Sultan Reşadm Rumeli seyahatine tahsis edilen o zamanki Osma nlı donanmasının Amiral gemisi Barbaros Hayrettin zırhlısı
tarihinden »
Sultan Reşadm Rumeli seyahati
Arnavutluk hâdiseleri — İttihat ve Terakki Fırkasının bulduğu çare — İstanbuldaki Arna
vut mebuslarının gizli faaliyetleri — Sultan Reşad'ın Rumeli seyahati — Halit Ziya Uşaklı-
gilin hünkâra dair sözleri — Barbaros zırhlısında - Sultan Reşat üniformadan hoşlanmazdı -
Selânikte — Mahlûğ hakana arzı tazimat — Müşkül bir vazife — Abdülhamidin sözleri — <
I I I » k i I c i r t I I • c l ı k i 1 I I J • a ■ . . I * ı ı
> j c ı u ı m v t c ---- ı v ı u u ı u y ı ı u r v u ı ı u u i l i tVİZ.IIIIVIı --- ı r ı u j ı v u ı uıı v u a i i c --- n u u u ı n u m ı u m S U Z i e n —
>İ)sküpte Mahmut Şevket Paşa da geliyor - Sul tan Muradı Hüdavendigârın şehit edildiği
__ I____ ...________ r __ ı a ı ı ı ı n __ -ı ______, ı • , •• ı m u ı ı r n u ı y ^ r ı v c ı ı u ^ u u u y c ı ı y u ı - j u i t u ı ı m u ı u u ı ı i u u ur c ı ı u ı y u ı ı ıı g e r i l i e u i S U i g
sahra — Cuma namazı — Sadrâzam Hakkı Paşanın nutkunu arnavutçaya kim tercüme ede
cek — Niyazi ve Eyüp Sabri Beyler — Dönüş— Bu seyahatin müsbet bir neticesi oldu mu?
YAZAN
O ultan İkinci Abdülhamit otuz ^ küsur yıllık saltanat haya tında îstanbuldan dışarı çıkmak istememiş ve ömrünü Yıldız sa rayında geçirmişti. Halefi Sul tan Reşat ise aynı yolu takip etmemiş, Hereke, İzmit, Şile, Bursa ve Edirneden başka Ru- meliye de uzun bir seyahat yap mıştır. Bu seyahat, İttihat ve Terakki Fırkasının arzusu İle icra edilmiştir. 1908 Meşrutiyet inkılâbından sonra iktidarı ele alan İttihatçılar, Rumelideki müslim ve gayri müslim unsur ları «Osmanlılık» vahdeti altın da toplamak, esaslı bir ıslahat yapmak ve vatandaşlar arasında müsavat esasını koymak için faaliyete gec nişlerdi. Bu arada mahlû hâkan Abdülhamit dev rinde başlıca vergilerden muaf tutulan Arnavutlardan da diğer tebaa gibi vergi istenmişti. Ar- navutlar bu kararı iyi karşıla mamışlar, hükümete karşı cep he almışlardı. 1909 da Cavit Paşanın bir kale haline sokulan Arnavut evlerinin
yıktırılması-Feridun
Faztl
Tülbentçi
"açmıştı. Silâhını vermek istemi- yenler Karadağa firar etmişler ve orada İtalyanlar tarafından teslih edilerek tekrar içeriye girmişlerdi. Âsiler Avrupa dev letlerinin bazılarından ve dışa rıda bulunan Arnavut milliyet perverlerinden yardım görüyor lardı.
Derde deva Olmak için
Q s m a n lı Meclisi Mebusanında bulunul Haşan Priştine, E- sat Paşa Topdanî, İsmail Kemal ve diğer Arnavut mebuslar bir taraftan muhalif partide topla- I nırken, diğer taraftan da
gizli-îctvu t e v ı e ı j j u u y iK .u n ım a m - --- --- -- - ... — m u m u.
memur edilmesi, 1910 da Sultan Reşada Rumeli seyahatinde refakat eden Sadrâzam
İbra-ıvket Turgut Paşanın halkın him Hakkı Paşa
inde bulunan silâhları toplat- ak üzere o tarafa gönderilme
yeni bir takım isyanlara yol
ce müstakil bir Arnavutluk kur mak gayesiyle birleşmişlerdi. İtihatçılar da Arnavutları im paratorluğa ısındırmak çarele rini aramışlardı. Padişahın Ru- melide yapacağı bir seyahat belki de bu derde deva olabilir di. Fakat vücutça çok yıpran mış olan ihtiyar padişah bu me şakkatli yolculuğa rıza göstere cek miydi? Hükümet ve fırka ileri gelenlerinin bu endişeleri boşuna çıkmış, Hünkâr, hükü metin teklifini memnuniyetle kabul etmişti. Mabeyn Başkâti bi Halit Ziya B.ey diyor ki:
¿Hünkârda eismaniyetten ziya de maneviyatından gelen bir kuvvet nefhası vardı ki onu he men atâletinden soyar, her şe ye müheyya bir tazelikle diril- tirdi.»
Seyahat Hazırlıkları
H
ünkârı düşündüren yegâne nokta, Selânikte menkûp bulunan mahlû hâkan Abdülha- midin bu seyahati nasıl karşılı- yacağı idi. Çünkü ilk merhale Selânikti. Biraderi üzerinde fe na bir tesir hâsıl olmasını iste miyordu. Fakat bu endişelerini kimseye açıklamadı.Hazırlıklar süratle ve intizam ile devam ediyor, şâhâne seya hat için hiçbir fedakârlıktan kaçınılmıyordu. Saray, Sadâret ve Harbiye Nezareti müşterek bir gayret sarfediyorlardı. Ha- zinei hassa müdürü umumîsi Hacı Feyzi Efendi de verilecek hediyeleri seçiyor, maiyette gi decek olan mızraklı mavi har- manili muhafaza bölüğü, hade- mei hümayundan münasip bir kısmı ve fanfere takımı bir ke re daha gözden geçiriliyor, iş tahlı âmire müdürü Şeref Bey Selânikte ve diğer vilâyetlerde ki alaylar için lüzumlu olan a- rabalarla seyisleri ayırıyordu. Hazırlıklar 1911 yılı Mayısı ni hayetinde tamamlanmıştı. Hün kâr, bu seyahati sivil elbise ile yapmağı düşünüyordu. Ünifor ma ile başi hoş değildi. Fakat ordunun başkumandanı tanınan bir hükümdarın sivil elbise giy mesi Amavutlarca hoş karşılaıı- mıyacağmdan başmabeynci Lût- fi Simavi Bey hafif ve münasip bir üniforma yaptırılmasını ri ca etmiş, Hünkâr tarafından da kabul edilmişti.
İstanbuldan Hareket
5
Haziran 1911 de zâtı şâhâne ve maiyeti erkânı İstanbul- dan hareket etmişlerdi. Liman da bulunan vapurlar baştanba şa donanmış, halk sahili doldur muştu. Muzikalar, toplar, alkış lar birbirini takip ediyordu. «Barbaros Hayrettin» zırhlısın da Padişah, Sadrâzam Hakkı, Bahriye Nazırı Mahmut Muhtar Paşalar, Dahiliye Nazırı Halil Bey, Seryaver Hurşit Paşa, Baş kâtip Halit Ziya ve BaşmabeynciLûtfi Simavi Beyler bulunu yordu. Sultan Reşadm oğulları Ziyaettin ve Ömer Hilmi Efen diler, Maarif Nazırı Vak’anüvis Abdurrahman Şeref Bey, sabık Maliye azın Cavit Bey «Mesudi ye» zırhlısında idiler. Teşrifat Müdürü Umumîsi İsmail Cena- ni Bey, Emniyeti Umumiye Mü dürü Galip Paşa, Ayandan Ma nastırlı İsmail Hakkı Efendi ve mabeyn kâtipleri «Gülcemal» vapuruna binmişlerdi. Birkaç harp gemisi de refakatte bulu nuyordu.
Abdülhamidin Cevabı
17 Haziranda Selâniğe muvasa-
' lat edilmiş, gece vapurda geçirilmişti. Hünkâr, Başkâtibi ne şu talimatı vermişti:
— Biz buraya kadar debdebe ile geldik. Burada biraderim mahlû ve ihtil&ttan memnu bu lunuyor, böyle Selâniğe geliş-
ve uzun bir yolculuğa çıkış ona karşı bir teşebbüs halini alma malıdır. Bize yakışan kendisine bu seyahatin esbabını anlatarak âdeta müsaadesini, tasvibini al maktır. İşte Paşalarla da istişa re ettim. Onlar da bu mütalâaya iştirak ettiler. Size bu vazifeyi veriyorum, gidip kendisini zi yaret eder ve meseleyi anlatır sınız.
Diyerek Abdülhamide yolla mıştı. Ordu Müfettişi Hadi Pa şa da Halit Ziya Beye refakat ediyordu. Alâtini köşkünde mahlû hâkanı ziyaret eden Baş kâtip, heyecandan söylediği,söz leri pek hatırlamıyor, yalnız Abdülhamidin verdiği şu ceva bı naklediyor:
— Tarafı şâhâneden getirmiş olduğunuz selâmlara, iltifatlara sureti mahsusada teşekkürler ederim. Zâtı Hazreti Padişahîye ihtinamatı faikamla beraber sa mimî şükranlarımı arzedersi- niz. Bu zamanda Rumeli seya hatine teşebbüs buyurmuş ol malarını mahzı hikmet ad ede rim. Bu havalinin ahvali siyasi- yesi malûmdur. Türlü türlü hırslara zemin olan bu vilâyet lerde zâtı şehriyarîleri tarafın dan vukua gelecek bir seyahat muhasenatı dâî bir teşebbüstür. Cenabıhak muvaffak bilhayr ey lesin.
Selânik ve Üsküpteki Merasimler
p Haziranda görülmemiş bir ® merasimle karaya çıkan Pa dişah, hükümet dairesine git miş ve burada vilâyet erkânı nın, şehrin ileri gelenlerinin, mebusların, fırka reislerinin, dinî reislerin ve diğer vilâyet lerden gelen mümessillerin u- budiyetlerini kabul etmiştir.
halk sabaha kadar uyumamış- tır. Ertesi günü şehrin mutena yerleri gezilmiş, 11 Haziranda Üskübe muvasalat olunmuştur. O gece ittihadı ânâsıra bir mi sal olmak üzere Müslüman ve Hıristiyan mektep hocaları ve talebeler ellerinde bayraklar ve meşaleler olduğu halde Pa dişahın ikamet ettiği bina önün den geçmişlerdir. Bunlardan beş kız ve beş erkek çocuk hu zura davet edilerek iltifatta bu lunulmuştur. Bilâhare Hünkâr
balkona çıkmış ve tebaasını se- lâmlamıştır. Ayni gün Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa da İstanbuldan oraya gelmiştir.
Kosova sahrasında Cuma namazı
15 Haziranda Priştineye muva- salat olunmuş, kabile bay- raklarıyle istasyon güzergâhuı- da dizilmiş olan binlerce Arna vut, Padişahı büyük tezahürat la karşılamıştır. Ertesi günü Sultan Murat Hüdavendigârm şehit edildiği Kosova sahrasın da cuma namazı kılınmıştır. Sah ra, onbinlerce kişi ile dolmuş tu. Sadrâzam Hakkı Paşa, gü nün ehemmiyetini anlatan gü zel bir nutuk söylemiş, fakat ar- navutçaya tercümesi için Ayan âzasından Manastırlı İsmail Hak kı Efendiye rica edildiği za man, Efendi, tek kelime arna- vutça bilmediğini ifade etmiş tir. Lûtfi Simavi'Bey diyor ki: «Bu zatı maiyete almaktan mak sat bu gibi tercümeleri yapması idi».
Priştine’den Selâniğe avdet e- dilmiş ve burada Sırbistan Kra lının gönderdiği heyet kabul o- lunmuşur. 20 Haziranda trenle Manastıra gidilmiştir. Manastır da enteresan bir gösteri yapıl mıştır. Vaktiyle dağa çıkan kah ramanı hürriyet Niyazi ve Eyüp Sabri Beyler, beraberlerinde ar kadaşları oldukları halde Ma nastır şehrine nasıl girdiklerini tekrarlamışlardır. 24 Haziranda Slâniğe dönülmüş ve gemilere binilerek İstanbulun yolu tutul muştur.
ısıanbuldakı Karşılama mera simini o günü yaşıyanlar çok iyi bilirler. Limanda ne kadar va pur, römorkör, yat, yelkenli ve
kayık varsa bu merasime işti rak etmiş, İstanbul o gece baş tanbaşa donanmıştı.
Atı alan Üsküdarı Geçmişti
A
caba bu seyahatin müsbet bir neticesi oldu mu? Hiç zannetmiyorum. Atı alan çoktan Üsküdarı geçmişti. Arnavutluk isyanı yine körüklenmiş, 18 O cak 1912 de Meclisi Mebusanm feshi üzerine Arnavut mebus lardan bazıları işi azıtmışlar İs • mail Kemal Bey Avrupaya firar etmiş, Haşan Priştine, Karası , daki isyanı bizzat idareye başl. smıştı. Gazi Ahmet Muhtar Paş kabinesi, muhtariyet vermek "in Arnavutlarla müzakerele giriştiği sıralarda Balkan Ha natlamış ve diğer Balkan şel leri ile beraber o da elden mişti.
Sultan Reşadın Selânikte karaya çıkıp hükümet konağına gidişi
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi