...I2A..ıÜ,Lı.·•..!TJ!.Or!.!ki!!:·YUlaL!..tl!:A!.!ra~şb!l!rL.!!m!!.!!a!!!la!!.rl!..!E5<!n~stiUi·tU!O.i!.!sO!..!D!!!e<!..rgl~si...;SiZ!!a~yı!-!1~S'-JE!<.!rz~u~rL.!!u~m~2~OOl!lO,--
....;-317-ATATÜRKDÖNEMİTüRKDIŞ pOLİTİKASININTEMEL İLKELERİ
Dr.GünayÇAGLAR'
"Olaylar, TOrkmiııetine,iki ehemmiyetlikuralıyeniden
hatır1atıyor: Yurdumuzu vehalkımızımodafas edecek kuvvette olmak;barışıkoruyacak uluslararası çalışma işbirli!!;ineOnem vermek! "
(1935)
atilrk dönemi TürkDış Politikasını incelemek ve kavramak birçok
akımdançok önemlidir. 30 Ekim 1918 tarihli Mondros Mütarekesi ile başlayan Milli Mücadele'nin sonunda yeni bir Türk devleti kurulmuştur. Bu
devletin uluslar arası platformdaki yerini ise, Milli Mücadele dönemi ve sonraki
yıllarda takip edilen dış politika belirlemiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti/nin
uluslar arası saygınlıgını kazanması, Atatürk zamanında izlenen dış politika
sayesinde gerçekleşebilmiştir. GünümUz dış politikasına hakim olan ilkelerin
temelleri, Atatürk tarafından atılmıştır. Bu bakımdan, Atatürk devri dış politikayı
incelemek, Türkiye'nin bugünküdış politikasınıanlamakbakımındanda önemlidir.
Atatürk dönemi Türkdış politikasını özellikleri dolayısıyla, iki ana devrede
incelemek gerekir. Birinci devre Milli Mücadele dönemi olup, ikincisi ise, Lausanne
Andıaşması'nın imzalanmasından, Atatürk'ün ölümüne kadar geçen süreyi
kapsamaktadır.
Milli Mücadele dönemi Türk dış politikasının özelligi, savaş ve
diplomasinin birlikte yürütülmesidir. Busıradaizlenen politika ile Türkordularının
savaşgücüartırılırken, düşman zayıflatılıyordu.
LausanneAndıaşması'nın imzalanmasındansoma takip edilen Türkdış politikasının
en büyük özelligi ise, çokbaşarılı barışçıbirdışpolitikaizlenmiş olmasıdır.
Atatürk dönemi Türkdış politikasının bazıtemel özellikferibulunmaktadır.
Bupolitikanınilk hedefi, kuşkusuz Türk unsurunu kapsıyan millisınırlar
içinde bir Türk devleti kurmaktı. Bu fikir, ilk defa, Milli Mücadele sırasında şuur
kazarımıştır.
Bilindigi gibi, Osmanlı İmparatorlugu çok ulus lu bir devletti. Asker ve
sivil idareci kesim kendisine Osmanlı demiş ve bununla övünmüştü. Ancak
-318-GıCaelar:AıatnrkDönemiDısPolltikaslDlD Temel tIkeleri
ondokuzuncu yOzyılda, Balkan uluslarının ayaklanması ve Avrupa devletlerinin
saldırıları karşısında sıkça yenilgilere ugranılması, Osmanlı yerine yeni bir Türk
şuurunun do~masınayolaçmıştır.
Osmanlı lmparatorlu~u'nun Birinci Dünya Savaşı'ndan yenik çıkması ve
savaşın galibi İtilaf Devletleri'nin Mondros Mütarekesi şartlarını bahane ederek,
Türkiye topraklarını işgal etmesi sonucunda, Osmanlı Devleti açısından savaş
bitmişti. Kısabir süre sonra, SevrAntlaşmasıile de bu son belgelendirilecektir.
Fakat Anadolu'daki Türkleraçısından asıl savaş,yenibaşlamak.taydı.
Mondros Mütarekesi'ninimzalanmasından,LozanAntlaşmasınakadar olan
dönem, Türk milletinin Milli Egemenligini kazanma mücadelesi devridir.
Birinci Dünya Savaşından sonra, Mustafa Kemal'in Türk unsurundan
oluşmuş bir devlet kurma girişiminde bulunması, birçok eng~le karşılaşmıştır.
Mustafa Kemal, bir yandan ülkesindeki düşmanla ugraşırken, diger yandan Türk
unsurundan kurulu Türk Devleti fikrini yaymaya çalışmıştır. Milli devlet kurma
mücadelesinin temel ilkeleri ilk önce Erzurum ve Sivas Kongreleri'ndebelirlenmiş,
daha sonra daMisak-ıMilli ile tüm dünyayaduyurulmuştur.
Mustafa Kemal'in liderligindeki Milli MücadeleMisak-ıMilli'de belirlenen
ilkeleri, hayata geçirmek içinyapılan harekatın adıdır.Bir taraftanMisak-ıMilU'nin
gerçekleştirilebilmesinin mücadelesi verilirken, diger yandan da Türk Milletinin
gerçek temsilcisinin, milli iradeye dayalı,Ankara Hükümeti .oldugunun savaşı
verilmiştir.Atatürk, Nutuk'ta milli bir devlet kurmakamacını şöyleifadeetmiştir:i
"Bizim açıklık ve uygulanabilirlik gördügümüz siyasi meslek, milli
siyasettir. Dünyanın bugünkü umumi şartları ve asırların dima~larda ve
karakterlerde birik.tirdi~i gerçekler karşısında hayalci olmak kadar bUyük hata
olamaz. Tarihin ifadesi budur; ilmin,aklın, mantıgınifadesi böyledir.
Milletimizin, güçlü, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesi için, devletin
tamamen milli bir siyaset izlemesi ve bu siyasetin, iç kuruluşlarımıza tamamen
uygun vedayalı olması ıazımdır. Milli siyaset dedigim zaman,kastetti~immana ve
anlamşudur: Millisınırlarımıziçinde, her şeydenevvel kendi kuvvetimize dayanıp
varlıgımızıkoruyarak millet ve memleketin gerçek mutluluguna ve bayındırlıgına
çalışmak... Genelolarak erişilemeyecek hayali emeller peşinde milleti
ugraştırmamakve zarara sokmamak... Medeni dünyadan, medeni ve insanidavranış
vekarşılıklıdostluk beklemektir."
Atatürk 1923yılında aynıkonudaşöyledemektedir:2
"Yeni Türkiye'nin takip edecegi siyaset, belirsiz ve keyfi olamaz. Bizim
siyasetimiz, mutlaka milletin kabiliyet veihtiyacıylauyumluolacaktır.Bizim için ne
iAtatürk, Nutuk II, s. 436.
~A,"".Ü",-•..!..T!!!Drl.!!ki!.!·Y.!!Jat!.!A!o!r.!!Ja'U!hi!Jrmi!!'a!!!lı!!!n..LE""n""s""'tit...OiO,!sUUP"'e"'f2...ls...I...,S"'IY....ı-"lŞ"'--"E""rx""u:o.ıru...m....2""OO"'"O"--
~-319-İttihad-ı İslam,ne TuraniZIDmantıkibir siyaset yolu olamaz. Artik yeni Türkiye'nin
devlet siyaseti, milli sınırları dahilinde, egemenliltine dayanarak ba~ımsız
yaşamaktır.Hareketkuralımızbudur!"
Atatürk dönemi Türk dış politikasının temel ilkelerinden biri si de bu
politikanın"güç dengesi" prensibine göre yürütulmesidir.
Güç dengesipolitikası,milli egemenlik ve Ulkenin gUvenligininkorunması
için devletlerin izledikleri bir dış politika stratejisidir. Bu politikanın en önemli
unsuru ise, şartlar gerektirdigi takdirde ortak çıkarları olan devletlerle, ittifak
kurarak kendi gücünü artırmak, ve böylece sorunların çözümünde daha başarılı
olmaktır.
Atatürk, i938'de güç dengesi ile ilgili görüşlerini şu şekilde
açıklamaktadır.3
"Milletlerin güvenli~i ya iki taraflı veyahut çok taraflı umumi müşterek
anlaşmalarla, uzlaşmalarlatemin edilebilir diye mutlak mahiyette ortayaatılan ve
her biri digerlerinezıt sayılanilkeler,barışın korunmasıemrinde bizim için kesin ve
isabetli degildir ve olamaz. Bunlann her birini COWafi ve siyasi icap ve vaziyetlere
göre kullanarakbarışyolundaki özenHçalışmayı gerçekıere daysındırmak, her millet
içinayrı ayrı bir vazifedir. Cumhuriyet Hükümeti, bu gerçegigörmüş, tatbiketmiş,
en yakın komşuları ile oldu~ kadar en uzak devletle olan münasebetlerini,
dostluklarını, ittifaklarınıona göre düzenlemeyibilmişve bu sayededışsiyasetimizi
sa~lamesaslaradayandırmıştır."
Balkan milletleriarasında oluşmasındaAtatürk'ün büyük rolünün söz konusu
oldu~u Balkan.Antantı(1934), yine O'nun büyük gayretleri ile,imzalanan Sadabat
Paktıo dönem izlenen Türkdış politikasınıngüç dengesi ile ilgilibaşarılarınabirer örnektir.
Türkiye, özellikle i930 lardan itibaren izlemiş oldu~ güç dengesi
politikası ile,bölgede meydana gelen problemleri ve bunun Türkiye Cumhuriyeti
üzerinde yapaca~ı olumsuz etkileri düşünerek çevresindeki ülkelerle, bir takım
ittifaklarkurmuş,bölgedeki gUç dengesini lehinekullanmayı başarmıştır.
Bu dönemde izlenen güç politikasının en önemlisonuçlarındanbiri, 1936
tarihli MontreuBo~azlar Sözleşmesi'dir.
Yine Hatay'ın Türk topraklarına katılması, bu dönemde izlenen güç
politikasısayesindeolmuştur.Söz konusu gUç dengesipolitikasınınbirbaşkaönemli
sonucu da, Türkiye Cumhuriyeti'ninİngiltereve Fransa ile İkinçi Dünya Savaşı'nın
hemenbaşında yaptıgı antlaşmadır.
-320-G. Caelar: Atatürk DönemiDıs PolitikasınınTemelİlkeleri
Söz konusu antlaşma Türkiye Devleti'nin İkinci Dünya Savaşı boyunca
izledi~i politikanın belirlenmesinde etkilioldu~ gibi, aynızamanda savaş sonrası oluşanyeni düzendeki yerininoluşmasındada büyük birroloynamıştır.
Atatürkdış politikanın esaslarınıbelirlerken milletleraraSt
ilişkileri etkileyen ilkelerle, Türkiye'nin milli çıkarlarını göz önünde
bulundurmuştur. "Milletlerin siyasetinde ancak menfaatleri vardır; kimsenin
kimseye dost olamayaca~ını bilelim!'''in bilincinde olan Atatürk, Türk dış
politikasını milletlerarası ilişkilerin seyrine göre belirlemiştir. Bu dönem Türk dış politikası, ülke gerçekleri ileba~daşan, hayalci olmayan birpolitikadır.Bu konuda
1923 de Atatürkşunları söylemektedir:4
"Dışsiyaset, içkuruluş ve iç siyasetedayandırılmakzaturetindedir, yani iç
kuruluşun tahammül edemeyecegi genişlikte olmamalıdır. Yoksa hayal1 dış
siyasetlerpeşinde dolaşanlar,dayanaknoktalarınıkendiliginden kaybederler."
"Dış siyaset, bir toplumun iç kuruluşu ile sıkı şekilde ilgilidir.
çtlnkü
içkuruluşa dayanmayan dış siyasetler, daima mahMm kalırlar. Bir toplumun iç
kuruluşune kadar kuvvetli, saglam olursa,dışsiyaseti de o nispetle güçlü vesa~lam
olur...."
Atatürk dönemi Türk dış politikasının temellerinden .·birisini oluşturan
"Yurtta sulh, cihanda sulh"s ilkesi de başarılı birşekilde uygulanmış,fakat çok iyi
yorumlanması gereken bir ilkedir. Bu ilke, dış politikada macera vesaldırganlıktan
uzak, barış, istikrar ve huzurun etkili oldugu bir yol izlenilmesini ister. Hatalı
yorumlamayaaçıkolan bu ilke,dışpolitikada amaçlaraulaşmakiçin'barışçı yolların
kuIlanılmasınl ve barışiçinde bir düzenin kurulmasını arzular. Devletlerarasındaki
problemlerin diplomatik yollardan çözülmesini ister.
Atatürk bu konu ile ilgiligörüşlerini 1929 yılında şu şekilde ifade etmiştir:6
"Dışişlerinde dürüst ve açık olan siyasetimiz, özellikle barış fikrine
dayalıdır. Milletlerarası herhangi bir meselemizi barış vasıtalarıyla çözümlerneyi
aramak, bizim menfaat ve anlayışımıza uyan bir yoldur. Bu yol dışında bir teklif
karşısındakalmamak içindir ki, güvenlik ilkesine, onunvasıtalarınaçok ehemmiyet
veriyoruz. Milletlerarası barış havasının korunması için, Türkiye Cumhuriyeti
yapabilecegi herhangi bir hizmetten gerikalmayacaktır."
"Askerı hareket, siyası faaliyetin ümitsiz oldugu noktada başlar. Ümidin
güven verici bir şekildegeri gelmesi, orduların hareketinden daha hızlı, hedeflere
varışı temin edilebilir.,,7 diyen Atatürk'e göre, ancak devletin milli egemenlik,
bagımsızlık ve güvenligi tehdit altında oldugunda, devreye başka çözüm yoHarı
4Atatürk'ün Söylev ve DemeçIeri II, 5.162, 101. j Atatürk'ün T.T.B.lV, 5.560.
6Ayın Tarihi, Sayı: 68, 1929, 5.5025.
...!:!A"-!.Ü'"'·•...!To!lO:L!rkiill."yua!!.t1:!A~ra~ş:!.Ltırı.ı.m~a!.!lla~n.ı.E!o,n!!:!ş!!!tl~to!:!JşO!!.D!!:e!l:.lrg.lililiıişi~So!'!a!.1Y.ı.1ı
..
S~E...rz,""",uruu",m"-,2""OO",,O,,----~-321-girer. Bundandolayı, milli egemenlik vebagımsızlıgı elde etmek ve sUrdUnnenin
gerekliliklerinden birisi desavaşa hazırolmaktan geçer.
Atatürk "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" ilkesini i928 de şu şekilde
yorumlamıştır:8
"Dış siyasetimizde dürüstlük, memleketimizin güvenligine ve gelişmenin korunmasına dikkat, hareket tarzımıza kılavuz olmaktadır. Esaslı düzenleme ve
gelişim içinde bulunan bir memleketin, hem kendisinde hem çevresinde barış ve huzuru ciddi olarak arzu etmesinden daha kolay izah olunabilecek bir nitelik olamaz.
Bu samimi arzudan esinlenen dış siyasetimizde memleketin dokunulmazlıgını,
gUvenligini,vatandaşların haklarınıherhangi bir tecavüzekarşı.bizzat savunabilmek
kudreti de, özellikle gözde tuttugumuznoktadır.Kara ve deniz ve havaordularımızı,
bu memlekette barışı ve güvenligi dokunulmaz bulunduracak bir kuvvette
muhafazaya bunun için çok önem veriyoruz."
Saglam temeller üzerine oturttugu TUrkdış politikasının devamlılıgını arzu
eden Atatürk, İkinci Dünya Savaşı'nın çıkacagına yakın günlerde,ülkesini bu
yangından kurtarmak gerektigine inanmış vei938'de bu konudaşunları söylemiştir:9
"Çok zaman geçmeden Avrupa'da bir fırtına kopacak, bumüthiş kasırga,
dünyanın her tarafına yayılacak ve insanlık umumi bir harp felaketinin bütün
kötülükleri ile bir kere daha karşılaşacak! Bu kanlı, tehlikeli durumda tarafsız
kalmak, harbe katılmamak ve devlet gemisini bu fırtına ortasında hiçbir maniaya
çarptırınadanyöneterek harpdışındavebarış içindeyaşamayaçabalamak, bizim için
hayati önemtaşımaktadır."
Atatürk, barışın devamlılığının sağlanması hususunda yapılması
gerekenleri, 1935 ler' den günümüzeyansıyan şuifadeleri ile belirtmektedir:10
"Şuna da inanıyorum ki, eger devamlı barış isteniyorsa, kütlelerin
vaziyetlerini iyileştirecek uluslararası tedbirler alınmalıdır. İnsanlıgın bütününün
refahı, açlık ve baskının yerine geçmelidir. Dünya vatandaşları,. kıskançlık, aç
gözlülük ve kindenuzaklaşacak şekildeegitilmelidir."
Sonuç olarak diyebiliriz ki, milli egemenlik ve bagınjsızlık devletin en
temel unsurudur. Bunun sağlanması ve korunması için güç' dengesi politikası
izlenmelidir. Bu ugurda gerekirsesavaşbile göze alınmalıdır. Yurtta Sulh, Cihanda
Sulh" ilkesi maddi ve manevivarlıgıtehlikeyedüşürecekderecede ne panik ve ne de
maceracı olmalıdır.
O'nun i935 desöylediği, o gün içinanlamlı fakat, bugün de çok önemlişu
sözlerine dikkat edilmelidirY
8Atatürk'ün Söylev ve Demeçieriı,s.342-343.
9AyınTarihi,Sayı:19, 1935.
LOAyınTarihi,Sayı:19, 1935. 11AyınTarihi,Sayı:19, 1935.
-322· G. CaRtar: AtatürkDılnemi Dıs PoıitikasınınTemel ilkeleri
"Eger harp bir bomba patlaması gibi birdenbire çıkarsa milletler, harbe
mfuıi olmak için, silahlı mukavemetlerini ve mali kudretlerini saldırgana karşı birleştinnektetereddüt etmemelidirler. Enhızlıve en müessir tedbir, muhtemel bir
saldırgana, taarruzun yanına ktif kalmayacagını açıkça anlatacak uluslar arası teşkililtın kurulmasıdır. Mamafıh,bugün için en acele ihtiyaç,komşumemleketlerin,
birbirlerinin hususİ ihtiyaçlarını ve meselelerini görüşmeleridir. Bundan başka
bölgesel antlaşmalar, barışın korunması için kıymetlerini şimdiden ispat
etmişlerdir."
Görüldügü gibi, Atatürk devri Türk dış politikası çok saglam temellere
oturtulmuştur.Bu politikanın dayandıgıtemel ilkeler günümüz Türk dış politikası
için de aynen geçerlidir. Bu bakımdan bu ilkelerin ve uygulamalarının çok iyi
anlaşılması gerekmektedir. Günümüz Türk dış politikasında başarılı olabilmeniz
için, Atatürk dönemi Türk dış politikasından almamız gereken birçok dersler
bulunmaktadır.Buşekildebirçok problemin çözümünde olumlugelişmelermümkün