• Sonuç bulunamadı

51 yıl sonra büyük eğitim hamlesine bakış:Köy Enstitüleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "51 yıl sonra büyük eğitim hamlesine bakış:Köy Enstitüleri"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCELERİ

51 yıl sonra büyük eğitim hamlesine bakış

Köy enstitüleri

*

- T T

SÛU

HAYRETTİN UYSAL

Yüksek öğrenimden sonra, TODAİ'yi bitirdi. Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni, kamu yönetimi uzmanı. Milli Eğitim Müdürlüğü, lise ve çeşitli okullarda edebiyat ve sanat tarihi öğretmenliği, idarecilik, TTK Kanunlar Raportörlüğü görevlerin­ de bulundu. TDK, UNESCO Türkiye Milli Komisyo­ nu üyesi oldu. Dört dönem Sakarya Milletvekilliği­ ne seçildi. CHP Parti Meclisi, MYK üyeliği, CHP Genel Sekreter Yardımcılığı, Sosyal Güvenlik Ba­ kanlığı yaptı. Basılı iki kitabı var.

1

1 Nisan 1940 yılında Türkiye'de "köy enstitüleri" kuruldu. Şimdi kapanmış olan "köy enstitüleri", aradan bunca yıl gevmiş Olması­ na rağm en ülkem izde, " T ü rk eğitiminin" bir temel taşı olarak hâlâ tartışılır; üzerinde kitaplar yayınlanır; yazılar yazılır; konferanslar, açıkoturum lar düzenlenir; tezlere konu olur; uluslararası eğitim örgütlerince bir­ çok ülkeler için tavsiye edilir, örnek gös­ terilir.

Türkiye'de, "köy enstitüleri” ni aç­ m ak fikrine gelinen, 1940'lı yıllarda durum u kısaca şöyle saptayabiliriz:

Dünyamız, insanlığa çok pahalıya mal olacak korkunç bir savaşa başlamış­ tı. A vrupa am ansız b ir kalkışm a ile "Nazizmin" saldırısına uğruyordu. Tür­ kiye hem bu saldırıdan kendini korumak, ülkeyi savaş dışı tutabilmek hem de taze genç cumhuriyetini, yaşadığı sıkıntılara, yokluklara karşın geliştirmek, yükselt­ mek istiy o rd u . F a k a t İk in ci D ünya Savaşı'nm etkisi ve savaş ekonomisinin ağırlığı altında bunalıyor; temel altyapı değişikliklerine yönelemiyordu; böylece ne toprak reformu yapılabiliyor, ne feo­ dal yapı kırılabiliyordu, ne de insanımız düşünce ve fikir özgürlüğünü yakalaya­ biliyordu.

"Çağdaş uygarlık" seviyesine ulaş­ mak. hatta geçmek istiyorduk, ama zin­ cirlerimizi parçalayamıyorduk.

Ağa-eşraf. sivil-asker seçkinler, or­ taklaşa ve bir ittifak halinde tek parti yönetimine egemendi. Bazen biri, bazen diğeri ön plana çıkıyor ve fakat iktidar halka hiç geçmeden, halk adına hep bu egemenlerde kalıyordu.

İşte "köy enstitüleri" tek parti döne­ minin bu üst sınıflarca paylaşılan ege­ menliklerinin arasından, o egemenliği eğitim y oluyla kırmak, köye yönelik ay­ dınlık bir yol açabilmek; köyü, içersinden alınacak elemanlarca kökten değiştirecek bir stratejik model olarak ortaya çıkıyor­ du,

ı

Bu düşüncede gerçek bir halk hare­ keti. dipten gelen, tab an d a n fışkıran gerçek bir demokrasi özlemi de bulunu­ yor olabilirdi.

"K ö y en stitü leri", kuruluşundan itibaren, öngördüğü yapı değişikliği..var­ mak istediği amaçlar ve uyguladığı ilkeler açısından büyük yankılar uyandırmıştır.

"K öy enstitüleri" Türkiye'ye özgü bir buluştu. Dünyada ömeği yoktu. Kö­ yü. eğitim, sosyal, ekonomik ve kültürel yönden tümüyle kavrayıp, eğitim yoluyla kalkınmayı amaçlıyordu. Eğitimde, "iş prensibi“ ni temel ilke almıştı. Hayattan kopuk, bellek için yük olan, ezberci eği­ tim tarzını reddediyordu. İnsanı, "sırça köşkün beyleri" olarak yetiştirmeyi değil, yaratıcı, üretici, işe yatkın, toplum un sağlam bir bireyi haline getirmeyi düşü­ nüyordu.

Bu sistemde "köy enstitüleri", laik ve demokratik eğitimi, eğitimin her saf­ h asın d a ve iş içinde uygulayacaklar;

k ita p ta n k o rk m ay an , k ita p okumayı alışkanlık haline getiren; düşünen, hak­ sızlık yapmayan; haksızlıklarla savaşan; insan hakları ve çevre bilincine sahip, üretici; özeleştiri yapabilen ve eleştiriye açık; köşe dönmeci, kolaycı değil; zorluk­ tan aşabilecek yapıda; yılgınlığa kapıl­ m ayan. ilerici, d em o k rat, insancıl ve toplumcu; bir başka ifade ile söylemek gerekirse, önder rol üstlenecek öğretmen­ ler yetiştireceklerdi.

Türkiye ve köy için bu. yeni bir öğ­ retmen tipi idi. Sonra, “ köy enstitüleri"- nden yetişen bu öğretmenler, gittikleri köylerde aldıklan bu eğitimi, iş içinde ku­ şaklara aktaracaklar;, kültürü, bilgiyi, tekniği, sistemi, köylüye, insanına, öğren­ ciye özümseteceklerdi. Köy ve köylünün kaderini değiştirecekler; köyün "yedi asırlık;, "m akus talihi" yenilecekti.

Bu büyük “ idealler” le çalışmaya başlanıldı.

Binlerce, kız-erkek köy çocuğu köy­ lerden seçildi. 21 yerde açılan "köy ensti- tüleri"nde. bu köy çocukları eğitime tabi tutuldu. 17 bin öğretmen, iki bin sağlık m em uru, bu yeni sistemle yetiştirildi. Anadolu'da, kıraçlarda bir destan savaş verilircesine an ıtlar yükseldi. 21 "köy enstitüsü", her biri “ modern" bir köy ola- rak . öğrencilerinin gücünden doğdu, yükseldi. Suyu öğrenciler getirdiler, ka­ nalları onlar açtılar, binaları onlar yaptı­ lar. T oprağı ektiler, biçtiler, ürettiler. Ellerinde nasır, kafalarında bilgi ve çeşitli becerilerle gerçekten bir yeni tip öğret­ men oldular.

Gittikleri köylerde değişim başla­ mıştı. Öğrendikleri bilgilerle, kazandıkla­ rı becerilerle köye, köy insanına etken oluyorlardı. Köylerde çağdaş toplumun yeni insanını oluşturmak üzere yeni bir yapı kurulma "mücadelesi" başlamıştı. Eserler ortaya çıkıyordu. Buna halk ka­ rizması da deniyordu. Anadolu'da eğitim seferberliği vardı. Köyler, okula, önder öğretmene, sağlık memuruna kavuşuyor­ du. binlerce okul yapılıyordu.

Ne var ki. bu eğitim sistemi ! 946'- larda karanlıkçıların saldırısına uğradı. Bu haksız, bu çirkin kara saldırıya direni- lemedi. "Köy enstitüleri"ni tutan çevreler de "siyaset arenası"nda yenik düşmüştü.

1954 yılında da "köy enstitüleri" tü­ müyle kapatıldı.

Söylemek gerekir ki. "köy enstitüle­ ri" sistemi bugüne dek işlemiş olsa idi. Türkiye'de laik ve demokratik eğitim tü­ m üyle b aşarıy a ulaşm ış ve yerleşmiş olurdu: tahrip edilen. "Eğitimde Birlik Yasası". (Tevhid-i Tedrisat) bugün sapa­ sağlam. kaya gibi diri kalırdı, aşınmazdı; ilk. orta, yüksek öğrenim sistemimiz tü ­ m üyle kim liğini bulm uş o lu rd u ; yüz binlerce öğrenci üniversite ve yüksekokul kapılarından yüz geri dönmezdi: okullaş­ ma oranı tamamlanmış olurdu; bölgeler arası böylesine bir dengesizlik görülmez­ di.

Bu kutlama yıldönümünde, bir kez daha, "köy enstitüleri"ni kuranlara, çağ­ daş bir gerçeği bize gösterenlere sonsuz "m innet" duyuyorum.

£ £>>

H .

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Ahmet Altıner, Enstitülerdeki “ iş içinde eği­ tim ” uygulamasını şöyle özetliyor: “ Köy Enstitüleri çokamaçlı bir okuldu.. Öğretmen yetiştiriyordu,

Bunu bir örnekle açıklayalım: Kaçırılan, araba kazası geçiren ya· da cinsel saldırıya uğrayan bir çocuk, çeşitli korkular ve bunalımlar geliştirir.

AB'nin 2006 yılında 44 milyar milyar dış yardımda bulunduğunu ileri sürmesine rağmen bunun 13,6 milyar avrosunun üye ülkelerde kaldığına dikkat çeken CONCORD, Irak ve

ısınmayla dünyanın ikliminin bozulduğu, biyo-çeşitliliğin azaldığı ve ekolojik kirliğinin sağlığı tehdit ettiği bir dünya denk düşüyor." Hukuki mevzuat

İnsanın vejetaryen olduğuna dair görüş ve kanıt bildirilirken en büyük yanılma biyolojik sınıflandırma bilimi (taxonomy) ile beslenme tipine göre yapılan

İstanbul'da yaşayan Tokatlılar, Yeşilırmak Tozanlı çayı üzerinde yapılmak istenen 5 HES projesine karşı Taksim'de yürüyü ş düzenledi.Yeşilırmak Tozanlı

edilmekle bu-konuda değerlendirilme yapmak iizere soruşnırma dosyası mükememize gelrniş olmakla; değişik iş esasına kayıt edildi.. Itiraz dilekçesi ve

l~yların sakinleşmesine ramen yine de evden pek fazla çıkmak 1emiyorduk. 1974'de Rumlar tarafından esir alındık. Bütün köyde aşayanları camiye topladılar. Daha sonra