• Sonuç bulunamadı

Başlık: YAYIMLAR ARASINDAYazar(lar):Cilt: 7 Sayı: 4 Sayfa: 705-706 DOI: 10.1501/Dtcfder_0000000756 Yayın Tarihi: 1949 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: YAYIMLAR ARASINDAYazar(lar):Cilt: 7 Sayı: 4 Sayfa: 705-706 DOI: 10.1501/Dtcfder_0000000756 Yayın Tarihi: 1949 PDF"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

YAYIMLAR ARASINDA

NEFIS B

İ

R ESER

Edebiyat âlemimiz, 1950 yılının büyük ikramiyesini kazandı : Sayın Cemal Y e ş i 1, yüzlerce pırlanta rübaisinden 107 sini bir kitap halinde neşretti. 1

Bilindiği üzere rübâi, esasında Fars edebiyatına mahsus bir nazım şeklidir. Buna Dübeyt ve Tertine de denilir. Pek yaygın olmamakla beraber araplar rühâi şeklini, hatta ed-Dubayt sılretinde Dübeyt adını 2 Iran nazmından almışlardır. Bize Fars edebiyatından intikal etmiştir. Bir Türk nazım şekli olan Tuyug'un, daha çok h. 9 uncu (m. 15 inci) yüzyıldan itibaren yerini riibâiye bıraktığı görülür.

Bellibaşlı şairlerimizin divan ve (Uyan-çelerinde azdan çoktan rübâiye rastlanır. Maamafih, ona iltifat etmemiş olanlar da yok değildir. Kasidede, gazelde, mesnevi-de ve daha bazı nazım şekillerinde göste-rilen yüksek başarı , rübâi sahasında elde edilememiştir. Bunun başlıca sebebi rübâi-nin oldukça mahâret ve ince bir selika istemesindedir. N e f C rnin

Söylesem belki rübâfde olurdum Ha y yöm

deyişini bir «şairâne teselli» süretinde ka- bul etmek daha muvafıktır. Nedi m'in

evc-i rübâtde anka gibi uçar» dediği H aleti şöhretini diğer nazım şekillerin- de ❑ çok buna düşkünlük göstermesine, o sâhada teferrüd etmesine borçludur. Divan sahibi büyük şairlerimizin söyledikleri rü- bâileri daha çok «ikmal-i eşktil» mahiye- tinde telâkki etmek icabeder. Edebiyatımı- zın rübâi yönünden eksikliğini son yıllarda büyük şair Yahya Kemal tamamlama- ğa başlamış, hattâ «Rüböi söylemiyen şuir,

1 Riibâiler, Devlet Matbaası, Ankara 1950. küçük boy 79 sahife, baskı sayısı : XV 4- 315 (Pur Chif fon d'Auvergne kükıdına) 4- 2200 (Izmit Selü-loz Müessesesinin birinci hamur perdahsız baskı idi-gıdına) -= 2530.

2 Luvis Ş a yhu-'1-Yasfı l,

'ilm-al-Adab. I. ez, s. 420,

şair değildir.» demek sılretiyle işe ehem-miyet kazandırmıştır.

Sayın Cemal Yeşi l'in aslında beş yüze yaklaşan rübâileri, Be yatl ı'nın bir çığır halinde iken genişlettiği yoldan güle oynıya geçen bir peri kafilesidir. Nitekim eserin «Ses şairine» hitabeden :

Seslenme hünerdir, ses alıp verme kolay ; Yol gösterecek bir, geçecekler bir alay. Parlak nice yıldızda güneştir göz alan, Bin bir oka hız verir gerilmiş tek yay.

rübaisiyle başlaması (s. 7), bunun zarifâne ifâdesidir. Genişlettiği ve yol ettiği çığırın bu mazhariyyeti her halde üstadı da en

az bizim kadar memnun bırakmış olmalıdır. * *

ınsanoğInnun gönül ihtizazlarını ak-settiren şiir bence, izah' güç, hatta imkan-sız şeylerin başında gelir ; bu hususta söy-lenecek sözler, çok kerre fifakilik haddini geçemez. Zâten şiir anlatılamaz ; duyulur. Binaenaleyh, yıllardan beri öz şiire olan hasretimizi gideren bu esere dair kayde-deceklerim, okuyucunun dikkatini çekmek işini sağlıyacak olursa ne mutlu bana !...

« . hoşça kalın! » kelimeleriyle biten Rübailer, sırasiyle :

Şairler pazarı (s. 9), Dağın ardı (s. 13) , Bir, bir daha (s. 17) , Durmaz değişir (s. 23) , Nar tanelidir (s. 39), Bir varmış, bir yokmuş (s. 45), Yok bildiğimiz (s. 49), Anadolu'nun yolları (s. 55) , Des-tan gibi (s. 60) , Ocağımın korları, külleri (s. 67) başlıklarını taşıyan fasıllarda top-lanmıştır. Bu başlıklar ve fasıllar içindeki rübâileri öz halinde sunan unvanlar, şairin mezmünculuk ve dar mevzüculuk çerçivesi dışına çıkma kudreti gösterdiğinin ve tam manasıyle üstad olduğunun alâtrıetleridir.

Rüldliler'de göze çarpan başlıca hu-susiyetler : samimilik ve sadeliktir. Birçok mısralar, «sehl-i » in en güzel misallerini teşkil eder. öyle rübâiler var-dır ki karşımızda renkli bir tablo çizer :

(2)

706 KEMAL EDIP KORKÇCIOĞLU

Yetmiş iki millet, yedi renk âvize, Caz, konfeti, pırlanta, ipek, içki. meze. Her yıl sonu bir böyle tuhaf yas tutarız, Bir, bir daha derken geçecek ömrümüze. (s. 17) On yaprağı poyrazın dirilten nefesi, Son yaprağz ay benekli dallar kafesi. Gök beste, deniz beste bu yaz şarkısına, Çay rengi çınar gölgesinin kafiyesi

(s. 29) gibi.

Dediler (s. 42) , N'etsem (s. 43) rii-bâilerinde yüzyıllar ötesinden ve ınetafizik âlem ufkundan Ömer H a y ya m'ın bize seslenişini duymak ; Asker Anadolu, Ça-nakkal'a, Mütarede'de Istanbul, 19 Mayıs, Inönü savaşları, Sakarya, Dumlupınar, Lozan, «Ne mutlu Türkünı diyene" rübâi-lerinde (s. 60 — 66) XX. asır Türklüğünün acı hatıralanyle şanlı zaferlerinin destanını dinlemek ; Dedim — dedi rübâilerinde (s. 52 — 53) Emra hların, Karaca° ğ -I a n'ların dile geldiklerini görmek müm-kündür.

Eserde en koyu realizmden en özlü seınbolimize kadar türlü şiir mesleklerinin kaynaştık' sezilir. Sair, hangi temayülde olursak olalım, bizi ılık bir hava ile sar-manın yolunu ve kolayını bulmuştur.

Vezin zarüreti ve kafiye darlığı gibi kayıtlanmayı, zorlamayı ve çok defa ma-nadan fedakarlıkta bulunmayı gerektiren,

Şöyle söylenseydi daha iyi olurdu.» de-dirten hususlar 'yönünden de eser, lekesiz bir pırlantadır. Sair, bu 107 rübâiyi değil de yalnız :

Her şey bu zaman evinde nâçâr geçer, En geçmiyecek gönül geçer, yâr geçer. Yalnız günü birlik çağırır bir kapıdan, Akşam kimi bitkin, kimi bizeır geçer. Ferhadı bir efsane düşürmüş derde, Mecnun da masal, Kerem de, benzerleri de,

Yok bildiğimiz kimdi gönüllerde gezen, Leylâ, Aslı gezer dillerde.

rübâilcrini yazmış olsaydı yine Edebiyat tarihimizdeki haklı yerini alırdı. Aynı za-manda şunu da söylemeliyim ki En güzel

riietbi hangisidir ? diye aradığımda ve okuduklarımı tekrar tekrar okuduğumda herbirini diğerinden farksız buldum.

Türkçenin Arûzla bağdaşamadığı id-diasında bulunanlar, Rübailer'i gördükten sonradır ki yanıldıklarını bir kerre daha anlıyacaklardır. Arı ve doru Türkçenin bu zaferi karşısında :

Eş' 'cin böyle söyler üstâcl söyleyince

mısraını tekrarlamamak mümkün değildir. Bütün bu güzelliğiyle Riibâiler bizce San'at Mükafatı'na hak kazanmış bir eser-dir. Fikrimiz, toplanacak Jüriye aynı za-manda teklifimizdir de !..

Eserin baskısı, muhtevasına uygun tam bir başarı örneğidir. Ne bir tertip sehvi var, ne bir ayarlama aksaklığı

Rübailer bu bakımdan da insanın gönlünü açıyor, yüzünü güldürüyor. Yahya K e-m a I 'in dağınık yapraklarda kalan veya hafızalarda yaşıyan şiirlerini de buna ben-zer bir cild içinde görmeyi ne kadar is-terdik ,

Referanslar

Benzer Belgeler

Sosyodemografik Veri Formundaki özelliklerin değerlendirilmesi için tanımlayıcı istatistiksel yöntemler (sayı, ortalama, standart sapma), “Ergenler için Umut

Sonuç olarak Portekiz’de KÖO uygulamaları kamu sektör tedariki ile karşılaştırıldığında özellikle altyapı yatırımlarında kamu hizmetleri için olumlu bir

Kemik iliği stromasını oluşturan mezenkimal hücre türleri şunları içerir: mezenkimal kök hücreler (MKH), fibroblastlar, adventif retiküler hücreler,

Health risk behaviours including tobacco use, alcohol and other drug use, risky sexual behaviours, unhealthy dietary behaviours and physical inactivity are the major

Fagositoz tarafından ölü hücrelerin temizlenmesi apoptoziste görülenden daha geç ve oldukça düzensiz olarak meydana gelebilmektedir (Shintani ve Klionsky, 2004, Gozuacik ve

Literatürdeki bütün sonuçlar birlikte değerlendirildiğinde mikroçevre, lösemik kök hücreler için Wnt sinyal yolağı üzerinden iyi bir hedef olarak düşünülmektedir..

Bunun için özgeçmişinde kayıp ve yas yaşantısı olan edebiyatçılar araştırılmış, içlerinden Abdülhak Hamit Tarhan, Halit Ziya Uşaklıgil, Ümit Yaşar Oğuzcan,

9,10 Karşı ekstremite initial contact’a geçerken yerin reaksiyonel kuvveti dizin arkasına geçer, dizin fleksiyonuna yardımcı olur ve rectus femorisin (quadricepsi içine