I Kel Ha s a n E f e n d i
I ve K ü ç ü k I s m a i l
Tulûat tiyatrosunun unu-
\ tulmaz simalarından olan
İ Kel Haşan Efendi, 1870 yı
lında İstanbul’da dünyaya
gelmiştir. Tam elli sene hal kımızı güldürmüş, zamanı nın ünlü san’atçılanndan- dır.
Ailesi fakir idi. Onun için esaslı bir tahsil görmeden
genç yaşta hayata, daha
doğrusu «sahneye» atıldı ve ölünceye değin bu san’atm çilesini çekti.
GERÇEK ADI
Kel Haşan Efendinin ger çek adı Hasan’dı. Sultan II. Abdülhamit zamanın’da Sa ray Tiyatrosuna intisap etti
ğinden sonra «KEL HA
ŞAN» adı saçsızlığından do
layı seyirciler tarafından
kendisine takılmış ve ölün ceye değin Kel Haşan ola rak anılmıştır •
HOCASI
Kel Hasan'm üstadı, onu bir aktör olarak yetiştiren zamanın ünlü komiklerin den Abdürrezzak efendidir. Ancak, Kel Haşan «Tulûat» denilen, tekstsiz, mizansen siz oyunun nadir kaabiliyet lerinden biriydi. Ve bu hu susta ustası Abdürrezzak e- fendiye de baskındı.
KENDİ BAŞINA
Kel Haşan şöhretinin zir vesindeyken kendi adına bir topluluk kurmuş ve yıllarca «Tulûat» alanında unutul maz oyunlar çıkartarak se
yircilerinin hayranlık ve
takdirlerini haklı olarak top lamıştır.
Tam 50 yıl sahneye hiz met eden Kel Haşan 1929 yi
Iında İstanbul’da dünyaya
gözlerini yummuştur. KÜÇÜK İSMAİL
Orta Oyunu’nun unutul maz simalarından olan Kü çük İsmail, 1270 rumi yılında Fatih’te Zincirlikuyu'da dün yaya gelmiştir. Babası Ba- tum Valisi Mehmet beyin ve kilharcı Ahmet Efendi’dir.
Küçük İsmail, henüz 13
yaşındayken Lâleli’de İski lip Han’da temsiller veren Kavuklu Kör Mehmet Efen dinin Hey’etine katılmıştır. O zamanlar pek genç olan ünlü Kavuklu Hamdi de İs mail’in bu Hey’ete kabul e- dildiğini görünce, kendisi de müracaatta bulunmuş ve Hey’ete alınmıştır. Küçük
İsmail hâtıra defterinde
Orta Oyunu d ı ş ı n d a , san’at tiyatrosuna olan tut kuşunu aynen şu kelimeler le ifade etmektedir:
«Bizim oyunumuz olmadı ğı günlerde Gedikpaşa Ti yatrosuna devam eder, sah ne aktörü olmağa hevesle- nirdim. Büyük İsmail’in de lâletiyle Gülle Agop’a mura caat ettim. Yaşım küçük di ye beni kabul etmediler. O sırada Kör Mehmet öldü. Ye rinc Hamdi geçti. Kâmil A- ğa da ölünce devrin maruf oyuncuları birer birer kay
boldular. Ben pişekârlığa
başladım. Bu sırada valdem beni evlendirmeğe karar ver di. Oyuncu diye kimse, kız vermiyordu. Nihayet oyun culuğu bıraktım. Evlendik ten sonra Karagöz oynatma ğa başladım. Müzika-i Hü mayun Hayâlcibaşı’sı Yusuf efendinin yanına girdim. O rada meşhur Karagözcü Kâ
Kel Hasan Efendi tip Salih ile birlikte Kara- j göz oynatmayı mükemmelen ;
öğrendim. Yaşım 18 oldu.
Bir kız, bir sene sonra bir
erkek evlât babası oldum.
Oğlum Halil Piyade Binbaşı lığına kadar yükseldi. Ge çen Cihan Harbinde Çanak kale’de şehit oldu. Millet sağolsun.
1293 Rus muharebesi de virlerinde ilk defa orta oyu - nunu sahneye tatbik ederek «tulûat sistemini» dört arka daş icadettik. Jönprömiyeye bendeniz, İhtiyar’a Agâh, Komik’e Hamdi, Tiran’a da Büyük tsmail çıkıyorduk.»
Bundan 40 yıl kadar önce hayata gözlerini yuman Kü çük İsmail’in bir unutulma yacak yönü de sahnemizi Er § meni şivesinden kurtarmış olmasıdır.
u m
* « « « !1
ımıasM
M M N t lininini.idiitai. V'iÉMlíillMiifBl. U H M 'a r e ,İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi