• Sonuç bulunamadı

Kimsenin haylazlık etmeye hakkı yok:Necati Cumalı'nın 75. yaşı yarın AKM Taksim Sahnesi'nde düzenlenen bir geceyle kutlanıyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kimsenin haylazlık etmeye hakkı yok:Necati Cumalı'nın 75. yaşı yarın AKM Taksim Sahnesi'nde düzenlenen bir geceyle kutlanıyor"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

7 NİSAN 1996 PAZAR CUMHURİYET é é --- » i

KULTUR

~ T

Necati Cumalı’nm 75. yaşı yarın AKM Taksim Sahnesi’nde düzenlenen bir geceyle kutlanıyor

“Kinıseiıiıı haylazlık etmeye hakla yok’

^ Y iirle başladığı edebiyat yaşamını

. A roman, öykü, tiyatro oyunu

3 T dallarında verdiği sayısız ürünü

geçm işe değil, yaşamın geneline

duyduğu özlem le, disiplinle, kimi zaman

da ‘öfke’yle bugünlere taşıyan Necati

Cumalı’nın yüreğinde şiir, her zaman

farklı bir yere sahip.

T""\ oşuna Yaşamadım Ben diye bir

şiirim vardır. Gerçekten de boşuna

JLJ

yaşamadım. Olanakları elden

geldiğince zorlamaya çalıştım. Kaderim

bana yaşama şansı verdi. ‘Bu yaşına

kadar ne yaptın’ diye sorulacak olursa,

alacaklı çıkarım ben. Kimsenin haylazlık

etmeye hakkı yok yaşamda.

DUYGU DURGUN________________

İlk şiiri 1949’da yayımlandı edebiyat dergilerinde . O zamanlar adı Ahmet Necati Acar idi. Bir türlü sevemediği soyadını mahkeme kararı ile değiştirerek; adıyla uyum içinde olan

‘Cumalı’ soyadını aldı. “ Önce adından başlamalı şiire” diye düşünüyordu çünkü Necati Cumalı.

Şiirle başladığı edebiyat yaşamını roman, öykü, tiyatro oyunu dallarında verdiği sayısız ürünü geçmişe değil, yaşamın geneline duyduğu özlemle, disiplinle, kimi zaman da ‘öfke’yle bugünlere taşıyan Cumalı, 8 nisanda Taksim Sahnesi’nde. Yazarlar Sendikasının girişimiyle düzenlenen gecede dostlarıyla birlikte 75. yaşını kutlayacak.

Yaşam ını kalemiyle kazanıyor

25 Ocak 1968 tarihli Cumhuriyet gazetesinde Baki Süha Ediboğlu şöyle anlatıyor Necati Cumalı’yı: “Yıl 1939... Ankara'da -o zamanki adıyla Hergele Meydanı’nda- '15. Yıl' adlı bir kahvede mermer masalardan birine oturmuş ekmek parası için bir gazeteye hikâye hazırlıyordum. Tam da hikâyeyi toparlayacağım sırada yanıma 20 yaşlarında var yok, bir delikanlı yaklaştı. Koltuğunun altında kalın kalın kitaplar, notlar vardı. Belli ki

kahvehaneye pek yakın olan Ankara Hukuk Fakültesi’nde talebe idi.” Orta boylu, uzunca burunlu, zayıf, güleryüzlü, dişleri bembeyaz olan bu delikanlı Necati Cümalı’dır. İzmir’in Urla ilçesindendir. Muhacir bir ailenin çocuğuydu ve şiire yeni başlamıştı. Ediboğlu’na şiirlerini okumaya başladı. Tüm isteği, şiirlerini yayınlatabilmesi...

“Benim şiire başlamam başkalarına benzemez” diyor Necati Cumalı.

“Önce öğrendim şiirin ne olduğunu; sonra yazmaya başladım. Liseyi bitirdikten sonra şiir yazmaya başladığımda Yunus’tan başlayıp o güne uzanan tüm şairleri çok iyi öğrenmiştim.”

Şiirle başlayan öykü, roman ve tiyatro oyunu ile süren yazın yaşamı boyunca, şiir her zaman farklı bir yere sahip Cumalt’nın yüreğinde. “Güzel konuşan adamlar vardır. Güzel konuşur, çevresine övgüler düzer, kendini sevdirir. Her budala kendisine hayran olacak bir başka budala daha bulur sözün kısası. Oysa şair, sadece kendisinin dostu ve düşmanıdır. Öncelikle yazdığınız şiiri kendiniz sevmelisiniz.”

Yaşamındaki her şeyi, işini, kazancını hep şiire göre düzenlemiş Cumalı. Yaşam onun için nerede tükendiyse orada değiştirmiş düzenini. Sayısız çevreye girip çıkmış. Hukuk fakültesi yıllarında Ankara’da, aralarında Orhan

Veli, Oktay Rifat, Melih Cevdet Anday, Nurullah Ataç, Sabahattin Ali, Cahit Sıtkı gibi edebiyat adamlarının oluşturduğu gruba katılmış bir süre. Ustaların arasında yeni yetme bir yazar olarak. Bir üniversitesi de o çevre olmuş. “Ben ailenin en büyük çocuğuy dum ama benim ağabeylerim onlar oİdular. öyle çok şey öğrendim ki.” Geriye Orhan Veli ile tadına doyulmaz anılar (Orhan Veli’ıün ‘Ne zaman öykü yazmaktan vazgeçip şiire başlayacaksın’ yollu takılmalarını hiç unutmuyor), küçük küçük tartışmalar derken bir başka üniversitenin, yaşam üniversitesinin kapıları açılmış önünde.

Urla’da avukatlığa başladığı dönemde yazdığı ‘Zeliş’, ‘Nalınlar’ ve ‘Susuz Yaz’ gibi yapıtlar yaşamla, yaşamın gerçekleriyle tanışıklığın ürünleri Cıımah'nın deyişiyle.

Ancak avukatlığın şiiri öldürdüğünü görmüş. Şiir yerine her gün dava dosyaları ile karşı karşıya olmak bir süre sonra usandırmış Cumalı’yı. Sonra birgüıı. aniden Paris’e gitmeye karar vermiş. Bir şişe sütle yattığı günler de olmuş, ama Paris tüm cömertliğiyle yaşamının belki de en güzel günlerini sunmuş Cumalı'ya. Tiirkçenin dünyanın en güzel dillerinden biri olduğunu, en önemlisi

de ‘şiir dili'olduğunu Paris'te duyumsamış. Paris'ten kalan anılar arasında en unutulmazı Pertev Naili Boratav'ın evinde tanıştığı Yunanlı bir dil uzmanının şu sözleri: “Niye geldiniz Paris’e.. Fransızcada iyi şiir yazılmaz ki. Diıııv anın en güzel şiirleri sadece üç dilde yazılır: Türkçe, Yunanca ve İngilizce.”

Türkiye’ye dönüşünde yaşamını kalemiyle kazanmaya karar veren Cumalı, çok geçmeden bunun olanaklı olmadığını anlamış, yazabilmek için öncelikle yaşamını sürdürecek uğraşlar bulmak gerektiğini görmüş.

Yapmacıktan ve taklitten kaçan, salt

Geceyi TYS ve TOBAV düzenliyor

Türkiye Yazarlar Sendikası ve TOI3AV’m Sürmeltxç S ç ı ^ ’.Gft?Jpr.üşt.lsptyor. Geceye düzenlediği, ‘Necati Cumalı 75. 'a ş ' gecesi bugün saat konuşmacı olarak Âtaol Behraınoğltı, Zeki Coşkun,

20.00’de İstanbul Devlet Tiyatrosu Taksim Konur Ertop, Nedret Güvenç, Mehıned Kemal,

Sahnesi’nde gerçekleştirilecek. Senaryosunu Ülkü Dikmen Gürün Uçarer ve Şükran Kurdakul Ayvaz’m yazdığı; Murat Karasu'nun yönetmenliğini katılırken, Sezen Aksu şarkılarıyla, İsa Çelik ise dia

üstlendiği geceyi Haluk Kurdoğlu, Sernil Tamer. Ali gösterisiyle konuk olacak.

güzeli arayan çabası dönemin eleştirmenlerince “Necati Cumalı’mn şiiri, saçlarını geriye atmış bir balerinin sadeliği gibidir”olarak

değerlendirilmiş. Peki ya o ne diyor, şiirinin bugüne uzanan sadeliği, tazeliği için?

“Şiir de eskir. Eskimez diyenler hata ediyor. Aslına bakılırsa, edebiyat bir şiir mezarlığıdır. Pek az şiir ayakta kalmıştır bugüne dek. Yalnız iyi şiir’

eskimez."

Nasıl kalır bir şiir geleceğe? “ Kalıcı şiirin içiııdc hayat tohumu vardır. Biçim olarak sağlamdır, tek dizesini

değiştiremezsiniz.. Değerler, beğeniler değişir belki, ama değişmeyen bir tek şey vardır şiirde: Duyguları olanca çıplaklığıyla anlatmak. Bakın Yahya Kemal’e, Yunus Emre'ye,

Baudleaire’e.. Onlar niçin hâlâ ayakta?” ___ ___________ Kendini hep denetlemiş

Bu yüzden kendi şiirlerine karşı da acımasız olmuş Cumalı. Kendisini baştan beri denetlemiş. Çünkü “Onları ben seçmezsem yaşam zaten seçecekti... 55 yıllık edebiyatla uğraşımda iki defa ölen şairler gördüm. Önce bu dünyadan gittiler ardından şiirleri yok oldu.”

Tabii, “Ben edebiyatçı olacağım”

diyerek edebiyatçı olunmuyor Cumalı’nın deyişiyle. Öncelikle kendine karşı objektif olmak zorunda edebiyatçı. “Bir genç geçenlerde geldi, şiirlerimi nasıl buluyorsunuz diye. Ona şunu dedim:

Sen şiirlerinin şiir olduğuna emin misin? Genç kuşağın öncelikle kendisini çok iyi eleştirebilmesi gerekiyor.” Sonra da çalışmak, yaşamın sunduğu olanakları iyi

değerlendirebilmek geliyor.

75 yıllık yaşamında, şöyle bir geriye dönüp baktığında ne düşünüyor, ne hissediyor Necati Cumalı? “ Boşuna Yaşamadım Ben' diye bir şiirim vardır. Gerçekten de boşuna yaşamadım. Olanakları elden geldiğince zorlamaya çalıştım. Kaderim bana yaşama şansı verdi. Ben de bunun hesabını vermeliyim. ‘Bu yaşına kadar ne yaptın’ diye soruiacak olursa, alacaklı çıkarım ben. Yaşamımı iyi

değerlendirmeye çalıştım. Çünkü yaşam, bir alacak-verecek meselesidir, kimsenin haylazlık etmeye hakkı yok yaşamda.”

Peki ya ölüm?

“Ölüm., fazla düşündüğüm bir konu değil. Doğal bir şey belki, ama en çok erken ölümler sarsıyor beni.” Şimdi, en büyük mutluluklara hiç ummadığı bir yerde, ummadığı insanlardan gördüğü yakınlıklarda vaşıyor. Sokakta, yaşamın içindeki insanların ‘Sizin kitaplarınızı okuyorum' deyişiyle kıvanıyor.

Referanslar

Benzer Belgeler

Aslında bundan çok daha önce, yani günümüzden yaklaşık bir milyar yıl sonra Güneş’in parlaklığı okyanuslardaki suları bu- harlaştıracak kadar yükselmiş ve Dünya

önceki gün öğle vakti, AB Zirvesi’nde defa­ larca değişen veya rötuşlunun sonuç bildirgesi­ nin Türkiye’yi ilgilendiren üç maddesi Anka­ ra’ya ulaştığında top

Bu çalışmada intersitisyel pnömoni nedeni ile yüksek dozde prednol tedavisi alırken, ateş, bilinç bulanıklığı, ense sertliği gelişen 56 yaşındaki erkek hastada

“Overview : Accreditation under the 1992 Standards for Accreditation of Master’s Programs in Library and Information Studies” Retrieved February 24, 2000 from

此外,血小板在傷口癒合過程中佔重要角色,另有一種提取自體血小板濃縮品的 技術,亦已運用於糖尿病足潰瘍等困難傷口。 高壓氧治療

Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Radyoloji Anabilim Dalı’nda Üst Batın MR görüntüleme ile sürrenal kitlesi saptanan hastalardan; gadolinyum içeren

vefatı dolayısile kadirşinas Türk milleti ve onun yegâne ümidi olan gençliğinin samimi bağlılığı ve içten duygularile düzenledikleri cena­ ze töreninde

Yeni sergisinde yer alan peyzaj ağırlıklı resim­ lerinde, onun doğayı yalınlaştıran duyarlı, kesin ve tutkulu fırça tuşları, soyutlayım öğeler arasında