• Sonuç bulunamadı

Başlık: Beypazarı İlçesi’nde jeomorfolojik birimler ile arazi kullanım ilişkisiYazar(lar):TÜRKAN, OkanCilt: 11 Sayı: 1 Sayfa: 053-068 DOI: 10.1501/Cogbil_0000000142 Yayın Tarihi: 2013 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: Beypazarı İlçesi’nde jeomorfolojik birimler ile arazi kullanım ilişkisiYazar(lar):TÜRKAN, OkanCilt: 11 Sayı: 1 Sayfa: 053-068 DOI: 10.1501/Cogbil_0000000142 Yayın Tarihi: 2013 PDF"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Beypazar

Õ ølçesi’nde Jeomorfolojik Birimler øle Arazi KullanÕm

øliúkisi

1

Relation of geomorphological units on land use in Beypazar

Õ district

Okan Türkan1

Öz: Büyük bir kÕsmÕ øç Anadolu Bölgesinin YukarÕ Sakarya Bölümünde, bir kÕsmÕ da Karadeniz Bölgesinin BatÕ Karadeniz Bölümünde yer alan BeypazarÕ ilçesinde, do÷al ve beúeri özelliklerin farklÕlÕ÷Õ sürdürülen iktisadi faaliyetler üzerinde büyük etkiler yaratmÕútÕr. ølçenin sahip oldu÷u do÷al özellikler, hem Karadeniz bölgesine hem de øç Anadolu bölgesine ait unsurlarÕ barÕndÕrmaktadÕr. BeypazarÕ ilçesinin jeomorfolojik yapÕsÕ, arazi kullanÕmÕ üzerinde önemli etkiler yapmÕútÕr. ÇalÕúma alanÕnda aúÕnÕm yüzeyleri geniú alan kaplamaktadÕr. ølçenin kuzeyindeki yüksek aúÕnÕm yüzeylerinde orman alanlarÕ oldukça geniú yer kaplamaktadÕr. TarÕm alanlarÕnÕn azaldÕ÷Õ kuzey kesimlerde, halkÕn geçim kaynaklarÕ içerisinde tarÕmÕn önemi azalmakta, tarÕm yerini ormancÕlÕk ve hayvancÕlÕk faaliyetlerine terk etmektedir. Ancak ilçenin orta ve güney kesimlerindeki aúÕnÕm yüzeylerinde yükseltinin azalmasÕ tarÕmsal faaliyetlere olanak tanÕmaktadÕr. Söz konusu yerlerde genel olarak kuru tarÕm yapÕlmaktadÕr. ølçedeki vadi tabanlarÕnda, özellikle de Kirmir ÇayÕ vadisi ve çevresinde önemli oranda sebze tarÕmÕ yapÕlmaktadÕr.

Anahtar Kelimeler: Arazi kullanÕmÕ, jeomorfolojik birimler, BeypazarÕ.

Abstract: Diversity in the natural and humankind-related properties of BeypazarÕ District whose major part takes place in the Upper Sakarya Region of the Central Anatolia Region and a smaller part in the Western Black Sea area of the Black Sea Region has significant effects on how the natural land is being used. The natural features of the district, contains elements of both the Black Sea region and Central Anatolia region. The natural conditions of BeypazarÕ district, in particular geomorphologic structure, have a major impact on land use. Large part of the study area is dominated by erosional surfaces. In the northern areas, where agricultural land is rather fewer, the importance of agriculture leaves its place to forestry and livestock farming in the livelihoods. However, in central and southern parts of county reduction of the elevation in the erosional surfaces allows agricultural activities. In these areas generally dry farming carried out. In the valley floors in the district, especially around valley of Kirmir, vegetable is cultivated significantly.

Keywords: Land use, geomorphological units, BeypazarÕ.

1 Bu makale “BeypazarÕ ølçesinde Arazi VarlÕ÷ÕnÕn Tespiti ve Arazi KullanÕm PlanlamasÕna Yönelik Öneriler” baúlÕklÕ doktora tezinden üretilmiútir.

(2)

1. Giriú

1.1. BeypazarÕ ølçesinin Co÷rafi Konumu Ve SÕnÕrlarÕ

BeypazarÕ ilçesi, idari yönden Ankara iline ba÷lÕ bir ilçedir. ølçe idari alanÕnÕn büyük bir kÕsmÕ øç Anadolu bölgesinin YukarÕ Sakarya bölümünde, bir kÕsmÕ ise Karadeniz bölgesinin BatÕ Karadeniz bölümünde yer almaktadÕr. BeypazarÕ ilçesini, kuzeyden Seben, KÕbrÕsçÕk, Dörtdivan (Bolu), kuzeydo÷udan ÇamlÕdere, do÷udan Güdül ve Ayaú, güneydo÷udan PolatlÕ, güneyden MihalÕççÕk (Eskiúehir), batÕdan da NallÕhan ilçesi idari alanlarÕ kuúatmaktadÕr (ùekil: 1).

BeypazarÕ ilçesi yer úekilleri bakÕmÕndan çok çeúitlilik arz eden bir alandÕr. Yükselti farkÕ yaklaúÕk olarak 1600 m’ye kadar çÕkmaktadÕr. ølçenin idari alanÕ güneybatÕda Sakarya Irma÷ÕnÕn SarÕyar BarajÕna kavuútu÷u kesimde 470 metre yükseltiden, güneyde Sakarya Irma÷ÕnÕn Ankara ÇayÕ ile birleúti÷i kesimde 700 metre yükseltiden baúlayÕp kuzeydo÷uda 2041 metre yükseltideki Mahye tepeye kadar ulaúmaktadÕr. DolayÕsÕyla ilçe sÕnÕrÕ kuzeyde Köro÷lu Da÷larÕnÕn güney uzantÕlarÕna kadar uzanÕr.

AraútÕrma alanÕmÕzÕn güneyinde yapÕsal özellikli KÕrbaúÕ Platosu yer alÕr. Bu plato, Sakarya Irma÷Õ ve kollarÕ tarafÕndan (Kirmir ÇayÕ ve Ankara ÇayÕ kollarÕ) aúÕndÕrÕlmaktadÕr. ølçe idari alanÕnÕn orta kesimleri de güney kesimde oldu÷u gibi düzlüklerle kaplÕ olup ortalama yükseltisi 800 m civarÕndadÕr. Ancak araútÕrma alanÕnÕn kuzeyi oldukça engebeli bir yapÕya sahiptir. Bu kesimde Köro÷lu Da÷larÕnÕn güneyinde uzanan yer yer yükseltileri 1800 m’yi aúan tepelere sahip, KarlÕk Da÷Õ, Depel Da÷Õ ve KavaklÕ Da÷Õ yer almaktadÕr. BeypazarÕ ilçe alanÕ bütünüyle Sakarya Irma÷Õ havzasÕ içinde yer almaktadÕr. ønceleme alanÕ içindeki Kirmir ÇayÕ, Süvari ÇayÕ, Alada÷ ÇayÕ, ønözü Deresi Sakarya Irma÷ÕnÕ besleyen baúlÕca akarsulardÕr (ùekil: 2).

(3)
(4)

øki co÷rafi bölge içerisinde arazisi bulunan ilçe topraklarÕnÕn yaklaúÕk olarak % 36’sÕ (640 km²) BatÕ Karadeniz Bölgesi’nde, % 64’ü ise (1133 km²) øç Anadolu Bölgesi’nde kalmaktadÕr. BeypazarÕ ilçesi, øç Anadolu Bölgesi’nin YukarÕ Sakarya bölümü ile Karadeniz Bölgesi’nin BatÕ Karadeniz bölümü sÕnÕrlarÕ içinde yer aldÕ÷Õndan, ilçenin sahip oldu÷u do÷al ve beúeri özellikler, tam anlamÕyla ilçe idari alanÕnÕn büyük bir kÕsmÕnÕn kaldÕ÷Õ øç Anadolu Bölgesinin karakteristik özelliklerini yansÕtmaz. ølçenin idari alanÕ içerisinde kimi yerlerde özellikle kuzey kesimlerde BatÕ Karadeniz bölümüne ait özellikler gözlenirken, kimi yerlerinde ise özellikle Kirmir ÇayÕnÕn güney kesimlerinde øç Anadolu Bölgesine ait özellikler gözlenir. BeypazarÕ ilçe alanÕ; iklim, yüzey úekilleri, bitki örtüsü, hâkim ekonomik faaliyetler, tarÕm ve kültürel yapÕ gibi birçok do÷al ve beúeri özellikler bakÕmÕndan BatÕ Karadeniz ile øç Anadolu bölgeleri arasÕnda geçiú özelliklerine sahiptir. Geçiú kuúa÷Õnda yer almasÕ, yörenin özellikle arazi kullanÕmÕ açÕsÕndan oldukça renkli bir görünüme sahip olmasÕna neden olmuútur. Örne÷in, KÕrbaúÕ Platosu ve çevresindeki alanlarda yaz aylarÕnda ya÷Õú miktarÕndaki azalmaya ba÷lÕ olarak, tÕpkÕ øç Anadolu bölgesi genelinde oldu÷u gibi ilçenin geri kalan kÕsmÕna göre daha fazla kuraklÕk yaúanmasÕna neden olmuútur. Buna karúÕn, ilçenin kuzeyini çevreleyen Köro÷lu da÷larÕnÕn güney uzantÕlarÕ durumundaki da÷lÕk alanlarda ise, ya÷Õú miktarÕndaki fazlalÕ÷a ba÷lÕ olarak kuraklÕ÷Õn az olmasÕ, tÕpkÕ BatÕ Karadeniz bölümündeki gibi gür orman alanlarÕnÕn oluúmasÕna olanak sa÷lamÕútÕr. Böyle kÕsa mesafelerde yaúanan büyük de÷iúmeler, ilçedeki arazi kullanÕmÕnÕn da çeúitlenmesine neden olmuútur.

1.2. Amaç ve Kapsam

AraútÕrma alanÕ olarak belirledi÷imiz BeypazarÕ ilçesi, farklÕ arazi kullanÕm úekillerine sahip bir yapÕda bulunmaktadÕr. Arazi kullanÕmÕ desenleri ve özellikleri mekânsal olarak insan ile do÷al ortam arasÕndaki iliúkilerin en önemli göstergesi olarak karúÕmÕza çÕkmaktadÕr. AyrÕca kÕrsal alanlarÕn sürdürülebilir kalkÕnma kapsamÕnda yeniden yapÕlandÕrÕlmasÕnda ele alÕnan sahalarÕn do÷al ve beúeri kaynak potansiyelleri ile mevcut arazi bölünüúünün ve kullanÕm durumunun tespit edilmesi büyük önem taúÕmaktadÕr (Özça÷lar vd., 2006). YaptÕ÷ÕmÕz çalÕúmada temel amaç; BeypazarÕ ilçesinde jeomorfolojik birimler ile arazi kullanÕmÕ arasÕndaki iliúkilerin neler oldu÷u ve ilçede arazi kullanÕmÕ ile ilgili olarak yapÕlacak olan planlamalar konusunda temel teúkil etmesidir.

1.3. Kavramsal Çerçeve

Arazi kullanÕmÕ, dilimizde, øngilizce “land use” terimine karúÕlÕk gelen bir kavram olarak kullanÕlmaktadÕr. Burada yer alan “land”, ya da Türkçe karúÕlÕ÷Õ olan “arazi” kelimesini, dar anlamlÕ olarak düúünmemek gerekmektedir. Yani, “arazi”, yeryüzünü, do÷al ortamÕ tanÕmlamaktadÕr. Bu da oldukça geniú bir anlam taúÕmaktadÕr. Yeryüzü, ya da do÷al ortam, aynÕ zamanda “co÷rafi mekân”a da karúÕlÕk gelmektedir. Co÷rafi mekân, canlÕlarÕn, özellikle de insanlarÕn, yeryüzü ile karúÕlÕklÕ etkileúimi sonucunda ortaya çÕkmaktadÕr. Bu ba÷lamda; insanÕn da içinde yer aldÕ÷Õ co÷rafi mekânÕn kullanÕmÕna ait unsurlar, “Arazi KullanÕmÕ” çalÕúmalarÕ ile belirlenmekte; insanla do÷al ortam arasÕndaki etkileúim, arazinin kullanÕmÕ üzerinde do÷rudan kendini gösterebilmektedir (Taú, 2006: 11).

Araziden yararlanma, genel anlamda arazinin halihazÕr kullanma tespiti, de÷er bakÕmÕndan sÕnÕflandÕrÕlmasÕ ve kullanma tarzÕnÕn planlanmasÕ úeklinde tanÕmlanabilir (Gözenç, 1980: 37). Do÷al çevrenin önemli bir bölümünü teúkil eden yeryüzü, insanlar tarafÕndan imkânlar ölçüsünde de÷iúik úekillerde de÷erlendirilmekte ve buna ba÷lÕ olarak ekonomik faaliyetler çeúitlilik kazanmaktadÕr. Burada asÕl üzerinde durulmasÕ gereken husus, do÷anÕn mevcut potansiyeli ile insanÕn bundan nasÕl ve ne ölçüde yararlanabildi÷inin ortaya çÕkarÕlmasÕdÕr (Özça÷lar, 1994: 93).

Do÷al ortam ile insan arasÕndaki karúÕlÕklÕ iliúkiler ba÷lamÕnda, yaúadÕ÷Õ ortamÕ de÷erlendiren insano÷lu yerleúik yaúama geçti÷i Neolitik devirden günümüze kadar do÷al kaynaklarÕ yo÷un bir úekilde kullanmÕú, do÷al ortamÕ etkilemiú ve ondan etkilenmiútir. ønsanlarÕn yaúamlarÕnÕ devam ettirebilmeleri için yaúadÕklarÕ ortamda birtakÕm özelliklerin bulunmasÕ zorunludur. Bu özelliklerin en baúÕnda insan için en vazgeçilmez olanÕ su gelmektedir. Bunun dÕúÕnda uygun yer úekli özellikleri, elveriúli iklim koúullarÕ ve verimli topraklar insanlarÕn do÷al ortamda aradÕ÷Õ di÷er önemli özelliklerdir. DolayÕsÕyla insanÕn yerleúik yaúama geçti÷i ilk dönemlerde yerleúme anlamÕnda

(5)

de÷erlendirdi÷i co÷rafi alanlar su kaynaklarÕnÕn sorun oluúturmadÕ÷Õ, verimli topraklarÕn bulundu÷u ve iklimin tarÕmsal faaliyetleri kÕsÕtlamadÕ÷Õ alanlar olmuútur.

Do÷al ortam içerisinde yaúamÕnÕ sürdüren insan, yaúadÕ÷Õ ortamÕn iklim úartlarÕndan, kayaçlarÕndan, toprak örtüsünden, yer úekillerinden, sularÕndan, bitki örtüsünden ve hayvanlarÕndan etkilenmiú, bunlardan korunmak veya yararlanmak amacÕyla onlarla uyum içerisinde yaúamanÕn yollarÕnÕ aramÕútÕr (Özça÷lar,2009: 12). Do÷al koúullarÕn insana sundu÷u alanlarda, hayatÕn sürdürülebilmesi için gerçekleútirilen ekonomik faaliyetlere ba÷lÕ olarak ortaya çÕkan arazi kullanÕm özellikleri, do÷al çevre ve insan arasÕndaki etkileúimin en somut sonucudur. Hiç úüphesiz, insanÕn do÷al çevresinden faydalanmasÕ birinci derecede do÷al co÷rafya özelliklerine ba÷lÕ olarak geliúmiú, özellikle yer úekilleri ve iklim koúullarÕ araziden yararlanmayÕ sÕnÕrlandÕran en önemli faktörleri meydana getirmiútir (Bayar, 2003). Araziden yararlanmayÕ etkileyen en önemli ö÷elerden olan Jeomorfolojik birim, iç ve dÕú kuvvetlerin etkisi ile meydana getirilmiú olan; yapÕsal, oluúum karakterleri ve biçim olarak farklÕlÕk arz eden her bir morfolojik üniteyi ifade etmektedir (Ege, 2008: 32). ÇalÕúma alanÕmÕzdaki her bir jeomorfolojik birim özelliklerine göre farklÕ úekillerde kullanÕlmÕútÕr. Genel olarak de÷erlendirildi÷inde jeomorfolojik birimlerin arazi kullanÕmÕna elveriúlilik durumlarÕ bu birimlerin litolojik, yükselti, e÷im, bitki örtüsü, hidrografik özellikleri ve bakÕ durumuna göre úekillendi÷i görülmektedir.

1.4. Materyal ve Yöntem

ÇalÕúmanÕn amacÕna uygun olarak bir dizi uygulama gerçekleútirilmiútir. Önce çalÕúmayÕ yönlendirebilecek teorik bilgilerin ortaya konulmasÕ için envanter araútÕrmasÕ yapÕlmÕútÕr. Genel ve yerel ölçekte kamu ve özel kuruluúlardan çalÕúmanÕn içerik ve amacÕna yönelik istatistiksel veriler temin edilmiútir. Bu çalÕúmada Co÷rafi Bilgi Sistemleri(CBS) yazÕlÕmlarÕndan büyük ölçüde yararlanÕlmÕútÕr. Üretilen haritalarÕn tamamÕnda bu yazÕlÕmlardan faydalanÕlmÕútÕr. ÇalÕúma için gerekli olan ve çeúitli kurumlardan temin edilen temel haritalar, yörede yapÕlan saha çalÕúmalarÕ ile yeniden düzenlenerek elektronik ortama aktarÕlmÕútÕr. SayÕsal halde ulaúÕlamayan haritalarÕn sayÕsallaútÕrÕlmasÕnda Arc View ve Arc GÕs 9.3.1 yazÕlÕmlarÕ kullanÕlmÕútÕr. Böylelikle CBS’nin katmanlarÕ oluúturulmuú ve oluúturulan katmanlar üzerinden sorgular, hesaplamalar ve analizler yapÕlmÕútÕr. CBS yazÕlÕmlarÕ yardÕmÕyla her bir jeomorfolojik birim “alan” olarak tanÕmlanmÕú ve bu birimlerin kapladÕ÷Õ alanlar belirlenerek araziden yararlanma biçimleri ve bunlarÕn ne kadar alan kapladÕklarÕ da bu yazÕlÕmlar yardÕmÕyla ortaya konmuútur.

2. BeypazarÕ ølçesinin Jeolojisi ve Jeomorfolojisi

BeypazarÕ ilçesinde Paleozoik’ten Kuaterner’e hemen hemen her yaúta formasyon bulunmaktadÕr (ùekil : 3). ÇalÕúma alanÕnÕn temelini; Pontid ve Anatolid kuúaklarÕ arasÕnda, Sakarya zonunun temel birimlerini Permo-Triyas yaúlÕ metamorfikler oluúturur. Permiyen-Triyas yaúlÕ birimler úist, fillat, metabazik lav, mermer gibi kaya türlerinden oluúur (SarÕaslan v.d 1998). Bu birimler Sekli köyü kuzeyi, KargÕ köyü kuzeybatÕsÕ ve YukarÕulucak köyü do÷usunda yayÕlÕm gösterir.

Bu alanda Jura ve Kretase devirlerine ait birimler de bulunmaktadÕr. Bu birimler ilçenin kuzey batÕsÕ kesiminde geniú alan kaplamaktadÕr. Sekli köyü kuzeybatÕsÕ ile Alada÷ ÇayÕ do÷usunda Alt-Orta Jura devrine ait birimler bulunmaktadÕr. Mesozoik zamana ait en geniú alan kaplayan formasyonlar Orta Jura-Kretase devrine ait birimlerdir. Bu formasyonlar batÕda Alada÷ ÇayÕndan baúlayÕp do÷uya do÷ru SÕ÷Õryata÷Õ tepesinden Kel Tepe ve Depel sÕrtlarÕna kadar uzanmaktadÕr.

Kretase devrine ait formasyonlar genellikle ilçede Dudaú ve YÕldÕz köyleri civarÕnda ayrÕca Aúa÷Õgüney ve Da÷úeyhler köyleri batÕsÕndan itibaren Alada÷ ÇayÕna kadar olan alan içerisinde görülmektedirler (Saner, 1977).

Paleosen devrine ait granodiyoritlere çalÕúma alanÕnÕn özellikle Sakarya Nehri yamaçlarÕnda ve KÕrbaúÕ Platosunun kuzeyinde geniú alanlarda rastlanmaktadÕr. Pamir’e göre BatÕ Anadolu’da yüzeylenmiú granitik kayaçlar ile Eskiúehir do÷usunda MihalÕççÕk, BeypazarÕ, Ayaú ve KÕrbaúÕ çevresindeki kayaçlarÕn tamamÕ aynÕ granit batolitinin yüzeye çÕkmÕú bölümleridir (Pamir, 1984). Mahmutlar köyü ve civarÕnda KÕrbaúÕ Platosu yamaçlarÕnda yüzeylenen Alt-Orta Eosen devrinde

(6)

oluúmuú daha çok Lütesien yaúlÕ kumtaúlarÕ içinde yer yer marn ve kalkerli unsurlar da bulunmaktadÕr. Granitik temel üzerinde büyük oranda altere olmuú arena dolgusu üzerine oturan Eosen kumtaúlarÕnÕn kalÕnlÕ÷Õ 200 m’yi bulmaktadÕr (Gürgen, 1993).

BeypazarÕ ilçe alanÕnda en çok bulunan jeolojik oluúumlar Neojen yaúlÕdÕr. Bu birimler alanÕn neredeyse % 75’ini kaplamaktadÕr. Bu formasyonlarÕn çok büyük bir kÕsmÕ tortul yapÕlar olup geriye kalanlarÕ volkaniktir. ølçenin kuzey batÕsÕnda geniú alanlarda yayÕlan Alt-Orta Miosen yaúlÕ oluúumlar genelde beyaz, gri renkte, orta-kalÕn tabakalÕ kalker, beyaz, sarÕ renkli, orta tabakalÕ kumtaúÕ, gri, yeúil renkli ince tabakalÕ kiltaúlarÕndan oluúmaktadÕr. Sözü edilen formasyonlar çok geniú bir yayÕlÕm gösterip içerisinde linyit ve trona içermektedir. øçermiú oldu÷u linyit ve özellikle tronadan dolayÕ bu yapÕ çok büyük ekonomik önem taúÕmaktadÕr. ÇalÕúma alanÕnda özellikle KÕrbaúÕ Platosu üzerinde, Kirmir ÇayÕ kuzeyinde BeypazarÕ ve Uruú kasabasÕna kadar olan geniú sahada Üst Miosen birimleri yer alÕr. Gri, yeúil, boz, sarÕ, sarÕmsÕ beyaz ve beyaz renkli, altta konglomera, kumtaúÕ, kiltaúÕ, üstte ise kireçtaúÕ, jips ardalanmasÕndan oluúan yapÕ yerini özellikle KÕrbaúÕ Platosu üzerinde kalÕn jips tabakalarÕna bÕrakÕr. AraútÕrma alanÕnÕn en genç çökellerini oluúturan Pliyosen yaúlÕ karasal konglomera, kumtaúÕ, çamurtaúÕndan oluúan formasyonlar daha çok BeypazarÕ úehrinin güneyinde bulunmaktadÕr.

BeypazarÕ ilçesinin kuzeydo÷u kesimi Alt-Orta Miosen yaúlÕ volkanik kayaçlarla örtülüdür. Bu volkanik kayaçlar Alt Tersiyerde baúlayan ve Pliosen’e kadar devam eden dönemli volkanik faaliyetlerin ürünüdür (Öngür, 1977, SarÕaslan v.d, 1998). ÇalÕúma alanÕnÕ da içerisine alan geniú bir alanda araútÕrmalar yapan Türkecan ve di÷erleri (1991) bu volkanitlerin yaúÕnÕ Orta Miosen olarak vermektedirler. Sözü edilen bu oluúumlar ilçenin kuzeyinde geniú yayÕlÕm göstermekte olup andezitik, dasitik, tüf, breú, aglomera, volkanik konglomera ile aralarÕnda ince lav akÕntÕlarÕndan oluúmaktadÕr. ÇalÕúma alanÕnda Kuaternere ait birimlere de rastlanmaktadÕr. ÇakÕl, kum gibi tortullardan oluúan bu birimler özellikle Kirmir ÇayÕ vadisi ve ona karÕúan kollarÕnÕn yataklarÕnda gözlenmektedir.

BeypazarÕ ilçesinde en geniú alan kaplayan jeomorfolojik birimler aúÕnÕm yüzeyidir(ùekil: 4). BeypazarÕ ilçesindeki en yüksek aúÕnÕm yüzeyi ilçenin kuzeyinde yer almakta olup yükseltisi genel olarak 1400 m ile 1800 m arasÕndadÕr. Söz konusu aúÕnÕm yüzeyleri Alt-Orta Miosen yaúlÕ olarak kabul edilen, Paleojende baúlayan ve Pliyosene kadar devam eden dönemli volkanik faaliyetlerle oluúan formasyonlarÕn üzerinde geliúmiútir. AúÕnÕm yüzeyinin kuzey ve güney kesimindeki yamaçlarda bitki örtüsü farklÕlÕk göstermektedir. Kuzey yamaçlarda orman örtüsü daha yaygÕnken, güney yamaçlarda ya÷Õú daha az oldu÷u için cÕlÕz ot topluluklarÕ ve orman yerine yer yer fundalÕklar oluúmuútur. Yükseltinin çok fazla olmasÕ aúÕnÕm yüzeyi üzerinde tarÕmsal faaliyetleri engellemekte olup, yöre halkÕ bu aúÕnÕm yüzeyini genellikle otlak alanÕ olarak kullanmÕútÕr.

Üst Miosen yaúlÕ aúÕnÕm yüzeyleri Köstköy, Dibekören, Karacaören köyleri ve Karaúar kasabasÕnÕn kuzey kesimleri ile yayla alanlarÕnÕn bulundu÷u kesimlerde de oldukça geniú alan kaplamaktadÕr. AúÕnÕm yüzeyinin güney ve batÕ kesimlerinde genellikle yükselti 1400 – 1600 m civarÕndayken, özellikle yayla alanlarÕnÕn bulundu÷u kuzey kesimde yükselti 1600 – 1800 m civarÕnda seyretmektedir. DolayÕsÕyla, sözü edilen bu yüzeyin yüksekli÷i özellikle yaylalar kesiminde 1800 m’lere eriúmekteyken, daha batÕda Da÷úeyhler köyü civarÕnda 1400 m’lere kadar inebilmektedir.

Üst Miosen aúÕnÕm yüzeyinin batÕ kesimlerindeki formasyonlar Neojenin yumuúak tortullarÕ oldu÷undan, bu oluúumlar buraya yerleúen Yayla Dere ve KÕrkgeçit Dereleri tarafÕndan derince yarÕlmÕúlardÕr. DolayÕsÕyla buradaki aúÕnÕm düzlükleri geniú alanlar kaplamayÕp akarsularca parçalanmÕú biçimdedirler. Bu durum sözü edilen düzlüklerin tarÕm alanÕ olarak kullanÕmÕnÕ da güçleútirmektedir. Yükseltinin 1400 metreyi aútÕ÷Õ bu düzlük alanlarÕnda, iklimin olumsuz etkisi nedeniyle, tarÕmsal faaliyetler genellikle yapÕlamamaktadÕr. Bunun yerine bu alanlar, otlak alanÕ, fundalÕk alan ve sÕk orman alanÕ olarak kullanÕlmaktadÕr.

(7)

ùekil 3: BeypazarÕ ølçesinin Jeoloji HaritasÕ

(8)

ÇantÕrlÕ, Kuyucak ve Ba÷özü köyü kuzeyinde, 1000 – 1200 m yaklaúÕk yükseltide, düzlük alanlar bulunmaktadÕr. Bu düzlük saha, güneydeki KÕrbaúÕ Platosu ile aynÕ yükseltidedir. DolayÕsÕyla bu düzlük alanda bir korelasyon söz konusudur. Her iki düzlük de, Üst Pliosen aúÕnÕm yüzeyinin parçalarÕdÕrlar. Ancak bu iki aynÕ dönem aúÕnÕm yüzeylerindeki arazi kullanÕmÕ birbirlerine pek fazla benzememektedir. Kuzeydeki aúÕnÕm yüzeyi daha dalgalÕ ve parçalÕ bir yüzeyken, KÕrbaúÕ Platosu çok daha düzdür. Bu anlamda Üst Pliosen aúÕnÕm yüzeyinin kuzeydeki devamÕnda ço÷unlukla fundalÕk, sÕk orman ve otlak alanÕ olarak kullanÕlan alanlar bulunurken; bu alanlar dÕúÕnda az da olsa kuru tarÕm alanlarÕna da rastlanabilmektedir. Ancak güneydeki KÕrbaúÕ Platosunun yüzeyini oluúturan kalÕn jipsli formasyon alanÕ genellikle çok az e÷imli ya da düzdür. DolayÕsÕyla KÕrbaúÕ Platosunun bulundu÷u kesimde arazinin oldukça düz olmasÕ, buranÕn tarÕm alanÕ olarak kullanÕlmasÕnÕ mümkün kÕlmaktadÕr. KÕrbaúÕ Platosunun üzerinde bulundu÷u Üst Pliosen aúÕnÕm yüzeyinde, genellikle kuru tarÕm yapÕlmasÕnÕn yanÕ sÕra son yirmi yÕllÕk bir dönemde özellikle sondaj ile çekilen sularla yapÕlan havuz sistemleri sayesinde sulu tarÕm alanlarÕ iyice artmÕú ve ilçedeki sebze üretimini hatÕrÕ sayÕlÕ oranda artÕrmÕútÕr.

Alt Pleistosen yaúlÕ aúÕnÕm yüzeyleri, çalÕúma alanÕmÕz içindeki en geniú alanÕ kaplayan aúÕnÕm yüzeyidir. Ço÷unlukla Üst Miosen yaúlÕ tortullar ile Orta Miosen yaúlÕ volkanitler üzerinde geliúmiú olan bu yüzey, Kirmir ÇayÕ güneyinde akarsular ile parçalanmÕú halde bulunurken; Kirmir ÇayÕ kuzeyinde çok geniú alanlar kaplamaktadÕr. Paralel drenaj sistemiyle aúÕnÕm yüzeyini yaran akarsularÕn vadi geniúlikleri, Kirmir ÇayÕnÕn güney yan kollarÕnda daha dar iken kuzey yan kollarÕnda daha geniú ve yayvandÕr. Kirmir ÇayÕnÕn kuzeyinde yer alan aúÕnÕm yüzeyindeki vadi tabanÕ geniúli÷i 1 km’yi bulmaktadÕr. DolayÕsÕyla bu vadilerdeki tarÕmsal koúullar, güneydeki yan kollarÕn oluúturdu÷u vadilere oranla daha elveriúli olmuútur. AyrÕca sulu tarÕm alanlarÕnÕn da genellikle bu vadilerde oldu÷u görülmektedir.

Alt Pleistosen aúÕnÕm yüzeylerinde taban suyunun düúük olmasÕndan dolayÕ kuru tarÕm yaygÕn durumdadÕr. Sulu tarÕmÕn yapÕlabilmesi ancak açÕlan sondajlarla mümkün olabilmektedir. Hatta bazÕ alanlarda sondajla elde edilen suyun pompalarla basÕlarak borular yardÕmÕ ile daha uzaktaki tarÕm alanlarÕna taúÕnmasÕ sayesinde sulama yapÕlmaktadÕr. Söz konusu bu durumu Kirmir ÇayÕ depresyonunun hem kuzey bölümlerinde hem de güney kesimlerinde görebilmekteyiz. Sopçaalan, Kuyumcutekke, Macun, Yo÷unpelit ve Oymaa÷aç köylerinin bulundu÷u kesimlerde bazÕ aúÕnÕm yüzeylerinde tahribattan kurtulabilmiú orman ve fundalÕk alanlarÕna da rastlanÕlmaktadÕr. Ancak bu alanlarÕn insan baskÕsÕna daha fazla dayanamayaca÷Õ söylenebilir.

Alt Pleistosen yaúlÕ aúÕnÕm yüzeyinin çok dalgalÕ olan kesimlerinin tarÕmsal faaliyetlere pek elveriúli olmamasÕ, bu alanlarÕn otlak alanÕ olarak kullanÕlmasÕnÕ sa÷lamÕútÕr. Kirmir ÇayÕ depresyonu üzerinde bulunan AcÕsu, HarmancÕk, YukarÕulucak, Kuyucak, KÕzÕlcasö÷üt, ÇantÕrlÕ, Kayabükü köylerinin bazÕ kesimlerinde jips oranÕnÕn fazla olmasÕ da bu alanlarda tarÕmÕn yapÕlmasÕnÕ olumsuz etkilemekte olup, söz konusu alanlar yöre halkÕ tarafÕndan otlak alanÕ olarak de÷erlendirilmektedir.

BeypazarÕ ilçesinde da÷ÕlÕm gösteren jeomorfolojik birimler arasÕnda vadi tabanlarÕ önemli bir yer tutmaktadÕr. Özellikle ilçenin tarÕmsal potansiyeline önemli bir katkÕ sa÷layan vadi tabanlarÕ, daha çok Alada÷ ÇayÕ ve Kirmir ÇayÕ ile kollarÕ tarafÕndan oluúturulan alüvyal düzlüklerdir. ÇalÕúma alanÕ içerisinde en geniú vadi tabanÕ Kirmir ÇayÕnÕn vadisidir. Kirmir ÇayÕnÕn oluúturdu÷u vadi tabanÕ, batÕdaki SarÕyar barajÕna do÷ru genel olarak geniúlemektedir. Vadi geniúli÷i Dibecik köyü yakÕnlarÕnda 2 km civarÕnda iken, Kayabükü köyü yakÕnlarÕnda yaklaúÕk olarak 4 km’nin üzerine çÕkmaktadÕr. Vadi tabanlarÕ, çevrenin en çukur yerlerini teúkil etti÷i ve kum, çakÕl gibi tanecikler barÕndÕrdÕ÷Õ için taban suyu bakÕmÕndan oldukça zengindir (Erol, 1973). DolayÕsÕyla alüvyonlarla kaplÕ olan bu vadi tabanlarÕnda verim oldukça yüksektir. BeypazarÕ ilçesi ile NallÕhan ilçesinin sÕnÕrÕnÕ oluúturan Alada÷ ÇayÕ vadi tabanÕ da oldukça geniútir. Vadi tabanÕnda yirmi yÕl öncesinde önemli miktarda çeltik tarÕmÕ yapÕlÕrken günümüzde çeltik tarÕmÕ önemsenmeyecek derecede azalmÕútÕr. Çeltik tarÕmÕnÕn di÷er sulu tarÕm ürünlerine göre daha zahmetli olmasÕ ve vadi tabanÕnÕn do÷u kesiminde topraklarÕ bulunan Sekli ve Dudaú köylerinde yaúanan göç süreçleri, çeltik tarÕmÕnÕ geriletmiútir. Çeltik tarÕmÕnÕn gerileyerek yok oldu÷u di÷er bir alan ise Kirmir ÇayÕ vadi tabanÕdÕr. Burada da yukarÕda verdi÷imiz durumun dÕúÕnda aynÕ zamanda Kirmir ÇayÕnÕn debisinin son yÕllarda düúmesi ve geçmiú yÕllarda pirinç ithaline izin verilmesi gibi etkenler, çeltik tarÕmÕnÕn ortadan kalkmasÕna neden olmuútur. Bu durum ilçede bulunan çeltik fabrikalarÕnÕn da kapanmasÕna neden

(9)

olmuútur. ùimdilerde bu vadi tabanlarÕ, önemli miktarda sebze tarÕmÕnÕn gerçekleúti÷i alanlar olarak de÷erlendirilmektedir. Sekli ve HÕrkatepe köylerinden geçen ÇayÕrpÕnar, BeypazarÕ úehri içinden de geçen ønözü, AcÕsu köyünden geçen Karaçay ve Uruú kasabasÕ ile Yo÷unpelit köyü yakÕnlarÕndaki Süvari ÇayÕ vadi tabanlarÕnda önemli miktarda sulu tarÕm alanlarÕ bulunmaktadÕr. Sözü edilen bu kesimlerde yo÷un bir úekilde sebze tarÕmÕ yapÕlmaktadÕr. E÷riova vadi tabanÕ 1600 m civarÕnda bir yükseltiye sahiptir. Yükseltinin çok fazla olmasÕ bu vadi tabanÕnda tarÕmsal etkinlikleri mümkün kÕlmamaktadÕr. Ancak bu vadi tabanÕnda orman alanlarÕnÕn tahrip olmasÕyla geliúmiú otlak alanlarÕ geniú yer kaplamakta, yer yer vadi tabanÕnda ormanlara da rastlanmaktadÕr. E÷riova vadi tabanÕ ve çevresi günümüzde hem yaylacÕlÕk faaliyetlerinin yapÕldÕ÷Õ hem de rekreasyon alanÕ olarak de÷erlendirilen bir ortamdÕr.

ønceleme alanÕmÕzda bulunan tabansÕz vadiler, sÕrtlar ve yamaçlarda; arazi kullanÕmÕ yerúekillerinin e÷im, su durumu ve toprak özelliklerine göre úekillenmektedir. E÷imin ve yükseltinin az oldu÷u kesimlerde sulu tarÕm yapÕlÕrken e÷imin görece arttÕ÷Õ ve su temininin güçleúti÷i kesimlerde sulu tarÕm yerini, kuru tarÕm alanlarÕna terk etmektedir. AyrÕca çok fazla e÷ime sahip olan kesimlerde de arazi kullanÕmÕ orman, fundalÕk ve otlak alanlar biçiminde kendini göstermektedir.

ÇalÕúma alanÕ içerisinde Süvari ve Kirmir ÇaylarÕ ile Sakarya Irma÷ÕnÕn açtÕ÷Õ yarma vadiler bulunmaktadÕr. Kirmir ÇayÕ, Adaören köyü sÕnÕrlarÕ içerisinde inceleme alanÕmÕz içindeki en uzun yarma vadiyi açmÕútÕr. Bu yarma vadi yaklaúÕk 20 km uzunlu÷unda olup, yarma vadinin yamaçlarÕ tamamÕyla bazalt ve andezitlerden oluútu÷u için oldukça diktir. Vadi derinli÷inin kimi yerlerde 300-350 m’ye çÕkmasÕ ve Kirmir’in bu bo÷az içerisinde gömük menderes yaparak akmasÕ akarsuyun yata÷ÕnÕ hÕzlÕ bir úekilde derinleútirdi÷ine iúaret etmektedir. Çiçek (2001), bu vadiyi Adaören bo÷azÕ olarak isimlendirerek gömük menderesleri, vadi içerisindeki basamaklarÕ ile bu bo÷azÕn tipik bir epijenik yarma vadi oldu÷unu belirtmektedir. Kirmir’in açtÕ÷Õ bir di÷er bo÷az ise YukarÕulucak köyü batÕsÕndaki Karabo÷az yarma vadisidir. 4 km’lik bir uzunlu÷a sahip olan bu bo÷azÕn oluúumu da Adaören bo÷azÕ ile aynÕdÕr. Adaören bo÷azÕ ile aynÕ úekilde oluúan ve Adaören ile øncepelit köyleri sÕnÕrlarÕ içinde Süvari ÇayÕnÕn açtÕ÷Õ bo÷az, yaklaúÕk 15 km olup bu bo÷az da yer yer oldukça dik yamaçlara sahiptir. Mahmutlar köyü güneyindeki Ankara ÇayÕ ile ilçeyi güneyden çeviren Sakarya IrmaklarÕnÕn açtÕ÷Õ yarma vadiler de bulunmaktadÕr. Sakarya Irma÷Õ ile Ankara ÇayÕnÕn vadi derinlikleri 400 m’ye kadar çÕkabilmektedir. AdÕ geçen bu akarsular, arazide bulunan Eosen formasyonlarÕ ile Neojen dolgularÕnÕ sÕyÕrarak temeli oluúturan granodiyoritik kütleye yerleúerek gömülmüúler ve böylece epijenik bir vadi oluúturmuúlardÕr.

BeypazarÕ ilçesi içindeki yarma vadilerin kullanÕmÕ, yarma vadilerin yamaçlarÕnÕn dik olmasÕ nedeniyle oldukça kÕsÕtlÕdÕr. Ancak bazÕ kesimlerde yarma vadilerinin yamaçlarÕndaki e÷imin azalmasÕ kÕsmen de olsa bu alanlarÕn da kullanÕlmasÕna olanak tanÕmÕútÕr. Nitekim bu tür yamaçlarda bulunan bitki örtüsü özellikle keçilerin otlatÕlmasÕ maksadÕyla de÷erlendirilmektedir. Yarma vadilerin ço÷unlukla tabanlarÕ olmamakla birlikte kimi yerlerdeki taban oluúumu kÕsmi olarak tarÕmsal amaçlÕ olarak bu alanlarÕn kullanÕlmasÕna zemin hazÕrlamaktadÕr. Özellikle Sakarya Irma÷Õ ile Kirmir ÇayÕnÕn açtÕ÷Õ yarma vadilerin bazÕ kesimlerinde sulu tarÕm olanaklarÕ bulunmaktadÕr. Yöre halkÕ tarafÕndan “bük” olarak adlandÕrÕlan bu alanlarda genellikle sulu tarÕm yapÕlmaktadÕr (Foto: 1). Bunun yanÕnda yarma vadilerin yamaçlarÕnda kimi yerlerde park görünümünde ormanlara ve fundalÕklara da rastlanÕlmaktadÕr.

BeypazarÕ ilçesindeki en alçak aúÕnÕm düzlükleri, ço÷u yerde oldukça az e÷imli yamaçlarla vadi tabanlarÕna ve sekilere ba÷lanÕr. Bu yamaçlarÕn nispi yükseklikleri 100-150 m arasÕnda olmasÕnÕn yanÕ sÕra, yamaçlarÕn bazÕ kesimlerinde e÷im úartlarÕ ve litolojik yapÕdan dolayÕ aúÕnmalarla kÕrgÕbayÕr topografyasÕ oluúmuútur. Kayabükü, HarmancÕk, YukarÕulucak, FasÕl köyleri ile KÕrbaúÕ kasabalarÕ çevrelerinde bu kÕrgÕbayÕr úekilleri çok net biçimde görülmektedir. Bu alanlarÕn dÕúÕnda birçok yerde de dar alanlÕ da olsa kÕrgÕbayÕrlara rastlanabilmektedir. KÕrgÕbayÕr alanlarÕ, otlak alanÕ olarak kullanÕlmaktadÕr. Bu yapÕ üzerinde suyun toprak tarafÕndan tutulmasÕ çok zor oldu÷u için, kültür bitkilerinin yetiútirmek çok zordur. Ancak tarÕm alanÕna ihtiyaç duyulan bazÕ kesimlerde kÕrgÕbayÕr alanlarÕnda da kültür bitkileri yetiútirilmekte; fakat verim düzeyi oldukça az olmaktadÕr. Bu sebeple kÕrgÕbayÕr alanlarÕndaki kuru tarÕm alanlarÕnda ekim iúlemi ancak uzun süreli nadaslarla olabilmektedir.

(10)

Foto: 1. KargÕ köyü güneyindeki Sakarya Irma÷ÕnÕn açtÕ÷Õ yarma vadi ve bük olarak adlandÕrÕlan

kesimlerdeki tarÕm alanlarÕ görülmektedir.

Çeúitli alanlardan kaynaklanÕp, Kirmir ÇayÕ’na katÕlan derelerin, Kirmir ile birleútikleri kesimlerinde, e÷imdeki ani azalmaya ba÷lÕ olarak birikinti konileri meydana gelmiútir. Kirmir ÇayÕ depresyonun üzerinde yer alan, YukarÕulucak, Kayabükü, Akçakavak ve Dibecik köylerinin güney kesimleri ile KÕrbaúÕ kasabasÕ, Oymaa÷aç ve Tahir köylerinin kuzey kesimlerinde bu birikinti konileri gözlenmiútir. Tahir köyü, Kayabükü köyü ile KÕrbaúÕ kasabalarÕnÕn bulundu÷u kesimlerdeki birikinti konileri oldukça geniú ve yayvan olup birikinti yelpazesi özelli÷i göstermektedirler. Birikinti konileri, tarÕmsal faaliyetler için oldukça elveriúli olan alanlardÕr. Özellikle sulu tarÕmÕn a÷ÕrlÕk kazandÕ÷Õ birikinti konileri üzerinde, sebze tarÕmÕ yaygÕn bir biçimde yapÕlabilmektedir. Kimi birikinti konilerinin üst kesimlerinde ise kuru tarÕm alanlarÕ ve hatta otlak alanlarÕ bile bulunabilmektedir. Bu durum, hem su potansiyeli ile hem de birikinti konilerinin oluúmuú oldu÷u malzeme boyutunun tarÕmsal koúullara etkisiyle alakalÕdÕr. Zira birikinti konilerinin yamaca do÷ru olan bazÕ üst kesimlerinde çakÕl boyutlarÕnÕn iri olmasÕ tarÕmÕ olumsuz kÕlarken aynÕ zamanda bu kesimlerde taban suyunun biraz derinde olmasÕ koninin yüzeyindeki nemin az olmasÕna neden oldu÷u için bu kesimlerde kuru tarÕmÕ olanaklÕ kÕlabilmektedir.

Alt Pleistosen döneminde geliúen aúÕnÕm yüzeylerinden yamaçlarla Kirmir ve Süvari ÇayÕnÕn eski vadi tabanÕ bölümlerine, yani sekilere geçilmektedir. Söz konusu bu yamaçlarda e÷im bazÕ kÕsÕmlarda çok belirgin bazÕ kÕsÕmlarda ise oldukça siliktir. Bu geçiú her yerde bir yamaçla olmayÕp bazen do÷rudan sekilere geçilebilmektedir. ønceleme alanÕnda gözlemledi÷imiz sekiler birkaç basamak úeklinde sÕralanmakta ve sekilerin en eskisinin genel olarak 100- 120 m arasÕnda bir yüksekli÷e sahip oldu÷u anlaúÕlmaktadÕr. Seki sistemleri Kirmir ve Süvari ÇayÕ dÕúÕnda, daha güneyde yer alan Sakarya Irma÷Õ, Karaçay Deresi ve Dibecik köyü yakÕnlarÕnda, Kirmir ile birleúen ølhan ÇayÕ civarÕnda da yer almaktadÕr. Çiçek, yörede yaptÕ÷Õ çalÕúmasÕnda Kirmir ve ølhan ÇaylarÕnÕn dört seki basama÷Õ oldu÷unu ve bunlarÕn birinci seki basama÷Õndan itibaren sÕrasÕyla; 1120 m, 70-80 m, 40-50 m, 10-15 m nispi yükseltiye sahip oldu÷unu belirtmektedir. Çiçek (2001), sekilerin ilk ikisinin Alt Pleistosen dönemde di÷erlerinin de Üst Pleistosende oluúmuú olabilece÷i sonucuna varmÕútÕr. BeypazarÕ ilçesinde sekiler en çok sulu tarÕm alanlarÕ olarak kullanÕlmaktadÕr. Ancak bazÕ yüksek seki alanlarÕnda kuru tarÕm da yapÕlmaktadÕr. Yüksek sekilerin önemli ölçüde aúÕndÕ÷Õ kesimlerde sekiler kimi yerlerde tepecikler biçiminde kalmÕútÕr. Bu yüzden sekilerin bu bölümleri pek yaygÕn olmasa da otlak alanÕ olarak kullanÕlmaktadÕr.

(11)
(12)

3.Jeomorfolojik Birimlerde Arazi KullanÕmÕ

BeypazarÕ ilçesindeki jeomorfolojik birimler üzerindeki arazi kullanÕm biçimleri çeúitlilik göstermektedir. ølçenin kuzeyindeki Karaúar Platosu ve yüksek saha üzerinde yer alan Alt-Orta Miosen dönemine ait aúÕnÕm yüzeyleri, Üst Miosen aúÕnÕm yüzeylerinde oldu÷u gibi yükseltinin fazla olmasÕndan dolayÕ tarÕmsal faaliyetlere pek uygun de÷ildir. Buna karúÕn bu alanlarda ya÷ÕúÕn fazla olmasÕna ba÷lÕ olarak, orman formasyonuna ait a÷aç topluluklarÕ geliúme göstermiú ve sÕk a÷açlÕ orman alanlarÕ oluúmuútur. AyrÕca bu yüksek alanlarda otlak alanlarÕ da bulunmakta olup hayvancÕlÕk öne çÕkmÕútÕr (ùekil: 5). Alt-Orta Miosen dönemine ait aúÕnÕm yüzeyleri üzerinde, ço÷unlukla orman arazileri bulunmaktadÕr. Bu yüzeylerin yalnÕzca % 1’lik kÕsmÕnda tarÕm alanÕ bulunmakta olup o da kuru tarÕm biçimindedir (Çizelge: 1). Alt-Orta Miosen aúÕnÕm yüzeyinin yakÕn çevresindeki daha alçak sahalarda yerleúim alanlarÕnÕn bulunmasÕ bu alanlarda orman tahribatÕnÕ artÕrmÕútÕr. Bu yüzden bu alanlarda orman alanlarÕnÕn oranÕ (% 48) daha kuzeydeki Üst Miosen aúÕnÕm yüzeylerindeki orman alanÕ oranÕna (% 62) göre azdÕr.

Üst Miosen aúÕnÕm yüzeyleri de aynÕ Alt-Orta Miosen aúÕnÕm yüzeylerinde oldu÷u gibi tarÕm alanlarÕndan ziyade orman alanlarÕnÕn geniúçe yer kapladÕ÷Õ alanlardÕr. Bu alanlarÕn yerleúim alanlarÕndan daha uzakta kalmÕú olmasÕ insan baskÕsÕnÕ hafifletmiú, bu da sÕk orman alanlarÕnÕn daha fazla olmasÕnÕ sa÷lamÕútÕr. Sahada yaptÕ÷ÕmÕz gözlemler sonucunda bu aúÕnÕm yüzeyinde daha önceleri tarÕm alanÕ olarak kullanÕlan bazÕ alanlarÕn, çevredeki köylerden dÕúarÕya göç oldu÷u için kullanÕlmadÕ÷ÕnÕ tespit etmiú bulunmaktayÕz. TarÕma uygun olabildi÷i halde bu araziler, kullanÕlmayarak zamanla otlak ve fundalÕklara dönüúmüútür.

BeypazarÕ ilçesinde Üst Pliosen aúÕnÕm yüzeyleri, ilçenin güneyinde daha fazla alan kaplamaktadÕr. KÕrbaúÕ Platosunun da bulundu÷u bu aúÕnÕm yüzeylerinde hâkim kullanÕm % 63 ile kuru tarÕmdÕr. Bunu sÕrasÕyla otlak ve sulu tarÕm alanlarÕ takip eder. Otlak alanlarÕ, e÷imin arttÕ÷Õ kesimler ile yüzeyin aúÕnarak granitik temeli ortaya çÕkardÕ÷Õ kesimlerde daha fazla görülmektedir. Sulu tarÕm alanlarÕ bu düzlüklerde özellikle KÕrbaúÕ Platosu üzerinde daha önce de belirtildi÷i gibi sondajlarla elde edilen su kaynaklarÕ ile iyice artÕrÕlmÕútÕr. SulamanÕn oldu÷u düzlüklerde genellikle sebze tarÕmÕ, özellikle de havuç tarÕmÕ geliúme göstermiútir. SÕcaklÕ÷Õn plato yüzeyinde daha aúa÷Õdaki düzlüklere göre biraz daha düúük olmasÕ domates gibi sebzelerin yetiúmesine olanak tanÕmamaktadÕr. AúÕnÕm yüzeyi üzerinde yerleúim alanlarÕ fazla de÷ildir. Yerleúim alanlarÕ daha çok bu yüzeyin kenarÕnÕ teúkil eden yamaçlarda görülmektedir. Yerleúmelerin bu ortamlarda olmasÕ hem güvenlik gerekçesi hem de su teminin yüksekteki düzlüklere göre nispeten daha kolay olmasÕ ile ilgilidir.

ÇalÕúma alanÕmÕz içinde en geniú alanÕ kaplayan aúÕnÕm yüzeyleri, Alt Pleistosen aúÕnÕm yüzeyleridir. Bu düzlükler özellikle Kirmir ÇayÕ depresyonun kuzeyinde geniú alanlar kaplamaktadÕr. AúÕnÕm yüzeyleri içerisinde yükseltinin en az oldu÷u kesimler bu alanlardÕr. Alt Pleistosen aúÕnÕm yüzeylerinde, kuru tarÕm alanlarÕ ile otlak alanlarÕnÕn oranÕ (% 44) aynÕdÕr. Bunu sÕrasÕyla sulu tarÕm, orman alanlarÕ, yerleúim alanlarÕ ve fundalÕk alan takip etmektedir. SÕcaklÕk úartlarÕnÕn uygun olmasÕ bu alanlarda tarÕm olanaklarÕnÕ iyileútirici bir rol oynamasÕna yardÕmcÕ olmaktadÕr. Ancak, jipslerin kalÕn depolar halinde bulundu÷u alanlarda tuzluluk nedeniyle tarÕm olumsuz etkilenmektedir. Bu ba÷lamda söz konusu alanlar genellikle otlak alanÕ olarak kullanÕlmaktadÕr. AúÕnÕm yüzeyindeki sulu tarÕm alanlarÕ genelde vadi tabanÕ gibi su temininin kolay oldu÷u kesimlere yakÕndÕr. Buralardan elde edilen su, borular yardÕmÕyla aúÕnÕm yüzeyindeki tarÕm alanlarÕna sevk edilerek sulama yapÕlmaktadÕr. Alt Pleistosen aúÕnÕm yüzeylerinin daha yüksekteki jeomorfolojik birimlere ba÷landÕ÷Õ kesimlerde orman alanlarÕ kendini göstermektedir. Bu durum daha çok Alt Pleistosen aúÕnÕm yüzeyinin Kirmir ÇayÕ depresyonunun kuzey kesimlerinde görülmektedir. BeypazarÕ úehrinin bulundu÷u alan da bu aúÕnÕm yüzeyinde bulundu÷u için yerleúim alanlarÕnÕn oransal de÷eri, geriye kalan tüm jeomorfolojik birimlerden daha fazla çÕkmaktadÕr. BeypazarÕ úehrini dikkate almadÕ÷ÕnÕzda oranÕn di÷er birimlerden farklÕ olmadÕ÷Õ ortaya çÕkmaktadÕr.

(13)

Çize da÷ÕlÕúÕ (% Jeom Alt-Orta Üst Mios Üst Plios Alt Pleist Vadi Tab Yarma V TabansÕz Seki SÕrt ve Y KÕrgÕbay Birikinti Ç toprak v tabanlarÕ baskÕn o özellikle olmasa d bulundu÷ tabanlarÕ çalÕúma belirtildi ilgilidir. Foto: 2. K biçimde se elge: 1. Beypaz %). morfolojik Birim KullanÕm Biç a Miosen Aú. Yüz

sen Aú. Yüz sen Aú. Yüz tosen Aú. Yüz banÕ Vadi z Vadi Yamaç yÕr i Konisi Ço÷unlukla ve hidrograf ÕnÕn büyük b olmak üzere e havuç, maru da vadi taban ÷u kesimlerd Õnda do÷al o alanÕmÕzda v i÷i gibi çok y AynÕ durum

Kayabükü köyün ebze tarÕmÕ yap

arÕ ilçesindeki j mler Üzerindeki çimi(%) z Alada÷ Çay fik özellikle bir kÕsmÕ sulu , meyvecilik ul çeúitleri, Õ nlarÕnÕn kÕsm de ise kuru olarak tarÕm vadi tabanla yüksekte olan m orman alan nün Köúebükü ÕlmaktadÕr. jeomorfolojik b Kuru TarÕm AlanÕ 1 1 63 44 23 0 14 20 11 3 35 yÕ, Süvari Ça riyle tarÕms u tarÕm alanl k de önemli Õspanak, dom mi olarak taba tarÕm yapÕlm m dÕúÕ kullan arÕndaki otlak n ve tarÕma m larÕ için de g mahallesi civar birimler üzerind m Sulu TarÕm AlanÕ 0 0 11 6 65 12 4 66 2 0 49 ayÕ, Kirmir Ç al açÕdan o larÕdÕr (ùekil úekilde bu mates ve turp an suyu ile il maktadÕr. Ta nÕm beklenm k alanÕ yakla müsait olmay geçerlidir. arÕnda Kirmir Ç deki kullanÕm b Otlak AlanÕ Orma Alan

26 48 27 62 16 5 44 3 10 1 82 3 45 24 14 0 49 22 97 0 16 0 ÇayÕ ve koll oldukça kÕym l: 5). Sulu ta alanlarda ya p baúÕ çekmek lgili sorunlar arÕmsal açÕd mez. Ancak ç aúÕk olarak % yan E÷riova

ÇayÕ vadisi taban

biçimleri ve kap an FundalÕk Alan 25 10 5 1 0 3 12 0 16 0 0 arÕnÕn oluútu metli araziler arÕm ürünleri apÕlmaktadÕr ktedir. Çok b rÕ olan ve yaz dan son dere

çizelge 3’te % 10 dur. B vadi tabanÕn

nÕndaki sulu tar

pladÕklarÕ alanla

Yerleúim AlanÕ T 0 0 0 2 1 0 1 0 0 0 0

urdu÷u vadi erdir (Foto:

i içerisinde s r. Sebzeler i büyük bir ora azÕn kuruyan ece önemli o de görülece Bu oran daha ndaki otlak al rÕm alanlarÕnda arÕn oransal TOPLAM 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 tabanlarÕ 2). Vadi sebzecilik içerisinde ana sahip derelerin olan vadi e÷i üzere a önce de lanlarÕ ile a yaygÕn bir

(14)
(15)

Yarma vadilerde en yüksek orana sahip olan alanlar, otlak alanlarÕ olup bunu sÕrasÕyla; sulu tarÕm alanlarÕ, orman ve fundalÕk alanlarÕ takip eder. Otlak, orman ve fundalÕk alanlar genellikle yarma vadilerin daha az e÷imli ve silik oldu÷u yamaçlarda görülmektedir. Ancak, epijenik vadilerin dar alanlÕ olan taban kÕsÕmlarÕnda bulunabilen alanlardaysa sulu tarÕm yapÕlabilmektedir. Bu úekildeki bir durumu hem Sakarya Irma÷Õ’nÕn hem de Kirmir ÇayÕ’nÕn yarma vadilerinde görmek mümkündür.

BeypazarÕ ilçesindeki sekiler, önemli tarÕm alanlarÕ arasÕndadÕr. Sekilerde sulu ve kuru tarÕm ile otlak alanlarÕ mevcuttur. Sekilerde en önemli kullanÕmÕn % 66 ile sulu tarÕm oldu÷u görülmektedir. Meyve ve sebze üretimi, seki alanlarÕndaki en önemli üretim biçimidir. Sekiler üzerinde kuru tarÕm alanlarÕna, genellikle su temininin güç oldu÷u yüksek seki seviyelerinde rastlanÕlmaktadÕr. Otlak alanlarÕna ise seki basamaklarÕnÕn aúÕnma neticesinde tepe veya arÕzalÕ yüzey biçiminde olan kesimlerinde tesadüf edilmektedir.

SÕrt ve yamaçlar ile tabansÕz vadiler daha çok otlak olarak kullanÕlmaktadÕr. Bu jeomorfolojik birimlerde genellikle e÷im de÷erleri fazla, toprak örtüsü ince oldu÷undan tarÕmsal alanlar, oransal olarak düúük bir de÷ere sahiptir. Yükseltinin ve ya÷ÕúÕn daha fazla oldu÷u sÕrt ve yamaçlar ile tabansÕz vadilerde orman alanlarÕ artarken, ya÷ÕúÕn azaldÕ÷Õ daha alçak kesimlerde ise insan müdahalelerinin de etkisiyle fundalÕk alanlar artÕú göstermektedir. SÕrt ve yamaçlar ile tabansÕz vadilerde tarÕm, e÷im ve hidrografik koúullarÕn uygunlu÷una göre sulu veya kuru úeklinde olmaktadÕr.

KÕrgÕbayÕr alanlarÕndaki toprak örtüsü hem çok zayÕf hem de bu alanlarda çakÕllar fazlaca bulunmaktadÕr. DolayÕsÕyla buralar ilçede % 97 gibi yüksek bir oranla otlak alanÕ durumundadÕr. Ancak kimi alanlarda tarÕm alanlarÕna olan baskÕnÕn fazla olmasÕ, buralarda bazÕ yÕllarda kuru tarÕmÕn yapÕlmasÕna sebep olabilmektedir. ølçede çok fazla bir alan kaplamayan birikinti konilerinde ana kullanÕmÕn % 49 ile sulu tarÕm oldu÷u görülmektedir. Bunu sÕrasÕyla kuru tarÕm ve otlak alanlarÕ takip etmektedir.

4. SONUÇ

BeypazarÕ ilçesinde Paleozoik’ten Kuaterner’e hemen hemen her yaúta formasyon bulunmaktadÕr. ølçe genelinde tortul kayaçlar ile kuzey kesimde volkanik kayaçlar geniú yer kaplamakta, bu yapÕ üzerinde farklÕ seviyelerde aúÕnÕm düzlükleri bulunmaktadÕr. Bu birimlerin dÕúÕnda akarsularÕn aúÕndÕrma ve biriktirmesiyle oluúmuú birimler de yer almaktadÕr.

ÇalÕúma alanÕ içerisinde en fazla alan kaplayan jeomorfolojik birimler aúÕnÕm yüzeyleridir. ølçenin kuzeyinde geniú alanlar kaplayan Alt-Orta Miosen ve Üst Miosen aúÕnÕm yüzeyleri yükseltinin fazla olmasÕndan dolayÕ tarÕmsal faaliyetlere pek uygun de÷ildir. Buna karúÕn bu alanlarda ya÷ÕúÕn fazla olmasÕna ba÷lÕ olarak, orman formasyonuna ait a÷aç topluluklarÕ geliúme göstermiú ve sÕk a÷açlÕ orman alanlarÕ oluúmuútur. Buralarda orman alanlarÕ içerisinde tarÕmsal faaliyetler için uygun olabilen alanlar, a÷açlarÕn ortadan kaldÕrÕlmasÕ suretiyle tarÕm alanÕ haline dönüútürülmüútür. Ancak bu alanlardaki tarÕm alanlarÕndan elde edilen verim oldukça düúük olup belli bir dönem kullanÕldÕktan sonra bu tarÕm alanlarÕ terk edilmekte veya mera alanÕ olarak kullanÕlmaktadÕr. BeypazarÕ ilçesinin daha çok güneyinde yer tutan Üst Pliosen aúÕnÕm yüzeyinde hâkim kullanÕm % 63 ile kuru tarÕmdÕr. Bunu sÕrasÕyla otlak ve sulu tarÕm alanlarÕ takip eder. Kuru tarÕm alanlarÕnda daha çok bu÷day ve arpa gibi tahÕllarla ayçiçe÷i yetiútirilmektedir. Otlak alanlarÕ, e÷imin arttÕ÷Õ kesimler ile yüzeyin aúÕnarak granitik temeli ortaya çÕkardÕ÷Õ kesimlerde daha fazla görülmektedir. Sulu tarÕm alanlarÕ bu düzlüklerde özellikle KÕrbaúÕ Platosu üzerinde yer altÕ sularÕnÕn kullanÕmÕyla iyice artÕrÕlmÕútÕr. Yer altÕ suyu kullanÕmÕnÕn kontrolsüz ve aúÕrÕ olmasÕ taban suyunun düúmesine sebep olaca÷Õndan ileriki dönemlerde sulu tarÕmÕ olumsuz olarak etkileyecektir. DolayÕsÕyla yer altÕ suyu kullanÕmÕnda gerekli tedbirlerin alÕnmasÕ zorunludur. SulamanÕn yapÕldÕ÷Õ kesimlerde genellikle sebze tarÕmÕ, özellikle de havuç tarÕmÕ geliúme göstermiútir. Kirmir ÇayÕ kuzeyinde çok geniú alanlar kaplayan Alt Pleistosen yaúlÕ aúÕnÕm yüzeyleri ço÷unlukla kuru tarÕm alanlarÕ ve otlak alanlarÕnÕn bulundu÷u bir kesimdir.

(16)

Kuru tarÕm alanlarÕnda ilçenin genelinde oldu÷u gibi bu÷day, arpa ve ayçiçe÷i yetiútirilmektedir. Alt Pleistosen yaúlÕ aúÕnÕm yüzeyinin e÷imli olan kesimlerinin tarÕmsal faaliyetlere pek elveriúli olmamasÕ ve aúÕnÕm yüzeyinin bazÕ kesimlerinde jips oranlarÕnÕn fazla olmasÕ da bu alanlarda tarÕmÕn yapÕlmasÕnÕ olumsuz etkilemekte olup, söz konusu alanlar yöre halkÕ tarafÕndan otlak alanÕ olarak de÷erlendirilmektedir

ølçenin tarÕmsal potansiyeline önemli bir katkÕ sa÷layan vadi tabanlarÕ, daha çok Alada÷ ÇayÕ ve Kirmir ÇayÕ ile kollarÕ tarafÕndan oluúturulan alüvyal düzlüklerdir. Alüvyon kaplÕ olan ve taban suyu yüksek olan bu vadi tabanlarÕnda verim oldukça yüksek olup genellikle sebze tarÕmÕ yapÕlmaktadÕr. Söz konusu vadi tabanlarÕnda baúta marul, Õspanak, yeúil so÷an, turp, domates olmak üzere birçok sebze yetiútirilmektedir. Ankara ilinde birçok sebze türünün en fazla yetiútirildi÷i ilçe olan BeypazarÕ’Õndan baúkent ve østanbul’a önemli oranda sebze satÕúÕ gerçekleútirilmektedir. ølçedeki sebze tarÕmÕnÕn geliútirilmesi yanÕnda sebze üretici birliklerinin kurulmasÕ ve bu birliklerin organize bir úekilde faaliyetlerini sürdürmesi üreticinin uzun vadede gelirini artÕracaktÕr. ÇalÕúma alanÕndaki yarma vadiler ve çevrelerinde e÷im úartlarÕndan dolayÕ genelde otlak alanlarÕ bulunmaktadÕr. TabansÕz vadilerde ise genel olarak orman alanlarÕ ile fundalÕk alanlar ço÷unlukta olup bazÕ kesimlerde de otlak alanlar hayvancÕlÕk faaliyetlerinde de÷erlendirilmektedir. Orman ve fundalÕk alanlarÕn oransal olarak geniú alanlar kapladÕ÷Õ sÕrt ve yamaçlar daha çok ilçenin kuzey kesimlerinde yer almaktadÕr. ølçedeki seki alanlarÕnda ço÷unlukla sulu tarÕm alanlarÕ bulunmakta olup buralarda önemli oranda sebze tarÕmÕ gerçekleútirilmektedir. ølçede geniú alanlar kaplamayan birikinti konilerinde su teminin kolay oldu÷u kesimlerde sulu tarÕm yapÕlÕrken konilerin yukarÕ kÕsmÕnda ise genelde kuru tarÕm yapÕlmaktadÕr. KÕrgÕbayÕr alanlarÕndaki toprak örtüsü hem çok zayÕf hem de bu alanlarda çakÕllarÕn fazlaca bulunmasÕ buralarÕn otlak alanlarÕ olarak kullanÕlmasÕnÕ sa÷lamaktadÕr.

Referanslar

Bayar, R. (2003) “ Arazi KullanÕmÕ – Nüfus øliúkisi: Anamur Örne÷i” Co÷rafi Bilimler Dergisi, 1 (1), 97-116, Ankara. Çiçek, ø. (2001) “ølhan – Kirmir ÇayÕ Kavúa÷Õ Çevresinin Jeomorfolojisi”, A.Ü. Türkiye Co÷rafyasÕ AraútÕrma ve Uygulama

Merkezi Dergisi, S:8, Ankara.

Ege, ø. (2008) Bolkar Da÷larÕ’nÕn Do÷u Kesiminde Jeomorfolojik Birimler Üzerinde Arazi KullanÕmÕ, A.Ü., Sos. Bil. Enst., Doktora Tezi (YayÕnlanmamÕú), Ankara.

Erol, O. (1973) “Ankara ùehri Çevresinin Jeomorfolojik Ana Birimleri”, A.Ü.Dil ve Tarih – Co÷rafya Fak. Yay. No: 240, Co÷. Araú.Enst. Yay. No: 16 Ankara.

Gözenç, S. (1980), “Arazi Kullanma ‘Land Use’ HaritalarÕnda Standardizasyon ve Türkiye øçin Bir Öneri”, østanbul Üniversitesi Co÷rafya Enst. Dergisi, S:23, østanbul.

Gürgen, G. (1993) “KÕrbaúÕ Platosunun Jeomorfolojisi ve Araziden Yararlanma ArasÕndaki øliúkiler”, A.Ü. Türkiye Co÷rafyasÕ AraútÕrma ve Uygulama Merkezi Dergisi, S:2, Ankara.

Öngür,T. (1977) ”KÕzÕlcahamam GB’sÕnÕn Volkanolojisi ve Petroloji øncelemesi” Türkiye Jeoloji Kurumu Bülteni, C:20, Ankara.

Özça÷lar, A. (1994), “Çarúamba OvasÕ ve YakÕn Çevresinde Araziden Faydalanma”, Türkiye Co÷rafyasÕ AraútÕrma ve Uygulama Merk. Dergisi, S:3, s.s. 93, Ankara.

Özça÷lar, A. - Özgür, M.- Somuncu, M. - Bayar, R.-YÕlmaz, M. – Yüceúahin, M.- Yavan, N.-AkpÕnar, N. ve Karadeniz, N. (2006), “ÇamlÕhemúin ølçesinde Do÷al ve Beúeri Kaynak Tespitine Ba÷lÕ Olarak Geliútirilen Arazi KullanÕm KararlarÕ” Co÷rafi Bilimler Dergisi, 4 (1), 1-27, Ankara.

Özça÷lar, A. (2009), Co÷rafyaya Giriú, Ümit Ofset MatbaacÕlÕk, Ankara.

Pamir, H.N. (1984) Dinamik Jeoloji (Yerin øç OlaylarÕ) øst. Ün. Yay. NO:348 Kenan MatbaasÕ, østanbul.

Saner, S. (1977) Gevye-Osmaeli-GölpazarÕ-TaraklÕ AlanÕnÕn Jeolojisi: Eski Çökelme OrtamlarÕ ve Çökelmenin Evrimi. Doktora Tezi (YayÕmlanmamÕú), østanbul Univ., Fen Fak. Tatbiki Jeoloji Kürsüsü, østanbul.

SarÕaslan M.M., vd. (1998) “Ankara ølinin Çevre Jeolojisi ve Do÷al KaynaklarÕ” MTA Rapor No: 10069, Ankara.

Taú, B. (2006), Tosya ilçesinde Araziden Yararlanma ve Planlamaya Yönelik Öneriler, A.Ü., Sos. Bil. Enst., Doktora Tezi (YayÕnlanmamÕú), Ankara.

Türkan, O. (2012). BeypazarÕ ølçesinde Arazi VarlÕ÷ÕnÕn Tespiti ve Arazi KullanÕm PlanlamasÕna Yönelik Öneriler, Ankara Ünv. Sosyal Bilimler Enst. Doktora Tezi (YayÕmlanmamÕú), Ankara.

Türkecan A., vd. (1991) “ Seben – Gerede (Bolu) – Güdül – BeypazarÕ (Ankara) ve Çerkeú – Orta – Kurúunlu (ÇankÕrÕ) Yörelerinin (Köro÷lu Da÷larÕ) Jeolojisi ve Volkanik KayaçlarÕn Petrolojisi” MTA Rapor No: 9193, Ankara.

Şekil

çizelge  3’te  %  10  dur.  B vadi taban Õn

Referanslar

Benzer Belgeler

MKİSH izleme, saptama, raporlama, risk faktörlerini azaltma, sağlığın restorasyonu Engellilik sonucu oluşan kayıp zamanı azaltmaya yönelik risk faktörü azaltma,

Alman Cumhuriyeti şüphesiz ki bu dolayısiyle vâki desteklemeden ve isten­ memiş olduğu halde hasbî olarak Roma Hükûrnetinin kendine verdiği kuvvetten faydalanarak,

— Bu kararlar tescil ve ilân edilir (TK 26 ve müteakip). — Her iki şirket bilançosu ayn ayn ilân edilir ve borçlann şekli itfası gösterilir TK 207. Fakat borçlann

These results together with the results of our previous study lead us to conclude that increased activity of sEH may result in increased plasma 11,12 DHET levels in

This study aimed to compare short and standard dental implants according to primary stability in bone type IV using Resonance frequency analysis (RFA) test equipment.. RFA

Within the limitations of this study, it can be stated that ENA and ULT, also classified as ceramic- polymer composite materials, have significant differ- ences in terms of

Keywords: Babesia caballi, Theileria equi, horse, equine piroplasmosis, serum trace elements... All

54: Also at Budker Institute of Nuclear Physics, Novosibirsk, Russia 55: Also at Faculty of Physics, University of Belgrade, Belgrade, Serbia. 56: Also at Trincomalee Campus,