• Sonuç bulunamadı

Farklı dozlarda kullanılan bazı herbisitlerin mısırda yabancı otlanmaya etkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Farklı dozlarda kullanılan bazı herbisitlerin mısırda yabancı otlanmaya etkisi"

Copied!
70
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİTKİ KORUMA ANABİLİM DALI

FARKLI DOZLARDA KULLANILAN BAZI

HERBİSİTLERİN MISIRDA YABANCI OTLANMAYA

ETKİSİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan Badel UYSAL

Danışman

Prof. Dr. İzzet KADIOĞLU

TOKAT 2012

(2)
(3)

kurallarına uyulduğunu, başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel normlara uygun olarak atıfta bulunulduğunu, tezin içerdiği yenilik ve sonuçların başka bir yerden alınmadığını, kullanılan verilerde herhangi bir tahrifat yapılmadığını, tezin herhangi bir kısmının bu üniversite ve ya başka bir üniversitedeki başka bir tez çalışması olarak sunulmadığını beyan ederim.

(4)

FARKLI DOZLARDA KULLANILAN BAZI HERBİSİTLERİN MISIRDA YABANCI OTLANMAYA

ETKİSİ

Badel UYSAL

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİTKİ KORUMA ANABİLİM DALI Danışman: Prof. Dr. İzzet KADIOĞLU

Bu çalışmada 2010 ve 2011 yıllarındasırasıyla Tokat ve Iğdır’da, mısırda kullanılan üç önemli herbisitin tavsiye edilen dozlarıyla beraber yarı ve iki kat dozlarının farklı yabancı otlara etkilerini belirlemek, yüksek doz herbisit uygulamalarının mısırda fitotoksitelerinin olup olmadığınıve herbisit uygulamalarının mısır verim unsurlarına etkisini belirlemek amaçlanmıştır. Bu amaçlar doğrultusunda, tarla denemeleri, petri ve saksı çalışmaları yürütülmüştür. Tarla denemeleri sonucunda, Rimsulfuron, Nicosulfuron ve Foramsulfuron + Iodosulfuron-methyl-sodium + Isoxadifenethyl herbisitlerinin normal ve iki kat dozları etki alanında bulunan yabancı otlara yeterli etkili olmuştur ve mısır verim unsurlarını yabancı otlu kontrol parselleri ve yarı doza kıyasla arttırmış, deneme süresince otsuz bırakılan çapa parsellerine yakın verim artışı görülmüştür. İlaçların yarı dozu ve normal dozları mısır bitkisinde herhangi bir fitotoksik etkiye neden olmamıştır. Ancak iki kat dozda Foramsulfuron yaprakların sararması, kenarlarının kızarması şeklinde %5’lik fitotoksite oluşturmuş daha sonra bu belirtiler kaybolmuştur. Petri ve saksı denemesi sonuçlarına göre; Rimsulfuron, Nicosulfuron ve Foramsulfuron tere ve çim bitkisinin çimlenme yüzdesi, kök, gövde ve sürgün gelişimi üzerine fitotoksik etki göstermiştir. Çıkış sonrası uygulanan Rimsulfuron, Nicosulfuron ve Foramsulfuronun uygulamasından sonra kültür bitkilerine etkinin olup olmayacağını belirlemek amacıyla yapılan çalışma sonunda test bitkileri olan çim ve tere üzerine olumsuz etkinin olduğu tespit edilmiştir.

2012, 59 sayfa

Anahtar Kelimeler: Mısır (Zeamays L.), yabancı ot, herbisit

(5)

EFFECTS OF DIFFERENT LEVEL OF HERBICIDES APPLICATIONS ON WEEDS OF MAIZE

DEPARTMENT OF PLAN PROTECTION

INSTITUTE OF NATUREL AND APPLIED SCIENCES UNIVERSTY OF GAZİOSMANPAŞA

Supervisor: Prof. Dr. İzzet KADIOĞLU

This study conducted between 2010 and 2011 in Tokat and Iğdır.The main objectives of this study are to detected half dose, normal dose and double dose of three important herbicide on maize and whether different doses of the herbicide saffect to next crops or not. Whether double doses of herbicides cause phytotoxic effect on the maize other plants to understand the three applications effects on maize yield. With this objectives is mind, the field, petri and pot experiments were established. As results of field experiments, normal and double doses of Nicosulfuron, Foramsulfuron + Iodosulfuron-methyl-sodium + Isoxadifenethyl and Rimsulfuron have controlled weed on maize and the highest yield was obtained from the weed control plots and applying half doses plots. Halves doses, normal doses and double doses of herbicides have not caused phytotoxic affect. However double dose of Foramsulfuron caused, yellow leaf edge of leaf that goes red. As a results of 5% phytotoxic effect on root, stem and shoot growth for cresses (Lepidium sativum L.) and grasses (Lolium perenne L.). In further studies, pre-emergence Rimsulfuron, Nicosulfuron and Foramsulfuron applications have been tested to determine impact of these herbicides on cresses and grasses, negative impact has been identified on the both plants.

2012, 59 pages

KeyWords: Maize (Zeamays L.), weed, herbicide

(6)

danışmanım Sayın Prof. Dr. İzzet KADIOĞLU’NA, tez çalışmam süresince fikirlerine danıştığım Sayın Prof. Dr. Hüseyin ZENGİN, Sayın Doç. Dr. Ahmet ULUDAĞ, Sayın Yrd. Doç. Dr. M. Figen DÖNMEZ, Sayın Yrd. Doç. Dr. A. Metin KUMLAY’a, arazi çalışmalarımda yardımda bulunan başta Sayın Arş. Gör. Mustafa AKBABA olmak üzere, Sayın Arş. Gör. Emine UYGUR, Sayın Arş. Gör. Berna DOĞRU, Sayın Arş. Gör. Seda AKBAY, Sayın Arş. Gör. Fatih Gökmen, Sayın Ziraat Mühendisi Ümit ELDEMİR, Sayın Ziraat Yüksek Mühendisi Özgür AZAPOĞLU, Sayın Ziraat Mühendisi Meltem İNCE’ye teşekkürü bir borç bilirim.

Ayrıca çalışmalarımda maddi ve manevi desteğini esirgemeyen başta babam Sayın Nazım UYSAL olmak üzere aileme sonsuz teşekkür ederim.

Badel UYSAL Mays/2012

(7)

Sayfa ÖZET……… i ABSTRACT………. ii TEŞEKKÜR………. iii İÇİNDEKİLER ……… iv ŞEKİLLER DİZİNİ………. v ÇİZELGELER DİZİNİ………. vi 1. GİRİŞ………... 1 2. LİTERATÜR ÖZETLERİ………. 4 3. MATERYAL VE METOD………. 14 3.1. Materyal………. 14

3.1.1. Deneme Alanının Yeri ve Planı……….. 14

3.1.2. Denemelerin Yürütüldüğü Yörelere Ait İklim Özellikleri……….. 16

3.1.3. Denemede Kullanılan Bitkiler ve Herbisitler………. 17

3.2. Metod………... 22

3.2.1. Deneme Alanının Hazırlanması……… 22

3.2.2. Deneme Alanına Mısır Ekiminin Yapılması………. 23

3.2.3. Ekimden sonra Yapılan Uygulamalar………... 24

3.2.3.1.Deneme Alanında Yabancı Otların Tür ve Yoğunluklarının Belirlenmesi………... 24

3.2.3.2.Herbisit Uygulamaları ve Herbisit Uygulamalarının Yabancı Otlara Etkisinin Belirlenmesi………... 24

3.2.3.3.Uygulama Parsellerinden Toprak Örneklerinin Alınması……… 25

3.2.4. Herbisitlerin Kontrollü Şartlarda Tohum Çimlenmesine Etkileri…………. 27

3.2.5. Uygulamaların Mısırın Verim ve Verim Unsurlarına Etkisinin Belirlenmesi……….. 27

4. BULGULAR VE TARTIŞMA……… 30

4.1.Tarla Denemeleri Sonuçları……… 30

4.1.1. Deneme Tarlasında Teşhis Edilen Yabancı Otların Tür ve Yoğunlukları…... 30

4.1.2. Herbisit Uygulamalarının Yabancı Otlara Etkisi……… 31

4.1.3. Uygulamalardan Alınan Toprak Örneklerinin Kontrollü Şartlarda Mısıra Olan Etkilerinin Belirlenmesi………... 35

4.1.3.1. Doğu Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü Deneme Alanı………... 35

4.1.4. Herbisitlerin Bazı Bitki Tohumlarının Çimlenmesi Üzerine Etkisi………… 42

4.1.5. Hasat Sonrası Mısırın Verim ve Verim Unsurlarının Belirlenmesi………… 49

5. SONUÇLAR ve ÖNERİLER……….. 49

KAYNAKLAR……… 54

ÖZGEÇMİŞ………. 59

(8)

ŞEKİLLER DİZİNİ

v

Sayfa

Şekil 3.1. Tokat Toprak ve Su Kaynakları Araştırma Enstitüsü Deneme

Alanından Genel Bir Görüntü ………... 15 Şekil 3.2. Iğdır ili Doğu Anadolu Araştırma Enstitüsü Deneme Alanından

Genel Bir Görüntü……….. 15

Şekil 3.3. Parselizasyon Yapılırken Alınan Bir Görüntü………... 23

Şekil 3.4. Ekim Yapılırken Alınan Bir Görüntü ……… 26

Şekil 3.5. Uygulama sonrası Toprak Örneği Alımından Genel Bir Görüntü 26

Şekil 3.6. Petri Denemesinden Bir Görüntü………... 26

Şekil 3.7. Saksı Denemesinden Genel Bir Görüntü………... 26

Şekil 3.8. Çapa Parsellerinden Alınan Mısır Örneklerinden Bir Görüntü………. 28 Şekil 3.9. Kontrol parsellerinden alınan Mısır Örneklerinden Bir Görüntü……... 29

(9)

Çizelge 3.1. Deneme Alanına Ait Özellikler (Tokat)………. 14

Çizelge 3.2. Deneme Alanına Ait Özellikler (Iğdır)……….. 14

Çizelge 3.3. Tokat İline Ait Meteorolojik Bilgiler………. 16

Çizelge 3.4. Iğdır İline Ait Meteorolojik Bilgiler………... 16

Çizelge 3.5. Denemede kullanılan Kültür Bitkileri ve Yabancı Otlar………… 17

Çizelge 3.6. Denemede Kullanılan Mısır Çeşidinin Özellikleri………. 17

Çizelge 3.7. Denemede Kullanılan Herbisitler ve Dozları………. 18

Çizelge 3.8. Deneme Yeri Planı………. 22

Çizelge 3.9. Denemede Test Bitkisi Olarak Kullanılan Yabancı Otlar ve Kültür Bitkileri………... 27

Çizelge 4.1. Toprak ve Su Kaynakları Tarımsal Araştırma Enstitüsü Deneme Alanı’nda Belirlenen Yabancı Otlar Tür ve Yoğunlukları (Tokat)……… 30

Çizelge 4.2. Doğu Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü Deneme Alanı’nda Belirlenen Yabancı Otlar ve Yoğunlukları (Iğdır)………. 31

Çizelge 4.3. Rim, Nico ve Foram Yarı doz, Normal Doz Ve İki Kat Doz Uygulamalarının Yabancı Otlar Üzerindeki Etkileri (Tokat)……… 32

Çizelge 4.4. Rim, Nico ve Foram Yarı doz, Normal Doz Ve İki Kat Doz Uygulamalarının Yabancı Otlar Üzerindeki Etkileri (Iğdır)…….. 33

Çizelge 4.5. Rim Uygulamasının Tere Bitkisinde Tohum Çimlenmesi, Kök, Gövde ve Sürgün Boylarına Etkisi………... 35

Çizelge 4.6. Nico Uygulamasının Tere Bitkisinde Tohum Çimlenmesi, Kök, Gövde ve Sürgün Boylarına Etkisi………. 36

Çizelge 4.7. Foram Uygulamasının Tere Bitkisinde Tohum Çimlenmesi, Kök, Gövde ve Sürgün Boylarına Etkisi……… 36

(10)

Gövde ve Sürgün Boylarına Etkisi………. 37 Çizelge 4.9. Nico Uygulamasının Çim Bitkisinde Tohum Çimlenmesi, Kök,

Gövde ve Sürgün Boylarına Etkisi………. 37 Çizelge 4.10. Foram Uygulamasının Çim Bitkisinde Tohum Çimlenmesi, Kök,

Gövde ve Sürgün Boylarına Etkisi………. 38 Çizelge 4.11. Rim Uygulamasının Tere Bitkisinde Tohum Çimlenmesi, Kök,

Gövde ve Sürgün Boylarına Etkisi………. 39 Çizelge 4.12. Nico UygulamasınınTere Bitkisinde Tohum Çimlenmesi, Kök,

Gövde ve Sürgün Boylarına Etkisi………. 39 Çizelge 4.13. Foram UygulamasınınTere Bitkisinde Tohum Çimlenmesi, Kök,

Gövde ve Sürgün Boylarına Etkisi………. 40 Çizelge 4.14. Rim Uygulamasının Çim Bitkisinde Tohum Çimlenmesi, Kök,

Gövde ve Sürgün Boylarına Etkisi………. 40 Çizelge 4.15. Nico Uygulamasının Çim Bitkisinde Tohum Çimlenmesi, Kök,

Gövde ve Sürgün Boylarına Etkisi………. 41 Çizelge 4.1.6. Foram Uygulamasının Çim Bitkisinde Tohum Çimlenmesi, Kök,

Gövde ve Sürgün Boylarına Etkisi ……….... 41 Çizelge 4.17. Tere Tohum Çimlenmesi ve Bitki Gelişimi Üzerine Foram, Nico

ve Rim Etkileri ……….. 43

Çizelge 4.18. Buğday Tohum Çimlenmesi ve Bitki Gelişimi Üzerine Foram,

Nico ve Rim Etkisi ... 44 Çizelge 4.19. Biber Tohum Çimlenmesi ve Bitki Gelişimi Üzerine Foram,

Nico ve Rim Etkileri ………. 45 Çizelge 4.20. İmam Pamuğu Tohum Çimlenmesi ve Bitki Gelişimi Üzerine

Foram, Nico ve Rim Etkileri ………. 46 Çizelge 4.21. Yabani Hardal Tohum Çimlenmesi ve Bitki Gelişimi Üzerine

Foram, Nico ve Rim Etkileri ………. 47

vii

(11)

viii

Çizelge 4.23. Mısır Verim Unsurlarına Rim Etkisi ………. 49 Çizelge 4.24. Mısır Verim Unsurlarına Nico Etkisi ……… 49 Çizelge 4.25. Mısır Verim Unsurlarına Foram Etkisi ………. 50

(12)

1. GİRİŞ

Ülkemizde tarımsal üretimin başında tahıllar gelmektedir. Mısır tahıl üretimi içinde ekiliş alanında buğdaydan sonra ikinci sırada yer almaktadır (Anonim, 2012a).

Mısır güneş enerjisini en iyi şekilde kullanan ve birim alandan en fazla kuru madde üreten tahıldır. Ülkemizde tahıllar grubu içerisinde buğday ve arpadan sonra en geniş ekim alanı ve üretime sahip olan mısır Türkiye tarımında önemli bir yere sahiptir. Üretilen mısır insan gıdası, hayvan yemi ve endüstride çok sayıda üretimin ham maddesini oluşturmaktadır. Mısır, yem sanayi başta olmak üzere, biyoyakıt sanayi, nişasta bazlı şekerler sanayi, bitkisel yağ sanayi, gıda tüketimi gibi birçok alanda tüketilmektedir. Kullanım alanlarının fazlalığı ve özellikle son yıllarda dünyada biyoetanol üretiminde mısırın hammadde olarak kullanılması mısıra olan ilginin artarak devam edeceğini göstermektedir (Anonim, 2012b).

Türkiye’nin toplam tarım alanı 243 942 052 da olup bu tarım alanının 8 877 336 da’lık kısmında mısır tarımı yapılmaktadır. Bu mısır alanı da toplam tarım alanının % 3.63’ünü oluşturmaktadır (Anonim 2012 k). Ülkemiz mısır üretimi 4 310 000 ton’dur. Dünyada ise toplam mısır tarım alanı 161 908 449 ha olup 844 405 181 ton mısır üretilmektedir (Anonim, 2012c).

Tokat tarım il müdürlüğünden alınan bilgilere göre Tokat’ta dane mısır ekim alanı 31 876 dekar, üretimi 25 600 ton verimi 784 kg/da’dır. Silajlık mısır ekim alanı ise 37 280 dekar, toplam üretimi 181 108 ton, verim ise 8 779 kg/da’dır (Anonim, 2012d).

Iğdır tarım il müdürlüğünden alınan bilgilere göre Iğdır’da dane mısır ekim alanı 13 500, üretimi 17 350 ton, verimi 1285 kg/da’dır. Silajlık mısır ekim alanı ise 16 120 dekar, üretimi 77 906 ton, verimi 4832 kg/da’dır (Anonim, 2012j).

Dünyada beslenme sorunu hızla artmakta ve bilhassa gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde açlık hala ölümlere neden olabilmektedir. Günümüzde devletleri uğraştıran en önemli sorunlardan biri hızla artan dünya nüfusunu besleyebilmektir. Çünkü dünya nüfusu gittikçe artmakta, fakat dünyanın yüzölçümü değişmemektedir. Genç dünya nüfusunun %40’a yakın bir kesimi yeterli derecede beslenememekte, hatta açlığa bağlı nedenlerle her yıl 20 milyona yakın insanın öldüğü tahmin edilmektedir (Anonim,

(13)

2012e). Artan bu nüfus karşısında yeni tarım alanlarının açılmaması hatta erozyon, sanayi bölgeleri ve yeni yolların açılması gibi nedenlerle halen tarım arazisi olarak kullanılan alanlar daralmaktadır. Bu sebeple mevcut tarım alanlarından en yüksek verimin sağlanması ana hedef olarak görülmektedir. Dolayısıyla tarım ürünlerinde zarar yapan, zararlı, hastalık ve yabancı ot gibi etmenlere karşı mücadele kaçınılmaz hale gelmektedir.

Dünyada belli başlı kültür bitkilerinde (buğday, mısır, çeltik, pamuk ve soya) zarara neden olan hastalık zararlı ve yabancı otların neden olduğu ürün kaybı yaklaşık %67.15 olup, bunun %21.75’i zararlılardan, %13,78’ hastalıklardan ve %31,62 ise yabancı otlardan kaynaklanmaktadır (Oerke ve Dehne,1994).

Dünya nüfusunun sürekli artması sanayi kollarının gelişmesi diğer tarım ürünlerinde olduğu gibi mısır üretim artışını da her zaman gündemde tutmaktadır. Mısır üretiminde en önemli problemlerden biri yabancı otlardır. Yabancı otlarla mücadele yapılmaksızın mısırda iyi bir verim almak mümkün değildir. Bu nedenle ekiliş alanlarının tamamına yakınında yabancı ot mücadelesi yapılmaktadır. Yabancı otların neden olduğu zararlardan, kültür bitkisi ile su, ışık, mineral besin maddeleri ve yer bakımından rekabetleridir. Özellikle erken dönemlerde zarar daha fazladır. Zira yabancı otlar kısa sürede gelişmekte ve verimi etkilemektedir (Özer, 1993).

Tarım ürünlerinin arzu edilen miktar ve kalitede üretilebilmesi, bu ürünlerin hastalık, zararlı ve yabancı otlardan korunabilmesi için çeşitli mücadele yöntemleri geliştirilmiştir. Bu mücadele yöntemleri ve teknikleri içinde en başta geleni en kolay uygulanan ve en ekonomik olan kimyasal mücadeledir. Ülkemizde bu yöntem bilinçsiz ve tavsiye dışı aşırı dozda ilaç kullanımı olarak uygulanmaktadır. Bu durum insanlara, çevreye ve mikro organizmalara olabilecek riskleri arttırmakta ve aynı zamanda ciddi rahatsızlıklar ortaya çıkarmaktadır.

Yabancı otlarla kimyasal mücadelede kullanılan herbisitlerin doğal dengeyi bozucu etkilerinden kültür bitkisine olan şok etkisini de hesaplamak gerekir. Herbisitler, genel olarak ürün verimi üzerine olan etkileri yanında belli madde mübadelesini kavrayışları sonucu bitkilerde değişik yapıda bileşikler oluştururlar. Bu fitotoksik etkiler bitkinin

(14)

bazı organlarında farklı durumlarda kendini gösterir. Sonuç olarak ürünlerde ciddi sorunlar ve büyük oranda ürün kaybı meydana gelebilir.

Kısa ve kesin çözüm yöntemi olması dolayısıyla kimyasal mücadelenin artışıyla bu konuda yeni ruhsat almış ilaçlar bulunmaktadır. Bu ilaçların bazılarının mevcut dozlarının yanında daha düşük dozlarda etkili olabileceği, bazılarının ise yüksek dozlarda etki edebileceği düşünülmektedir.

Bu çalışmada mısırda kullanılan üç önemli herbisitin tavsiye edilen dozlarıyla beraber yarı ve iki kat dozlarının farklı yabancı otlara etkilerini belirlemek ve farklı herbisit dozlarının mısır verim unsurları üzerindeki etkilerini gözlemlemek amaçlanmıştır.

(15)

2. LİTERATÜR ÖZETLERİ

Aldrich ve Kremer (1997), yabancı otların, hasat edilecek ürün miktarının azalmasına ve bunun sonucu olarak da verimin azalmasına neden olduklarını bildirmişlerdir.

Ampong-Nyarko (1994), mısır yetiştiriciliğinde yabancı ot mücadelesi yeterince yapılmadığı zaman tane veriminde %85’e varan kayıplar meydana gelebileceğini bildirmektedir.

Üremiş ve ark. (1998), Çukurova’da ikinci ürün koşullarında yürüttükleri bir çalışmada, %5verim kaybını önlemek için ekimden itibaren 2-15’inci haftalar arasında mısırın yabancı otsuz tutulması gerektiğini saptamışlardır.

Baghestani ve ark. (2005), tarımda yüksek verim elde etmenin yabancı ot yönetimi uygulamalarının hayati ve tamamlayıcı bir bileşenini teşkil eden herbisitlere bağlı olduğunu belirtmişlerdir.

Baghestani ve ark. (2006), yürütmüş oldukları tarla denemelerinde İran’da 4 mevkide 2005 yılında 40, 60 ve 80 g ai/ha Nicosülfuron, 337,5, 450 ve 562,5 g ai/ha Foramsülfuron 5, 7,5 ve 10 g ai/ha çift amaçlı herbisit olarak Rimsülfuron ve dayanak standart olarak 2,4-D+MCPA kullanılarak yabancı ot kontrolü ve mısır verimine etkisini değerlendirmek amaçlamıştır. Tüm herbisitler mısırın 3, 6 yapraklı döneminde uygulanmıştır. Sonuçlar göstermektedir ki en yüksek dozdaki Nicosülfuron, Rimsulfuron ve Foramsülfuron mısırda dar ve geniş yapraklı yabancı otların kontrolünde tatmin edici sonuçlar sağlamıştır. 80 g ai/ha da Nicosülfuron yabancı otsuz kontrol parsellerinden sonra en yüksek verimi sağlamıştır.

Blackshaw ve ark. (2006), tarla bitkilerinde azaltılmış herbisit dozları üzerinde çalışmışlardır. Çiftçiler yıldan yıla yabancı ot populasyonunu düşüren ve azaltılmış doz kullanarak üretimde girdi maliyetini de indirgeyen kapsamlı yabancı ot kontrolü programlarına artan bir ilgi duymaktadır. Araştırmalar rekabetçi ürün sistemlerinde düşük dozlu herbisit kullanımı ve herbisit uygulama sayısında azalma potansiyeli

(16)

olduğunu göstermiştir. Farklı ürün rotasyonları rekabetçi çeşitler, çok yüksek tohum oranı, daha dar sıra arası, çok özellikli gübreler ve örtücü bitkilerin rekabetçi ürün sisteminin birer bileşeni olduğunu göstermiştir. Uzun vadeli yabancı ot yönetimi konusunda, azaltılmış herbisit doz kullanım potansiyeli bu sistem içerisinde yer almaktadır.

Bruce ve Kells (1997), nicosulfuronun çok yıllık rizomlu yabancı otlar üzerinde çok etkili olduğunu bildirmişlerdir.

Cobb (1992), 1980’lerde, Acetolactate sentezini inhibe edici herbisit sınıfının ortaya çıktığını ve bu sınıfın bitkilerde, leucine, isoleucine ve valine adı verilen amino asitlerin biyosentezini inhibe etmek suretiyle gelişimlerini engellediğini bildirmiştir. Araştırıcı ayrıca, bu herbisitlerin formülasyonlarının, yapraktan veya topraktan uygulanabilir olduğunu, tek yıllık ve çok yıllık sorun olan yabancı otları kontrol ettiğini, diğer taraftan, uygulandığında memelilere düşük toksikasyon gösterdiğini bildirmiştir. Araştırıcı, ALS inhibasyonunun bitkilerdeki mekanizmasına örnek bir çalışmada, ALS inhibitörü herbisitlerle uygulanmış bitkilerde uzun amino asit halkalarının ayrılması sonucu protein sentezinin yok olduğunu, bu şekilde de özellikle genç bitkilerin kök ve yapraklarının uygulamadan 3 saat sonra etkilendiğini bildirmiştir. Araştırıcı, bu gruba dahil herbisitlerin özellikle, geniş yapraklı yabancı otlarda kotiledon dönemi, dar yapraklı yabancı otlarda ise 2 yapraklı dönemde uygulanması gerektiğini açıklamıştır. Araştırıcı ayrıca, uygulamaya tabi kalan bitkilerin, birkaç saat içinde büyümelerinin durduğunu, optimum gelişme koşulları sağlanınca da, bu bitkilerde en geç 10 gün içerisinde meristematik yerlerde chlorosis ve necrosis oluşumu, özellikle genç yapraklarda solgunluk ve anthocyanin formasyonun yükselmesinden dolayı kırmızılaşmış ve buruşmuş yapıların oluşacağını bildirmiştir. Araştırıcı, fotosentezi inhibe eden herbisitlerden, linuron ve atrazine için ise, bitkilerde, elektron transferinde rol alan QB elektronundaki plastokinonun kaldırılmasını sağlamak ve bunun sonucu olarakta QA’dan elektron akışını önlemek suretiyle PS II’deki aktiviteyi inhibe ettiğini bildirmiştir.

(17)

Doğan ve ark. (2004), tarafından Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi Araştırma ve Uygulama Çiftliğinde yürütülen çalışmalarda mısırda yabancı otların 2001 ve 2002 yıllarında %35- 40, 2003 yılında ise %50-65 oranında verim kaybına sebep olduğu belirlenmiştir.

Doğan ve ark. (2004), yabancı ot kontrolünde kritik periyot boyunca mısırda, yaygın olarak kullanılan iki herbisitin (Nicosulfuron ve 2,4-D amin) azaltılmış dozlarını Kızılbacak (Amaranthus retroflexus), Sirken (Chenopodium album)’nun farklı büyüme dönemleri üzerine etkisini araştırmışlardır. Farklı türlerin herbisitlere karşı hassasiyetleri de değiştiği için, herbisitlerin ve uygulama dozlarının yabancı ot türlerine göre seçilmesi gerektiğini belirtmişlerdir.

Everman ve ark. (2008), yapmış oldukları çalışmalarda çıkış sonrası kullanılan bazı herbisitlerin etkilerini saptamaya çalışmışlardır.2,4-D Amin, Dicamba + Diflufenzopyr, Nicosulfuron ve Primisulfuron gibi farklı herbisitleri ele almışlardır. Çıkış sonrasında mısırda Nicosulfuron ve Primisulfuron etki yaratmamış ancak 2,4-D amin ve Dicamba + Diflufenzopyr’in fitotoksik etkileri görülmüştür. Herbisitlerin oluşturduğu bu simptomları gözlemlemişlerdir.

Fuksa ve ark. (2002)’na göre mısır gelişimi ve verimi özellikle mısırın büyüme devresinde yabancı ot istilası ile azalmaktadır. Araştırmacılar silajlık mısırın büyüme, gelişme ve üretim kapasitesi üzerinde yabancı otların etkilerini açıklamak amacıyla yaptıkları çalışmalar sonucunda yabancı otların toplam kuru madde verimini kimyasal mücadeleye kıyasla %18.8 mekanik mücadeleye kıyasla %30.6 azalttığını ve tüm parametreler arasında en yüksek değerin mekanik mücadelede olduğunu bildirmişlerdir.

Gözübenli ve ark. (2000), Hatay’da mısır yetiştiren çiftçilerin; %2’sinin sadece el çapası, %27’sinin sadece traktör çapası ve %47’sinin hem el çapası hem de traktör çapası kullandıklarını, ayrıca çiftçilerin %8’inin çıkış öncesi %16’sının çıkış sonrası herbisit kullandığını bildirmektedirler. Araştırıcılar herbisit kullanma eğiliminin yüksek olmadığına ve çoğu çiftçinin çıkış sonrası herbisit kullanma eğiliminde olduğuna dikkat çekmektedirler.

(18)

Güngör (2005), 2003 – 2004 yılları arasında, Adana ili I.ürün ve II. ürün mısır ekim alanlarında ortaya çıkan yabancı ot türlerini tespit etmek, bu yabancı otlara karşı uygulanan herbisitlerin etkinliğini belirlemek ve bu herbisitler ile ortaya çıkacak sorunları belirlemek amacıyla yaptığı çalışmalar sonucunda mısırda sorun olan yabancı otlar genel olarak Amaranthus spp. (Horoz ibiği) türleri, Cyperus rotundus L. (Topalak),

Echinochloa spp. (Darıcan) türleri, Portulaca oleracea L. (Semiz otu), Setaria spp.

(Kirpi darı) türleri, Sorghum halepense (L.) Pers. (Kanyaş) ve Xanthium strumarium L. (Domuz pıtrağı) olduğunu saptamıştır. Ayrıca araştırıcı, mısırda ortaya çıkan yabancı ot türlerinin erken dönemde teşhis edilmesinin, yabancı ot mücadelesi açısından iyi sonuç verdiğini saptamıştır. Buna ek olarak, mısırda yürütülen tarla denemeleri sonucunda, ortaya çıkan yabancı otlara karşı yapılacak kimyasal mücadelenin ilk 2–3 haftalık periyot içerisinde yapılmasının uygun olduğu ve Acetochlor veya Foramsulfuron gibi etki spektrumu geniş olan herbisitlerin uygulanmasının en etkili sonucu verdiği saptamış, Acetochlor’un dış faktörlerden Foramsulfuron’a göre daha fazla etkilendiği tespit edilmiştir.

Hall ve ark. (1992)’na göre herbisit kullanımı başarılı bir mısır üretimi için zorunludur.

Hartzler (2002)’e göre günümüz mısır ekim alanlarında yabancı ot mücadelesi için kullanılan herbisitlerin çoğunun Nicosulfuron, Rimsulfuron ve Foramsulfuron gibi Sulfonylurea grubuna dahil herbisitler olduğunu, Foramsulfuron ve Nicosulfuron etkili maddeli herbisitlerin çıkış sonrası olarak yapraktan uygulandıkları zaman hem dar hem de geniş yapraklı yabancı otlarla mücadele de başarılı olduğunu, Nicosulfuron ve Foramsulfuron etkili maddesine sahip herbisitlerin Rimsulfuron’a göre topraktaki aktivitesinin daha sınırlı olduğunu, fakat yapraktaki aktivitesinin ise tam tersine daha kuvvetli olduğunu, diğer taraftan, Rimsulfuron etkili maddesine sahip herbisitlerin ise topraktaki kalıcılığının iyi, fakat Flufenacet + Metrubuzin, Metolachlor, Acetochlor formülasyonları, Dimethanamid kadar da etkili olmadığını bildirmiştir. Araştırıcı, örnek olarak Rimsulfuron, Nicosulfuron ve Foramsulfuron etkili maddesine sahip herbisitlerin etkinliğini, mısırda sorun olan Setaria spp. (Kirpi darı) türleri üzerinde uygulandığında ne kadar iyi etkili olduğunu belirtmiştir.

(19)

Işık ve ark. (2006), Samsun ili şartlarında mısırda yabancı ot mücadelesinde esas olmak üzere yabancı ot rekabeti için ürün kaybını önlemek amacıyla ürünün yabancı otsuz tutulması gereken dönem olarak tanımlanan kritik periyot dönemi saptamaya çalışmışlardır. Çalışmada %2.5, 5 ve 10 düzeyinde verim kayıplarının kabul edilebilirliğine göre kritik periyot hesaplanmıştır. Buna göre %5 düzeyinde verim kaybına tahammül edildiğinde kritik periyodun 0,2 ile 5,2. haftalar arasındaki süre olduğu, (mısırın 1-5 yapraklı dönemi) yani bu dönemde ürünün yabancı otlardan ari tutulması gerektiği; %25 lik verim kaybına göre 0 ile 8. ve 9. haftalar arasındaki 9 haftalık sürenin %10 verim kaybına göre ise 2,1 ile 3,8. haftalar arasındaki 1,7 haftalık sürenin mutlaka yabancı otsuz tutulması gerektiği ortaya konulmuştur.

Jeremy ve ark. (2000), mısır yetiştiriciliğinde yabancı otlara karşı ekim nöbeti, diğer kültürel önlemler ve gerekirse herbisit uygulamasını önermektedir.

Jodie ve Potter (2002), mısır tarlasında yapmış oldukları çalışmada, Nicosulfuron etkili maddeye sahip herbisitin mısırda ortaya çıkan tek yıllık ve çok yıllık otsu ve geniş yapraklı yabancı otlar üzerindeki etkinliğini saptamaya çalışmışlar, farklı oranlarda Nicosulfuron etkili maddeye sahip herbisitin uygulanması sonucu S. glauca üzerinde bu herbisitin %78–84 ve %88–90 arasında bir oranda kontrol sağladığını, C. album üzerinde ise %83–85 ve %86 – 90 arasında bir oranda kontrol sağladığını, A. retroflexus üzerinde ise %89–94 ve %91–95 arasında bir oranda kontrol sağladığını saptamışlardır.

Johnson ve ark. (1993), 1989-90 yılları arasında yapmış oldukları çalışmada Nicosulfuron, Primisulfuron, İmazethapyr ve DPX-PE350 herbisitlerini ele alarak mısır, pamuk, darı, çeltik ve soya kültürleri üzerinde gözle görülecek simptomları belirlemeye çalışmışlardır. Bitkiler farklı zaman aralığında dikilerek simptomların ortaya çıkması için 52 hafta herbisit uygulamasından sonra beklenmiştir. Zaman aralığı arttıkça kültür bitkileri üzerinde simptom oluşumlarının düzeldiği saptanmıştır. Nicosulfuron ve Primisulfuron uygulamalarından sonra 14. haftaya kadar, uygulanan DPX-PE350’den de 52. haftaya kadar herhangi bir simptom oluşumu meydana gelmemiştir. Imazethapyr ise bir yıl sonra soya dışında tüm ürünlerde simptom oluşturmuştur.

(20)

Kır ve Doğan (2009), Foramsulfuron’un Türkiye’de mısır ekim alanlarında rastlanan 11 yabancı ot türüne karşı etkili minimum dozlarının (ED90) belirlenmesi amacıyla kontrollü koşullar altında doz-etki çalışmaları yürütmüşler, sonuçlar herbisitin pek çok yabancı ot için belirlenen ED90 dozlarının önerilen dozdan daha düşük olduğunu göstermiştir.

Kırtok (1998), yabancı otların mısırda verim düşüklüğüne, ürün kalitesinin azalmasına ve hasat güçlüklerine neden olabildiğini belirtmiştir.

Klein ve ark. (1994), çapalama ve elle ot alımının tek yıllık küçük yabancı otlar için en iyi kontrol yöntemleri olduğunu ancak bu yöntemlerin çok yıllık yabancı otları kısa süreli olarak kontrol ettiğini, çok yıllık yabancı otlar için sistemik herbisit uygulamasının daha tatmin edici olduğunu bildirmişlerdir.

Kohout ve ark. (1995), araştırmalarında Rimsulfuron etkili maddesine sahip herbisitlerin topraktaki pH’a bağlı olarak topraktaki kalıcılığının değişeceğini, bunun da çok tehlikeli olacağını bildirmiştir. Araştırıcı, herbisitin 60 gr’lık toprağa uygulama yapılan kısmının 7 hafta sonra uygulama yapılmayan yere göre bitkinin gelişimini etkileyip, kısalttığını, ayrıca bu herbisitin asidik topraklarda inaktif olurken alkalinli topraklarda daha aktif olduğunu nötr olan topraklarda ise bitkilerin daha kötü yönde etkilendiğini saptamışlardır.

Koeppe (2000)’e göre Rimsulfuron, N-((4,6-dimethoxypyrimidin-2-yl)aminocarbonyl)-3-(ethylsulfonyl)-2-pyridinesulfonamide, DPX-E9636 dar ve geniş yapraklı yabancı otların kontrolünde mısırda çıkış sonrası olarak kullanılan sulfonylurea grubu herbisitlerdir. Diğer sulfonylurealara benzer olarak etki mekanizması asetolactate enzimidir (ALS).

Kudsk ve Streibig (2003)’e göre mısırda yabancı ot mücadelesi genellikle mekanik yollarla ve herbisit uygulamaları şeklinde yapılmaktadır. Son yıllarda ise daha yüksek etki göstermesi, uygulama süresinin kısalığı, etki süresinin uzunluğu ve daha ekonomik olması nedeniyle kimyasal mücadele tercih edilmektedir. Mısır ekim alanlarında kimyasal yabancı ot mücadelesi; ekim öncesi, çıkış öncesi ve çıkış sonrası olmak üzere

(21)

üç farklı zamanda yapılmaktadır. Buna karşın çıkış sonrası herbisitlerin bilinçli olarak uygulanması entegre yabancı ot mücadelesi programlarınca benimsenen bir uygulama şeklidir. Entegre mücadele kapsamında çıkış sonrası herbisitler etkili oldukları minimum dozlarda ve uygun koşullar altında uygulanmalıdır.

Kudsk ve Streibig (2003)’e göre çevre koşulları dikkate alınarak yapılacak olan ilaçlamalarda herbisitlerin duyarlı yabancı otlara karşı daha düşük dozlarda kullanılabilirliğini, ya da mücadelesi zor olan yabancı otlarda etkisinin arttırılmasının mümkün olduğu bildirmektedirler.

Mousavi (2001), mısır tarlalarının dar ve geniş yapraklı yabancı otlar tarafından istila edildiğini, İran’da mısırda en yaygın olarak görülen ve problem olan yabancı otların

Amaranthus retroflexus L. (Horoz ibiği), Chenopodium albüm L. (Sirken), Abutilon theophrasti Medik. (İmam pamuğu),Cirsium arvense L. (Köygöçüren), Convolvulus arvensis L. (Tarla sarmaşığı), Sorghum halepense L. Pers. (Kanyaş), Echinochloa crus-galli L. Beauv. (Darıcan), Cyperus rotundus L. (Topalak), Digitaria sanguinalis L.

Scop., Setaria spp. (Kirpi darı) olduğunu bildirmiştir.

Nieto ve ark. (1968), mısır tarımında herbisit uygulamasının tek başına yeterli olmadığını belirtmektedirler.

Oerke ve Dehne (2004)' ye göre yabancı otlar, mısır üretiminde % 37' lik potansiyel bir kayba neden olabilmektedirler.

Öktem ve ark. (2003), mısır yetiştiriciliğinde kullanılan en uygun yabancı ot mücadele yönteminin belirlenmesi amacıyla Şanlıurfa’da yürütmüş oldukları çalışmanın araştırma konuları; herbisit uygulaması, el çapası, el çapası+traktör çapası ve kontrol uygulamalarından oluşmuştur. Varyans analizi sonucunda; sömek oranı dışında incelenen bütün özellikler bakımından uygulamalar arasında önemli farklılıklar saptanmıştır. En yüksek tane verimi herbisit uygulamasında, en düşük verim ise kontrol uygulamasında saptanmıştır. Yabancı ot mücadelesi yapılmayan kontrol uygulamasında; el çapasına göre %17.6, traktör+el çapasına göre %19.9 ve herbisit

(22)

uygulamasına göre %37.9 daha az verim alınmıştır. Mısırda verim kaybını önlemenin yanında sonraki sezonda yetiştirilecek ürüne temiz tarla bırakmak için yabancı ot mücadelesinin mutlaka yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır.

Öztemiz ve ark. (2009), Akdeniz Bölgesinde Mısırda Entegre Mücadele Araştırma, Uygulama ve Eğitim Projesi olarak 2001-2005 yıllarında Adana, Mersin, Osmaniye, Kahramanmaraş ve Antalya’da 7012 dekarlık I. ve II. ürün mısır üretim alanlarında yürüttükleri çalışmada, yabancı otlara karşı çıkış sonrası sadece bir kez kimyasal uygulama veya mekanik mücadele yapılmıştır. Entegre mücadele uygulanan alanlarda yaklaşık %25-30 oranında verim artışı tespit edilmiş, ilaçlama sayısına bağlı olarak masraflar azalmış ve yaklaşık %75 oranında kazanç elde edilmiştir.

Özer ve ark. (1998), mısır tarımında çapalamanın çok ağır topraklarda gerekli olduğunu, bu yüzden çoğu zaman çapalamanın ekonomik olmadığını, yabancı otlar ile mücadele için herbisit kullanımının daha uygun olduğunu bildirmektedirler.

Rao (2000)’ya göre Nicosulfuron, Rimsulfuron ve Foramsulfuron yakın zamanda ortaya çıkmış olan ve çok amaçlı olarak kullanılan sulfonylurea grubu herbisitlerdir. Bu herbisitlerin kullanımı mısırda yabancı otlarla mücadelede yeni bir etki mekanizması fırsatını sağlamıştır. Bu herbisitler acetolactate sentezini inhibe ederler ve uygulamadan kısa bir süre sonra canlı dokuları etkileyerek büyümeyi durdururlar. Daha sonra bu dokularda kloroz ve nekrozlar meydana gelir.

Sellers ve ark. (2003), mısır tarlasında yapmış oldukları çalışmada, Foramsulfuron etkili maddeye sahip herbisitin S. Halepense ’ye karşı %83 oranında bir etkiye sahip olduğunu tespit etmişler, S. faberi üzerinde > %90’dan fazla bir oranda, X. strumarium üzerinde ise %90–95 arasında bir oranda, A. Artemisiifolia üzerinde %75–82 arasında bir oranda diğer taraftan A. rudis üzerinde > %5 bir oranda, Plygonum pensylvanicum (Çoban değneği) üzerinde ise %85 oranında kontrol ettiğini saptamışlardır.

Tepe (1997), mısırın iklim isteği açısından sıcak iklim bitkisi olduğunu, mısırda sorun olan yabancı ot türlerinin genel olarak, A. retroflexus, Aristolochia clematitis L. (Siyah

(23)

asma), Artemisia vulgaris L. (Yabani pelin), C. album, Circium arvense (L.) Scop. (Kökgöçüren), C. arvensis, C. dactylon, Cyperus longus L. (Uzuntopalak), C. rotundus,

Datura stramonium L. (Şeytan elması), D. sanguinalis, E. colonum, E. crus – galli, Heliotropium spp. (Bozot), Mercurialis annua L. (Yerfesleğeni), Polygonum spp.

(Çoban değneği), P. oleracea, Setaria spp. (Kirpi darı)., Sinapis arvensis L. (Yabani hardal), S. nigrum, Sonchus spp. (Eşek marulu), S. halepense, Tribulus terrrestris L. (Demir dikeni), X. strumarium olduğunu belirtmiştir.

Thonke (1991) ’ye göre aşırı herbisit kullanımının toprakta, suda ve yiyeceklerde kalıntı sorunu yaratmasıyla insan sağlığını tehdit edecek boyutlara ulaşması, hedef dışı canlı organizmalara etki etmesi, çevre kirliliği yaratması ve florada değişikliklere yol açması sonucu bunların kullanımına kısıtlama getirilmelidir.

Tursun (1999), Tokat ve yöresinde fasülye (Phaseolus vulgaris L.) + mısır (Zea mays

L.) karışık kültürlerinde sorun olan yabancı otlar ve kontrol yöntemlerinin etkileri

üzerinde yaptığı araştırmalarda mısır üretim alanlarında yapılan sürveyler sonucunda 1 tohumsuz, 2 monokotiledon ve 27 dikotiledon olmak üzere 30 familyaya ait toplam 85 yabancı ot türü saptamıştır. Araştırmada en çok sorun olan yabancı otlar ve m²’deki yoğunluğun önem sırasına göre; E. crus gali, C. arvense, S. glauca, A. retroflexus, C.

arvensis, C. album, S. nigrum, S. viridis, P. oleracea, S. arvensis. P. convolvulus olduğu

bulunmuştur.

Uluğ ve Kadıoğlu (1988), Akdeniz bölgesi ikinci ürün (soya, mısır, yerfıstığı, susam) alanlarında görülen yabancı otlar üzerinde yaptıkları çalışmada; m²’de 10 adetten fazla;

Cyperus spp., Echinochloa colonum, Portulaca oleracea, Sorghum halepense, m²’de

1-10 adet Amaranthus spp., Corchorus olitorius, Chorzophora tinctoria, Convolvulus

arvensis, Solanum nigrum, Xanthium strumarium, m²’de 0,1-1 adet Heliotrophium spp, Hibiscus trionum, Prosopis australis ve m²’de 0,01-1 adet Setaria spp.’ye rastlandığını

belirtmişlerdir.

Üremiş ve ark. (2000), değişik içerikli herbisitler ve el çapası uyguladıkları bir çalışmada; mısır tarlasında bulunan yabancı ot cinsinin dikkate alınarak uygun herbisit

(24)

seçiminin ve el çapasının da mısırda yabancı ot mücadelesinde etkili olduğunun önemini belirtmişlerdir.

Üremiş (1993), mısır bitkisinin ekiminden itibaren 1–1,5 aylık dönemde yabancı otlar gelişmelerinin %20’ni mısır ise %5’ni tamamladığını, dolayısıyla da, sorun olan yabancı otların ileride %20–30 oranında mısırda ürün kaybına neden olduğunu ifade etmiştir.

Üremiş ve ark. (1997), ülkelere ya da bölgelere göre farklılık göstermesine rağmen dünya ortalaması alındığında yabancı otlardan dolayı mısırda yaklaşık %13’lük bir kayıp olduğunu bildirmektedirler.

William ve ark. (2000), yapmış oldukları çalışmada, Nicosulfuron, Primisulfuron, Glyphosate, Glufosinate, İmazethapyr + İmazapyr ve Quizalofop’un S. halepense’nin rizomları üzerindeki etkisini incelemişler, en göze batan sonuç olarak ise, Nicosulfuron ve Glyphosate’in %94–99 arasında bir oranda S.halepense’yi kontrol altına aldığını bulmuşlardır.

Zaremohazabieh ve Ghadiri (2011), herbisit uygulaması ve dikim zamanının mısır verim ve verim unsurlarına olan etkilerini belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmalar sonucunda Foramsulfuron ve Atrazine+Alachlor uygulama dozlarının tüm ekim tarihlerinde en iyi şekilde yabancı ot kontrolü gerçekleştirdiğini, minimum yabancı ot biyokütle azalışı ve en düşük mısır dane veriminin Rimsülfuron uygulama dozunda olduğunu gözlemlemişlerdir.

(25)

3. MATERYAL ve METOT 3.1.Materyal

3.1.1.Deneme Alanının Yeri ve Planı

Denemeler, mısırda sorun olan yabancı otlara karşı kullanılan bazı herbisitlerin farklı dozlarının yabancı otlanmaya ve mısır verim unsurlarına etkisinin araştırılması amacıyla, 2010 yılında Tokat Toprak ve Su Kaynakları Araştırma Enstitüsü (Şekil 3.1) ile 2011 yılında Iğdır ili içerisinde bulunan Doğu Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nde (Şekil 3.2) yürütülmüştür. Deneme alanına ait özellikler Çizelge 3.1 ve Çizelge 3.2.’de verilmiştir.

Çizelge 3.1. Deneme Alanına Ait Özellikler (Tokat)

Özellik Deneme Alanı

Lokasyon Tokat Top. ve Su Kay. Arş. Ens. Md.

Deneme Alanı Tür Mısır (Zea mays L.) Çeşit Girona Ekim Yılı 2010 Ekim Sıklığı 25cm x 70cm Alan 726 m² Tekstür Sınıfı Killi-Tınlı Toprak PH’sı 7.75

Toprak Tuzluluğu Tuzsuz

Toprağın Kireç Oranı %12.7

Toprağın Organik Madde İçeriği %1.8 Çizelge 3.2. Deneme Alanına Ait Özellikler (Iğdır)

Özellik Deneme Alanı

Lokasyon Iğdır Doğu Anadolu Araştıma Enstitüsü

Tür Mısır (Zea mays L.) Çeşit Girona Ekim Yılı 2011 Ekim Sıklığı 25cm x 70cm Alan 726 m² Tekstür Sınıfı Kumlu-Killi-Siltli Toprak PH’sı 8.05 Toprak Tuzluluğu 2.78

Toprağın Kireç Oranı % 5.86

(26)

Şekil 3.1. Tokat Toprak ve Su Kaynakları Araştırma Enstitüsü Deneme Alanından Genel Bir Görüntü

Şekil 3.2. Iğdır ili Doğu Anadolu Araştırma Enstitüsü Deneme Alanından Genel Bir Görüntü

(27)

3.1.2. Denemelerin Yürütüldüğü Yörelere Ait İklim Özellikleri

Tokat ili, İç Anadolu İklimi, İç-Doğu Anadolu İklimi, Karadeniz iklimi ve Orta Karadeniz iklimi arasında bir geçit özelliği gösterir. Uzun yıllar ortalamasına göre yıllık ortalama sıcaklık; en fazla 14,2 °C’dir. Uzun yıllar ortalamasına göre ortalama yağış; 381,7 mm ile 586,2 mm arasındadır. Ortalama nispi nem; %56 ile %73 arasında değişmektedir. Yağışlar aylara göre farklılıklar göstermektedir (Anonim, 2012f).

Denemenin yürütüldüğü ikinci lokasyon Iğdır ilinin iklimi ise, Doğu Anadolu tipi Karasal İklimi'dir. Iğdır ilinin ovalık kesimleri, Doğu Anadolu Bölgesi'nin öteki kesimlerinde görülen şiddetli kara ikliminden fazlaca etkilenmez. Bunun en önemli nedeni çevresinde bulunan Ağrı Dağı gibi yüksek alanlara göre alçakta olmasıdır. Kuytu konumuyla mikroklima oluşturan Iğdır Ovası'nda yer alan Iğdır kentinde yıllık ortalama sıcaklık 11,6 °C'dir. Oysa yalnızca 170 km uzaklıktaki Kars'ta bu ortalama 4,2 °C'dir. Ovada kışlar, Erzurum-Kars yaylasına göre daha yumuşak, yazlar ise daha uzun ve sıcak geçer. Kentte kışın -30 °C'ye kadar düşen ve yazın da 41 °C'yi aşan hava sıcaklıklarına rastlanır (Anonim, 2012g). Tokat ve Iğdır iline ait meteorolojik bilgiler Çizelge 3.3 ve Çizelge 3.4’te verilmiştir.

Çizelge 3.3. Tokat İline Ait Meteorolojik Bilgiler

TOKAT 2010

Parametre Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Ortalama Sıcaklık (°C) 5.1 8.6 8.9 12.1 18.0 22.3 25.0 26.4 21.9 13.2 10.0 7.3 Maksimum Sıcaklık (°C) 20.0 20.0 24.0 27.0 33.2 36.5 39.8 40.8 37.9 26.8 22.4 23.0 Minimum Sıcaklık (°C) -10.0 -5.1 -5.4 1.0 4.2 13.2 14.5 13.8 11.9 3.7 -0.6 -3.3 Ortalama Nem (%) 73.7 64.3 65.0 63.3 59.1 62.4 60.9 55.0 56.6 77.2 64.1 68.2 Toplam Yağış Ortalaması (mm) 77.0 54.1 58.8 64.6 45.3 59.8 6.4 3.4 109.4 4.1 35.5 Ortalama Rüzgar Hızı (m_sec) 1.9 2.2 2.3 2.3 2.1 2.2 2.2 2.3 2.4 1.7 2.0 2.4

Çizelge 3.4. Iğdır İline Ait Meteorolojik Bilgiler

IGDIR 2011

Parametre Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Ortalama Sıcaklık (°C) -0.6 0.7 7.8 13.5 17.5 23.5 28.0 25.9 21.4 12.6 3.0 -1.6 Maksimum Sıcaklık (°C) 12.0 11.2 21.4 25.3 29.9 36.7 39.5 39.7 33.0 28.4 16.5 7.9 Minimum Sıcaklık (°C) -9.6 -15.3 -6.0 2.5 7.5 12.3 16.8 11.7 7.8 2.0 -9.0 -9.8 Ortalama Nem (%) 74.0 66.1 48.5 57.7 59.8 47.0 40.5 43.2 45.8 60.0 63.7 71.6 Toplam Yağış Ortalaması (mm) 6.0 22.6 16.8 73.9 76.9 40.4 24.0 24.3 10.6 25.8 9.2 9.1 Ortalama Rüzgar Hızı (m_sec) 0.7 1.3 1.4 1.5 1.3 1.6 1.7 1.4 1.4 1.1 1.0 0.7

(28)

3.1.3. Denemede Kullanılan Bitkiler ve Herbisitler

Denemelerde kullanılan kültür bitkileri ve yabancı otlarla ilgili sistematik bilgiler Çizelge 3.5’de verilmiştir.

Çizelge 3.5. Denemede Kullanılan Kültür Bitkileri ve Yabancı Otlar

Latince Türkçe Familya

Abutilon theophrastii Medik. Malvaceae İmam Pamuğu

Amaranthus retroflexus L. Amaranthaceae Horoz İbiği

Capsicum annuum L. Solanaceae Biber

Lepidium sativum L. Brassicaceae Tere

Lolium perenne L. Poaceae Çim

Sinapis arvensis L. Brassicaceae Yabani Hardal

Triticum aestivum L. Poaceae Buğday

Zea Mays L. Poaceae Mısır

Denemede kullanılan mısır çeşidinin özellikleri Çizelge 3.6 ‘da verilmiştir. Çizelge 3.6. Denemede Kullanılan Mısır Çeşidinin Özellikleri

Çeşit FAO Grubu Koçan Yüksekliği Strese Dayanıklık Yeşil Kalma Özelliği Dane/Silaj Silaj Özelliği

GIRONA 450 Orta 7 7 D/S Mükemmel

Girona Mısır Çeşidinin Teknik Özellikleri

- Tek melez, ikinci ürün olarak ekilebilen hibrit bir çeşittir. - Ortalama 100 - 105 günde hasat edilir ( FAO 450 ). - Bitki boyu 270 - 300 cm, koçan yüksekliği 90 cm dir. - Dane / koçan randımanı çok yüksektir.

(29)

- Koçanda sıra sayısı 14 - 16'dır.

- Sıcak bölgelerde geç ikinci ürün, geçit bölge iklimlerinde 1. ve 2. ürün olarak ekimi uygundur.

- Ekimde uygulanacak sıra üzeri 14-15 cm olup, 9000-9500 bitki/dekar tavsiye edilir. Denemede kullanılan herbisitler, uygulama dozları ve etkili maddeleri Çizelge 3.7’de verilmiştir (Anonim 2012 m).

Çizelge 3.7. Denemede Kullanılan Herbisitler ve Dozları Etkili madde adı

ve yüzdesi

Ticari Adı

Uygulama Dozları

Preparat/da Etkilediği Yabancı Ot Türleri

1/2 1٭ 2 Nicosülfuron %4 EC Sanson 62,5 ml/da 125 ml/da 250 ml/da

Kanyaş (Geliç) (Sorghum halepense) Darıcan (Echinochloa crusgalli) Benekli darıcan (E.colonum) Çatalotu (Digitaria sanguanalis) Kirpi Darı (Setaria viridis)

Horozibiği (Amaranthus retroflexus) Köpek üzümü (Chenopodium album) Yabani semizotu (Portulaca

oleracea)Domuz Pıtrak (Xanthium strumarium)Ayrık (Cynodon dactylon)Topalak (Cyperus sp.) Rimsülfuron %25 SG Tarot 2,5 g/da 5 g/da 10 g/da

Kanyaş (Sorghum halepense), Darıcan (Echinochloa crus - galli), Kirpi darı (Setaria sp.), Horoz ibiği (Amaranthus retroflexus), Yabani jüt (Chorcorus olitorius)Yabani fiğ (Vicia sp.), Yer fesleğeni(Mercurialis annua)

Foramsulfuron%30 + Iodosulfuron-methyl-sodium %1 + Isoxadifen ethyl %30 Ekipp Süper 100 ml/da 200 ml/da 400 ml/da Horozibiği(Amaranthus retroflexus) Semiz otu (Portulaca oleracea) Darıcan (Echinochloa crusgalli) Benekli darıcan (E.colonum) Kanyaş (Sorghum halepense)

Domuz pıtrağı(Xanthium strumarium)Kirpi Darı (Setaria viridis)

Sirken (Chenopodium albüm) Şeytan elması (Datura stramonium) Köpek üzümü (Solanum nigrum) İmam pamuğu (Abutilon theoprastii) *Teknik talimatlarda tavsiye edilen dozdur.

(30)

Tezin bundan sonraki kısmında Nicosulfuron Nico, Rimsulfuron Rim, Foramsulfuron + Iodosulfuron-methyl-sodium + Isoxadifen ethyl Foram olarak ifade edilecektir.

Nicosülfuron (Sanson)

Etki Şekli: Sanson, mısır tarlalarında sorun olan yıllık ve çok yıllık çimensi otlarla bazı geniş yapraklı yabancı otlara karşı, çıkış sonrası kullanılan selektif bir ilaçtır. Uygulamadan hemen sonra yapraklar sayesinde hızla bünyeye alınır, otlarda gelişim durur ve yapraklar kırmızı-mor renge dönüşür. 15-20 gün içinde otlar sararıp kururlar. Kanyaşta rizomları etkiler, yeni sürgün vermelerini engeller. Tatlı mısır ve cin mısırda kullanılmamalıdır. Ayrıca Ayrık (Cynodon dactylon) ve Topalak (Cyperus sp.) otlarını da baskı altında tutar. Pıtrağın yoğun olduğu yerlerde Bromxynil terkipli ilaçlarla karıştırıldığında etki artar (Bromoxynil: 100 ml/da).

Kullanma Şekli: İlaç önce ayrı kap içinde suda eritilmelidir. Aletin deposu yarıya kadar su ile doldurulup karıştırıcı çalıştırılarak ilaç içine dökülmeli ve üzeri su ile tamamlanmalıdır. İyi bir ot kontrolü için, iyi bir kaplama ilaçlama yapılmasına dikkat edilmelidir. Kullanılacak su miktarı dekara 10-40 lt’dir. Ot yoğunluğu fazla ise kullanılacak su miktarı arttırılmalıdır. İlaçlamalarda mümkünse yelpaze tipi meme (11003-11002) kullanılmalıdır. İlaçlamalar günün sıcak saatlerinde yapılmamalıdır. İlaçlamadan sonra 4-5 saat içinde yağış olmamalıdır. Organik toprak insektisitleri ile aynı yıl içinde kullanılmamalıdır. Yapraktan uygulanan organik fosforlu ilaçlarla arada en az 7 gün olmalıdır.

Münavebede Dikkat Edilecek Hususlar:Sanson uygulanan tarlalarda, 4 ay sonra sadece buğday, arpa ve soya fasulyesi; 10 ay sonra ise istenilen kültür bitkisi ekilebilir. Karışabilirlik durumu:Sanson Bromoxynl terkipli ilaçlar ile tank karışımı yapılarak kullanılabilir. Organik fosforlu ilaçlarla karışmaz (Anonim, 2012 h).

Rimsülfuron (Tarot)

Etki Şekli: Diğer Sulfonylurea’larda olduğu gibi Tarot’un etki yeri acetolactate enzimi sentezidir. Bu enzime, temel protein bloklarından valine ve isoleucine yapımında ihtiyaç vardır. İnhibasyon sonucunda büyüme derhal durur ve sonuçta bitki ölür. Bu enzimin insan ve hayvanlarda bulunmayışı, Tarot’un düşük toksisitesini açıklamaya

(31)

yardım etmektedir. Duyarlı bitki türlerinde (Amaranthus retroflexus’ta olduğu gibi) Tarot aktivitesinin ilk belirtileri meristematik dokuda görülür. Bu bitkilerde Tarot uygulamasından sonra büyüme derhal durur. Kloroz, nekrozis ve yapraklarda şekil bozuklukları gibi diğer belirtiler bir kaç gün daha geç görülür. Yabancı otlar 10 ile 25 gün içinde ölür.

Kulanma Şekli: Domates

Tarot tohumdan yetiştirilen domateslerde bitkiler 2–3 yaprağa ulaştıktan sonra ya da şaşırtılarak yetiştirilen domates tarlalarında bitkiler şaşırtma şokunu atlattıktan ve yeni büyümeler başladıktan sonra, yabancı otların erken büyüme dönemlerinde uygulanır. Tarot özellikle geniş yapraklı yabancı otların çok olduğu domates tarlalarında %75 Metribuzin içeren ilaçlar ile tank karışımı olarak birlikte kullanılabilir. Tarot 4 g/da + Activa 90 25 ml/da + %75 Metribuzin içeren ilaç 40 g/da dozundaki tank karışımı uygulamalarından iyi sonuçlar alınmıştır. Karışım ile ilgili olarak %75 Metribuzin içeren ilacın etiketi okunmalıdır. Üründe bir zarar ortaya çıkabileceğinden Tarot’u anormal hava şartları, kuraklık nedeni ile baskıya veya zararlılar tarafından hasara uğratılmış mısır veya domates bitkilerine tatbik edilmemelidir. Aynı yerde, aynı etki mekanizmasına sahip herbisitler üst üste ve uzun yıllar boyunca kullanıldığında bazı yabancı ot türlerinin dayanıklılık kazandığı ve o bölgede hakim hale geldiği görülebilir. Sonuçta herbisitlerin tavsiye edilen dozları ile bu yabancı otlara karşı yeterli etki sağlanamaz. Başka etki mekanizmasına sahip herbisitlerin değişimli olarak kullanılması veya bu tür herbisitlerle tank karışımı yapılması ayrıca toprak işleme gibi kültürel işlemler yabancı otların dayanıklılık kazanmasını geciktirir veya engeller. Sezon içinde aynı yerde birden fazla Tarot uygulaması yapılmamalıdır.

Mısır

En iyi netice için Tarot yabancı otların erken büyüme dönemlerinde (2–4 yapraklı ya da 5–10 cm çap veya yükseklikte) kullanılmalıdır. Sorghum halepense (Kanyaş-Geliç) gibi rizomdan çoğalan çok yıllık yabancı otların kontrolü için uygulama yabancı otun kardeşlenme döneminde yapılmalıdır. İlaçlama esnasında mısır 1–8 gerçek yaprak döneminde olmalıdır, mısırın daha sonraki dönemlerindeki uygulamalarda fitotoksite görülebilir. En iyi netice için ilaçlamadan sonra 4 saat boyunca yağış olmaması gerekir.

(32)

Karışabilirlik Durumu: Mısır bitkisinde fitotoksite görülebileceğinden organik fosforlu insektisitlerle karışmamalıdır. Herhangi bir tank karışımı yapmadan önce fiziksel, kimyasal ve biyolojik karışabilirliğin küçük çaptaki uygulamalarla gözlenmesi gerekmektedir. Tarot domateste yabancı otlara karşı Lexone 75 DF ile karıştırılarak kullanılabilir (Anonim, 2012 ı).

Foramsulfuron + Iodosulfuron-methyl-sodium + Isoxadifen-ethyl (Ekipp Süper) Etki Şekli:

Ekipp Super sistemik bir ilaç olup, yabancı otların yaprakları ve kısmen kökleri vasıtasıyla bünyeye alınır ve yabancı otların tüm bölgelerine taşınır. Köklerin topraktan su ve besin maddesi alınımı durur. Böylece mısır bitkisi ile rekabeti çok kısa sürede bitmiş olur. Yabancı otlar başlangıçta renk değişimine uğrayıp deforme olurlar ve sonunda kuruyarak ölürler. Ölümler türlere ve büyüme şartlarına bağlı olarak 2-4 hafta içerisinde olur.

Kulanma Şekli:

Gerekli miktar ilaç önce ayrı bir kapta suda eritilir. İlaçlama tankı yarıya kadar su ile doldurulup karıştırıcısı çalıştırılarak önce ilaçlı su ilave edilir. Hazırlanmış ilaçlı su aynı gün içinde kullanılmalıdır. İyi bir etki, iyi bir kaplama ilaçlama ile elde edilir. Motorlu sırt atamizörü hariç her çeşit aletle atılabilir. Kullanılan su miktarı dekara 20-40 litredir. İlaçlamalarda mümkünse yelpaze tipi meme kullanılmalı (11002-11003) ve basınç 3 atm. olmalıdır. 5 C°’nin altında ve 30 C°’nin üzerindeki sıcaklıklarda uygulama yapılmamalıdır. İlaçlamadan 4-5 saat sonra yağacak yağışlardan ilaç etkilenmez. Geliçli tarlalarda ilaçlamadan bir hafta önce ve sonra çapa yapılmamalıdır. Kuraklık, su birikmesi gibi aşırı stres koşullarında ilaçlama ertelenmelidir. Kuraklıkta yabancı otların aktif büyümeleri durakladığı için ilacın yabancı otlar içinde çalışması da duraklayarak etki düşüklüğüne neden olabilir.

Karışabilirlik Durumu:

Ekıpp Super; Decis ve yaprak gübreleri ile karıştırılarak kullanılabilir. İlacın uygulanmasından 10 gün önce veya sonra organik fosforlu insektisitler kullanıldığında ürüne zarar verebilir. Organik fosforlu ilaçlar ile karışmaz (Anonim, 2012i).

(33)

3.2. Metod

3.2.1. Deneme Alanının Hazırlanması

Deneme alanı toprak hazırlığı ilkbaharda nisan ayında önce pullukla derin sürülerek yapılmıştır. Derin sürümden sonra toprağı keseksiz hale getirmek için diskaro ile toprak işlemesi yapılmıştır. Daha sonra her bir herbisitin farklı dozlarının uygulanacağı 20 m2’lik 11 uygulamalı 33 parsel oluşturulmuştur. Her parsel, herbisitlerin uygulanacağı ilaçlama aletinin iş genişliğine göre 4 x 5= 20 m2 boyutlarında olup, bloklar arasında 1’er, parseller arasında 1/2’şer metrelik boşluklar bırakılmıştır. Deneme, tesadüf blokları deneme desenine göre kurulmuştur. Deneme deseni ile ilgili bilgiler Çizelge 3.8’de verilmiştir.

Çizelge 3.8. Deneme Yeri Planı

R: Rimsulfuron, N: Nicosulfuron, F: Foramsulfuron + Iodosulfuron-methyl-sodium + Isoxadifen-ethyl, K: Kontrol (Yabancı otlu), KÇ: Kontrol (Yabancı otsuz)

1m 5m N 62,5 R 2,5 R 10 N 250 R 5 F 100 N 125 F 200 K KÇ F 400 1m 5m N 250 R 10 N 125 K F 400 KÇ F 200 R 5 F 100 N 62,5 R 2,5 1m 5m N 125 KÇ F 200 N 250 N 62, 5 R 10 K F 100 R 5 R 2,5 F 400 1m 4 0. 5 m 4m 0. 5 m 4m 0. 5 m 4m 0. 5 m 4m 0. 5 m 4m 0. 5 m 4m 0. 5 m 4m 0. 5 m 4m 0. 5 m 4m 0. 5 m 4m

(34)

Şekil 3.3. Parselizasyon Yapılırken Alınan Bir Görüntü 3.2.2. Deneme Alanına Mısır Ekiminin Yapılması

Tokat Toprak ve Su Kaynakları Araştırma Enstitüsü’nde 10.05.2010 tarihinde Iğdır ili içerisinde Doğu Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nde 29.05.2011 tarihinde Girona mısır çeşidi, ekim mibzeriyle sıra arası ve sıra üzeri 25 x 70 cm olarak dekara 2.5 kg tohum hesabıyla ekim yapılmıştır.

(35)

3.2.3. Ekimden Sonra Yapılan Uygulamalar

3.2.3.1. Deneme Alanında Yabancı Otların Tür ve Yoğunluklarının Belirlenmesi Mısır çıkışının tamamlanmasından sonra deneme alanında bulunan yabancı otların tür ve yoğunluklarının tespiti yapılmıştır. Yabancı otların yoğunluğunu belirlemek amacıyla m2’lik çerçeve (1x1m), her parsele 2 kez atılarak sayımlar yapılmış ve yabancı otların tür ve yoğunlukları belirlenmiştir. Belirlenen yoğunluk değeri Odum (1971)’a ait aşağıdaki formüller kullanılarak hesaplanmıştır. Buna göre toplam bitki sayısı sayım yapılan toplam alana bölünerek uygulamalardaki yoğunluklar belirlenmiştir.

Yoğunluk (Abundans)= T.Y./n

T.Y. : Her türün sayım yapılan alanlardaki toplam yoğunluğu (adet) n: Sayım yapılan toplam alan (m2)

3.2.3.2. Herbisit Uygulamaları ve Herbisit Uygulamalarının Yabancı Otlara Etkisinin Belirlenmesi

Tokat Toprak ve Su Kaynakları Araştırma Enstitüsünde 16.06.2010 tarihinde, Doğu Anadolu Araştırma Enstitüsünde 21.07. 2011 tarihinde mısır 7-8 gerçek yapraklı olduğu dönemde çıkış sonrası olarak herbisit uygulamaları yapılmıştır. Herbisit uygulamalarında teknik talimatlarda tavsiye edilen dozların yanında bu dozların yarısı ve iki kat doz uygulamaları yapılmıştır. Uygulamalarda sırt pülverizatörü kullanılmış olup uygulama öncesi kalibrasyon yapılarak dekara 30 litre su kullanımına ayarlanmıştır. İlaç uygulamaları yelpaze hüzmeli meme ve 3 atü basınçla yapılmıştır. Parseller 5x4=20 m2 olarak deneme tesadüf blokları deneme desenine göre yapılmış olup bloklar arasında 1m, parseller arasında 1/2 m emniyet boşluğu bırakılmıştır. Aynı dönemde yabancı ot kontrol parselleri de çapa ile yabancı otsuz hale getirilmiş, ilerleyen dönemlerde çıkan yabancı otlar tekrar yok edilmişlerdir. Hiç yabancı ot kontrolü yapılmayan yabancı ot kontrol parselleri de oluşturulmuştur. Değerlendirmeler Taştan ve ark. (1996)’dan yararlanılarak 7, 14 ve 28 gün sonra yapılmış, kanıya esas veriler olarak 7. ve 28. gün değerlendirmeleri alınmıştır. Mısırda görülen fitotoksite değerlendirmelerinde ise yine Taştan ve ark. (1996)’da verilen fitotoksite açıklamaları esas alınmıştır.

(36)

3.2.3.3. Uygulama Parsellerinden Toprak Örneklerinin Alınması

Uygulamaların bazı bitkilere fitotoksik etkilerinin olup olmadığını belirlemek amacıyla Doğu Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nde uygulamadan hemen sonra 22.07.2011 tarihinde her parselin üç farklı yerinden 20 cm derinlikteki toprak kesitinden toprak örnekleri alınmıştır. Alınan bu toprak örnekleri petri ve saksı çalışmalarında kullanılmıştır.

Saksı Çalışmaları

İlaçlanmış parsellerden alınan toprak örnekleri 7x9 cm boyutundaki özel tipteki saksılar içerisine doldurularak test bitkilerinde fitotoksitenin olup olmayacağı araştırılmıştır. 22.07.2011 tarihinde Iğdır’da tesadüf parselleri deneme deseninde kurulan saksı çalışmaları, üç tekerrürlü olarak kurulmuş ve her saksıya 20 adet tohum ekimi yapılmıştır. Test bitkisi olarak çim ve tere kullanılmıştır. Deneme kurulduktan sonra çimlenme yüzdesini belirlemek için belli peryotlarda sayım yapılmıştır. En son sayımın yapıldığı 10. günde saksılardaki çimlenen tohum sayılmış, ekilen tohum ile çıkan tohum oranlanarak çimlenme yüzdesi hesaplanmıştır. Böylece uygulamaların çimlenme üzerinde etkisinin olup olmadığı belirlenmiştir. Yine 10. gün hasat yapılmış, kök, gövde sürgün boyları hesaplanıp bitki gelişimi üzerine etkisinin olup olmadığı araştırılmıştır. Değerlendirme sonuçları istatiksel analiz yapılarak değerlendirilmiştir.

Petri Çalışmaları

Dokuz cm boyutundaki içine filtre kağıdı yerleştirilmiş olan petri kaplarına, ilaçlanmış parsellerden alınan toprak örneklerinden 10’ar gr koyulmuştur. Üç tekerrürlü olarak kurulan denemede her petride 20’şer adet tohum kullanılmıştır. Test bitkisi olarak çim ve tere kullanılmıştır. Belli peryotlarda gözlemler alınmış ve denemeden 10 gün sonra çimlenen tohum sayılmış aynı zamanda hasat yapılarak kök, gövde ve sürgün boyları hesaplanıp bitki gelişimi üzerine etkisinin olup olmadığı araştırılmıştır. Değerlendirme sonuçları istatiksel analiz yapılarak değerlendirilmiştir.

(37)

Şekil 3.5. Uygulama sonrası Toprak Örneği Alımından Genel Bir Görüntü

Şekil 3.6. Petri Denemesinden Bir Görüntü

Şekil 3.7. Saksı Denemesinden Genel Bir Görüntü

(38)

3.2.4. Herbisitlerin Kontrollü Şartlarda Tohum Çimlenmesine Etkileri

Tarla denemelerinde kullanılan herbisitlerin petri çalışmaları ile bazı kültür bitkileri ve yabancı otlara etkilerini belirlemek amacıyla çimlendirme çalışmaları yapılmıştır. Test bitkileri olarak kullanılan tohumlar Çizelge 3.9’da verilmiştir.

Çizelge 3.9. Denemede Test Bitkisi Olarak Kullanılan Yabancı Otlar ve Kültür Bitkileri

Latince Adı Türkçe Adı Familya Adı

Abutilon theophrastii L. İmam pamuğu Malvaceae

Amaranthus retroflexus L Horoz ibiği Amaranthaceae

Capsicum annum L. Biber Solanaceae

Lepidium sativum L. Tere Brassicaceae

Sinapis arvensis L. Yabani hardal Brassicaceae

Triticum aestivum L. Buğday Poaceae

Çalışmalarda içerisine iki katlı filtre kağıdı yerleştirilmiş 9 cm çaplı petri kapları kullanılmıştır. Her petri kabına verilen tohumlardan 10 adet konmuş, uygulama dozu, yarı doz ve iki kat dozu şeklinde hazırlanan herbisit solüsyonlarından her petriye 5 ml konmuş ve petrilerin kapakları parafilm ile kapatılmıştır. Petri kapları 3 hafta süre ile 24 Co’de çimlenmeye bırakılmış ve süre sonunda çimlenen tohumlar sayılarak belirlenmiştir. Çimlenme yüzdesi aritmetik oran testiyle belirlenmiştir. Sürgün ve kök uzunlukları kumpas ile ölçülmüştür. Bu uygulamalar 22.10.2010 tarihinde yapılmıştır. Uygulamalar arasında fark olup olmadığı istatistiksel analiz yapılarak belirlenmiştir. 3.2.5. Uygulamaların Mısır Verim Unsurlarına Etkisinin Belirlenmesi

Iğdır’ da kurulan denemede 07.09.2011 tarihinde her parselden tesadüfen seçilen 10 mısır bitkisinde aşağıda belirtilen özellikler belirlenmiştir. Ölçüm ve gözlemler Ülger (1986) ve Sencar (1988)’ın kullandığı metotlar dikkate alınarak aşağıda belirtildiği şekilde yapılmıştır:

(39)

1. Koçan Ağırlığı:

Her parselden tesadüfen seçilen 10 bitkinin ağırlıkları tartılıp ortalamaları alınmış ve g olarak ifade edilmiştir.

2. Koçan Uzunluğu:

Her parselden hasat edilen koçanlardan tesadüfen seçilen 10 adet koçan soyularak uzunlukları ölçülüp ortalamaları alınmış ve değerler cm olarak ifade edilmiştir.

3. Koçan Çapı:

Koçan uzunluğunun belirlendiği 10 koçanın çapları kumpas yardımıyla ölçülerek ortalamaları alınmış ve değerler mm olarak verilmiştir.

4. Koçan Sıra Sayısı:

Koçan çapının belirlendiği 10 koçanda sıra sayısı tespit edilip ortalaması alınmıştır. 5. Koçan Uç Boşluğu:

Koçan çapının belirlendiği 10 koçanda tane doldurmayan uç kısımların uzunlukları ölçülerek ortalamaları alınmış ve değerler cm olarak ifade edilmiştir.

(40)
(41)

BULGULAR VE TARTIŞMA 4.1. Tarla Denemeleri Sonuçları

4.1.1. Deneme Tarlasında Teşhis Edilen Yabancı Otların Tür ve Yoğunlukları Toprak ve Su Kaynakları Tarımsal Araştırma Enstitüsü Deneme Alanı’nda saptanan 10 yabancı otun tür ve yoğunlukları belirlenmiştir. Bu yabancı ot türleri içerisinde horoz ibiği (Amaranthus retreflexus L.)’nin en yoğun olan yabancı ot türü olduğu saptanmıştır (Çizelge 4.1).

Çizelge 4.1. Toprak ve Su Kaynakları Tarımsal Araştırma Enstitüsü Deneme Alanı’nda Belirlenen Yabancı Otların Tür ve Yoğunlukları (Tokat)

Yabancı Otlar

Ortalama Yoğunluk (adet/m2)

Türkçe Latince Familya

Darıcan Echinochloa crus-galli L. Poaceae 1.1

Domuz pıtrağı Xanthium strumarium L. Asteraceae 15.6

İt Üzümü Solanum nigrum L. Solanaceae 7.3

Horoz ibiği Amaranthus retreflexus L. Amaranthaceae 20.1

Kanyaş Sorghum halepense L. Poaceae 10.2

Köygöçüren Cirsium arvenseL. Asteraceae 3.5

Semiz otu Portulaca oleracea L. Portulacaceae 4.3

Sirken Chenopodium albüm L. Portulacaceae 5.4

Tarla Sarmaşığı Convolvulus arvensis L. Convolvulaceae 3.2

Yapışkan otu Seteria sp. Poaceae 9.2

Referanslar

Benzer Belgeler

The conception of normalization is crucially important in the process of militarization as it has been seen in militarism too: Altınay points to the main

Here, we report on a semi-analytic theory for the pulse dynamics in similariton amplifiers and lasers including the soliton-similariton laser, based on a novel model pulse with

Branch retinal vein occlusion related macular edema (BRVO-ME) is the leading cause of visual loss in patients with Branch retinal vein occlusion (BRVO).. In the current study, our

İstanbul Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanı Olarak Hocam Meral Alpay.. My Teacher Meral Alpay as Director of İstanbul

中文摘要

the conclusion that if the needs of motivation factorwas satisfied, the clinical nurses had been more involved in their work, and suggested to focus on motivation factors of

Cambridge Üniversitesi T›p Araflt›r- ma Konseyi Moleküler Biyoloji Laboratuvarlar›, dün- yada pek çok ilki gerçeklefltiren, en önemli keflifler ve

Adding metastatectomy or radiosurgery to radiotherapy in young patients with good performance, less than four lesions and controlled systemic disease may reveal