A
'
A
iv
*-
/
g/2
Aa s - *Yeni A ziz N esin kitapları...
Yarının ana ve babalarına
“Aziz Nesin Kitaplığı”
büyüdükçe büyüyor. Aziz
Nesin, büyüyen kitaplığıyla da
örnek bir aydın, örnek bir
sanatçı olduğunu duyuruyor;
tüm duymak istemeyenlere.
ÖNER YAĞCI
G
eçen aylarda, “ 80. yaşı”na giren Aziz Nesin için Devlet Tiyatrosu sanatçılarının düzenlediği “Aziz N esin’e Saygı G ecesi” , Sivas Katliamı Davası’nın Ankara D G M ’de karara bağ landığı güne denk düşmüştü. Hüzün ve sevinç iç içeydi aynı günde. Sanatçıların ustalarını “ sah ip len m e siy le devletin yurttaşlarını “sahiplenmemesi” aynı gün yaşanıyordu. Onat Kutlar’ın gecede söy lediği gibi “Türkiye’yi ve dünyayı gülünç olmaktan kurtarmaya çalışan adam” Aziz Nesin, devletin güvenliğini sağlayacak olan mahkemece “ tahrikçi” ilan edilir ken, bir başka salonda aydınlık ve güzel Türkiye’nin yaratıcılarınca “say giy a ve “onur”a layık görülüyordu.Aziz Nesin, daha 1970’te “devletin an cak cezalandıracağı zaman Türk edebiya tını ansıdığT’nı, devlet için edebiyatın “yasalarla, eldeki yasaların yetmediği za manlarda da daha ağırlaştırılan yasala
/ine yetmeyince yasasızlıkla, yasadışı yolağırlaştırılan yasalarla, vıne yetmeyince yasasızlıkla, yasadışı yol larla cezalandırılacak muzır bir şey” oldu ğunu söylemişti. Bugün ona “ utanıyo rum” dedirten mahkeme kararıyla ortaya çıkan şey, Aziz Nesin’in 25 yıl önce söyle diklerinin bir kez daha trajikçe kanıtlan masından başka bir şey değildir.
Ama kervan yoluna devam ediyor. “Aziz Nesin Kitaplığı” büyüdükçe bü yüyor.
Aziz Nesin, büyüyen kitaplığıyla da ör nek bir aydın, örnek bir sanatçı olduğunu duyuruyor; yok sayan, bilmemeye çalışan, yadsıyan, ona hak etmediği suçlamaları yapanlara.
Büyüyen Aziz Nesin kitaplığına 1994’te yeni kitaplar eklendi.
Demirtaş Ceyhun’un, Çağımızın N as rettin Hocası Aziz Nesin (Milliyet Yayın ları, 1984) adlı anılar kitabını, on yıl son ra yeni bir önsözle ve güncel anılarını ek leyerek Asılacak Adam Aziz Nesin (1) adıyla, yeni bir dağıtım ve promosyon sis temiyle, 200 bin tirajla sunması ve bunun okuyucularca yoğun bir ilgiyle karşılan ması, 80. yaşına giren Aziz Nesin’e yeni bir güç vermiştir kanısındayım.
Siyasal, toplumsal, kültürel alanlardaki yeni ve özgün düşünceleriyle ve bu dü şünceleri gerçekleştirmek için verdiği ça balarla sürekli olarak ülke gündeminde hak ettiği yeri alan Aziz Nesin’in 1994’ün son aylarında aldığı “uluslararası ödül- ler”le de dikkatleri bir kez daha üzerine çektiğini biliyoruz.
Her şeyden önce bir yazar olan Aziz
Nesin, sayısı 100’ü geçen ki taplarını her yıl daha da arttı rarak yazarlık serüvenini sür dürüyor elbette.
Aziz Nesin kitaplığı
Öyküleri, romanları, anıları, oyunları, fıkraları, taşlamaları, masalları, incelemeleri, çocuk kitapları, gezi notları, özyaşa- möyküsü kitapları, şiirleriyle koca bir “Aziz Nesin Kitaplı ğ ı” oluşmuş durumda bugün.
Bunlarla da bitmiyor kitaplık. Aziz Nesin 1994’te, daha önce Suçlanan ve Aklanan Yazılar (1982), Sondan Başa (1984), Ah Biz Ödlek Aydınlar (1985), Korkudan Korkmak (1988) ve Bulgaristan’da Türk- ler Türkiye’de Kürtler (1989) adlarını ta şıyan ve yazılarından oluşan kitaplarının arasına bir yenisini daha katmıştı. Bir Tu tam Aydınlık adlı bu kitabında Nesin’in Aydınlık gazetesinde yazdığı başyazılar dan seçmeler vardı.
1994’te tek kitapla yetinmedi Aziz Ne sin. Önce, oğlu Ali Nesin ile mektuplaş malarını Aziz Nesin Ali Nesin Mektup laşmaları (2) adıyla -şimdilik- üç ciltte to parlayıp yayımladı. Sonra da; aaha önce Soruşturmada (1986), İnsanlar Konuşa Konuşa (1988) ve Sora Sora Cennet Bu lunur (1989) adlı kitaplarında bir araya getirdiği soruşturma yanıtlarından ve söy leşilerinden oluşan yapıtlarının arasına Bir Dokun Bin Dinle (3) adlı kitabını ek ledi.
Nesin’in bu yıl çıkan kitaplarından il kiyle (Bir Tutam Aydınlık) ilgili değerlen dirmem Cumhuriyet Kitap’ta daha önce (21 Temmuz 1994, sayı 230) yayımlan mıştı. Bu yazıda, Nesin’in, oğlu Ali’yle “mektuplaşmaları”ndan oluşan kitapla rıyla, soruşturma yanıtlarından ve söyleşi lerinden oluşan kitaplarını değerlendir meye çalışacağım.
Aziz Nesin iyi bir geleneğin oluşmasına katkıda bulunuyor. “Söz uçar” deyimini doğru kabullenip sözün uçmaması için önlemler alıyor. Bir Dokun Bin Dinle’yi bu önlemlerden biri
olarak kabul ediyo rum. Daha önce çe şitli dergilerde ve gazetelerde yayımla nan kimi soruştur ma yanıtlarını ve söyleşilerini içeren bu kitapla Nesin’in özellikle 1990-1994 arasında (özellikle diyorum çünkü ki tapta 1979 ve 1983. tarihli birer söyleşi de var) çeşitli siya sal, toplumsal, kül türel konularda söy lediklerini, düşün celerini bir arada okuyoruz.
A bece, A ktüel, Antik Dekor, Aşk
Defteri, Beauté, Bugün, Cum huriyet, Çukurova Bayram, De mokrat, Dergi, Doğan Kardeş, Eğitim Dünyası, Elele, Finans Dünyası, Genç, Genç Kalemler, Güneş, İstanbul, Karşı, Kıyı, Kim, Konutbirlik, Maya, Milli yet Sanat, Panorama, Somut, Şalom, Topaz, TYS Edebiyat, Vizyon, Yeni İleri gazete ve dergilerinin çeşitli sayılarında yer alan bu söyleşilerde ve Aziz Nesin’in yanıtlarında yaşamın çeşitli alan larından düşüncelerle karşı karşıya geli yoruz. Nesin’in çocukluk ve öğrencilik yıllarından son günlerdeki yaşamına ka dar birçok ilginç bilgilerin yanı sıra, “Ne sin Vakfı ”yla, özel yaşamıyla, son günle rin Türkiyesi’nin sorunlarıyla, laiklikle, devletle, eğitimle, kültür ve sanatla, ya zarların kimliği ve işleviyle, Atatürk'le, şeriatla, İstanbul’la, sanat politika ilişki siyle, Sivas Katliamı’yla, kadınla, aşkla, Kenan Evren’in anılarıyla, yapamadıkla rıyla, aydınların göreviyle ilgili yüzlerce sorunun yanıtı var Aziz Nesin’in dedikle rinde. Bir araya getirildiğinde bir yaşa- möyküsünün çıkarılabileceği, değerli bir aydınımızın yaşama ilişkin bütüncül dü şüncelerinin ortaya konabileceği bir kitap olmuş Bir Dokun Bin Dinle. Gerçekten de sorulara verdiği yanıtlarla yılmaz bir “aydınlık savaşımcısı” olduğu ve saygıyı hak ettiği görülüyor.
Anlamlı bir katkı
Çeşitli yerlerde bir kısmını parça parça okuduğumuz, dinlediğimiz bu düşünce-lerin, Aziz Nesin gerçeğini öğrenmek is teyenler için toplu bir biçimde sunulma sıyla “Aziz Nesin Kitaplığı”na anlamlı bir katkı da gerçekleşmiş oluyor. Sevsin sev mesin Aziz Nesin’i tanımak, onu öğren mek isteyenlerin, özellikle Aziz Nesin’in son yıllar Türkiyesi’ndeki çıkışlarının gi zini merak edenlerin mutlaka okumaları gereken bir kitap olarak okuyucusuyla buluştu Bir Dokun Bin Dinle.
Aziz Nesin, oğlu Ali Nesin’i “küçük yaşından beri yakın bir arkadaşı o la ra k ” gördüğünü söylüyor. Aziz N e sin Ali Nesin Mek tuplaşmaları adıyla (şim dilik üç cilt olarak sunulan ve sonraki iki cildinin yine şim dilik ya yımlanmayacağı be lirtilen) okuyucusu nu bulan kitaplarda “Aziz Nesin’le oğlu Ali N esin”in, “ iki yakın a rk a d a ş’Yn birbirlerine yıllar boyu yazdıklarını okuyoruz. İlki 1965, sonuncusu 1985 yılına ait bu m ek tu plarda, 20
yıllık bu zaman dilimindeki duygu ve dü şünce akışlarını izliyoruz.
Bu kitaplardaki mektupların birinci özelliği, Nesinler’in karşılıklı mektupla rıyla olayı monolog olmaktan çıkarıp di yaloga dönüştürmeleridir. Aziz Nesin ilk cilde yazdığı önsözde, bunun “mektup edebiyatını zenginleştireceği”ni söylüyor. Yine aynı önsözde Nesin, bir baba ile oğulun yaşamları boyunca birbirlerine yazdıklarının okunmasıyla bu ilişkinin anlamlı bir biçimde kavranabileceğim söylüyor. Aziz Nesin, bu mektuplarda “bir insanın aydın bir insan olarak nasıl” yetiştiğini, “uygar dünya kültürü edinme nin zorlukları nı, “bu yetişmede bir ba banın yanlışlarını ve doğruları”nı, “bir baba ve babanın özverileri”ni, “bu kendi liğinden olan doğal, bilim, kültür ve
uy-f
;arlık yarışında Türk olarak çekilen zor- uklar”ın neler olduğunu görebileceğimi zi söylüyor. Ayrıca bu mektupları “to p -' lumsal tarih ve edebiyat tarihi bakımla rından da önemli bulduğunu” ekliyor. Bu mektupların “okurlara ua ilginç gelip gel meyeceğini merak ettiği”ni de söylüyor. Bunu öğrenmek, “kenefimi tanımama yar dımcı olacaktır sayın ve sevgili okurla rım” diyor. 80 yaşında bile “kendisini ta nımaya çalışan” bir usta yazara sahip ol mak çok anlamlıdır diye düşünüyorum.Baba oğulun lise yıllarında, üniversite yıllarında ve doktora yıllarında sıladan gurbete yazışmalarını okurken, bir yan dan bir baba oğulun özlenesi duygusal ilişkilerini sevinçlerle dolarak okurken bir yandan da ülkemizde yaşanan olayla rın geçit resmini de yaşar gibi oluyoruz. Zaman zaman hüzün veren, iç burkan sa tırların bizim yüreğimizde de umudu ve sevgiyi çoğalttığını anlıyoruz.
“Ben bu soyadımdan onur duyu soyadımı onurla taşıyorum ” diyen bir oğulun, taşıdığı soyadı yüzünden çektiği acılara tanıklık eden içtenlikli satırları, benzer acıları çeken binlerce insana sanki anılarını yaşatırken ülkemizin önemli bir gerçekliğini de gözler önüne seriyor. Ama aynı oğulun, “ Babacığım en çok mirası bana bıraktın sen. insancıllığını, insan sevmesini, düşünmeyi, çalışmayı bana sen öğrettin... Seninle her söyleşi insanı zen ginleştiriyor, her mektubun öğretiyor; nem de söyleşerek tatlı bir öğreti... Bana yeterinden fazla miras bıraktın. Bana ver diklerin dünya eder...” düşünceleriyle ta şan sevgisini aktarması da, ner şeye karşın bu ülkede insani özün yok edüemeyeceği- ni de suratlara çarpa çarpa kanıtlıyor.
Aziz Nesin’in, “Yarının anası ve babası olacak bütün oğullara ve kızlara güzel ya rınlarda güzellikler ve bizim çektiklerimi zi çekmemelerini diliyorum” diyerek sun duğu bu mektupların, aydınlık arayışın daki ülkemiz insanları için son derece uyarıcı, öğretici, umut verici metinler ol duğunu düşünüyorum. Her insana böyle bir baba-oğul ilişkisi diliyorum; tabii bu baba-kız, ana-oğul, ana-kız için de, kar deşlik, dosduk, arkadaşlık için de geçer li.»
(1) Asılacak Adam Aziz Nesin/ Demir
taş Ceyhun/ AD Yayıncılık/ 1994/ 160 s.
(2) Aziz Nesin Ali Nesin Mektuplaş maları/ Düşün Yayıncılık/1, II, III ve IV.
ciltler/ 1994/240, 250, 326 s.
(3) Bir Dokun Bin Dinle/ Azız Nesin/
Adam Yayıncılık/ 1994/242 s.
S A Y F A 6 C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 2 6 6
Taha Toros Arşivi