• Sonuç bulunamadı

Bu matem gününde bir muhasebe

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bu matem gününde bir muhasebe"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

)

} •

O’nu

©

na dair yazacağım yazı­ nın konusu üzerinde

düşünürken, bilmem ne den, aklıma onuncu yıl mar^ı takıldı.

Ç ıktık açık alvnla on yıld a h er savaştan Diye başlayan bu marşın güfte­ sini, bir zamanlar tekrarlaya tek- rarlaya. kendimize adeta bir eğlen­ ce, bir alay tekerlemesi haline ge­ tirmiştik. On yılda ne yapmışız? Her yaşta on beş milyon gene ya­ ratmışız, yurdu dört baştan demir ağlarla örmüşüz.

— E, sonra?

Der ve ertesi yıl, daha ertesi yıl aynı mısralar dilimize takıldıkça birbirimizle şakalaşmadan edemez­

dik.

Halbuki, ilk üç kelimenin olduk­ ça kakofonik dizilişine rağmen,

şair, birinci mısra ile büyük bir gerçeği o günkü nesillere duyur­ maya çalışmıştı.

On yılda her savaşı sahiden açık altıda başarmıştık. On beş milyon genci, demir ağları bir tarafa bı­ rakalım. fakat medeniyet yolunda on yıllık çalışmalarımızın bize ka­ zandırdığı mesafeyi tarih bir başka millet hesabına hiç bir zaman kay­ detmemiştir. On yıl içinde Türkiye eski çağların karanlığından silkin­ miş, «muasır medeniyet» topluluğu arasında modern bir toplum sevi­ yesine ulaşabilmek için gerekli bü ­ tün imkânlara kavuşmuştur. Hür ve ileri bir millet haline yüksel­ mek, her şeyden önce temel mües- seselerimizi yeni düzene göre ayar­ lamakla mümkündü. Din işlcrile devlet işlerinin ayrılması, medeni kanunun kabulü, kadın haklanmn tanınması, öğrenim metodlanmn ıs­ lahı, bir kelime ile her alanda hızla batılılaşma uğruna büyük gayretler harcandı ve daha ailem­ in, t. Ym gayretlere gönül ferahlığı

ile devam edebilmek için sağlam bir zemin hazırlandı.

On yılın eşiğini aştıktan sonra, Atatürkün son yıllarında o g a y ret­ lerin güven artırıcı meyvalarmı büyük ölçüde toplamaya başladık. Yeni müesseseler millî bünyemizde kök salıyor, eğitim şartlan yıldan yıla kuvvetleniyor, bilimde, ekono­ mide, bayındırlıkta ve güzel sanat­ larda gene ve ateşli bir miilet; var­ lığını dünyaya hissettiriyordu, ir ­ tica tehlikesi kökünden kurumuş gibi idi.

— Artık geri dönmek yok! Diyorduk.

Bugün bir başka on yılın içinde­ yiz, (onuncu yıl marşını belki de bu yüzden hatırladım!. 1945 ten beri çok partili hürriyet düzenini bün­ yemize mal etmeğe çalışıyoruz. Fa kat elimizi vicdanımıza kovalım v keııdi kendimize soralım: Cumhu riyetin ilk on yılı ile son on yi arasında bir muhasebe yaptığım: zaman. Atatürk devıinıierini At? türke lâyık bir şeklide ileriye do, ru yürütmenin gururunu duyabil yor muyuz?

Samimî bir Atatürk çocuğum bu soru karşısında derin bir üzül tüye kapılmaması, ağlamaklı olnu ması imkânsızdır.

Modern bit devlet yaratmak. Tu: kiyeyi «muasır medeniyet» sevi yeşille ulaştırmak maksadile on y içinde kurup hazırladığımız o ha rikulâde temeli «demokrasi yapı yornz» diyerek şurasından bura sından kendi elimizle zedeledi! Düşünmedik ki gerçek bir demok rasi nizam ma yaklaşmanın ilk şar o tenıeii hırpalamak değil, tam teı sine onu en titiz bir dikkatle kon maktan ibaretti. Bunu yapamadı Seçimlerde birbirimizi yeneceğ kaygısı ile güzelim devrimlerd' taviz iistüne taviz verdik. Ve tal ne medeniyette, ne bilimde, ne demokraside bir adım ileri gidem dik.

Bununla beraber yannımızd üıtıid kesmeğe halikımız yoktı Milletler, yalnız inanan vatanda larm gayreti sayesinde ilerler \ yükselirler. Atatürk bu millel inanmasaydı. kurtuluş mucizesi hi bir zaman gerçekleşmiyebilird Bugün özlediğimiz bir mucize de ğildir. O'ıııın hazırladığı temeli ku vetlendirmek ve O’nun başladı; eseri yürütmekten sorumluyuz. A tatiirkün Cumhuriyeti emanet e( tiği gençlik, görevini yerine getire çektir. __________________ NADİR NAD

i Aftatürkten ha- !

t e l a ? , f ı k r a l a r

ve esta dair i

düşünceler

j i

Beşinci »ahifemizde , okuyunuz, i ■ = = :=;^ - — - - ... ,Jt v

(2)

Döviz

bekliyen

klinik

Bir

Daha

Yakından

ABAMA .-a

Bu matsın gününde

bir muhasebe

errahpaşa hastanesi doğum

Senelerle beraber yürüyoruz. Ne­ reye? Hiç bir şeye inanmıyanlar «Ademe», yokluğa!... inananlar, neye iman etmişlerse oraya gidiyor­ lar. Tabiat içi ve millî hayat bakı­ mından Atatürke bağlı olanlar, yıl- _î-- rtîUî »cin »anımı saman

Y A Z A N

MASAN

-

ÜCEL

Â

i

„,,-Sint hildiBimt* Via İd# bu vakıcı I ka bir sebebe ver j*»irsi7.lıtk eh**

dar objektif görerek kıymetlendir meşini bilmiştir. Sırasında katiyen hissi davranmıyarak onları en iert şekilde tenkld ettiği çok olmuştur- Onun muvakkat müsamahasına ka­ pılıp konuşmalarında ölçüyü kaçı­ ranlardan hiç biri,, ânına göre sehli 1 -• --- manası daima aynı

H

kuyucumu*, dün Gale­üviyeti mahfus Mr •» tadan bana bir mektub göndermiş. Hani gazete­ lerde, mecmualarda arabea aah Ue> tefsir vesairesile Kuram Kerim basıyorlar ya; öyle yapraklardan birini de zarfa koymuş- Kâğıdın kenarına, el yazısile hesablar ya­ pılmış. Bir tarafına da çamur sü­ rülmüş. Basılıp ezildiği belli.

aha

Sayın okuyucum, günüi sözlerden sonra söyle diyor;

«... İlişik olarak yolladığım mü­ barek kitabımızdan bu nahifeler! P .«ikalar Caddesinde, yerde bul­ dum. Bu hususta bir kaç satır yaz­ manın dilerim... llh...» ı s- n- o-Ö‘ O si, ila an ıın ile. gi- ra-bir tün

at-Gene dün sabah, büyük İskele- lerden birinde vapur bekliyordum. Kocaman çantasile bir sakallı be­ lirdi. Davudî sesini yükseltti ve a- ralannda konuşanları susturdu. Kendi kendine düşünenlerin, ya- hud gazetesini okuyanların dikkat­ lerini çeldi Hepimiz susup onu dinledik:

« _ Vatandaşlar! Hepimiz* lâzım bunlar...» diye söze başlayarak, ruhsatiyesi* bir vâız gibi bağırıp, çağırdı. Kılık kıyafetlerinden bi­ çarelikleri belli İnsanlara karınca duaları sattı.

Sigorta edici muskalarmış bun­ lar; Hastalığa da, yangına da bire­ birmiş.

'Üniversiteli olduğunu tahmin et­ tiğim bir gene itiraza kalktı. Tica- ninin biri karşılık verdi. Galiba kavga da başgösterdi ama, vapu­ rum geldiği için, neticenin neye vardığını anlayamadım.

Benimle birlikte vapura giren va ellerinde türkçeden gayri dilde ga­ zeteler oldukları İçin gayrimüslim olduklarını anladığım vatandaşla­

rın yüzlerinde ne gibi bir İfade be­ lirdiğini yan gözle seçmeğe çabala­ dım. Nezaketcn renk vermediler. Fakat çok defa, radyodaki Mev- lidden sonra, hiddetli imiş gibi dua edenlerin sesleri pencere aşın, so­ kak aşın, mahalle aşın taşar. Ak­ lımdan hep şöyle geçiririm:

— «İbadet de gizil, kabahat de gizli!» diyen mtislümanlann güzel an’aneJerine niçin devam etmediği­ ni acaba dost ve düşman tenkid- den geri kalıyor mudur?

★ ★ ★

Atatürk bizi lâiklik kaldesüe, müsamahakârlığın ve medeni an­

layışın mükemmel bir noktasına ulaştırmıştı. Din diyanet, mabedlere inhisar etmişti. Ehiller tarafından usulünce mi, na ehiller tarafından ticaret ve politika maksadlarile mİ telkinlerde bulunulduğu bu saye­

de anlaşılıyordu. Kontrol mümkün

olu y ord u . Yuk arıda bahsi geçes

' -e, k a vga la ­ ra, tahriklere rastlanmıyordu.

Cennetmekân, neylediyse güzel «ylemiştl. Demokrasi devrinde onut gibi düşünmlyenler, hürriyetlerini bol bol kullandılar.

Oııun gibi düşünenler İse kana, ntlerfnf maalesef celâdetle ortaya koyamadıkları İçin, terazide kendi kefelerini son yıllar İçinde boş bl-

j raktılar. İçtima! muvazene inkılâb-

j lanmızın aleyhine bozuldu. Atatürk usullerinden ayrılmanın hiç de isabetli olmadığını, bu ma­ tem günümüzün samimiyetine sığı­ narak fekrariamalıyız,

Kahb kıyafetimizden manevlya- tunıza kadar: «O sağ olsaydı» dü- Umeesıne göre kendimize çekidü- ten vereme* miyiz? ipin ncullu ts_

1İU hu— ___ --- zzujrız; ipin ucunu ta->

aanuie kaçırmış mı bulunuyoruz? (Vâ-NÛ)

Comüntzm propagand bir şahıs tevkif (

lomünlszra propagandası 11* adllyeye verilen Meîı n İsminde bir şahıs, dür cçl Eminönü 3 üncü «ul *1 tarafından tevkif «d İne gönderilmiştir. Gülsen Göı ile Yüksek Mühe Muzaffer Gi evlendiler Beyoğlu

d o ğ u m

Şehrimizin tacirlerinden, Abdul­ lah Haraççının torunu ve yüksek mühendis Adnan Çavlı ve Aysel Çavlının ölr kızı dünyaya geldl- i!n j dostlarına müjdeleriz

(3)

10 Kasım 1955 CTMHÎTRtYET

Ispatçılar

Meclise

takrir veriyorlar

Bunlann yurd içindeki

son olaylar, antidemokratik

kanunlar, İktisadî meseleler ve seçim kanunu hakkında

olacağı bildiriliyor. Takrirlerin hazırlanmasına başlandı

Eisenhower belediye

selimlerini kaybetti

B

irleşik Amerikada yapı­ lan Belediye selimleri Başkan Eisenhower'in partisi için ciddî bir mağlûbiyet olmuştur.

Eisenhower ve onun sayesinde 1952 yılında iktidara gelen Cumhu­ riyetçi partinin, o zamandanken yapılmış olan muhtelif seçimlerde daimî bir şekilde gerilemesi, rey kaybetmesi 1956 Başkan seçimleri­ ni, dört senelik bir fasıladan sonra tekrar bir demokratın kazanacağına kâfi işaretler midir?

1952 yılında Eisenhower demok­ rat aday Stevenson’u yenmiş, Be­ yaz Saraya yerleşmişti. Onunla bir­ likte Cumhuriyetçi parti de, az bir ekseriyetle temsilciler meclisi ile s® ııatonun kontrolünü ele geçirmişti. Fakat iki yıl sonra tekrar sandık başına giden seçmenler bu ekseri­ yeti, Eisenhower partisinin elinden i almış ve tekrar demokratlara teslim j eylemişti. Bugün Beyaz Saray cumhuriyetçi, hükümet de bu par­ tinin kontrolundadır, fakat onlarrn kararlarını tasdik veya reddetmek salâhiyetini haiz kongre, demokrat lann idaresinde bulunuyor!

Evvelki gün yapılan belediye se­ çimlerinin neticeleri, 1954 yılında görülen (demokratlara doğru yak­ laşma cereyanı) mn 1955 yılında da devam etmekte olduğuna işarettir.

Eisenhower partisini destekliyen gazetelerden biri <| m (N ew-York Herald Tribune) cumhuriyetçilerin belediye seçimi ile alâkalı kanpan- ya esnasında bilhassa şu parolayı tekrarladıklarını kaydetmiştir:

«— Bu seçimin neticeleri Başkan Eisenhower için bir itimad beyanı olmalıdır!»

Memleketin İktisadî hayatı üze­ rindeki devletin kontrolünü (m ü­ dahale) diye vasıflandıran ve buna son vermek için çalışan bu siyasî parti 1954 yılında da Eisenhower’in ismini kullanarak netice almaya ça lışmış, muvaffak olamamıştır. Bu taktiğin şimdi de netice vermedi­ ğini görüyorlar. Bu şekilde hareket etmekle Eisenhower’in He prestijini zedeledikleri muhakkak. Halen A - merikada muhalefeti temsil etmek­ te olan Demokratlar ise, bu beledi­ ye seçimini, millî ölçüde bir mesele olarak ele almaktan kaçınmışlar, bunu partiye bir itimad mevzuu yapmamışlar, belediye işleri üze­ rinde durmuşlar, adaylarının şah­ siyetleri, rakiblerinin suiistimalleri, başaracağız devit) da başaramadık­ ları işler üzerinde durmuşlar, bun­ lara ehemmiyet vermişlerdir.

Geçenlerde temsilcilerle senatör­ lerden miirebkeb hususî bir komi­ te (Joint Economic Committee) he yecan uyandıran bir rapor neşret- miştı. Bunda. Birleşik Amerikada görülen harikulade iktisadi gelişme­

ye rağmen, Amerikan ailelerinin beşte birinin fakir denecek bir du­ rumda bulundukları ilân edilmişti. Komisyon, 1948 den 1954 e kadar bunların sayısı bir milyon kadar azalmıştır demiş, fakat şunu da a- çıklamıştı: «Bu devre zarfında ha­ yat pahalılığı yüzde 12 arttığından, bunlann durumu 1948 e nazaran çok daha fenadır!»

Bir taraftan bu kütle ve diğer taraftan Demokrat partiyi destek- liyen işçiler, belediye seçimlerinin iktidar için mağlûbiyetle neticelen meşine yol açmıştır. Aynı zamanda, Cumhuriyetçi partinin yanİış biı taktiği yüzünden bu neticeler Baş­ kan Eisenhower için bir (ademi iti­ mad oyu) şeklinde de tecelli et­ miştir.

Ömer Sami COŞAE

Dün lzmlrden gelen Dr. Ekrem Hayri Ustündağ, Galata rıhtımında karşılanırken

Şehrimizde bulunan ispatçılar dün sabahtan itibaren Parkoteldeki te­ maslarına devam etmişlerdir.

Öğleden evvel Fevzi Lütfü Kara- osmanoğlu C.H.P. li eski Bakanlar­ dan Vedad Dicleli ile uzun bir gö­ rüşme yapmıştır.

Dr- Ekrem Hayri Üstündağ dün saat 11 de İzroirden şehrimize gel­ miştir. Rıhtımda kendisini karşıla­ yan gazetecilere şunları söylemiştir: «— Partileri fertler değil millet kurar. Biz milletin bu yoldaki ar­ zusuna uyacağız.

Meclis açılınca 19 lann sayısı, 20. 21, 22, 23, ve daha fazla rakkam lara ulaşacaktır.

Izmlrde umum! efkârın yüzde 90 ı bizimle beraberdir. Teşkilât halinde faaliyete geçince kütle halinde ilti­ haklar beklemekteyiz. (Arkası Sa 7. Sü. 3 te )

r

---BÎR D A K İ K A :

Seçimler

müddeti

için propaganda

dün sona erdi

Eazı illerde muhalefet partilerine mensub seçmenlerin

müstakil adayları desîeküyecekleri tahmin ediliyor

Çanakkale, 9 (Telefonla) — Viiâ yetimiz belediye seçimlerinin pro- poganda müddetinin bu akşam so­ na ermesi üzerine Demokratlar ve müstakil adaylar faaliyetlerin« bir kat daha hız vermişlerdir. Demok­ ratlar seçimleri kazanmak için her türlü çareye baş vurmakta ve ge çeleri kapalı salon toplantıları yap maktadır. Müstakillerin Demokrat lara nazaran daha kuvvetli oldukla­

rı ve muhalefet partilerine mensub seçmenlerin de müstakilleri des­

teklemeleri kuvvetle muhtemeldir.

Konya kazalarında

Konya, 9 (Telefonla) — Belediye seçimleri yakıştıkça ilçelerden ce­ mili garip haberler gelmektedir. Bu cümleden olmak üzere Bozkır­ da üç müstakil aday haberleri yok _______ (Arkası Sa. 7, Sü. 6 da)

Kadınlar

erkeklerden

üstünmüş!

Güney Afrikalı bir profesörün ileri sürdüğü deliller

Johaıuıesburg 9 (a.a.) — Johaa- nesburg Üniversitesinde antroloji profesörü olan Doktor W. Jeffreys, Rotary Club’ün verdiği bir ziyafet­ te söz alarak tabiat itibarile kadın­ ların, erkeklere nazaran fizik mu­ kavemet ve kafa yapısı bakımından üstün olduklarını söylemiş ve şu delilleri ortaya sürmüştür:

1 — Kadın, erkekten daha uzun '-aşar. Umumiyet itibarile erkekler için emeklilik .yaşı 60, kadınlar için de 55 tir. Halbuki kadınlar için 65 olmalıdır.

2 — Erkek çocuklar kız çocuklar-( Arkanı Sa 7 Su. 6 da)

Prenses Margaret, harbde ölen İngiliz sivil halkı ve askerlerinin

hâtırasını

söylerken

anma töreninde şarkı

Londra

hayret

ediyor!

Prenses Margaret, yakışıklı bir lordla Savoy oteline

yemeğe gitti!

Londra 9 (a.a.) — Prenses Mar­ garet, Albay Townsend ile macerası sona erdikten sekiz gün sonra, 32 yaşmda yakışıklı bir gene olan Lord Plunkett ile birlikte bugün, Ame­ rikalı zenci sanatkâr Lena Home’ un şarkı söylediği Savoy otele öğle ye­ meğine gitmiştir.

Albay Townsend, Brüksel hava ataşeliğine tayin edildikten sonra,

(A rkası Sa 7 Sii. 4 te)

Amerikan

belediye

seçimleri

D em okratlar, seçim lerde

k a t’î bir üstü n lü k

sağladılar

New-York 9 (aa..) — Dün yapı­ lan mahalli seçimlerde Demokrat­ lar kat’î bir üstünlük temin etmiş­ lerdir. Parti liderleri gelecek yıl ya pılacak umumi seçimde, Beyaz Sa­ raya tekrar Demokrat bir Reisi­ cumhur yerleşeceğinden emniyetle bahsetmektedirler.

New-York eyaletinde beş bele­ diye reisinin Demokratlar arasın­ dan seçilmesi üzerine, Demokrat parti m er Kez komitesi azalarmdan birisi, «1952 denben demokratların gittikçe fazla oy toplaması, 1956 se­ çimlerini kazanacağımıza kâfi te­ minattır» demiştir.

Birçok şehirlerde Demokrat aday lar, Eisenhower tarafından destek-1 lendikleri ilân edilen rakiblerini geniş farkla yenmeğe muvaffak ol­ muşlardır.

Kıssa bizden,

hisse sizden

M eşhur bîr riyaziye allA- mesi p ek ■mühim hendese da­ valarından birini, kendine göre, halletm iş•

Eşini, dostunu v e diğer âlim leri bir araya toplamış. G eçm iş kara tahtanın başına. Yazmış, çizmiş, silmiş, b o z­ muş, gen e yazmış, gene çiz­ miş, anlatmış, anlatmış, fakat anlayan yok . Karm akarışık bir

şey-N ihayet din leyen lerd en biri söz almış:

— Birader, demiş, bizim senin zekâna, bilgine itima­ dımız var. G el şu işin doğru olduğuna bir yem in et de, biz de inanalım v e rahat edelim !

D. N.

Pakistan •

Afganistan

çatışması

Hudud boyunda silâhlı çatışma­ lar olduğu bildiriliyor

Karaşi 9 (a.a.) — Bugün Karaşi- de öğrenildiğine göre, Pakistan-Af­ ganistan sınırı boyunda Patanlarm oturduğu bölgelerde «muhasım ka­ bilelerle» Pakistan emniyet kuv­ vetleri arasında çatışmalar olmuş­ tur.

Peşaverin 1300 kilometre kadar ' — Arkası Sa 7 Sü 5 te —

TELEFOTO Cc-VİHURİYET : ANKARA - İSTANBUL

Cumhur Reisi Ankara hava alanında karşılanırken

Cumhur Reisi dün

Ankaraya döndü ve

merasimle karşılandı

¡¡ayar, Çankayada Meclis Reisi ve

Başvekil ile 2 saat görüştü

{

Ankara 9 (Telefonla) — Reisi- yük bir merasimle karşılanmıştır. S cıımhıır Celâl R a va r dnst. v e ____ -t,..,-.. . , ,

Ankara 9 (Telefonla) — Reisi­ cumhur Celâl Bayar dost ve kardeş Ürdünde yaptığı resmî zi­

yaretten avdetle dün Adanaya gelerek geceyi orada geçirdikten sonra bugün saat 16,30 da askerî uçakla Ankaraya dünmüş ve b ü ­

yük bir merasimle karşılanmıştır. Celâl Bayar Etimesgut askerî hava alanında B.M.M. Reisi Re­ fik Koraltan, Başvekil Adnan Menderes, vekiller, mebuslar, müsteşarlar, umum müdürler, (A rkası Sa. 7, Sü. 3 te)

Birkaç gün önce YugoslavyalIm Brioni ad ■’ sırra gitmiş olan Amerika Dış İşleri Mareşal Tito ile görüşürken

Bakam Duties,

Cenevrede Avrupa barışı

dün tehlikeye düştü

Amerika Dış Bakanı Dulles, Rusların “barış istiyoruz,,

derken

iyi

niyetli

olmadıklarını

belirtti

D r. Kırdann K . Ç iftlik

Parkı hakkında izahatı

Esk’ Vali, evvelce istimlâk edilen arazinin sonradan Be) üye aleyhine açılan dava neticesinde sahihlerine ne

süratle iade edildiğini anlattı

Dün yaptığımız soruşturmalara nazaran 2 numaralı park içerisinde kalan hususî eşhasa aid Küçükçift- lik ve civarındaki arazi meselesi, Ankaraya intikal etmiştir.

Bahis konusu arazinin eıVelce istimlaki ve bilahare Belediyeden geri alınması hakkında Istar.bulun eski Vali ve Belediye reisi ve.halen — Arkası Sa 7. Sü. 4 te

-Sefere müsaade edilmesi üzerine motor sahihleri Altıncı Şubede muamelelerini yaptırırlarken

Dolmuş

motörleri tekrar

sefere başlıyorlar

İstiab haddine riayet etm iy en m otor sahihleri para

cezalarına çarptırılacaklar

/Üom Gsmisi

- * Sulh lcin atom * ser*ilerinden b iri de Tokyo’da açılm ıştır.

* , sergide yarının atomla işliyecek gemilerine aid maketler de edilmiştir. Yukarıdaki resimde atom sergisinin bir maketi görülmektedir.

Bundan 43 gün evvel seferden menedilen 23 deniz dolmuş motö - rünün tekrar sefere konması için motÖrcülerin Vilâyete yapmış oi - dukları müracaat üzerine Vali Gö­ kay dün meseleyi ele alarak bu işi mahallinde halletmeğe karar vermiştir.

Bu münasebetle Vali Gökay, be­ raberinde Trafik Şubesi Müdürü Orhan Eyüboğlu ile Emniyet 5 in­ ci Şube Müdürü Celâl Kosova, Li - man Reisi Reşid Uğur olduğu halde dün sabah saat 10 da dolmuş mo - törlerinin hareket mahalli olan Ka- raköye gitmiş ve motor sahihleri - le, kaptanların huzurunda dolmuş­ ların tekrar sefere konulması mev­ zuunu tetkik etmiştjr.

Yarım saatten fazla devam eden tetkikat ve müzakere tonunda, dol­ muş > ap«n motor sahihlerinin aşa­ ğıdaki kısımlara riayet etmeleri şartile tekrar çalışmalarına izin verilmiştir.

1 — Dolmuş motörleri istiab had

dine mutlak surette riayet edecek­ lerdir.

2 — Kış mevsiminde dolmuş şek­ linde çalışan motörler 3 ayda bir, yaz mevsimlerinde de 6 ayda bir — Arkası Sa 7. Sü. 4 te —

Paris Polis Müdürü

Fas Valisi oldu

Paris 9 (A.P.) — Fransa bugün Pariste otomobil klaksonlarını sus­ turmuş olan muvaffak bir idareci­ sini Polis müdürü Andre Dubois’i Fas Umumî Valiliğine tayin etmiş­ tir. Dubois, General Pierre Boyer de Latour’un yerine geçmektedir. General de Latour, Fas sultanı Mo- hammed Bin Yusufun tekrar tahta çıkması halinde Faşta Vali sıfatile kalmak istemediğini belirtmişti. U - mumî Vali aynı zamanda Faştaki büyük arazi sahibi Fransızlara Bin Yusufun hiç bir zaman sürgünden dönmiyeceğini va’detmişti,

Cenevre, 9 (R.) — Cenevre kon­ feransının bugünkü toplantısında söz alan Birleşik Amerika Dış Ba­ kam Dulles, Molotof’a hitaben de­ miştir ki:

«— Almanyanm serbest seçimle birleşmesine dair bütün teklifleri reddetmekle Avrupada barışı teh­ likeye soktunuz.»

Diğer Batılı Dış Bakanlar da ay­ nı şekilde Sovyet Dış Bakanına hi- tab etmişlerdir. Diğer taraftan Dul­ les, Rusyanm (barış istediğini söy­ lerken iyi niyetli olmadığının) da

anlaşıldığını kaydetmiştir.

Siyasî çevreler, durumun çok cid dî olduğunu kaydetmektedirler. Gündemde iki mesele daha kalmış­ tır. Bunlardan birincisi silâhsızlan­

ma ve İkincisi de Batı-Doğu mü - nasebetleridir. Fakat bir kaç gün- denberi bu mesele ile meşgul olan komisyonların hiç bir neticeye va­ ramadıkları öğrenilmiştir. Bu va­ ziyette yakında Cenevre konferan­ sının tam bir hezimet ile sona e - receğine muhakkak nazarı ile ba­ kılmaktadır.

B asyanın

O rfa şa rkta

silâh

tevsi

merkezi

Bir Amerikan dergisi, İskenderiyenin bu

vazifeyi görmeye başladığını yazıyor

New York 9 (A P -R ) — News­ week dergisi, Sovyetlerin Mısırı, Ortadoğunun (silâh tevzi) merkezi haline getirmekte olduklarını yaz­ maktadır. Bu Amerikan dergisinin verdiği malûmata göre, İskenderiye limanına boşaltılmış olan Sovyet si­ lâhlarının buradan Suriye ve Süu- dî Aıabistana sevkedileceğine dair belirtiler mevcuddur.

Aynı dergiye göre, Birleşik Ame­ rika Bağdad paktına Ürdün ün de katılmasını istemiş fakat İsrael’in şiddetli itirazları 'karşısında bu me­ seleyi tekrar düşünmek zorunda kalmıştır!

Wolver Hampfoıt Rus

Dinamoyu mağlûb etti

Londra 9 (B.B.C.) — Moskova lig şampiyonu Dinamo futbol takı­ mı bu gece Hamgden Park stadın­ da Ingiliz Wolver Hampton takımı ile ilk karşılaşmasını yapmış ve 2-1 yenilmiştir.

55 bin. seyirci bu maçı ışıklar al­ tında seyretmiştir.

Rus Dinamo takımı ikinci maçını İngiltere lig lideri Sunderland ile yapacaktır,

Kahire 9 (R.) — Arab Birliği si­ yasî komitesi bugün toplanmıştır. Evvelâ İsrael * Mısır gerginliği ve daha sonra da İngiltere ile Süudî Arabistan arasındaki (Bureymi va­ hası) ihtilâfı görüşülmüştür.

Hasret..

ok ,eye hasret çekiyo­ rum. Hasretin sızısını tatmış olanlar ne demek istediğimi anlarlar. Te­ mizlik hasreti, medenilik hasreti, dürüstlük hasreti, bilgi hasreti, dik­ kat hasreti, ciddiyet hasreti, hasre­ ti, hasreti...

Bunlara bir hususî hasret daha eklendi.

Monte Karlo radyosunu dinlerim., bu radyo evvelâ çok eğlencelidir. İnsanı avutur. Zengin bir programı vardır. Esaslı artistleri mikrofona getirir. Çok masraf eder. Ama bütün bu masrafları bir takım ticarî fir­ malar temin ederler..Saatlerce sü­ ren çeşidli ve cidden alâka topla­ yan bir programın sonunda veya ara yerinde bir kaç defa o firmanın adını söylerler., hepsi bundan iba­ ret.

Bu neşriyat sırasında bir kaç de­ fa rastladım. Çalışkan ilk veya orta mekteb çocuklarını stüdyoya çağı­ rıyorlar. Halk da var. Bunlara ta­ rihe, coğrafyaya veya fizik dersine aid sualler soruyorlar. Bu sualleri terfih eden «Monsipur Champagne» adında bir zat var. Çocuklar bu su­ allere, oldukça mühim suallere ce- vablar veriyorlar. Notlar alıyorlar ve birinci, ikinci, üçiincii gelenler mükâfatlar kazanıyorlar. Bu arada aynı çocuklar da kendilerini imti­ han eden ve numara veren (Mösyö Şampanya) ya sual soruyor, hazan da adamı susturuyorlar. Halk bu ço cuklan alkışlıyor. Ben daha 10-12 yaşımda iken okuduğum Üskiıdarda Ravzai Terakki adındaki hususî mektebin müdürü merhum Halil Rüştü Bey, mektebin çalışkan tale­ besinden bir kaçını alır, İstanbuiun meşhur ve hususî mekteblerine götürerek tıpkı maç yapar gibi mü­ sabakaya sokardı. Bunlardan bir ka çına ben de iştirak etmiştim. Bu söylediğim elli senelik iş. O adamın o zaman mektebler arasında yaptığı bu maçları bugün Monte Karlo rad­ yosu çocuklar arasında yapıyor ve çok enteresan oluyor.

Acaba diyorum, şu bizim halkı, radyoda giireş müsabakası, basket­ bol maçı, futbol oyunu hikâyeleri kadar böyle kafa müsabakaları, bil­ gi maçllarile de alâkalandırmak ka bil değil mi?.. Şu hünerlerimizi, ma­ rifetlerimizi ve hüner marifet aradı­ ğımız azalan, ayaktan, belden, bey­ ne doğru biraz yürütsek, nasıl o- hır?. İşte hasretini çektiğim şeyler­ den biri bu...

Gene hu radyonun muhtelif mü­ sabakalarından birini dinliyordum.. «Ya hep, ya hiç» ismindeki bu mü­ sabaka «müzik» üzerine idi.

Müsabık geliyor., kendisine bir parça çalıyorlar. Bilirse 250 frank kazanıyor. İkinciyi bilirse bu miktar iki misli yani 500 oluyor. Üçiincüyü bilince evvelkinin iki mislini kaza­ nıyor.. müsabık istediği zaman, mü­ sabakadan çekilim? ve o ana kadar kazandığı parayı derhal alıyor. A y­ rıca kendisine bu müsabakayı yap­ mış olan firmanın da malından bir kaç hediye veriyorlar..

Eğer bir parçayı bilemezse o za­ mana kadar kazandıklarım kaybedi­ yor. Bir kaç akşam evvel gene bu müsabakaya bir Fransız iştirak etti. Altıncı sualde müsabakadan çekildi ve 8000 frank aldı gitti., arkasından bir müsabık geldi. Herkes gibi ona da ismini, memleketini sordular. Bir Parisli gibi konuşan müsabıkın adı «İzzet» olduğunu işitince yü­ reğim hop! etti. Memleketini sordu­ lar «Mısır» dedi. Müzik sevdiğini ve yazı yazdığını anlattı., müsaba­ kaya başladılar..

Adam çalman parçalan hiç te- reddüd etmeden o kadar isabetle ve tafsilâtile biliyordu ki, salondaki halk ve spikerler alkışlamaktan kendilerini alamadılar ve sekizinci (A rkası Sa. 7, Sü. 8 de)

SAÇ MODELİ — Alman berber­ leri arasında tertiblenen «büyük mükâfat» saç müsabakasında Ber- linli bir berber, yukarıdaki resimde görülen modeli ile birinciliği kazan mıştır.

VALİNİN MUHTARLARA ÇAYI — V a li ve B eled iye R eis V e k ili Ord. P rof. G ök a y dün m uhtarlara b ir ça y ziyafeti verm iş ve bu arada ken dilerine b ir hitabede bulunm uştur. Y uk arıdak i resim de; V ali, toplantıda konuşurken görü lm ektedir. (Y azısı ik inci sahifem izdedır.)

(4)

ú ó m ' CüMHURtYET 10 Kasım 19M

Besinli Romanımız

T *” *1 Komiserin Hatası

Ö L Ü M

Merhum Şehbender Alt l ı a Beyin kerlmeet, Dürdene Güvenin kı*l, Küb-

rm Dilmenin gelini, İzmir tacirlerinde«

AMdfn Dilmenin egl, Zeki Dilmen, Fer- hunde Dilmen ve Feruzen Kolbaşının anneleri, Aynur Dilmen ve Kemal Kolbaşının kayınvalide*!, Hayriye, Fat­ ma, Sadık, Gülseren ve Nazendenln kardeg I

FAHRİYE DİLMAN t/ll/1 8 5 5 salı günü Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Kederdlde ailesine baş­ sağlığı dilerle.

* * *

Arhevi hçeelnden Flrdeva Kurdoğlu nun zevci, Muzaffer ve Hayriye Kurd­ oğlu İle Münevver özgürün babalan, Fikri özgür'ün kayınpederi, Nazım Kurdoğlu’nun yeğeni, Atıf, Aaım, Se­ zai. Haşan Basrl ve Enver Kurdoglu-

'nun amcazadeleri:

RAHMİ KURDOĞLU

1 9 5 5 t 9 5 6

YUNUS N AD l

— - S —

ieınokrgsî yolunda neler yaptık,

M a n sonra neler yapmalıyız?

Yazan: Bilge Fırat (Ankara)

Memleketimizde kurulan demok- rasinin hakikî temeli, 23 nisan 1920 de hâkimiyetin kayıdsız ve şartsız olarak milletimize devri île atıl­ mıştır.

Millî Mücadeleyi müteakıb yara­ tılan inkılâb hareketleri arasında büyük bir değer taşıyan lâikliğin getirdiği fikir ve vicdan hürriyet­ leri demokrasinin yurdumuzda ye­ tişen ilk meyvalarıdır. Tek partili hayattan çok partli hayata geçiş, tek dereceli seçim usulü ve tatbi­ katı olarak da milletçe büyük bir huzur ve hürriyet havası içinde ce­ reyan eden 1950 ve 1954 seçimleri demokrasi yolunda yaptığımız ör­ nek eserlerdir;

Demokrasi namına bundan sonra neler yapanımız lâzım olduğuna gelince; onları da şu şekilde hulâsa edebiliriz:

1 — Antidemokratik kanunları İstisnasız olarak ortadan kaldırmak,

2 — Partiler arasındaki münase­ beti düzenlemek, senlik ve benlik çekişmelerine son vererek kardeş­ lik havası içinde tenkid müessese- sinin geniş mikyasta işlemesine ve inkişafına yardım etmek,

3 — Geçmişteki kötülükleri tek­ rarlamaktan feragat ederek demek rasi yolunda yeni ve medeniyete hâs örnekler yaratmak,

4 — Bir anayasa mahkemesi kur mak,

5 — Hâkimlerin teminatını sağ­ lamak, İngilterede olduğu gibi ada­ let cihazını değerlendirmek ve tam bir istiklâle kavuşturmak,

6 — Seçim kanununda gerekli tadilâtı yaparak bir ayan meclisi kurmak. Cumhur Başkanımn doğ­ rudan doğruya halk tarafından se­ çilmesini temin etmek ve nisbî se­ çim sistemini kabul etmek,

7 — Seçimlerden evvel ve sonra çeşidli ve seçmenleri ürkütücü ha­ reketlerden tevakki etmek ve bu­ nunla alâkalı kanunları ortadan kaldırmak.

8 — Parti gruplarının bugünkü karar sistemlerini tadil ederek Bü­ yük Millet Meclisi üyelerini fikir

ve kararlarında serbestiye kavuş­ turmak,

9 — İşçi ve memurlara grev hak­ la tanımak,

10 — Üniversite muhtariyetini hiç bir suretle zedelememek, hür düşünen ve yazan fikir adamlarının yetişmesine ve çoğalmasına hizmet etmek,

11 — Hükümet ve devlet olarak parti farkı gözetmeden bütün mil­ leti aynı zaviyeden görüp mütalea etmek ve partizan bir idarenin te­ essüsüne meydan vermemek,

12 — Basma geniş ölçüde hürri­ yet ve ispat hakkı tanımak,

13 — Radyo müessesesint parti propaganda cihazı halinden çıkara­ rak halkm bilgi ve eğlence kaynağı haline ifrağ etmek,

14 — Batı demokrasilerinin bir çoğunda olduğu gibi oy hakkına sahib olabilmek için okur yazar olmayı şart koşmak,

15 — ilk öğretim davasını şehir­ de, köyde yüzde yüz gerçekleştir­ mek,

16 — Gelir vergisi sisteminde gerekli tadilâtı yaparak, vatandaş kazançları arasında adaleti sağla­ mak.

17 — Lâikliği hiç bir menfaat uğ­ runa zedelememek,

Ancak, demokrasi namına yapacağımız bütün bu ehemmiyetli işlerdeki muvaffakiyet derecemizin, aşırı zenginliklerle, geçim sıkıntısı çeken geti’ş halk kütlesi arasında bir muvazene yaratılmaşma, dar ve sabit geîirli -vatandaşlarımızın bir an önce refah ve dolayı sile saadete kavuşturulmasına bağlı bulunduğu na iman etmemiz de lâzımdır.

H E N L E Y

E.L.M

L A S T İ K L E R İ

dağlık ve taşlık arazide,

maden ocaklarında ba-

) çarı ile vazife gören en dayanıklı lastiklerdir.

TEKTAŞ

TE K N İK V A S IT A L A R T İC A R E T T. A. Ş.

Kurtuluş deresi cad, Austin garajı Sayojlu-İstanbul Tel. 44077 Telg. Vasıtalar

Lâstiklerim iz m evcuddur. Ticaret V ekâletin in tevziine tâbidir.

p r o g r a m

Ankara ve İstanbul Radyolarının müştereken

yayınlayacakları

program

7.59 Açılış — S 00 Program ve ha­ berler — 8 l;ı Konuşma (Enver Ziya Karal) — 8.30 Anıt-Kabiraen naklen yayın — 9.00 Kapanış.

11.57 Açılış — 11.58 Program — 12.00 Atatürk hakkında yazıları ve söyleni­ lenler — 12 80 ¡Şiirler — 12.45 Kadınlar Birliği adın» konuşma — 13.00 Haber­ ler — 1315 Demokrasimizin kurucusu Atatürk ıRu'-id 'fenik) — 13 30 Türkiye Millî T •• *• ■■ iprfitvnmı adına konuş­ ma — 13.4o Konuşma (Enver Behnan

Şapolyo) — 14.00 Haberler (İstanbul radyosundan) — 14.15 Kapanı§.

*

16.57 Açılıg — 16.58 program — 17 00 Çocuk saati — 18.00 Atatürk ve Türk kadını (Perihan Afjburnu) — 18.15 Şiirler — 18.30 Atatürkün hemşire-sile konuşma — 18.45 konuşma — 19.00 Haberler — 19.15 Tarihten bir yaprak — 19.20 Harb Okulundan röpor­ taj — 19 45 Konuşma (Afet İnan) — 2000 K om ana (Behçet Kemal Çağlar)— 20.15 Radyo Gazetesi — 20.30 Gençlerle röportaj — 21.30 Kahramanlar geçi­ yor — 21.45 Atatürk oratoryosundan şiirler — 2S!l} Hazerler (İstanbul rad­ yosundan).

j ___________________________

D

E

N

İ

Z

C

İ

L

İ

K

İ *

Pearl Harbour baskım

nasıl hazırlandı?

Yazan: A. Büyük Tuğrul

Amerika ve Japonya birbirlerine karşı bıçaklarını bilemeğe 1922 se­ nesinde başladılar. Birinci Cihan Harbinin en büyük nimetlerine ka­ vuşmuş olan Japonya, strateji ve iktısad sahasında sarı tehlike ola­ rak baş kaldırmış bulunuyordu. Diğer taraftan Amerikanın tazyi- kile feshedilmiş olan İngiliz - J»' pon ittifakı da Tokyoyu tereddüde sevketmekten geri kalmadı.

Böylelikle 1922 senesinde Waar hingtonda silâhlan azaltma konfe­ ransı toplandığı zaman her iki ta­ raf da kafasile başka şey düşün­ dü, ağzile başka şey konuştu. Ame­ rika ve İngiltere, bu konferansta, Japoniara nazaran fazla silâh ve gemi yapmak hakkını kazandılar. Lâkin Japonlar da Amerikalı ve İngilizlerin Pasifikte üs yapmama­ sını sağladılar.

Amerikan ve İngiliz donanmala­ rının, böylece Asya kıt’ asından u“ zak kalmalan Japon tecavüz proje­ sine kuvvet verdi.

* * *

Japonyanm hangi istikamette İn­ kişaf edeceği bu memleketin deniz ve kara subayları arasında daimî bir münakaşa mevzuu olmuştur. Kâra subayları, kendi memleketleri için en münasib tecavüz istikame­ tinin cenub doğu olduğunu iddia ediyorlardı. Onlara göre Japonya, cenub doğu Pasifikteki iptidai mad de kaynaklarım ele geçirirse en büyük varlığı sağlayacaktır.

Denizciler ise, cenub doğu istika­ metini, Amerikayı ve Ingilizleri harbe tahrik bakımından, uygun bulmuyorlardı. Çünkü mezkûr isti­ kametteki deniz yolları, çok üstün bulunan İngiliz ve Amerikan do­ nanmasının taarruzuna açık bulun makta idi. Denizciler, ilk tecavüzün Çine yapılmasını, Çin sahillerinin e!e geçirilmesini ve bu suretle de­ niz yollarının selâmeti sağlandık­ tan sonra Amerikaya harb açılma­ sını istiyorlardı. Neticede Başve­ kâlet sandalyesinde bir Amiralin oturması, daha ziyade, denizcilerin fikirlerinin tatbikat sahasına konu! masına âmil olmuştur.

* * *

İkinci Dünya Harbînin îlk sene­ sinde Japonlar, tarihî emellerinin tahakkukunu Almanlarla bir ol­ makta buldular. Daha doğrusu harb İsteyen ne Japon milleti, ne de Ja­ pon donanması mensubları idi. Baş vekâlet makamına gelen Tojo har­ be hazırlık emri verdiği zaman bu karardan en çok denizciler endişe duydu. Karşı tarafın hem donanma­ sı üstün, hem de deniz yollan Ja­ pon üslerinden çok uzaktı. Buna mukabil Amerikalılar Japon deniz yollarını kolaylıkla

vurabilecek-lerdi. Bu bakımdan Amerikan do­ nanmasına kuvvetli bir baskın ya­ parak onu birden zayıflatmak fikri galib geldi..

Japonlar, esasen, 1918 »enesin* denberi, Amerikaya karşı bir deniz harbi plânı hazırlamışlardı: Üstün Amerikan donanmasını Filipinler* çekecekler ve burada yüzlerce de­ nizaltı gemisinin taarruzile onu za* yıflatacaklar; sonradan donanmala­ rda taarruz edeceklerdi. Bunun için bugünkü Demir Perde gibi, Ja­ pon deniz sanayiinin etrafına kuv­ vetli bir perde çektiler ve yaptık­ ları büyük büyük denizaltı gemi­ lerini dünyadan gizlediler.

* * *

Diğer taraftan Amerika da Ja­ ponyanm yapabileceği herhangi bir taarruz şeklile çok alâkadar ol­ du. Japonyanm 1905 Rus - Japon harbini baskın İle açmış olması A- merikalılara iyi bir ölçü veriyor­ du. Buna istinaden Pearl Harbour limanı etrafında bir deniz manev­ rası hazırlandı. Manevra neticesin­ de Japonların bu limana pekâlâ muvaffak bir baskın yapabileceği anlaşıldı. Donanmanın Amerikan limanlarına çekilmesi teklif edil­ diyse de; böyle bir hareketin si­ yaset sahasında vahim neticeler meydana getireceği ve Japonları tahrik edeceği düşünüldü; donanma çekilmedi.

* * *

Japonyanm harb karan vermesi arifesinde donanmaya verilen emir Pearl Harbe ur limanına baskın yap mak değildir. Fakat donanma ku­ mandanı Amiral Yamamato, de­ nizaltı gemilerinin muvaffak olaca­ ğına kanaat getirmediği için, - al­ dığı emrin dışına çıktı ve ilk defa olarak baskın hareketini hazırladı.

Donanma kumandanının karan, Tokyodaki Japon erkânı harbiye- sine pek muhataralı göründü. Pearl Harbour limanına baskın yapması için Japon donanması 3000 mil ka- tedecekti. Böylece donanmanın beş gün, düşmana görünmeden seyir yapması lâzım geliyordu.

Teklif, Tokyodaki Deniz Harb Okulunda yapılan bir harb oyunu ile tetkik edildi. Bu oyuna tekmil Japon amiralleri katıldı. Neticeye göre Japonya, iki, üç tayyare ge­ misinin kaybedilmesini göze ala - bilirse baskın muvaffak olabilirdi. Lâkin Japonyamn elinde de topu topu 4 tayyare gemisi vardı. Şu halde Erkâmharbiyenin kararı kat’î oldu: «Pearl Harbour limanına bas km yapmaktan vazgeçmek; Ameri­ kan donanmasına gene, Filipin su­ larında denizaltı gemilerile taarruz etmek.

* * *

Amiral Yamamato, ikinci defa o - larak, aldığı emrin dışına

çıkacak-Allahm rahmetine kavuşmuştur. Ce­ nazesi 10/11/955 bugünkü perşembe günü âğle nemasından eonra Beyasnd camiinden kaldırılarak «Şehitliğe» def nedllecektlr.

* * *

Şehrimiz kâSıd tüccarlarından Bay AVRAM FUNES vefat etti. Cenaze merasiminin 10 kasım 955 bugünkü perşembe günü saat 12.30 da Büyük Hendek Neve Şatom Sinag­ ogunda İcra olunacağı teessürle bildi­ rilir.

Dul Bayan Bejin Funes ve kızlan Cenaze levazımatı F. Moskovlş

Telefon: 41315 — 43841 * * *

Dul bayan Araksl Bohçelyan, bay veba yan Rober Kasarcıyan ve evlâdı Erim, Bay ve Bayan Hovsep Kürkçübaşı ve evlâdlan Araksl ve Harutyun Eşi, ba­ haları ve Büvük babalan

Bay ARTIN BOHÇELYANTn vefat ettiğini teessürle bildirirler. Ce­ naze merasiminin 10 kasım 955 bugünkü perşembe günü saat 14 de Beyoğlu Balıkpazar Üç-Horan Ermeni kilisesin de icra olunacağı İlân olunur.

Cenaze Levası m* tı Becidyan Telefon; 41229 — 80998

T E Ş E K K Ü R

Aile büyüğümüz

Bay Mordohay ELNEKAVE’m ölümü dolayıslle cenazesin» iştiyâk eden v» hastalığı esnasında tedavisi İçin yardımlarını eslrgemlyen La Palx hastanesinin Başhekimi Bay Dr. İhsan Şükrü Aksels diğer doktorlarla hemşi­ relere, cenazesine çelenk gönderen tel­ graf ve mektubla acılarımızı paylaşan bütün akraba ve dostlarımıza teşek­ kür etmeye teessürümüz mâgj oldu­ ğundan bu vazifenin İblâğına gazete­ nizin tavassutunu rica ederiz.

Evlâdlan * * *

Fatma Telcl’nln eşi, Melek Telel’nln Babası, Melek ve Şabrl Telci'nln biri­ cik evlâdlan. Emine Akman. İsmail Ak man’ra damadları İstanbul Barosu Avukatlarından:

A V U K A T

İSM AİL KEMAL TELCİ Düçar olduğu hastalıktan kurtulamı- yarak vakitsiz ölümü dolayıslle cena­ zesine iştlrâk eden, çelenk gönderen, telgraf ve telefonla ve bizzat evimize kadar gelerek acılarımızı paylaşan bil cümle akraba, dost ve meslekdaşlarma ayrı ayn teşekküre büyük acımız mâ nl olduğundan bu hususta muhterem gazetenizin tavassutunu rica ederiz.

Telci ve Akman aileleri

tır. Zira o, Japonyamn istikbalini Amerikan donanmasının birden im ha edilmesinde bulmakta ve böy­ le büyük bir gaye uğruna her tür­ lü riski göze almaktadır. Bundan dolayı donanmasını, Amerikalılar kadar Japon Erkânıharbiyesinin de haberi olmadan denize çıkardı. Bu hal, drha büyük mikyasta olmak üzere, Alman amirali Şoso’nun, Türk donanmasını Birinci Dünya Harbinde Karadenize çıkarmasına benzemektedir. Çünkü Alman ami­ rali Şoson, Birinci Dünya Harbin­ de, Türk donanmasını aynı suretle Karadenize çıkarmış ve Türkiye - nin harbe sürüklenmesini sağlamış­ tır.

Japon devlet adamları, donanma­ larının Pearl Harbour limanına doğru seyre çıktığını öğrenince, si­ yasî oyalama hareketlerile harekâ- 'ta yardım etmekten başka çare dü­

şünemediler. Washington’da bulu - nan Japon Hariciye Nazırı, müza­ kereleri uzatıyor ve baskın netice­ sini sabırsızlıkla bekliyordu.

Amiral Yamamıto’nun verdiği bu atılgan karar, Amerikalılara pek pa halıya mal oldu: 4 zırhlı battı, 4 zırhlı da ağır yaralandı. 2 kruva - zör, 3 muhrib, 1 mayın gemisi, 3 sâbih havuz yaralandı. 150 tayya­ re harab oldu, 3500 Amerikalı öi - dü.

LEVEND

Modern mesken ve inşaat sahalarındaki terakkiler göz-

önünde tutulmak ve bilhassa kat ve daire mülkiyetinin verdi­

mi geniş imkânlardan faydalanmak suretiyle tertiplenen Le-

vend Mahallesi 4. cü Kısım İnşaatına başlanmıştır.

ikmalinde Levend mahallesini 1400 meskenlik küçük bir

şehir haline getirecek bulunan bu kısım inşaatta, bütün kon­

foru haiz müteaddit katlı apartmanlar ve münferit villâlardan

başka, çarşı ve büyük mağazalar, sinema, gazino ve çay pav­

yonları, manzara teraslarında kahveler, klüpler ve tenis kort­

ları, yüzme havuzu gibi spor sahaları da mevcut olup bu bina

ve tesisler Türkiye Emlâk Kredi Bankasına 20.000.000 liraya

maiolacaktır.

Levend mahallesinin 4. cü Kısmında kendinize göre bir

ev veya daire alabilmek için şimdiden Türkiye Emlâk Kredi

Bankasında bir hesap açtırınız. Satış şart ve esaslarını ve bi­

na tiplerini gösteren broşürlerimiz pek yakında şubelerimizde

dağıtılacaktır.

Türkiye Emlâk Kredi

Bankası

Öğretmensiz Mektebler

Sadş :e okul açmak kâfi değildir, öğretm en kadrosunun m ükem m el ve devamlı olmasını sağlamak da başlıca şarttır

On dört ortaokulun faaliyete geçti- r ğlni müjdeliyeıı bir haber beni de Be I vindirdi. Hatırıma gelen meseleler Ü- zerinde acaba Maarif Vekâleti n® gibi bir tedbir düşünüyor bilmem. Gazete­ nizin bu sütunu, bir «halk kürsüsü» ol­ duğuna göre, ilgililerin cevabını bek­ lemek hakkımızdır sanırım.

1 — Okul açmak elbette güzel ve pek lüzumlu bir memleket hizmetidir. Fa­

kat dört duvarın arasına çocuklarımızı doldurmak kâfi midir? Sayın Maarif Vekilimiz okulların isimlerini zikret­ mek suretile bize, halen faaliyette bu­ lunan ortaokul, lise, öğretmen okulu, ticaret lisesit erkek ve kız sanat okul­ larında açık ders saatlerinin miktarını lütfederler mi? Ancak bu bildirişte 5991 sayılı kanuna göre, öğretmenlikle u- zaktan yakından ilgisi olmıyan memur­ ların ve ortaokul öğretmenliği yetkisi bulunm.yan ilkokul hocalarım katma­ maları gerekir. Ortaokul veya yukarıda

adını saydığımız okullarda öğretmenlik yetkisini haiz olanların mecburi saat­

leri dolduktan sonra açık kalan dersleri merak etmekteyiz.

Semt spor sahalarına ihtiyaç var

Küçük çocuklar neyse ne ama, hemen hemen askerlik ça­ ğındaki delikanlıların mahalle aralarındaki ufacık arsa ve açık­ lıklarda futbol oynamaları, vatandaşı rahatsız etmek şöyle dur­ sun, artık tahammülün üstünde bir hal almağa başlamıştır.

Sanki futbol sahasında imiş gibi öyle dehşetli şutlar çeki­ liyor ki, gündeme ile insanın yüreği ağzına geliyor ve top çarp­ tıkça, ahşab oJan binaları tâ temeline kadar sarsıyor. Yolda ge­ lene gidene rahat verilmiyor.

Halkm rahat ve huzuru, hastalarımızın, çocuklarımızın ve ihtiyarlarımızın selâmeti namına, artık bu sözde futbolcu gü­ ruhunun serkeşliklerine, iz’ansızlıklarına bir son verilmelidir. (Hüviyet mahfuzdur) NOTUMUZ:

Çoluk çocuğun da top oynamak hakkı olduğuna göre, Be­ lediyenin bunu düşünüp hiç değilse semt semt spor sahaları vü-

eude getirmesi icab eder. O takdirde bu şikâyet mevzuları da ortadan kalkar.

2 — Ortokullarımızm büyük bir kıs- acunda derslerin açık kalmaması dü­ şünülerek İlkokul hocalarına 309 sa­ yılı müdürler komisyonu kar&ril* ders verilmektedir. Bu tedbire diyecek yok tur ve yerlndedlr. Çünkü, orta Öğre­ tim de ilk öğretiminde olduğu gibi te mel bilgi ve umumi bir kültür verir. Bu İtibarla ilkokul hocaları, ortaokul sınıflarında muvaffak olabilirler. An cak, orta öğretim sınıflarında ders verecek Öğretmenlerin kifayetini 1702 sayılı kanun tasrih ve tahdtd etmiş­ tir. O halde müdürler komisyonu ka­ rarı kanunî lcablan nasıl değiştirir? Bu karar, ilkokul öğretmenlerinin eh­ liyetini tasdik ettiğine göre, ilk ve ortaokulu bir bütün sayarak buna gö­ re bir sistem kurulamaz mı?

3 — Bütün tatil boyunca gezip, to ­ zan, fakat tam derslerin başladığı gün hastalanarak bir hafta, yirmi gün ve aylık rapor alarak vazifesi başına dönmiyen öğretmenlerin sayısını sayın Maarif Vekili merak buyurmuş­ lar mıdır? Bu öğretmenlerin bilâmâ- zeret ve maalesef doktorlarımızın hüsnüniyetlerini suiistimal ederek, boş yere sınıflarım ve çocuklarını yüz üstü bırakmaları karşısında ne gibi bir tedbir düşünmüşlerdir? Biz şunu rica ediyoruz; bu gibi mü te mariz tip­ lerden birkaç tanesini tesbit ettire­ rek, İşten menettikleri gün mesele kö künden halledilecektir.

(Hüviyet mahfuzdur)

Tek öğretmenli Mesudiye ortaokulu

Gazetenizin 4 ekim 1955 tarihli sa­ yısı,.uı (Okuyucularla baştaşa) süku­ nunda bir yazı okudum: /Divriği or­ taokulu hale, yola »okulsun.)

Ortaokulun öğretmen kadrosundan, /¡ört beş öğretmenden, yürekler acısın­ dan bahsediliyor. Allahtan yardım is­ teniyor.

Her kazada hemen aynı derd. Ya bizim derdimiz dost başından ırak!

Bahsi geçen ortaokulun hiç olmazsa öğretmen kadrosu dörde, beşe çıkmış. Başka yerlerde aynı branştan iazlasile bir kaç öğretmen olduğu halde, Mesu­ diye ortaokulunda öğretmen sayısı hiç üçü geçmemiştir.

Bunlardan biri okulun demirbaşına kayıdlı gibi çivilenmiştir. Dört senedir çalışmaktadır. Gelen öğretmenlerden bir kısmı bir gün kaldıktan sonra ra­ por alıp geri dönmüştür, yahud tayini çıktığı halde gelmemiştir. Bir kısmı da bir iki sene içinde başka yerlere uç- muştr.

Okul, bu y ıl da aynı tek demirbaş öğretmemle öğretimine, eğitimine de­ vam etmektedir. Ne gören, ne duyan!.. Müdür idari işleri, tek öğretmen de üç sınıflı, doksan meveuölu okulun ders lerinl yürütmeğe çalışıyor.

Bizimki yürekler acısı değil mi? (Hüviyet mahfuz T. G.)

Evimi yıkmalarına mâni olsunlar

Şehrin muhtelif eemtlerlnden kaldı­ rılan gecekondulara ve müracaatleri müsbet karşılanan vatandaşlara hiçbir kanuni müeyyide istinad etmeksizin ve sadece Vali Gökaym şifahî emirleri üzerine Mecidiyeköy Kumtepe semtin­ de arsa dağıtıldı. Şahsıma düşen ar­ sanın dere içinde bulunması, sıhhî, malî mazeretime ve ifa ettiğim va­ zifeye elverişsiz olması bakımından mezkûr yeri Emlâk kamulaştırmaya geri verdim. Bir şahıs bahçesinin bir kısmını bana hediye etti. Buraya gırtlağıma kadar borca girmek sure- tlle güzel bir ev yaptım. Eski parse­ limi Emlâk kamulaştırma müdürlüğü başkasına verdi. O da evini yapıp is­ kân etti.

Fatih Sultan M ehm ed» hürmet vazifesi yerin«

getirilmiş

etmesini dileriz.

Gazetemizin 5/10/955 tarihli nüsha­ sında intişar eden «Fatih Sultanına hür met* başlıklı yazı hakkında Fatih Be­ lediye Şubevi Müdürlüğünden:

«Akşam üzerleri civarda bulunan » - melelere gaz tenekeleri içinde yemek satmak İstlyn Şahin Aytek ve Haşan akmak adÇındaki şahıslara 6/10/955 günü 33007/23 ve 24 cild varak sayılı ceza zaptı yazılarak yemekler kendi­ leri tarafından imha ettirildi.

Fatih camii avlusu temizlik «melesi­ ne temizlettirilerek Fatih Sultan Meh- medin şanın« yakışır bir hale getiril­ miştir. Kontrollara devam edilmekte­ dir.»

O to park ücreti

4 Park yerlerin» bırakılan arabalar ■ ♦dan «aat hesablle ücret alınacağı, T bunun için de tahsildar - p a rk , Tbekçlsl teşkilâtı kurulacağı, bu su-

4 retle Belediyenin iyi bir gelir t e - '

fn ıln edeceği hakkında bir h aber' Tokudum. Yolun vergi veren h er-. + kese açık olması esas iken b u n u ' 4 mazur göstermek üzere ileri sürü-j >leıı esbabı mucibe daha da g a r ib i ^Böylelikle arabalar yola ve b oşlu k -- p a r a bırakılmıya çağından seyrüse. 4 fer ferahlıyacakmış! Nereye bıra- ♦ kılacağı söylenmiyor haberde. Bl- . kim belediyeye gelir »ağlamak için ■

daha parlak bir fikrimiz var. O da

t

bir taraftan boynu çantalı köprü tahsildarları İhya edilirken kalaba 4 h k caddeleri lşgâl eden yayalardan + da her sokak başında bir mürurtye 4 resmi almak! Bu suretle herkes 4 narası kadar sokağa çıkar ve tra-

. flk büsbütün hafifler. Saygılarım-

la-Demir Üşümüş — Sultan- J ahmed cezaevinde X. I.

4. NOTUMUZ:

4 Bütün medeni şehirlerde sokak f lara bırakılan otomobillerden, mo J toslkletlerden hattâ bisikletlerden 4 ücret alınır. Ve bu parayı resmi ♦ memurlar toplar. Belediyemiz bu t gelir membamı sağlamakta geç bl- * le kalmıştır.

Biga kesimhanesi bakımsızmış

Belediy« bütçesine senelik 30-40 bin lira gelir getiren Biga kesimhanesln- de, et asılan çengeller küflü, sucuk doldurulan yer Allah selâmet versin bir İzbe yeri, tek et maklneslls kıyı­ lan etler sıra bekliyor; kimi ekşimiş, bazıları kokmuş. Böyle gelir temin eden bir kesimhanenln İçinde her teş­ kilâtı tamam olsun da temizlik işleri alâkalılar tarafından lâkayd kalınsın nedendir acaba?

Yiyecek ve içecek maddelerin temlss- llğl İçin alâkalıların müteyakkız bu­ lunmasını hassaten rica ederiz.

Şevket Altın bozar — Sarraf ve kuyumcu No. 31 - Biga

Aksarayhlann susuzluk

endişesi

Yaz aylan sa «itim izin , sulan kesilir. Çeşmeler ancak gecenin 24 ünden sa­ bahın 6 sına kadar akardı. Artık kış mevsimine girmiş bulunuyoruz. Bu sa­ bah Sular İdaresinden gelen bir me­ mura derd yandığımız zaman: «Bun­ dan sonra bu vaziyetin daima bu şe­ kilde devanı edeceğini» yani auların 23.30 dan saat fi ya ka^ar akacağını söyledi. Soğıtk kış gecelerinde herkes Şimdi ise Emlâk kamulaştırmaya

bağlı Mesken Flânlaştırma müdürlü­ ğü kanuni müeyyide İcada ve İşi kita­ bına uydurmağa çalışarak evimi yık­ mağa, aile ocağımı söndürmeğe uğra­ şıyor.

Feryad ediyorum. Vicdanlı büyük­ lerimizi imdada çağırıyorum. Ocağıma incir ağacı dikmeğe savaşan ellere Allahaşkma mâni olunuz.

Naim Tanyeri — Mecidiyeköy Ansdolu mahallesi 1 inci sokak No. 25

Nizamsız bayraklar ve üç kuruşluk pul

Cumhuriyet Bayramında aaılan bay raklar arasında bayrak nizamnamesi­ ne uygun olmıyan ve yekûnu bir hay­ li tutan bayrak var. Bunlarla niçin alâkadar olunmuyor?

Bundan başka üç kuruşluk matbu pulun da ayı düzgün değildir. Bunun da düzeltilmesi lâzımdır.

,(îm za okunamamıştır)

Yollarda uzun müddet otomobl bırakmak yasak

Sayın gazetenizin 27/9'955 tarihli nüs­ hasında intişar eden .Aylardır yol ü- zerinde duran otomobil» başlıklı yazı hakkında Trafik Müdürlüğünden:

«Üsküdar, Toptaşı caddesi Körbakkal sokak 27 No. lı evin önünde aylardır bozuk duran otomobil İçin mahalline gönderilen eklpimiz bu otomobilin kal­ dırılmış olduğunu görmüştür.

Ekiplerimize gerekil talimat verilerek kontrollara aralıksız devam edilmekte­ dir.»

Basan ve yayan Cumhuriyet Matbaacılık ye Gazetecilik Türk Anonim Şirketi Cağatoğlb Halkevi sokak No 30/41

Sahihleri

yatağındg yatarken veya sobaları ba­ şında ısınırken bizler aman terkos su­ yu çeşmeden akıyor diyerek yatağımız­ dan kalkacak ve kaplarımızı doldurur ken de üşüyerek hasta olacağız.

Alâkadarların bizim derdimize çare bulmasını dilerim

Akın Temuçin — Cerrahpaşa Cad. Bekçi Haşan çıkmazı No.

6. Aksaray - İstanbul.

Hususî otobüslere paso istiyoruz

Üsküdar - Beykoz arzsın/Ja lşîiyen halk otobüslerinde talebelerin paso kullanmalarını İstiyoruz. Bilhassa Bey- kozda oturup, Üsküdarda okuyan bir talebe, vapuru kaçırınca 50 kuruşla eelmek'e llr. Belediye otobüs lerln^e kabul edilen otobüs pasosunun halk otobüslerinde de k"Uanılmasmı saygılarımla rica ediyorum.

Bir talebe — İnci Ertüzün — Beylerbeyi.1-'

NOTUMUZ;

Talaşın otobüs ve su

Talaşın bazı derelerini ya Kayseri idare makamları bu hallederlerse bu güzel Erciye herkesin can attığı rahat bir

Belediye otobüs İşletiyor a vakti, ne saati belli. Otobüs do gflmezmiş.

Talaşın yukarı mahallesine hah, bir He akşam otobüs iş raya çıkabilmek için -3 Km. j

¡eren beklemek mecburiyetine

Bir de su derdi var: Sebze ve bahçelerin sulann eskiden herkese 8-10 günde bi rllimıiş. Şimdi İse bütün yaz t defa su verilmiş olduğundan, kurudu.

Aksaray Ordu Cıd. N Hv. Yzb, Hüsrev Demi N A Z I M lı N A l i l ve Ç O C U K L A R I

Kar s h akkı nda

Yazı İşlerini fi’ len idare eden Mes’u) Mtıdüı

CEV AU FEHMİ BAŞK U T

Bay Ali Kaya: — Kars hakkmdaki yazınız, ak!imza gelecek sebeblerden dolayı neşren İlemiyor.

Cihangir ile Fındıklıyı bağlıyan yol yaptırılıyor

Gazetemizin i/t/9 5 5 t»rlhU nüshasın­ da intişar »den «Park» kaldırımından vazgeçtik» başlıklı yazı hakkında Fen İşler! Müdürlüğünden:

«Mezkûr I) (yolun kanalizasyonu V» harçlı âdi kaldırım inşaatı Beyoğlu İl­ çe yolları meyanmda müteahhidine ve­ rilmiş bulunmaktadır. Yakında kan*I v» bunu müteakıb kaldırım inşaatına başlanacaktır.»

NOTUMUZ:

«Mezkûr» yol, Cihangir ile Fındıklı semtlerini bağlıyan Tekke yokuşudur.

Bize gönderilen cevablarda «mezkûr» denmeyip sarih y»zılm »sım rica »de­ riz.

Halkın dileklerdi» meşgul olunduğu için bilhassa sayın Müdür Kakım Zlya- oğluya teşekkür ederiz.

Temizlik işlerinde daha dikkatli olunacak

Gazetemizin 11/10/855 tarihli nüah»- amda fhtlşar eden «Sayın onbaşıyı mk sık bekleriz» başlıklı yazı hakkında Temizlik İşleri Müdürlüğünden:

«Fatih Fevzipaşa caddesi Heveskâr sokak 5 numaralı evin ve civarının çöp leri alınmıştır. Temizlik hususunda d a ­ ha dikkatli olmaları için alâkalılara e- mir verilmiştir.»

Etraftaki apartunanlann havasını kapatacağından bir kat daha yaptınîmıyacak

Gazetemizin 23/10/955 tarihli nüsha- sın^a intişar eden «Durdurulan usul­ süz inşaatın tekrar başlamasından kor­ kuyoruz» başlıklı yazı hakkında İmar Müdürlüğünden:

«Mevzubahis (!) garaj mevcut! bi* iskân adasının ortasında bulunmakta­ dır. Mevcud kat irtifaı 4.75 M. dir. Danıştay kararlle 3.Q0 M. irtlfaınrta, bir ,kat daha yükselmesine müsaade »dil­

diği halde bu durum, etrafında mevcud apnrtımanlnn havasını kapatacağı dolayıslle inşaat durdurulmuş bulun­ maktadır. Civar apartıman sakinlerinin

şikâyeti yerinde görülmüş olduğu, dolayıslle İlâve katın yaptırılmamasl hususu önemle taklb edilmektedir.»

NOTUMUZ:

«Mevzuubaha» denilen garaj. Cihan­ girde Soğancı sokaktadır.

Bine verilen cenahlarda, «snev<au- bahs» d«nmeylp sarih yazılmasını rica ederi».

Su basan bodrumlar için tedbir alınmış

Gazetemizin 29/9/955 tarihli nüsha­ sında İntişar eden «Bodrumlarımızı su basıyor» başlıklı yazı hakkında Î.E.T.T Müdürlüğünden:

«Halâskârgazi caddesi Bomontl tram­ vay durağı Üe Osmanbey tramvay du­ rağı arasında mevcud mahzurun İza­ lesi İçin mezkûr caddenin nokaan bu­ lunan kanalizasyonunun ikmali ve Acilen ise başlanması hususu î E T T İşie+me leri U. Müdürlüğüne yazılmış,' İşin iha­ lesi 15/10/955 tarihinde yapılmıştır.»

BULMACA

1

l a «

» a s *

1

İ T

İ T T İ

L

1

İ P !

i

1

1

1

I

1

1

l «r

1

1

m

m

i

i

1

1

V

1*1

1 ' 1 1

I I I

SOLDAN SAĞA:

1 — İstanbuldan Ankaraya otomobille gidilirken rastlanan yüceliklerden (mü- rekkeb kelime). 2 — Biber gibi lâkırdı (iki kelime). 3 — Bir edatın kısaltılmış ve kalmlaştırılmışı, «buğday tozu ele geçirmeğe çalış!» manasına nıtirekkeb bir emir. 4 — Çift sayıda mecburiyet hali (iki kelime). 5 — Tanrı, ev eşya­ sından. fi — Seslenme edatlarından, Mevlâııaya mesneviyi ilham eden musi­ ki âleti. 7 — Ses verme hareketi. 8 — Heı-hnngl bir İşi yapan.

YUKARIDAN AŞAĞIYA:

1 — Hail ve İleriyi çok İyi görüş va seziş kudreti. 2 — Senenin on İki parça sından biri (mürekkeb kelime). 3 — Bir sıfat takısı, İhmalcilerin üzerine ıın serdikleri. «faydalı» nin yarısı. 4 — Metod. işçinin hayatını kazanmak için sarfettlğlnlıı yarısı. 5 — Arazi ölçülerinden, lâyık olana karşı yapılan bağışlama. « — Cüzü miktarda baştan çıkan (iki kelime). 7 — Sovyet tebaa­ sından birinin hanesi (İki kelime). 8 — Çevrlllnre üzerine parça ilâve edilip di­ kilmiş olan şey meydana çıkar.

■ 1 * 3 4 5 0 1 8

! M |

a

|

t

İ

f

|

m

İ 4 İ

n

! i'

ir ’ 1Y 1

it

1T 1 ' I

r í a

1“

T |

a

| V |

a

|

n

T

f

âf I

F l T U l M l

i

M

i

t

B İ M L I I I

I A l Z

T P R İ N İ Ü İ S 1 * 1

G

R İ

a

İ T İ P Y İ I J İ V

A

I s I R h 1

e

R

*

Referanslar

Benzer Belgeler

Kurutulmuş süt ürünleri, yağlı veya yağsız sütten üretildiği gibi, laktik asit bakteri kültürleri (peynir, yoğurt veya kefir kültürleri gb.) ile asitlendirilmiş

yöntemi, daha çok damla sulama yöntemine benze- yen, a¤aç alt› mikro ya¤murlama yöntemidir.. A¤aç- lar›n alt›na yerlefltirilen küçük ya¤murlama bafll›kla- r›yla

[r]

Bu çalışmada, GTM’nde var olan makâm kavramının, folklorik olarak kullanılan ayak kavramı ile münâsebetinden bahsedilecek olup, tarihsel kaynaklardan olan edvârlar

Öy le ya, uzay lı lar Dün ya’ya uzay araç - la rıy la ulaşa maz lar, çün kü yıl dız lar ara sın da ki uzak lık çok faz la.. Te le pa ti ola nak sız; çün kü be yin ne

Python dili ile dosya veya dizin oluşturmak için gerekli bilgiler ve fonksiyonlar, aşağıdaki konu başlıklarında ve örneklerde adım adım

Horizontal göz hareketlerinin düzenlendiği inferior pons tegmentumundaki paramedyan pontin retiküler formasyon, mediyal longitidunal fasikül ve altıncı kraniyal sinir nükleusu

Gösterme Eki: Ünlüler ve ötümlü ünsüzlerden sonra -dı/-di, ötümsüz ünsüzlerden sonra - tı/-ti, birinci ve ikinci kişi teklik iyelik eklerinden sonra -nı/-ni,