• Sonuç bulunamadı

İsmail Habip Sevük

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İsmail Habip Sevük"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

JA CQUES C O PEA U 'N U N DOĞUMU Ç a ğ ım ızın e n m ü

-4 Şubat 1879 lılm F ra n s ız t i ­ y a tro a d a m la rm d a n d ır. 1908 d e bazı e d e b i a k ım la ra ö n d e rlik e tm iş, 1913 te V ieu x - C o lo m b ier tiy a tro s u n u k u rm u ş, 1918 d a b ir p ro p a g a n d a tu r ­ n e si iç in A m e rik a y a g ö n d e rilm iş im 1920 d e y e n id e n k e n d i tiy a tro s u n u k u rm u ş, b u fa a liy e ti 1924 y ılı h a z i­ r a n ın a k a d a r s ü r m ü ş tü r . B u n d a n so n ­ r a k e n d i k u rd u ğ u tiy a tro to p lu lu k ta - riy le ç e şitli b ir fa a liy e t g ö ste rm iş, 1940 d a K o m ed i F ra n se z m ü d ü r lü ğ ü ­ n e g e tirilm iş tir. B ir a r a lık m e m le k e ­ tim ize d e g elm iş o la n J . C opeau İU-ıO d a ö lm ü ştü r.

ABD U LH A K H Â M ID 'İN DOĞUMU B ü y ü k T ü rk

şa-5 Şubat 18şa-52 ırle rin d e n d ir. Is-ta n b u ld a d oğm uş, Is-ta h s ü in ı b ir F r a n ­ sız k o lie jm d e y a p m ış, d a h a s o n ra P a r is te ta m a m la m ış tır. B ir m ü d d e t b a b a s iy le T a h ra n d a b u lu n m u ş, F a rs - ç a y ı o ra d a ö ğ re n m iştir. 1876 d a H a ­ ric iy e m e sle ğ in e g irm iş v e b irç o k m e m u riy e tle rd e b u lu n m u ş, 1908 d e n so n ra B rü k se l s e fir i o lm u ştu r. 1928 d e B ü y ü k M ille t M eclisine â z a se ç ü - m iş. 13 n isa n 1937 d e ö lm ü ştü r. B a ş­ lıc a e s e rle ri: E şb e r, T a rık , S a rd a n a - p a l, F in te n , M a k b e r. O lü, B u n la r O- d u r. B â lâ d a n b ir se s. Y ab an c ı D o st­ la r, M e k tu p la rd ır. K RA L A L T IN C I GEOHGE'UN OLUMU 'B eşin ci G eorge 6 Şubat 1952 a d ı a ltın d a K ra l o la n Y o rk D ü k ü n ü n o ğ lu d u r. D en iz­ c ilik o k u lu n d a o k u d u . Y edinci E d u - a r d 'ın ta h tta n f e ra g a ti ü z e rin e 1937 y ılı 12 m a y ısın d a d a . A ltın c ı G eorge ü n v a n iy le K r a l o ld u . N ih a y e t,. y a k a ­ la n d ığ ı a k c iğ e r k a n s e rin d e n k u r tu - la m ıy a ra k >952 d e öldü. H Ü LÂ G Ü H A N IN ÖLÜMÜ C engiz H a tu n 8 Şubat 1265 to ru m a t ı r erin ve ta n ın m ış T ü rk v e M oğol h ü k ü m d a r- la rm d a n d ır. 1217 d e d o ğ d u . 1253 te İ ra m fe th e e d e re k İ lh a n ü n v a n ın ı a l­ d ı v e İ ra n d a k i İ lh a n d ıla r d e v le tin i k u rd u . S o n ra d a n B a ğ d a d ı r a p te d e re k A b b asî H a life le rin d e n M u ta sım 'ı b ir ç u v a la k o y d u r a ra k s ü v a rile rin e çiğ ­ n e tti. A y rıc a B a ğ d a d ı, iç in d e k i m e ş­ h u r k ü tü p h a n e ü e y a k m ış v e y ağ m a e ttirm iş tir.

ROM ANCI D O STO Y EV SK I'N İN ÖLÜMÜ D ü n y a c a ta n ın -9 Şubat 1881 m ış b ü y ü k R us ro m a n c ıla rın d a n b ir id ir . 1821 d e d o ğ ­ d u. 1843 te a s k e rî m ü h e n d is o k u lu ­ n u b itir e r e k o rd u y a g ird i. 1846 d a çı­ k a n ü k ro m a n ı « Z avallılar» b ü y ü k b ir r a ğ b e t k a z a n d ı. D ilim ize d e çev ­ rilm iş o la n b ağlıca e s re rle ri; Ö lü len E v in d e n H â tıra la r, S uç v e Ceza, B u ­ d a la K a ra m a z o v K a rd e ş le r'd ir. ŞA İR P U Ş K İN 'İN ÖLÜMÜ 10 Şubat 1837 M o d e rn d e b iy a tın ın o lauR us e-ğ u k a d a r m o d e rn R u s d ilin in d e k u ­ r u c u s u s a y ıla n P u ş k in , 1799 d a doğ­ d u . E v in d e , a silz a d e le r o k u lu n d a ta h ­ sil g ö rd ü . G en ç y a ş ta y a z ı h a y a tın a a tıld ı. Ş iirle riy le p e k ç a b u k d ik k a ti çektL T em iz v e sa d e b i r n e s ir ö rn e ğ i v e rm e k iç in r o m a n v e h ik â y e de y azd ı. B ö y lece B a h ç e s a ra y Ç eşm esi, K a fk a s E siri, Y e v g e n iy a O negin m a n ­ zu m e s e rle rin d e n b a ş k a , d ilim ize de ç e v rilm iş o la n Y ü z b a şın ın K ızı, D u b - ro v sk i, M aça K ızı ro m a n la riy le B i- y e lk in ’i n H ik â y e le ri a d lı h ik â y e se ç ­ m e le rin i k a le m e a ld ı.

M erhum İsm a il H abip S e v ü k ’ü,arkadaşım ız K andem irie so h k et ederken gösteren eski b ir hâtıra

İsmail Habip Seviik

Şu son günler içinde kaybettiğimiz kimselerin sevgi ve hâtıralariyle içimiz sonuna kadar dolu kalacak amma, onların yeri maalesef bomboş... İşte Şükrü Kanatlı». Korkunç bir zelzele bir dağı yıktı... İşte Perihan Yanal.» Gökler gürledi!» Yıl­ dırım bir çiçeğin dalım kırdı.» Nihayet İsmail Habip»» Vatanım kendinden çok seven bu va­ tanperver şimdi vatan toprağı ile sarmaş dolaş

ebedî istir ahatgâbmda yatıyor. Yazan: KANDEMİR

O

TUZ üç sene evvel, Italyan işgali altındaki Konyada (Ö- ğüt) gazetesiyle Millî Müca­ dele dâvasını güderken, bir gün (tzmire doğru) gazetesi baş­ lığını taşıyan bir. mektup aldım. (İsmail Habip) imzalı bu kısacık mektupta şu satırlâr vardı: (Da­ yan arkadaş!.. Biz de Balıkesirde, işte böyle, Izmire doğru gözleri­ mizi dikmiş herşeye rağmen da­ yanmak kararında olanlarla be­ raberiz. Sonuna kadar dayanıp, inşallah muradımıza ereceğiz. Gözlerinden öpüyoruz.)

Altı ay kadar sonra Trabzonda, istihbarat müdürü olarak bulu­ nurken, bütün kafadar arkadaşla­ rın akşam üstleri buluşmağı iti­ yat edindiğimiz Muzafferin ecza- hanesinde, muallim diye tanınan İsmail Habip’le tanıştık ve kırk yıllık dostlar gibi sanlışıp öpüş­ tük.

Hiç unutmam, yine ilk sözü: (— Dayan arkadaş!.. Hele şimdi, bundan sonra, bütün bütün daya­ nacağız... Izmire varıncıya ka­ dar..) demek olmuştu.

O günden sonra, her karşılaşış- ta bu (dayan) ı, bir nevi parola gibi, tekrar eder dururduk.

Derken yollarımız ayrıldı: O Kastamonuya, Ankara’ya gitti, ben Kafkasya’yı, Türkistan’ı boy­ ladım. Aylar, yıllar geçti.

Dayanışın semeresi alındı. Gü­ zel günler başladı. Habiple birçok yerlerde buluştuk. Artık dayan­ mayı icap ettirecek hiçbir şey kal­ mamış elduğu için (dayan) ı u- nutmuş, memnun, mesut ve bah­ tiyardık. Yer içer eğlenirdik.

Bir gün Mahmut Yesari ile, Ha- blb’e dâvetli idik. Gittik, henüz sofraya oturmuştuk ki, çat kapı Sadri Ethem geldi. Nefes nefese: (—■ Menemende isyan var. Yobaz­ lar ayaklanmış.. Kan gövdeyi gö­ türüyor.) dedi.

Beynimizden vurulmuşa dön­ dük. Bir anda mosmor kesilen Habip’in, yumruğunu masaya in­ direrek:

— Melûnlar!.. Mutlaka

tepele-neeekler!.. Dayan Mustafa Ke­ mal!.. Bu milletin kaderi bu... Yine dayanacak, yine yenecek!..) deyişi hâlâ gözlerimin önünde­ dir.

Aradan yine yıllar geçti. Hatay dâvası alevlendi. (Cumhuriyet) gazetesi adına oraya gitmem lâ­ zım geldi. Matbaada Yunus Na- diye veda ederken, odaya Habip girdi. Yolcu olduğumu anlayınca, elindeki baskısı henüz bitmiş (O zamanlar) eserinin İlk nüshasını (Antakya yollarında vakit geçir­ sin diye gözlerinden öperek Kan- demire) diye dedikaslayarak ba­ na verirken, durdu. Kitabın bir sayfasını açtı. Kalemiyle işaret­ lediği - şu anda da önümde du­ ran - satırları, heyecanla sesini yükselterek, okudu: (Akdenizin, bu, dünyadaki bütün denizlerden güzel denizin, lâtif ve kıvrak bir sahilinde pek şirin bir belde var­ dı. Bu belde Akdenizin mavi dal- galariyle Anadolunun o zümrüdin kıylarınm öpüştüğü bir yerdeydi. Onun geniş körfezi şehlâ bir göz gibi şeffaf, onun beyaz kordonu nadide bir gerdanlık gibi billûrin, onun ihtiyar kalesi zerrin bir taç gibi haşmetli idi. O, bu haliyle mavî gözlü, beyaz gerdanlı, zer­ rin taçlı bir melikeyi andırıyor). Bir lâhza sustu. Sonra, kitabı vererek:

— Bunu ben, senelerce evvel, hasretini çektiğimiz İzmir için yazmıştım. Şimdi, İskenderun 1- çin de ayni şeyi yazardım. Sen, o niyetle oku... Ve bu mavi gözlü.

beyaz gerdanlı, zerrin taçlı meli­ keyi de, tıpkı İzmir gibi bağrımı­ za basacağımızdan emi» ol.») de­ yince, birden aklıma geldi:

— Yâni yine dayan... Değil mİ?

Görmeliydiniz, nasıl coştu: — Dayan!.. Evet dayan!... Bu milletin kaderi de, büyüklüğü de bu... Yine dayanacak... Ve göre­ ceksin ki yine muradına erecek..)

Evvelki sene, yazın, Yeşilköy kıyısındaki otelin terasında bu­ luşmuştuk. Dereden tepeden ko­ nuşurken, söz derslerine, talebe­ lerine geldi. Bakışlarım pırıl pı­ rıl parlayan masmavi Ma.imam­ dan ayırmaksızm, kendi kendine söyler gibi, dalgın dalgın:

— Son zamanlarda bilmem ba­ na ne oldu., çocukların karşısın­ da âdeta suçlu gibi ders veriyo­ rum. Bunları istediğimiz gibi ye­ tiştiremezsek akıbetimiz ne o- lur?.. Yarın hesabına üstümüzde büyiik bir mesuliyet var. Her Türk gencinin kalbini, ruhunu bir Atatürk asiliyle, kuvveti, iradesi ve azmiyle bezeyemezsek vay ha­ limize... Yazık bize...) diyordu.

Evet, dünyanın en vefakâr, en samimi ve temiz insanı İsmail Habip herşeyden evvel, yurt ve millet sevgisiyle meşbu büyük bir vatanperverdi.

öğretmen iken de, Maarif Mü­ dürü, Maarif emini, mebusken de, son nefesine kadar yazar ve o- kurken de her zaman, her haliy­ le, dalma böyle kalmıştır. Nür İçinde yat3ia.

- 11

Taha Toros Arşivi

m

m

Referanslar

Benzer Belgeler

Bugüne kadar insanlardan başka canlılar üzerinde yapılan tüm çalışmaların sonuçlarına göre hangi cinsiyetteki bireylerin ortalama ömrünün daha uzun olduğu

Objective: To determine the presence of secondary middle turbinate in paranasal sinus tomography which is a rare anatomical variation and, observed as a bony structure covered with

Daha sonra gördüm ki, büyük gazetelerin başında olan, politik yazı­ lar yazan bir çok kimseler, tıpkı sizin ve be­ nim gibi spordan başlamışlar

When the goodness of fit statistics and the results of the structural equation analysis are taken into consideration, the model, which is used for investigating the

[r]

Ülkemizde yaşanan ekonomik krizler, faiz oranlarının yüksek olması, sermaye piyasasına giriş engellerinin olması, eksik rekabet koşulları gibi bir takım

İçeride “G arip”in altında Şiir Hakkında Düşünceler ve Melih Cevdet Anday, Oktay Rifat, Orhan Ve- li’den Seçilmiş Şiirler yazıyor.. İstanbul, Resimli Ay

Bu amaçla, Denizli Orman İşletme Müdürlüğünde görevli 8 orman mühendisinin (orman işletme şefinin) 2010 yılı performanslarının karşılaştırılmasında Ranking