P azar 7 T e m m u z 1996
SA B A H
21
BİR
İNSAN
BİR
Sevaili Aziz’i
özlüyorum’
Sivas’ta otel yanarken de yanındaydı, Çeşme’de fenalaştığında da, kollarında öldü onun... Aziz Nesin’in “son sevdalısı” ölümünden sonra ilk kez konuştu.... 1968’de aynı apartmanda oturuyorlardı, genç bir üniversite öğrencisi Ayben Kop ve Aziz Nesin. Evleneceklerdi ama engellendi, ancak aradan 30 yıl geçtikten sonra hayatı paylaşmaya karar verdiler.
Alevler
içinde
İşte lanetli Sivas gününden bir fotoğraf. Madımak Oteli alev alev. Aziz Nesin ve hemen yanındaki Ayben Kop, korkulu gözlerle, çığlık sesleri arasında “ne olacağım" bekliyorlar.Nesin’in son dört yılında her an yam başm da olan, “geç kalmış bir sevgiyi” yaşadığı Ayben Kop, yazarın bilinmeyen özelliklerini anlatıyor. “O’nu Sivas’ta yakm ak isteyenler iktidar oldu. Aziz Nesin’siz bir Türkiye bence öksüz.. O ateist, ben değildim am a o kadar çok saygı gösterirdi ki bu durum a. Aziz, yaşamı boyunca kadınsız olmadı.”
A
k saçlı yazar son zamanlarda davet edildiği ye meklerde genellikle az içiyor ama bardağını hızla yu- dumluyordu.Bir defasında kendisine eşlik eden orta yaşlı kadın, “Azizci- ğim, lütfen yavaş iç, içkini ye meğe yay!” dediğinde onu ha fifçe tebessüm ederek cevapla dı. “Sevgilim, ne farkeder! Za ten vaktim kalmadı ki artık.”
★ ★ ★
Geçen yıl kaybettiğimiz ak saçlı Aziz Nesin’in “sevgilim” diye seslendiği kadm Ayben Kop’tu. Aziz Usta’nm romanla ra konu olacak biçimde sevda landığı, med-cezirler yaşadığı bir kadındı Ayben Kop...
Hem de, kimi zaman yaptık ları özel sohbette “Sana olan sevgimi anlatmaya zavallı ya zarlık gücüm yetmez!” diyecek kadar...
Aynı biçimde Ayben Kop da, bu isyancı, delifışek ve ülkesi ne tutkun yazara sevdalanmış- tı. Ama kısa sürmesine isyan edecek kadar...
1992 yılının, bir bahar ayında karşüaştıklannda artık yanya- na yürümeye, aynı havayı solu maya, aynı dünyayı paylaşma ya başlamışlardı.
Ayben Kop, Aziz Nesin'in son sevdalısıydı ama aynı
za-Oğullarına
kızgın
Aziz Nesin, oğulları Ahmet ve Ali’yle. Ayben Hanım, Ali ve Ahmet Nesin’e kızgın. “Beni yok saymalannı anlamıyorum. Babalan hayatta olsaydı çok üzülürdü bu duruma” diyor. Fotoğraf Ara Gülermanda onun yurt dışı gezile rinde çevirmeni, Anadolu’daki seyahatlerinde yol arkadaşı ve en önemlisi de sırdaşıydı, “ölümümden sonra sana özel bir çanta getirecekler” diyecek kadar. Ve Sivas Madımak Oteli, birbirinden değerli insanlarla birlikte cayır cayır yanarken bir süre aynı odada ölümü kar şılayacak "kadar.
Aziz Usta, geçen yıl 6 Ttem- muz’da Çeşme’de son nefesini verdiğinde de Ayben Kop’un
kollarındaydı. O ana kadar
ölüme giden adamın saatlerce kurumuş dudaklarım ıslatan, yüzüne hayat vermeye çalışan oda arkadaşıydı Ayben Kop... Yani sevdalandığı adamı ko lunda kaybetmekten dolayı acısı daha da büyüyen bir ka dındı.
Eski dostlar...
Aslında 1968 yılında aynı apartmanda otururken tanı mışlardı birbirlerini Aziz Ne sin ve Ayben Kop. O sırada Aziz Usta, ikinci eşi Meral Çe- len’den ayrılmış ve Ayben Kop’la “flört” etmeye başla mıştı...
Derken, ayrılıklar girdi ara ya. Ayben Kop evlendi. Aziz
Nesin de, yeniden ikinci eşiy le. Bu süre içinde iki eski dost
gibi çok az görüştüler Aziz Ne sin Ve Ayben Kop.
Ayben Hanım, 1992 yılında boşandı, eski eşi, nedense an lamsız bir kızgınlıkla onu Aziz Nesinle yakınlığından dolayı suçlamış hatta 18 yaşındaki oğlunu da etkilemişti. Bu yüz den yıllarca oğlunu göremedi Ayben Kop.
Ve boşanmanın ardından Aziz Usta’yla “geç kalmış” bir sevdayı yaşamaya başladı. Ar tık her yerde birlikteydiler.
Nesin, Salman Rüşdi’yle gö rüşürken, Sivas’ta konuşur ken, Madımak Oteli’nde alev ler arasında beklerken, Kon ya’da “tehdit çığlıkları” atılır ken, Anadolu’nun dört bir ya nında imza atarken, Çatal- ca’daki Vakıfta çocuklarıyla haşır neşir olurken, kitaplan yabancı dile çevrilirken ve da ha pek çok yerde yanıbaşm- daydı Ayben Kop...
Ama en önemlisi 1995 Tfem- muz’unun ilk haftasındaki Ege yolculuğunda.
Kavurucu sıcağa, yorgun be dene rağmen bir dizi etkinlik ve imza için Foça’da başlayıp, Aliağa ve Kuşadası’nda devam eden ve Çeşme’de “ölümle” bi ten yolculuk sırasında.
ölüm yolculuğu
Nesin, Ayben Hanım’la bir likte yolculuğun son günü ak şam yemeği için uğradığı dost lan Ahmet ve Mine Prişti- na’mn evinde rahatsızlanmış ve sabaha doğru otel odasında Ayben Hanım’m kollannda can vermişti. Bir hafta önce elini tutarak yolculuğa çıktığı adamın, bu kez İstanbul’a ta butunu götürmek zorunda kalmıştı Ayben Kop... Ardın dan bilinen gelişmeler.
“Üzerimde çocuklar koşsun” demiş, ne cenaze töreni ne de mezar istemişti Aziz Usta. Ay ben Kop da İstanbul’a indiğin de doğruca Kadıköy’deki evine çekilip anılarıyla başbaşa kaldı.
TOYOTA PLAZA GÖKSOYLAR'DAN
YENİ BİR FIRSAT
O L M ^HİÇ BU
1.068.000.000. TL. COROLLA 1.6 X U 1.286.0CT O Y O T A © ©
Y E T K İ L İ S A T I C I S IKADAR KOLAY OLMAMIŞTI
VADE
TAKAS
BANKA KREDİSİ
<S£>TOYOTA
Sevdalısı, sırdaşı
Aziz Usta ve Ayben Hanım 92 yılında karşılaştılar ve üç yıl boyunca her yerde aynı havayı, aynı dünyayı solumaya başladılar. Anadolu’da, Avru pa’da Amerika’da... Aziz Nesin, Ayben Kop’a sevgisini, “Sana olan sevgimi anlatmaya zavallı yazarlık gücüm yetmez" diye açıklıyordu. Ve bir daha da ne İstanbul dışı
na çıktı ne de karşı tarafa, yani Avrupa yakasına geçti. “Her yerde O’nun izi var, yüreğim dayanamıyor” gerekçesiyle..
Ne ilginç Sivas katliamı ile Aziz Nesin’in ölüm yıldünümü aynı haftaya denk düştü. Ay ben Hanım’la aylardır sürdür düğüm telefon trafiği nihayet geçen hafta sonuçlandı ve bel ki bir başka zamanda da kale me alınabilecek bir “sevda ve dertleşme yazısı” bu haftaya kısmet oldu.
Böylece saatler süren bir te lefon sohbeti, bu aksaçlı yazan birinci ölüm yıldönümünde saygıyla anmamızı sağladı.
Ve ben bu satırlan Cumartesi günü yazıyorum.
Kaybolan yakınlarından ha ber alabilmek ve bu insanlık dramına dikkat çekmek için 56
haftadır Galatasaray Lisesi
önünde buluşan Cumartesi an nelerinin yine dövülüp tartak landığı bir günde... Bu vesileyle onlara da selam gönderiyorum.
Cumartesi annesi
Ne tesadüf ki, sevdalandığı adam yüzünden uzun bir süre göremediği ancak geçen ay küskünlüğün sona ermesiyle yeniden oğluna kavuşan Anne Ayben Kop’u anlatıyorum bu Cumartesi gününde.
Ayben Kop, oğluna verdiği söz nedeniyle fotoğraf çektir mek istemedi. “Bir başka za mana” dedi...
Sevdiği adamla birlikte ol duğunda da, O’nun ölümün den sonra da hiç konuşmamış- tı. Ve Sivas olaylarına lanet okunduğu, Ayben Hanım’ın deyimiyle “Sivas’ı yaratanların iktidara ortak olduğu”, Aziz Usta’nm anıldığı bu “kötü haf- ta”da konuşmaya karar verdi.
Ayben Hanım, Aziz Nesinle geçirdiği üç yılı, Sivas’ı ve da ha pek çok anıyı aktardı bu sohbet sırasında. Aslında soh betten çok, içinden geldiği gibi yaşadıklarını, duygularını so rulan beklemeden anlattı Ay
ben Hanım. Araya girmeden nakletmek de bize düştü. Ve mezarı olmayan bu aksaçlı adamı bir kez daha anarak..
“Azizle birlikteliğimiz sıra sında öyle dangalaklarla kar- lılaşıyordum ki, gelip, ‘Bakı cısı mısınız?’ ya da ‘Hizmetçi si misiniz?’ diye tuhaf ve an lamsız şeyler söylüyorlardı. Ben de ne diyeceğimi şaşırı yor, duymamazlıktan geliyor dum ama bazen de sinirlenip, ‘Aziz Bey’in bakıma ihtiyacı yok kardeşim!’ diye tersliyor dum onları..”
★ ★ ★
“Benim yanımda Aziz’e kur yapan kadınlar da oluyordu. Bir defasında bir ödül törenin den dönerken aynı arabada bu lunduğumuz bir hanım, ‘Aziz Bey sizin elleriniz ve gözleriniz olmak istiyorum’ demişti. Aziz, gülümsedi ve teşekkür etti. Doğrusu kıskandım. Ve daha sonraki günlerde gözleri ya da elleriyle ilgili bir sağlık sorunu olduğunda ben de kinayeli ki nayeli,^’Keşke o kadının telefo nunu alsaydın, ne güzel senin elin ve gözün olurdu’ diye kız dırırdım. O da ‘Seni edepsiz se ni’ diye cevap verirdi.”
★ ★ ★
“Aziz’in sağlığıyla ilgili çö küntü, prostat ameliyatından sonra başladı. Unuttuğu, kay bettiği şeyler oluyordu. Sık sık rahatsızlanıyordu. Son ge ziyi de iptal ettirmek istiyor dum ama o ‘söz verdim git mek zorundayım’ diye diret mişti. Ben de inat olsun diye mayosunu valize koymamış tım. Ama o ne yaptı etti ora lardan bir mayo buldu ve de niz kenarına indi..”
★ ★ ★
“Hayatımda bir daha olama yacağı için çok üzgünüm. Sev gili arkadaşımı çok özlüyorum. Mükemmel bir insandı Aziz. O’nsuz bir Türkiye bence ök süz ve yetim kalmış gibi. Çok kimseyi kızdırmış olabilir ama kendince doğruları yaptı hep.”
★ ★ ★
“Aşırı tasarrufu, yani cimri liği benim de dikkatimi çeker di. Ama bir gün sorduğumda Bursa’da yaşadığı sürgün yıl larını anlatmaya başladı. Pa rasızlık günlerini ve çöpten topladığı pırasaları, ıspanak ları nasıl yediğini. Buna rağ men aşırı derecede para tutu mu yapardı. Gerçi bizim ara mızda hiç para konuşulmazdı. Fakat Vakıf’ta olsun kendi ya şamında olsun aşırı cimriliği ni kabul ediyorum..”
★ ★ ★
“Sevdiğim bir insanın kolla rımda ölmesi bana daha da büyük bir acı veriyor. Hâlâ onun şokunu atlatamadım. Bir yıldır karşıya geçemiyor,
havalimanına gitmiyorum.
Her yerde O’nun izi var. Şu anda keşke beni arasa ve ben de O’nu arayabilsem. Üç yıl boyunca çok sevdim O’nu. Bir sevgiliyi çok iyi hissettim bu süre içinde. Benim için dünya nın merkeziydi sanki o.”
★ ★ ★
“Sivas Madımak Oteli cayır cayır yanıyor. Aynı odada otu rup ölümü bekliyoruz.
O çığlıklar kulağımdan hâlâ çıkmıyor. “Gidin buradan oruspular” haykırışlarım unutamıyorum, ölünceye ka dar da unutmayacağım. Ney se bu duygular içindeyken döndüm ve Aziz’e, ‘Birlikte olabilmek için bunca yıl bek ledik. Ne acı bir son, yaşamın yarıda kesilmesi ne kadar üzücü ‘dedim. Acı acı güldü.”
★ ★ ★
“Yine Sivas Madımak Oteli. Bir ara odadan çıktım oğluma
c ul
HAVAALANI YOLU ANTALYA TEL 0.242. 340 18 28 - 340 11 27 FAX. 340 05 76
Dünyanın
merkeziydi
“Aziz, benim için dünyanın merkeziydi sanki ” diyor Ayben Kop. “Yaşamımın en güzel üç yılını geçirdiğim ” dediği adamla yine bir Anadolu kasabasında omuz omuza..
telefon etmek istedim, bulama dım ve odaya döndüğümde Aziz’i almışlar üst kata çıkar mışlar. Ondan sonra bir gün bo yunca görüşemedik. Bizi otel den aldılar, ertesi gün aklıma odada bırakmak zorunda kaldı ğımız ve Aziz’in son kitabıyla il gili müsveddelerin bulunduğu valiz geldi. Yıkılmış, harap ol muş otele gittik, ne ilginç ki de mir dolapta valiz en küçük bir yıpranma görmeden öylece du ruyordu. Hatta ben o müsved deyle ilgili Aziz’le şaka bile yap tım. ‘Yanmış’ dedim önce, çok şaşırdı ve üzüldü, doğruyu söy leyince de birbirimize sarıldık.”
★ ★ ★
“Aziz ateistti ama her türlü dine dindara çok saygılıydı bence. Hatta ben de zaman zaman dini görevlerimi yeri ne getirirdim bana da çok saygı gösterirdi. Ama şeriat çılar konusunda o sıralarda ‘ön ce adım adım, şimdi ko şar adım geliyorlar’ derdi.”
★ ★ ★
“Aziz, elbette ölümden kor
kardı ama öldürülmekten
korkmazdı.’Ölüm hep benim beynimde kıymıktır’ derdi. Avrupa’ya gidişlerimizde çift arabalı koruma verirlerdi. Bir ona bir de bana. Ama biz aynı arabaya binerdik ve çok kızar lardı korumalar bize. Halbuki korumaların rahatsız olmama sı için istemezdi.”
★ ★ ★
“ölümünden sonra nedense oğullarının hiçbiri aramaz ol du. Hatta bu hafta bu kadar etkinlik var ben yok sayıldım. Bu, bence insanlık dışı bir şey. Yaptıklarına bir anlam vere medim. Şu ana kadar sessizce köşemde oturdum, hiçbir bi çimde hiçbir şeyi kullanma dım. Aziz Bey, ölürken pamuk ıslatıp suyunu veren bir insa nım. Babalarının son üç yılın da hayatının önemli bir bölü münde olan bir insana bu ya pılanlar düşüncesizlik değil mi? Aziz, hayatta olsaydı bu tutuma çok üzülürdü.”
Yer değişikliği
Evet, önümüzdeki haftadan itibaren “Bir İnsan Bir Hayat” bu sayfalarda olmayacak. Gele cek hafta çıkacak olan Sa- bah’ın Pazar ekine nakil yapı yoruz. Ama küçük bir isim de ğişikliğiyle.
Artık “Hayatın İçinden” yaz maya çalışacağız.
tyi haftalar...
Ta h a T o ro s Arşivi