• Sonuç bulunamadı

Münir Bey ve alaturkaya "El Fatiha"

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Münir Bey ve alaturkaya "El Fatiha""

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TARİHİN

ARKA ODASI

Murat BARDAKÇI

MÜNİR BEY

VE ALATURKAYA

“EL FATİHA” ...

Münir Bey, müziğe daha küçük bir çocukken başladığı yüzyılın ilk yıllarında, ” Daru'l-Feyz-i Musiki Mektebimdeki hocalarıyla... Sonraları tanburuyla artistik pozlar verir, filimlerinde de tanburla görünürdü...

İ

RLANDALI John O'Connor, dün­ yanın taaa öbür ucunda, Yeni Zelanda'da “müzikoloji” okutu­ yor... Yani müziğin ilmini öğreti­ yor... Amerika'daki bir üniversite hesabına da kitap yazıyor...

Geçenlerde, bu kitap için İstan­ bul'daydı... Konusu, Münir Bey'di kitabın... Hani, 70 yıldır herkesin "üstad" bildiği Münir Nurettin Sel­ çuk...

Münir Bey'in ailesiyle buluştu, konser programlarından plak söz­ leşmelerine kadar sandık dolusu evrakını elden geçirdi, bir zaman­ lar Münir Bey'in etrafında olanları dolaştı...

Bir gün, Münir Bey'in neslinden hayatta kalan son müzisyene bera­ ber gittik... Tanburî Cemil'in yaşa­ yan tek talebesine, şimdi 93 yaşın­ daki kemençeci Fahire Fersan'a...

Fahire Hanımla da Münir Nuret­ tin'i konuştu ve ahret sorularından beter şeyler sordu John O'Con­ nor... Meselâ, Münir Bey Hüzzam Gazelini, "Kıldı zülfün..,”ü okurken Paris'te kulağına takılan şan parça­ larının etkisinde kalmış mıydı? Sa­ natının ilk yıllarındaki okuyuşu Da- rülelhan'a mı, yoksa Darüttalim'e

mi yakındı? 193CTda verdiği ilk solo konserinin programını nasıl hazır­ lamıştı? Hocası Bestenigâr Ziya Bey'in tavrı klasik hafız üslûbu muydu, yoksa Münir Bey'inki gibi miydi?

Fahire Hanım, şaşırdı... Şimdi­ lerde konuşanın pek kalmadığı sa­ ray Türkçesiyle "Neler sorooor bu çocuk?” dedi... ’’Nereden bilooor bunları?”...

John O'Connor'un kitabı, Ameri­ ka'da birkaç ay sonra çıkacak... Pek küçük bir ihtimal ama, günün birinde herhalde Türkçe'ye de ter­ cüme edilecek ve Münir Bey'in ’’Şark Musikisindeki yerini, üslûp ve edasının analizini, gazel tavrı­ nın tekniğini John O'Connor'dan öğreneceğiz...

Münir Bey'in, belediye bando­ sunun çaldığı, hem de gayet kaka- fonik çaldığı bir cenaze marşıya Aşiyan Mezarlığı'na bırakılmasının, 1981'in 27 Nisan'ının üzerinden 13 yıl geçti...

Son senelerinde belediyeden, bilenlerin söylemeye utandığı bir kadrodan aylık bağlanmıştı... Der­ ken, konservatuvardan sembolik bir maaşa çevrildi bu aylık... Sonra hiç de "varlık içinde” olmayan bir halde ve belediye bandosuyla yol­ cu edildi Münir Bey...

1991'de, bir başka memlekette, adı Münir Bey gibi efsane olmuş bir başka sanatçının uğurlanmasını gördüm: Mısır'ın ”üstad”ının, Mu- hammed Abdülvahab'ın cenazesi­ ni...

Son yıllarında "Maraşal” unvanı verilmiş, senatonun "fahrî başkam” yapılmıştı Abdülvahab... Beledi- ye'nin fanfar takımı değil, Mısır Cumhurbaşkanlığı Bandosu çalı­ yordu cenazede... Chopin'in marşı yerine en meşhur bestesinin,

"İn-r

V UM UN i

< ■ > • ' ■

dema Ya'til Mesainin, yani "Akşam Olurken”in nağmeleri yükseliyor­ du... Namazını devlet protokolünün ikinci adamı, Ezher Şeyhi Gaddül- hak kıldırdı... Mezara başbakanla meclis başkanı indirdi Abdülva- hab'ı... Kabrinin başındaki duada elini ilk açan, Cumhurbaşkanı Mü­ barek oldu... Yas ilân edildi, bay­ raklar yarıya indirildi, evi hemen o gün müze yapıldı, bir meydana adı verildi ve heykeli için yarışma açıl­ dı...

Mısır, Arap Müziği'nin "babacı­ na, sanatını dünyaya duyuran ’’El Üstaz El Kebîrine karşı son vefa borcunu, böyle ödedi...

PENCEREDEN İKİ DUA...

1981'in 27 Nisan'ında, Münir Bey'in tabutu, Teşvikiye Ca- mii'nden Rumelihisarı'na giderken Fahire Hanimin Mecidiyeköyü'nde- ki evinin önünden geçti... Pencere­ den iki”fatiha” okudu Fahire Ha­ nım... Biri çocukluk arkadaşı Münir Be/e, öbürü musikiye... "Artık bu iş bitmiştir...” dedi. ’’Münir'le beraber musikiye de el fatiha!...”.

Ve, dediği doğru çıktı...

Konservatuvarlarda Münir Bey'in he sesi, ne tavrı, ne de bes­ teleri okutuluyor artık... Herbiri bu zamanın üstadı hocalar, "Onun gibi alafranga nağmeler yapmayın, kla­ sik tavra alışın” demede... "Klasik tavır”, eskilerin ”goygoy”u, tekke ilâhicisiyle hafız gırtlağı arasındaki anlaşılmaz icra... ”Üstad”ın taaa 1930'larda yıktığı ucuz okuyuş... Sadece Münir Bey değil, eskiler toptan nasibini almada furyadan... "Yorgö'nun udu mu, Allah koru­ sun!...” demeler, ’’İzzettin'le Ercü- mend'in tanburu, tavrınızı bozar...” buyurmalar... Ve hepsinin arkasın­ da, alaturkanın "Ben hazretleri!...” felsefesi...

Ama nedendir bilinmez, gemiler geçmeyen denizlerde Münir Bey'in, "Hafız'ın kabri başındaki bülbülün sesi” dalgalanıyor... Eski bantları elden ele dolaşıyor, en ve­ falı dostunun, Orhan Telmen'in "se­ vabına” yayınlattığı kasetleri, CD'le- ri kapış kapış gidiyor... Ve, Arap- lar'ın çok güzel bir atasözünün, "Bi­ zi, bizden sonra tanımak isteyenler eserlerimize baksınlar’ln hükmü yürüyor...

Fahire Hanım galiba sadece Münir Bey'e ve alaturka müziğe değil, bir başka şeye de fatiha oku­ muştu o gün... Bir zamanlar bol bol sahip olduğumuz, sonraları kay­ bettiğimiz "vefa” duygumuza...

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Programda yer alan eserleri şöyle: “Sevda ile Dillendi Bu Son Şarkı Se­ sinle” , &#34;Bahçemde Açılmaz Seni Görmezse Çiçekler”, &#34;Sensiz Ey Şuh Gözlerim Avare,

Ermeniler konusunda, ilâve olarak, daha yeni olgular da var: Bu yüzyıl başındaki kanlı olaylarda, müslümanlığa geçmiş ermeniler bulunduğu gibi, bir çok

Eserlerinde tasvir gerçekliği ağır basan Fausto Zonaro İstanbul’un tarihi semtlerini, camilerini, çeşmelerini, düğünlerini, bayramlarını seyyar satıcılarım,

Ayrıca kontrol sisteminin gerçekten çok hızlı çalışması gerektiğini çünkü ses hızının 10 katına varan hızlarda, bir saniye bile gecikildiğinde her şey için çok

yaptığı çalışmada ortalama olarak 13-17 yaş aralığın- daki ergen erkeklerin kişisel müzik çalar aleti ile müzik dinlerken kadın yaşıtlarına göre daha yüksek

Taha Toros

Nişantaşı, Beşiktaş, Kadıköy, Üsküdar liselerinde Fransızca Öğretmenliği yap­ mış, 1923 de Ankara İdadisi Tarih Öğretmenliğinde ve ek görev olarak da

Cenan Akın yönetiminde Ruhi Su Dostlar Korosu ve Mehmet Akan Dostlar Hasat Dans Grubu söz konusu konserlerde yer alacaklar, öte yandan Ruhi Su ve Sümeyra