• Sonuç bulunamadı

Hayır Metin Toker. Biz alık değiliz.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hayır Metin Toker. Biz alık değiliz."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KULTUR S

■ H n H H H

iüJJJÍJ

Jar

ZEYNEP ORAL

Havır

Metin Toker.

Biz

alık

(tegîlTz7

AYIR Metin Toker, biz alık değiliz. Birkaç gün önceki "Başımıza bir de kadın dalka­

vukları çıktı" başlıklı yazınızın sonunda, tek

tek hepimizin adını verip, hani "Sahi, bu kızlar o

kadar alık mı?" diye soruyorsunuz ya... "O ka­ darca neyi kastediyorsunuz bilmiyorum ama, hiç

alık değiliz Metin Bey.

A lık değiliz, çünkü her şeyden önce, bir yazar, bir gazete köşesinde kimi meslektaşları hakkında güzel, olumlu şeyler söyleyince, onları övünce si­ nirlenmiyoruz. Kaleme sarılıp, yazana ve övülenle- re "geri zekalı", "dalkavuk", "alık" diye hakaret et­ miyor, kendimizi gülünç duruma düşürmüyoruz.

Ahmet Altan'ın, üçü sizinle aynı gazetede çalışan (Duygu Asena, Nilgün Cerrahoğlu ve ben). Üçü

başka gazetelerde çalışan (Şükran Soner, Gülay

Göktürk ve Vivet Kanetti) altı kadın gazetecinin,

yazarın adlarını da kullanarak, tüm kadınları yücel­ ten yazısına böylesi hiddetlenmeniz doğrusu beni çok eğlendirdi. Hele Ahmet Altan'dan alıntı yapar­ ken soyadımı Oral yerine Özal diye yazmanıza çok güldüm. Dil sürçmesi, yorgunluk, dalgınlık, yaş... Olur böyle şeyler...

Hayır, Metin Toker, biz alık değiliz, çünkü en a- zından hoş görümüz var (sizin gibi öfkelenmiyo­ ruz), mizah duygumuzu henüz yitirm edik (sizin yazdıklarınıza bile gülebiliyoruz) ve tutarlıyız (alık olduklarına inandıklarımızla aynı yerde çalışmıyo­ ruz.)

Alık değiliz, çünkü erkek ya da kadın olsun, in­

sanları, sizin gibi "beyin ve dekolte" diye ayırmıyo- Sahi, "Müjde Ar'ın dekoltesiyle beynini birbi­ rine karıştırıyor" derken, Müjde Ar'a mı yoksa "ka­

rıştıran'^ mı hakaret etmek istediğinizi pek anlama­

dım. Ama bence beyinle dekolteyi birbirine karıştır­ mak hiç de kötü bir şey değil. Yoksa, siz hala, in­ sanları, "kafa popo... Mide, meme..." diye parselle­ re mi ayırıyorsunuz? Biz, Metin Bey, insanı bir bü­ tün olarak algılıyoruz.

Hayır, alık değiliz Metin Toker, çünkü olaylara ya siyahtır ya beyaz diye bakmıyoruz, ara renkleri, tonları da görmeye çalışıyoruz. Kürt sorununu da si­ zin deyişinizle "kanla bastırıcılar ya da ver kurtul

federasyoncular", iki klik, iki takım arasındaki bir

futbol maçını izlermiş gibi izlemiyoruz.

Hayır, alık değiliz Metin Toker, çünkü kendimizi sizin gibi önemsemiyoruz. Kendimizi değil, yaptığı­ mız işi önemsiyoruz. Kendimizi önemsemediğimiz için, sizin gibi büyük yazarların (!) öfkeleneceğini ya da dalga geçeceğini bile bile (ve hatta bildiğimiz için) resmi söylemin dışına kolayca çıkabiliyor, dü­ şüncelerimizi özgür bırakabiliyor, koşullanmaları, bağnazlıkları bir yana bırakabiliyoruz.

Hayır, alık değiliz Metin Toker, çünkü, yazınızda "herkes bilir ki..." diye başlayıp kadınlara ilişkin sı­ raladığınız tüm genel geçer görüşleri, varsayımları, biz her gün yeni baştan sorguluyoruz...

("Biz" diyorum, Metin Bey çünkü sizin yazılarını­

zı her zaman günü gününe okümasam da, "bu kız­

lar alık mı?" diye sorduğunuz "kıziar"ın yazılarını

hiç kaçırmamaya çalışıyorum. Kimini daha yakın tanıyorum, kimiyle tanışmıyorum bile. Ama yazıla­ rını okuduğum için, dünyaya olaylara bakışlarını, değer yargılarını biliyorum. Bu nedenle, niçin alık olm adığım ı size anlatırken, onlara danışmadan,

"ben" yerine "biz" demekte bir sakınca görmüyo­

rum.)

G elelim sizin deyişinizle "şu Tomris Özden i- şi"ne... Biz sizin deyişinizle "geri zekalı" kadınlar, "ayaklanıp", "bağırıp, çağırmaya" başlamadık. (Keş­ ke yapabilseydik!) Yine sizin deyişinizle "Medyada­

ki bilinçaltı kompleks ile malul bazı fenimistler ola­ rak" bayrak açmadık, "her cinsten şöhret düşkünü

yazar çizer" olarak, gözyaşları dökmedik. Yalnızca

yazı yazdık. Sizinkilere pek benzemeyen düşünce­

lerimizi yazıyla dile getirdik.

"Alık mı bu kızlar?" diye soruyordunuz, Metin

Bey. Ailemden gördüğüm terbiye çerçevesinde so­ runuzu yanıtlamaya çalıştım... Ancak şu son parag­ raftaki "Yalnızca yazı yazdık" tümcesi var ya... O r­ da bir an duralım:

Sizin deyişinizle "Elimin hamuruyla bir kadın" o- larak, 28 yıldır yazı yazıyorum. Ancak bugüne dek yazı yazmakla, "tavlamak", "tavlanmak", "ağza bir

parmak bal çalma", sözcüklerini bir arada düşüne­

medim. Bunların sonucu da "Ben neymişim be a-

bi!" diyebilmek için değil, (Tırnak içindeki sözcük­

ler Metin Toker'e aittir) yalnızca doğru bildiklerimi, düşüncelerimi okurlarımla özgürce paylaşabilmek i- çin yazı yazdım ve yazıyorum...

Kişi, başkalarını kendi gibi bilirmiş, Metin Bey. Başka ne diyeyim...

Hayır, biz alık değiliz Metin Toker. Ama sizin gi­ bi, hiç değiliz.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Türkiye’nin ilk ve tek müze miman olan, bu alandaki dokto­ rasını MÎT'te yapan Ayşen Sa- vaş’ın başkanlığında projelendi­ rilen yeni mekanı

Sosyoloji modern dönemde ortaya çıkmış bir bilim dalıdır.. Sosyolojiyi doğuran

"Ba şta nükleer santraller olmak üzere, yaşamımızı yok eden sözde enerji projelerinin ardındaki talan, rant ve somuruye kar şı doğayı ve yaşamı savunmak için

# Türkiye Ziraat Odalar ı Birliği'nin (TZOB) kuraklığa karşı çözüm önerileri şöyle: Kuraklık bir merkezden sürekli izlenmeli.. Su toplama havzalar ında 'su

Buna göre, milli irade sadece iktidar koltuğuna oturan hükümet partisi tarafından değil, tüm meclis tarafından ve buna ek olarak basın – üniversite – sendikalar,

Halep Valisi Özdemir’in h. MADENÎ ESERLER BÖLÜMÜ Türk ve İslâm Eserleri Müzesi maden işçiliği yönünden de çok zengin koleksiyonları bir araya

dblTprofesseur avait demandé na%pour que nous allions demeurer guère la main de Christine, mais"quelques jours dans sa villd L de au moment où elle allait

Sonuç olarak kapal› aspirasyon sitemi kullan›lan has- talarda V‹P geliflme insidans› anlaml› olarak daha düflüktü, ancak ayn› hastalar›n tümünde V‹P etkeninin