Son ay tırtılmasına dair
— Kendi kendim izi tenkit — G eçen h a fta bir gece m e h ta p şafa
ğına çık an lar ile b ir gece evvel, k a n d il d o lay u ile, arab i ayın 15 inci günü o lduğunun fark ın d a o la n la r —— k i b u n ların sayısı ö tek ilerd en çok az d ır — b ird e n b ire ayın küçülm eğe, aydınlığın azalm ağ a b aşlad ığ ın a d ik k a t etm iş olacaklardır. O gün g azetelerd e gece a y tutu lacağ ın a d a ir b ir h a b e r o k u m ty an lan n biraz şaşırdıklarını, y atlarla, motörleTİe keyif gezintilerine — eski tâbirle âlem -i â b 'a — çıkanların gece y arı sın d an so n ra y a k a d a r k a ra n lık ta sı kılırken, gazetelerin b u kayıtsızlığını acı acı te n k it ettiklerini tah m in ed e biliriz. Bu m ün aseb etle güneş ve ay tutulm asına d a ir kısa b ir konuşm a y a p tık ta n so n ra k en d i kendim izi ten k id e b ir k e re d a h a vesile bulaca-giz.
A ra p dilinde ayın tutulm asına hu- sûf, güneşin tutulm asına küsûf d e r le r ki 'bunlar o dild en vaktile bizim yazı dilim ize geçmişti. V akia b u ke' lim eler, m em leketin en ücra köşele- ; rin d e en cahil insanların diline bile girm iş olan, m ek tep ve m ahkem e kelim elerinin talihine m a z h a r olm uş değillerdi. A rapçanın, — belki diğer sam i dillerin d e — b u iki hâdise için a y n ayrı kelim eleri olm ası dolayısi- le g arp dillerine üstünlüğü (eğ er b u b ir üstünlük ise) v ard ır. Ç ünkü g arp dillerinde ancak Y u n an cad a eksik olm ak m ânasına gelen bir m a sd a rd a n alınarak h er iki hâdiseye b ü d e n eclipse d iy o rlar? İkisini b ir birin d en ayırm ak için güneş eclipse’i, ay eclipse’i d em ek m ecburiyeti v ar- i dır. •
i G üneş ve ay tutulm ası ilk d e fa ne zam an evvelden h a b e r verildi, bu nu katiyetle bilem iyoruz. A n cak K eld an îler’in, efsanelerinde 720 0 0 , 4 7 0 0 0 0 , 7 2 0 0 0 0 sen ed en b eri b u gök vakalarını «m üşahede» ettikle rini söylem ekle öğündüklerini biliyo ruz. Bu m asald an başka, b içare in sanları önüne k atıp d iyar d iy ar d o laşm ak m erakına düşen cihangirler d e n Büyük İskender B abil’i fethet tiği zam an y an ın d a b u lunan Callist- enes ( 1 ) am cası büy ü k filozof A risto ’ya bu hâdiselere d air 1303 senelik b ir «m üşahedeler m ecm uası» g ö n d erm iş olduğunu o ldukça itim a d a lâyık bir k ay n ak tan öğreniyoruz. Bir de K eld an î v e A su rîler a y tu tulm asının ay o rtaların d a, güneş tu tulm asının ilk ay günlerinde vukua geldiğine d ik k a t etm işlerdi. B un d an b aşk a M ilâddan evvel yedinci a sra süt, bir Iâvha (ta b le tte ) da « A d d aru (y an i m a rt) ayının on d ö rd ü n d e ay tutulacak, Elam ve Suriye m em leketlerinin vay haline! F a k a t K irala sa a d e t getirecek; K ıral keyfine b a k sın ...» deniliyordu. H a l bu k i birinci S argon K iralına yani m ilâd d an 2 8 0 0 sene evveline ait olarak N iniva şehri civarında bu lu n a n astro lo ji tab letlerin d e güneş tu tulm ası ile b e ra b e r giden v a k a la r zikrolunm aktadır.
N ihayet Ege denizi k e n arın d a M iletus şehrinde (M en d eres n ehri nin aktığı eski L atm ia körfezinin ke n arın d a, şim di içerid e) yetişen ilk Y unan filozolfu d a h a d o ğ ru su fiziyo- loğu T hales, g ûya A su rî m em lek etin de sey ah at ed erk en ö ğ ren d iğ i b ir usul ile M ilâd d an ev v el 585 senesi m ayısının 28 in d e v u k u a g elen güneş tutulm asını ev v eld en h a b e r verm iş tir. O gün güneş tu tu lu rk en cen k ed en M edyalı’lar ile L idyalı’lar m u h are beyi, h a ttâ h arb i kesm işlerdi. Bun d a n sonra astro n o m i ilerledikçe, b u güneş v e ay tu tu lm a hâdisesinin za m anını, devam ı m ü d d etin i, tu tu lacak kısm ın sahasını tâyin etm ek kolaylaşm ış ve hele m o d e rn astro nom i ilm inde a rtık yüzlerce sene evvel b u hâdiselerin zam anını b il dirm ek b ir keram et, b ir m ucize ol m ak tan çıkm ıştır.
(1) Bu zat İskender’in maiyetine Aristo tarafından verilmşiti. Kendisi İskender’in bazı uygunsuz Şark âdet lerini edindiğini görünce itiraz etmiş ve diktatör, bu doğru söze tabiî kıza rak, zavallıyı ölünceye kadar yedi
ay zincir altında inietmiştT.
Şim di gelelim bizim 15 ağustos akşam ı v ukua gelen son a y tu tu lm a m eselesine: E ğer o gün hiç b ir ga zete o akşam aym tutulacağını yaz m am ış ise m eh tap sa fasın a çık an la, rın keyfini k açırm ak gibi p ek ehem m iyetsiz k ab ah atlerin i şöyle b ir ta- rafa b ırak sak bile binlerce sene ev- j vel önced en h a b e r verilen b ir v ak a- ;nm m ed en î b ir m em leketin g azete le r in d e yazılm am ası o hayranı oldu- ' ğum uz um um î kü ltü r nam ına b iraz ■ayıp olm am ış diyem eyiz. K ültür n a lınına m ekteplerim iz, üniversiteleri- ¡miz, hele stadyom larım ız, ip o d rim - lanm ız, kulüplerim iz, kü ltü r p a rk la rımız, d a h a neler, nelerim iz v ark en belki g azete icad o lu n d u ğ u n d an b eri h attâ, baş h av ad isler sırasında bir gün evvel yazılm am ış olm ası m u h te m el olm ıyan b ir gök hâdisesinin ga zetelerim izde ye. bulm am ası fena bir talihsizlik olm uştur. Bazı büyük ga zetelerin hususî rasathaneleri, a stro nom ları bile v ard ır. M eselâ Parisin ¡bir zam an lar p ek m eşhur olan M atin gazetesinin P ap as G abriel diye h u susî b ir astro n o m u gazeteye h a v a nın nasıl olacağını b ir gün evvel y a zardı. H ele b ö y le ay v e güneş tu tulm ası olursa bir de güzel bir fıkra okurdunuz. 15 ağustos günü bizim gazetelerd e bu hâdiseye d air birşey yazılm am asm a sebep olarak ra sa t hanenin bir tebliğ gönderm ediği gösterildiğini işittim. D oğrusunu söyliyeyim : B ence gazetelerin, yazı o d aların d a İlmî bir takvim b u lun m am ası ve bulunsa bile on a h e r gün bak m ak h a tn a bile gelm em esi, ra sathanenin ihm ali k a d a r b ir ihm al dir. K ırk sene evvel çalıştığım iki büy ü k gazete yazı o d a la rın d a m ü racaat k itabı o larak bir küçük L aro- usse ile b ir d e C o n tem p o rain s lü gati v ard ı. S eneler geçtikten sonra gazete id areh an elerin d e gözlerim bir k ü tü p h an e a ra d ı; yazık ki böyle bir şey y o k tu (ta b iî bunu ziyaret ed e bildiğim gazeteler için sö y lü y o ru m ). İşte kültüre karşı kayıtsızlığı göste ren b ariz âlâm et b u d u r. A yın tu tulm asını evvelden y azam am ak, C ouvre _ feu tâbirini ateşleri sön dürm ek, D roit des gens tâbirinin in saniyet hukuku diye tercüm e eden ajan s telgraflarını tashih edem em ek h*ep b u kayıtsızlığın neticesidir.
A. ADNAN - ADIVAR
T ah a Toros Arşivi