Türklüğü laîkîr davası
Filozof Rıza Tevfiğin tundan 22 sene evvel memleket dışında iken yazdığı bir şiiri mecmuasında neşredip altına da bir tahlil! yazısı ekliyen «Büyük Doğu» mecmuası Yazı İşleri müdürü Necib Fazıl Kısakürek aleyhine açılan Türklüğün manevî şahsiyetini tahkir ¡Ve padişahlık yolunda neşriyat davası
na dün sabah Birinci Ağuceza mah kemesinde başlanılmıştır.
Büyük, bir kalabalık tarafından dol durulan A d liye koridorlarında alman bütün inzibatî tedbirlere rağmen halk,
büyük bir İzdiham İçinde mahkeme
salonuna girmiştir.
Mahkeme heyeti, başkan NeS Demir lioğlu, âza A tıf Varlık, âza Ömer K e merliden müteşekkildi. Savcılık maka mını da Basın Bürosu Savcısı Hicabi Dine işgal ediyordu.
Celse açıldıktan sonra Necib Fazıl Kısaküreğin hüviyeti tesbît edilmiş ve
bilâhare birinci sorgu yargıçlığının
11.7.947 günlü kararnameslle Ikitıci
Ağırceza mahkemesinin aynı tarihli
Neslihan hakkmdaki tevkif kararı o- kunmuştur.
Kararnamelerin okunmasından sonra davanın açık veya gizli yapılması hak
kında mütaleası sorulan Savcı Hicabi Dine, şunları söylemiştir;
«— Prensip Hibarile duruşmanın ale ni olmasına taraftarım. Bilhassa böyle matbuat vasıtasiie işlenilen bir suçta dava açmak için malik bulunduğumuz kanuni ve hukukî delilleri açık olarak
halk efkârına bildirmek arzumdur.
Ancak suça konu olan şiirle altındaki tahlil yazısının yayınlanmasından son ra; yani ertesi gün derhal kanunî taki
bata başlamış olmamıza rağmen bu
yaym sebebile halk efkârında memle ket ölçüsünde husule gelen tepki ve bu tepkinin neticesi olarak yer yer ya
pılan mitingler karşısında soruşturma nın selâmeti ve sanığın emniyette
bu-Iİ MÜSTAHZARLARI
öksürük Şurubu
3
° '7*
Cotıckok Ajuı
f“*
Slaftlokok
i r ı •. ş v r\ i r t*
Ilınmasını sağlamak için hazırlık so ruşturmasında sanığın tevkifine mec
bur kalmıştık. Bu itibarla vs Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanununun 373
üncü maddesi hükümleri, karşısında
gerek muhakemenin selâmetle cereya- ; mnı temin ve gerekse sanığiu «n ıtjy e -
tini sağlamak bakımındın yukarıda '
bildirdiğim olayın gczönünde tutularak
yargıianmanın gizli veya açık yapıl
masına lüzum olup olmadığı cihetinin takdirini, yüksek mahkemeye bırakıyo rum.»
İddia makamının bu sözlerinden son ra Necib Fazıl ayağa kalkarak:
«— Savcılık makamının terdltli id diasına itirazım vardır > demiş ve ada let huzuruna getirilmiş olmasının bir iftira olduğunu, iddia makamının, mu halefet yaptığı için, metinleri tahrif ederek kendisini mahkemeye sürük lediğini, Türklüğe hakaret etmediğini, şimdi de yapılan iftiraların gizli ka'u
masını temin için mahkemenin gizli
olmasını istediğini, Anayasanın, mah kemelerin açık olmasını âmir bulundu ğunu, hâkimlerin, Anayasa hükümle rine aykırı olarak gizli celse kararı
veremiyeceklerinl, dava meVrutınun
umumî âdab ve emniyeti muhafaza g i bi kayıdlarla alâkalı olmadığını, Türk efkârı umumiyesine alenî hesab vere bilmek içir davanın açık celsede yapıl masını söylemiştir.
Necib Fazıldan sonra, vekili Ahdur- rahınan Şeref dç, söz alarak davanın
«■ ■ V var.ılma. : talebinde bulunmuştur. !
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi