• Sonuç bulunamadı

Ortaöğretim okul müdürlerinin liderlik stilleri ve iletişim becerileri arasındaki ilişki

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ortaöğretim okul müdürlerinin liderlik stilleri ve iletişim becerileri arasındaki ilişki"

Copied!
154
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

EĞİTİM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI

EĞİTİM YÖNETİMİ VE DENETİMİ BİLİM DALI

ORTAÖĞRETİM OKUL MÜDÜRLERİNİN LİDERLİK STİLLERİ VE

İLETİŞİM BECERİLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan İpek ÇETİNKAYA

(2)
(3)

EĞİTİM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI

EĞİTİM YÖNETİMİ VE DENETİMİ BİLİM DALI

ORTAÖĞRETİM OKUL MÜDÜRLERİNİN LİDERLİK STİLLERİ VE

İLETİŞİM BECERİLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

İpek ÇETİNKAYA

Danışman: Prof. Dr. Nezahat GÜÇLÜ

Ankara Haziran, 2011

(4)

i

JÜRİ VE ENSTİTÜ ONAY SAYFASI

Ġpek ÇETĠNKAYA’nın, “Ortaöğretim Okul Müdürlerinin Liderlik Stilleri ve ĠletiĢim Becerileri Arasındaki ĠliĢki” baĢlıklı tezi 22.06.2011 tarihinde, jürimiz tarafından Eğitim Yönetimi ve Denetimi Bilim Dalında Yüksek Lisans tezi olarak kabul edilmiĢtir.

Adı Soyadı Ġmza

BaĢkan (Tez DanıĢmanı): Prof. Dr. Nezahat GÜÇLÜ ………. Üye: Doç. Dr. Bekir BULUÇ ………. Üye: Yrd. Doç. Dr. Ferudun SEZGĠN ……….

(5)

ii

Liderlik ve iletiĢim kavramları bugüne kadar örgütsel bağlamda birçok araĢtırmaya konu olmuĢ kavramlardır. Yapılan araĢtırmalarda farklı tanımlar bulan bu kavramlar, örgütsel ya da toplumsal bir ihtiyaç sonucu ortaya çıkmıĢtır. Özellikle 20.yy.ın ikinci yarısından itibaren liderlik kavramı daha fazla yankı uyandırmaya baĢlamıĢ ve liderler örgütlerin baĢarıya ulaĢmasında anahtar kiĢi olarak görülmüĢtür. Her alanda olduğu gibi eğitim alanında da yaĢanan hızlı değiĢimle bilgiye ulaĢma yolları çoğalmıĢ, sistemler değiĢmiĢtir. Okulların değiĢime ayak uydurması ve okulun etkin bir Ģekilde yönetilmesi okullardaki etkin bir iletiĢim ortamının varlığıyla mümkün olacaktır.

Bu araĢtırma, okul müdürlerinin ve öğretmenlerin görüĢlerine göre okul müdürlerinin liderlik stilleri ile iletiĢim becerileri arasındaki iliĢkiyi saptamak amacıyla yapılmıĢtır. ÇalıĢmanın alana önemli katkılar sağlayacağı umulmaktadır.

Sadece bu araĢtırmada değil, lisans eğitimimin baĢladığı ilk günden itibaren benden desteğini esirgemeyen ve bana güvenen danıĢmanım, değerli hocam Prof. Dr. Nezahat GÜÇLÜ’ye, benden hiç bir zaman yardımlarını esirgemeyen bölümdeki değerli hocalarıma, olumlu ve yapıcı eleĢtirileri ile tezime büyük katkı yapan Doç. Dr. Bekir BULUÇ, Doç. Dr. Mehmet KORKMAZ, Yrd. Doç. Dr. Ferudun SEZGĠN ve ArĢ. Gör. Ali Çağatay KILINÇ’a teĢekkürü bir borç bilirim. AraĢtırma sırasında bana destek olan kurum arkadaĢlarıma, dostlarım Olcay HEKĠMOĞLU, Tuba ÖZHEKĠM, Deniz BOZKURT, GülĢah ĠMAMOĞLU’na, araĢtırma için gerekli verilerin toplanmasında yardımcı olan tüm öğretmenlere, okul yöneticilerine ve yardımını esirgemeyen, burada adını sayamadığım tüm arkadaĢlarıma teĢekkürler.

Ayrıca bu zorlu süreçte desteklerini esirgemeyip hep yanımda olan aileme sonsuz saygı ve teĢekkürlerimi sunarım.

Ġpek ÇETĠNKAYA Ankara, Haziran–2011

(6)

iii ÖZET

ORTAÖĞRETĠM OKUL MÜDÜRLERĠNĠN LĠDERLĠK STĠLLERĠ VE ĠLETĠġĠM BECERĠLERĠ ARASINDAKĠ ĠLĠġKĠ

ÇETĠNKAYA, Ġpek

Yüksek Lisans, Eğitim Yönetimi ve Denetimi Bilim Dalı Tez DanıĢmanı: Prof. Dr. Nezahat GÜÇLÜ

Haziran-2011, 154 sayfa

Bu araĢtırmanın amacı, ortaöğretimde görev yapan okul müdürleri ve öğretmenlerin görüĢlerine göre okul müdürlerinin liderlik stilleri ile iletiĢim becerileri arasındaki iliĢkiyi saptamaktır.

Bu araĢtırma iliĢkisel tarama modelindedir. AraĢtırmanın evrenini 2009–2010 eğitim-öğretim yılında, Ankara ili merkez ilçelerinden Altındağ, Çankaya, Etimesgut, GölbaĢı, Keçiören, Mamak, Sincan, Yenimahalle sınırları içinde yer alan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ortaöğretim kurumlarında görev yapan 14969 öğretmen ve 319 okul müdürü oluĢturmaktadır. AraĢtırmanın örneklemini ise, ulaĢım kolaylıkları ve evreni temsil edecek okul sayısına sahip olmaları nedeniyle Keçiören, Çankaya, Mamak ve Yenimahalle ilçelerinde görev yapan müdür ve öğretmenler oluĢturmaktadır. Bu 4 ilçedeki lise sayısı 200, bu okullardaki toplam öğretmen sayısı 9161 ve müdür sayısı 200’dür.

Bu araĢtırmada okul müdürlerinin liderlik stillerini belirlemek için ise “Çok Faktörlü Liderlik Anketi - Değerlendirme Formu (5x Kısa)” ve iletiĢim becerileri düzeylerini belirlemek için “Okul Yöneticilerinin ĠletiĢim Sürecindeki Etkililiği Ölçeği” kullanılmıĢtır.

AraĢtırmada Ģu bulgulara ulaĢılmıĢtır: Ortaöğretimde görev yapan öğretmenlerin görüĢlerine göre okul müdürlerinin iletiĢim becerilerine iliĢkin algıları orta düzeydeyken, okul müdürlerinin kendi görüĢlerine göre iletiĢim becerilerine iliĢkin

(7)

iv

göre iletiĢim becerilerine yönelik anlamlı bir farklılık olduğu görülmüĢtür. Ortaöğretim kurumunda görev yapan okul müdürlerinin dönüĢümcü liderlik stillerine iliĢkin algıları öğretmen görüĢlerine göre daha olumlu iken, iĢlemci liderlikte ise öğretmen görüĢlerinin okul müdürlerinin görüĢlerine göre daha olumlu olduğu görülmektedir.

AraĢtırmanın sonuçlarına göre, okul müdürlerinin iletiĢim becerilerinin dönüĢümcü liderliğin geneli ile kuvvetli iliĢkili olduğu, diğer yandan iletiĢim becerilerine iliĢkin genel düzeyin iĢlemci liderliğin geneli ile iliĢkili olmadığı görülmektedir.

Bu araĢtırmanın sonucu olarak, okul müdürlerinin dönüĢümcü liderlik becerileri arttıkça okulda öğretmen ve yöneticiler arasında iletiĢimin arttığı, okul müdürlerinin iĢlemci liderlik becerileri arttığında ise de okul yöneticileri ile öğretmenler arasında iletiĢimin azaldığı ortaya konmuĢtur.

Anahtar Kelimeler: ĠletiĢim, Örgütsel ĠletiĢim, DönüĢümcü Liderlik, ĠĢlemci Liderlik

(8)

v

The aim of this research is to determine the relationship between leadership styles and communication skills of school administrators according to opinions of school administrators and teachers who work in secondary education.

The research was based on the relational search model. In 2009-2010 Academic Year, 14969 teachers and 319 school administrators -who work in secondary educational institutions within the Ministry of Education and in the boundaries of the central districts of Ankara like Altındağ, Etimesgut, GölbaĢı, Keçiören, Çankaya, Mamak, Sincan and Yenimahalle- form the content of this study. The teachers and the school administrators who work in Keçiören, Çankaya, Mamak and Yenimahalle, due to the transport facilities and the number of schools which represent the basis of the study, form the sampling of the study. In these four districts, there are 200 high schools. The number of teachers is 9161 and the number of school administrators is 200 working in these schools.

During the study, “Multi-factor Leadership Questionnaire-Assessment Form (5x short)” was used to determine the leadership styles of schools administrators and also “The Scale of School Administrators’ Effectiveness During Communication” was used in order to determine the level of communication skills.

The findings of the search are: According to the teachers who work in Secondary schools, the perception of school directors is in mid-level regarding communication skills, while the school directors think it’s high level. It’s been found out that there is a significant difference in teachers’ and school administrators’ views regarding communication skills. While school administrators working in secondary schools have more positive approach to transformational leadership styles comparing to the teachers ,the teachers have more positive approach to transactional leadership than school administrators.

(9)

vi

communication skills is not closely related with transactional leadership. The study has shown that, as transformational leadership skills of the school administrators increase, communication between the school administrators and the teachers increase accordingly, and as transactional leadership skills of the school administrators increase, communication between school directors and teachers decrease. Finally, as school administrators' transformational leadership skills increase, the communication of school administrators and teachers increase. As school administrators' transactional leadership skills increase, the communication between school administrators and teachers decrease.

Key words: Communication, Organizational communication, Transformational leadership, Transactional leadership.

(10)

vii

JÜRĠ VE ENSTĠTÜ ONAY SAYFASI ... i

ÖN SÖZ ... ii

ÖZET ... iii

ABSTRACT ... v

ĠÇĠNDEKĠLER ... vii

TABLOLAR LĠSTESĠ ... x

ġEKĠLLER LĠSTESĠ ... xii

1.GĠRĠġ ... 1 1.1.Problem Durumu ... 1 1.2.AraĢtırmanın Amacı ... 5 1.3.AraĢtırmanın Önemi ... 6 1.4.AraĢtırmanın Sınırlılıkları ... 7 1.5.Tanımlar ... 7

2.KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE ĠLGĠLĠ ARAġTIRMALAR ... 8

2.1.ĠletiĢim ... 8

2.1.1.ĠletiĢim Süreci Ve Öğeleri ... 11

2.1.1.1.Kaynak ... 11 2.1.1.2.Kanal ... 12 2.1.1.3.Mesaj ... 13 2.1.1.4.Kodlama ... 14 2.1.1.5.Alıcı ... 15 2.1.1.6.Geri Bildirim ... 15 2.1.2.ĠletiĢim Türleri ... 17

2.1.2.1.KiĢinin Kendisiyle ĠletiĢimi ... 17

2.1.2.2.KiĢilerarası ĠletiĢim ... 17

2.1.2.3.Kitle iletiĢimi ... 18

2.1.3.Örgütsel ĠletiĢim ... 18

2.1.3.1.Örgütlerde ĠletiĢim Biçimleri ... 19

2.1.3.2.Örgütlerde ĠletiĢimin Amacı ve ĠĢlevleri ... 21

2.1.3.3.Örgütlerde ĠletiĢimin Önemi ... 22

(11)

viii

2.1.4.Eğitim ve ĠletiĢim ... 28

2.1.5.Yönetim ve ĠletiĢim ... 29

2.1.6.Eğitim Yönetiminde ĠletiĢimin Önemi ... 34

2.2.Liderlik ... 35

2.2.1.Liderlik Tanımları ... 37

2.2.2.Liderin Özellikleri, Görev ve Sorumlulukları ... 40

2.2.3.Liderlik YaklaĢımları ... 43

2.2.3.1.Özellik YaklaĢımları ... 43

2.2.3.2.DavranıĢsal YaklaĢımlar ... 45

2.2.3.2.1.Ohio State Üniversitesi ÇalıĢmaları ... 46

2.2.3.2.2.Michigan Üniversitesi ÇalıĢmaları ... 46

2.2.3.3.Durumsal YaklaĢımlar ... 46

2.2.3.3.1.Fiedler’in Kuramı ... 47

2.2.3.3.2.Hersey ve Blanchard’ınYaĢam Döngüsü Kuramı ... 48

2.2.3.3.3.Yol-Amaç Kuramı ... 48

2.2.3.3.4.Normatif Durumsallık Kuramı ... 49

2.2.3.4.Liderlikte Yeni YaklaĢımlar ... 49

2.2.3.4.1.ĠĢlemci Liderlik ... 51

2.2.3.4.1.1.ĠĢlemci Liderliğin Boyutları ... 52

2.2.3.4.2.DönüĢümcü Liderlik ... 54 2.2.3.4.2.1.DönüĢümcü Liderlik ve Özellikleri ... 58 2.2.3.4.2.2.DönüĢümcü Liderliğin Boyutları ... 59 2.2.3.4.2.2.1.ĠdealleĢtirilmiĢ Etki/Karizma ... 59 2.2.3.4.2.2.2.Entelektüel Uyarım ... 60 2.2.3.4.2.2.3.Bireysel Destek ... 60 2.2.3.4.2.2.4.Telkinle Güdüleme ... 61

2.2.3.4.3.ĠĢlemci ve DönüĢümcü Liderliğin KarĢılaĢtırılması ... 62

2.2.4.Eğitimde Liderlik ... 65

2.2.5.Eğitimde DönüĢümcü Liderlik ... 67

3.YÖNTEM ... 70

3.1.AraĢtırmanın Modeli ... 70

(12)

ix

3.3.2.Okul Yöneticilerinin ĠletiĢim Sürecinde Etkiliği Ölçeği ... 72

3.4.Güvenirlik ÇalıĢmaları ... 73

3.5.Verilerin Toplanması ... 74

3.6.Verilerin Analizi ... 75

4.BULGULAR VE YORUM ... 76

4.1.Ortaöğretim Okul Müdürlerinin ĠletiĢim Becerilerinin Ġncelenmesi……….76

4.2.Ortaöğretim Okul Müdürlerinin DönüĢümcü Liderlik ve ĠĢlemci Liderlik Özelliklerinin Ġncelenmesi………..83

4.3.Ortaöğretim Kurumlarında Okul Müdürlerinin DönüĢümcü Liderlik ve ĠĢlemci Liderlik Stilleri ile ĠletiĢim Becerileri Arasındaki ĠliĢkilerin Ġncelenmesi……….93

4.4.Ortaöğretim Okul Müdürlerinin DönüĢümcü Liderlik ve ĠĢlemci Liderlik Stillerinin ĠletiĢim Becerileri Üzerindeki Yordamalarının Ġncelenmesi………...99 5.SONUÇ VE ÖNERĠLER ... 104 5.1.Sonuçlar………104 5.2.Öneriler……….106 KAYNAKÇA ... 109 EKLER ... 129 EK 1- ANKET FORMU ... 129

EK 2- UYGULAMA YAPILAN OKULLAR ... 135

EK 3- ANKET ĠZĠNLERĠ ... 137

(13)

x

Tablo 1- Liderlik Kuramlarının Ortaya ÇıkıĢı ... 43

Tablo 2- ĠĢlemci ve DönüĢümcü Lider Özellikleri ... 63

Tablo 3- Grubun Genel Yapısına ĠliĢkin Bilgiler ... 71

Tablo 4- Çok faktörlü liderlik ölçeğine iliĢkin güvenirlik katsayıları ... 74

Tablo 5- AraĢtırmaya katılan öğretmenlerin görüĢlerine göre okul müdürlerinin iletiĢim becerilerine yönelik tanımlayıcı istatistikleri ... ……...76

Tablo 6- AraĢtırmaya katılan okul müdürlerinin kendi görüĢlerine göre iletiĢim becerilerine yönelik tanımlayıcı istatistikleri ………79

Tablo 7- AraĢtırmaya katılan okul müdürlerinin ve öğretmenlerin iletiĢim becerilerine yönelik görüĢlerinin karĢılaĢtırılması……….81

Tablo 8- AraĢtırmaya katılan okul müdürlerinin dönüĢümcü ve iĢlemci liderlik stillerine iliĢkin öğretmen görüĢlerinin tanımlayıcı istatistikleri ………83

Tablo 9- AraĢtırmaya katılan okul müdürlerinin dönüĢümcü ve iĢlemci liderlik stillerine iliĢkin okul müdürlerinin görüĢlerinin tanımlayıcı istatistikleri……….86

Tablo 10- AraĢtırmaya katılan okul müdürlerinin ve öğretmenlerin dönüĢümcü liderlik ve iĢlemci liderlik görüĢlerinin karĢılaĢtırılması………...90

Tablo 11- Ortaöğretim okul müdürlerinin dönüĢümcü liderlik ve iĢlemci liderlik stilleri arasındaki iliĢki katsayıları (öğretmen görüĢlerine göre) …..………...94

Tablo 12- Ortaöğretim okul müdürlerinin dönüĢümcü liderlik ve iĢlemci liderlik stilleri ile iletiĢim becerileri arasındaki iliĢki katsayıları (öğretmen görüĢlerine göre).………...95

Tablo 13- Ortaöğretim okul müdürlerinin dönüĢümcü liderlik ve iĢlemci liderlik stilleri arasındaki iliĢki katsayıları (okul müdürlerine göre)………...96

Tablo 14- Ortaöğretim okul müdürlerinin dönüĢümcü liderlik ve iĢlemci liderlik stilleri ile iletiĢim becerileri arasındaki iliĢki katsayıları (okul müdürlerine göre)………...………97

(14)

xi

görüĢlerine göre) ………..………...99 Tablo 16- Ortaöğretim okul müdürlerinin liderlik stillerinin iletiĢim becerileri üzerindeki yordayıcı etkisi için regresyon katsayıları (öğretmen görüĢlerine göre)………...99 Tablo 17- Ortaöğretim okul müdürlerinin liderlik stillerinin iletiĢim becerileri üzerindeki yordayıcı etkisinin araĢtırılmasına yönelik regresyon analizi (okul müdürlerine göre)……….100 Tablo 18- Ortaöğretim okul müdürlerinin liderlik stillerinin iletiĢim becerileri üzerindeki yordayıcı etkisi için regresyon katsayıları (okul müdürlerine göre)………..………...101

(15)

xii

(16)

1. GİRİŞ

Bu bölümde araştırmanın problem durumu, amacı, önemi, sınırlılıkları ve araştırmada kullanılan kavramlar yer almaktadır.

1.1. Problem Durumu

Sosyal birer varlık olarak insanlar hangi yapı içerisinde olursa olsunlar, tek başlarına amaç ve hedeflerine ulaşamazlar. İçinde bulundukları yapıda insanlar kendi ihtiyaçlarının karşılanması ve tek başına gerçekleştiremeyeceği hedefleri için işbirliği yapmak zorundadırlar. İnsanlar herhangi bir işletmede ortak amaç ve hedefleri gerçeğe dönüştürmek amacıyla kendilerini yönlendirecek ve yönetecek liderlere her zaman ihtiyaç duymuşlardır.

Liderlik, 20. yy‟da yönetim alanında yoğun bilimsel çalışmaların yapıldığı, hem kuramcıların hem de uygulayıcıların çözümlemek için çaba harcadıkları önemli konuların başında gelmektedir. Liderlik ve liderliğin ne olduğu hakkında yapılan araştırma ve çalışmalar sonucunda, liderlikle ilgili olarak alan yazında 350‟den fazla tanıma ulaşılmıştır (Erçetin, 2000). Liderlik konusunda ortaya atılan birçok tanımlar incelendiği ve bir sentez oluşturulmaya çalışıldığı takdirde liderlik, bir grup insanı belirli amaçlar etrafında toplayabilme ve bu amaçları gerçekleştirmek için onları harekete geçirme yetenek ve bilgilerinin toplamı diye tanımlanabilir (Eren, 1998).

Gelişen değişimlere bağlı olarak yönetim anlayışında da değişiklikler kaçınılmazdır. Bir zamanlar başarılı sonuçlar vermiş yönetim tarzlarının bugün aynı etkiyi göstermediği açıktır. Sosyal bir olgu olma özelliği gösteren "liderlik" bütün sosyal ögeler gibi değişimden etkilenmekte ve yenilenmektedir. Özellikle üzerinde sistematik olarak yoğun bir şekilde çalışılan "liderlik" olgusunun gelişim göstermesi ve yeni yaklaşımların literatüre kazandırılması oldukça normal karşılanmaktadır. Buna bağlı olarak bilgi çağının özelliklerine uygun bir liderlik anlayışının oluşturulması

(17)

çalışmaları da yeni liderlik yaklaşımlarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Günümüzde liderlik, insanları etkileme ve yapıyı harekete geçirme süreçleri ile sınırlı değildir. İnsanlığın günümüzde bilgi, beceri, yetenek düzeyleri, yönetimi anlama ve algılama tarzı, başarıyı bir gereksinim olarak görme eğilimi, lideri artık “düşünce oluşturan kişi”, izleyeni de “işi yapan kişi” olmaktan çıkarmıştır. Rekabetin yoğunlaştığı hatta yok edici hâle dönüştüğü, çalışanların moral ve tatmin duygularının örgütsel verimlilik ve etkililiğe yansıdığı, insanlığın sahip olduğu bilgi, beceri ve yetenekten yararlanmanın en değerli kaynak olduğu günümüzde toplumlarda, liderin varlığı ve fonksiyonu geçmişin basit lider-izleyen ilişkisinden çok daha kompleks hâle gelmiştir (Bayrak, 2001). Gelişen teknoloji, değişen çevresel koşullar, artan bilgi düzeyi ile sosyo-kültürel ve ekonomik dönüşümler liderlik olgusunun da değişmesine, 21. yüzyıl gereklerine uygun liderlik rol ve davranışlarının oluşmasına yol açmaktadır.

Bilimin her alanında olduğu gibi, eğitim alanında da yaşanan hızlı değişim, içinde yaşadığımız iletişim çağında bilgiye ulaşma yollarını çoğaltmış, sistemleri değiştirmiş, baş döndüren farklı bir yapı oluşturmuştur. Buna paralel olarak okullarda yenilenmiştir. Günümüz eğitim yöneticilerinin yöneticilik rollerinde de önemli değişmeler ortaya çıkmıştır. Okul yöneticisi, dünün “mevzuatı uygulayan ve statükoyu devam ettiren” okul müdürü rolünü üstlenerek, bilgi çağının okul müdürü olunamayacağının farkına varmalıdır. Okul yöneticisi, küreselleşme, enformasyon teknolojisi, bilimsel tutum ve davranış, örgütsel öğrenme ve toplam kalite yönetimi karşısında yeni roller üstlenilmesi gerektiğinin bilincinde olmalıdır. Okul müdürü, okulunun misyon ve vizyonunu belirleyerek, bunlara okulca ulaşabilmek için “nasıl davranılması gerektiğinin hesabını yaparak, okul iklimini buna göre oluşturmakla yükümlüdür.

Toplumsal ve bireysel öneminin tartışılamayacak kadar büyük olduğu bilinen eğitim kurumlarının etkililiği ve verimliliğinde liderin rolü diğer tüm kurumlarda olduğu gibi önemlidir. Lider olarak okul yöneticisinin rolünün önemi, okulun tüm görev ve amaçlarına doğrudan ya da dolaylı etkisi olmasından kaynaklanmaktadır. Geleneksel anlamda okul yöneticisi, mevcut yasa ve kurallar çerçevesinde okulla ilgili kaynakların sağlanması ve örgütlenmesi ile uğraşırken, aynı zamanda mevcut statükoyu koruma ve sürdürme amacı da gütmektedir (Şişman, 2002). Son yıllarda liderlikle ilgili yapılan çalışmalar, okul yöneticilerinden geleneksel yapı içerisinden çıkarak, hem etkili bir

(18)

yönetici hem de etkili bir lider olmalarını beklemektedir. Önceleri yöneticilerin sadece öğretmenleri yönetmesi gerektiği fikri ağırlıklı iken, okulların giderek daha karmaşık bir yapıya dönüşmesi sonucunda yöneticilerin günlük görev ve sorumlulukları da farklılaşmaya başlamıştır (Griffin, 1993). Yöneticilerin farklılaşan bu görev ve sorumlulukları onlardan daha çok çağdaş yönetim anlayışlarını benimsemelerini zorunlu kılmış ve geleneksel yaklaşım anlayışlarından ayrılmalarına neden olmuştur. Bu sonuçlara bağlı olarak da 20. yüzyıl, okul yöneticilerinin, yöneticilikten öte, liderlik davranışlarına daha çok vurgu yapılmış ve okul müdürlerinin özellikle öğretim lideri olarak okul performansını doğrudan nasıl etkilediğini araştıran çalışmaların bolluğu ile geçmiştir. Bu alanda yapılan çalışmaların sonucunda ise müdürün okul performansı üzerinde önemli bir etkisi olduğu her geçen gün yapılan araştırmalarla desteklenmiştir (Hallinger ve Heck, 1996).

Eğitim liderliğini üstlenen okul müdürleri yeni liderlik davranışları ve bu davranışların gerektirdiği bilgi ve becerileri kazanmak zorundadırlar. Okul üzerine düşen görevleri yerine getirmeli kendisine vizyon, misyon, hedefler seçmeli ve hayata geçirmelidir. Okulların değişime ayak uydurması; formal yapıdaki okulun verimli etkin bir şekilde yönetilmesi, lider ihtiyaçlarının karşılanması, okul personeli ve birimleri arasındaki etkin iletişim ortamının tesisiyle ve bunun bir kurum kültürüne dönüştürülmesiyle mümkün olacaktır. Eğitim yönetiminde, okul müdürlerinin etkili iletişim becerilerine sahip olması gereklidir. Okul çalışanlarının da okulun yapısını, faaliyet ve uygulamalarını bilmeleri, bilgiyi paylaşmaları, etkin iletişim becerilerini gerektirmektedir. Okul müdürü iletişim becerilerini kullanarak öğretmenleriyle işbirliğine girer ve okulu geliştirir.

Tüm örgütlerde olduğu gibi eğitim örgütlerinin de amaçlarını gerçekleştirebilmeleri için örgüt çalışanlarının kendi aralarında bir uyum içerisinde çalışmaları gerekmektedir. Bu uyumun en önemli ölçütlerinden birisi ise, örgüt içinde kurulan iletişimin niteliğidir. Örgüt içi iletişimin yetersiz olması örgütte kişiler arası ilişkilerin bozulmasına, örgütsel amaçların gerçekleştirilememesine, kaynak ve zaman israfına neden olmaktadır. Diğer yandan, bir örgütte iletişimin iyi ve yeterli düzeyde olması örgüt çalışanları arasında karşılıklı anlayış ve uyumun gerçekleşmesine, bireysel ve örgütsel amaçların başarılmasına neden olmakta (Hunt, Tourish ve Hargie, 2000; Zorn ve Violanti, 1996) ve örgüt çalışanlarının iş tatminini ve motivasyonlarını

(19)

yükseltmektedir (Bakan ve Büyükbeşe, 2004;Goris, Pettit ve Vaught, 2002;Muchinsky, 1977; Selçuk, 1998; Vaught, Pettit ve Taylor, 1989).

Örgütlerin daha karmaşık hale gelmesi ve örgüt çalışanlarının niteliklerinin yükselmesi, örgütsel yaşamda özellikle yöneticinin rolü bakımından iletişimin daha merkezi bir konuma gelmesine neden olmuştur (Hargie, Tourish ve Hargie, 1994). Yönetimsel işin yaşamsal kaynağı olan iletişim, farklı tarzlarda konuşan farklı insanlarla etkili bir iletişim kurabilmeye ve onları anlayabilmeye dayanmaktadır (Tannen, 1995). Özan (2006), bir yöneticinin iletişim becerisi ne kadar yüksek ise örgütün başarısının o oranda artığını belirtmektedir. Bolat (1996), eğitim örgütlerinin girdisi ve çıktısının insan olması ve aynı zamanda eğitimin temelde bir iletişim etkinliği olması nedeniyle, eğitim örgütlerinin yöneticilerinin iletişim becerilerine sahip olmasının diğer örgüt türleri ile karşılaştırıldığında daha da önem kazandığını belirtmektedir. Dolayısıyla iletişim bilgi ve becerisine sahip olmak etkili bir okul yöneticisinden beklenilen en önemli yeterliliklerdendir. Çünkü bir okulda var olan iletişim süreci, o okulun başarısını veya başarısızlığını belirleyen en önemli süreçtir ve tüm iletişim araç ve becerilerinin kullanılmasını gerekli kılmaktadır (Hunt ve diğ., 2000). Snowden ve Gorton (2002), eğitimin etkili bir iletişime ve ilişki inşa etmeye bağlı olmasından dolayı, okul yöneticilerinin örgütlerinde var olan iletişimin niteliğini incelemek, iletişim stratejileri geliştirmek ve iletişim engellerini belirlemek sorumluluğunda olduklarını vurgulamaktadırlar. Aksi takdirde, okullarda merkezi bir pozisyona sahip olan okul yöneticileri örgütlerinde olması gereken işbirliğini sağlayamamakta ve pek çok örgütsel problemin sağlıklı bir şekilde üstesinden gelememektedirler (Snowden ve Gorton, 2002). Benzer şekilde, Bolat (1996), bir okul yöneticisinin okulda iletişimi aksatan veya engelleyen etmenleri saptaması ve bunları ortadan kaldırması gerektiğine dikkat çekmektedir.

Okul yöneticilerinin, gerek iletişim araçlarından yeterince yararlanmaması, gerek iletişim araçlarını örgüte özgü biçimde kullanmaması; okulda iletişim zayıflığına yol açmakta ve okulu amaçlarından uzaklaştıracak sorunlar yaratmaktadır (Karakoç, 1990). Yöneticinin eğitim örgütlerinde etkin bir iletişim sürecini gerçekleştirmesi; yöneticinin kendi çalışanlarıyla özdeşleşmesi, iletişim kanalları oluşturması ve bu kanalları sürekli açık tutması ile sağlanabilir (Aydın, 2005). Eğitim örgütlerinin, başarılı bir şekilde yönetilmesi için, gerek duyulan bilgi ve mesajların, istenen üye ve birimlere,

(20)

istenen yer ve zamanda iletilmesini sağlayan “etkin bir iletişim sistemi” ne sahip olmaları gerekir (Paksoy, 1998). Bir başka ifadeyle, okul yöneticileri etkin ve kendini geliştiren bir eğitim örgütünün varlığını korumak için iletişimi günümüz yönetim anlayışının temeline koymalıdır.

1.2. Araştırmanın Amacı

Bu araştırmanın amacı, ortaöğretim kurumlarında görev yapan okul müdürleri ve öğretmenlerin görüşlerine göre okul müdürlerinin liderlik stilleri ile iletişim becerileri arasındaki ilişkiyi saptamaktır.

Bu amacı gerçekleştirmek için aşağıdaki sorulara yanıt aranmıştır.

1- Ortaöğretim okul müdürlerinin iletişim becerileri öğretmenlerin görüşlerine göre nasıldır?

2- Ortaöğretim okul müdürlerinin iletişim becerileri okul müdürlerinin kendi görüşlerine göre nasıldır?

3- Ortaöğretim okul müdürlerinin iletişim becerilerine ilişkin öğretmen ve okul müdürlerinin görüşleri arasında anlamlı bir farklılık var mıdır?

4- Ortaöğretim okul müdürlerinin dönüşümcü liderlik ve işlemci liderlik stillerine ilişkin öğretmenlerin görüşleri nasıldır?

5- Ortaöğretim okul müdürlerinin dönüşümcü liderlik ve işlemci liderlik stillerine ilişkin kendi görüşleri nasıldır?

6- Ortaöğretim okul müdürlerinin dönüşümcü liderlik ve işlemci liderlik stillerine ilişkin öğretmen ve okul müdürlerinin görüşleri arasında anlamlı bir farklılık var mıdır?

7- Ortaöğretim okul müdürlerinin dönüşümcü liderlik ve işlemci liderlik stilleri ile iletişim becerileri arasında öğretmenlerin görüşlerine göre anlamlı ilişkiler var mıdır?

(21)

8- Ortaöğretim okul müdürlerinin dönüşümcü liderlik ve işlemci liderlik stilleri ile iletişim becerileri arasında okul müdürlerinin kendi görüşlerine göre anlamlı ilişkiler var mıdır?

9- Ortaöğretim okul müdürlerinin dönüşümcü liderlik ve işlemci liderlik stilleri, iletişim becerilerini öğretmen görüşlerine göre yordamakta mıdır?

10- Ortaöğretim okul müdürlerinin dönüşümcü liderlik ve işlemci liderlik stilleri, iletişim becerilerini kendi görüşlerine göre yordamakta mıdır?

1.3. Araştırmanın Önemi

Değişen ve sürekli yenilenen şartlar okul yöneticilerinin liderlik stillerini de ön plana çıkarmaktadır. Bu yüzden, okul yöneticileri hem iyi bir yönetici hem de iyi bir lider olma vasfını taşımalıdır. Bu araştırma ile birlikte, ortaöğretim okul müdürlerinin iletişim sürecinde sergiledikleri davranışlar, onların liderlik davranışlarına ve stillerine olan etkisi incelenecek ve genel bir portre çıkarılmış olacaktır. Yine bu araştırma ile okullarda görülen açık iletişim ortamı ilgili davranışların okul yöneticilerinin ne tarzda liderlik gösterip göstermemelerine göre farklılaşma durumuna bakılacak ve bu şekilde bu alanda ülkemizde yapılmış olan çalışmalara katkı sağlayacaktır.

Eğitim örgütlerinde örgüt içi iletişim sürecinde yaşanılan sorunların ve bu sorunlarla başa çıkma yollarının belirlenmesinin, okulların amaçlarını gerçekleştirebilmesi ve okullarda diğer yönetimsel süreç ve temaların sağlıklı bir şekilde işleyişini sağlamak yönünde bu çalışmanın eğitim yöneticilerine, eğitim yöneticisi adaylarına ve eğitim örgütlerinde iletişim konusu ile ilgilenen diğer kişi ve kurumlara yol gösterici olacağı düşünülmektedir.

(22)

1.4. Araştırmanın Sınırlılıkları

Bu çalışma, 2009–2010 eğitim-öğretim yılında, Ankara il merkezinden random yöntemiyle seçilen ilçelerdeki ortaöğretim kurumlarında görev yapan öğretmen ve okul yöneticileriyle, konuyla ilgili araştırmacının ulaşabildiği kaynaklardan elde edilen verilerle ve yapılan ankete katılımcılar tarafından verilen cevaplarla sınırlandırılmıştır.

1.5. Tanımlar

İletişim: Birbirlerine bulundukları ortamlarda nesne, olay ve olgulara ilişkin bilgileri aktaran, benzer yaşam deneyimlerinden kaynaklanan duygu ve düşüncelerini birbirine ifade eden insanların oluşturduğu topluluk içinde gerçekleştirilen duygu, düşünce, yargı ve tutum bildirimlerine iletişim denir (Oskay, 1997).

Örgütsel İletişim: Örgütsel iletişim, bir örgütte çalışan kişi ve grupların örgütün ortak amaçları doğrultusunda, örgütün işleyişini sağlamak ve örgütü hedeflerine ulaştırmak amacıyla, gerçekleştirdikleri mesaj alışverişidir (Tutar, 2003).

Dönüşümcü Liderlik: Karizmatik, vizyoner, etik olma, rol modeli olma, entellektüel etkiye sahip olma, bireysel destek sağlama niteliklerini taşıyan ve çalışanların üst düzey gereksinimlerini karşılayıp, onları ekstra çaba göstermeye yönelterek okulun etkililiğini sağlamaya çalışan liderlik yaklaşımıdır (Bass, 1990a).

İşlemci Liderlik: Geleneksel anlayışta örgütün mevcut olanaklarını kullanarak ve çalışanların temel gereksinimlerine odaklanarak sınırlı bir biçimde etkililiği sağlamaya çalışan liderlik yaklaşımıdır (Bass, 1985).

(23)

BÖLÜM II

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

Bu bölümde, araştırmanın değişkenlerinden biri olan iletişim kavramıyla ilgili teorik araştırmalar ve açıklamalar yer almaktadır. İletişim süreci ve öğeleri açıklanmış, daha sonra örgütsel iletişime değinilerek eğitimde iletişimden bahsedilmiştir. İletişimin yönetim süreci içerisindeki öneminden dolayı yönetimle ilişkilendirilmiş ve daha sonra liderlik kavramı tanımı yapılmıştır. Bunu takiben, liderlik üzerine yaklaşımlar, işlemci ve dönüşümcü liderlik kavramları üzerinde durulmuş ve son olarak eğitim örgütlerinde dönüşümcü liderlik davranışlarının önemine değinilmiştir.

2.1. İletişim

Her gün, birçok mesaj alır ve mesaj iletiriz ve günün büyük bir kısmı iletişim denen bu süreçle akıp gider. Bu yüzden iletişim insanlar için her zaman önemli bir mevzu olmuştur ve bundan sonrada olacaktır. Dünyadan haberdar olmak isteyen, bilgiye ulaşmak isteyen, otorite ve söz sahibi olmak isteyen ve sürekli toplumsal, sosyal, ekonomik, kültürel ve tarihi sorunlarına çözüm arayan günümüz insanı için de iletişim hayatın vazgeçilmez bir parçası konumundadır (Durgun, 1991).

İletişim, karşılığı olarak birçok Hint-Avrupa dilinde kullanılan "komünikasyon" (comunication) sözcüğünün kökü, Latince "communicare" fiilinden türetilmiş olup, başkalarıyla birlikte olma, bağlantı sağlama, bilgi ya da haberi paylaşma, yayma, çoğunluğa genelleme, herkesin paylaşmasını ve yararlanmasını sağlama, herkese pay verme anlamına gelir. Türkçede iletişim ya da bununla eşanlamlı olarak kullanılan sözcüklerin hepsi bilginin, haberin, kişinin, nesnenin karşılıklı olarak bir yerden başka bir yere taşınması anlamına gelmektedir (Köknel, 1997; Tutar, 2003). Bu kaynaktan bakıldığında iletişim; bilgi, fikir, davranış gibi kapsamın bireyler veya gruplar arasında bölüşülmesini sağlamak için yapılan çabalar olarak tanımlanır. Bu terimi haberleşme olarak almak anlamını daraltır. Çünkü bireyler ve gruplar arasındaki her türlü ilişki iletişimdir (Bursalıoğlu, 2002).

(24)

İletişim kelimesi üzerine çok fazla anlamlar yüklenen bir kelime olması sebebiyle birçok farklı anlamda kullanılan bir kelimedir. Zıllıoğlu (1998) iletişimin ifade ettiği anlamlardan bazılarını şu şekilde açıklamaktadır:

Konuşma yoluyla insanların görüş, düşünce ve fikirlerini birbirleri ile paylaşmaları,

İnsanların birbirlerine kendilerini tanıtabilmeleri ve kendilerini birbirlerine anlatabilmeleri,

Bilgilerin, becerilerin ifade edilmesi ve karşıya mesaj olarak iletilmesi, Yaşayan bir evrenin parçalarının birbiri ile ilişkilendirilmesi,

Bir insana olan bir şeyin başkası ile paylaşılması, başkalarına aktarılması.

İletişimin bazı tanımlarını şu şekilde sıralamak mümkündür:

Ergin ve Birol‟a (2000) göre iletişim “davranış değişikliği meydana getirmek üzere düşünce, bilgi, duygu, tutum ve becerilerin paylaşılması sürecidir.” Özdemir‟e (2000) göre ise iletişim, “anlam gönderen kişinin anlam gönderdiği kişiyi etkilemeye çalışmasıdır.”

Bursalıoğlu (2002) iletişimi, “bilgi, fikir, davranış gibi kapsamın bireyler yahut gruplar arasında bölüşülmesini sağlamak için yapılan çabalar” olarak tanımlarken, Eren (2003) iletişimi haberleşme olarak kavramsallaştırarak söz konusu kavramı, “bilgi, fikir ve duyguların bir kimseden diğerine geçmesi süreci” olarak tanımlamaktadır.

İletişim, Telman ve Ünsal‟a (2005) göre, “insanların toplu halde yaşamaya başlamalarından itibaren toplumsal etkileşimlerde rol oynayan sembolik mesajların karşılıklı ulaştırılmasıyla, bazı anlamları aralarında paylaşmaları sürecidir.”

İletişimle ilgili tanımlarda genellikle iletişimin bir karşılıklı bilgi alışverişi olduğu ya da iletinin tek yönlü aktarılmasının iletişim olduğu gibi ifadelerle karşılaşmaktayız. Bu ayrımın nedeni olarak iletişimin birçok disiplinin alanına girmesi ve birçok farklı kişi tarafından tanımlanması gösterilebilir (Toy, 2007).

(25)

İletişim, duyguların, düşüncelerin bir kaynaktan alıcıya iletilmesi sürecini ifade etmektedir (Selimhocaoğlu, 2004). Cüceloğlu‟na (1996) göre iletişim, karşılıklı bir mesaj alış-verişini kapsayan iki yönlü bir süreçtir.

İnsanlar problemlerini çözüme kavuşturmak için duygu ve düşünce alışverişinde bulunurlar ve bu süreç iletişim süreci olarak ifade edilmektedir. Toplumsal sorunların çözümü için, toplumun kaosa ve sürtüşmeye itilmemesi için ve demokrasiyi yaşamımızın her evresinde hakim kılabilmek için iletişime muhtacız ve iletişim sürecini çalıştırmak durumundayız (Cüceloğlu, 1996).

İletişim kısaca; “bilgi üretme, aktarma ve anlamlandırma süreci” olarak da tanımlanabilir (Açıl, 2005). Katz ve Kahn (1977) ise iletişimi, bilgi alışverişi ve anlamın iletilmesi olarak tanımlamışlardır. İletişim insan ürünüdür, insanın yapmak istediklerini gerçekleştirebilmesinin önkoşuludur (Erdoğan, 2005). İletişim, aynı zamanda toplumsal olarak var olmanın da koşuludur (Yaylagül, 2008).

“İletişim” kelimesi özünde birçok anlamı barındırmasına rağmen, en sık bağlamda bir fikir alış-verişini, duygu ve düşüncelerin bireyler arasında değişimini ve toplumsal anlamda bir etkileşimi vurgulamaktadır (Zıllıoğlu, 1998). İnsanın kendini ifade etmesi için zorunlu olan iletişim, bir bilgi üretme, iletme ve algılama sürecidir (Tutar ve Yılmaz, 2003).

Kısacası iletişimden söz edebilmek için ortak bir alanda buluşmaya gerek vardır. Bu ortak alanda en az iki kişi, ortak paylaşım içinde iletişimi sürdürebilir (Baltaş, 1999). Geniş anlamıyla iletişim, istenen sonuçları başarmak ve davranışları etkileme konularıyla insanlar arasında sözlü ya da sözlü olmayan diğer araçlarla anlayış sağlamadır (Can, 1992).

(26)

2.1.1. İletişim Süreci ve Öğeleri

İletişim, düşüncelerin, görüşlerin, bilgilerin ve duyguların bir bireyden diğerine ortak dil veya davranış dizisi vasıtasıyla iletildiği bir süreçtir (Guthrie ve Reed, 1991).

İletişim bir süreçler zincirlemesidir (Paksoy, Acar ve Özalp, 1998). İletişim süreci; kaynak (gönderici), kodlama, mesaj, kanal, kod çözme, alıcı ve geribildirim öğelerinden oluşmaktadır (Gibson, Ivanchevich ve Donnelly, 1997; Selimhocaoğlu, 2004).

Bu temel öğeler şematik olarak şöyle gösterilir.

Şekil 1. İletişim Sürecinde Yer Alan Temel Öğeler (Paksoy ve diğ., 1998).

2.1.1.1. Kaynak

İletişim sürecinde iki temel öğe: bilgi veren ve alandır. Ancak iletişime yön veren ve kurulacak iletişimin niteliğini belirleyen önemli öğe bilgiyi aktarandır (Celep, 1992).

Kaynak, iletişim sürecinin başlatıcısıdır (Hellriegel, Jackson ve Slocum, 2002). Kaynak, düşünme, yorumlama, analiz ve sentez gibi süreçlerden geçirdiği iletileri çeşitli iletişim kanalları vasıtasıyla alıcıya gönderen kişidir (Zıllıoğlu, 1998). İletişim sürecinin başarısı da bu yüzden büyük oranda kaynağın özellik ve yeteneklerine bağlıdır. Çünkü iletişim, kaynağın zihinsel süreci ile başlar. Kaynak bu süreçte kendisine ulaşan bilgi ve

Mesaj ( İleti)

Kaynak Kodlama Kanal Kod

Çözme

Alıcı

(27)

fikirlere göre mesaj olarak ileteceklerini zihninde yoğurur ve ileteceği düşünceleri sözcüklere, sembollere dönüştürüp, bunları bir iletişim kanalından mesaj olarak alıcıya teslim eder (Eren, 1998).

Gönderici; yazan, çizen bir birey olabileceği gibi; gazete, televizyon, yayınevi gibi bir örgüt de olabilir. Gönderici, mesajın yaratıcısıdır; iletişim sürecini başlatmadan önce, bir düşünce yaratmalı ya da bir olgu seçmelidir. Çünkü, alıcıya iletilecek olan düşünce ya da olgu, iletişimin içeriğini, mesajın temelini oluşturur (Davis, 1988; Bolat, 1996).

İyi bir iletişim için göndericinin taşıması gereken bazı özellikler aşağıda sıralanmıştır (Tutar, 2003).

1. Kaynak bilgili olmalıdır.

2. Kaynak kodlama özelliğine sahip olmalıdır. 3. Kaynak, durum ve rolüne uygun davranmalıdır. 4. Kaynak tanınmalıdır.

İletişimin kaynağı, mesajın kabul veya red edilmesini önemli derece etkilemektedir. İletişimin etkili olabilmesi içini kaynak güvenilir olmalıdır. Gönderici güç ve alımlığını güven ile birleştirebilirse etkili bir iletişimci olma olasılığı yüksektir (Vecchio, 1995).

Okullarda iletişim sürecini başlatan ve yapısını belirleyen kimse yöneticidir. Kendisine verilen yetkiden dolayı, öğretmenlere göre daha etkin durumdadır (Celep, 2000).

2.1.1.2. Kanal

Selimhocaoğlu‟na (2004) göre kanal, mesajın kaynaktan alıcıya aktarımını sağlayan bir köprü vazifesi görür. Kanal, kaynak ile alıcıyı birleştiren bir bağdır. Mesajın, kaynaktan alıcıya ulaşabilmesi için izlediği tüm yollardır (Paksoy ve diğ., 1998).

(28)

İletişim kanalı olarak, beş duyumuzdan görme ve işitme diğerlerinin üstünde bir yerdedir. Buna ek olarak, kişilerin konuşmasını bağlayan telefon, ses dalgalarını ileten hava da kanal olarak görülebilir (Eren, 1998).

Kanal, iletişim sürecinde mesajın göndericiden alıcıya ulaşmasını sağlayan araçtır. Mesajın alıcıya ulaşabilmesi için, alıcının duyu organlarından en az birine ulaştırılması gerekir. Mesajın bu anlamda alıcıya ulaşmasını sağlayan araç, yani kanal, yazı, ses, resim, mimikler olabilir. İletişim sürecinde çok çeşitli kanallar vardır. Örneğin sözlü iletişimde bazı sözcüklerin vurgulanması, sesin ince ve kalın oluşu, yazılı iletişimde, örneğin bir gazetede, başlıkların genişliği ve büyüklüğü, yazıların yerleştiriliş biçimi, açık ve koyu renk yazılar, değişik iletişim kanallarıdır. Göndericinin, mesajın etkisini yükseltebilmek için mesaja en uygun kanalı bulması gerekmektedir. En uygun kanalı bulabilmek için alıcının özellikleri, mesajın niteliği, zaman, kanalın özellikleri göz önüne alınmalıdır (Bolat, 1996).

İletişimin etkililiğinde kanal seçimi önemlidir. Hangi kanalın daha etkili olduğu, hangisinin kaynağın amacına hizmet ettiği önemlidir (Gürgen, 1997).

Eğitim örgütlerinde etkili bir iletişimi gerçekleştirmek için yönetici öğretim kadrosu ile özdeşleşebilir, gereksinime koşut olarak iletişim kanalları oluşturabilir ve bu kanalların sürekli olarak açık olmasını sağlayabilir (Aydın, 2005).

2.1.1.3. Mesaj

Kaynağın alıcıyla ulaştırmak istediği duygu ve düşüncelerini temsil eden simge ve sembollere mesaj denir (Aydın, 2005). Cüceloğlu (1996), mesajı „kaynak birimdeki içeriğin, bir seçim sürecinden geçirilmiş ifadesidir‟ şeklinde ifade etmektedir. Mesaj, kaynak tarafından alıcının çözümleyeceği şekilde kodlanır ve alıcının bu duygu ve düşünceleri algılamasına yöneliktir (Altıntaş ve Çamur, 2001).

Mesaj, konuşmacı ile dinleyici veya kaynak ile hedef arasındaki ilişkiyi sağlayan unsurdur (Gökçe, 1998). Mesaj, iletişim sürecinde gönderici ve alıcı için aynı anlamı taşıyan simgelerle ifade edilen duygu, düşünce ve bilgidir. Göndericiden alıcıya iletilen mesaj, yazıyla, sözle ya da işaretlerle iletilebilir (Oskay, 1985; Bolat, 1996).

(29)

Mesaj hazırlanırken iki noktaya önem verilmelidir. Bunlar; mesajın dili ve mesajın içeriğidir. Mesajın dili, alıcı tarafından zorlanmaksızın anlaşılabilir, açık, net ve kesin bir nitelikte olmalıdır. Mesajın içeriği, iletilmek istenen bilgi ve düşüncenin ele alınış biçimidir. Bilgi ve düşüncelerin hiçbir yanlış yoruma yol açmayacak sistematik bir şekilde aktarılması gerekir. Özellikle alıcının sosyal eğitsel düzeyi ve diğer özelliklerine uygun içerikte bir mesaj hazırlanmasına dikkat edilmelidir (Sabuncuoğlu ve Tüz, 2001).

Mesajın hazırlanmasında dikkat edilmesi gereken hususlar şöyle sıralanabilir (Eren, 2003):

1. Kullanılan semboller alıcı için anlaşılır olmalıdır.

2. Soyut ifade ve sembollerden çok somut olanlar kullanılmalıdır. 3. Semboller, alıcının aşina olduğu anlamlarda kullanılmalıdır. 4. Alıcının anlaması zor olabilecek semboller açıklanmalıdır.

İletişim sürecinin başarılı olabilmesi için, mesaj, alıcının dikkatini çekecek biçimde düzenlenmeli ve göndericinin ve alıcının ortak yaşam deneyimlerini yansıtan simgelerle iletilmelidir. Gönderici ile alıcı arasında iletişim sürecinin gerçekleşmesi, gönderici ile alıcının uyum içerisinde ve ortak deneyime sahip olmalarını gerektirir (Bolat, 1996).

2.1.1.4. Kodlama

Kodlama, düşünce halinde olan bir iletinin, aktarılmak üzere simge ve semboller haline dönüştürülmesidir. Simge ve semboller; sözcük, resim, sayı ve hareketlerden oluşabilir (Paksoy ve diğ., 1998).

Başarılı bir iletişim, mesajın alıcı tarafından alınarak kodun çözüldüğü ve ona bir anlam verildiği zaman meydana gelir. Alıcının mesaja istenilen anlamı verip vermemesi bir takım etmenlere bağlıdır. Doğru bir iletişim hem göndericinin, hem de alıcının kullanılan kodlama sistemini ve simgeleri bilmelerini gerektirir (Eren, 1998; Bolat, 1996)

(30)

Kodlamanın doğru yapılabilmesi için ilgililik, sadelik, örgütleme, yineleme ve odaklanma gibi ilkeler göz önüne alınmalıdır (Hellriegel ve diğ., 2002).

2.1.1.5. Alıcı

İletişim sürecinin en önemli öğelerinden biri de alıcıdır (Bolat, 1996). Kaynağın gönderdiği iletilerin hedefi olan kişi ya da kişilere alıcı denir (Aşıkoğlu, 1986). Gönderici, belli bir amacı gerçekleştirebilmek için, simgelerle ifade ettiği mesajını, belirli iletişim araçları yoluyla ve değişik iletişim kanallarını izleyerek alıcıya iletir. Mesaj, sözle, yazıyla ya da işaretlerle oluşturulabilir.

Mesajın alıcıya iletilmesi, iletişim sürecinin gerçekleşmesi için yeterli değildir (Bolat, 1996). Alıcı (hedef), kaynaktan gelen iletileri kendi içinde çözümler ve bu iletilere tepkide bulunur (Zıllıoğlu, 1998). İletişim sürecinde istenilen tepkileri göstermesi alıcıdan beklenir. İnsanlar arasından başarılı bir iletişimden söz edebilmek için, bir kişini yazdığını birisi okumalı, bir kişinin söylediklerini bir diğeri dinlemelidir (Aydın, 2005).

2.1.1.6. Geri Bildirim

Kaynaktan gelen mesajların alıcı tarafından alınıp alınmadığı, alınan mesajların anlaşılırlığını, görmenin yolu alıcıdan kaynağa giden tepkilerdir. İletişimin etkililiğini gösteren, alıcıdan kaynağa yansıyan tepkilere dönüt denir (Ergin ve Birol, 2000).

Selimhocaoğlu‟na (2004) göre, geribildirim (dönüt) ise alıcının aldığı mesajı yorumlama biçimini ifade etmektedir. Feedback ya da yansıma olarak da ifade edilebilen geri bildirim, iletişim sürecinin son aşamasıdır. Feedback, kaynağın gönderildiği mesaja karşılık hedef kitlenin verdiği cevap mesaj olarak tanımlanabilir (Cüceloğlu, 1994).

Geri bildirimin sahip olması gereken özellikler şu şekilde sıralanabilir (Hellriegel ve diğ., 2002) :

1. Kullanışlı olmalıdır. Mesajı alan, göndericiye geribildirim sağlarsa, geribildirimin etkisi muhtemelen yapıcı olacaktır.

(31)

2. Değerlendirici olmaktan çok tanımlayıcı olmalıdır.

3. Genel olmaktan çok belirli olmalıdır. Alıcının cevabının belirli noktalara olması geribildirimi daha etkili yapar.

4. Zamanlaması iyi olmalıdır. Geribildirimin alımı, onun meydan geliş şeklinden etkilenmektedir.

5. Boğucu olmamalıdır. Sözlü iletişim büyük oranda belleğe bağlıdır. Yüksek miktarda bilgi yüklenildiği zaman, sözlü geribildirim yazılı geribildirimden daha az etkilidir. Konuşmacının mesajı çok uzun ve karmaşık olursa kavrama düzeyinin alacağı açıktır.

İletişim sürecinde, herhangi bir biçimde dönüt sağlanmadıkça, gönderici, iletişim çabalarının alıcı üzerindeki etkisini bilemez. Göndericinin gerektiğinde alıcı ile ilgili kanılarını değiştirebilmesi için dönüte gereksinmesi vardır. Özellikle göndericinin alıcı ile önceden ilişki kurmamış olduğu durumlarda, dönüte tepki göstermeye hazırlıklı olması gerekir (Kazmier, 1979; Bolat, 1996)

Özellikle olumsuz geribildirim söz konusu olduğunda, kaynağın amaçladığı etkiyi elde edebilmek amacıyla bir değerlendirme yaparak, mesajlarını yeniden kodlayarak iletmesi gerekir. Ancak bu şekilde geribildirim süreci, etkin bir şekilde gerçekleşmiş olur (Gürgen, 1997).

Etkili iletişimin varlığından söz edilebilmesi için, göndericinin mesajı doğru bir şekilde alınması, alıcıda istenilen etkinin oluşması ve bunun geri bildirim vasıtasıyla alıcıya iletmesi gerekir (Dawson, 1996).

Geribildirim, iletişimin çift yönlü olmasını sağlar, geribildirim olmazsa iletişim tek yönlü olur (Daft, 1997). Tek yönlü iletişimde, alıcılar mesaja anlam verememişlerse iletişim olmamıştır. Diğer yandan yanlış anlam vermişlerse hatalı bir iletişim olmuştur (Mead, 1990). Tek yönlü iletişim, bir kişi veya grup tarafından- uygulamada yönetici- eylemlerin yönlendirilmesi ve denetlenmesi amacıyla mesajların dağıtmasıdır (Mead, 1990).

(32)

2.1.2. İletişim Türleri

İletişim, kişinin kendisiyle iletişimi, kişilerarası iletişim ve kitle iletişimi olmak üzere üç başlıkta incelenebilir:

2.1.2.1. Kişinin Kendisiyle İletişimi

İnsan varlığının ilk iletişimi "kendisiyle iletişimidir." Eğer iletişimde mesajı ileten ve alan aynı kişiyse, buna kişinin kendisiyle iletişimi denir. Yaşanan dünyada nitelik ve nicelik bakımından en sık, çok ve yoğun olan iletişim insanın kendisiyle olan iletişimidir. İnsanın kendisiyle iletişimi varlığını anlamasıyla başlar (Erdoğan, 2005).

Kişi içi iletişim sayesinde bireyin duygu, düşünce, amaç, istek, beklenti, yetenek ve sorumluluklarının farkına varması kolaylaşacak, böylece sorunlarını daha çabuk fark edip, akılcı çözümler üretebilecektir. Bu süreçte birey üyesi olduğu toplum içinde doğru zamanda, doğru biçimde davranma ve iletişim kurma becerisini de edinmiş olacaktır. Sonuç olarak ise ruh sağlığı yerinde, bilinçli bir birey olarak topluma ve kendisine daha faydalı hale gelecektir (Şaşı, 2008).

2.1.2.2. Kişilerarası İletişim

Kişiler arası iletişim, mesajın kaynağı ve hedefini bireylerin oluşturduğu ve genellikle yüz yüze gerçekleşen bir iletişim biçimidir. Kişiler arası iletişim, genellikle kendiliğinden ve teklifsizdir; katılanlar birbirlerinden en üst derecede geri beslenme alırlar. Roller esnektir; çünkü taraflar karşılıklı olarak kaynak ve alıcı konumuna geçmişlerdir (Tutar, 2003).

Kişiler arası iletişim, duygusal ihtiyaçların paylaşılmasında, düşüncelerin tartışılmasında, sosyal gereksinimlerin karşılanmasında önemli yer tutar (Şaşı, 2008). Kişiler arası iletişim sözlü ve sözsüz iletişim olarak görülür. Kişiler arası ilişkide sözlü iletişim, ses ve kulağa dayanan iletişimdir (Erdoğan, 2005). Sözsüz iletişimde yüz ifadeleri, gözler, beden dili, bedensel temas, kullanılır. Yüz ifadeleri, kişisel duyguların iletiminde kelimelerden sonra gelen ilk iletişim kanalıdır. Yüz ifadeleri, bilinçli olarak veya istenmeden kolayca izlenebilir. Bilinçli yüz ifadeleri genellikle korku, kızgınlık,

(33)

mutluluk veya hayret gibi duyguların şiddetli olarak hissedilmesi ile ortaya çıkar (Tomul, 2005).

2.1.2.3. Kitle İletişimi

Birtakım bilgi veya sembollerin, birtakım hedefler tarafından üretilmesi, geniş insan topluluklarına iletilmesi ve bu insanlar tarafından yorumlanması sürecine „kitle iletişimi‟ adı verilir. Basılı her türlü yayın kitle iletişim aracı sayılabilir (Dökmen, 2002). Kitle haberleşmesinde hedef, mümkün olduğunca tüm fertlerdir, toplumun tamamıdır (Doğan, 1993; Şaşı, 2008).

2.1.3. Örgütsel İletişim

Toplumsal yaşam, bireylerin birbirleriyle iletişimlerinden oluşur. Bireyler arasındaki etkileşimden söz edebilmemiz için, bireylerin birbirlerine karşı iletişimsel eylemlerde bulunmaları gerekir. Birbirlerine karşı yabancılaşmış bireylerden oluşan bir toplumda, organik bütünleşmeden söz edilemez. Oysa özelde toplumların, genelde ise insanlığın gelişimi, organik bütünleşmeyi gerektirir. Bu bağlamda iletişim, toplumsal gelişmenin de kaçınılmaz gereğidir. Kişisel, toplumsal ve örgütsel birçok sorunun, yetersiz ve yanlış iletişimden kaynaklandığı yaygın bir görüştür. Bir örgütte görevler ne denli belirlenmiş olursa olsun, kararlar ne denli doğru olursa olsun, yanlış ve yetersiz bir iletişim, örgütün amaçlarının gerçekleşmesini engelleyecektir. Nitekim Foltz (1973) bu durumu, "Örgütsel iletişim, bir makinanın aksamadan çalışmasını sağlayan yağ gibidir" diyerek açıklamaktadır (akt.Bolat, 1996).

İnsanlar, toplumsal rolleri gereği, üyesi oldukları tüm sosyal gruplarda olduğu gibi iş hayatında da gerek kendi kişisel özelliklerini kanıtlamak ve var olmak gerekse örgütsel hedeflere ulaşmak adına sürekli iletişim halindedirler. Kişiler; yöneticileri, çalışma arkadaşları, hissedarları, müşterileri, denetçileri v.b gibi pek çok kişi ve kuruluşla resmi ve kişisel ilişkiler çerçevesinde iletişim kurmakta ve etkileşimde bulunmaktadırlar (Şaşı, 2008).

(34)

Örgütsel iletişim, örgütün hedeflerine ulaşması için gereken üretim ve yönetim süreci içinde gerçekleşen iletişim biçimidir (Türkmen, 2000). Bu anlamda örgütsel iletişim, örgütün işleyişini sağlamak ve amaçlarını gerçekleştirmek için gerek örgütü meydana getiren çeşitli bölüm, gerekse örgüt ile çevresi arasında girişilen sürekli bilgi ve düşünce alışverişi ya da bölümler arasında gerekli ilişkilerin kurulmasına olanak sağlayan toplumsal bir süreçtir (Sabuncuoğlu ve Tüz, 2001).

Bu iletişim süreci, insan davranışını değiştirmek, örgütte bir haberleşme ağı kurmak, kişiler ve gruplar arası ilişkileri geliştirmek, yetkinin görevlerini gerçekleştirmek geri besleme sağlamak, örgütteki gelişmeler hakkında personele sürekli bilgi vermek ve etkili bir koordinasyon sağlamak amaçlarıyla kullanılır (Bursalıoğlu, 2002). Bir başka görüşe göre, grup çabası için gerekli olan bilgi ve anlayışı geliştirmek, güdülenmek, işbirliği ve iş doyumu için gerekli tutumları sağlamaktır (Davis, 1988).

Örgütsel iletişim, bilginin çok sayıda insana iletildiği bir süreçtir ve örgütün eşgüdümü için gereklidir (Guthrie ve Reed, 1991).

Örgüt üyeleri iletişimde bulunarak (Mead, 1990); Tecrübelerini paylaşırlar,

Ortak ilgilerini fark ederler, Amaçlar üzerinde anlaşırlar,

Hedeflerin gerçekleştirilmesi için stratejiler müzakere edilir, Belirlenen stratejileri uygulanır ve denetlenir.

2.1.3.1. Örgütsel İletişim Biçimleri

Bir örgüt ortamı içinde bilginin akışı biçimsel (formal) ve doğal (informal) olmak üzere iki gruba ayrılmıştır. İletişimin yönetim tarafından düzenlenmiş ve onaylanmış türüne biçimsel, biçimsel olmayan türüne de doğal iletişim denir (Man, Graham ve Bennett, 1992).

Biçimsel(formal) iletişim hiyerarşideki basamaklar ve makamlar arasında, bilgilerin ve kararların çift yollu akımıdır (Bursalıoğlu, 2002; Taymaz, 2007). Biçimsel

(35)

iletişim, örgütteki hiyerarşik otorite yapısıyla ilgili olarak, planlanmış bilgi akışının sağlandığı kanallardan oluşur. Örgüt şemaları ve yönetmelikleri kimin kiminle iletişim kuracağını açık olarak belirtir. Biçimsel iletişim dikey, yatay veya çapraz doğrultuda gelişebilir. Yukarıdan aşağıya doğru iletişim örgütün üst düzeylerinden alt düzeylerine doğru yapılan iletişim olup, genellikle yazılı türde gerçekleşir (Ergun ve Polat, 1978). Aşağıdan yukarıya doğru iletişim ise, hiyerarşinin alt düzeylerinden, üst düzeylerine iletilen bilgi ve haberlerdir. Bu tür iletişim genellikle astın verdiği rapor ve tepkilerden oluşur. Aynı örgütsel düzeydeki kişi ve birimler arasında yapılan iletişimler ise yatay iletişim olarak adlandırılır. Bu tür iletişim eşgüdümün sağlanmasında önemli rol oynar ve bazı durumlarda iletilen bilginin niteliğine göre çapraz bir yol da izleyebilir (Can, 1992). Bir örgütte yukarıdan aşağıya doğru olan iletişim örgüt amacını gerçekleştirmeye, aşağıdan yukarıya doğru olan iletişim ise personel gereksinimini karşılamaya dayanmaktadır. Bu bağlamda örgüt amacının gerçekleştirilmesi ile personel gereksiniminin karşılanmasında çift yönlü iletişimin önemi artmaktadır. (Bursalıoğlu, 2002; Kaya, 1999).

Doğal iletişim ise kişiler ve gruplar arası ilişkilerden kaynaklanan enformasyon akımıdır (Taymaz, 2007). Doğal iletişim, örgüt üyelerinin kişisel ve sosyal ilişkilerine dayanır. Doğal iletişim otorite ve konumlara dayalı olmamakla birlikte, otorite ve konumun tamamen yok sayıldığı söylenemez (Aydın, 2000). Biçimsel iletişim sistemi ne kadar bozuk olursa, doğal iletişim ve söylentiler de o derece artar ve örgüte zarar verir. Biçimsel iletişimde var olan bozukluk, doğal iletişimi güçlendirir ve örgüte zarar verir (Bursalıoğlu, 2002). Doğal iletişim kişiler arası ilişkiler ağı yoluyla çalışır ve genellikle üyelerin örgüte karşı takındıkları tutumların bir göstergesidir. Bunların sonucu olarak, örgütte asıl görevi kaynaştırma olan iletişim, çözülme görevi yapar. Bunun sonucu olarak, grupların dağılması, uyumsuzlukların oluşması, moral düşmesi vb. etkiler görülmeye başlar (Bursalıoğlu, 2002).

Biçimsel (formal) iletişim sisteminin oluşturulması yöneticinin sorumluluğundadır. Bu iletişim sistemi, amaca yönelik olarak dikkatle düzenlenmeli, örgütlenmelidir. Biçimsel iletişim yapısı, enformasyonun ve görüşlerin özgür olarak gerekli yerlere akışını sağlamalıdır. İletişim yolları da olanaklar dahilinde kısa ve doğrudan olmalıdır. Her örgüt üyesinin hem kaynak hem de alıcı olması sağlanmalıdır. Örgüt iklimi, örgüt üyelerinin duygu ve düşüncelerini özgür ifade etmelerini sağlamada

(36)

özendirici olursa, buna bağlı olarak iletişim sistemi de iyi işleyecektir. Formal bir örgütün temel öğeleri ortak amaç, bu amaca katkıda bulunmaya istekli bireyler ve iletişimdir. İletişim olmadan anlaşılmış ve benimsenmiş bir ortak amaç, böyle bir ortak amaca katkıda bulunmak isteyenlerin eş güdümlenmiş bir çabası olması mümkün değildir. İletişimin yeterli olduğu bir örgütte, örgütün amaçlarının doğru olarak anlamış ve kavramış örgüt üyelerinin, bu ortak amaçlarının gerçekleştirme doğrultusunda işbirliği içinde, eşgüdümlü olarak davranmaları beklenir (Aydın, 2005).

2.1.3.2. Örgütsel İletişimin Amacı ve İşlevleri

Üretim veya kolektif eylemin gerçekleştirilmesi iletişimle mümkün olabilir. İletişimin yokluğunda insanların ne üreteceği, ne yapacağı veya nasıl yapacağı ile ilgili bir fikri olmaz (Halsam, 2002). Örgütlerde iletişimin başlıca amaçları, politika kararlarını iletmek, geribildirim sağlamak ve örgütteki gelişmelerden üyelere sürekli olarak haber vermek olarak sıralanabilir (Bursalıoğlu, 2002). Türkmen (2000) tarafından örgütsel iletişimin işlevlerini şöyle sıralanmıştır:

1. Örgütsel iletişim, örgütteki kişi ve birimleri birbirine bağlayan temel bir alt sistemdir. Böylece kişiler ve birimler uyumlu ve eşgüdümlü çalışabilir.

2. Örgütte faaliyetlerin sürdürülmesi, sorun çözme ve yaratıcı gücün oluşturulması örgütsel iletişimle gerçekleştirilebilir.

3. Örgütlerin termodinamiğin ikinci yasası gereği entropi etkisinde kalması olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Örgütsel iletişim, dış dünya ile örgüt arasında sağlıklı bir bilgi alış verişi sağlayabilir. Hızla değişen çevre koşulları karşısında örgütlerin kendilerini yeni koşullara uyarlamaları da örgütsel iletişimle sağlanabilir.

4. Örgütsel iletişim, örgüt yönetiminin en önemli aracıdır. Örgütte planlama, eşgüdüm, karar verme, güdüleme ve denetleme süreçlerinin gerçekleştirilmesi etkin bir örgütsel iletişimi gerektirir.

5. Örgütsel iletişim örgütte çalışanların kurdukları küçük grupların birbiriyle ve örgüt bütünüyle ilişkilerin sağlanmasında önemli rol oynar. Örgütün bütünlüğü ve çalışanların örgüte aidiyet duyguların geliştirilmesini sağlar.

Örgütsel iletişim, örgütteki tüm öğelerin örgüt amaçları doğrultusunda etkileşimde bulunmasını sağlayarak örgütsel bütünlüğü gerçekleştirmede son derece önemli bir işlev görmektedir. İletişim sistemindeki zayıflıklar, örgütün tüm

(37)

sistemlerinin çalışmasını etkilemekte, örgütün bütünlüğünü bozmakta ve örgütü amaçlarından uzaklaştırarak çeşitli sorunların doğmasına neden olmaktadır (Gürgen, 1997).

2.1.3.3. Örgütlerde İletişimin Önemi

İletişim, yönetimin planlama, örgütleme, yönlendirme ve kontrol etme gibi tüm temel fonksiyonlarının gerçekleştirilmesine yardım eder. Bu şekilde örgütün amaçlarını gerçekleştirilmesine katkı sağlar. İletişim olmaksızın işgörenler ne yapmaları gerektiğini bilemezler. Diğer yandan yönetim de bilgi girdisi alamaz ve işgörenlere bilgi ve emir iletemez. İşlerin eşgüdümü imkansız bir hale gelir ve örgütün varlığı sona erebilir. İşbirliği yapılamaz, insanlar ihtiyaç ve hislerini diğerlerine iletemez. Bu nedenlerden dolayı örgütler, iletişim olmaksızın varolamaz (Wallace, 1987).

İnsanların örgütleri oluşturmalarının nedeni, tek başına gerçekleştiremeyeceği amaçlarını, diğer insanlarla işbirliği yaparak gerçekleştirmeye çalışmaktır. Birlikte çalışan insanların eylemlerinin örgüt amaç doğrultusunda eşgüdümlemesi ve yönlendirmesi iletişimle gerçekleşir. İletişim, tüm yönetim süreçlerinin gerçekleştirilmesi için gereklidir. Boack ve Wisdom (1995) örgütler için iletişim önemini maddeler halinde şu şekilde özetlemiştir:

1. İletişim bütün yönetsel işlevlerin parçasıdır.

2. İletişim yönetimin yönlendirme işlevinin kritik bir parçasıdır. 3. Kaliteli iletişim olası çatışmaları önler.

4. İletişim yönetim kapsamının ötesinde tüm iş dünyasında başarısı için önemlidir.

Örgüt içi iletişim; çalışanların örgütün amaçlarını daha iyi anlamalarını sağlayarak, bu amaçların gerçekleşmesi için daha çok çalışmalarına zemin hazırlayıp verimliliği artıracaktır. Özellikle yukarıdan aşağı doğru olan etkili iletişim, çalışanları cesaretlendirerek daha özgür biçimde görüş bildirmelerine yardımcı olacaktır. İyi planlanan örgüt içi iletişim, çalışanların işletmenin konumu ve işlevi hakkında daha iyi sözcü olmalarını sağlayacaktır (Peltekoğlu, 1998)

Örgüt içi iletişim, örgüt çalışanlarını ve birimlerini kaynaştıran bir sistemdir. Böylece kişiler ve birimler uyum içerisinde çalışabilirler. Bu açıdan baktığımızda

(38)

örgütlerin yoğun iletişim ağından oluştukları gözlenebilir. Örgüt içi iletişim, örgütlerde canlı organizmalardaki dolaşım ve sinir sistemlerinin görevini yerine getirmektedir. Örgütsel iletişim, örgütlerin hayat damarlarından birisidir (Ker, 1998).

2.1.3.4. Örgütlerde Etkin İletişimin Engelleri

Örgütsel iletişimin etkin işleyememesinin ana nedeni iletişimde tarafların insan olmasıdır. Her insanın olaylara tepkisi farklıdır (Şaşı, 2008). Örgütlerde iletişim sürecinin etkin bir şekilde işlemesine engel olan birçok faktör vardır. Bunları genel anlamda örgütsel ve bireysel engeller olarak sınıflamak mümkündür.

2.1.3.4.1. Örgütsel Engeller

-Yönetimde Aşırı Merkeziyetçilik:

Yöneticilerle, yönetilenler arasında birçok aracının bulunduğu işletmelerde, merkezi otoritenin devrine ihtiyaç duyulur. Yani astlara bizzat karar alma sorumluluğu verilir. Sınırlı devirde; son kararlar, işletme politikasının düzenlenmesi, programın geliştirilmesi yöneticinin elinde bulunur, diğer yetkiler ilgili mercilere devredilir. Bu hususlara dikkat edilmeyip, otorite devredilmez ve astlara hareket ve karar alma serbestliği verilmezse, problemler ortaya çıktıkça, astlar sürekli merkeze danışacaktır. Bu durum, iletişim ihtiyacını artıracak ve haberleşme sisteminin işleyişinde bazı güçlüklerin doğmasına yol açacaktır (Gürgen, 1972).

-Kadro Şişkinliği:

Kadro şişkinliği, işletmenin organizasyonu yapılırken yapılacak işlerin iyi düzenlenememesi ve bunları yapacak kimselerin sorumluluk ve yetkilerinin iyi tespit edilememesinden, işlerin gelişmesiyle eklenen yeni servislerin, gelişi güzel birimlere bağlanmasından ileri gelebilir. Kadro şişkinliği, iletişim kanallarının sayısını artırır. Yazılı ve sözlü iletişimler, bu kanallardan geçeceği için kanal sayısı arttıkça, iletişimler değişikliğe uğrayabileceğinden, organizasyondaki kadro fazlalığı, iletişimi olumsuz yönde etkileyecektir. Örgütlerde yönetim kademelerinin sayısı arttıkça, yani mesajın kat edeceği mesafe arttıkça gecikmesi ve anlamının bozulması ihtimali artar (Yıldırım, 2001).

(39)

-Örgütün Çapı:

İletişime engel teşkil eden örgütsel etmenlerden bir diğeri örgütün çapıdır. Örgütler büyüdükçe iletişim güçleşmekte, gecikmeler ve kırtasiyecilik artmaktadır (Kaya, 1999).

-Statü Farklılıkları:

Daha çok yönetici ile çalışanlar arasında görülen bir iletişim engeli olan statü farklılıkları, örgütteki güç hiyerarşisinden kaynaklanır. Bunun nedeni, örgütlerde çalışanların yöneticilere bağımlı bir pozisyonda bulunmalarıdır. Yöneticilerin, statü farkından dolayı astlarına karşı takındıkları tavırlardan başka onların şahsiyetinin bir neticesi olan bazı tutum ve davranışlar da iletişime engel olan faktörlerdendir. Astlarının kendilerine işlerin iyi yürümediği için yaptıkları müracaatları kötü karşılayan, sinirlenen ve sabırsızlanan yöneticiler, bu hareketleriyle, ileride gerektiği zaman astlarının kendilerine müracaat etmelerini güçleştirmiş olurlar. Yöneticiler, alt kademe ile iletişimini iyi tutmalı ve alttan gelen problemlere anında çözümler bulmalıdır(Elma ve Demir, 2000).

-Aşırı Bilgi Yükleme:

İletişim yükünün fazlalığı yöneticinin yoğun bilginin altında ezilmesi ve gelen mesajlara cevap veremez hale gelmesi ile iletişimde bozulmalar başlar (Yıldırım, 2001). Aşırı bilgi yükleme göndericinin belli bir zamanda alıcıya gerektiğinden fazla bilgi göndermesidir. Kişinin belli bir kapasitesi vardır. Bu kapasite aşılırsa iletişim amacına ulaşamaz (Can, 1992).

-Zamanlama ve Yer:

Bir mesajın gönderildiği yer ve zaman, iletişimi etkiler. Kötü yer ve zaman seçimi iletişimin kaybı ile sonuçlanacaktır. Mesaj en uygun zamanda iletilmelidir. Gecikmelerin olması ya da zamanından önce bilgilerin iletilmesi mesajın etkisini önemli ölçüde değiştirir (Elma ve Demir, 2000).

Şekil

Şekil 1. İletişim Sürecinde Yer Alan Temel Öğeler  (Paksoy ve diğ., 1998).

Referanslar

Benzer Belgeler

1) Yeni okul müdürleri bir mentorla eşleştirilmeli ve acemilik yıllarında yönetim becerileri ve işin incelikleriyle ilgili profesyonel yardım

Çalışmamızda histopatolojik tanıları göz önüne alındığında, lentigo maligna, displastik nevus , malign melanoma ve pigmente bazal hücreli karsinom malign kabul

Department of Physics, Massachusetts Institute of Technology, Cambridge, Massachusetts 02139, USA The frustrated q-state Potts model is solved exactly on a hierarchical

In The Last Horror Movie, the narrative structure and the diegetic incidents also undermine the horror elements for mocking with the codes and conventions of

Purpose: This study aimed to investigate the effects of plyometric and pull training added traditional OWL training on the performance and selected strength

İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma; ev kazaları nedeni ile hastanelerin acil servislerine başvuranların sayısının trafik kazaları nedeni ile

The post- test and follow-up test scores on the GHQ-28 in total and all its subscales (somatic symptoms, anxiety and sleep disorders, social dysfunction, and severe depression) of