ESERLERİNİN ÇOĞUNUN ÇALINDIĞINI
Adnan Saygun’u
"Türk Beşlermin son temsilcisi Ahmet Adnan saygun'un cenazesi bugün
törenlerle kaldırılıyor, son anına kadar başında bulunanlar, saygun'un yaşamı boyunca en büyük sorununun
bestelerinin seslendlrllmemesl olduğunu söylüyorlar
Avca A T İK O Ğ LU ENSİN kerim sensin rahim
A lla h san a sundum elim
Senden artuk yoktur emin Allah sana sundum elim
★ ★ ★ Ecel geldi vade erdi Bu ömrün kadehi doldu Kimdir içmedin kaldı Allah sana sundum elim”
Çağdaş müziğimizde yeni bir dönem açan Türk Beşleri’-
nin sonuncusu olan A dnan Saygun’un, bestelediği Y u nus Emre O ratoryosu’ndan bu dizelerle neredeyse birebir örtüşerek yaşama veda ettiği ni anlatıyor yakınları.
Son iki yılını hasta geçi ren büyük müzik adam ının b a ş ın d a n d o k to r u A ydın Kargı ve eşi bir an olsun ayrıl mıyorlardı. Saygun’u ve eşini yalnız b ırak m ay an lar, salt doktorları değildi tabii, ö ğ rencileri, müzisyenler, yönet men Halit Refiğ ve piyanist eşi Gülper Refiğ de kendi ta b irle riy le “ h o c a ” nın son anına kadar yanındaydılar.
Refiğ ve eşi, Saygun’un son anlarında bile müzikle iç içe yaşadığını belirterek şöyle di yorlar: “Hocanın ağırlaştığını duyan Gülsin Onay, bulduğu ilk uçağa atlayarak cumartesi akşam ı Alm anya’dan doğru hastaneye koşmuştu. Hocanın biyolojik fonksiyonu artık bit mişti, salt beyni ve kalbi çalışı yordu. Nabzı bile atmıyordu. Ancak çevresindeki herkesi tek tek onurlandırm aya ve kalplerini fethetmeye devam ediyordu. Gülsin’in elinde 39 sayfalık bir sonat vardı. Say- gun, öldüğü günün sabahı, 39 sayfalık Peer tarafından yeni basılmış notaları inceledi ve 36. sayfada iki hata bularak tashih yaptı. Üstelik çağdaş ve inanılm az zorlukta bir nota metniydi bu.”
Arif M elikorun “dünya da yaşayan en büyük besteci”
olarak tanımladığı, Sovyetler Birliği’nde yapılan bir değer lendirme sonucunda dünya nın ilk büyük 10 bestecisi arasında kabul edilen Saygun
için H alit R efiğ, “ Dünyaya m isyonu yaratıcılık olarak gelmişti, son anına kadar da
yaratıcı kaldı” diyor ve ekli yor: “Ama dünya onu bizden önce keşfetti.”
»YAPITlAHI ÇALINMADI
Beş opera, I oratoryo, 1 bale, 12 orkestra, 5 solo çalgı, 15 oda müziği, 15 orkestra için şan eseri bulunan, şan, pi yano ve solo eserleri sayıla m a y a c a k k a d a r ç o k o lan İngilizce ve Fransızca olarak yayımladığı birçok kitabı he nüz T ürkçeye çevrilm eyen
Adnan Saygun’un yaşamı bo yunca en büyük sorunu, eser le rin in se sle n d irilm e m e si olmuştu. Gerçekten de 85 ya şında ölen Saygun’un yaşamı, eserlerinin birçoğunun ses- tendirilm esini görmeye yet- m e d i .
Adnan Saygun’un öğren cisi olan ve halen sahnelenme çalışmaları devam eden “ Ke rem Operası” «n korepetitör- lüğünü yapan, orkestra şefi ve piyanist Serdar Yalçın da,
Adnan Saygun’ un besteleri n in y e rin e u la ş m a d ığ ın a inanıyor ve şöyle diyor: “Say g u n ’un k em an k on çertosu daha geçen yıl ele alındı. Bir çok eseri yıllarca bekletildi, birçoğu ise hiç seslendirilmedi. Hocanın bu konudaki sorunu o kadar büyüktü ki, bir eserinin çaknması onu nasıl çalındığın dan daha çok e tk iliy o r d u . Saygun büyük bir besteci ol masının yanı sıra büyük bir müzikolog ve düşün adamıydı
GÖREMEDEN ÖLDÜ
uğurlarken
Yönetmen Halit Refiğ, yaşamı boyunca olduğu gibi, son anında da Adnan Saygun’un yanındaydı.
da. Düşün düzeyinde daha çok tasavvufla ilgilenmişti, en çok da Yunus Emre ile. Yunus’ta sevgiyi, ilahi sevgiyi bulmuş tu .” Saygun, Y alçın ’a son dakikalarında “ Kerem Ope r a s ı n ı n ç a lı ş m a la r ı n d a sorun olduğuna inandığı bir bölüm ü de m ırıldanm adan edememiş...
F eodor G luçenko, Say gun'un “ Nihayet bir eserim istediğim gibi çalındı” dediği bir Sovyet yönetmen...
Gluçenko, şimdilerde bü y ük b ir o la s ılık la . Ş u b a t ayında sahnelenmeye başla nacak S a y g u n 'u n “ Kerem
O perası” nda orkestrayı yö netecek.
G luçenko, A dnan Say gun ile ilk olarak 1988 yılında 70 ülkenin katıldığı
Lening-bi
l
le an an an ıt-k-rad Uluslararası Müzik Fes- tivali’nde, Leningrad’ın ünlü konser salonunda karşılaş mış. Birçok festivalde olduğu gibi hangi parçayı yöneteceği ni son anda öğrenmiş. Glu- ç e n k o ’ya S a y g u n ’u n 3. Senfonisi düşmüş, her ikisi de bu karşılaşmadan çok olum lu etkilenmişler. Bir yıl sonra iki müzik adamı İstanbul'da buluşmuşlar. Gluçenko şimdi yine İs ta n b u l’da “ Kerem”
üzerine çalışıyor, Saygun için
“ Dünya çapında ve birinci sı nıf bir müzik adamıydı. Onun için onun eserlerinin birinci sı nıf bir orkestra, birinci sınıf bir koro, birinci sınıf bir şefle ger çek leştirilm esi gerek. Yani onunla ilgili her şey birinci sı nıf olmalı. Orkestra ve koro ile henüz yeni çalışm aya başla dım, kim, nasıl bilemiyorum. U m arım birinci sın ıf, S a y - gun’a layık bir şey çıkarabili r iz ” d iy o r. Biz de d ileriz, birçok “ büyük adam ” gibi Adnan Saygun da yaşantıyla u la ş tıra m a d ığ ı b estelerin i ölümüyle ulaştırsın...
» DÜZENLENECEK TflBENLER Bugün toprağa verilecek
A dnan Saygun için saat
10.30’da Mimar Sinan Üni- versitesi’nde, 12.00’de A ta türk Kültür Merkezi Büyük Salon’da iki ayrı tören dü zenlenecek.
Saat 12.00’de AKM ’de yapılacak törene Kültür Ba kanı Namık Kemal Zeybek,
YÖK Başkam Prof. D. Ihsan Doğram acı, MSÜ Rektörü Prof. Dr. Gündüz Gökçe ko nuşmacı olarak katılacaklar. A tatürk K ültür Merke- zi’ndeki törenin ardından Dolmabahçe Cam ii’ne hare ket edilecek. Saygun, D ol mabahçe Cam ii'ndc kılına cak nam azdan sonra Zincir- likuyu Mezarlığı’nda to p ra ğa verilecek.