B e
^
î° 3
u j92 yaşındaki Taha Toros, Türkiye’nin en büyük özel arşivini meydana getirdi
MEHMET NURİ YARDIM
b i l g i @ k i s i s e l g e l i s i m d e r g i s i . c o m
Yaşayan en büyük biyograf olan Taha Toros, Türkiye'nin en değerli arşivini kurmuş bir araştırmacı. Etiler'deki Boğaza nazır evi adeta kültürümü zün, tarihimizin, edebiyatımızın can lı bir müzesi. Yılmadan, usanmadan araştırdı, derledi, topladı ve ülkenin en büyük özel arşivini meydana getir di. Bu destanlık hayatın biyografisine göz atmak zorundayız.
Taha Toros, 1912'de Adana'da doğdu. Adana Lisesi'ni ve İstanbul Üniversi tesi Hukuk Fakültesi'ni 1933'te bitir di. Edebiyat öğretmenliği yaptı. Önce şiir yazdı, ardından folklor çalışmala rı yaptı. Ünlü ediplerimizin bilinme yen yönlerini ortaya koyan araştırma larıyla dikkati çekti.
Taha Toros, yakın tarih, edebiyat ve kültür alanlarında önemli çalışmala ra imza atmış bir yazar. 92 yaşındaki Taha Toros yıllardan beri master ve doktora tezi yapan üniversite men suplarına gönüllü olarak yardım edi yor, arşivini onlara açarak çalışmala rına katkıda bulunuyor. Araştırmacı mızın yetişmesinde, edebiyata, şiire yönelmesinde çevresinin etkisi çok. Hayat hikayesinin ilk dönemini din liyoruz:
KİŞİSEL GELİŞİM | 5 2
"Babam kültürlü ve tarih bilgisi ge niş, aydın bir müftüydü. Tarih, coğ rafya, seyahat eserleri ve eski gazete koleksiyonlarıyla dolu zengin bir kü tüphaneye sahipti. Ben çocuk yaşta bu kütüphanedeki resimli kitapları ve mecmuaları karıştırırdım. Kitapla ra karşı ilgim böyle başladı. Öte yan dan babamın evine her gece misafir leri gelirdi. Her konuda sohbet eder lerdi. Bunları çocukluk yaşımda ilgi ile dinlerdim. Yaratılışım itibariyle okumaya, her konuda bilgi edinmeye tutkundum. Bu yüzden bu yaşıma ka dar gerek Adana'da gerek yüksek tah silim sırasında bulunduğum İstan bul'da, görevli bulunduğum Paris'te, davetli olarak gittiğim Avusturya'da ve Polonya'da, daha sonra papalık ar şivinde araştırmalar yaparak Türk kültürünün Batı'daki izleri üzerinde çalışmalar yaptım."
Taha Toros, ilk edebiyat aşkını Çuku rova'nın yaz aylarında Toros Dağla- rı'na çıkarken duymuş. İlk türküler yaylalalara, dağlara uzandığı zaman yüreğinde yer tutmuş. Çocukluk yıl larından notları şöyle aktarıyor: "Ben Toros Dağları'nın en güzel ye rinde bulunan bir sayfiyemizde doğ dum. Yaz aylarımız bu güzel sayfiye de, içerisinde üç çeşme bulunan bol meyveli bağımızda geçti. Bu sayfiye
miz kış mevsimini Çukurova'da veya ona yakın ılık köylerde, yaz aylarını Torosların yüksek yaylalarında hatta Niğde'ye bağlı Haşan Dağı'nda geçi ren aşiretlerin uğrak yeriydi. Aşiret lerin yaylaya çıkışları ve yayladan dönüşleri seyrine doyulmaz olayları içerirdi. Gidiş gelişlerde türküler söylenirdi. Ben bunları merakla din ler, not etmeye çalışırdım. Okulları mız yaz tatiline girdiğinde, yaylamı zın çevresinde köy köy araştırmalar yaptım, halk edebiyatının ve folklo rum uzun kaynağını teşkil eden cönkler topladım.
Folklorumuzla ilgili çok değerli bel geler, bilgiler edindim ve fotoğraflar aldırdım. Bunlar yüzlerce zarf ve fo toğraf halinde beş ciltlik müsvedde leriyle arşivimizin mühim bir bölü münü oluşturmaktadır. Bir folklor enstitüsüne kaynak olacak nitelikte dir. Pertev Naili Boratav bunları gördüğünde hayran olmuştu. Ünlü halk şairimiz Dadaloğlu hakkındaki kitabım, Türkiye'de bu konuda ya yınlanan ilk eserdir.
Taha Toros, yüksek öğrenim için İs tanbul'a geldiğinde cebinde iki meş hur adama yazılmış tavsiye mektubu vardır: İbnülemin Mahmut Kemal İnal ile eski Maliye Nazırı ve Ayan Reisi Menemenlizâde Rıfat Bey. Her
ikisini ziyaret eder. Onlar vasıtasıyla geniş bir kültür çevresine girer. Yaşa yan canlı tarih Taha Toros'un seyir defterinde Tanzimat edebiyatçılarına dair bazı önemli notlar okuyoruz: "Abdülhak Hamit'in evine cuma gün leri gidilirdi. Büyük salonda, herke sin yaşına ve o sohbetteki kıdemine göre oturma yerleri vardı. Bunu Lüs- yen Hanım idare ederdi. Hamit'in karşısına Sami Paşazâde Sezai oturur du. Bir tarafına Halid Ziya Uşaklıgil, bir tarafına Mahmut Kemal Bey otu rurdu. Aynı toplantıda Mithat Cemal ve tek kadın olarak Şükûfe Nihal ka tılırdı. Zaman zaman Hamit'in kız- kardeşi Mihrinnisa Hanım da bu top lantıda yer alırdı."
Yahya Kemal'in sohbet toplantılarına Ankara'da iken Munis Faik ile katıldı ğını belirten Taha Toros, meclise za man zaman Haşan Âli Yücel'in de işti rak ettiğini belirtiyor. Yahya Kemal'in Park Otel'deki toplantılarına ise Vehbi Eralp, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Ni hat Sami Banarlı da katılmaktadır.
"Osmanlı arşivinde çalışmalarıma 1930 yılında başladım. Bu çalışmala rım sırasında Muallim Cevdet'i, Pa ris'te on üç sene büyükelçilik yapan Salih Münir Paşa'yı ve İsmail Hakkı Uzunçarşılı'yı tanıdım. Arşivin o gün kü hali, biri yabancı üçü Türk olmak üzere dört kaynak katalogdan oluşu yordu. Bugün yeni teknik ve geniş kültürlü kadrosuyla çok modern ve zengin bir arşive sahip bulunuyoruz. Avrupa'da -Rusya hariç- her devletin merkezini ziyaret ettim. En büyük araştırmalarım, görevli bulunduğum yıllarda Paris'teki kütüphanelerde, müzelerde ve arşivlerde olmuştu. Fransa kralının İspanya kralına esir düşmesi üzerine ana kraliçenin ve esir kralın Kanuni Sultan Süleyman'a gönderdikleri yalvarıcı nitelikteki mektuplarını ve Kanuni'nin onlara verdiği cevabı Paris'te buldum. Valide kraliçe Osmanlı padişahına, "Sen dünyanın padişahısın, benim oğlum olan kralı bu esaretinden ancak sen kurtarabilirsin!" diyor ve yardımını
Ben biyografiyi uzun atlama sporuna benzetirim. Sporcular,
gerilerden yürüyerek koşmaya başlarlar ve ondan sonra ya ipi
atlarlar veya üç adım atarak koşularını tamamlarlar.
Hatıralardan, Halide Edib'in büyük yalnızlığını öğreniyoruz.
Taha Bey bizdeki ünlü biyograflar hakkında şöyle diyor:
"Bizde Batı tipi biyograf ve arşiv yok tu. En ünlü biyografimiz Ali Emirî, İbnülemin Mahmut Kemal İnal ve Mehmet Zeki Pakalın'dır. İbrahim Alaattin Gövsa ile Server İskit'i unut mamak lâzım. Biyografinin önemi son yıllarda anlaşılmaya başlandı. Ben biyografiyi şuna benzetirim . Uzun atlama yapan sporcular, geri lerden yürüyerek koşmaya başlarlar ve ondan sonra ya ipi atlarlar veya üç adım atarak koşularını tamamlarlar. İşte bu atlama için koşmaya başla dıklarından atladıkları yere kadar ge çen kısım, biyografi bilgisini oluştu rur. Atlamalar ise yazılacak eserler dir. Yani biyografi bitmeden bir eser yazılamaz."
Dünyanın birçok kütüphane ve arşiv merkezinde araştırmalar yapan Taha To ros, bu çalışmalarını ise şöyle özetliyor:
rica ediyordu. Böyle bir mektup üze rine Kanuni, Osmanlı donanmasını Barbaros'un kumandasında Batı Ak deniz'e gönderdi. Fransız Deniz Kuv vetleri de Barbaros'un emrine girdi. Barbaros'un Nis şehrini teslim almak için yaptığı ilk ihtar topunun mermi si halen Nis'deki eski bir binanın du varına saplanmış olarak duruyor. Bu güllenin etrafı çerçevelenmiş ve altı na o günün tarihi yazılmıştır.
Nis'de Mesena Müzesi'nde yaptığım araştırm alarda Barbaros'a ait çok önemli belgeler ve gravürler buldum. Ayrıca Paris'te müze, kütüphane, ar şiv binası olmak üzere 74 yerde Tür kiye'yi ilgilendiren araştırmalarda bulundum. Özellikle Üçüncü Ahmet döneminde Fransa'ya olağanüstü elçi olarak gönderilen Yirmisekiz Mehmet Çelebi'nin dokuz yaşındaki kralla olan sohbetlerini inceledim.
Dönemin ressamları tarafından yapı lan gravürlerini satın aldım. Osmanlı padişahının Fransa kralına Çelebi
■ ■
eliyle hediye edilen 48 resmin bulun duğu albümü de bir müzenin mahze ninden çıkardım. Bu albümün yıllar dan beri nerede olduğu bilinmiyordu. Eski bir sarayın dokümanları üzerin de yaptığım izleme sonucu bu albüm tekrar tanıtılmış oldu. Paris arşivle rindeki eski kayda göre bu albümün İstanbul'da tanınmış bir sanatkâr ta rafından yapılmış olduğu belirtiliyor du. Ressamın adı yoktu. Oysa ismi yazılmamış olan bu sanatkâr meşhur Levni'den başkası değildi.
Türklerin Paris'e kahveyi nasıl tanıt tıkları ve ilk kahvehane olarak kul landıkları binayı da buldum.
Jöntürk-lerin oturdukları yerleri, çıkardıkları gazete idarehanelerini ve gazetelerini tespit ettim. Ve bu gazetelerin bazı nüshalarını satın aldım. Bazılarının da fotokopilerini çıkarttım. Jöntürk- lerle ilgili çh muntazam arşive Ce nevre'de rastladım. Londra müzele rinde de Türk izlerine rastladım. Ay rıca Türkler tarafından fazla etüd edilmemiş olan Vatikan arşivinde de araştırmalar yaptım."
Bu engin bilgilere sahip kişiliğin araştırmalarından ve gün yüzüne çı kardığı birçok bilgiden yaralanmayı hiçbir zaman ihmal etmeyelim.
53 KİŞİSEL GELİŞİM Kişisel Arş Ta