KİTAP TANITIMI VE TENKİDİ
Abdurrazzak b. Hemmam es-San'an..
"Tefsiru'l-Kur'ô'ni'l-Azız".
Tahkik edip norlar ilave ederek Neşreden, ed-Doktor Abdu'l-Mu'ti Emin Kal'ad. Daru'l-Ma'rife, Beyrut 1991.I-II.
Sizlere, tanıtmaya çalıştığı m bu tefsir, basım itibariyle çok yeni olmasına rağmen, ya~r.ılışıitibariyle Kur'an tefsir naslarının en eskisi ve en sağlam olanıdır. Sahabe devrinde, ayetleri sıra ile arka arkaya tefsir etmek gibi bil' hareket bahis konusu değildir. Kur'an-ı Kerim ayetlerini sıra ile tcfsir etme hareketi Tabiiler devrinden itibaren ted-rieen gelişmeye başlamış, II. asrın sonlarına doğru kemalini bulmuştu. Abdurrazzak'ta bu tefsirinde ayetleri tam bir sıra ile takip etmemiş, bazılarını atlı.mıştır. Bu tefsinle nakd, tercih, re'y ve arap dilinin filo.' lojik inceliklerine dayanan hususlara pek rastlanmamaktadır. Ekseri nakiIİer, ayetlerin niizul sebebIerini açıklamaktadır. Abdurrazzakın sahabe, tabiin ve daha sonrakilerden naklettiği sözler, bir ön fikre sahip olmaksızın ve te'vilsiz olarak zikredildiğinden büyük önemi haizdir. Müellif, toplumun saf ve temiz anlayışını aksettirmesi bakımından itimad telkin etmektedir. Onun bu tefsirinde re'y tefsirine delalet edecek. bir hususa ~astlanmadığı gibi, cahil. arap şiirinden istifadeetme gibi bir .yola da gidilmediği görülmektedir.
Araştırıeının iki cild halinde neşrettiği bu eserin eildlerine göre muhtevalarını okuyuculanmıza şöyle sunabiliriz:
I. Çild: Naşirin mukaddemesi (s. 5), Müellifin halteı'cemasi (s. 9-10), Tefsir ilmi hakkında Mukaddime (s. 11-19). Bu mukaddime içerisinde tefsir ve te'vilin tarifi (s. ll), Tefsirin doğuşu ve gelişmeei (s. 11-12), Sahabe döneminde tefsir medresc1eri (s. 12), Tefsirin dönem-leri (s. 12-13), Me'sur tefsir ve hükmü (s. 13-16), müfessirdönem-lerin meşhur-ları (s. 16-19). Abdurrazzakın tefsirinüı kıymeti ve bazı hususiyetleri (s. 23-30). Bu kısımda Kur'anın Ebu Bekr zamanındaki eem'i ve tefsir veeil:ıleri ile söze başlanmakta, Peygamberin hadisi ile, sahabe eseriyle ayetlerin tefsiri, lafzi ve cümle tefsirleri, Mekke, Medine, Sahabe ve İslam tarihi haberleriyle ayetlerin tefsiri, Müşriklerin ve diğerlerinin
lan ile delil getiı'me ve müslümanlar için uzun haberIerIc ayetin tef-siri, yaratılışın başlangıcı, Peygamber kıssaları ile delil getirme, İs-railiyatla delil ,getirmenin azlığı, Tefsirde bazı fıkhl hükümlt're zıtlık. lar, Tabiiler arasındaki hilaf hakkındaki rivayetler ve bunlaİm alınması, kitabın tümünün i?cyhll\1i tarikiyle ve diğer kimselerden nakledilmesi.
Kitabın ya:r.maları (s. 31-33), eseri tahkikte takil' ettiği usul (s. 34), ve muhakkikin bir hııtimesi (s. 35-36), yazma nüshaların çeşitli varaklarından. bazı örnekler sunulmaktadır (s. 37-54).
Tefsirin M'ukaddimesi (s.
57-60)
nde müdlif Kur'anın eem'i babı ile başlamakta Re'y ile Kur'an lıakkında konuşanlar ile son bu.lmak-tadır. Fatiha sUII'si (s. 61) de başlamakta, birinci cild cl-Kehf suresi ile (s. 348) de mna ermektedir. .II. Cild:
Meryem suresi ile başlamakta (s. 5) ve Nas suresi ile (s. 336) tamamlanmaktadır.Araştırıcı Dr. Abdu'l-Mıı'ti Emin Kal'ac!, Abdurrazzakın bu tersiri hakkında, Kur'an tefsiri naslarİnınen cS,kisi}'een sağlamı olduğunu söyledikten sonra, bu tefsil'i tahkik için Daru'I-Kutubi'I-Mısriyye kü. tüphanesinde bulunan, bir çok yerleri rutubetten har ab olmuş olan nüshad~n faydalandığını, ara,ştırmasını doğrulamak için Taberinin tefsiri ile, Suyuti'nin ed.Dürrü 'l-Mt'msuruna müracaat ettiğini söylemektedir.
Kitab basılmaH için matbaaya verildikten sonra, kendisine, eş-Şeyh Şerefııddin Hicaz! tarafından, Ankarada İsmail Sfıib kolleksiyo-nunda bulunan nüshanın da sunulduğunu, bu nüshanın Mısırdakinden ,daha eski olduğunu ve durumunun Mısırdakinden daha iyi
bulundu-ğunu, tefsiri neşretmek için bu yeni nüshanın da kullanılması gerekti-ğini zikrctmekt€dir.
Kitabın müellifi Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi es-Sarı 'ani cl-Himyeri'dir. 126/743 senesinde San'ada doğmuştur. Künyesi Ebu Bekr'dil'. Yemenin yetiştirdiği sika hadis hafızı, müfessir ve fakih-lerindendir. Buharinin ravi'lerinden biridir. Takriben 17 .000 hadis ezberlemiştir. Genç yaşta'ıiken islamı ilimIeri öğrenmişti. -İbn eüreye'den ilim almak için gittiğinde 18 yaşında olduğu söylenir. Kendi ifadesine göre, yedi sene müddede Ma'mer li. Raşid (ö. 154/770) le birlikte bulunmuştur. Pek çok ilim adamı na mülaki olmuş ve onlardan nakil-lerde bulunmuştur. Bunlardan bazıları: Ma'meL b. Rfışid
(Ö.
154/
770), İbn Cüreyc (ö. 149/766), tJheydııll~h b. Ümer (ö. 147/764), Sevr b. Yczid (ii. 153/770), cl-Evza'i (ii. 157/774), Süfyan es-Sevrı (ö. 161/777), Malik b. Enes (ö. 179/795), Süfyan b. Uyeyne (ii. 198/
KiTAP TANıMı 265
813),
Hişflm b. Hassan (ö.148/765),
Haecae b. Ertat (ö.149/766),
Zekeıiyya b. İshak, İkrime b. Ammar ve diğerleri ... Kendisi bir ilim hazinesi olduğundan, pek çok kimse ona gelmiş ve ondan ilim almış-lardır. İşte onl::ırdan bazıları: Ahmed b. Hanbel (ö.
241 /8.'}5),
Yahya b. Ma'in (ö.233/847),
İshak b. Rahaveyh (ö.238/852),
cz-Zuhli (ö.258/872),
Abdb.
Humeyd (ö.249/863),
Ali b. el-Medin! (ö.234/
848),
Selerne b. Şchih(ö. 294/906).
Şeyhlerinden olmasınarağmen Süfyan b. Uyeyne ve Ma'mer b. Süleyman bile ondan rivayet etmiş-lerdir. İbn Hallikan, insanlar nasıl Hazreti Peygamber'e koştularsa, Peyga~berden Bonn: Abdurrazzaka koştular dempk suretiyle, onun ilim alanındeki kıymetine işaret etmektedir.T:>snifler"sahihi olan müdlif Abdürrazzakın enmeşhür eserlerindım biri hadiEe dair olan "e1-nıusannaf" v{"ya diğer
ismi
ile "el-Camiu'l-Kebir"idir. Z{"hebi ond",n şöyle bahseder: O bir ilim hazinesidir.21033
hadisi ihtiva eder. Habihur'-Rahman el-A'zami onu tahkik edip, II eilt .halinde neşretti. Bireild halinde de tafsilatlı fihristi yapılmıştır.
Hz; Aliye sevgi beslediği ve Hz. Muaviye den hoşlanmadığı için, onu teşeyyu (Şiiliğ{"mütemayil) ile itham ede'iıler ortaya çıkmışsa da, Ahmed b. Hanbel, ondan bu hususu teyid edeeek bir şey işitmediğini, fakat onun, insanlar hakkındaki haberlere taaceüble meyleden bir tabiatı bulunduğunu söylemektedir. Onun asla aşın bir şii olmadığına, Ali'yi
sevdiğine ve onun katiline buğzetmeyi sevdiğinı:, işaret etmektedir. Sele-me b. Şebib, Abdurrazzak'tan şu sözleri işittiğini söyler: "Allaha Yemin ederim ki, Ali'yi, Ebü Bekr ve Ümer üzerine tafdiI etme hususuna asla gönlüm razı değil". Bütün bu konudaki sözler onun aşırı bir şia tema-yülüne sahip olmadığını göstermektedir. Bununla beraber, ilk devi:.deki Şia anlayışı ile, muahhaı Şia anlayışı arasında fark bulunduğunu nazarı itibara almak lazımdır. İlk devirlerde hiçbir mezhebi ceryana kapıl-madan, Hz. Aliye muhabbet besleyen kimseler dahi Şia'dan ad de dil-mişlerdir. Abdurrazzak'ta bunlardan biri olabilir. ez-Zehebi de, Abdur.-razzakı şiilikle ayıpladılar, ama o, bu hususta müfrit değildi. Onun sadeee Aliye muhabbeti vardı ve on~ katledenlere kızıyordu, demekle, onun müteşeyyi'liğinin korkunç olmadığını, bize bildirmiş oluyordu. Abdürrazzak,
211 /827
,>enesi Şevval ayının ortalarında85
veya 86 yaşlarında iken vefat etti. Hakkında bazı şeyler söylenmişse de, eserleri hakkında medhu senadan başka birşey işitilIİJ.emiştir.Müellifin tasniflerinden biri de burada zikredeceğimiz meşhür t~fsiridir. Bu tefsiri kendisinden Muhammed b. Hammad et-Tihrani
Bu tef~iri, lafızların tefsiri noktasından ele alacak olursak, Kur',a-nın manasını anlamayı murad eden kimse, Kur'an lafızlarının esraıını ,bilme, müfred lafızları araştırma gihi ilk muhtaç olunan şeYlf'ri onda
bulur.
Abduırazzak, her Kaber ıçın bir İsnad vermektedir. Yukarıda verdiğimiz pek çok kişiden yaptığı isnadların bazısı merfu, bazısı mevkfı.f bazısı da ml1ktu'dur. Bu şekildeki iSDadlara hemen hemen her sahifede sık sık rastlanmaktadn .
.Ayetlerin anlaşılması içİn tefsir ilminde bilinmesi gereken husus-lardan biri de şüphesiz, ayttlerin nerede ne zaman ve hangi sebçpten .dolayı nazil olduğunu bilmektir. Nü,,;uI sebebIerini bilmek, hükümleri sebyplere bağlamağa vesile olur. Bazı ayetlerin nüzul sebepleri açık olduğu halde, bazılarınlD da olmayalıilir. Nüzul sebebIeri olmayan ayetler de, ihtiva ettikleri manayı Qnlatmak İçin nazil olmuş olabilirler. Netice olarak ayetlerin nüzı).1sebebIerini bilmek, Kur'anın manasını anlamaya vesilc olan en mühim bir yoldur. Abdürrazzak ta, tefsirinde nüzul rivayet etmiştir. Tcf~irin baş tarafı (mukaddimeoi) biraz ek~ik olmasına rağınen, Rbu Bekr zamanında, Kur'anın cem'i meselesi ile başlar, ayetleıi re'y ile tefsir etmekten şiddetle kaçındırmaya çalışır, tefsir ilminın dört vechi ı;çıklaJl1r. Kur"aııın Kadir gecesinde tüm olarak nazil olması, sonrada Allah elçisine parça parça indirilme~i de ~lınlf. İsrailiyat ile istişhadm azlığı, tefsirde öğülecek fıkhi hükiımleri arze-dişi, Mushaf kitabetinin para ile yapılmasının keraheti gösterilir.
Böylece Abdurrazzak, aldığı riv£ıyetleri muhöJ8za etmiş, tabiiler arasındaki ihtilafları adım adım tdsirinde hadisleri ayırarak göster-"miştir. Denildiği gibi, musbaf SIl"2Sıııagöre ayet ayet K ur'fmı tefsir eden ilk kişi Ferra ise, Abdurrazzak bu işi daba devamlı yapmıştı. Onun hidayete yakınlığı, icma yapmaya kudreti, midesiz şeylerden sarfı nazar etme8i, ilmi ilc idrik ettiğini 1adi~lerle tefsir etmesi, £ıyet-lerin mana51, garibIeri şerhetme yönünden şumullü olması, zor kcli-meleri halletmesi, di~er yolları göstermesi gibi yönlerden, Ferril'dan daha öncedir.
Bu tefsirin diğer meziyetleri, Im tefsiriıı büyük bir kısmı Abdur-razak tarafından şeyhi Ma'merden, o da Katade'den nakletmiştir. Bundan başkıı, Mücahid, Ata, Muhammed b. Ka'b, Ebu'ı-Aliye gibi zevattan da bol bol rivayetleri vardır. Keza, Sa'id b. eübeyr, ed-Dabhik, Süfyan es-Seyri, Şu'be, Veki', Mukltil, Atiyye, ı;s-Süddi ve diğC'rlerin-den de nakilleri bulunmaktadır.
iSMAİL CERRAHOGLU
KİTAP TANTMl 267
sebeplprini ihmal etmemiş, sık sık ayetlerin nüzül sebeplerini rivayetlere lere dayanarak vermiştir. Bu hususta, tefsirden bir örnek verebiliriz.
-.
~,~J..,;2.'; ,:)~i
~jls'" :JL; ,ö,:)l.:j
ıf
J4J<,4 L;~i:JL;
,J\j)I. ..
I.~ç.~
~.J':".J l.Jl.J)
01)\
IJ-:1)
'Jfl\ ~
(1)c.»..-LJ
1.J
'~J;J,I
~
(177:~~1
ö.AJI)' (~j~JJ.J
Jj.:ll
..
Müfessirimiz nesh olayını kabul eder, ayetlerin naı>ih ve mensfıh-ları hakkında bilgi verir. Mesela,
t.Jljl.Qj~ J)
: Jl..:: .ı.l.Ji
J
,c,:)l:;
:ı~
'J4J<,4t:.;..b-
:
Jli
Jlj}
..Lç.
~rLI
I}:il)
:JL..;~J}~;.,...j
JL;
(191:öJA.:1I)
(i\)"\~-l.\
~
(2) 5 : ~ ..
.r
q (40
r.J .
i..l,,-
~
J ..
Abdüxrazzak, tefsirinde lügavi kaynağa önem vermiş, ayetlerdeki garib kelimelerin müfred ma~alarını, ayetin manasını izah edecek şekilde nakillerde bulunmuştur. Bir örnek verecek olursak,
(~J.J)
:Jl-;
Jj
J
:ıJ-I
.:ıç.
'J"""'"
li~,;.\ :Jli
'Jlj)l
..Lç. (3).~"ı"-i.JI JL4:JI.J
J~I""
: Jli
(16: ~YLI)
MüfesE.irimizinönem vf'rdiği hususlardan biri, ayetlerden hüküm-ler çıkarması, diğer bir deyimle ahkam ayetlerini açıklayan haberleri nakletmesidir. Mesela:
I~~.J) :
JL..;
.J;
J
'c,:)l:i
ı:f
'J""""
(£..JS.J.i.J
,~l::S:1I
J'I
~IJ",::l:ı~
~l(.,r.J.I
t:.;
..i,,- :
J
li
.J \.)
JI.J...&,
.:Jli
221 öJA.:JI)
(~ls"'.rJ.I
4
'~\j.a:.J\
4~':)~ ~.b-Bu tefsirde kıraat rivaYl'tlerinin nakledildiğini de müşahede etmek-teyi7.. Kaynağa yakın olması bakımından kıraat rivaY(jtleıinin önemi kendiliğinde~ ortaya çıkmaktadır. Me~cla,1 Abdurrazzakın Tefsiri, 1. 84. 2 Aynı eser,!. 90.
:~ Aynı eser, i. 243. 4- Aynı eser,
r.
103,"
Bu tef~irde çok fazla olmasada bazı israili rivayetıere ıastlanmak. tadır. Mes'ela,
'W:.P.'" 0'.
J..J.if
~~
ıJl...>.
0'.
iL=.A~
: Jli
,JIj)l~
(259:öJ~1I)(5)(lA.,r.:J
~.f)
lAiJ.4: ıJt)'~~ 0'.
~j
-ıJi
İSM1\İL CERRAHOGr.U
(ıJ~)I~ti..u
:41
J
iJ
ö;,l:iif'~lil~\
:Jli ,Jlj)l~
L:J~
'O~i~T ~
:
~")IJ~1
O~~ ~t;.'i.ıl
ı)\ ~0Jli
1:
Jli (: ıJ~ )\)
~ii.ıi)'
:L.-Jw :~
~JJ Jli
f
O~0.ı~~
u:./
J '0.l:!öl).flIJ
:Jli
,J\j)l~~
l:J.ı:>-(6).4JA~.ı:iı\
~A\)",f
~
~
II
(ıJ~Jl\
, '
••. ~ ıı:.
~~~ 1'\-11
JI
d')':1\ '-;-'}\
,-"".;ı~l.I ~
,i.~
if ö~l:iJliJ '~
t;~1
. L.~
Ji •.
r'~
,.!,UL.
LiL.'\
:Jli
,JIJ')\..l..~
L:J~
(7).SL..
rJ. ~ ı..r
(8).~.
-;A)li-.ıb:-
if
\;jLS" : Jli )~ ~I ~
if
,ı!.lJL.
5 Abdıırrazeakın T~fsir;, i. 116. .6 ,'\ynı ~srr, II. 37.
7 Aynı es<'." II. 39. 8 Ayıu eser. II. 14. 9 Aynı eser, I. 121.
~j
rr.}i
J
l.J
..lJIL.\;)
: ~
~i
ol,:,I)\~I ö~l::iıJt)'J : ~
Jli
~J-ıJ ~(' if ~)~i~
'~IJ!
~)JJJ.:I
J..;
t
ıJL:Jli (
7.ıJI/JT)
t"
J 4:1~
;.'i.ıIJ...p
;.'i.ı\J.J"')
c.~
\J~0:jJI
4:~~.ı;..,
J )~
,-;-,b...,pIJ
ıJt)'
..l4l
(9).
Ri
J.
ii.#'J ~\J.
J".;.>-
)...v~1
J0:J~411
if
~\"";')i ~,
26fl
Bu gibi İsraili kıssaların ekserisi, Ka'bu'l-Ahb~h ve Vehb b. Mtinebbih'e dayanmaktadır. Mesela Talut kıssasında, Hz. Ademi, Cennetteki mem-nu ağaca yaklaştırmak için, ~eytamn gayreti, yılanla olan. tcşriki mesaisi ve bunlara vcl"ilen cezalar, aynen Tevrattaki gibidir.
Yukarıda zikıettiğimiz hususlardan başka, ayetleri zı:ı.hıır edecek mezhep eeryanlarına tahsis etme hareketinin izlerine de bu tef~irde rastlamaktayız. Müfessirinıiz diğer hu:;m,1arda olduğu gibi, bu kunud~ da kendi fikrini hclirtmemekte, sadece mücerred haberleri'nakletmekle yetinmektedir. Mesele,
KİT AP TANıMı 269
~, ı:.ı"
W
0'.
w....
ıf.
'lS),;!'
l.i~' : J\i
,Jlj)l
~
l:.:~
'-!..r>-
)rı) if
:JlAi~tk
~i
0'.•
J~
Ji
"I}J\ 0'.' ili :Jli
~i
(IO)."I)J?,
J'I~'~J
:Jli
I03-104.:~\)
(~)J\(
...
\rtrl
Tavsifini yapıp tanıtmaya çalıştığımız hu tefsir, Abdurrazzakın şahsi görüşlerini taşımamakta, sadece şeyhlerinin rivayetlerine dayan-maktadır. Şiiliğe mütemiiyiI olmakla itham edilen müellifin, ef.erinde bu konuya açıklık getirecek bir ize rastlanmamaktadır. Eber tam manabi ile, ilk devirdeki Kur'an tefsiıi anlayışını, saf ve sade birşekilde nakletmesi bakımından ehemmiyeti haizdir, Lisan inceliklerinden zi-yade mananın bakim clduğu bu tefsirde, Allahın murat ettiği şeyin anlaşılmasına matuf bir gayret gözı çarpmaktadır. İlk rivayet tef-sirlerinin. en iyi örneklerinden biridir.
Pr!)f. Dr. İsmail CERRAHOGLU