• Sonuç bulunamadı

Bosna-Hersek'in inanç coğrafyası

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bosna-Hersek'in inanç coğrafyası"

Copied!
118
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ

SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

FELSEFE VE DĠN BĠLĠMLERĠ ANABĠLĠM DALI

DĠNLER TARĠHĠ BĠLĠM DALI

BOSNA-HERSEK’ĠN ĠNANÇ COĞRAFYASI

Neħad AVDĠÇ

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

DanıĢman

Yrd. Doç. Dr. Ahmet ARAS

(2)

ĠÇĠNDEKĠLER

ÇĠNDEKĠLER………II ÖZET………...V SUMMARY………VI KISALTMALAR………..VII ÖNSÖZ………...1 GĠRĠġ……….3 A. BÖLÜM BOSNA-HERSEK’TE TARĠHTE GÖRÜLMÜġ ĠNANÇLAR A. Ġlirler’in Ġnançları………9

B. Slavlar’ın Ġnançları………10

C. Bogomiller……….12

a. Bogomiller’in Kısa Tarihçesi………12

b. Dini Hayatları, Ġnanç ve Ġbadetleri………..15

II. BÖLÜM YAHUDĠLĠK- HIRĠSTĠYANLIK- ĠSLAMĠYET A. YAHUDĠLĠK ………..21

1. Bosna- Hersek’te Yahudiliğin Tarihçesi………...21

2. Yahudiler ve Ġdari Yapılanmaları……….24

2.a. Yahudilerin Durumu………..24

2.b. Ġdari TeĢkilat Yapısı………...25

2.c. Mabet ve Cemaatlerin Durumu……….25

2.d. Eğitim ve Eğitim Kurumları………..26

3. Yayınlar, Resim ve Adresler………..27

3.a. Yayınlar………...27

3.b. Resimler……….28

3.c. Adresler ………33

B. HIRĠSTĠYANLIK………...34

(3)

a. Bosna- Hersek’te Katolikliğin Tarihçesi………...34

b. Katolikler ve Ġdari Yapılanmaları……….37

b.1. Katoliklerin Durumu………...37

b.2. Ġdari-TeĢkilat Yapısı………39

b.3. Mabetleri, Binaları ve Cemaatlerin Durumu………39

b.4. Eğitim ve Eğitim Kurumları………...40

c. Yayınlar, Resim ve Adresler………..42

c.1. Yayınlar……….42

c.2. Resimler……….43

c.3. Adresler……….47

2. ORTODOKSLUK ………48

a. Bosna – Hersek’te Ortodoksluğun Tarihçesi………48

b. Ortodokslar ve Ġdari Yapılanmaları……….53

b.1. Ortodoksların Durumu………...53

b.2. Ġdari TeĢkilat Yapısı………54

b.3. Mabetleri, Binaları ve Cemaatlerin Durumu………...55

b.4. Eğitim ve Eğitim Kurumları………...55

c. Yayınlar, Resim ve Adresler………..56

c.1. Yayınlar……….56

c.2. Resimler……….57

c.3. Adresler……….61

C. ĠSLAMĠYET……….62

1. Bosna – Hersek’te Ġslamiyetin Tarihçesi………62

2. Müslümanlar ve Ġdari Yapılanmaları……….67

2.a. Müslümanların Durumu………...67

2.b. Ġdari TeĢkilat Yapısı………..69

2.c. Eğitim ve Eğitim Kurumları……….72

3. Ġslam Mezhep ve Tarikatlarının Bosna – Hersek’teki Durumu…………74

4. Yayınlar, Resim ve Adresler……….75

4.a. Yayınlar………...75

4.b. Resimler………..76

(4)

III. BÖLÜM

GÜNÜMÜZDE ORTAYA ÇIKAN YENĠ DĠNĠ HAREKETLRĠN BOSNA –

HERSEKTEKĠ DURUMU……….82

B. Hıristiyan Kökenli Hareketler………...82

1. Adventistler………...84

2. Evangelik Ġttifaka Bağlı Kiliseler………...85

2.a. Baptistler………...87

2.b. Bosna- Hersek Evanjelik Kilisesi………89

2.c. “Hıristiyan Birliği” Protestan Kilisesi………89

2.d. Bütün Milletlerin Hıristiyan Birliği………...90

2.e. Pentakostalistler………...90

2.f. Hıristiyan Karizmatik Kilisesi “Vircory Celebration Cebter”……….91

3. Bosna’daki Evangelistik Kilisesi……….91

4. Eski Katoli Kilisesi………...92

5. Kuveykırlar………...94

6. Uluslararası Hıristiyan Kilisesi………...94

7. Yehova ġahitleri………...95

8. Grekokatolikler………96

C. Hint Kökenli Hareketler……….97

1. Ahmediler……….98

2. Yeni Avatarlar ……….99

3. KriĢna Öğretisi ĠSKCON………..100

D. Bosna – Hersek’teki Yeni Dini Hareketlerin Adresleri……….102

SONUÇ………...104

(5)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğr

enc

ini

n Adı Soyadı NEDAD AVDĠÇ Numarası: 084245031018

Ana Bilim / Bilim Dalı

FELSEFE VE DĠN BĠLĠMLERĠ/ Dinler Tarihi DanıĢmanı Yrd.Doç.Dr. AHMET ARAS

Tezin Adı BOSNA-HERSEK‟ĠN ĠNANÇ COĞRAFYASI

ÖZET

Bosna – Hersek bulunduğu konum itibariyle X. Yüzyıldan Banlar döneminden baĢlayarak günümüze kadar farklı dönemlerde değiĢik devletler tarafından ve çeĢitli yönetim ve siyasi sistemleriyle yönetiliyordu. Hem doğu ile batı bir köprü vazifesinde olması, arada bir yerde bulunması hem de bu değiĢik siyasi sistemlerin ve buraya yerleĢen değiĢik milletlerin etkisi, buradan birçok dinin gelip geçmesini sağlamıĢtır. Bu din ve inançların bazısı buraya yerleĢip varlığını devam ettirmiĢ, bazıları ise tutunamayıp belli bir süre sonra ortadan kaybolmuĢtur.

Bosna – Hersek, geçmiĢte olduğu gibi günümüzde de kozmopolit bir yapıya sahiptir. Birçok milletin, din, inanç, mezhep ve tarikatın bir arada yaĢadığı ve faaliyet gösterdiği bir yerdir.

Tarihte görülmüĢ, Ġlirler’in dini, Slavlar’ın dini ve Bogomillik dininin ortadan kaybolmasıyla bu bölgeye yerleĢen ve varlığını sürdürmeye devam eden üç tane ilahi din Hıristiyanlık, Yahudilik ve Ġslamiyet dıĢında günümüzde Bosna – Hersek’te, sonradan ortaya çıkmıĢ ve bu bölgede genelde savaĢlardan sonra görülmeye baĢlamıĢ, Hıristiyan ve Hint kökenli birçok yeni dinî hareket de varlığını devam ettirip faaliyet göstermektedir.

Anahtar kelimeler: Bosna-Hersek, Bogomilizm, Yahudilik, Hıristiyanlık, Ġslâmiyet.

(6)

Öğr

enc

ini

n Adı Soyadı NEDAD AVDĠÇ Numarası: 084245031018

Ana Bilim / Bilim Dalı

FELSEFE VE DĠN BĠLĠMLERĠ/ Dinler Tarihi DanıĢmanı Yrd.Doç.Dr. AHMET ARAS

Tezin Ġngilizce Adı The Map of Religions Structure in Bosnia and Herzegovina

SUMMARY

From X. 10th century or from the end of time of bans’ rule, Bosnia and Herzegovina, is governed by a variety of empires and other political powers and administrations, due to its location. As a crossing point of the ways from the East and the West, regarding to its profound locational importance, Bosnia and Herzegovina has always been a cradle for different major religions and religious movements. Although some of these religions and religious movements have disappeared, most of them have survived and continued throughout the history.

Today, Bosnia and Herzegovina represents a great number of cosmopolit religious structure. It is the place in where different nations, religions, churches, communions, cults and orders live and operate together.

Beside three major religions (Islam, Christianity and Judaism), which are settled here after the perishing of old religions of Illyrians and Slavs and the one called Bogomilism, today there are very diverse relligious movements and sects of the Christian and Hinduist origin, mostly appeared after the war which took place in the last decade of previous century.

Key words: Bosnia and Herzegovina, Bogomilism, Judaism, Christianity, Ġslam.

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

(7)

KISALTMALAR

a.g.e.: adı geçen eser a.g.m.: adı geçen makale C: Cilt

AVNOY: Yugoslavya‟nın kurtuluĢu için AntifaĢist Meclisi DRJ: Yugoslavya Demokratik Cumhuriyet

FNRJ: Federal Milli Cumhuriyet Yugoslavya s: Sayfa

SFRJ- Sosyalist Federatif Cumhuriyet Yugoslavya SHS Krallığı: Sırbistan-Hırvatistan-Slovenya Krallığı Vb.: ve benzeri

(8)

ÖNSÖZ

Bosna-Hersek Balkanlar‟da önemli bir konuma sahiptir. Bir taraftan denize yakın olması, diğer taraftan doğal zenginlikler, Bosna topraklarının değerli olmasında büyük rol oynamıĢtır. Bu sebeplerden dolayı da tarihi süreç içerisinde Bosna birçok defa, Avusturya-Macaristan Ġmparatorluğu, Sırbistan, Hırvatistan gibi devletlerin hedefi olmuĢtur. 1200‟lü yıllarda Bosna‟ya karĢı, Haçlı Seferleri ile baĢlayan bu savaĢlar, Osmanlı döneminde durmuĢ ve Bosnalılar bir süre rahat ve sakinliğe kavuĢmuĢ olsalar bile, 1878 yılında Osmanlı Devleti‟nin çekilmesiyle birlikte bu savaĢlar yeniden baĢlamıĢ ve belli aralıklarla 1990‟lı yıllara kadar devam etmiĢtir.

Bosna-Hersek, Ġslâm dünyasının en batı noktası durumundadır. Aynı zamanda doğu ile batı dünyası arasında bir kavĢak ve bir köprü konumundadır. Bu nedenle, birçok inanç zaman zaman buraya yerleĢmiĢ ve belli bir süre varlığını devam ettirmiĢtir. Günümüzde de durum hiç farklı değildir. Bosna-Hersek kozmopolit bir yapıya sahiptir. Tarihte birçok millet, din ve mezhep burada bulunmuĢ, birçok inanç bir arada yaĢanmıĢ, faaliyet göstermiĢ ve varlığını sürdürmüĢtür. Bugüne kadar Bosna‟daki tüm inançların ele alındığı bir inanç coğrafyası incelenmemiĢ oluĢu, bizim “Bosna-Hersek Ġnanç Coğrafyası” baĢlıklı konuyu seçmemizdeki en büyük nedendir.

ÇalıĢmamız üç bölümden oluĢmaktadır: Birinci bölümde, Bosna-Hersek sınırları içerisinde ilk dönemlerde görülen, uzun yıllar varlığını devam ettiren fakat günümüzde mensubu kalmamıĢ inançlar hakkında bilgi verilmeye çalıĢılmıĢtır. Ġkinci bölümde ise Ġlâhî dinlerden Yahudilik, Hıristiyanlık ve Ġslâmiyet, onların Bosna‟daki tarihçeleri, günümüzdeki durumları, teĢkilat yapıları, eğitim sistemleri, cemaat ve mabetleri vb. konular iĢlenmektedir. Üçüncü bölümünü ise günümüzde ortaya çıkan ve Bosna‟da faaliyet gösteren Hıristiyan ve Hint kökenli yeni dini hareketlere ayırdık. ÇalıĢmamızı bu inanç merkezlerine ait harita, resim, adres ve telefon numaralarıyla zenginleĢtirdik.

Bu konuyu incelerken elimizden geldiği kadar, konu hakkında yazılmıĢ bütün kitaplara ulaĢmaya, farklı kaynaklardan yararlanmaya ve o bilgileri buraya aktarmaya çalıĢtık. Konumuzla ilgili Türk dilinde yazılmıĢ kitap pek olmadığından dolayı, biz çalıĢmamızı daha çok BoĢnakça, Sırpça, Hırvatça‟da yazılan kitaplardan yani ağırlıklı olarak yerel kaynaklardan istifade ederek oluĢturduk.

ÇalıĢma sırasında en çok istifade ettiğimiz Mehmed Handţić‟in İzabrana Djela Knjiga

II, Teme iz Opce i Kulturne Historije- İslâmizacija Bosne (Seçme Eserler II, Genel Kültür ve

(9)

Historija Bosanskih Bogumila (Bosna Bogomillerinin tarihi) kitabı çalıĢmamıza çok büyük

katkı sağlamıĢtır. Bunun dıĢında, günümüz çalıĢmalarından olan ve bize çok değerli ve ulaĢması zor bilgiler sunan, Musatafa Ġmamović(Hukuk fakültesinde,devlet tarihi ve hukuku hocası) Tomislav Dobutović(Protestan Evangelik Ġttifakının Bosna temsilcisi ve Baptist Kilisesi Pastörü), Mato Zovkić(Sraybosna Katolik Ġlâhîyat fakültesinde öğretim üyesi), Vanja Jovanović(Sırp Ortodoks Kilsesinde Halkla ĠliĢkiler sorumlusu)'in eserleri çok yardımcı olmuĢtur. Bosna Tarihi yazarlarından Noel Malcolm ve yeni dini hareketler üzerinde çalıĢmaları olan Edhem Bašić yararlandığımız diğer önemli Ģahsiyetler olmuĢtur. Türkçe kaynaklar olarak A. Rafet Öskan'in Fundamentalist Hıristiyanlık Yedinci Gün Adventizmi, Ekrem Sarıkçıoğlu‟nun Başlangıçtan Günümüze Dinler Tarihi ile ve Günay Tümer, Abdurrahman Küçük'ün Dinler Tarihi kitapları yanında en çok Mehmet Aydın'ın

Ansiklopedik Dinler Sözlüğü ve Kadir Albayrak'ın Bogomilizm ve Bosna Kilisesi kitaplarından

yararlandık.

Bu çalıĢmamızda sadece bize uyan ve bizim açımızdan doğru olan bilgileri değil, konu hakkında yazılmıĢ olan bütün bilgi, görüĢ ve tezleri incelemeye özen gösterdik ve Dinler Tarihi perspektifiyle objektif bir Ģekilde değerlendirmeye çalıĢtık.

ÇalıĢmalarım esnasında yönlendirici katkıları, yardım ve desteklerinden dolayı Yrd. Doç. Dr. Ahmet ARAS‟a ve Dinler Tarihi bilim dalında bizim yetiĢmemizde emeği geçen tüm hocalarıma teĢkkürlerimi arz ederim.

Neħad AVDĠÇ KONYA - 2010

(10)

GĠRĠġ

Bir yerin devlet olması için kendi toprağı, nüfusu, sınırları ve yasal olarak seçilmiĢ bir yönetimi olması gerekir. Bir millet için önemli iki unsur da kökeni ve hayatını sürdürdüğü yerdir. O yüzden de ilk önce Bosnalıların nerden geldikleri, tarihi seyrini, hangi Ģartlar altında ve nerde yaĢadıkları ve bugüne kadar bir ulus olarak ulaĢmalarını incelememiz lazım.

Bosna isminin nereden geldiği ve anlamının ne olduğu hakkında tarihçilerin ve bilim adamlarının ortak bir fikirleri yoktur, çok değiĢik fikirler ileri sürülmüĢtür. Eski tarihçiler Bosna‟nın ismini “Besa” adında bir kabile ile iliĢkilendiriyorlardı, fakat daha sonraki dönemlerde bilim, bu kabilenin Bosna bölgesine kadar hiç gelmediğini keĢfetmiĢ, ve bu fikrin doğru olmadığını ortaya çıkarmıĢtır. Lajos Thallosey ve Karl Patsch, Bosna isminin Ġlir dilinin “Bos” kökünden geldiğini, anlamının da “tuzun bulunduğu yer” olduğunu iddia etmiĢler, fakat Tuzla bölgesi o dönemlerde Bosna‟ya bağlı olmadığı için bu fikir geçerli sayılmamıĢtır. Filolog, Anton Mayer, Bosna kelimesini eski bir Hindi- Avrupai kelimesi olan “Bos” veya “Bhog” kelimesinden çıkartarak, anlamının da “akar su” olduğunu söylemiĢtir. Bazı yazarların iddialarına göre Bosna isminin latince “Bosnia” kelimesiyle iliĢkisi olabileceği düĢüncesi de vardır. Bu kelime ise “sınır” anlamına gelmektedir. Roma döneminde Bosna bölgesinin sınırlarında bulunan muhafızlara bu isim veriliyordu, yani sınır muhafızı anlamında kullanılıyordu. Bir çok kitapta Slavlar‟ın da bu ismi geldikleri yerden getirdiklerine dair bilgiler vardır. Sırp ve Hırvatlar‟da da sınır muhafızları için bu isim kullanılıyordu. Bu teze göre Karpat Dağları‟nın eteklerinde Bosna adında bir kabile yaĢıyordu, veya kabile reisinin ismi Bosna idi. Daha sonraki dönemlerde Bosna isminde bir çok kiĢiye (erkek ve bayana) rastlanıyor, dolayasıyla Boşnaklar’ın Tarihi adlı kitabın yazarı Mustafa Ġmamoviç bütün bu tezleri reddedip, Bosna isminin baĢka milletlerden gelmeyip, Bosna adında, Slav kökenli büyük bir kabilenin, Orta Bosna ve Dalmaçya bölegelerine yerleĢtiği tezinin en doğru olacağını söylemiĢtir.1

Bosna-Hersek, 51.209 km2 yüzölçümü olan bir ülkedir. Bosnanın sınırını batıda Una ve Kupa Nehirleri, güneyde Sava Nehri, doğuda da Drina Nehri belirler. Bunların yanında Bosna‟daki diğer büyük nehirler Bosna, Vrbas, Usora, Spreça ve Neretva Nehri‟dir. Bin yıllık bir tarihi süreç içinde Bosna farklı dönemlerde çeĢitli devletlerin hâkimiyetleri altında kaldı.

(11)

Son araĢtırma ve bulgulara göre, Bosna bölgesinde, eski taĢ devrinden beri insanların hayatlarını sürdürdüğü söz konusudur. Fakat Bosna bölgesinde yaĢayan milletler hakkındaki tarihi belge ve bilgilerimiz sınırlıdır. ġimdilik o bölgenin en eski yerlisi olarak Ġlirler gösterilmektedir.2

Bosna‟nın bağımsız bir devlet olduğunu gösteren ilk belgeler, Macarların 1137 yılına ait Bosna hakkındaki yazılardır. Bosna bu yazılarda “bosnensis ducatus” olarak geçmektedir. Bosna‟nın ilk yönetim Ģekli banlık idi, bu yönetim Ģeklinin ismi burada bir zamanlar hüküm süren Avarlar‟dan kalmadır. Banlar*

döneminde Bosna‟nın bağımsız bir ülke olduğunu gösteren diğer bir belge de Papa‟nın, komĢu devletlerin yöneticilerine gönderdiği mektuplar ve Bosna banları‟nın özellikle Dubrovniklilere verdikleri resmî belgelerdir. Buna örnek olarak, Ban Ninoslav‟ın Dubrovniklilere verdiği serbest dolaĢma izinleri, onları vergiden muaf tutmasını ve Sırplara karĢı savaĢacak olurlarsa, onları koruyacağına dair vaatlerini zikredebiliriz.3

Bosna‟yı yöneten banlar, sırasıyla Ģu Ģekildedir; Ban Borić, Ban Kulin, Ban Ninoslav, Prijezda ve Ban Stjepan I. Kotromanić. Bu banların bazısı Katolik, bazısı ise Bogomil idi. Bosna Kilisesine bağlı (Bogomil)4

olanlara Papa haçlı seferleri baĢlatmıĢ, onlara karĢı savaĢmıĢ, onların heretik olduğunu iddia etmiĢ, hatta ara sıra Bosna‟ya Katolik misyonerler de göndermiĢtir.5

Stjepan I. Kotromanić‟ten sonra krallar dönemi baĢlıyor. 1353‟ten 1377‟ye kadar Tvrtko ban idi, 1377-1391 yılları arasında Bosna‟nın ilk ve en önemli kralı olmuĢtur. Onun döneminde Bosna‟nın gücü zirveye ulaĢmıĢtır, en geniĢ topraklara sahip olmuĢtur. Tvrtko‟nun zamanında Bosna‟nın sınırları Sava Nehri‟nden, Adriyatik Denizi‟nedki Karçula ve Hvar adalarına kadar, diğer taraftan Zrmanje ve Knin Ģehirlerinden, Sjenice ve Lim Ģehirlerine kadardı. Tvrtko güneydeki Slavlar arasında en güçlü ve en etkili hükümdar idi. Bosna‟nın geniĢlemesi ve ilerlemesi Macaristan kralı Ludovik‟in iĢine gelmediği için 1363 yılında Bosna‟ya savaĢ açmıĢtır. Onun söylediklerine göre amacı, Bosna‟daki heretik Patarenleri**(Bogomil) yok etmekti. Fakat Macaristan‟ın açtığı her iki savaĢtan da Bosna

2

Safet Halilović, Bosna i Hercegovina Od Najstarijih Vremena Do Kraja Drugog Svjetskog Rata, Sarajevo, 2004, s. 13.

* Ban, Avar dilinde zengin, efendi anlamına gelir. Ban, büyük bir eyaletin idarecisi veya valisi konumunda olan kiĢidir. Kralın yardımcısı/vekili durumundakiler için kullanılan bu unvan Balkanların doğusunda, Bosna, Hırvatistan, ve Slovenya‟da yaygındı. Banlıklar yarı otonom bir idare tarzına sahiptiler.

3 Omer Ġbrahimagić, Drţavno- Pravni Razvitak Bosne i Hercegevine, Sarajevo, 1998, s. 9.

4Bosna Kilisesi mensupları kendilerine “Tanrı tarafından sevilen” anlamında Bogomil demektedirler. Biz bu çalıĢmamızda aynı anlama gelen her iki kelimeyi de kullandık.

5

Mustafa Ġmamović, a.g.e, s. 51.

(12)

galip çıkmıĢ, Tvrtko da büyük saygınlık kazanmıĢtır. Macaristan savaĢından sonra Tvrtko 1373 yılında Podrinye ve Polimlye‟yi ele geçirmiĢ, bir kaç sene sonra da Trebinye‟yi de kendi topraklarına katımıĢ, aynı zamanda, Split, Trogir, ġibenik, Novi, Kotar Ģehirlerini, Braç, Hvar, Korçula adaları gibi Dalmaçya yerlerini, kendi hakimiyeti altına almıĢtır.6

Osmanlıların eline geçinceye kadarki süre içerisinde Bosna‟nın bazı kaynakların verdiği bilgilere göre beĢ, bazı kaynaklar da altı kral tarafından yönetildiği kaydedilmiĢtir. Bu kralları da sıra ile zikredelim: Stjepan DabiĢa (1391-1395), Stjepan‟ın hanımı Jelena (1395-1398), Stjepan Ostoja (1398-1404)7, Mustafa Ġmamoviç Stjepan‟ın hanımını zikretmeyip hemen Stjepan Ostoja‟nın(1395-1404) DabiĢa‟dan sonra geldiğni kaydetmiĢ, Tvrtko II. Tvrtkoviç (1404- 1409), Stjepan Ostoja 2. kez (1409-1418), Stjepan Ostojiç (1418- 1421), Tvrtko II. Tvrtkoviç 2. kez (1421-1444) ve Bosna krallığı Stjepan Tomašević (1443-1463) ile son bulmuĢtur.8

Stjepan Tomaševićle son bulan Bosna krallığı, 1463 yılında Osmanlı hâkimiyeti altına giriyor. Osmanlıların Bosna‟ya ilk geliĢleri, 1388 yılında Bileça‟ya*

girmesiyledir. O zamandan beri Osmanlılar her 5–6 senede bir Bosna‟nın bazı bölegelerine girip, oraları kendi topraklarına katıyorlardı, taki Bosna tamamen Osmanlıların eline geçinceye kadar. 1463‟te Bosna‟nın fethi ve 1488 Hersek‟in fethinden önce de Osmanlıların, Bosna‟nın bazı bölgelerinde kendi askerleri vardı. Osmanlılar, kral olarak Stjepan Ostojiç ve Tomas‟ın Ġslâmiyeti kabul etmiĢ olan kardeĢi, Matiya‟yı getirmiĢlerdi.9

Ġlk dönemde Bosna‟nın tamamı Osmanlı hâkimiyeti altına girmedi. 1463‟te Bosna‟nın düĢmesinden ve Sancak olmasından, 1580‟de eyalet oluncaya kadar 117 sene geçti. O zamânâ kadar Bosna, Hersek ve Adriyatik kıyısındaki Klis sancakları Rumeli beylerbeyine bağlıydı, Zvornik Sancağı ise 1541‟den beri Budin beylerbeyine bağlı olarak kaldı. Bosna eyaleti, Bosna, Hersek, Klis, Pakraç ve Krk sancağının Rumeli beylerbeyinden, Zvornik Sancağı‟nın da Budin eyaletinden çıkartılmasıyla 1580 yılında kurulmuĢtur. Bosna eyaleti‟nin ilk beylerbeyi Ferhat Bey Sokoloviç olmuĢtur. Bosna eyaleti ve ona bağlı olan sancaklarının sınırları, zaman içinde değiĢiklik gösteriyordu, bu savaĢtaki duruma ve barıĢ anlaĢmalarına bağlıydı. En son 1592‟de Bihaç Sancağı‟nın Bosna eyaletine bağlanmasıyla Bosna‟nın sınırları yavaĢ yavaĢ çiziliyordu ki bu sınırlar Karlofça AntlaĢmasıyla (1699) da belirlendi ve 1950‟li yıllara kadar böyle kalmıĢtır.10

6 Mustafa Spahić, Povijest İslâma, Travnik, 1995, s. 295. 7

Mustafa Spahić, a.g.e, s. 296. 8 Mustafa Ġmamović, a.g.e, s. 70–76. *

Bileça, Bosna – Hersek‟in güneydoğusunda bulunan bir Ģehirdir. 9

Zlatko Lukić, Kratak pregled povijesti Bosne i Hercegovine, BYüzyıl, 2001, s. 7. 10 Omer Ġbrahimagić, a.g.e, s. 9.

(13)

Berlin Kongresinde Osmanlının da onayıyla Bosna, Avusuturya-Macaristan Ġmparatorluğuna verildi, fakat BoĢnaklar bunu bir türlü kabul edemedi. Avrusturya-Macaristan ordusu 29 Temmuz 1878‟ de Sava Nehri‟ni geçmiĢ, bu mücadeleler uzun süre devam etmiĢ ve bir çok kayıp yaĢanmıĢtır. Bosna 1908‟e kadar Avrusturya-Macaristan iĢgali altındaydı, 1908‟de ise Avrusturya-Macaristan Bosna‟yı kendi topraklarına katmıĢtır. Osmanlı hukuki sisteminden, yeni bir hukuki sisteme ani bir geçiĢ olmadı, yavaĢ ve temkinli davrandılar bu konuda, daha doğrusu eski ve yeni hukuki sistem arasında orta bir yol takip edilmeye çalıĢıldı. Bosna‟da Ġslâm hukuku; aile, miras, vakıf ve dini konularında kullanıldı. Avrusturya-Macaristan hukuku Bosna‟da, olduğu gibi asla girmemiĢtir.11

I. Dünya savaĢın çıkmasıyla Bosna, Avrusturya-Macaristan‟dan kurtulmuĢ oldu. 1914-1918 yılları arasında süren bu savaĢ sonucunda Avrusturya-Macaristan imparatorluğu dağıldı, böylece Bosna bağımsız bir bölge olarak SHS (Sırbistan-Hırvatistan-Slovenya krallığı) Krallığına katılmıĢtır. Bu Yugoslavya devletlerinin ortaklaĢa kurdukları ilk devlettir.

1918‟de I. Dünya savaĢının hemen ardından Bosna‟da hükümet kuruldu ve meclis seçildi. 1 Aralık 1918 yılında Bosna, güney Slavların oluĢturduğu ilk ülke olan SHS Krallığına katılmıĢtır. Bu devlet kurulduğundan beri Sırplar kendileri, Hırvatlar ve Slovenler dıĢındaki baĢka kimseyi millet olarak kabul etmiyorlardı. II. Dünya savaĢına kadar geçen bu dönemler de BoĢnaklar için sıkıntılı dönemlerdi.12

SavaĢtan sonra ZAVNOBĠH(Bosna-Hersek Devletinin kurtuluĢu için AntifaĢist Meclisi) ve AVNOY‟un (Yugoslavya‟nın kurtuluĢu için AntifaĢist Meclisi) kararlarına göre, Bosna diğer devletlerle eĢit bir Ģekilde Cumhuriyet olarak, DRJ(Yugoslavya Demokratik Cumhuriyet)„nin içine girmiĢ, bu daha sonra FNRJ(Federal Milli Cumhuriyet Yugoslavya) olmuĢtur. 1964‟ten sonra SFRJ(Sosyalist Federatif Cumhuriyet Yugoslavya) oluyor. Bu eĢitliğin ne kadar geçerli olduğunu Yugoslavya‟nın hukuki tanımında belli oluyor ki BoĢnaklar bir millet olarak geçmiyor, bunun yanında Yugoslavya‟nın armasında sadece 5 devletin (Sırbistan, Hırvatistan, Slovenya, Karadağ ve Makedonya) sembolü vardı. Bu hata daha sonra düzeltilmiĢ, fakat ondan sonra arma, milletleri değil, 6 cumhuriyeti sembolize etmiĢtir.

1971‟e kadar Müslümanlar kendilerini Hırvat, Sırp veya tarafsız olarak tanımlıyorlardı. 1971‟de devlet baĢkanı Tito‟nun kararıyla BoĢnakların nüfus cüzdanlarında Müslüman yazabiliyordu. Bu uygulamadan sonra Müslümanların sayısı arttı, Hırvatlarla Sırpların sayıları da azaldı. 1974 yılında Yugoslavya‟nın içindeki bütün ülkelere eĢit haklar tanındı, böylece

11

Omer Ġbrahimagić, a.g.e, s. 26. 12 Mustafa Spahić, a.g.e, s. 383.

(14)

bütün devletler bağımsız oldu. Yugoslavya‟nın zayıflamasıyla ve Sırpların Büyük Sırbistan kurma planlarına karĢın, Slovenya ve Hırvatistan‟dan sonra, Bosna da 90‟lı yılların baĢında bağımsızlığını ilan etmiĢtir.13

Bağımsızlığını ilan ettikten sonra, Bosna-Hersek Devletinin yapısı, 1992-1995 yılları arasında cereyan eden iç savaĢı sona erdiren Dayton BarıĢ AntlaĢmasıyla belirlenmiĢ olup Bosna-Hersek Federasyonu (Federasyon da kendi içinde 10 kantona ayrılmıĢ) ve Sırp Cumhuriyeti iki entiteye(bölge) ve bir küçük özerk bölgeye (Brçko) bölünmüĢtür. Her entitenin siyasî ve ekonomik yapılanması birbirinden farklıdır. Üçlü Yönetim sistemi var (BoĢnaklar, Sırplar, Hırvatlar), ve 8 ayda bir değiĢmektedir. Bosna bağımsızlığını ilan edince ilk CumhurbaĢkanı Alija Ġzetbegoviç olmuĢtur.

Bosna-Hersek‟in yüz ölçümü 51.209 km2 dir Dayton AntlaĢması‟ndan sonra bunun %51.46 Bosna-Hersek Federasyonuna, %48.52 Sırp Cumhuriyetine ve %0.02 Brçko‟ya aittir. Bosna‟nın Sırbistan (357 km), Hırvatistan (932 km) ve Karadağ‟a (249 km) sınırı vardır. En büyük akarsuları Drina (346 km), Sava (331 km), Bosna (271 km), Neretva (218 km), Una (212 km) ve Vrbas (192 km)‟tır. Bosna‟nın genel yapısı dağlıktır, en yüksek beĢ dağı; Çvrsnica (2226 m), Vranica (2110 m), Prenj (2013 m), Treskavica (2086), Vran (2074 m)‟dir. Ülkenin denize olan kıyı geniĢliği 21 km‟dir. 1991‟de yapılan son sayıma göre ülkenin nüfusu 4.377.033 idi.14

13 Zlatko Lukić, a.g.e, s. 23. 14

Bosna i Hercegovina, Federacija Bosne i Hercegovine, Federakni zavod za statistiku, Stanovnistvo Federacije

(15)
(16)

I. BÖLÜM

BOSNA-HERSEK’TE TARĠHTE GÖRÜLMÜġ ĠNANÇLAR

A. Ġlirler’in inançları

Temel olarak, Ġlirler‟in inançları doğaüstü varlıklara dayanıyordu. Bu doğaüstü varlıklar insanın kaderine, mahsule ve ava hükmediyordu. Ġlirler, atalarından bir de “büyük anna”yı almıĢlar ki bu onların neolit döneminde yaĢayan kavimlerle bağını göstermektedir. Daha sonraki dönemlerde Akdeniz bölgesine ait, çift taraflı balta, boynuzlar ve ölüm askeleri gibi bazı sembolleri de kabul ettikleri görülmektedir. Ġlirler‟in en önemli kültü güneĢ ve gözle görülen gök cisimleriydi. Aynı zamanda yılan kültü mevcuttur ki bu yılan, evi ve evin etrafını korumaktadır, bu kült günümüze kadar da devamlılığını sürdürmüĢtür. Doğaüstü varlıklar antropomorfik Ģekilleri alarak, tanrı aileleri olarak da kendini göstermektedir. Bu nedenle de Ġliriler‟in dinlerinde bir çok tanrı ismi görülmektedir.15

Ġlirlerin baĢ tanrısı bir orman tanrısıydı. Bu tanrı, çobanların, hayvan sürülerinin ve ormanların koruyucusu görünümündeydi. Bu tanrıyı koyu kıllı, keçi bacaklı ve boynuzlu bir erkek Ģeklinde tasavvur ediyorlardı. Yazılı belgelerde ismi Silvan olarak geçiyor, çünkü Roma Tanrısı Silvan ve Yunan Tanrısı Pan ile aynı özellik ve görüntüye sahip, aynı iĢleri yürütmekteydi. Topusko Ģehrinde bulunan bir taĢta, bu tanrının ismi Vidasus, eĢinin ismi ise Thana olarak geçmektedir. Silvan kendini daha çok doğada, çok borulu müzik aletiyle, çoban bastonuyla ve bir köpeğin beraberinde göstermektedir. Ġlirler‟in ikinci büyük tanrısı, av tanrıçası, vahĢi hayvanların tanrıçası ve vahĢi doğanın tanrıçası diye bilinen Dijana idi. Anıt taĢlarında, daha çok bir avcı olarak, yay ve oklarla beraber ve bir köpeğin veya geyik‟in eĢliğinde gösterilmektedir. Bu ve bunun gibi anıt taĢları en çok Glamoć, Livno, Duvno Ģehirleri civarında ve orta Bosna‟da bulunmuĢtur.16

Bunların dıĢında Ġlirler'in dinlerinde, Eia, Melesocus, Boria ve Ġva gibi isimlerde tanrılar da görülmektedir. Su kaynaklarına ve ormanlara bağlı bulunan doğaüstü varlıklar da var, bunlar; Ġka, Lutossica, Latra, Sentona, Bindus, Vidasus ve onun takipçisi Thanom tanrılarıdır. Ġlir dinlerinde totemizm de çok yaygın bir konumdadır. Ġlir eĢittir yılan demektir. Neretva Nehri kıyılarında ve diğer yerlerde yaĢayan Ġlirler için yılan bir totemdi. Kırsal kesimlerinde yaĢayanlarda ise koyun ile kurt da totem sayılıyordu.17

15Muhamed Filipović, Historija Bosanske Duhovnosti, Duhovni Ţivot İlira i Srednjevjekovne Bosne, Sarajevo, 2006, II/162.

16

Safet Halilović, a.g.e, s. 34. 17 Muhamed Filipović, a.g.e, II/163.

(17)

Bu yukarda ismi geçen tanrılar dıĢında Ġlirler bir de Perilere saygı duyuyorlardı ki bunlar, su kaynaklarının, akarsuların, dağ zirvelerinin ve mağaraların koruyuculardı. Anıt taĢlarında daha çok genç kızlar Ģeklinde ve halay çekerken gösterilmektedirler. Ġlirler‟in, Japodlar gibi bazı kabilelerin, en çok Bind isminde, su kaynakların tanrısına tapıyorlardı. Bihać Ģehrinin yanında bulunan Privilaca‟da, doğada, bir su kaynağının yanında, bu tanrıya ait bir tapınak bulunmuĢ. Tapınakta, arkeolojik kazılar sırasında, onun adına kesilmiĢ, ona kurban edilmiĢ onlarca insan iskeleti ortaya çıkmıĢ, bunların yanında çok sayıda hayvan iskeleti de çıkarılmıĢtır. ġehirlerde, daha çok resmî din hâkimdi. Bu dinde, devlet tanrılarına tapınıyordu. Bu bölgelerde yani Ģehirlerde daha çok Romalılar yaĢıyordu, devlette görev alan herkesin devlet tanrılarına saygı duyması gerekiyordu. Her büyük yerleĢim yerinde Roma‟nın Jupiter-Junoni- Minervi tanrıların adına birer tapınak yapılmıĢtı. Romalılar din konusunda müsamahakâr davranıyorlardı ve devletin tanrıları yanında diğer tanrılara da tapınma izni veriyorlardı. Kısaca söylemek gerekirse, Bosna-Hersek‟in nüfusu heterojendi. Bu bölgede Mısır, Yunanistan, Trakya gibi dünyanın değiĢik yerlerden gelen insanlar yaĢıyordu, doğal olarak çeĢitli dinleri de görmek mümkündür. Bu küçücük bölgede, kırka yakın inanç ve farklı milletlere ait onlarca değiĢik tanrıya tapınıyordu.18

B. Slavlar’ın inançları

Slav halklarının Hırisityanlık öncesi dinleri ve inançları hakkında yeterli bilgiye ulaĢılamamaktadır. Bu nedenle XVIII. Yüzyılın sonunda ve XIX. Yüzyılın baĢlangıcındaki eski slav dini hakkında yazılan eserler tarihi olaylardan daha çok, döneme ait hayali anlatımlardır. Bunlar Muhail Popov‟un (1780) Slav Masallarının Kısacası Nakli, Mihail Çulkov‟un (1804) Slavların İlkel Dini, Andrey Kaysarov‟un (1804) Slav ve Rus Mitolojisi vb. böyle eserlerdir. Petr Stroyev‟in (1815) Slav Rus Mitolojilerinin Kısaca Yorumu adlı eseri, adı geçen eserlerden daha eleĢtireldir ve daha zengin içeriklidir.19

Ġlk dönemlerde Slavlar‟da Animizm çok yaygındı. Daha çok ziraatla uğraĢtıkları için, doğa olaylarına oldukça fazla bağlıydılar ve doğadaki birçok Ģeye, kendi kafalarında tasarladıklarına göre, tanrı vasfını veriyorlardı. Dini düĢüncenin geliĢmesinde ikinci inanç Ģekilleri totemizmdir. Her kabilenin kendine ait bir kutsal hayvanı vardı, bu onların totemiydi. Kendilerini koruduğuna inanıyorlardı, onun için bu hayvanlara zarar verip, öldüremiyorlardı, bu sebeplerden dolayı da Bosna‟da hala Jelençiç (geyik), Lisica (tilki), Medjedoviç (ayı),

18Safet Halilović, a.g.e, s. 34. 19

Sergei Aleksandrovich Tokarev, Dünya Halklarının Dinler Tarihi, Terc. Rauf Aksungur, Ġstanbul, 2006, s. 233.

(18)

Vukçiç (kurt), Tica (kuĢ) gibi soyadlar bulunmaktadır. Politeizm (çoktanrıcılık) ise daha sonraki dönemlerde ortaya çıkıyor, politeizm de tanrıları insani sıfatlarla vasıflandırıyor. En büyük tanrı, Dajbog idi, güneĢ tanırısı, Vida (Dajbog‟un hanımı) aile tanrıçasıydı, Vesna (onların kızı) doğa tanrıçası, Perun (Dajbog‟un oğlu, Vesna‟nın kocası) ĢimĢek tanrısı, Svarog (Perun‟un oğlu) ateĢ tanrısı, Svarozic (Svarog‟un oğlu) genç hayvanların tanrısı, Volos (Preun‟un oğlu) hayvanların tanrısı, Svetovid (Perun‟un oğlu) gelecek hakkında bilgi veren tanrı, Jaril ( Svetovid‟in kardeĢi) ormanlar tanrısı, Lada (Svetovid‟in karısı) toprak tanrıçası, Morana (Lada‟nın kızı) ölüm tanrıçası, Cernibog (Svetovid‟in oğlu) Kader tanrısı idi. Zamanla bütün Slav kökenli kabileler, Dajbog‟u baĢ tanrı olarak kabul etmiĢlerdir. Bütün tanrılar arasından bir baĢ tanrı seçip onu en üst, en büyük, en güçlü sayan, inanç sistemine Henoteizm denilir. Slav mitolojisinde bir de tanrılardan küçük yaratıklar var, bunlar; Vila, Rusalka, Bijeseo, Sudjenice, Rodjenice, Dodol, Vampir ve Vukodlak‟tır. Slavlar Kabir hayatına inanıyorlardı ve bu yüzden ölülerini yiyecek, içecek ve savaĢ aletleriyle beraber gömüyorlardı. Tanrılarının putlarını ağaçtan yapıyorlardı. Bazı inançlar Hıristiyanlığı kabul ettikten sonra da devam etmiĢtir, mesela büyü, sihir, lanet vb. Ģeylerdir.20

Sergei Aleksandrovich farklı olarak Gömü Tapıncı, Atalara Tapınç, Aile - Soy Tapıncı ve temiz olmayan ölüleri zikretmektedir. Ataerkil soy düzeni Slavlarda çok uzun süre varlığını sürdürmüĢtür. Kiev Vekâyinamesi‟nin sözlerine göre “her soy kendisiyle, kendi

yerinde, her soy kendi sahip olduğuyla yaşamaktadır.” Bu nedenle doğaldır ki atalara ihtiram

gösterme türündeki tapınç, gömü tapıncıyla bağlantılı olarak korunmuĢtur. Slav kabilelerinin yerleĢik olduğu tüm topraklarda çok sayıda antik mezar ve höyük gömüleriyle karĢılaĢılmıĢtır. Gömü gelenekleri karmaĢık ve çeĢitlidir. Ceset yakma özellikle doğu, kısmen de batı Slavlarındadır, güneydekilerde ise görülmemiĢtir. Slavlar cesetleri X. ve XII. Yüzyıllarda daha ziyade gömüyorlardı, yahut kayıkta yakıyorlardı ( bu suya gömmenin de kalıntısıdır). Mezar üzerine genel olarak höyük yığıyorlardı. Ebeveyenlere ihtiram gösterme atalar, aile ( çok açıktır ki daha önce soy) tapıncının ta kendisidir. Ortaçağ yazarlarınca da buna tanıklık edilmiĢtir. Rus köylüsü yılın belli günlerinde ebeveynlerini anmaktadır. Genelde Bahar bayramından önce ve Paskalya‟dan sonraki haftada bu gerçekleĢir. Belarus Köylüleri ölmüĢ dedelerini anma bayramını özellikle törensel tarzda sonbaharda, çoğu zamanda da Ekim‟in son Cumartesi‟sinde kutluyorlardı. Sırplar‟da ve Bulgarlar‟da Ģimdiye kadar sadece köylülerce değil Ģehirlilerce de kutlanmaktadır. Yiyecekleri mezarlığa götürmekte, mezarların baĢında yiyip içerek, bir parçasını da ölülerine bırakmaktadırlar. Ölülere ailenin koruyucusu

(19)

olarak bakıp bakmadıkları belli değildir. Sırplar‟da günümüze kadar korunmuĢ olan (krasno ime) aile Ģanını kutlama gelneğini atalara ihtiramı, eski aile-soy tapıncının kalıntısı olarak düĢünebiliriz.

Ölülerin canlılarla olan iliĢkileri oldukça sağlam tutulmuĢtur. Ölüler Temiz olanlar ve Temiz olmayanlar diye iki sınıfa ayrılımıĢtır. Temiz olanlar; doğal ölümle ölenlerdir. Temiz olmayanlar ise cebri ya da çok erken ölümle ölenler, intiharla ölenler, boğulanlar, sarhoĢluktan ölenler, vaftiz edilmeden ölen çocuklar ve büyücülerdir. “Temiz olmayanlar”dan sadece korkuyorlardı. Slavlar ölünün ruhundan ya da canından değil kendinden korkuyorlardı. Ölüyü mezardan kaldırtmamak ve canlılara zarar verdirtmemek için cesede kavak kazıkları çakılıyor, kulak arkası çene kemiğinden diĢleri sökülüyor. Kısaca cesedin ruhundan değil, kendinden ve onun doğaüstü yeteneklerinden, ölümden sonra harekete geçmesinden korkuyorlardı.21

C. Bogomiller

a. Bogomiller’in kısa tarihçesi

Bogomil dininin Bosna‟ya geliĢ Ģekli hakkında kaynaklarda çeĢitli bilgilere rastlamak mümkündür. Ancak çoğu bilim adamı tarafından kabul edilen görüĢe göre Bulgaristan‟da ortaya çıkıp oradan Bosna‟ya geldikleridir. Sırp kaynaklarında Bogomil Dini, Maniheizm Dini‟ne dayandırılıyor. VII. Yüzyılda yeni Maniheizm veya Pavlosçuluk ( Yabancılar havarisi Pavlosa dayalı olarak) adıyla Ermenistan‟da orataya çıktığını iddia ediyorlar. Bu inanç Ermenistan‟da öyle hızlı yayılmaya baĢlamıĢtı ki Bizans yöneticileri bu dine uyanlara karĢı kanlı takipleri baĢlatmıĢlar ve bu takipler, onları bugünkü Trakya‟ya sürünceye kadar devam etmiĢtir. Buradan Bogomil adı altında bütün Balkan Yarımadası‟na yayılmıĢlardır. Bosna‟dan da batıya doğru yayılmaya baĢlamıĢlar ve Fransa‟ya kadar gelmiĢlerdir, orada “katar”, Ġtalya‟da da “pataren” ismiyle anılıyorlardı.22

Bu konuda Salih Sidki‟nin kitabında Ģu bilgiler bulunur; “Bulgaristan‟da Yeremiya adında bir rahip H. VI. asrın baĢlarında Bogomillik diye adlandırılan yeni bir anlayıĢ yaymıĢtır. Bu inanç Hıristiyanlık içerisinde sayılsa bile, aslında Katolik, Ortodoks ve Protestanlığın inanç ve ibadetlerinden çok farklıdır.”23

21Sergei Aleksandrovich Tokarev, a.g.e, s. 234–238.

22Ţiv. M. Marinković,Jevrem Igumanović, Istroija Opšte Hrišćanske I Srpske Pravoslavne Crkve, Beograd, 1935, s. 56.

23 Salih Sidki Hadziosmanoviç, Povijest Bosne, Terc. Abdullah Polimac, Lamija Hadziosmanoviç, Fehim Nametak,Salih Trako,Sarajevo, 1999, I/11.

(20)

Mustafa Spahiç ise onlardan bahsederken Ģöyle diyor: “ Onlar Hıristiyanların bir tarikatı olup Bulgaristan‟da çar Petar zamanında 927-968 yılları arasında yaĢamıĢ olan Bogomil adında bir rahip tarafından kurulmuĢtur. Bogomillik Bulgaristan‟dan Yunanistan‟a, oradan Bosna‟ya, Bosna‟dan da Ġtalya ve Fransa‟ya yayılmıĢtır. Rama ve Neretva Nehirlerinin yanında hâlâ bazı Müslüman ailelerde Bogomillerden kalan âdet, gelenek ve bazı dualar vardır, onları kendi aralarında okurlar.”24

Bosna‟daki Bogomil hareketi, Ortaçağ Sırp ve Bulgar Bogomil hareketinden farklı idi. Bosna‟daki bu hareketin tarihi ve geliĢimi farklılık göstermektedir. Çünkü Bogomillik burada yerel derebeylerin koruması/yardımı altında bağımsız bir Bosna Kilisesi oluĢturmayı baĢarmıĢtır. Bu kilise Bosna aristokrasinin merkezi otoriteden kurtulma mücadelesinden daha çok bağımsızlık kazanma düĢüncesi ve ülkeyi dıĢ düĢmanlardan koruma gayretine yansımıĢtır. Bulgaristan, Sırbistan ve Bizans Ġmpartorluğu‟nun sınırları içerisinde bulunan bölgelerdeki kötü ekonomik ve sosyal Ģartlar bu gibi hareketlerin geliĢmesi için uygun bir zemin oluĢturuyordu. Toplumun ve hatta kilisenin de içinde bulunduğu feodal yapının yaygınlaĢması, insanlar arasında bir kızgınlık ve öfke dalgası meydana getirmiĢti. Bu alandaki mücadele esasen kökü Ortaçağa kadar uzanan Katolik Kilisesi‟ne karĢı bir mücadeleydi. Ban Kulin ve Ban Tomislav döneminde (XII. Yüzyılın sonu ile XIII. Yüzyılın baĢı) Bosna Kilisesi, Bosna ve yakın çevrede resmî kilise haline gelmiĢti.25

Bogomil kelimesinin kökünü ve mânâsını araĢtırdığımız zaman, “Tanrı tarafından sevilen yol” anlamına geldiğini görürüz. Bogomiller‟den bir grup hicri 570 M.1174/75 yılında Bosna‟ya gelip, oraya yerleĢmiĢlerdir. Bosna halkı onlara “Patareni” ismini vermiĢtir, Bosna siyasî ve sosyal bakımdan bu dinin yayılması için çok uygun bir yerdi. Bogomiller Bosna‟ya yerleĢtikleri ilk sırada on-onbeĢ tane kilise yapmıĢlardı, fakat Batı Katolik Kilisesi‟nin baĢı olan Papayı bu olay çok rahatsız etmeye baĢladı, Papa bunların kilise yapmalarına ve dinlerini yaymalarına karĢıydı, onun için Bosna ve Bosna‟ya komĢu olan hükümdarlardan bunları sıkıĢtırıp onlara baskı uygulamalarını istedi. Papa Honorius, Macaristan Kralı olan Ladisalav‟dan, bu dini ve o dine ait olan her Ģeyi hiçbir izi kalmayacak Ģekilde yok etmesini istemiĢtir. Hatta bu dine bağlı olanları ve her hangi bir iliĢkisi bulunanları Bosna‟dan çıkartmasını, sürgüne göndermesini emretmiĢtir. Macaristan Kralı Ladislav 1219-1220 yılında Sibislav adında bir komutanı orduyla beraber Bosna‟nın üzerine gönderdi. Ordu Bosna‟ya gelince hiç kimse onlara karĢı çıkmadı, hiç savaĢmadan, hiç zorlanmadan bu

24

Mustafa Spahiç, a.g.e, II/298.

(21)

bölgeyi aldılar ve Bogomil dinini yok etmeye çalıĢtılar. Bunlardan sonra iktidara gelen, Kral Ninoslav, sonra da Ġvan Kotroman-Tvrtko da Patarenleri yok etmeye çalıĢmıĢ, sürgüne göndermiĢ ve büyük bir kısmına da Katolik inancını kabul ettirmiĢtir.26

Bogomiller hakkındaki en eski doküman olarak Dalmaçya Kralı Nemanja‟nın oğlu olan Knez Vukan‟ın mektubu zikredilir. Vukan bu mektubu 1199 yılında Papa B. Ġnocenti‟ye göndermiĢtir. Mektupta Papadan yardım talep ediyor, kilise ve ülkedeki durumların düzeltilmesinde yardımcı olmaları için kendi adamlarını göndermesini istiyor. Papa‟ya Bosna‟da yayılan batıl inançtan bahsediyor. Bosna Kralı Kulin‟in kendi hanımı, kızkardeĢi ve birçok akrabasıyla ve bunların yanında daha 10.000 kiĢi ile beraber Hıristiyanlıktan vazgeçtiğini ve bu dini kabul ettiğini haber vermektedir.27

Papa‟ya gönderilen bu belgeye bakarak XII. yüzyılın sonlarına doğru Bosna‟da 10.000‟den fazla Bogomil dinine mensub kiĢiden söz edilebilir.

Daha önce Bogomilliğin Bosna üzerinden Fransa ve Ġtalya‟ya yayıldığını zikrettik. ĠĢte Fransa ve Ġtalya‟da bu din, mezhep veya tarikat zayıfladığında, Bosna‟da o zamanlarda bu din en yaygın Ģekilde yaĢanıyordu. Fransız ve Ġtalyanlar bu dini en iyi Ģekilde öğrenmek ve kendilerini geliĢtirmek maksadıyla kendi adamlarını „Bosna‟ denilen bir ülkeye gönderiyorlardı. Chieria doğumlu olan Jakov Bech 1378‟li yıllarda bu amaçla Bosna‟ya gönderilmiĢtir. Jakov‟a bu gaye ile Bosna‟ya giden baĢka insanların olup olmadığı ile ilgili sorular sorulduğunda, Ģunları zikretti: “Moret Rabellator 1347‟de, Ġvan Narro ve Granoni Bencio 1360‟da, Petar Patrizi 1377‟de, Bernardo Roscherio 1380‟de ve Petar‟ın kardeĢi Jacobini 1382‟de, ve bunları kendilerinden duyduğunu anlatmıĢtır.”28

Bu bilgilere göre Bogomilliğin sadece Bosnalıların dini olduğunu, ve bu dinin sadece Bosna‟da yaĢanıp uygulandığını söylemek mümkün değildir. Franasa ve Ġtalya‟ya Bosna‟dan yayılan bu dinin diğer ülkelerde de, mesela Hırvatistan ve Macaristan‟da mensubunun bulunduğu ihtimali vardır, çünkü bu ülkeler Bosna ile sınır olup, yakın iliĢkiler içerisindeydiler.

Truhelka‟nın kitabında Ģu ifadelere rastlamak mümkündür: “Hırvatistan‟ın Ģehri olan Dubrovnik‟e Bosna‟dan köleler getirilip satılıyordu, böylece Petar adında bir tüccar iki tane cariye satın alıyor, o cariyeler de 14 ġubat 1439 yılında Kadı‟ya kendilerinin vaftiz edilmiĢ Hıristiyanlar, ve ailelerinin de Hıristiyan olduklarını söyleyip serbest bırakılmalarını istemiĢler ve serbest bırakılımıĢlardır.” Bundan anlaĢılan Ģu ki, buraya getirilen köleler

26 Salih Sidki Hadziosmanoviç, a.g.e, I/13. 27

Mehmed Handziç, İzabrana Djela Knjiga II, Teme iz Opce i Kulturne Historije- İslâmizacija Bosne, Sarajevo, 2000, s. 15.

(22)

pataren yani Bogomildi, çünkü Petar kendini savunurken Ģöyle diyor: “Ben onları pataren olarak satın aldım.”

Kral Stephan Tomas Bogomilleri dinlerinden vazgeçiremeyince 1459 yılında doğrudan zulüm politikasını benimsemeye karar verdi. Kral, heretik Bosna Kilisesi‟nin din adamlarını toplayarak önlerine iki seçenek sundu. Bunlar; ya Katolikliğe dönmek ya da Bosna‟dan sürülmek Ģeklindeydi. Sonraki tarihlere ait bir Papalık kaynağına göre iki bin kiĢi Katolikliğe geçmiĢ, yalnız kırk kiĢi kaçarak Hersek‟e sığınmıĢtır. Böylece Bosna Kilisesi‟nin belini kıran yine bizzat Bosna kralının kendisi olmuĢtu, hem de Bosna Krallığının yıkılıĢından yalnızca dört yıl önce.29

Osmanlı‟nın Bosna Sancağı‟nda yaptığı ilk nüfus kayıtlarına göre Bosna Kilisesi‟ne mensup olanlar “Hıristiyan” olarak geçiyordu, Katolik ve Ortodokslar ise “gebr” veya kâfir olarak kayıt altına alınıyorlardı. Ġki-üç tane köy tamamen “Hıristiyan” olarak kayıtlara geçtiyse de, bunlardan ancak 700 kiĢi vardı. Bu da her halde Bosna Krallığı‟nın dağılmasından geriye kalan bütün Bosnalı Hıristiyanlarıdır.30

Osmanlılar‟ın Bosna‟ya gelmesiyle üç dinin de yani Bogomil Dini, Ortodoks Dini ve Katolik Dini‟nin mensubu olanların Ġslâmiyeti kabul ettiği kesindir. Ancak Ortodokslarda ve Katoliklerde Ġslâmiyet‟i kabul etmeler ferdidir. Bogomiller‟in Ġslâmiyet‟i toptan kabul etme sebebi de yeni dinin dinamik ve harika bir din olmasından baĢka bir Ģey değildir.31

Bosnalı Bogomillerin kendilerine ve dinlerine ne ad verdikleri hakkında bir çok tartıĢma yapılmıĢ, kaynaklarda da isimleri farklı farklı geçiyor; “bizim dinimiz”, “bizim kanunumuz”, “Bosna Kilisesi” gibi isimler kullanılmıĢtır. Dini öğretilerine de “Doğru din”, “Havarilerin hakk dini”, “Tanrı Kilisesi” ve “Mesih Kilisesi” diyorlardı.32

b. Dini Hayatları, Ġnanç ve Ġbadetleri

Bogomillerin dini hayatları ve inançları diğer dinlerden farklı, fakat Yahudilik, Hristiyanlık ve Ġslâmiyet gibi Ġlâhî dinlere benzer bazı özellik ve inançlara sahiptir. Bu özellik ve inançlar üzerinde yerli ve yabancı bir çok tarihçi durmuĢ ve onları ortaya koymaya çalıĢmıĢtır.

28

Mehmed Handziç, a.g.e, s. 18. 29

Kadir Albayrak, a.g.e, s. 192. 30

Mustafa Ġmamovic, a.g.e, s. 91. 31Mustafa Ġmamoviç, a.g.e, s. 92.

(23)

Bogomillerin Roma Kilisesi(Katoliklik) hakkındaki görüĢleri çok dikkat çekicidir, onlar Ģöyle diyorlardı: “Roma Kilisesi lânetlenmiĢtir, Roma Kilisesi putların kilisesidir ve o kiliseye bağlı olan herkes puta tapandır.”33

Ġlk olarak Ģunu belirtelim, bu dinin kurallarına göre temiz olan her yerde ibadet etmek caizdi, o yüzden fazla kilise ve tapınağın olması gerektiğini düĢünmüyorlardı. Yaptıkları kiliselerde de rahipler yoktu, ancak kilise ile ilgilenen bir kiĢi vardı, Ona da dede anlamına gelen “djed” diyorlardı, onun yanında da öğretmenler vardı. Ġbadet ederken, imam ya da rahip gibi bu iĢin baĢında bulunan bir kiĢi yoktu, herkes dinî bilgileri tek baĢına öğreniyordu. Onların tapınaklarında ibadet ve âyinler basitti, haçları yoktu, resim ve ikonları da yoktu, tapınaktayken de özel elbiseler giymiyorlardı. Noel bayramları olmadığı gibi, Noel zamanında da tatil yapmıyorlardı. SarhoĢ edici içecekleri ve bu içeceklerin bulunabileceği yerleri yoktu, yeme ve içmede aĢırıya gitmiyorlardı. Katolik ve Ortodoks kiliselerinden farklı olmasına rağmen, bu iki büyük kilisenin baskısı altındaydılar, fakat onlar yine kendi dinlerinde, bayramlarında ve ibadetlerinde gayretliydiler.34

XIV Yüzyılın ikinci yarısında Bogomillerin inançları Ģunlardan ibaretti; her Ģeyden önce iki tanrı‟nın var olduğunu iddia ediyorlardı, Büyük Tanrı ruhânî ve görünmez olan her Ģeyi yaratmıĢ, Küçük Tanrı olan Lucifer ise cismânî ve görünen her Ģeyi yaratmıĢtır. Mesih Ġsa‟nın insanlığını reddediyorlar, onun aslında ceseti yok, sadece görünürde cesedi vardı, o yüzden acı çekmediği ve ölmediği gibi, göğe de yükselmemiĢtir. Bogomiller Psalmi (Mezmurlar) kitabı dıĢındaki Eski Ahid‟i reddediyorlar. Mesih Ġsa‟dan önce yaĢamıĢ olan hiçbir peygambere iyi gözle bakmıyorlar, Musa‟ ya kitabı verenin Ģeytan olduğunu iddia ediyorlar. Onlara göre Ģeytan da kendini Musa‟ya yanan bir ağaç Ģeklinde göstermiĢtir. Kendileri için Mesih‟in hak kilisesi yani doğru yolda olan tek kilise oldukları ve havarilerin mirasçıları olduklarını söylüyorlar, yani havari Aziz Petrus‟un mirasçılarıdır. Su ile yapılan Vaftizi de inkar ediyorlar, su ile yapılan Vaftizle günahların affedilmeyeceğini iddia ediyorlar. Vaftiz susuz yapılır, vaftiz olurken de eline incili alıp göğüsün üstüne koyuyorlar. Onlara göre çocuk aklını kullanmaya baĢlamadan önce hiçbir Ģekilde kurtarılmaz. Evharistiya (Ekmek-ġarap Âyini), Kuvvetlendirme (Konfirmasyon) ve Son Yağlama (Onction) sekramentleri kabul etmedikleri gibi Nikâh veya Evlilik sekramnetini de kabul etmezler ve evlenerek hiç kimsenin kurtulamayacağını iddia ederler.

Aynı zamanda bu dünyada yaĢanan hayatı kadınlara borçlu olduklarını söylüyorlar. Âdem, o ağaçtan yemiĢ, yani bedenen kendi hanımını tanımıĢ ve Cennet‟ten kovulmuĢtur.

33

Salih Jalimam, a.g.e, s. 226.

(24)

Günahların hepsinin büyük*

günah olduğunu söylüyorlar. Lucifer göğe yükselmiĢ, tanrının meleklerini saptırmıĢ, Dünya‟ya geldiklerinde de insan bedenine hapsedilmiĢler. Devamında da insan canlarının gökten düĢen Ģeytanlar olduklarını ve oraya itaat etmeye geri döneceklerini söylüyorlar. Sadaka vermeyi yasaklıyorlar, çünkü onlara göre sadakanın tanrı katında değeri yoktur, yemin etmeyi yok sayıyorlar, yemin etmek caiz değildir. Bedeni veya ruhî ceza verenleri kınıyorlar. Adaleti yerine getirmek içi birisini sürgüne göndermek, cezalandırmak veya öldürmek caiz değildir. KuĢları ve diğer hayvanları öldürmenin haram olduğunu söylerler, aynı Ģekilde bu hayvanların etini, sütünü veya bunlardan yapılan her hangi bir Ģeyi yemek de haramdır, bunları yiyen de kurtulamaz. Onlara inanan, onların dinini kabul eden ve onların kutsal ve günahsız olduklarını iddia eden herkese kurtuluĢ vaat ediyorlar.35

Bosnalı Bogomillerin dini inançları Feodalizme, Katolikliğe, Ortodoksluğa karĢı çıkanların inançları ile bağlantılıdır. Aynı Ģekilde Asya‟daki mistik ve teolojik hareketlerle bağlantılıdır. ġeyh Bedruddin‟in anlattıkları ilk Bogomil inançlarına benzer, o tarihi literatürde ispatlanmıĢtır. Her Ģeyden önce mütevazilik, basit hayat, dinî hayatta erkek ile kadının eĢitliği zengin ve konfor hayatına protesto gibi ilkeleri görmek mümkündür.36

Onların sosyal ve ekonomik hayatlarına baktığımızda Ģunları görürüz, antifeodalizm, demokrasi, sade ve mütevazı bir hayat yaĢadıkları görülür. Bogomiller birçok dogmatik ve mistik inancı dinlerine katmıĢlardır. Bu da batı Avrupa‟ya yabancı bir Ģeydir.37

Bosnalı Bogomillerin ibadeti hayat ve devamlılığın sembolü olarak ay ve güneĢe yönelikti, fakat onlar aya ve güneĢe tapmıyorlardı, sadece saygı gösteriyorlardı.38

Temel inançlarından birisi de doketizmdir. Bu düĢünceye göre Ġsa ne haça gerilmiĢ, ne toprağa gömülmüĢ, ne de insan bedeninde göğe yükselmemiĢtir, bütün bunlar sadece görünürde olmuĢtur, yani hayalidir, bize böyle gösterilmiĢtir.39

Thomas da kitabında Ģunu söylemektedir: “Bogomillere göre Ġsus Krist (Hz. Ġsa) çarmıha gerilmemiĢ, o baĢka bir kiĢiydi, bu inançları kısmen Kur‟ân‟dakine benzer. Onlar günde 5 kere ibadet eder, oruç tutarlardı ve diz çökerek Allaha ibadet ederlerdi.”40

Franjo

*

Büyük, küçük günah diye bir Ģey yok, günahların hepsi aynı ve hepsi ölümlüdür, neyi, günah olarak iĢlediysen onun karĢılığını göreceksin. Onun için bir günahı iĢlemeden sonra değil, iĢlemeden önce düĢüneceksin.

35 Salih Jalimam, a.g.e, s. 227. 36

Thomas W. Arnold. Povijest İslâma, Sarajevo, 1990, s. 237, Kadir Albayrak, a.g.e, s. 228-233. 37 Nedim Filipović, Princ Musa i šejh Bedredin, Sarajevo, 1971, s. 484.

38 Dragoljub Dragojlović, Krstjani i jeretička crkva Bosanska, Beograd, 1987, s. 202–203. 39

Dominik Mandić, Bogomilska crkva Bosanskih krstjana, Chicago, 1962, s. 364. 40 Thomas W. Arnold, a.g.e, s. 231.

(25)

Rački da eserinde kısaca Ģöyle demektedir: “Ġsus (Hz. Ġsa) Acı çekmemiĢ, ölmemiĢ ve gerçek bedenle göğe yükselmemiĢtir.”41

Durumu biraz daha iyi incelediğimiz zaman Türklerin münasebet içinde oldukları milletlerin dinleri hakkında pek çok yazmadıkları görülür. Patarenler de Ġsa‟ya saygı duyup diğer hristiyanlara benzer inançlara sahipti, Ġncili okuyup kendi kutsal kitabı olarak görüyorlardı. Böylece “Ġsa‟nın dini ve Hıristiyanların din hukuku” ifadesi Katoliklik ve Ortodoksluğu kapsadığı gibi, Bogomilleri de içine alıyor.

Hakiki Bogomiller vejetaryendi, Bogomil olmayanlar ise et yiyorlardı, onların da bundan vazgeçmeye çalıĢmaları ve hakiki vejetaryen bir Hıristiyan olmaları lazımdır. Dr. Pilar, Bosna‟da meyvelerin kurutulması Bogomillerin kültüründen kalma olduğunu iddia ediyor, özellikle de Bosna‟nın meĢhur kuru eriği. Onlar kıĢın ekmek ve kuru meyvelerle besleniyorlardı. Bogomiller Pazar günlerinin yanında Cuma günlerini de kutluyorlardı. Bogomillerin düalizmi Hıristiyanların anlattığı gibi değil, o daha çok hafif ve sınırlı bir düalizmdir, ve bir çok monoteizm dininde görülmektedir, bunu da dualizm olarak adlandıramayız. Bir çok monoteizm dini de iyinin tanrıdan, kötünün de Ģeytan‟dan veya sotona‟dan geldiğine inanıyorlar.42

Ġnsanlığa kötülüğü getiren her Ģeyi, Ģeytanın yarattığına inanıyorlar; doğal afetler, seller, yağmur ĢimĢek, dolu, bulutlar, ateĢ bunlardandır.43

Bütün bunları göz önüne alarak, benim farklı kaynaklardan derleyip toparladığım Bogomillerin inançlarını Ģu Ģekilde maddeler halinde sıralayabiliriz:

1. Tanrı vardır, onlardan birincisi iyi, diğeri de mutlak kötüdür.

2. Bazı melekler doğal olarak kötüdürler, onun için hata yapmamaları imkânsızdır. 3. Lucifer göğe yükselmiĢ orada tanrı ile savaĢmıĢ ve birçok meleği de saptırmıĢtır. 4. Ruhlar, bedenlerde hapsedilmiĢ Ģeytanlardır.

5. Bedenlerde hapsedilmiĢ kötü Ģeytanlar ancak temizlenerek, tövbe ederek ve vaftiz olunarak göğe döneceklerdir.

6. Eski Ahid‟in karanlık(kötülük) tanrısından geldiğini iddia ederek onu kınayıp reddediyorlar.

7. Musa‟ya Sina Dağı‟nda gelen melek için, kötüdür diyorlar.

8. Eski Ahid‟in tamamını değil sadece bir bölümünü kabul ediyorlar, Ġsa‟nın bir kadından doğduğunu reddediyorlar.

41 Franjo Racki, Bogomili i Patareni, Beograd, 1931, s. 507. 42 Mehmed Handţić, a.g.e, s. 24.

43

Muhammed Hadzijahiç,Mahmud Traljiç,Nijaz ġukriç, İslâm i Muslimani u Bosni i Hercegovini, Sarajevo, 1977, s. 42.

(26)

9. Eski Ahidin nebi ve peygamberlerini reddederler.

10. Cehennemde Vaftizci Ġvan‟dan daha kötü bir Ģeytanın olmadığına inanarak onu kınıyorlardır.

11. Ġyilik ve kötülüğü tanıma kaynağı kadındı, Hz. Âdem onunla günaha girmiĢ ve o yüzden Cennetten kovulmuĢtur.

12. Meryem, bir kadın veya kadınlar cinsinden değildi, o bir melekti.

13. Tanrının oğlu gerçek bir bedene sahip olmamıĢtır, o sadece görünürde öyleydi.

14. Ġsa gerçekte acı çekmemiĢ ve ölmemiĢtir, Cehenneme gitmemiĢ, göğe de yükselmemiĢtir.

15. Tanrının tek hak ve gerçek kilisesi Bogomil kilisesidir.

16. Onlar havarilerin mirasçılarıdır, onların baĢpiskoposu da Petrus‟un mirasçısıdır. 17. Rum Kilisesi reddedilmiĢtir ve Hıristiyanlıktan uzaktır.

18. Petrus‟tan Silvestre‟ye kadar olan bütün papazlar onların dinindendir, dinden ilk dönen de Silvestre olmuĢtur.

19. Maddî olarak yapılan kiliseleri kınayıp onlara Sotona‟nın sinagogları diyorlar ve o kiliseler içinde ibadet edenleri putperestlikle suçluyorlar.

20. Kiliselere resimlerin konulması putperestliktir. 21. Haç iĢareti, Ģeytanın sembolüdür.

22. Papazları ve kiliselerde söylenen Ģarkıları kınayıp onların Ġncile aykırı olduğunu iddia ederler.

23. Kiliselerdeki resim ve heykelleri kınayıp sadece tanrıya ibadet edilmesi ve saygı gösterilmesi gerektiğini söylüyorlar.

24. Onların büyükleri (burada din adamları kastediliyor) insanların onlara ibadet etmeleri için izin veriyorlar, çünkü onlar kutsal, günahsız ve içlerinde kutsal ruh vardır.

25. Kilisenin kutsal gizemlerini kınıyorlar. 26. Su ile yapılan vaftizi reddediyorlar.

27. Ġsa‟nın yaptığı vaftiz, aynı onların yaptığı vaftiz gibidir, susuz yapılır, vaftiz olurken eline incili alıp göğüsün üstüne koyuyorlar.

28. Onların yaptığı gibi vaftiz olanlar, günahlardan temizlenmiĢ olur ve Petrus‟un olduğu gibi kutsal olur.

29. Hiçbir çocuk ergenlik çağına gelmeyince kurtuluĢa ermez.

30. Vaftiz olana, güç ve kutsallık, Vaftizi yapanın hakettiğine göre gelir.

31. Vaftizi yapan kiĢi iĢlediği günah sayısınca, onun vaftiz ettiği ruhlar gökten cehenneme düĢer.

(27)

32. Vaftiz yapan kiĢi ne zaman günah iĢlese, onun tarafından vaftiz olunanların yeniden vaftiz olması gerekiyor.

33. Evharisitiya (Ekmek- ġarap) Âyinini kabul etmemektedirler. 34. Kuvvetlendirme (Konfirmasyon) sekramentini reddederler.

35. Günah Ġtirafı (Penitence) sekramnentini reddedip, günahların, yeniden vaftiz olunmasıyla affedildiğine inanıyorlar.

36. Rahip takdisi sekramentini reddederler. 37. Evlenmeden cinsî teması hoĢ görmezler.

38. Büyük küçük günah diye bir Ģey yok, her günah ağırdır ve iĢlenmemesi gerekir.

39. Hiç kimse bir kiĢi veya din adamı tarafından, dinden veya kiliseden asla aforoz edilemez.

40. Etin yenmesini kınayıp reddediyorlar ve diyorlar ki, et, süt veya süt ürünlerinden, yani hayvanlardan elde edilen her hangi bir Ģey yiyen yeniden vaftiz oluncaya kadar kurtuluĢa eremez.

41. Ġnsan öldüğü zaman bedeninin asla göğe yükselemeyeceğine, ancak ruhunun göğe yükseleceğine inanıyorlar.

42. Gök ile Cehennem arasında bir temizlenme yerin olmadığına inanıyorlar.

43. Kilisede ölüler için yapılan duaları reddedip böyle bir Ģeyin olabileceğine inanmıyorlar.

44. KuĢları ve diğer hayvanları öldürmeyi, onların yumurtalarını kırmayı büyük günah sayıyorlar.

45. Ġnsanlar tarafından karar verilen ve yapılan ölüm cezalarını kınıyorlar . 46. Her türlü yemini kınıyorlar.

47. Sadaka vermeyi yasaklıyorlar, ve sadakanın insana hiçbir Ģey kazandırmayacağını söylerler.44

Bütün bunlar, Osmanlılar gelmeden önce Bosna‟da Ortodoks veya Katolikliğin değil Bogomilliğin hâkim olduğunun delilidir. Günümüzde Bosna-Hersek sınırları içerisinde Bogomiller bulunmamaktadır. Bogomiller hakkında yazılan kitaplara göre, Osmanlı döneminde bütün Bogomiller Ġslâmiyet‟i kabul etmiĢlerdir. Günümüzde ise sadece Bogomillere ait tapınak kalıntıları ve mezar taĢları bulunmaktadır.

44

Salih Jalimam, a.g.e, s. 238–240, Mustafa Ġmamović, a.g.e, s. 84–92, Salih Sidki Hadţiosmanović, a,g,e, I/11– 38, Mehmed Handţić, a.g.e, s. 18–27.

(28)

II. BÖLÜM

YAHUDĠLĠK, HIRĠSTĠYANLIK ve ĠSLÂMĠYET

A. YAHUDĠLĠK

1. Bosna- Hersek’te Yahudiliğin Tarihçesi

31 Ağustos 1492‟de Hıristiyan dinine geçmek istemeyen Yahudiler, Ġspanya, topraklarını terk etmiĢlerdir. Ġstanbul HahambaĢı MoĢe Kapsali, mültecilerin kabul edilmesinin devlet içindeki modernizasyon ve genel ekonomik yenilenme açısından çok faydalı olabileceği konusunda Sultan II Beyazıd‟ı ikna etmeyi baĢardı. Sultan, Yahudilerin ticaret, sanat, ekonomi, teknoloji, bilim ve zanaattaki baĢarılarını göz önüne alarak kabulleriyle ilgili bir ferman çıkardı. Ġspanyol Yahudilerinin Osmanlı Devleti‟nde buldukları zenginlik, Ġtalya, Fransa, Kuzey Afrika ve baĢka ülkelerinden de Yahudilerin gelmesine sebep oldu. Sefarad diye adlandırılan Yahudiler, Ġzmir, Ġstanbul ve Selanik‟e yerleĢtirildier. Balkanlarda Selanik‟ten (Yunanistan) baĢka Rusçuk (Bulgaristan), Yeni Pazar (Sancak), PriĢtine (Kosova) ve Saraybosna‟ya (Bosna-Hersek) yerleĢtirildiler. XVI. Yüzyılın ortalarında kurulan Saraybosna Yahudi topluluğu, devamlı güçleniyordu. Saraybosna‟daki cemaat XVI. Yüzyıldan XVIII. yüzyıla kadar, tek Yahudi cemaatı olarak varlığını sürdürdü .45

Yahudilerden bahseden ilk yazılı doküman Saraybosna mahkemesinde 1557‟den kalan bir sicildir. Bu mahkeme kararında, kâtip olan Yusuf‟un öldümünden sonra, 1852 akçe borcu kaldığı kayıtlıdır. Bu parayı kâtip Yusuf, boyacı Hasan ve bir Yahudi‟ye borçluydu. Bu belge, adamın banka iĢleriyle uğraĢtığı sonucuna götürmektedir. O döneme ait, bugüne kadar korunmuĢ ikinci önemli belge de XVI. Yüzyıla, daha doğrusu 1565 yılına aittir. Burada Yahudiler kumaĢ tüccarı olarak geçmektedir. Saraybosna‟daki ilk Yahudiler, Sagrakçi Hacı Mahmut Mahallesi‟nde, halk arasında Ulomljenica diye bilinen mahallede oturuyorlardı. Bu mahalle o günkü Sagrdija, Ulomljenica ve Toroman caddesinin bir kısmını kapsıyordu.46

Bunların yanında Yahudiler‟in Bosna‟ya yerleĢmesi hakkında çeĢitli görüĢler vardır. Bazı tarihçilere göre ilk Yahudiler 1575 yılında Bosna‟ya yerleĢmiĢlerdir. Fakat daha sonraki dönemlerde bulunan mezar taĢları ve onların üzerindeki yazılar farklı sonuçlara götürmektedir. Bu mezar taĢların üzerindeki tarih, 5311 yani 1551 yılını göstermektedir. Bu da, yukarıdaki tarihten 20 – 30 yıl önce Yahudilerin bu bölgede yaĢadıkları anlamına geliyor. Bosna‟daki Ġslâm kütüphanesinden çıkan bir belgeye göre, Hamid Ali Bey döneminde, Saraybosna‟da 1541 yılında, 30 – 40 kadar ticaretle uğraĢan Yahudi yaĢamıĢtır. Bunlar, bu

45

Reco ÇauĢeviç, Bosna- Müslümanlara Son Uyarı, Ġstanbul, 1994, II/13.

(29)

bölgelere tek baĢlarına, aileleri olmadan yerleĢiyorlardı. En çok Solun‟dan geliyorlardı ki büyük bayramlarda memleketlerine geri gidiyorlardı. Sayıları çoğalınca, Gazi Hasan PaĢa onlara, ya tamamen buraya yerleĢmelerini, ya da burayı terk etmelerini emretmiĢ. Bu olaydan sonra, Saraybosna Yahudileri, Dubrovnik ve Macaristanı kendilerine yurt edinmiĢler. Bu durum da, Baltacı Mehmet PaĢa 1614 yılında Bosna‟ya vali olarak gönderilinceye kadar devam etmiĢ. Baltacı Mehmet PaĢa yanında, muhasebecisi olarak Yahudi olan, Naftali bin Mancura‟yı getirmiĢ, o da Yahudilerin Bosna‟ya geri dönmelerini sağlamıĢtır.47

Sefaradlar‟dan önce Bosna‟da AĢekenazlar‟ın yaĢadığına dair görüĢler vardır. Fakat bunu tam olarak kanıtlayan bir belge mevcut değildir. Bu dönemden önce AĢkenazlar burada yaĢadılarsa da Sefaradlar gelince, bunlar birbirleriyle karıĢmıĢ, AĢeknazlar, Sefaradlar‟ın içinde erimiĢ, onlarla birleĢmiĢler ve bu yüzden onlarlar ilgili her hangi bir ize rastlamak mümkün değildir.48

Ġlk dönemlerde Yahudiler sadece Saraybosna bölgesinde yaĢıyorlardı. Travnik Yahudilerinden bahseden ilk yazılı metin XVIII. Yüzyıla aittir. Fakat buraya ne zaman yerleĢtikleri konusunda kesin bir Ģey söylenemiyor. XIX. Yüzyılda, ticaretin artmasıyla, Yahudiler Bosna‟nın diğer bölgelerine de yerleĢmeye baĢladılar. Osmanlı dönemi boyunca Yahudiler en çok Saraybosna‟da yaĢamıĢlardı. Osmanlı‟nın diğer yerlerinde olduğu gibi burada da Yahudilere aynı Ģekilde davranılıyordu. Bosna‟da, bu dönemlerde Ġslâm hukuku geçerliydi, fakat Yahudilere, kendi sorunlarını kendi dini hukuklarına göre çözme izni verilmiĢtir.49

SiyavuĢ PaĢa döneminde (1580-1581), isteklerine göre Yahudilere, özel bir han tahsis edilmiĢtir. Bununla da kalmayıp onlara burada meskenler de yapılmıĢtır. Bu han, ismini de “SiyavuĢ PaĢa Daire” olarak almıĢtır. Yahudiler buraya, yıllık kira (mukata) ödüyorlardı. Bu hanın yanında Sinagog yapmalarına da izin verilmiĢtir. Günümüzde, bu Yahudi hanın kalıntılarını, ÇemaluĢa caddesinin baĢında görmek mümkündür.50

Bosna‟nın Avrusturya-Macaristan tarafından iĢgali ile çok önemli değiĢiklikler olmuĢtur. Bu değiĢikliklerden biri de, Bosna‟da mevcut olan Yahudilerin yanında, Avrusturya-Macaristan AĢkenazların da Bosna‟ya yerleĢmesidir. Zamanla bütün Bosna‟nın bölgelerine yayılıyorlar. Ticaretle uğraĢıp ilk fabrikaları kuruyorlar, ucuz olan arazileri satın alıp kendilerine mesken yapıyorlar. AĢkenazlar kısa zaman içinde Bosna‟daki Yahudilerin

47 Moric Levy, Sefardi u Bosni, Prilog Historiji Jevreja na Balkanskom Poluotoku, Trc. Ljiljana Masal, Sarajevo, 1911, s. 11.

48

Julije Hahamović, “Aškenazi u Bosni i Hercegovini”, Spoeminca, 400 Godina Od Dolaksa Jevreja u Bosnu i

Hercegovinu, Sarajevo, 1966, s. 141–155.

49 Avdo Sućeska, “Poloţaj Jevreja u Bosni Hercegovini za Vrije Turaka”, Spomenica, 400 Godina Od Dolasaka

Jevreja u Bosnu i Hercegovinu, Sarajevo, 1966, s. 47–55.

(30)

üçte biri haline geldiler. 1895 yılında Yahudilerin toplam sayısı 8.213 idi, bunların 5.729‟u veya %69.76‟sı Sefarad, 2.484‟ü veya %30.24‟ü da AĢkenaz idi. 1910 yılında Yahudilerin sayısı 11.868‟e yükseldi. Bu dönemde Yahudiler, diğerlere göre çok vergi ödemelerinden dolayı Ģikâyetçilerdi ve mevcut idareden memnun değillerdi, fakat durum hiç değiĢmedi. I. Dünya SavaĢı‟nın baĢlamasına yakın, siyasî nedenlerden Sırplarda, Yahudilere karĢı bir çekememezlik baĢladı, fakat sayıları az olduğu için Yahudilerle büyük sorunlar yaĢanmamıĢ.51

Yahudiler‟in Bosna‟nın diğer bölgelerine de yayıldıklarını söylemiĢtik. 1941‟deki savaĢtan sonra, Bosna‟nın diğer bütün bölgelerde Yahudi nüfusunun toplam sayısı 3310 idi. Daha çok kriz dönemlerinde veya gidecekleri yerde onların uğraĢtığı meslek geliĢmemiĢse oraya yerleĢiyorlar, daha sonra da kendi yakınlarını da oraya getiriyorlardı. Yahudiler‟in eskiden yaĢadıkları yerler: Travnik, Mostar, Zenica, Sanski Most, Tuzla, Bijeljina, Brčko, Zvornik, Višegrad, Derventa, Visoko, Banja Luka, Prijedor, Bihać, Bosanski Brod, Ţepče, Prnjavor, Srebrenica, Bugojno, Teslić, Tešanj, Kladanj, Gradačac, Gračanica, Doboj, ve Jajcedir. Günümüzde bu yerlerde, Yahudilerin eski mezarlıkları ve buna benzer kalıntılar bulunmaktadır, kendileri ise daha çok Saraybosna‟da yaĢamaktadırlar.52

Yugoslavya döneminde, 1919 yılında, Yahudi Bölgeler Birliği kuruldu. Bu birlikte, bütün Yahudi bölgeleri bir araya getirildi ve birlikte hareket ediyorlardı. Bu Ģekilde hareket ettikleri için de, bütün Yugoslavya ülkelerinde Yahudiler, eĢit haklara sahipti. 1929 yılında Ygoslavya‟da 114 Yahudi bölgesi vardı, bunların 70‟i AĢkenazlara, 38‟i Sefaradlara ve 6 tanesi de Ortodokslara aitti. Aynı yıl içerisinde Yugoslavya‟da, merkezi Zagreb olmak üzere Siyonistler Ġttifakı kurulmuĢ, ittifakın baĢkanı da Dr. Hugo Spitzer olmuĢtur. II. Dünya SavaĢı‟na kadar Yahudiler rahat bir hayat sürdüler, fakat savaĢın baĢlamasına yakın, Almanya ile yakınlaĢma isteğinden dolayı Knez Pavlo, Yahudilere sıkıntı vermeye, haklarını kısıtlamaya baĢlamıĢtır.53

Yukarıda söylediğimiz gibi 1939 yılına kadar Yahudiler diğer insanlarla eĢit haklara sahipti, fakat Hitler‟in baĢa geçmesiyle Yugoslavya ülkelerinin çoğu da antisemitizmi destekliyordu. Yahudiler‟e artık farklı bir gözle bakılıyordu, ellerinden hakları alınıyor ve UstaĢalar*

Yahudileri temizleme ile ilgili planlar yapıyorlardı. 16 Nisan 1941 yılı itibarı ile

51Dţevad Juzbašić, “Nekoliko Napomena o Jevrejima u Doba Austrougarske Uprave”, Sefarad ’92, Sarajevo,1995, s. 93–111.

52

Pinto Avram, Jevreji Sarajeva i Bosne i Hercegovine, Sarajevo, 1987, s. 162-181.

53 Mustafa Ġmamović, Poloţaj Jevraja u Srbiji i Kraljevini Jugoslaviji, Sefarad '92, Sarajevo, 1995, s. 65–80. *

UstaĢa: Kendi devletini kurmak isteyen Hırvatlara UstaĢa deniliyordu ve bu amaçları uğrunda etnik temizlik yapıyorlardı. BoĢnaklar, Yahudiler, Romlar ve Hırvat olmayan herkes onların hedefindeydi. En son SavaĢta(1992–1995) da BoĢnaklara çok büyük zararlar vermiĢlerdir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bosna-Hersek bağımsızlığını kazanmakla birlikte, kurulmasını düşündükleri ve destekledikleri konfederasyon halindeki Yugoslavya‟nın içinde kalmak istediklerini

İlâveten, yasa koyucu Bosna Hersek Anayasa Mahkemesi hâkimlerini seçme konusunda en çok yetkiye sahip olan makamdır ve yasa koyucunun Bosna Hersek Anayasa Mahkemesinin işinin

Türkçenin seçmeli ders olarak öğretildiği diğer okullarda Türkçe dersleri Bosna Hersek vatandaşı ve Türk Dili ve Edebiyatı mezunu olan öğretmenler tarafından

1 – Tur programında ki oteller tahmini otel listesidir. Bölge müsaitliğine göre aynı standartlarda başka otellerde kalınabilir. Kesin otel bilgisini turdan 48 saat

39 Deniz Özyakışır, İç Göç Hareketleri Ve Geriye (Tersine) Göçün Belirleyicileri: Tra 2 Bölgesinden (Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan) İstanbul’a Gerçekleşen Göç

Bosna Hersek ile imzalanmış olan Serbest Ticaret Anlaşması bu ülke ile olan karşılıklı ticaretimizi arttırmamız açısından çok önemli bir vasıtadır.. Türk

 Bosna Hersek Dış Ticaret Odası (Foreign Trade Chamber of Bosnia and Herzegovina - FTCBH): Bosna Hersek Dış Ticaret Odası 1909 yılında kurulmuş olup,

Diğer taraftan, Bosna Hersek Dış Ticaret ve Ekonomik İlişkiler Bakanlığı kaynaklarına göre, Bosna Hersek’te teknik düzenlemeler kapsamında mevzuatta