• Sonuç bulunamadı

KADIN İSTERSE YAPAMAYACAĞI BİR ŞEY YOKTUR

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "KADIN İSTERSE YAPAMAYACAĞI BİR ŞEY YOKTUR"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KADIN iSTERSE

YAPAMAYACAĞI

BiR ŞEY

(2)
(3)

K

adınlara olan gereksinim insanoğlunun var oluşundan günümüze kadar artarak devam etmekte gelecek her yüzyılda daha da artaca-ğı gözlemlenmektedir. Geçmiş yüzyıllarda kadın-larda asli görev olarak biçilen ev işlerinden ve ço-cuktan sorumlu olma algısı gelişerek globalleşen dünya çağında giderek yıkılmakta ve kadınların da artık çalışma hayatlarında birer başrol oyuncusu olabileceği görülmektedir. Çalışma hayatında yer alan kadınların durumu, ekonomik, sosyal, biyolo-jik, kültürel birçok faktörle ilişkili olarak incelenme-si gereken çok boyutlu bir halk sağlığı konusudur. Kadınlar tarih boyunca üretimin her aşamasında çalışmasına rağmen, hala dezavantajlı bireyler ola-rak değerlendirilmektedir. Gelişimini tamamlamış ülkeler sosyo-ekonomik olarak incelendiğinde ka-dın çalışma hakların ciddi yasalar ile güvence altına alındığı gözlemlenmenin yanı sıra toplum içinde kadının çalışma sektörleri üzerine bir önyargı da bu-lunmamaktadır. Hızla gelişen ve modern dünyanın küresel adımlarını takip etmeyen çalışan ülkemiz-de ülkemiz-de son zamanlarda kadınların çalışma yaşamıy-la ilgili birçok yeni yasal düzenleme yapılmaktadır. Kadınların işgücüne katılımı, sürdürülebilir kalkın-manın, sosyal gelişmişliğin ve toplumsal refahın önemli bir unsuru olarak kabul edilmektedir. Yasalar ile çalışma hayatları güvence altına alınan kadınlar ne yazık ki bir sonraki aşama olan önyargı engeli ile mücadele etmek zorunda kalmaktadırlar. Örneğin; O sektör siz kadınlar için değil, elinin hamuru ile er-kek işine karışma gibi insan ruhuna ve psikolojine savaş açan önyargı tezleri ile kadınların toplumun her alanında çalışabileceğinin gösterilmesi yavaş-latılmaktadır. Toplum üzerinde ki önyargılar ve toplumun baskılanması sonucu gelişmiş ülkelerde ki kadın çalışma oranlarına ulaşamıyor olmamız da doğrudan milli ekonomimize olumsuz etkide bulu-nur iken bireyler üzerinde de aile ekonomileri üze-rinde çeşitli sıkıntılar oluşturmaktadır. Bir ülkenin ekonomik ve sosyal açıdan refahı ve kalkınmışlığı yönünden, kadınların çalışma koşullarının iyileşti-rilmesi ve iş olanaklarının arttırılması en önemli ko-nulardan birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Kadın

emeğinin karşılığını aldığı, mutlu olduğu bir işte çalıştığında aile bütçesine katkıda bulunmasının yanı sıra, gelirinin ve zamanının büyük bir kısmını çocukları için harcamaktadır. Bu durumda gelecek nesillerin daha sağlıklı ve eğitimli olmasına olanak sağlamaktadır. Dolayısıyla maddi açıdan hayatını kazanabilen kadın aile ekonomisine katkıda bulun-duğu gibi dolaylı yoldan milli ekonomiye katkıda bulunmuş olacak tüm bu katkıların birey üzerinde oluşturduğu pozitif gelişim ile ailesine, çocuklarına da yeni imkanlar oluşturabilecektir. Yani kısacası gelişmiş refah bir ülke seviyesine ulaşabilmenin öncü şartlarından bir tanesi kadınların toplum için-de bulabildikleri hayat sahası yer almaktadır. An-cak gelişmiş ve refah ülkeler listesinde başı çekme arzusu ile kendini geliştiren Türkiye’de maalesef ki kadınların işgücüne katılım oranlarının, özlenen ra-kamlarda olmadığı gözlemlenir iken kadınların ça-lışma ortamında karşılaştıkları sorunların nedenleri yakından incelendiğinde, cinsiyete dayalı mesleki ayrımcılığın önde geldiği görülmektedir. Türkiye’de toplumsal yaşam biçimi büyük ölçüde erkeğin eve gelir getirdiği, tek kazananlı aile modeline dayan-maktadır. Buna karşın, ekonomide sık tekrarlanan krizler nedeniyle erkeğin işsiz kalma ihtimali de çok yüksektir. Ayrıca, sadece işsizlik nedeniyle değil, iş kazaları, hastalık ve iş göremezlik gibi durumlarda da tek kazananlı haneler yoksulluğa itilirler. Bugün tüm dünyada yoksullukla mücadele stratejileri arasında, tek kazananlı hane modelinin yerine çift kazananlı hane modeli teşvik edilmeye çalışılmak-tadır. Devletin çıkardığı koruma yasaları ile ger-çekleştirilen teşvik özel sektörün girişimleri ile güç kazanmaya başlamakta ve geçen her gün toplum içerisinde kadınların çalışma hayatları genişleyerek ülkenin gelişim ve refah düzeyi arttırılmaktadır. Bu bağlamda Kurt Petrol’ün işletme sorumlusu Meh-met Kurt ve işletmesinde akaryakıt görevlisi olarak çalışan Ezgi Kaya ve Ayşe Tetik ile yaptığımız söyle-şiyi yayınlıyoruz.

(4)

Dergi Ayrıntı: Sayın Mehmet Kurt sizi kısaca ta-nıyabilir miyiz?

Mehmet Kurt: Ailem Isparta’nın Gelendost ilçesinden

yak-laşık 1965 yıllarında Burdur’a göç etmiş. Uzun yıllardır Bur-dur’da kazanmam ve BurBur-dur’da yaşamam sebebiyle artık bende bir Burdurlu olduğumu söyleyebilirim. 1972 yılında Akaryakıt sektöründe yer alarak günümüze kadar var olma-ya çalıştım. Yaklaşık 50 yıldır Kurt Petrol olarak 2 farklı akar-yakıt istasyonu işleterek ilimize katkıda bulunmaya özen gösteriyorum. Ticari faaliyetlerim arasında hiçbir zaman haksız kazanç elde etme gayreti olmamış bu saatten sonra da olmayacaktır. Kurt Petrol olarak önceliğimiz milli menfa-atlerimize faydalı olabilmek iken vatandaşlarımızın da ola-bildiğince uygun fiyatta hizmet verebilmek yer almaktadır. Akaryakıt istasyonumuzda bulunan marketimizin ürün fi-yatları olsun ya da istasyonumuzda vermiş olduğumuz yağ değişim hizmetleri olsun daima vatandaşların makul fiyat-ta hizmet alabileceği ölçüde tutulmaya çalışılmakfiyat-tadır. Tek başına kazanç elde etmekten ziyade ülke olarak tüm vatan-daşlar olarak kazanç elde etmeyi amaçlıyor ve bu

doğrul-tuda fiyat politikası belirlemeye çalışıyoruz. Temel esas ve önceliklerimiz öncelikle ülkemize ardından İlimize katkıda bulunabilmek ve bunun sonucu hemşerilerimize ve bizi tercih eden tüm müşterilerimize verdiğimiz hizmet alanın-da memnuniyet yaşatabilmektir.

Ayrıntı: Sayın Kurt kadınların çalışması ülkemiz için ne anlam ifade eder?

Kurt: Bir ülkenin gelişerek, ileriye dönük radikal ekonomik

kazanımlar elde edebilmesi şüphesiz toplum olarak hep birlikte çalışıp çabalamamız sonucu gerçekleşebilecek bir zafer olacaktır. Yani toplum içinde kadınların iş bulmasına engel olunduğu ya da tabir-i caizse “Elinin hamuru ile er-kek işine karışma” diyerek öteleştirilen bir kadın toplum ge-lişiminde rol alamayacağı gibi o ülkenin radikal ekonomik kazanımlar elde etmesi de beklenemeyecektir. Geçmiş ta-rihten günümüze kadar ne yazık ki kadınlarımıza belirli gö-revler ve roller biçmiş ve bu rollerin dışına çıkmasına top-lum olarak birçok kez izin vermemişizdir. Ancak gelişmiş ülkeler diye tabir ettiğimiz bugün bizlerden ekonomik ve

(5)

refah seviyesi ileride olan ülkeler incelendiğinde toplum içinde kadın erkeğin eşit görevler alarak çalıştığını bunun sonucu ülke ekonomisinde ciddi atılımlar gerçekleştiğini görebilmek mümkün olacaktır. Örneğin ataerkil bir top-lum olmamız sebebiyle kadının evde oturup çocuk baktığı erkeğin ise çalışarak eve baktığı düşünülmektedir ancak talihsiz beklenmeyen bir durum gerçekleştiğinde erkeğin işsiz kalarak evine bakamayacak duruma düşmesi sonucu o ailenin ciddi geçim sıkıntısı yaşadığı gözlemlenecektir. Yani tekel kişiye bağlı bir ailede dahi tek kişinin yaşayacağı bek-lenmedik durum aile içerisinde fakirleşmeye neden olabili-yor iken toplum içerinde binlerce, milyonlarca kadını (aktif iş gücünü) belirli kalıplara hapis etmek ülke olarak fakirleş-memize neden olacağı ya da refah seviyemizin zenginleş-mesinde büyük bir yavaşlamaya neden olacağı aşikâr bir gerçekliktir. Öte yandan toplum içerisinde kendisine hayat sahası sunulmuş kadın mutluluk ve özgüven olarak kendi-sini daha güvende hissedecek olması sebebiyle ailesine de çocuğuna da çok daha verimli bir hayat sunabilecektir. Kadı-nın çalışma özgürlüğüne sadece geçim sıkıntısı yönünden bakmak, geçim sıkıntısı çekmeyen ailelerde kadının çalış-mayabileceğini düşünmek yanılgıya götürebiliyor. Kadının çalışması sadece para kazanma amaçlı değil, bireysel gelişi-mini sürdürebilmesi için de önemli etkiye sahip olduğu ya-pılan araştırmalar ile ortaya koyulmuştur. Gelişmiş toplum-larda Ekofeminizm gibi ekoller kadının dört duvar arasında kalarak, dışarıda çalışan erkeği desteklemesi üzerine değil, kadının varlığını yaşamın tam ortasında yer alması yönünde varlığını onurlandırıyor ve destekliyor olduğu görülecektir. Yaşamın doğumdan ölüme, tüm alanlarında kadının alan tutan, besleyen, gözeten taraflarını ön plana almak aslında gelişmiş, modern toplumlar için de değerli bir model sun-maktadır. Kadının iş gücüne katılımı, ekonomik ve sosyal yaşamın sürdürülebilirliği açısından bir gereklilik olduğu artık hepimiz tarafından bilinmelidir. Türkiye gibi gelişen

ülkelerde istenilen refah düzeyine ulaşmanın yolu sadece ve sadece kadının hayatın her alanına dâhil olmasından geçmektedir. Dünya genelinde var olan ekonomik krizler ve adaletsiz büyüme kadınların iş hayatına katkı sağlama-sıyla çözülebileceği hazırlanan araştırma raporlarında orta-ya koyulmuştur. Örneğin; McKinsey’in hazırladığı bir rapora göre, eğer kadınlar ekonomiye erkeklerle eşit oranda katı-lım sağlarlarsa, 2025 yılına kadar tüm dünyada Gayri Safi Milli Hasıla toplam 28 trilyon dolar büyüyecektir. Görmez-den gelinemeyecek bu ciddi rakamın yanında kadınların iş dünyasında aktif olarak yer alması yoksulluğun azalması, inovasyon, çeşitlilik, iyi yönetişim, sürdürülebilirlik ve karar sürelerinin kısalması gibi kazanımları da beraberinde geti-recek ülke olarak gelişimimizi tamamlama ve refah toplum seviyesine ulaşma engelinde büyük kazanımlar elde etme zaferine ulaştıracaktır. Kısacası kadınların çalışması öncelik-le aiöncelik-leöncelik-lerine daha sonra milli ekonomiye katkıda bulunması ülkemizin gelişiminde yer alan can damarların beslenmesi anlamına gelecektir.

Ayrıntı: Sayın Kurt Petrol Ofisinizde bayan çalış-tırma düşünceniz nereden geldi?

Kurt: Toplumun gelişimi ve refahı için kadın hayatımızın her

alanında olmalıdır fikrimden kaynaklı bu düşüncemi haya-ta geçirdim. Yapmış olduğum seyahatler esnasında farklı büyük şehirlerde zaten bu manzara oldukça rastlanılan bir manzara olduğunu da söylemek isterim. Birçok şehirlerde yakıt istasyonlarında bayan arkadaşlar görev almakta ve görevlerini layığıyla yerine getirebilmektedirler. Yani “Elinin

(6)

hamuru ile erkek işine karışma” algı-sını ve ön yargı tezini bizler bilinçli olarak yıkmayı ve yok etmeyi başar-dıkça toplumumuzun gelişim sevi-yesi artmakta bireylerin ekonomik yaşam kaliteleri artmaktadır. Cinsiyet odaklı düşünerek görevler biçmek o sektörde sığ bir ticaret hacmi oluştu-racağı gibi ülke ekonomisine de sığ bir katkıda bulunacaktır. Evrensel gelişmeleri takip etmek ve dünyaya örnek olacak evrensel gelişmelerin öncüsü olmak ülkemiz adına büyük kazanımlar elde etmenin ilk adımla-rı olacaktır. Dünya üzerinde birçok ülkede kadınların yapamaz dediği sektörlerde çalışan kadınların gö-revlerini en iyi şekilde yaptıkları ve başarıdan başarıya koştuğu gözlen-mekte haberlerden belgesellerden

de kolayca takip edilebilmektedir. Ayrıca bayanın olduğu her alanda evde, iş sahasında kısacası hayatın her yerinde disiplin de olmaktadır. Disiplinin olduğu yerde ise başarılar dizesi yaşanmaktadır. Bizlerde bu sebeplerden dolayı hem toplumumuz içerisinde kendisine hayat sahası bulmak is-teyen bayan arkadaşlarımıza destek olabilmek hem ülke ekonomimize bir damla olsun fazladan katkıda buluna-bilmek tüm bunların yanında da işletmemizde bayanların oluşturduğu disiplin ve başarı halkalarını standart kılmak için böyle bir uygulamaya gittik.

Ayrıntı: Sayın Kurt Petrol ofisinize gelen müşte-rileriniz bir kadın akaryakıt görevlisi ile karşılaş-tıklarında ne türde tepkiler veriyorlar?

Kurt: Bizler kendi hayatlarını kazanmaya çalışan tüm bayan

arkadaşlarımıza elimizden geldiğince destek sağlamaya ça-lışıyor gelecek süreçte de sağlamaya devam edeceğiz. Biz Kurt Petrol Ofisi olarak sadece akaryakıt satışı yapmıyor aynı zamanda yağ bakım değişimi gibi hizmetlerde veriyoruz. Bu sebeple bazen bayan sürücü arkadaşlarımız araçlarının yağlarını değiştirmeye geldiklerinde onları bir bayan akar-yakıt görevlisi karşıladıklarını görünce çok mutlu oluyorlar

(7)

tabi ki bizlerde bu mutluluktan keyif duyuyoruz. Gerek ya-kıt almaya gelen gerekse marketimize alışveriş yapmaya ya da aracının yağını değiştirmeye gelen tüm müşterilerimiz bu sektörde bayan çalışan gördükleri için mutlu olduklarını ve personelimiz ile gurur duyduklarını söylüyorlar elbette bizlerde bu geri dönüşlerden keyif duyuyor şimdilik 2 kişi olan akaryakıt görevlisi bayan arkadaşlarımızın sayısını arttırmayı istiyor ve en kısa sürede gerçeğe dönüştürmeyi arzuluyoruz. Zaten İlimizde o iş erkek işi diye tabir edilen, bilinen meslekler arasında olan taksicilik ve otobüs şoförle-ri gibi sektörlerde bayan çalışan arkadaşlar bulunmaktadır. Bizlerde Burdur’da ilk defa bayan akaryakıt görevlisi çalış-tırmanın öncüsü olduk umarım bizden sonra diğer tüm sektörlerde de bayanlara daha fazla imkanlar verilerek ya-pamayacakları hiçbir şey olmadıkları görülür.

Ezgi Kaya ile yaptığımız söyleşiyi yayınlıyoruz.

Dergi Ayrıntı: Sayın Ezgi Kaya sizi kısaca tanı-yabilir miyiz?

Ezgi Kaya: Hemşirelik Fakültesi öğrencisiyim. Çocuk

yaşla-rımdan itibaren hemşirelik mesleğine olan ilgimin yanında kadınlar o işi yapamaz dediği tüm sektörlerde de kendimi gösterme isteğim benimle beraber büyüdü ve bugün hem okuyup hem çalıştığım sektörde kendisini gösterme imkâ-nı buldu. Henüz 18 yaşında olmama rağmen şimdiye kadar birçok kez o iş sana göre değil o işi kadınlar yapamaz gibi ön yargı tezleri ile mücadele etmek zorunda kalmam

se-bebiyle bu algıyı yok etmek için elimden gelenin en iyisini akaryakıt görevlisi olarak yapmaya çalışıyorum.

Ayrıntı: Sayın Kaya bir bayan olarak akaryakıt görevlisi olmak zor değil mi?

Kaya: Bu sorunun cevabına kesinlikle hayır olarak cevap

vermek istiyorum. Aslında çok eğlenceli ve güzel zaman geçirebilecek bir sektör. Belki bayan olmamdan kaynak-lanacaktır ki çoğu kez hem çalışan diğer arkadaşlarımdan hem de gelen müşterilerimizden pozitif ayrımcılık görmem sebebiyle de hiç eğlenmediğim kadar eğlenerek çalışıyor ve bir yandan okuyor bir yandan kendi paramı kazanıyo-rum. Buraya ilk geldiğimde kesinlikle bu sektör ile ilgili tek bir bilgim yoktu ancak sağ olsunlar arkadaşlarımın ve yö-netici ekibimizin göstermiş olduğu ilgi ve bilgi ile çok kısa sürede işi tamamen öğrenerek tek başıma çalışabilecek bir seviyeye eriştim. Zaten bu sektörde çalışmak çok zor oldu-ğunu da söyleyemem. Biraz bilgi bilen için kolayca kendini geliştirebileceği bir sektör iken benim gibi hiçbir bilgisi ol-mayan biri içinde kısa sürede iş öğrenebileceği bir sektör olmaktadır. İlk başlarda hiçbir bilgiye sahip değildim ben-zin hangi araca koyulur dizel hangi araca koyulur konusun-da bir bilgim yoktu ancak şu ankonusun-da eğlenerek ve severek çalışmamın sonucu karşıdan gördüğüm bir araca benzin mi koyulmalı mı yoksa dizel mi koyulmalı diye tahminler yürütebiliyor ve doğru sonucu bulabiliyorum. Bu yaşıma kadar ailemden aldığım destekle sayısız başarılara imza attım kazandığım okul, okuduğum bölüm hepsinin

(8)

başarı-sını beni daima destekleyen aileme borçluyum. Bugün bir yandan okuyor bir yandan da böyle bir sektörde çalışarak kendi hayatımı kazanıyor olabilmem de ki temel güç yine ailemin beni desteklemesinden kaynaklanmaktadır. Tüm bayan arkadaşlarıma buradan seslenmek istiyorum; İster-seniz yapamayacağınız hiçbir husus hiçbir şey yoktur. Bizler toplum içerisinde kalıplaşmış o iş sana göre değil algısını yıka yıka gücümüzü gösterebiliriz. Ayrıca bu sektörde ça-lışmayı düşünen bayan arkadaşlarıma da naçizane tavsi-yemdir ki mutlaka zaman kaybetmeden hiçbir ön yargının kurbanı olmadan başlasınlar mutlu olacaklarına eğlenerek paralarını kazanacaklarına şüphem yok.

Ayşe Tetik ile yaptığımız söyleşiyi yayınlıyoruz.

Dergi Ayrıntı: Sayın Ayşe Tetik sizi kısaca tanı-yabilir miyiz?

Ayşe Tetik: 23 yaşındayım. Okumayı yeni bir şeyler

öğ-renmeyi çok seviyor sürekli kendimi hayatın her alanında geliştirmeyi istiyorum. Şu ana kadar bir üniversite bitirdim. Şimdi de 2 üniversite daha okuyorum. Toplumumuzda in-sanların ne yazık ki çok kalıplaşmış tabuları bulunmaktadır. Bu tabular ile yaşamakta ve daha kötüsü bu kalıplaşmış tabuları ile başkalarının hayatlarını olumsuz etkilemekte-dirler. Bugüne kadar birçok sektörde çalıştım kimi zaman iş başvurumda kimi zaman ise arkadaş ortamında inandı-ğım doğruların yıkılmaya çalışılmasına şahit oldum bu se-bepten her zaman daha çok çalışmaya her zaman kendimi

daha fazla geliştirmeye çalışan bir prensip içerisinde hayat sürmeye çalıştım ve bu prensibimin sonucu bir kadın ister-se zoru da başarabileceğini göstermeye çalıştım. Bugün çalıştığım akaryakıt görevlisi işimde de oldukça mutluyum ve insanlarımızın artık meslek ve sektörler arasında cinsiyet ayrımı yapmanın anlamsız olduğunu kendi açımdan kendi payıma düşen kısmını gösterdiğime inanıyorum.

Ayrıntı: Sayın Tetik bu sektörde çalışma serüve-niniz nasıl başladı?

Tetik: Daha önce Isparta’ya gittiğimde akaryakıt görevlisi

bir bayan görmüştüm bu benim ilgimi çekmenin yanı sıra acaba bende yapabilir miyim diye içimde heyecanda uyan-dırmıştı. Bugün icra ettiğim bu işte o gün ki heyecanıma borçlu olduğumu söyleyebilirim. Zaten çocukluğumdan beri de babamın kamyon şoförü olması sebebiyle araçlara olan ilgim bir hayli fazlaydı. Ailemin desteklemesi benim eğlenerek ve keyif duyarak çalışmam bugün başarılarımın temel nedenleri arasında bulunmaktadır. Tüm bayan arka-daşlarım bilmelidir ki istedikleri takdirde karşılarında hiçbir engel karşı koyamayacak tüm zorlukları er ya da geç aşarak başarıya ulaşacaktırlar. İçlerinde ki sesi dinleyip kimsenin kendilerini üzmesine ya da olumsuz etkilemesine izin ver-memelerini temenni ediyor içlerinden geldikleri gibi davra-narak yaşamalarını toplumun o iş bayana göre değil algısı ile mesleklerini seçmemelerini temenni ediyorum.

Referanslar

Benzer Belgeler

Kurt Seyit’in ardından, beni yazar Nermin olarak da, en çok yaşatacak olan şey yine bu çok özel bağ olacak.. Kurt Seyit’i yazmak için onu anlamaya çalışmak, onu an-

Bu bağlamda Kurt Petrol’ün işletme sorumlusu Meh- met Kurt ve işletmesinde akaryakıt görevlisi olarak çalışan Ezgi Kaya ve Ayşe Tetik ile yaptığımız söyle-

 Çalışanlara İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi vermeyen ve Mesleki eğitim alma zorunluluğu bulunan Tehlikeli ve Çok Tehlikeli sınıfta yer alan işlerde, yapacağı

Tehlike sınıfının tespitinde bir işyerinde yürütülen asıl işin tehlike sınıfı dikkate alınır. İşveren asıl iş faaliyet değişikliğini en geç bir ay içerisinde

Uluslararası Hücre Zarları ve Oksidatif Stres Kongresi: Kalsiyum Sinyali ve TRP Kanalları’ (4th International Congress on Cell Membranes and Oxidative Stress: Focus on Calcium

Uluslararası Hücre Zarları ve Oksidatif Stres Kongresi: Kalsiyum Sinyali ve TRP Kanalları’ (4th International Congress on Cell Membranes and Oxidative Stress: Focus on Calcium

Timurlu Devleti Emîrleri I- Barlas Boyu: Togay Buğa Barlas Amirs of Timurid State I- Barlas Tribe: Toghay Bugha Barlas. Hüsnü YÜCEKAYA

• Retinal distrofi, kolobom, polikistik böbrek, polidaktili, hepatik fibrozis.. Sonuç-