• Sonuç bulunamadı

Ölüm birşey yapamaz ona

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ölüm birşey yapamaz ona"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Cem Yayınevi sunar:

YAŞAR KEMAL

Uç Anadolu

Efsanesi

(Yeniden gözden geçirilmiş

3. BASKI)

Köroğlunun Meydana Çıkışı -

Karacaoğlan - Alageyik

Çok güzel bir kapak içinde, Ferruh

Doğan'm resimleriyle- (Fiatı 10 lira>

Cumhuriyet

Kurucusu: YUNUS NADİ

4 7

vı 1

c a v ı

• 1AA7Î1

Telgraf

ve

mektup

adresi: cumhuriyet İstanbul

- Posta Kutusu- İstanbul No 246

.

to y n

y ■y l * Telefonlar: 22 42 90 - 22 42 90 - 22 42 97 - 22 42 98 - 22 42 99 4 lia r .U d il r e i ş e m D C I ? / U

PANAlT iSTRATı'NİN

ROMANLARI

A rkadaş 4 TL. Akdeniz 4 TL. Kira Kiralina 4 TL. Uşak 4 TL.

iş Bulma K urum u 4 TL.

Kodin 4 TL.

Angel Dayı 4 TL.

Sokak Kızı 4 TL.

P erlm utter Ailesi 4 TL. Varlık Yayınevi - Cagnioğlu

Yokuşu, 40 - İstanbul (İlâncılık: 8143) - 5583

İnönü; “Hükümet buhranı var,,

Demirel, “Güvenilmezsem

CHP yöneticileri

parti liderinin

evinde toplandı

biı gün dahi

kalmam., dedi

CUMHURİYET BÜROSU

ANKARA — CHP Ge­

nel Başkanıînönü, dün

evinde partisinin ileri

gelenleriyle önemli bir

toplantı yapmıştır. Top

laııtıdan sızan haberle­

re göre İnönü önümüz­

deki günlerde bir Hü­

kümet buhranının ola­

cağım yöneticilere bil­

dirmiş ve bu konudaki

görüşlerini

açıklamış­

tır.

İn ö n ü 'n ü n evinde yapılan top îa n tıy a G enel S e k re te r E cevit, y a rd ım c ıla rı P ro f. Ü stünel, P rof. G üneş. S en ato G rup B aşkanve- killeri B ekata, G ündoğan ile M eclis G ru p B aşkanvekillert U ğ u r ve D r. S a tır k a tılm ışla r­ d ır.

ö ğ re n ild iğ in e göre în ö n ü , üç gün önce C um h u rb aşk an ı S u- nay ile yaptığı görüşm e ile il­ gili bilgi v erm iştir. İnönü daha sonra ik tid a rın d u ru m u n u ele alm ış ve haien bir h ü k ü m e t b u h ra n ın ın o lduğunu b e lirtm iş­

t i r Bu a ra d a d iğ er y ö n eticiler de kendi b ö lü m leriy le ilgili bil- ( Arkası Sa. 7, Sü. 2 de)

Gazeteciler

Cemiyeti de

kanıt zammına

karşı çıktı

Gazete kâğıdına b ir yıl içinde yapılan ve yüzde 50 oranının ü s ­ tünde bir mali külfet yükleyen ikinci zammın tepkileri devam etm ektedir. Dün de gazete sa ­ hipleri ile gazetecileri te m sü e- den Gazteciler Cemiyeti b ir b il­ diri yayınlamış ve hüküm eti u - yarm ıştır.

Bildiride şöyle denilm ektedir: «Gazete kâğıdı fiatların a yapı­ lan son zam, T ürk basım için ye­ ni ve ağır bir yük teşkil etm iş­ tir. Bundan kısa bir sü re önce kâğıt fiatlarına yapılan zam da gözönünde tu tu lu rsa , b ir yıl için­ de yüzde elli civarında b ir a rtış m eydana gelmiş olm aktadır. E sa sen bundan önceki zam dahi b a ­ sınım ıza ağır bir külfet yükle­ m iş iken, son a rttırm a , bütün basın m ü e sse sle rin i ekonom ik b ir kriz tehlikesi ile karşı k a r­ şıya getirm iş bulunm aktadır.

Bu beklenmeyen zamm ın, ba­ sın m üesseselerinde çalışanları geniş ölçüde z a ra ra uğratacağı gi bi, basının k ü ltü r hizm etini lâyi- kiyle ifa etm esini de engelleyecek tir. Gazetelerin tira jla rın a ve ge­ lişin lerine önemli ölçüde etki ya pacağı m uhakkak olan bu zam ­ ların yeniden gözden geçirilm e­ si ve basının karşılaştığı ağır krizin önlenm esi h u susunda, Hü kûm etim izin gereken ilgiyi gös­ term esini bütün basın cam iası adına beklediğimizi ilgililere ve kamu oyuna bildiririz.»

Peru'da ölü sayısı

35 bini aştı

DIŞ HABERLER SERVİSİ LİMA, (P eru) — Tarihinin en büyük deprem felâketine uğra­ yan Peru'da ölü sayısı 35 bini aşm ıştır. B ir çok yer ile h ab er­ leşm e henüz sağlanamadığı için, bilançonun daha da kabarm ası ve ölü sayısının 50 bine ulaşm a­ sından korkulm aktadır.

Peru hüküm eti deprem felâke t i üzerine 8 günlük yas ilân e t­ m iştir.

Haritadan silindi

Kuzey bölgesinde bir dağ ka­ sabası olan Yungay tam am en he­ yelana m aruz kalm ış ve h a rita ­ dan silinm iştir.

Öte yandan And dağlarında b ir su bendinin çökmesi sonun­ da 20 bin nüfuslu Caras kasaba­ sı da sular altında kalm ıştır Bu kasabanın da haritadan

silindi-. tahm in edilm ektedir:

Atjantin'de iç savaş tehlikesi

A rjantin Hüküm eti, Cum hurbaşkanı Ongonia (Fotoğrafta ortada) başkanlığında toplantılar ya­ parken, eski Başkan A ram buru’yu kaçıranlar dün «Dört num aralı bir bildiri« yayım lıyarak Aram- b u ru ’nun bugün idam edileceğini ve 8 Haziran’da Eva Peron’un cesedinin kalıntılarıyla değiştirile­ ceğini ilân etm işlerdir. Peroncu gerillalar, «Dört num aralı bu bildirinin gerçek», A ram buru'nun öl­

dürüldüğü yolunda yayım lanan bildirinin ise «Sahte» olduğunu ileri sürm üşlerdir.

Öte yandan, «Laprensa» gazetesi, dünkü sayı­ sında A rjantin Em niyet Genel M üdürü General Mario Fonseca’mn, General A ram buru’nun şim ­ diye dek bulunam am ası üzerine istifa ettiğini bil­ dirm ektedir. Pedro Eugenio A ram buru, 29 Ma- (Arkası Sa. 7, Sü. 3 de)

ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)

' “ Tasarıyı geri almak, geçmezliği sabit

olan senet cinsinden yeni bir oyundur,,

Türk - Persen Başkanı,

Başbakan’a

sert

cevap yemi

Cumhuriyet

aylık S A N A T

EDEBİYAT EKİ

Bugün ve her ayın ilk Perşeıubu

günü istemeyi unutmayınız

ANKARA

(Cumhuriyet Bürosu)

T ü rk -P e rs e n Genel Başkanı K âm il B aşaran dün bir bildiri yayınlayarak, B aşbakan Süleym an D em irel’in «Personel K anunu T asarısının gerekirse geri alınabileceği» yolundaki sözlerini cevap­ landırm ış ve buna k arşı olduklarını açıklam ıştır.

Personel reform unun gerçek sahibinin ve savunucusunun kam u personeli olduğunu belirten B aşaran, ta s a n d a k i aksaklıkların p a r ­ lâm en to m üzakereleri sırasın d a düzeltilebileceğini öne sü rm ü ş, «Bu anlam daki davranışlara k u ­ lak tıkayıp kendi bildiğini oku­ m ak so n ra d a tasarıyı geri al­ m aya kalkm ak geçmezliği sa b it olan sen et cinsinden yeni b ir oyundur» dem iştir. B aşaran de­ vam la ş u n la n söylem iştir:

«Sayın D em irci, hiçbir zam an sahip çıkm adığı kanunu yüce par lâm entodan çekm ekten söz ede­ ceğine, kanunun asıl sahibi olan kam u personeli ve onun en ü st kuruluşu olan T ü rk - P erscn ’e bırakıp kendisi çekilmelidir.»

(A rkası Sa. 7, Sü. 3 de)

Maliyecilerin

açıklaması

«2,5 milyardan

memura 308

milyon düşecek»

M aliye B akanlığı T eşk ilâtı M em u rları S endikası d ün ya­ yım ladığı bildiride, personel ta- s a r ı s ı n d a n , d ev let p e r ­ soneli m e s l e k g ru p la rın a göre ay rılacak p aran ın dağıtı- m iyle ilgili açık lam ad a b u lu n a­ r a k subay ve p a rlâ m e n te rle r dışında, m em u rlara ancak 308,2 m ilyon lira ayrılab ileceğ in i b il­ d irm iştir.

Bu konuda M aliyecilerin yap ­ tığı hesap şö y led ir:

«2.5 m ily ard an geçen yıl a- vans o larak ödenen 400 m ilyon lirayı düşm ek gerekli. Bu halde bu yılkl b rü t a rtış 2 m ily ar 109 m ilyon lira d ır B unun 1 m ilyar (Arkası Sa. 7, Sü. 8 de)

AP O rtak G rupunda dün Ay­ dın Yalçın ile Başbakan D em ir- el son siyasi durum ları sert bir şekilde tartışm ışlardır. Aydın Yalçın, Başbakana ağır tenkitler yöneltmiş, D emirel ise; «Güvene mazhar değilsem, b ir gün dahi kalmam» demiştir.

D ünkü toplantıda Demirel ve Yalçın ikişer defa söz alm ışlar­ dır. Başka bir grup üyesi söz a l­ m ak imkânını bulam amıştır.

Görüşmeler b ugün de devam edecektir.

Yalçm’ın konuşması

Aydın Yalçın konuşm asının başında B aşbakanın son olayla­ r ı «Anayasa uygulam asından ileri gelm ektedir» şeklinde yorum la­ m asını ele alm ış, «Bu tarz izah endişeyi azaltm ış değil, bilâkis a rttırıy o r, ben endişeliyim , halk sokaklara dökülüyor. Topçu O- kulunda tayinler oluyor. S u n a r ■ İnönü gbrilşıncsınrte G üvenlik K u ru lu n u n yetkilerini a rttırılm a ­ sı istendiği, C um hurbaşkanının yapısal değişiklik çalışm alarına devam edeceği söyleniyor» de­ m iş ve özetle şöyle devam etm iş­ tir:

(Arkası Sa. 7, Sü. 4 de)

Hava Kuvvetlerine

yardım çağrısını

Diyanet İşleri

dasfoklivar

ANKARA, (C um huriyet Bürosu) D iyanet İşleri B aşkanı Lûtfi Do­ ğan, T ü rk H ava K uvvetleri Ko­ m utanı O rgeneral Muhsin Ba- t u r ’un H ac ve d ış seyahat dö- vizlerinin T ü rk H ava Kuvvetle­ rine y ard ım için tah sis edilmesi yolundaki çağrısını cevaplandır­ m ış ve herkesin b u tü r çağrıya katılm asının verinde olacağını bild irm iştir.

Dün Diyanet İş le ri B aşkanlı­ ğında konuştuğum uz Başkan Lûtfi Doğan. «Vatan sevgisi 1- m andandır. d ü stu ru n u milleti, m izin h e r ferdi b ilir ve buna y ürekten bağlıdır. Milletimizin gözbebeği m esabesinde olan or- dum uz ne k ad ar güçlü olursa, m illetim iz o k a d a r m esuttur.

(A rkası Sa. 7, Sü. 3 de)

Ekmek sıkıntısı

dün de devam etti

İstanbullular dün de ekmek sı­ kıntısı çekmiştir. Fırınlarda k uy­ ru k la r meydana gelmesine rağ­ men, «Şehrin ihtiyacına yetecek k adar ekmek yapıldığım» söyle­ yen Belediye B aşkanı F a h ri Ata­ bey, tedbir alınacağını söylemiş, «İstanbullular h u zu r içinde ol­ sunlar. H içbir zaman ekmek sı­ kıntısı çekmeyeceklerdir» demiş­ tir.

Öte yandan ekm ek çıkarm a­ m akta ısrar eden 13 fırın hak ­ kında kapatm a, eksik gramajlı

(A rkası Sa. 7, Sü. 8 de)

Ö L Ü M

B İ R Ş E Y

Y A P A M A Z

O N A

O. KEMAL — S anat çilesi yetm ezm iş gibi b ir de m ahkem e kapısı.

O R H A N

K E M A L

O L D U

ANKARA (C um huriyet B ürosu) ÜnMİ tçrr.ft- ve hikâep y - a n r nrfrfe • ’em»!, ted-v* görm ekte

olduğu Sofyada önceki gün hayata gözlerini yum m uştur.

Üç yıldan beri tüberküloz, k is t derm oid ve kalbinden rahatsız olan O rhan Kemal, İstan b u l ve A nkarada çeşitli sağlık evlerinde te­ davi görm üş, geçen yaz Sovyet Y azarlar B irliğinin dâvetlisi olarak ilk deta y u rt dışına çıkabilince, M oskovada K rem lin Hastahane* sinde de b ir sü re yatm ış, ancak m em leket h asretin e dayanam ıya- ra k tedavisini yarım b ırak ıp y u rd a dönm üştü.

Bu yıl da B ulgaristan ve

Ro-OKTAY AKBAL

Heme.. fırlad ım sokağa. B ir boy N uruosm aniye caddesine koştum . O rrd a kocam an b ir kahve vardı eskiden, adı da İk . bal K ıraathanesi. Şim di halı satıy o rlar tu ristlere. K apısı ö- nünde, Fransızca. İngilizce, Al­ m anca lâflar. Armağanlık eşva uzatanlar. B ir karışıklık, b ir gü­ rü ltü ... K alm am ış eski günler­ den b ir şey. Anı kırın tıların ı M. le yok etm işler acım asızca. Üç beş yıl öncenin o loş, serin kah­ vesi d ü şlere k arışm ış artık .

D urdum köşe başında, içim de b ir y erde buldum o eski gün- le r kahvesini. O rlıan K em al’i h ir tav la b aşın d a zar sallarken, ar- kadaşlariyle şakalaşırken, tatl* ta tlı k a h k ah alar atark en , b ir se­ viden, b ir ro m an kişisinden, b ir an ıd an , b ir d o stluktan söz ed er­ ken, h a ttâ h a ttâ o sırad a kızdığı am a b ir iki gün sonra o kızgınlı­ ğını hem en unutuvereceği b ir yazarın sözlerini sinirli sin irli te k rarlark en .,. Daha so n ra Cağa- loğlunım yan sokaklarını dolaş­ tım , onunla sık sık karşılaştığım köşeleri, v itrin önlerini, k itap çı- la n . dergi odalarım ..

Yok O rhan Kemal dünyam ız­ da... B nna alışm ak güç. O rhan K em al de yitikler evrenine k a ­ tılm ış, a rd ın d a sayısız rom an, hikâye b ırak arak ... Büyük b ir yazar kişiliğiyle edebiyat ta rih i­ m izde en sağlam yerlerden b iri, nl alarak ... K olay değil bu yok-

luğu

içe sindirm ek, kabullen­ m ek. tnan am ıv o ru m onun öldü, ğüne, b ü sb ü tü n yok olduğuna. B ir d aha görem em ek, karşılasa» m am ak. km uışatm ubsk, uasıl •>- lu r nasıl? H ikâvelerİnde. rom an- larm da bunca ölmez kişiler b ı­ rak an b ir yazar nasıl ö lür gi­ d er? Şim di ne olacak M urtaza, ne olacak, o küçücük yosm alar, (A rkası Sa. 7, Sü. 1 de) m anya Y azarlar B irliğinin çağ- |

rılısı o la ra k ikinci kez y u rt d ı­ şına çıkan O rhan K em al, Sof- I yada, yarım kalan tedavisi için | kontrola alınm ış, ancak çeşitli h astalık lara eklenen kalb ye­ tersizliği sonucu önceki gün ölm üştür.

1914 yılında Ceyhan ilçesin­ de doğan, eski Adjiye Bakanla- n n d a n A bdülkadir Kemali Be­ yin oğlu O rhan Kem al, baba­ sının y u rt dışına gitmesiyle tah siline ara verm iş, Lübnan dö­ nüşü Adanada fabrikalarda iş­ çilik, kâtiplik yapm ış, yarım kalan tahsilini kendi kendini yetiştirerek tam am lam ıştır. Gö­ rü şleri yüzünden beş yıl hapis­ te yatan O rhan Kem al, B ursa Cezaevinde Nazım H ikm etle ta nişm iş ve şairliği bırakıp hi­ kâye ve rom an yazm aya başla­ m ıştır. K ısa zam anda ün sahi­ bi olan O rhan K em al’in piyesle ri, ro m an ları ve hikâyeleri y u rt içinde olduğu k ad ar y u rt dı­ şında da a ra n ır olm u ştu r.

O rhan K em al evli 6 çocuk ve

iki torun sahibi idi.

O rhan K em al’in ölüm haberi Dışişlerine gelen b ir haberle sü ra tle yayılm ış ve b ü tü n y u rt­ ta büyük üzü n tü yaratm ıştır. a

D eğerli san atçın ın başlıca e- I s e rle ri ş u n la rd ır : * «Baba Evi», «A vare Y ıllar», I «M urtaza» (so n ra d a n piyes ha- | iine de g e tirild i), « V u k u at Var», «H anım ın Çiftliği», «Yetm iş 1- I kinci Koğuş», «G urbet K uşları».

I

“ I

i- ■

Orhan Kemal için ne dediler ?

Y urdum uzun ün lü hikâyeei, rom ancı ve oyun yazarı O rhan Ke­ m al’in y u rt dışında ansızın ölüm ü, T ü rk sanat ve edebiyatçıları ara­ sında derin bir üzüntü yaratm ıştır. Y azılarında toplum um uzu güzel Türkçesiyle işliyerek, çileli em ekçileri ölüm süzleştiren O rhan Ke­ mal için, dün kendileriyle konuştuğum uz edebiyatçılarım ızın anı­

la n şöyledir:

Sabahattin E Y Ü B O Ğ L U

(

«— O rhan Kemai. kendisini ve T ü rk edebiyatındaki yerini, eşi­ ne az raslanır b ir sabır ve çabayla yapm ış değerli b ir itısanımızdı. i

Emeği ile yaşıyan ve ezilen insan lan n cömert b ir sözcüsüydü. Erken | ölüm ünün tek avuntusu, kadere inat, bol bol anlattığı acı gerçek- .

lerimiz ve yarattığı um utlarım ız olacak.»

Yaşar N A B İ

O rhan Kemal, son Dünya Savaşı y ıllan n d a şiirler yazarak gir- | mişti edebiyat dünyam ıza. Amatör dergilerinde takm a adlarla ya- yınlaııan bu şiirler pek ilgi çekmeden kaldı dergi sayfalarında. Ama I savaş sonrasında hikâyeleri çıkmaya başlayınca iş değişti. ■

A rtık O rhan Kemal imzasını kullanıyor, kendi çocukluğunun serüvenlerinden ya da çevresindeki küçük insanların yaşamasından alıyordu gücünü. Kısa zamanda ustalaşan yazılan adının çevresinde uyanan m erak ve ilgiyi arttırdı. V arlıkta çıkan hikâyeleri aynı (A rkası Sa. 7. Sü. 1 de) I

Necati C U M A L I

.

«— Sarsıldım . Sevdiğim bir yazar, b ir dost yitirdim . Ağlamadan, I duygululuktan sıyrılarak, saygı ile konuşm aya çalışacağım arkasın­ dan.

Orhan Kemal, «Telefoncu İsmail» adlı hikâyesiyle Sabahattin Ali’yi geliştiren b ir aşama olarak girdi edebiyatımıza. O rhan Kemai, kendisine gelinceye kadar, toplum um uzun insanı tek yönlü, iyi ya . da kötü ayıklanarak yansıtan edebiyatımıza, T ü rk insanını bütii- J nüyle getirdi. Ezilen toplum um uzun alın terini paylaşan insanlarını !

(A rkası Sa. 7, Sü. 1 d e ) |

Ankara'da dün

4

Fakülte kapatıldı

A nkara Fen Fakültesinde dün silâhlar konuşm uş, «Can güven- iiği kalm adığı» gerekçesi ile Fen, Z iraat, T ıp ve İlâhiyat F akülte­ leri k a p atılm ıştır. Şişli Özel İk ­ tisa d î ve T icari İlim le r Y üksek O kulu öğrencileri de okullarını sa tın alıp devletleştirm eye k a ra r v erm işlerdir.

4 fakülte kapatıldı

ANKARA — Fen Fakültesinde Ali Paşa Aydın adlı b ir öğrenci­ n in k a rşı g rup tarafından tab an ­ ca ile bacağından yaralanm asın­ dan so n ra toplanan A nkara Üni­ versitesi Y önetim K urulu, Fen, Tıp, Z iraat ve İlâhiyat Fakülte­ lerinin süresiz kapatılm asına k a ­ r a r verm iştir. «Can güvenliği kal­ madığı» gerekçesiyle alınan ka­ ra r , «Çok gizli» o larak fakülte d ekanlıklarına gönderilm iştir.

Fen F akültesindeki çatışm a sağ ve devrim ci öğrenciler arasında olm uş, k a rşılık lı açılan ateş sı- (A rkası Sa. 7, Sü. 3 de)

(2)

Cumhuriyet

BASIN AHIAK Ï ASASINA UYMAYI TAAHHÜT EDER

• S * h lb tı C um huriyet M atbaacılık * • G s te U riü k T.A.Ş. «dm * ... N A /.lM E NADİ • S orum lu Yazı İşleri M üdürü ! O K T A * KUKTBÜKB • Basan ve Y ayan: CUM HU RİYET M A TBA A C ILIK ve

G A ZETEC İLİK T.A.Ş. C ağaioğlu H alkevi Sk. No. 89-41

*

BÜROLAR :

A N * A JtA -A u m * Bulvarı T arnt Apt»

, ...T..r _ r.1... Y enişehir T all 130930 139544

İZM İR : re v a lp a şa B ü İT sn A fşaroğlu tşh a n , lOt. Tali 31330-34709 GÜNEY

tuaml:

K u ru k 9 pr0 M « k a k No. 40 ADANA Teli 4550 » 3934

î

ABONE ve İLÂN

f o n İ d f a r t O l * S e n a itk ISO -.7« • A y llh M 1 » * A y lık 44 471 » 1 A y lık ı s 33.50 P a tlık (M ak tu ) *75 u n t lineti sa y fa (Santim i) » 3. V« 7 nej ta y fa (S a n tim i) es » 4, S, S ncı sayfa (Santim i) so *

Nişan. Nikâh, Bvleıuna, Doğum a

ö lü m , Mevlld. T eş»kküı (5 Cm .) 100

ö lü m , MavUd Tefekkür 3-3 üncü (S C m .) 150

Ölüm bîrşey yapamaz ona

(B aştarafı ı inci sayfada) bereketli to p rak lara koşup b ere­ ketsiz kaderlerini yaşıyaniar, kanlı to p rak lar İçin vuruşanlar, evlerden birinde arkadaş ıslık, larıııı duym ak özlemiyle b ir ya­ şam harcıyanlar, o Nevin’ler, Ce­ m ile le r, kısacası bu yeryüzünün çileli yaşantısını çeken, h e r şe­ ye rağm en direnen, m utluluk a- rıyan, bulm ak istiyen o k ad ın ­ la r, erkekler, gençler, çocuklar?.. B ir şey olm ıyacak onlara!... O rhan Kemal ku şak lara arm a­ ğan etti onları, ölüm süzleştire­ rek yarınlara b ıra k tı hepsini. Y aşam dan geldiler, b ir u sta ya­ sa rın kalemiyle edebiyata geç­ tiler, yaşam da sonsuza dek kal­ m anın sırrın a u la ştıla r böylece. O rhan K em al'e de b ir şey olmı- yacak. O da b ü tü n büyük yazar. Iar, sanatçılar gibi ölüm süzlük çizgisine u laşm ıştır, ö lü m b ir şey yapamaz ona. K ılına bile do­ kunam az. S okaklarda göremiye- eeğiz, kahvelerde rastlıyam ıyaca- ğız, sesini duyam ıyacağız, am a açınca b ir hikâyesini, b ir rom a­ nım orada bulacağız O rhan Ke­ m a l’in dünyasını, olanca gerçeğiy le, olanca güzelliğiyle...

Elli altı şal sü rd ü onun da se­ rüveni. S ait Faik k ırk sekiz, Or. h an Veli otuz altı, S abahattin Ali k ırk iki. Cahit S ıtkı k ırk altı yıl sü rd ü rd ü le r kendi yaşam serü­ venlerini. Bir yerde h er serüven gibi yaşam denen o acılı tatlılı hikâye de biter. Bitmiyen, ya- zarların, sanatçıların geçici ya­ şantılarım aşan, gündelik serü ­ venleri geride bırakan gerçek kişilikleri, gerçek vasam landır. R om anlar, şiirler, hikâyeler... E l­ den ele kuşaktan kuşağa geçer b u n lar, değerleri artarak , anlam l a n derinleşerek. Bir büyük ya­ zarın, şairin yaşam denen o çir. k in mİ. güzel m i. anlam lı m ı anlam sız mı olduğu anlaşılmıyan oyundan aldığt ö çtü r bu. Yaşam sın ırların ı aşm ak, ölüm ü yenmek sanatçının en büyük başansıdır.

S okaklar bom boş geldi bugün.

Yaşar Nabi

(Baştarafı 1 inci Sahifede) yayınlar arasında kitap haline ge linçe (Ekmek Kavgası, 1949 - Sar hoşlar 1951) gerçekten güçlü bir kalemin edebiyatımıza katıldığı kanısı yerleşmeye başladı, Sonra, mütevazi, küçük küçük ciltler lıa ünde ilk rom anları izledi b irb i­ rini: Baba Evi. Avare Y ıllar, Mur- taza, Cemile. Bunlar «Küçük Ad*, nvn Notlan« başlığı altında topla nan bir büyük romanın, ya da rom aıılaştırılm ıs anıların bölümle riydi, ve bu 4 cilt onun yalnız ger çekçi değil, üstelik gerçek b ir ro ­ mancı olduğunu kanıtlıyan belge ler oldu. (1949-1952).

B'itiin o yazıları, .küçük K kfl iş­ lerde çalışarak zar zor geçimini sağladığı Adana’dan gönderiyor­ du. Sonra tstnnbula gelip yerleş­ ti. Avnı küçük adamın yaşamını sürdürerek, polis baskısı altında Iş bulam adığı için geçim zorluk- larivle pençeleşerek geceli gündüz lü çalışma y ıllan başladı.

Ama bütün bu İnsanüstü çabalar dan kafası değilse de vtieudn ye­ nik çıkmıştı. Ciğerler dediler, kalb dediler, türlü başka hastalık Jar karıştı İşe. Sağlığından hiç yakınm ıyordu, kendine toz kon­ durm ak Biçmiyordu ama her ge çen yılla biraz daha eridiği, fizik gücünü yitirdiği açıkça görülüyor du. Artık dinlenmesi gereken bir durum da daha hızlı çalışmaya, da­ ha hızlı yaşamaya verdi kendini ve bu ihmali yüzünden, genç sayı labileeek b ir yaşta, edebiyatı ve ilenimizi, verebileceği daha nice eserden yoksun bırakıp çekil git ti. Ardında bir yığın tezgâhlan­ mış romanı ve b ir yığın proje bı rakarak.

Orhan Kemal’in kişiliğinde bü­ yük bir edebiyatçıyı yitirdiğimizi unutamayız.

Necati Cumalı

(B a şta ra fı 1 inci say fa d s) k u s u rla rıy la sev d ird i bize. E k­ m ek p arasın ı kazanm ak, yaşa­ m ak için didinen in san larım ı­ zın gerçek cev h erlerin i ta m ­ d ık , sıra sın d a b a şv u rd u k la rı hileleri sevim li b ulduk onun a n latım ın d a...

O rh an cık , ezilm eden, kul ol­ m ad an çileli b ir h a y a t sü rd ü . Ç ocukluğu babası ile b irlik te sü rg ü n d e geçti. G ençliğin beş y ılım hap ish an ed e b ıra k tı. A- daııa'd a çevresi, yaşam asını güç hale g etird i. İsta n b u l’a göçmesi gene b ir g u rb e tti o- n u n iç in ... Rugün onun Ç u k u r­ ova için söylediği gerçekleri en tu tu c u politik acılarım ız bile k ab u llen d i. G eçinm ek ve ço­ cu k la rın ı y etiştirm ek için d u r ­ m ad an v ard ı. Son y ılla ra yok p a h a sın a sa ttı y az d ık la rın ı. Şu son iki-üç vıl yüzü n ü n az-çok

g iiid ü ğ ü . Rasm köyde bir eve k a v u ştu ğ u kısa bir dönem ol­ du Cileii yasam asının yor­

g u n lu ğ u n v ıu rattığ ı vücudu, hie rl-^îlse daha b irk aç yıl ra - h ’ * yasam asına izin verm edi.

G u rb e tte ölüm ü, çilesinin, alın varışının son d a rb e sid ir ona.

G ecen E yiül'de M oskova’da H astah an ed en kaçıp dönm üş­ tü v u rd a. Demek hu defa ket» di dönem iyecek k a d a r ağırdı d u ru m u .

O ldukça büyük kaybım ız O r han K em al. Ailesine, ok u y u cu ­ ların a. hikâye ve ro m an ları­ nın aram ızda yaşıyan binlerce k ah ra m a n ın a başsağlığı d iter, eseri önünde savgı ile eğilirim .»

S T A IN L .E S,S S T E E L

1 *

G üneş var, gene de her yer loş. H iç b ir şeyin anlam ı yok şim di. Ne dem iş ad a n unuttuğum b îr F ransız şairi, «Bir in­ san yoktur, sizin için dünya bo­ şalm ış gibidir». İşte son kitabı ö- nüm de, o yolculuktayken basıl- m ış, 72. Koğuşun bilm em kaçın­ cı baskısı. Arka kapağında res. m i: Yaşam ın hüzünleri arasın ­ dan b ir şeyler arıyor gibi. «Aydın gerçekçilik» diyordu son y u lar­ da yazdıklarına. Bıı bakışlardan da yaşam ın acılarını, yoksunluk­ larım , her şeyi göze alarak yen­ m iş b ir sanatçının, hikâyelerin­ de, rom anlarında o k u rların a u- Iaştırm ak istediği b ir anlan», b ir bildiri taşıyor sanki. İnsanlar» sevmek, yaşam ı sevm ek, aydın b ir gerçekçilikle yarınların daha güzei, daha m utlu o »ar ağına i- n anm ak...

CHP Yöneticileri

(B aştarafı 1 inci sayfada) gi v e rm işle rd ir. İnönü, önüm üz­ deki g ü n lerd e h ü k ü m et b u h r a ­ nının had b ir safhaya v a ra c a ğ ı­ nı ve C H P o larak b u n a şim di­ den bazı te d b irle r alm ak g e re k ­ tiğ in i söylem iş ve çeşitli a lte r­ n a tifle r ü zerin d e d u ru lm u ş tu r. A ncak, D em irel’den sonra gelm e si m u h tem el h erh an g i b ir A P li­ d e rin in ism inden söz e d ilm ed i­ ği ö ğ ren ilm iştir.

T o p lan tı sırasın d a İn ö n ü ’nün b ir e rk e n seçim k o n u su n a de­ ğinm ediği ve h ü k ü m e t b u h ra ­ n ının b u g ü n k ü k o şu llar içinde k a rşılan m ası g erek tiğ in i söyle­ diği ö ğ re n ilm iştir. İnönü, erken seçim k o n u su n d a C H P ile ri ge­ le n le rin e h e rh a n g i b ir şey söy­ lem em iştir.

D ü n k ü gö rü şm ey le ilgili o la ­ ra k k e n d ile riy le görüştüğüm üz C H P ile ri gelenleri son g ü n le r­ deki siy asî d u ru m u n ele a lın ­ dığım sö y lem ek le y etin m işler­ d ir.

Demirci Ürgüplü ile

görüştü

ö t e y an d an , B aşbakan Deml- rel ile eski B aşb ak an la rd an S u ­ at H ay rı Ü rg ü p lü önceki gün 45 d ak ik a sü re b ir konuşm a y ap m ışlard ır.

Ö ğ ren ild iğ in e göre, Ü rg ü p lü B aşbakana y a rarlan ab ileceğ i bl limsel bazı k ita p la r gönderm iş, D em irel de Ü rg ü p lü ’ye h a b e r g öndererek kendisiyle g ö rü ş­ m ek istediğini b ild irm iştir. Baş b ak a n ’ın M eclis’te k i çalışm a odasında y ap ılan görü şm ey le il­ gili olarak Ü rg ü p lü : «B ir halef selef görüşm esi oldu» dem iştir.

Ü rgüplü, m em leket m eselele­ rin in g ö rü şüldüğünü «özlerine eklem iştir. Cumhuriyet R eşat Hamit Aziz Napelyon 34 áyax kUIç» ı u --- ı ı ı AO 223.--- ---147.---148— 125.--- 126— »254)0 — 127— İS.OO — 19.05 İSTANBUL ASLİYE B tR tN C İ TİCARET MAHKEMESİNDEN: 970/25 Ziya Gtineysu vekili Av. Çetin Sokullu tarafın d an d â ­ vâlı Jan E m e st Tacio Van K aıppen aleyhine T icaret si­ cilinde 74856/14430 No ile kayıtlı R apoter Sanayii l i ­ m itet Ş irketinin m uhik se­ beplerden dolay» infisahına k a ra r verilm esi talebiyle a- çılan dâvânın duruşm ası sı­ rasında:

Aksaray O rdu Caddesi F a­ ik Palas Otelinde bulundu­ ğundan bahisle dâvâlı Jan E m e s t Tacio Van K am pen’e gönderilen dâvâ arzuhali Ue gün davetiyesinin bilâ te b ­ liği üzerine zabıtaca y ap tırı­ lan tah k ik atta da sarih a d ­ resin bilinmediği meşruhata ile tezkerenin geri çevrilm e si üzerine dâvâ arzuhali ile gün davetiyesinin ilânen teb iiğine mahkem ece k arar ve­ rilm iştir. D uruşm anın m u­ allâk olduğu 10/7/1970 saat 13.30 da Asliye Birinci Ti­ caret M ahkem esinde hazır bulunulm ası lüzum u dâvâ arzuhali ile gün davetiyesi­ nin tebliği m akam ına geç­ mek üzere ilân olunur.

Reis: 7150

Türk - Persen

(Baştarafı 1 inci Sahifede)

Başbakan

yine söz verdi

B aşbakan D em irel, Devlet Me­ m u ru S tatü sü n d e olan ve sayıları 200 bini bulan «D» cetveli p erso­ nelinin işçi sayılacağını b ild irm iş­ tir.

ö n c e k i gün, m akam ında kendi­ sini ziyaret eden TUrk-îş Genel Başkanı Seyfi D em irsoy ile Ge­ nel S ek reter Halil T u n ç’a bu hu­ su sta söz veren D em irel, ayrıca T ürk-lş yetkililerine sen d ik alar kanunu tasarısı ile grev ve top­ lu sözleşme kanun a sa n la rın ın m eclisler tatile girm eden çıka­ rılm asına çalışılacağım ifade et­ m iştir.

Ankarada dün

(Baştarafı 1 inci Sahifede) rasm d a üçüncü sınıf öğrencile­ rin d e n Ali Paşa Aydın bacağın­ dan yaralanm ıştır. Aydın, DDY hastanesinde tedavi a ltın a alın­ m ıştır.

Sınavlar ertelendi

Ankara Ü niversitesine bağlı E c­ zacılık, Fen ve Dil ve T arih Coğ­ rafya Fakültelerinde yaz dönem i sınavları Eylül ayına ertelen m iş­ tir. Böylece H aziran ayındaki sı­ navları Eylüle erteleyen fakülte­ lerin sayısı sekize çıkm ıştır.

Bağışlama

Şişli ö z e l İk tisad î ve T icarî ilim ler Y üksek O kulu öğrenci, leri okullarını satın a la ra k devle­ te bağışlam a k a ra rı alm ışlard ır. Ö ğrenciler. «Mevcudumuz 4 bin kişi. Yıllık ücretim iz 2 bin 600 lirad ır. Bu d u ru m a göre b ir yıl­ lık ü c re t tu tarım ız olan 10 m il­ yon 400 bin lira ile okulum uzu rah atlık la satın alabiliriz» dem iş­ lerdir.

K adıköy M im arlık M ühendis­ lik Özel Y üksek O kulunu satın alm ak için b ir protokol imzala- yan öğrenciler de dün Toplum Polisince b inadan çık arılm ıştır. Bu a ra d a bazı öğrencilerin ne­ zarete alındığı bildirilm iştir.

Ârjantinde

(Baştarafı 1 inci Sahifede) y ıs'ta kaçırılm ıştı, ö te yandan b ir konuşm a yapan A rjantin Devlet B aşkanı O ngania ise eski B aşkan A ram b u ru ’nun kaçırılm a sı, iç savaşa yol açm ak ve Ar­ jantin! k arışık lık içine sokm ak üzere soğukkanlılıkla hazırlan­ m ış b ir m anevra olarak nitele­ m iş, «Ü niversitelerim izi ele ge­ çirm eye, sendika strü k tü rle rin l a ltü st etm eğe, ru h i birliğim izi yıkm aya, yaşantım ızı bozm aya ve silâhlı kuvvetlerim izi p erişan e t­ meye çalışan yabancıların bütün am acı da budur» dem iştir.

Hava Kuvvetleri

(B aştarafı 1 inci sa y fa d a ) K u r’âm K erim de de Cenabı H ak (Sizin düşm anlarınızı ve Allahın d üşm anlarını k o rk u taca­ ğınız kuvvetleri hazırlayınız) bu­ y u rm u ştu r. Bu bakım dan o rd u ­ m uzun güçlü, kuvvetli olm asına çalışm ak din! ve milli b ir gö­ revdir. B unun için başta Diya­ n e t İş le ri Başkanlığı cam iası ol­ m ak üzere m illetim izin yardım cı olacağına inanm aktayım . Bu yol­ da irş a t görevim iz devam ede­ cektir.»

f Basın 3561) - 5593

İstanbul Ticaret Sicil

Memurluğundan

T. C. Ziraat Bankası

Beykoz Şubesi

T icaret Sicil No. 76864-17389 Y ukarıda Unvanı ve tic a ­ ret sicil num arası yazılı Ban kad8 3 n d derece imzaya yetkili bulunan FAHRÎYE

HALKA’NIN bu Şubeden

nakli dolayısıyle B anka Yö­ netim K urulunun 13.3.1970 - 231 sayılı kararıyla İm za yet­ kisinin kaldırılm ış olduğu 29.4.1970 ta rih in d e tescil e- dilm esi ilân o lu n u r.

(B asın 3572) - 5597

(R eklâm cılık: 1554 - 5564)

ilâncılık: 8230/5588

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ HASTANE

İDARESİ ENSTİTÜSÜNE BAĞLI SAĞLIK

TEKNİSYENLERİ

OKULUNA KIZ

ÖĞRENCİ ALINACAKTIR.

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ

REKTÖRLÜĞÜNDEN

Alınacak öğrencilerin kayıt ve kabul ş a rtla n :

1 — 16 yaşından küçük, 20 yaşından büyük olm am ak, 3 — E n az ortaokulu İyi veya pekiyi derecede b itirm iş ol­

m ak. (daha yüksek tahsil görenler tercih olunur.) 3 — Sınav gününden önce m ü racaat dilekçesini H astahane

idaresi E n stitü sü n e verm iş veya gönderm iş bulunm ak gerekir.

Okul hakkında tam am layıcı bilgi. Okul idaresinden alın a­

nını

isteklilerin 25 H aziran 1970 perşem be günü saat 9.00 da ya­ pılacak seçm e sınavında h azır bulunm aları duyurulur.

(Basın: 15957 A - 9190 - 5594)

Demirel güvenilm ezsem

(B aştarafı l inci say fad a) «Gözler perdeli değilse ciddi yetle bakm aya m ecburuz, A raf­ taki gök gürültüsünü yorgana hü rü n erek durduranlayız. T arih bunun şahididir. D em okrasi Al­ lah vergisi değildir. Dem okrasi Asya’da sadece Japonya, Hin­ distan, İsrail ve T ürkiye’de var dır.»

Prof. Yalçın O rta Doğu ülke­ lerindeki askeri darb eleri anlat m ış, «A nadolu’da da olm az de nirse bu hayale kaçış dem ektir» dem iştir.

Yalçın, hüküm et m erkezinin rah at olm ası halinde T ürkiye'­ nin de rahatlayacağını ifade e t­ m iş son yürüyüşlere ve aşırı uc çatışm aların a değinerek sadece polis ted b iri alm anın yetm eyece­ ğini öne sürm üş, vergi ve perso nel kanununun İki h afta içinde ortalığı iyice k arıştırd ığ ın ı, vergi k anunlarının varlık vergisi im a­ jım yaydığını söylem iş özetle şöy le devam etm iştir:

Lider nedir?

«Allah rızası için çalışıyorum dem ek kâfi değildir, inandırm ak ve güven tesis etm ek gerekir. De otokrasilerde liderin niteliği ve siyasi sicili önem lidir. L ider bay­ ra k tır. L ider d ikkatli olm alıdır. L ider olarak hayat kendim izin değildir. D em okraside özel ha­ yat y o k tu r, lider bizim adım ıza k a ra r veren insandır. O na İnan­ m am ız ş a rttır. Hem m enfaat hem de yâran grubuyla b ir m üd­ d e t idare edilir am m a bu de­ vam etmez.»

Yalçın, In g iltere’de Profum o olayı İle E dw ard K ennedy’nin S ek reterin in ölüm ü olaylarına değinerek «L ider kendi hayatı ile ilgili en ufak meseleyi açıklam a- ya herkesi iknaya m ecburdur» dem iştir.

Yerine gelmeyen sözler

Yalçın, bundan sonra, geçm iş olaylara dönm üş, D em irel’in Ma­ sonluğunu im a ederek 1964 kong­ resindeki «Talihsiz söylentiye» d ik k ati çekm iş, «T ürkiye'de Şey­ hülislâm a bile m ason dem işler­ d ir. Maison olm ak suç değildir, biz eam iye im am değil B aşbakan seçiyoruz» dem iştir. K onuşm acı, B aşbakan D em irel’in 1966 yılın­ d a Bayram Gazetesine yazdığı m akalesini, gösterm elik olarak

camiye gidişlerim «Sözüm senet­ tir» diyerek so n ra yerine getir mediği sözleri, Güvenlik K u ru lu ­ na yetki verilm esi konusunu, sİ yasi h ak lar m eselesindeki tutu m unu ele alm ış ve söyle konuş m uştur:

«Parlâm ento baştayken İkinci plâna atılışı İktidarım ızı zedele­ m iştir. M uhalefeti her zam an yı­ kıcı saym ak doğru değildir. AP İktidarının atıl, sorum suz ve vurdum duym az İşlemesi aşırı so- bin ve ihtilâlcilerin üm ididir. Biz siikinmeliyiz. G erçeği olduğu gibi açıklarsak içinden çıkarız. Teea hülü arifaneden gelirsek çıkışı­ mız yoktur. H erkesi hu olağan üstii ş a r tla r içinde düşünm eye davet ederim .»

«Talihsiz söylenti»

ne imiş

Aydın Y alçm 'dan so n ra Baş­ bakan D em irel söz alm ış, Yai- ç m ’dan 1964 kongresinde söz aç­ tığı «talihsiz söylenti»yi açıkla­ m asını istem iş, «Bilgimizi zengin (eştirelim . Yalçın baklayı ağzın­ dan çıkarsın» dem iştir.

Aydın Yalçın İkinci defa söz alarak 1964 kongresinden önce T ürk Y ükseltm e Cemiyeti B aş kanı N ecdet Egeran'm kendisine D em irel’i desteklem ek gereğini ifade ettiğini, so n ra d a m ason ol m adığına d a ir belgeyi İm zaladı­ ğını, kendisine (öteki g ru p tan ol duğu için bizde kaydı yok) diye belge verdiğini bildirdiğini söyle­ m iş, daha so n ra Hazım Atıf K u- yucak’la İsta n b u l'd a Ç ınar Ote­ linde yaptığı b ir konuşm adan bahsetm iştir.

Aydın Yalçın konuşurken za­ m an zam an A hm et Buldanlı «Şahsiyet yapm a» diye bağırm ış, b ir defasında ise, Ziya Term en «Benim önergem de ele alınm ası gereken konular bunlar değil» diye m üdahalede bulu n m u ştu r.

Demirel’in cevabı

Başbakan Demirel yeniden söz alm ış ve özetle şunları söylemiş tir:

«Mesele Öyle bir noktaya geldi kİ vuzuha kavuşması partinin menfaatıııa uygundur. Süleym an Demlrel’in mason olup olmadığı mı memleketin durum u için önem lidlr? Altı yıl önce kongrede üzo rinıize sıçrayan sözlere yeniden ce vap vererek assubay eşlerinin yü

rüylişlerinl, sokağa dökülüşlerini halledeceğiz. Mao ve Che Gueve- ıa isteyenler bunu mason oldu­ ğum için mİ yapıyorlar? Kgeran bu lâfları kimin yanında demiş? Ama bana belge vermiş,. Hazım ho çayı ise az tanırım . Aydın Yalçın­ ın bilinen hüviyetiyle bu konuyu getirmesin) aydın çevreler yadır- gayacaklardır.»

Başbakan Demirel, kongrelerde nasıl seçildiğini örneklerle an lat­ tı' tan sonra şöyle konuşm uştur:

«Açık ve gizli cem iyete Szâ değilim, artık inanm ıyorsanız ne diyeyim? Kendimi savunacağım altı yıl önce söylediklerim i söy­ lüyorum , zikzak yok hedefim de gidiyorum , sabahleyin K ur’an o. kum adan kahvaltıya oturulnıı- van b ir ailenin çocuğuyum. Sa­ na gâvur diyene, değilim demek günah m ı? 1924 de doğdum Kendimi bildiğim günden bu ya­ na bayram nam azına gitm ediğim zam an anam bana ekm ek ver­ m em iştir. Aşırt cereyanları bu konuşm alarla mı izah edeeeğiz? Şaşm ak gerekir. Yalçın hana (Siyasi deha gösterm iştir) de­ medi mi? Ben de m em nun ol­ m uştum . Keşke cöm ert davran, maşaydım.»

B aşbakan Demirel, kardeşleri konusunda b ir gazetenin açtığı kam panyaya ve diğer hususlara değinerek şöyle konuşm uştur:

«Ben kendim i sav u n u ru m . Ben ezikliğin içinde değilim . A P ba şa n lıd ır. Başarısız olm adı. Ana m u h a le fe t 9 seçim de b aşarı gös terem ed l. B ırak am am , y ap a­ m am . Yalçın D em irelsiz, Çağ- layangilsiz ik tid a r taleb in e gel­ di. D ün dedim , itim a t devam e- derse görev b aşındayım , güvene m azh ar değilsem b ir gün dahi kalm am . Bu m ü n a k a ş a la r so­ k a k ta k i k arg aşılığ ı a rttırıy o r . K endisi dialog değil, monolog y apıyor. A P’deki m eseleleri b u ­ rad a halledelim . D aha açık ne diyeyim ? Biz bu hizm eti A llah rızası için yapıyoruz. Çok m u ­ ra k a b e y e tâ b i o lduk. P a rlâ m e n to içi d arb e yeni doğdu. D ar­ bede baş y en ir. Ben m ah k em e­ ye g ittim . Am a bu işle rle hiç b ir alâk am y o k tu r. Bu b ir t e r ­ tip eserid ir. M esele adam ye­ m e k tir. T ezvire m aru z kalm ak âm m e hizm etin d e m ü n d em iç­ tir...»

D em irel eski U P’lilere y ap ı­ lan isn a tla rın doğru o lm ad ığ ı­ nı h a tırla tm ış, «Ama b u n a rağ ­ m en bugün üç vatan ev lâd ın ın m ezarı belirsiz haldedir» d em iş­ tir.

D emirel konuşm asına şöyle de­ vam etm iştir;

«Gazeteler çalkalanıyor, h ab er­ ler kuliste geziyor, ben B aşba­ kanlığı işgal Ue alm adım . Bu o- taylar parlam ento anarşisinin ne­ ticesidir.»

Demirel Güvenlik K urulunda m em leketin güvenlik so ru n la rı­ nın görüşüldüğünü, politikanın hiçbir zam an ele alınm adığını ifade ed erek «Yetki konusu yok» dem iştir. D em irel olayların «De­ m irci'm açık alnına k a ra leke sürm e kertesine geldiğini» belirt m iş ve kürsüden inm iştir.

Başbakan D em irel ayrıca şu n ­ ları söylem iştir:

«Süleym an D em irel düşm anlı­ ğı, bir m oda haline getirilm eye çalışılıyor. B undan fü tu r etm em . Ancak, insaf duygularuıdan bu derece uzakiaşaniarı ib retle sey­ rederim . AP’de m urakabe yol­ ları açıktır. Aydın Yalçın h ü ­ küm etin işleri ehliyetle y ürüt­ m ediğine kani ise, bir gensoru önergesi g etirir, m üzakere ede­ riz. İtim a t oyu alırsak işbaşında kalırız. İtim a t oyu verilm ezse, m ahkem e kadıya m ülk değil d er aranıza g irer, g rup üyesi olarak çalışm am ıza devam ederiz.»

Aydın Yalçm’m 5 yıldan beri T ürkiye’deki durum u Rusya’daki Kerenski dönemi ve W eimar A l manyası ile kıyaslam asına c e vap veren Demirel, «Türkiye, ne 1917 Rusyası vo ne de 1920’le j Al' manyasıdır» demiştir,

"Başbakan Aydın Yalçın’m, «Ü- ııiversitelerle, müesseselerle iyi ilişkiler kurulması» yolundaki gö­ rüşüne katılm ış, ancak, «Aydın Yalçın profesördür. Acaba üni­ versiteye girip do konuşabiliyor mu? Çok m erak ediyorum» şek­ linde konuşm uştur.

Demirel şöyle devam etm iştir: «Burada konuşulanlardan hu> zorsuzluk duym uyorum . Yeter ki kulislerde, evlerde konuşulm asın K onuşulacak plâtform burasıdır. İtim atınız devam ettiği m üddet­ çe vazifeye devam edeceğim. Bun dan kim senin şüphesi olmasın, bunun dışuıdaki söylentilerden kimse ümide kapılmasın.»

SAYISI

50

KURUŞ

2,5 milyardan

(Baştarafı 1 inci Sahifede) 40 m ilyonu subay ve assu b ay - lara, 72 m ilyonu p a rla m e n te rle ­ re, 180 m ilyonu m em u ra kalan m eblâğdan kesilecek gelir v e r­ gisine, 72 m ilyonu em ekli ke­ seneğine, 25 m ily o n u ta s a rru f bonosuna, 300 m ily o n u Y ardım ­ laşm a K u ru m u n a , 3.8 m ily o n a dam g a p u la k esin tisin e gidecek­ tir .

H âkim e, öğretm en e, m aliyeci­ ye. polise, genel o la ra k d iğ er m e m u rla rın a toplara 308.2 m il­ yon Ura k a lm a k ta d ır. B una h a- b a ra k D em irci'm (te p k i devam ederse, ta sa rıy ı geri a lırız) lâ ­ fının gerçek nedeni anlaşılabi» Ur.»

Centilmen boykotu

Teknik ne-eonelin boykotunun sonucu hakkında dün b ir demeç veren Odalararası K urul Sekrete ri Atillâ Yaleın. iki günlük boy­ kotun b ir «Centilmen boykotu» «eklinde olduğunu söylemiş, tek ­ nik personelin istediği yapılm adı ğı takdirde, «ikinci b ir boykot artık hfr rentilm en hovkntıı olma istidadı gSstermiyerek ve yurt e- konomlsî de bundan büyük zarar görecektir» demiştir.

Ekmek sıkıntısı

(Baştarafı 1 İnci Sahifede) ekm ek çıkartan 28 fırın hakkında ağ ır para cezası uygulanm ış, 9 fı­ rın hakkında ise zabıt tutulm uş­ tu r.

İstanbul F ırıncılar işverenleri Sendikası da Belediyece tespit edilen gram aja dün itiraz etm iş­ tir, Sendika, itiraz dilekçesini, ek­ m ek m aliyetini belirten bir ra ­ porla birlikte ilgililere verm iştir. Fırıncılar, 620 gram yerine 570 gram ekmeğin 80 ku ru ştan satıl­ m asını istem ektedirler.

Duyuru

20.5.1970 tarih in d en İtiba­ re n SEMKO Koli. Ş irk etin ­ den ayrıldığım ı üçüncü şa­ hıslara duyururum .

H üseyin DEMİRİ!AN

(C um huriyet: 5609)

Ÿ

-Tasarruflarını değerlendirmek isteyen

sayın halkımızın dikkatine:

M em leketim izin en büyük sanayi kuruluşlarından

cARCELÎK A Ş

cBOZKURT MENSUCAT SANAYİİ A Ş.

OTOSAN OTOMOBİL SANAYİİ A Ş . ve

TÜRK CDEMİR DÖKÜM FABRİKALARI A S .

topluca

‘K oç GHolding garantisi ile

Tahvil ihraç edecektiıT

Tafsilât yarın bu gazetede.

k

M anajan: 1720 - NOtf

Referanslar

Benzer Belgeler

Böyle bir protokolün oluşturulması kararı üye ülke- ler tarafından 1995’te Jakarta’da yapılan Üye Ülke- ler Konferansı’nda alınmış, 1996 başlayan

Her fırsat- ta zengin biyololojik çeşitliğimizle övünen sözde tarımcı- ların, ne kadar çok bitki türümüz var ise ondan çok daha fazla zararlı böcek ile hastalık

Mitolojideki geçerli versiyon olarak kendini kabul ettirmiş Apollonius’un şiirinden belli başlı neredeyse tüm episodları almasına karşın, çoğu kez argonaut

Sonuç olarak Aristoteles, Fârâbî ve İbn Sînâ’da bilimin dışında ve bilimden ayrı olarak felsefe diye bir alan yoktur.. Yanı Mantık ilminden ayrı olarak Mantık

 Sterilizasyon→ herhangi bir cismin veya maddenin patojen veya saprofit tüm canlılardan ve her türlü canlı şekillerinden arındırılmasıdır. 

Arçelik Etik Davranış Kuralları ve Uygulama Prensipleri’ni, 2019 yılında Arçelik’in global büyümesi ile ortaya çıkan yeni ihtiyaçlara cevap vermek için Global İş

[r]

Sözleşme Öncesi Bilgi Formunun amacı, konut finansmanı kuruluşlarınca tüketicilere verilecek olan Sözleşme Öncesi Bilgi Formunun usul ve esaslarını