• Sonuç bulunamadı

Matbuatın acı kaybı Abidin Daver

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Matbuatın acı kaybı Abidin Daver"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

H

A R BİYE M EKTEBİ, İs- tanbuldan Ankara’ya taşmı­ yordu. Bu ayrılşa üzgün Harbiyeliler, ön’ erinde moızika, kcnd' erini uğurlamak için yo la- ra dökülmüş yakmlariyie halkın heyecanlı tezahür'eri ortasında, Taksim . Beşiktaş tarikiy e Hay- darpaşaya geçmişler ve orada İs­ tanbul'dan koparcasına, tarif edilmez bir kucaklaşma ile uğur- lar.m şiardı-.

Saat'erce süren bu merasimi adım adım takip ederek yorgun argın ve şahidi olduğum ayrılış sahnelerinin verdiği teessürle bitkin bir vaziyette matbaaya dönmüş, yazımı yazrmş, Abidin Davere;

— Sabahtanberi gözyaşları a- rasında bunalmış bir halde A le­ lacele yazmağa mecbur olduğum için, istediğim gibi olmadı. Bu sebeple imza koymadım, diye ver­ miştim.

Bir az sonra, yazı elinde, ya­ nm a geldi:

— Bu yazıya imza konmaz mı ? Beni de ağlattın.. Tam içten ge­ len bir şiir bu... Mükemmel bir gazereci olduğunu şimdi anla­ dım.. Gazetecilik işte budur: Duyduğunu samimiyetle duyura­ bilmek.. dedi.

Aradan bukadar zaman geçti, fakat gazetecilik hayatımın bu ilk takdirini, cesaretini ve şevki­ ni verenin, üstad Dâver olduğu­ nu hiç unutamam.

Onunla bu suretle başlayan dostluğumuzu takviye eden olay­ lardan biri de şudur:

Şarkî Ürdün Emiri Abdullah, lstanbula ilk defa gelmiş, Ata- türke misafir olmuştu. Bütün gazeteciler etrafında, sorup so­ ruşturuyor, yazıp çiziyorlardı. Ben sormak istediğim şeyin ce­ vabını başkaları da almasınlar di­ ye, kendisini yalnızca bulmak im. kânların: arayarak bek’ edim. Ni­ hayet Cuma namazım Beylerbeyi camiinde kılacağını haber alınca, orada muradıma erebileceğimı düşünerek, rahmetli foto Namık’­ la Beylerbeyine gittik. Fakat na­

mazdan vazgeçilmiş, bend.erde’ıi ziyafete gidiliyormuş.. Görünür­ de tek gazeteci yok. takı’ dık peş­ lerine. . Ve umduğum gibi, bend- lerde başbaşa ka'ınca, kaç gün­ dür dilimin ucundaki sua.i sor- dur.-j.

Bu biraz müphemce olmakla beraber şu, (Bir vatandaş olarak aramızda yaşarken, ayrılıp, bize karşı cephe alış na nadim olup olmayışı) idi. Emir, bu sua’ kar­ şısında son derece mütehassis o l­ duğunu hissettirerek aynen:

(— Bu suali bana sormasaydı- nız.. Fakat mademki sordunuz, daha açık sorunuz, sual açık ol­ mazsa • müftü cevap veremez. Amma, yine anladım, size gön­ lümü açarak söylüyorum. Bu su­ aliniz en ziyade tarihe temas e- der. Tarihin ise, iyi ve fena ci­ hetleri vardır. İnsan bazan fena­

ya sevk edilmiş olur. Yalnız şu kadar söyliyeyim ki, aranızda ya­ şarken, Îstanbuldan mukaddera­ tın şevkiyle ayrıldığım zaman ağlamıştım.)

Ertesi gün bu mülâkat (Cum­ huriyet) de çıktı. Abidin Daver, beni görür görmez:

— Ben de, bu niçin Emirle mü. lâkat yapmıyor diye

beceriksiz-Abidin Daver’in milletvekiliyken sünde çekilmiş

ligine, ihmaline hükmeder gibi olmuştum. Meğer, asıl sorulma­ sı lâzım olanı sormak için fırsat

kolluyormuşsun. Bu, hiç bir ga­ zetecinin aklına gelmedi.. Yaşa, Emirin ağzından, nadim olduğunu almak sana nasip oldu...

dedi-Ertesi günü, Yunus Nadi’nin, gece Dolmabahçedeki sofrada, Atatürk’ün de kendisine: (Emire ima tarikiyle de olsa, bir türlü sormağa dilimizin varmadığını Kandemiç’in sormuş olması pek hoşuma gitti) deyişini anlatışı üzerine, Daver:

— Gördün mü bak?. Atatürk de aynı şeyi düşünmüş. Türk böy. ledir, unutmaz.. Ve kalbden kal­ be yol vardır. Gazeteci bütün kalblerdekini sezen ve onu vak­ tinde belirten adamdır.)

Diye bana ikinci dersi verir­ ken, kendi içindeki memleket aşkını da bir daha

göstermişti-Bir müddet sonra, örfî idare­ nin koymuş olduğu memnuiyet kalkıp da (Refah) faciasından behsetmek imkânı hasıl olunca, bunu bütün tafsiiâtiyle - hükü­ metçe şehit addedilmediklerin dolayı - pek perişan bir vaziyet­ te olan aileleriyle de ayrı ayrı görüşerek yazmıştım. Bunu gö­ ren Abidin Daver beni buldu:

— Sakın kısa kesme!. Refah kurbanlarının (şehit) sayılmaları­ nı sağlayıncaya kadar devam et! Ben de sana yardımcıyım. Bu işi eibirliğiyle yürütelim..

Diyerek, bana bilmediğimi bir

bir fotoğrafı

çok ailelerin adreslerini ve br hayli vesikalar verdi.

Son defa, geçen sene: (— E- linizde hudutsuz bir kudret olsa, evvelâ ne yapardınız?) diye bir ankete başlamıştım. Bir sabah Abidin Daver’e de telefon ettim. Henüz uykudan kalkmış olduğu­ nu söyliyerek: (— Dur., dedi, sana bu gece gördüğüm rüyayı anlatayım: Barbarosu gördüm. Ateş püskürüyordu: Hani benim donanmam? Ne yaptınız? Böyle mi olacaktı? Akdenize hükmede­ rek dalgalanan bayrağım nerede? Yazıklar olsun size!, diyordu. İşte, anketine cevabım bu: Elime öyle, dediğin gibi hudutsuz bir kuvvet kudret geçse, ilk yapa­ cağım şey, Barbarosun ruhunu şadedecek muazzam bir donan­ madır...)

Daver, doğuştan denizci bir ga­ zeteci ve büyük bir vatanperver­ di. Bu sebepledir ki; ilânihaye nur içinde yatmasını dileyerek, onu daima rahmetle anacak olan­ lar, nesilden nesile bütün bir yur. dun evlâtları olacaktır.

* * *

Abidin Daverin hayatını hülâ­ sa etmek lâzımgelse, deniz kena­ rında, deniz aşkıyle gözünü açan, denize aşkını ilân etmekle m eş­ gul o.an, deniz için konuşup ya­ zan, deniz hizmetinde ölen bir Türk münevveri demek kâfi gelir ve pek uygun düşer. Bizim yerli tezgâhlarımızda bir ticaret ge­ misinin olsun yapıldığını görmem; onun en büyük zevki ve ideali idi. Simdi resmî bir Türk mües- sesesinin bu güzel hayali gerçek­ leştirmesi ve ilk yüzdüreceği ge­ miye Daver adını vermeyi dü­ şünmesi ne güzel ne yerinde bir kadirşinas.ıktır- Abidin Daver deniz rengindeki gözleriyle her gittiği kara parçasına iki damla deniz gösteren bir deniz âşığıy­ dı. Onunla yakın dostları sivil amiral diye alay ettikleri zaman bile müsamaha ile güler, kendi­ sine, Barbarosa âlem olmuş bir unvanın şakadan da olsa, veril­ mesine âdeta sevinirdi. Eski de­ nizci İngiliz krallarını öldükleri zaman bir kayığa yerleştirir ve enginlere bırakırlarmış. Eğer bu bizde akla gelen ve evvelce ya­ pılan bir şey olsaydı- Abidin Da­ ver muhakkak bunu vasiyet eder ve denizden bir mezara gömül­ meyi karada kalmaya tercih e-

derdi... Abidin Daver Amerika’ya yaptığı seyahatlerden birinde Amerikan

Sesinin o zamanki raportörlerinden Nazif Serez (.solda) ve İsmail Torun (sağda) ile konuşurken

Büyük Millet Meclici

kürsü-Matbuatın Acı Kaybı

A b i d i n D a v e r

-

---

---

---

1

Türk basını, Abidin Daver’in ölümü ile çok kıy­ metli bir rüknünü daha kaybetti. O ’na ait eski hâtıralardan bahsederken arkadaşımız Kandemir bundan senelerce evvel Abidin Dâvere şöyle bir sual sormuş: «Elinizde hudutsuz bir kudret olsa ne yapardınız?» Aldığı cevap şu: «Barbarosun

ruhunu şadedecek muazzam bir donanm a...» Yazan: KANDEMİR

A3

-Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

GHT’ler, genellikle sınırları belirgin olmayan sert nodül olarak izlenmesine rağmen, bu olgunun sınırları belirgin kistik lezyon olarak gözlenmesi dikkat çekmektedir.

Miras hukuku yönünden konu, gaibin mirası, mirasçının gaipliği, Hazinenin gaiplik kararı alması ve gaibin veya daha üstün dereceli mirasçıların ortaya çıkması halinde

Diğer taraftan yabancı ülke yargı organlarınca verilen kararlarda olduğu gibi, Uber ile sürücüler arasındaki ilişkinin istihdam ilişkisi olduğunun kabul edilmesi halinde

However, rising Temple movements, such as the Temple Mount Faithful and the Temple Institute, have challenged the religious ban on allowing Jews to enter the site of al-Aqsa

Söz konusu düzenlemeye göre, borca katılma sözleşmesi, alacaklı ve borca katılan arasında yapılan ve katılanın ilk borçlu ile birlikte alacaklıya karşı sorumlu

Sanal akrabalık bağlarının temel amacı tarafların karşılıklı olarak toplumsal destek ağlarını geliştirmektir (Johnson, 2000). Dolayısıyla sanal akrabalık,

Anahtar Kelimeler: Analık Sigortası, Türk Sosyal Güvenlik Hu- kuku, Annelere Yönelik Sosyal Yardım ve Hizmetler, Yetim Aylığı, Annenin Korunması.. Abstract: Being a

Complex Partial Seizures Presenting With Psychiatric Manifestations: A Case with Seizures of Panic Symptoms 30 percent of epileptic patients suffer from psychiatric problems and even