi sanat e serl eri , onları eserleştiren s an atçı lar için y aş adığı o anı simgeliyorsa , Y akup K adri için de geç miş ( dolayısıyla onu n farklı kültürel d ünya ları) , şimdiki ânı ölçen bir değerl er diyarıdır. 26

KA YNAKÇA

AKI, Niyazi, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, İstanbul, 1960

BERGER, Peter L.-Brigitte Berger, Sociology, Publishers, New York, 1975 BOTOMORE, T.B., Toplumbilim, (Çev.: Ü. Oskay), Doğan Yayınları, Ankara, 1977

ELİOT, T.S., Kültür Üzerine Düşünceler, (Çev.: Sevim Kantarcıoğlu), Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1981

ENGİNÜN, İnci, Yeni Türk Edebiyatı Araştırmaları, 2.Baskı, Dergâh Yayınları, İstanbul, 1991 İLHAN, Attilâ, ‚Evrensel Kültür Kavramı, Bir Tuzak Gizliyor ‚, Somut, 14.10.1983.

YALÇIN, Hüseyin Cahit, Fikir Hareketleri, İstanbul, 1934

25 Niyazi Akı, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, İstanbul, 1960, s. 270.

26 İnci Enginün, Yeni Türk Edebiyatı Araştırmaları , Dergah Yay., 2.Baskı, İstanbul, 1991,

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu konfe- ranslarda tropikal mimarlık, bir dizi iklime duyarlı tasarım uygulaması olarak tanım- lanmış ve mimarlar tropik bölgelere uygun, basit, ekonomik, etkili ve yerel

Sp-a Sitting area port side width Ss- a Sitting area starboard side width Sp-b Sitting area port side Ss- b Sitting area starboard side Sp-c Sitting area port side Ss- c Sitting

Taşınabilir kültür varlıkları için ağırlıklı olarak, arkeolojik kazı ve araştırmalara dayanan arkeolojik eserlerin korunması ve müzecilik hareketi ile daha geç

Sakarya İli Geyve İlçesi Geleneksel Konut Mimarisi (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi) Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sanat Tarihi Anabilim Dalı,

Tasarlanan mekân için ortalama günışığı faktörü bilgisi ile belirlenen yapay aydın- latma kapalılık oranı, o mekân için gerekli aydınlık düzeyinin değerine

Şekil 1’de görüldüğü gibi otomatik bina yönetmelik uygunluk kontrol sistemlerinin uygulanması için temel gereklilik, nesne tabanlı BIM modellerinin ACCC için gerekli

yüzyıl başlarının modernist ve ulusal idealleri doğrultusunda şekillenen mekân pratiklerinin doğal bir sonucu olarak kent- sel ölçekte tanımlı bir alan şeklinde ortaya

ağaç payanda, sonra ağaç poligon kilit, koruyucu dolgu tahkimat: içi taş doldurulmuş ağaç domuz damlan, deneme uzunluğu 26 m, tahkimat başan­ lı olmamıştır (Şekil 8).