• Sonuç bulunamadı

İlginç Yayın Özetleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İlginç Yayın Özetleri"

Copied!
14
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İlginç Yayın Özetleri

Qf The American Journal o f Clinical Nutr'ıtion CİLT 26/ 1973

© B ed e v ile rd e M ay asız E km eklerde Yüksek O ra n d a B ulunan F ytat la r ın Y ol A çtığ ı O steo m alacia. Berlyne, G. M ., Ari, J . B., N ord, E ve

S h a in k in , R . Sayfa :910

© B eslenm e D u ru m u n u n S a p tan m a sın d a K ol A ntropom etresi. Gurrey, J . M . ve Jelliffe, D . B. S ayfa: 912

© K a r a c iğ e r H a s ta lığ ın d a Çeşitli A m ino A sidlerin K and aki Amonyak K o n s a n tra s y o n u n a E tkileri. R u d a m n , D ., G alam bos, J . T ., Smith, R . B. S a la m , A . A. ve W a rıe n Sayfa: 916

© L a k to z In to la ra n s ı O la n K im selerde A zot ve Enerji K ullanım ı. Callovvay, D . H . ve C h enow eth, W . L. Sayfa: 939.

© P ro te in -K a lo ri M a ln u trisy o n u n d a Serum A vitam ini, Retinol Bağ­ lay ıcı P ro te in ve P re a lb u m in K onsantrasyonu. K araciğerden Retinol Ç ıkışı ile İlg ili B ozukluklar. S m ith, F. R ., G oodm an, D. S., Zatclam a, M . S., G a b r, M . K ., El M a ra g h y , S ve Patvvordhan, V. N. Sayfa: 973. © B eslenm e ve Spor. Lewis, S. ve G utin, P. Sayfa: 1015.

Bedevilerde O steom alacia ve Mayasız Ekmekteki Fitik Asid D a h a öncek i ra p o r la r d a Bedevi kadın lard aki osteom alacianın çarşaf g iy m e le ri n e d e n i ile g ü n eşten y a ra rla n a m a m a la rı dolayısı ile D vitam ini y ete rsiz liğ in e b ağ lı o ld u ğ u gösterilm iştir. Bu yazıda, bedevi kadınlardaki o s te o m a la c ia n ın fytik asidi çok yüksek, m ayasız ekmek tüketim i ve diyet­ le rin k a lsiy u m d a n yetersizliği ile ilgili olduğu, anlatılm aktadır. D okular­ d a k i v ita m in D ko n san trasy o n u no rm al bulunm uştur. Bedevi kad ın lard a­ ki o s te o m a la c ia n ın esas enerji k aynakları mayasız ekmek olan A m erikan k ız ıld e rilile rin d e k in in b ir benzeri olduğu ileri sürülm ektedir.

B eslen m e D urum unun Saptanmasında Kol Antropometresi B u y a z ıd a kol kas kitlesinin basit yöntem lerle ölçülmesine ait teknik a n la tılm a k ta d ır. K o l kas kitlesi v ü cu t kas dokusunun ve protein deposu­

(2)

n u n b ir göstergesi olarak k ab u l ed ildiğ in d en b u ö lçü m lü p ro te in -k a lo ri m alnutrisyonu h ak k ında bilgi edinilebileceği b e lirtilm e k te d ir. U y g u la m a ­ d a kol çevresi ve deri altı yağı (skin folda) ölçülm ekte b u n la r d a n geliş­ tirilm iş b ir m o nogram la u z u n m a te m a tik h e sap la m a y a g e ç m e d e n kol kas kitlesi b u lu n m ak tad ır.

Amino Asidler ve Kan Amonyağı

K ron ik karaciğer h astaların ın b a z ıla rın d a p ro te in li b e sin le r a lın d ığ ı zam an kandaki am onyak a rtm a k ta ve sin ir sistem i b o z u k lu ğ u n u n oluşm asında etm en olm ak tadır. Bu ra p o r, 18 a m in o a sid in siro z lu v e sağlam kişilerde kan am onyak d üzey in in etkisine a it a ra ş tır m a s o n u ç ­ larını içerm ektedir. B u n la rd a n 10 a m in o a s id , k a n a m o n y a k d ü z e y in i arttırm ıştır. A m ino asidler a m o n y ak a rttırıc ı etk ileri y ö n ü n d e n 3 g rup ta toplanm ıştır.

1. Yüksek düzeyde a rttır a n la r; glisin, serin, te ro n in , g lu ta m in histidin, lizin ve asp arag in dir.

2. O rta düzeyde a rttır a n la r; leusin, a la n in , v a lin , fe n ila la n in , isoleusin, tirozin ve p ro lin dir.

3. Çok az yükseltenler; arg in in , a sp artik asid, g lu ta m ik asid, trip to - fan dır. Y azarlar, ilk g ru p tak i am in o asidi erin yüksek d ü z e y d e a m o n y a k oluşturm asını yıkım m etabolizm asının ilk reaksiyonu o la n d e a m in a s y o n veya deam idasyonu, diğerlerinin ise asp artik asid yolu ile k reb s h a lk a s ın a girişini aksettirdiğini belirtm ektedirler.

Laktoz întoleransı Gösteren Kişilerde Enerji ve A zot K u lla n ım ı Laktoz emilim ine karşı toleransı azalm ış o lan 4 sağlam erkekle k o n tro l olarak alm an 2 erkek yalnız süt ve b u ğ d a y p ro te in le rin i iç e re n d iy e tle rle beslenerek azot dengesi ölçülm üştür. D eneklerden ikisi, d iy e tte k i 48 g m . laktoz 4 eşit doza bölünerek yem eklerde verildiği z a m a n h iç b ir e m ilm e bozukluğu gösterm em iştir. D iğer ikisinde ise so lu n u m d a h id ro je n artışı, g a ita d a nem , kuru m ad d eler ve enerji kaybı g ö rü lm ü ştü r. D iy e t b u ğ d a y pro tein i içerdiği z am an b u ölçülerle birlikte, g a ita d a y ağ ve a z o t k a y b ı, laktoz em ilim i statüsüne bağlı olm ıyarak artm ıştır. D olayısı ile a z o t dengesi b u ğ d ay p ro tein i içeren diyette sü t d iy etin d en d a h a d ü şü k b u lu n ­ m uştur. Bu ara ştırm a d a k u llan ılan sü t laktoz enzim i ek len erek la k to z u n % 46 sı m onosakkaritlere çevrilm iş o lan özel sü ttü r. D olayısı ile a lın a n sütteki laktoz m ik tarı azalm ak tad ır. Bu tü r sütlerin, d iy e tle rin d e fa z la süt alm aları gerekli laktoz intoleransı gösteren kişiler için y a ra rlı o la c a ğ ı belirtilm iştir.

(3)

P r o t e i n - K a l o r i M a l n u t r i s y o n u n d a K a r a c i ğ e r d e n R e tin o l Ç ık ış ı İ l e İ l g i l i B o z u k l u k

V ita m in A, d o laşım d a özgül b ir proteine bağlı olarak prealbum inle ta şın ır. B u n a re tin o l b a ğ la y a n pro tein (RBP) denir. Bu rapor, protein k a lo ri m a ln u tris y o n u n u n A vitam ini taşınm a sistemine etkisine ait araş­ tırm a y ı iç e rm e k te d ir. 21 kuvaşiorkorlu çocukta, serum daki R B P, preal- b u m in , v ita m in A, koro ten ler, alb u m in ve toplam protein düzeylerinde ö n e m li d e re c e d e dü şm e görülm üştür. Çocuklar vitam in A eklenm eden p ro te in ve e n e rji y ö n ü n d e n beslendikleri zam an 11 inde serum RBP, v ita m in A ve p re a lb u m in düzeyi kontrol deneklerinkine yükselmiştir. A ltı ç o c u k ta b u m a d d e lerd e k i yükseliş d a h a az düzeyde bulunm uştur. M a ra s m u s lu 6 ç o c u k ta ted av id en önce vitam in A ve RBP, konsantras­ y o n u k o n tro lle rd e n farklı bulun m am ıştır. K uvaşiorkorda vitam in A, R B P v e p r e a lb u m in konsan trasy o n ları b irbiri ile paralellik göstermek­ te d ir. B u n e d e n le k u v aşio rk o rd a serum daki vitam in A düzeyinin düşük­ lü ğ ü k a ra c iğ e rin v ita m in A b ıra k m a yeteneğindeki azalm ayı aksettir­ m e k te d ir. P ro te in sentezi için gerekli diyet proteini ve enerji verildiği z a m a n k a ra c iğ e rd e p la z m a p ro tein lerinin yapım ı artm ak ta ve vitam in A m n d o la şım a geçişi ko laylaşm aktadır. Böylece plazm a RBP ve preal­ b u m in d ü z e y le rin d e yükseliş görülm ektedir.

B e s l e n m e v e S p o r

B u y a z ıd a ü ç soru c e v ap la n d ırılm ak ta d ır:

1. E k zersizlerd e y a ğ ve k a rb o n h id ra t ne derecede kullanılm aktadır? 2. Bu m a d d e le rin alınım ı, fiziksel hareketlerdeki dayanıklılıkta e tk e n m id ir?

3. D iy e tte k a rb o n h id r a t ve yağ alınım ının arttırılm ası fiziksel h a re k e t y e te n e ğ in i etk iler m i?

A ğ ır fizik sel h a re k e tle rd e esas enerji kaynağı karbonhidrattır. Beden eğiti­ m i, y a ğ m e ta b o liz m a s ın d a n sağ lan an enerji oranını arttırır. Kas glikojeni esas e n e rji k a y n a ğ ı o ld u ğ u n d a n , boşalm ası kan şeker düzeyini düşürür. D o la y ısı ile m erk e zi sin ir sistem inin bozuk çalışmasına ve yorgunluğa y o l a ç a r. K a s g lik o jen m ik ta rı diyetle değiştirilebilir. D ah a önce kas g lik o jen i b o şa ld ı ise s o n ra d a n m iktarın ı d a h a yüksek düzeye çıkarm ak o la n a ğ ı v a rd ır . Bu d u r u m u n fiziksel hareketi uzun süre gerektiren spor­ la rla , fu tb o l, b a sk etb o l gibi kısa sürede aşırı fiziksel hareketi gerektiren s p o rla r ile ilgisi ü z e rin d e d u ru lm ak tad ır.

E ğ e r sp o r y a rışm a sın a b aşlam ad an önce yüksek karbonhidratlı d iy e t verilirse, kas glikojen düzeyini proteinli ve yağlı diyetlerden d a h a

(4)

130 BESLENM E VE D İY E T D E R G İSİ ça b u k yükseltir. S p o rd a dayanıklılığı a rttırm a k için b e d e n e ğ itim i k a d a r diyetinde ay arlan m ası gerekm ektedir.

0 Nutrition Revieıvs clLT 31/9731

© Sigara, G ebelik ve Ç ocuğ u n G elişim i, sayfa: 143.

© Ç o cuk larda E n d e r G ö rü len A ilevi V ita m in B12 M a la b s o rp s iy o n u sayfa: 149.

© Askorbik Asid ve K olesterol Yıkım ı, sayfa: 154. Sigara, Gebelik ve Çocuğun Gelişim i

Bu yazıda, iki a ra ştırm a özetlenm iştir. B u n la rd a n b iri g e b e lik te s ig a ra içilmesi ile oluşan k arbonm onoksidin fetüs için toksik m a d d e o ld u ğ u n u işaretlem ekte, diğeri sigara içim in in çocuk d o ğ d u k ta n s o n ra u z u n sü re kalıcı zararlı etkisi olm adığını b elirtm ek ted ir. B u n a k a rşın a r a ş tır m a la r , gebelikte sigara içen k a d ın la rd a n d o ğ an ço c u k la r a ra s ın d a d o ğ u m a ğ ırlığ ı düşük olanların sigara içm eyenlerden d a h a çok o ld u ğ u n u g ö s te rm e k te d ir. D oğum ağırlığı düşük o lan yeni doğm uş ç o c u k la rd a h a s ta lık la r d a h a sık görüldüğünden gebelikte sigara içilm em esi d o ğ a c a k ç o c u ğ u n sağlığı için gerekli görülm ektedir.

Çocuklarda Ender Görülen Ailevi V itam in B12 M a la b s o r p s i­ yonu

V itam in B I2 yetersizliği, y orgunluk, m akrositik a n e m i, ish al, k u sm a , öğürm e gibi sindirim ve em ilm e bozu klu k ları ve sinir sistem i b o z u k lu k ­ ları ile belli o lm aktadır. Y alnız bitkisel besinlerle b e sle n e n H in tlile r dışındaki in san lard a diyete bağlı v ita m in B 12 yetersizliği ço k e n d e rd ir. V itam in B12 em ilim i karışık b ir m ek an izm a ile o ld u ğ u n d a n d eğ işik em ilm e bozuklukları o lm aktad ır. Bu y azıd a, sehilin g ve d iğ e r testle rle vitam in B)2 em ilm e b ozu k lu ğ u n u n özelliğinin ta n ın m a s ı a n la tılm a k ­ tadır. Bu k on ud a üç olgu incelenm iştir. O lg u la rd a n b irin d e in trin s ik faktör sentez edilm ekte fak at bu, b arsak tak i alıcı ile b a ğ la n m a m a k ta d ır. Bu kişiye yılda 3-4 defa 1 m g. lık k o b alam in verilm esi g e re k m e k te d ir. O lg u lard a n İkincisinde iki bebek kız kardeşte tra n s k o b a la m in I I n in ta m a ­ m en yokluğu görülm ü ştü r. B u n lara h a fta d a 2 sefer 1 m g. lık k o b a la m in verilm esi gerekm ektedir. Ü çü n cü olguda, in trin sik fa k tö r B 12 k o m p le k si­ n in b arsa k laıd a k i alıcıya bağlanm ası m ü m k ü n o ld u ğ u h a ld e , v ita m in in b u kom pleksten a y rılarak k an d ak i tra n sk o b a la m in II y e b a ğ la n m a s ı olanaksız b u lu n m u ştu r. B ü tü n b u n la r v ita m in B I2 y e te rsiz liğ in in çok yönlü genetik bo zukluklarla ilgili o ld u ğ u n u gösterm ek ted ir.

(5)

İL G İN Ç YAYIN Ö Z ET LE R İ 131

A sk o rb ik A sid ve Kolesterol Yıkım ı

A skoı b ik asid, kolesterolün ad ren alstero id horm onlarına dönüşmesi için g e re k lid ir. B u n a karşın , y ak ın z a m a n la ra kad ar askorbik asidin koleste­ ro lü n y ık ım ın d a k i rolü ü zerind e çok az araştırm a yapılm ıştır. K ronik a sk o rb ik asid yetersizliği o lan G ine d om uzlarında yapılan araştırm ada, k o le ste ro lü n safra . asitlerin e dönüşm esi için dokularda yeter m iktarda a sk o rb ik a sit b u lu n m a sın ın gerekli olduğunu işaretlenm ektedir.

Çf Journal o f the American Dietetic Association GİLT 65/ 1973

© Y u m u r ta A kı B u lu n a n Soya Proteininin İnsan Beslenmesindeki Y e te rliliğ i. T u rk , E. R ., Corm vell, E. P., Brooks, D. M ., ve Butter- w o rth , E. L . sayfa: 519.

© D iv e rtik u l H a s ta lık la rın D iyetle T edavisi Plumley, F. ,P. ve Francis, B., sa y fa : 527.

© F e n ilk e to n ü rü lii Ç o c u k la rd a Serum Lipidleri. Alosta, B. P., Alfm- s la tte r, B. R . ve K o c h , R . sayfa: 631.

Y u m u r ta A kı Bulunan Soya Fasulyesi

P ro te in iç in en iyi k a y n a k sayılan etin ü retim i dünyadaki insanların g e re k sin m e sin i k a rşıla y a c ak düzeyde değildir. H e r geçen gün et açığı a r tm a k ta d ır . Bu açığı k a p a tm a k için ete göre üretim i d ah a ucuz olan k u r u b a k liy a tta n o la n soya fasülyesinden biraz y u m u rta akı eklenerek lezzet, g ö rü n ü ş ve iç y a p ı y ö n ü n d e n ete benzer yiyecekler hazırlanm ıştır.

B u ç a lış m a d a , tic a ri o lara k hazırlanm ış bu tip yiyeceklerin protein d e ğ e rle rin in y ete rliliğ i araştırılm ıştır. A raştırm a 16,17,19 yaşlarında 3 ki­ şi, y e tiş k in le rd e n de 5 kişi ü ze rin d e yapılm ıştır. Bu kişiler b ir hafta süreyle p ro te in siz d iy etle b eslen d ik ten sonra 12, 15, 18 ve 21 gm. protein alınacak şekilde etsiz yiyecek lerle beslenm işlerdir. Bu diyetlerin herbiri ayrıca 5 gm . d a sebze ve m ey v elerd en p ro tein sağlamıştır. Diyetler kg. başına 30 k a lo ri v e re c e k şekilde ay arlanm ıştır. A raştırm a sonuçlarına göre kg. b a ş ın a p r o te in a lın ım ı 0.45 gm . a yükseldiği zam an azot dengesi sağlana­ b ilm iş tir. D iy e tle rd e etsiz yiyeceklerdeki y u m u rta akından gelen protein m ik ta r ın ın a lın a n p ro te in in 1 /3 ü n d e n d a h a az olduğu hesaplanm ıştır. Bu tip y iy ec e k le rin p ro te in kalitesinin oldukça yüksek olduğu sonucuna v a rılm ıştır.

D ivertikü l H astalıklarının Diyetle Tedavisi

Y a k ın z a m a n la r a k a d a r k a lın b a rsa k ların divertikül hastalıklarında posası az y u m u ş a k d iy e t k u lla n ılm ak ta y d ı. Son yollarda bu tip hastalıklarda p o sası y ü k sek d iy e tle r k u llan ılm ası görüşü benim senmeye başlamıştır.

(6)

132 BESLENME V E D İY ET D E R G İSİ Bu yazıda, m iktarı yüksek ekm ek k u lla n ıla ra k h a z ırla n m ış posalı diyetin divertikül hastalıkları tedavisindeki etkisini o rta y a k o y m ak için y apılan çalışma an latılm ak tadır. A raştırm a, spastik kolon tip in d e d iv erti- külü olan poliklinik hastaları üzerinde yapılm ıştır. H a sta lığ ın ta n ıs ın d a , karın ağrısı, dışkılam ada değişiklik ve m ukus d u ru m u gibi g österg eler esas alınmış, divertikül oluşum u b u lu n m a y a n spastik ko lo n lu h a s ta la r araştırm a dışı bırakılm ıştır. Bu şekilde seçilen h a s ta la r ü z e rin d e e n az 6 ay ençok 3 yıl süre ile incelem e yapılm ıştır. Bu sü reler için d e h a s ta la r ın kendi seçtikleri besinler y a n ın d a g ü n d e 6 dilim kepeği yüksek ekm ek yemeleri sağlanm ıştır. D iyetlerin sindirilm eyen k a rb o n h id ra t o ra n ı % 4 olarak bulunm uştur.

Günlük alm an p roteinin % 54 ü n ü n kepeği yüksek ek m ek ten g eldiği görülm üştür. Bu tü r diyet tedavisi ile h a sta la rın % 71 in d e h a sta lık belirtileri önlenm iştir.

Fenilketonürili Çocuklarda Serum Lipidleri

Bu yazıda, fenilketonürili, tedavi edilmiş ve edilm em iş ç o c u k la rd a se ru m lipidlerinin d u ru m u n u o rtay a koym ak için y a p ıla n a ra ş tırm a a n la tıl­ m aktadır. A raştırm a 70 tedavi görm üş, 23 geç tan ınm ış ve te d a v i g ö rm e ­ miş çocuk üzerinde yapılm ıştır. A yrıca 31 ço cukta k o n tro l g ru b u o la ra k incelenmiştir. H e r g ru ptak i çocukların diyetleri ile se ru m d a k i ko lestero l, total lipid ve yağ asidi analize edilm iştir.

Analiz sonuçları şöyledir: T ed av i görm üş ço c u k la rd a g ü n lü k k a lo ri­ nin % 10-14 ü proteinden, % 29-38 i y a ğ d a n ve % 48-62 side k a rb o n ­ h id ratlard an gelm ektedir. T ed avi edilm em iş ç o cu k lard a p ro te in % 10-20 yağ % 19-36 ve k a rb o n h id ra tta % 49-69 o ra n ın d a en erjiy e k a tk ıd a bulunm aktadır. K ontrol g ru b u n d a k alo rin in % 14-17 sinin p ro te in d e n % 26-44 ü n ü n yağdan ve % 42-57 sinin de k a rb o n h id ra tta n sa ğ la n d ığ ı görülm üştür.

T edavi edilmiş ve edilm em iş fenilketonürili ç o c u k la rd a s e ru m kolesterol düzeyi norm al çocuklardan önem li derecede d a h a d ü şü k b u lu n ­ m uştur. B unun y an ında to tal lipid düzeyinde g ru p la r a ra s ın d a b ir değişik lik görülm em iştir. T edavi edilmiş fenilketonürili ç o c u k la rd a lin o leik asid m iktarı norm allerden yüksek, palm itoleik ise d ü şü k b u lu n m u ş tu r. B unun y an ın d a norm al çocuklarda linoleik asid, ted av i gö rm em iş fenil- ketonürililerden d a h a yüksek düzeydedir.

Nutrition clLT 27/ 1973

© V itam in D M etabolitleri. Lowson, D . E. M . sayfa: 79.

(7)

İL G İN Ç YAYIN Ö Z E T L E R İ 133 © R a ş itiz m v e O ste o m a lac ia. S tam p , T . C. B. sayfa, 79.

© O steo p o ro sis. E x to n -S im ith , A. N . sayfa: 116. V ita m in D M etabolitleri

Bu y a z ıd a , d iy e tle a lın a n v ey a d erid e 7-dehidrokolesterolden ultraviole ışın la n m a sı ile o lu şa n v ita m in D n in karaciğer ve böbreklerde değişmeye u ğ r a d ık ta n s o n ra a k tiv ite gösterdiği anlatılm aktadır. V itam in D k ara­ c iğ e rd e 2 5-h idrok sik olekalsifero l’e (25-H CC) ve böbreklerde 1,25-dehid- ro k sik olek alsifero l’e (1 ,25 -D H C C ) dönüşm ektedir. Böbreklerdeki dönü- ş ü m p a r a tiro id ve k a lsito n in h o rm o n la rın ın denetim i altında yapılm akta­ d ır. K a n d a k i k a lsiy u m dü z e y in in düşm esi ile paratiroid horm onu salgılan- m a k ta ve b u n u n so n u c u o la ra k b ö b rek ler 1,25-DHCC yapım ını hızlan­ d ırm a k ta d ır . 1,25 D H C C , kalsiyum em ilim ini arttırm akta, kalsiyum a tım ın ı a z a ltm a k ta ve kem ik k alsiyu m un u m obilize ederek kan kalsiyum d ü z e y in in n o rm a le d ö n m esin i sağ lam ak tad ır. A raştırm a verileri 1,25 D H C C u n v ita m in D n in a k tif şekli o ld u ğ u n u işaretlem ektedir. Kemikte v e b ö b re k te 2 5 -H C C y o ğ u n lu ğ u yüksek olm asına karşın böbrekte 1,25- D H C C y a p ılm a o la n a ğ ı olm ad ığ ı z a m a n kem ik m obilizasyonunda etkisini g ö ste rm e m e k te d ir. Bu b u lg u la r re n a l osteodistrofinin tedavisinde yol gö sterici o lm a k ta d ır.

V ita m in D Yetersizliğinin Nedenleri

V ita m in D y etersizliğ in e bağ lı b ozukluklar bebek, çocuk ve gençlerde r a ş itiz m ; y e tişk in k a d ın la rd a d a O steom alacia ile ilgilidir. Yetersizliğin o lu şu m n e d e n le ri d iy et, h a v a kirliliği, yükseklik, deri pigmentasyonu ve y a ş a m a şekli ile ilgili o lab ilm ek ted ir. B unun yanında, çölyak ve benzeri in ce b a rs a k h a s ta lık la rı, kolestram in tedavisi, kısmi gastrektomi gibi d u r u m la r d a ra şitiz m ve osteom alacianın oluşum nedenlerindendir. Y ü k sek d o z d a a n tic o n v u ls a n t ilâ ç la r alan hastalarda osteomalasia ve ra ş itiz im y a ln ız v ita m in D em ilim in in azalm asına bağlı olarak oluşma- m a k ta fa k a t k a ra c iğ e r en zim lerin in kolekalsifeıolu aktif olm ayan şekle d ö n ü ş tü rm e le ri su retiy le p la z m a 25-H C C düzeyinin düşmesinden ileri g e lm e k te d ir.

R a ş itiz m ve O steom alacia

B u y a z ıd a , v ita m in D m etab o lizm ası özetlenerek raşitizm ve osteom alacia te d a v is in d e g erek li v ita m in D şekilleri ve dozları eleştirilmektedir. V ita m in D m e ta b o liz m a sı b o zu k lu ğ u n u n tedavisinde kullanılan yüksek d o z la r b a z e n ze h irle n m ey e yol açm ak tad ır. En iyi tedavi yolu ağızdan u y g u n d o z d a v ita m in D v erm ektir. 1.25 m g (50 000 ünite tabletlerin

(8)

134 BESLENME VE D İY E T D E R G İSİ ted avi için uygun olm adığı 0.25 m g (10 000) ü n ite v ita m in D 2 v e y a D 3 ve 0.1 m g. lık dihydrotachysterol d o zların ın k u llan ılm ası g e re k tiğ i ileri sürülm ektedir. T edav id e v itam in D m e ta b o litle rin e d ik k a t edilm esi gerektiği an latılm ak tad ır.

Osteoporosis

Y azıda, osteoporosis in tan ım ı ve özellikleri ile h a sta lık ta k i k e m ik k a y ıp ­ ların ın oluşum u an latılm ak tad ır. H a stalığ ın o lu şu m u n u n e tk e n le rin d e n biri beslenm edir. D iyette, kalsiyum , v ita m in D , v ita m in C ve p ro te in in yetersizliği hastalıkla ilgili görülm ekted ir. A yrıca flu o rid le r ve g a s tro to m i de hastalığın oluşum unun etk en lerin d en d ir. A ğır osteoporisisi o la n h a s ta ­ la rd a günlük 50 mg. sodyum flu o rid , 900 m g, kalsiyum ve h a fta d a iki defa 50 000 î. U lik vitam in D verilm esi ile iyi sonuç a lın d ığ ı b e lirtilm e k te d ir.

Q( The JVew England Journal o f M edicine CİLT 289/ 1973

© Protein H id ro lizatların ın Beyine Etkisi. O lm ay , J. W ., H O , O . L . ve Rhee, V. sayfa: 391.

© T anınm am ış Yetişkin F en ilk eto n ü ri H astalığ ı. P e rry , T . L ., H a n s e n , B., R ichards, F. M . ve Sokol M . sayfa: 395.

© Şişm anlıkta Plazm a G lukogan H o rm o n u . K alk ho ff, R . K ., G o ssain , V. V. ve M atu te, M . L. sayfa: 465.

Protein Hidrolizatlarının Beyine Etkisi

Son yıllardaki a ra ştırm a la rd a , g lu tam ik , a sp a rtik ve sisteik g ib i b e lirli asidik am ino asidlerin beyine olum suz etki y a p tık la rı r a p o r e d ilm iştir. B unun için p a re n tera l beslenm ede son y ılla rd a sık k u lla n ıla n p ro te in hidrolizatlarının b u y ö nden etkisi sıçan lar ü z e rin d e in c e le n m iştir. 10 günlük h a y v an lara kğ. başına g ü n lü k 20, 40, 60, 80, ve 100 m ik ro g ra m - lık kazein ve fib rin h id ro lizatları verilm iştir. K a z e in h id ro liz a tla rın ın her düzeyi, fib rin h id ro liz a tla rın ın 80 ve 100 m ik ro g ra m lık m ik ta r la r ı gelişen hipotalam usdak i sinir h ü c re lerin in a k u t d e je n e ra s y o n u n a sebep olm uştur. Bu bozukluk asidik am ino asitler a lın d ık ta n s o n ra h a y v a n tü rlerin d e görülen d u ru m a benzem ekted ir. İçin d e asidik a m in o a sitle r b u lu n m a y a n kontrollü am ino asit k arışım ları b ey in d e o lu m su z h iç b ir etki gösterm em işlerdir. Bu nedenle p a re n te ra l b e slen m ed e k u lla n ıla n h id ro liz a tla rd a asidik am ino asitlerin m ik ta rla rı k o n tro l e d ilm e lid ir. T anınm am ış Yetişkin Fenilketonüri Hastalığı

N o rm al zekâ gelişimi o lan yetişkinlerde fen ilk eto n ü ri h a s ta lığ ın a çok en d er rastlanır. Bu y azıd a 4 yetişkin kard eşte g ö rü le n ö n c e d e n t a n ı n m a ­ mış ve tedavi edilm em iş fenilk eton ü ri d u ru m u a n la tılm a k ta d ır. B u n la r ­

(9)

İL G İN Ç Y A Y IN Ö Z F .T L E R t 135 d a n ü ç k a d ın ın n o r m a l z e k â gelişim i v a rd ır. Bu üç k a d ın fenil ketonürili o lm ıy a n 9 ç o c u k d o ğ u r m u ş tu r. Ç o c u k la rın hepsinde değişik derecede z e k â g e riliğ i g ö r ü lm ü ş tü r . B u n la rd a n ikisi a ğ ır psikiatrik hastalık göster­ d iğ in d e n h a s ta n e d e te d a v ile ri g erek m iştir. G özlem lere göre k ad ın ların ilk g e b e lik le rin in ilk g ü n le rin d e id r a r d a r u tin o lara k y ap ılacak ferrik k lo rid testi b a z ı z e k â g e rilik lerin i ö n lem ede y a rd ım cı olacaktır. Ş işm a n la r d a P la z m a Glukogan H orm on u Düzeyi

D ia b e ti o lm ıy a n şişm a n k a d ın la rd a p la z m a g lu kogan h o rm o n u aktivitesi ö lç ü lm ü ş h e r h a n g i b i r d eğişiklik gö rü lm em iştir. P ro tein ve k a rb o n h id rat a h n ım ın a k a rşı p a n k r e a tik alfa h ü c re le rin in çalışm ası n o rm al bulunm uş­ tu r. A lg in in v e rild iğ i z a m a n alfa h ü c re le rin in d uy arlığ ın ın neden arttığı ise b ilin m e m e k te d ir. Ş işm a n lık ta in su lin artışı olm asına karşın b u d u ru m g lu k o g a n d ü z e y in i e tk ile m e m e k te d ir.

N utrition and M etabolism CÎLT 15/15/ 1973

© A ilev i T ip I I H ip e rlip o p ro te in e m in in E rk en T anısı. G reten, H ,. VVengeler, H ., ve S a n d e rs, S. J . , sayfa: 128.

© Isıtılm ış P r o te in in S in d irim ve K u llan ılm a sı P ronczuk, A., Pawlowska D . ve B a rtn ik , J . say fa: 171.

A ilevi T ip II H iperlipoproteinem inin Erken Tanısı.

T ip I I h ip e rlip o p ro te in e m i atherosklerosisin erken oluşum unda önemli e tm e n le r d e n b iri s a y ıld ığ ın d a n d o ğ u m öncesi ve doğum sonrası devrede b u h a s ta lığ ın ta n ın m a s ı için b ir a ra ş tırm a yapılm ıştır. D ö rt A lm an kentin­ d e 1.323 y e n i d o ğ m u ş b e b e k te ko rd o n k an ın d a k i kolesterol m iktarları ta y in e d ilm iştir. A ra ş tırm a so n u ç la rın a göre hastalık % 1-8 o ran ın d a g ö rü lm e k te d ir. H a s ta lık d o ğ u m d a b ir çok bebekte tanınabilm ekte fakat

az s a y ıd a k i b e b e k le rd e ta n ın m a sı m ü m k ü n olm am aktadır. Is ıtılm ış Proteinlerin Sindirim ve Kullanım ı

P ro te in in , y ü k sek ısıd a işlenm esi besin değerini düşürm ektedir. Bu düşüş p r o te in le şek er a ra s ın d a o lu şan M a y la rd reaksiyonu iledir. Bu yazıda ısıtılm ış p r o te in in fare le rd ek i sindirilm e ve m etabolizm a d u ru m la rı a n la tılm a k ta d ır . O to k la v d a glikozla birlikte tutulm uş kazein ve fırında p işirilm iş kek fare le re y ed irilm iştir. M a y la rd reaksiyonu sonucu oluşan b ile şik le rin h e p s in in sindirilem ediğ i fak at b u m ad delerin em ilebildiği ve i d r a r la a tıld ığ ı g ö rü lm ü ştü r.

(10)

136 BESLENM E V E D İY E T D E R G İS İ Journal o f American Medical Association C,LT 226/ 1973

© H a fif ve İleri D erecedeki Ş işm anlıklar İç in R a sy o n e l D iy e t. T u llis, I. F. sayfa: 70.

© D iyetle Potasyum Y etersizliğinin Ö nlenm esi. N ag y , M . sa y fa : 87. H a fif ve İleri Derecedeki Şişm anlıklar îçin R asyon el D iyet Şişmanlık için diyet düzenlem ede iki husus d ü şü n ü lm e lid ir. (1) E n e rji harcam ası, (2) bireyin psikolojik d u ru m u . Ş işm an lığ ın o lu şm a s ın d a psikolojik ve davranış özelliklerinin rolü gittikçe ö n e m k a z a n m a k ta d ır. Bu nedenle şişm anlık tedavisi için d iy et d ü z e n le m e d e b u e tm e n le re d ik ­ k a t etm ek zo ru nludu r. Şişm anlığın önlenm esi için d iy e t ve fiziksel h a re k e t esastır ve b u n ların iyi sonuç verm esi için b irey in d a v ra n ış la rın ın d eğiş­ tirilmesi gerekir. Fizyolojik ve Psikolojik o lara k h a f if ve ile ri d e re c e d e k i şişm anlıklar ayrıcalık gösterir. H a f if şişm anlık u z u n b ir sü re, h a r c a n a n ­ d a n çok az m ik tard a fazla enerji a lm a k ta n ileri gelir. İle ri d e re c e d e k i şişmanlık ise uzu nca süre yüksek e n e ıji alın ım ı ve ru h sa l b o z u k lu k la r sonucu oluşur. Şişm anlığı tedav i edici d iy etin a n a h a tla r ı ş u n la rd ır. (1) Bireyin fiziksel canlılığını karşılayab ilm ek için g ü n d e 3 v e y a 4 ö ğ ü n yenm elidir. H e r öğün yem ek en az 300 k alori sa ğ la m a lıd ır. A r a la r d a h iç ­ bir şey yenm em eli, gü nlük fiziksel h a re k e t a rttırılm a lıd ır. A z a r a z a r uzunca sürede zayıflam a önerilm ek ted ir. H a f if ş işm a n lık la rd a (% 10-15) 2 h aftad a yarım kg. k a d a r za y ıfla m a iyidir. İle ri d e re c e d e ş iş m a n lık la rd a diyet bireyin psikolojik d u ru m u ve d a v ra n ışla rı d ik k a te a lın a ra k d ü z e n ­ lenm elidir. D iyetini u zu n süre uyg u lam ası için b ire y in u y a rım ı ve k e n d i kendine harekete geçirilm esi ileri d erecede kısıtlanm ış d iy e t d ü z e n le m e ­ den d ah a y ararlıd ır. U y g u n fiziksel h a re k e t y a p m a sı için şişm a n kişi uyarılm alıdır. Bazı çalışm alar, h ekim ve d iyetisy en in d e n e tim in d e 20-35 kişilik g ru p la r şeklinde tedavi ö rg ü tlen m esin in y a ra rlı o la c a ğ ın ı b e lir t­ m ektedirler.

Diyetle Potasyum Yetersizliğinin Ö n len m esi

K onjestif K alp hastalık ların d a yem ekler içerisine p o ta s y u m b ik a r b o n a t eklenm esinin a n ti asit etkisi ile sindirim i z o rla ştıra b ile c eğ i ve b u n e d e n le uy g ulam anın doğru olm ıyacağı b elirtilm ek ted ir. P o ta sy u m ek sikliğ ini önlem enin en iyi yolu d iy ette kepeği a y rılm am ış ta h ıl, m e y v e , sebze, et ve ceviz ve benzeri p o tasy u m d a n zen g in y iy ecek lerin b u lu n d u r u l­ m asıdır.

(11)

İL G İN Ç Y A Y IN Ö Z E T L E R İ 137 & Cereal Chemistry clLT 5°/l97S

© T i c a r i B u lg u r u n L y sin le Z enginleştirilm esi. S houp, P. K ve H erry, W . E . sa y fa : 571.

T ic a r i B ulgurun L ysinle Zenginleştirilm esi

H a y v a n d e n e y le ri, y ü k sek p ro te in li b u lg u ru n , n o rm a l b u lg u r yerine k u lla n ıld ığ ın d a , fa z la b ir besleyici y a ra r sağlam adığım gösterm iştir. B u n u n la b e r a b e r , yü k sek p ro te in li b u lg u ra lysin eklendiğinde büyüm ede ö n e m li d e re c e d e b ir y ü k selm e g ö rü lm ü ştü r. B una göre, b u lg u r diyetteki p r o te in in in te k k a y n a ğ ı ise yüksek p ro te in li b u lg u r lysinle zenginleştırıl- m e d iğ i ta k d ir d e ek b ir besleyici d eğ eri yoktur. B una karşın, yüksek p ro ­ te in li b u lg u r, lysin g e re k sin im in i k arşılay an diğer yiyeceklerle yenildiği z a m a n d a a y n ı şekild e besleyici y a ra r sağlam ıştır.

0 Diabetes, c t L T 2 2 / 7 1 3 / 1 9 7 3

© T r ip t o f a n ’ın H ip o g lise m ik Etkisi. M c. D aniel, H . G. Boshell, B. R. v e R e d d y , W . J .

T r ip to fa n m H ip o g lisem ik Etkisi

T r y p to p h a n m e ta b o liti o la n q u in o lin ic asitin gluconeogenesisi bloke e d e n m e k a n iz m a s ın ı a ç ık la m a k ve fizyolojik ve patolojik koşullar altında b u s ü re ç te k i e tk isin i ta y in etm ek için sıçan deneyleri plânlanm ıştır. D a h a ö n c e k i ç a lış m a la r, ciğerdeki 10-4 y o ğ u n lu ğ u n d a quinolinic asitin, g lu co n e o g e n e sis d e h ız sın ırlayıcı b ir enzim olan p-enolpruvate carboxy- k in a se fa a liy e ti ü z e rin d e d ü zen leyici b ir etkisi old uğ un u ve try p to p h an ın d ia b e te s m e llitu s ’d a q u in o lin ic asite dönüşm esinin azaldığını göstermiştir. B u ç a lış m a d a değişik m ik ta rla rd a k i try p to p h a n ın , oxalacetatein p-enol- p r u v a t e ’a d ö n ü şm e sin d e k i etkileri ve b u dönüşm eyi etkilem ek için g e re k li q u in o lin ic asit d ü zey i belirtilm ek tedir. K araciğ er h e r g ram ın d a 43 m cg . q u in o lin ic a sit içerd iğ in d e, gluconeogenic a ra ü rü n lerin in düzeyin d e b ir d e ğ işm e m e y d a n a gelm iştir. Bu düzeye, L -try p to p h am n aşağı y u k a rı g ü n lü k d iy e t a lın ım ın ın d ö rtte biri k a d a rın ın in tra p erito n e l y o lu y la , y a rısı k a d a rın ın d a in tra g astric yoluyla kullanılm asıyla erişilmiş­ tir. H e m d iy a b e tli, h e m cortison tedavisi görm üş h ay v a n la r try p to p h a n ın q u in o lin ic asite d ö n ü şm esin d e belirli b ir azalm a gösterm işlerdir. K linik u y g u la m a y ö n ü n d e n h e r iki patolojik d u ru m d a d a niasin gereksinim i en a z ın d a n iki k a t o lm a k ta d ır. Bu nedenle en sınırlı diyetlerde bireyler (tıp k ı H a r tn u p h a s ta la rın ın p elleg ra o lu şu m una m eyilli o ldukları gibi) n ia s in y e te rsiz liğ in e çok d a h a fazla d u y arlıd ırlar.

(12)

138 BESLENME VE D İY ET D ERG İSİ Q f Food Technology c lLT 27/55/1973

© Aseptik Paketlem enin K im yasal Sterilizasyonu R iester, B. W . Aseptik Paketlemenin K im yasal Sterilizasyonu

A m erika Birleşik D evletlerinde, düşük asitli yiyeceklerin aseptik p a k e tle n ­ m esinde kim yasal sterilizasyonun, ticari o lara k k u lla n ılm a d a n önce em in b ir yol olduğu doğrulanm alıdır. Bu süreç Batı A lm a n y a ’d a k u lla n ıl­ m aktadır. 1973 T e m m u zu n d an bu y an a düşük asitli yiyecek im a la tç ı­ larının FD A (A m erikan Besin ve ilâç yönetim i) ne k a y ıt y a p tırm a la rı ve h e r ü rü n (im âlat) için b ir m uam ele p ro g ram ı h azırlay ıp , b u im â la tın yeterliliği hakkında bilimsel delil sağlam aları isten m ek tedir. S ü rece ek olarak paketin b ü tü n lü ğ ü de düşünülm ektedir. B irinci a d ım , k im y asal sterilizasyonun paketlem e m ad delerin in k ap alı tu ta b ilm e y e te n e ğ in i etkileyip etkilem ediğini tay in etm ektir. A yrıca, p a k e tin tü m d a y a n ık lılı­ ğının dağıtım ve m uam ele sırasında zedelenm esi de d e ğ e rle n d irilm e lid ir

(bazıları paketlerin açıkça satıcılar tara fın d a n b o z u ld u k la rın ı b e lirtm e k ­ tedirler) . FD A bu gelişimi engellem ek istem ekte, fak a t sterilizasyon m u a ­ melelerindeki önem li değişikliklerin kesif b ir şekilde h e d e f a lın a ra k in c e ­ lenmesi ve tüketicinin korunm asına in an m a k ta d ır. H a le n A m e rik a B ir­ leşik Devletlerinde bilinen ticari işyerleri için hiçbiri ne p a k e tin kim y asal sterilizasyonu ne de düşük asitli yiyeceklerin lehim li k u tu la rd a k i o d a sıcaklığında dağıtım ı ile ilgilenm em ektedir.

Ql Journal American o f the O il Chemistry Society c lL T 5° /1973

© Eritilmiş Hexitollerle Isı M uam elesinden Geçm iş S ert K a b u k lu Yemişlerin Sağlığa U ygunluğu, Alfın, S latter, R . B. W ells, P., M ergood, L. ve M elnick, D. sayfa: 348.

© Pişirme O rtam ı O larak H exetoller. W altking, A. E., Bleffert, G . W ., Brickman, L., ve Wells, P. R . sayfa: 353.

© Bazı M argarinlerin L ipid Bileşimi. C a rp e rter. D. L. ve Slover, H . T . sayfa: 372.

Eritilmiş Hexitoller ve Kuru Yem işler

H exitollerden, sorbitol ve m an n ito l k atı y ağ lar gibi yüksek d e re c e le rd e erirler. K a tı y a ğ lard an ayrı o larak b u n la r o k sid atif b o z u lm a y a k arşı d uyarlı değillerdir. S ert kab uk lu yem işlerin b u y a ğ o lm a y a n o r ta m d a kavrulm aları (roasting) önerilm ektedir. B unun için b ir h ex ito ller k a rışım ı kullan arak (ağırlık esasına göre 80 kısım m an n ito l ve 20 kısım so rbito l) elde edilen son ü rü n ü n sağlığa u y gu n lu ğ u nu tay in d e biyolojik d e n e y le r planlanm ıştır. K u ru kavrulm uş y e r fıstığı ile klasik y ö n tem le açık h a v a d a kavrulm uş yer fıstığı, y er fıstığı ezmesi k ıv am ın a gelen e d e ğ in

(13)

İL G İN Ç Y A Y IN Ö Z E T L E R İ 139 ç e k ilm iş v e h id ro je n e y e r fıstığı y ağ ı ile stabilize edilerek sıçanlara veril­ m iş tir. E ritilm iş h e x ito l k a rışım ın d a kavrulm uş yer fıstığında hiçbir to k sik m a d d e b u lu n m a m ış tır.

P iş ir m e O r ta m ı O larak Hexitoller

M a n n it o l v e s o rb ito l y u k a rd a a n la tıld ığ ı gibi yer fıstığını kavurm ak için k u lla n ılm ış tır . Ç iğ y e r fıstığı b ir d e rin y a ğ k ızartm a tavasında 330°F de h e x ito l k a rış ım ın d a k ıza rtılm ıştır. 82 saatlik birçok tek rarlarla kullan­ ı lm a d a n s o n ra o r ta m d a n b ir ö rn ek alınm ıştır. Ö rnekte önem li b ir b o z u lm a (d e te rio ra s y o n ) ve hexitol k om p o n an tların ın difrensiyal a y ır m a k a lo rim e tre s i, g az lik it k ıo m ato g rafisi ile analiz edilen polyol ö r n e k le r in in h iç b ir in d e ö n em li d erecede osidatif indirgem e ürünleri g ö r ü lm e m iş tir.

S e ç ilm iş M a rg a rin lerin Lipid Bileşimleri

T ü k e tic iy e s u n u la n s e rt ve y u m u şa k m arg a rin le ri temsil eden on m argarin ö r n e ğ in in b ile şim le ri a n a litik y ö n tem lerle araştırılm ıştır. A nalizler, total y a ğ a siti b ile şim i, d o y m am ış y a ğ asitlerinin doym uş yağ asitlerine o ran ­ la rı, m o n o e n ve d ie n frak siy o n ların ın to ta l trans ve cis içeriği, m onoen iz o m e rle rin d e çift b a ğ ın y eri, birleşim yüzdesi, trigliseridlerin 2 d u ru ­ m u n d a y a ğ a s itle rin in d ağ ılım ı, tokofeıol içeriği, ve alfatokoferolun d o y m a m ış y a ğ a sitle rin e o ra n la rın ı kapsam ıştır. Beklendiği üzere y u m u ş a k m a r g a r in le r d a h a fazla doym am ış yağ asitleri içerm ekte­ d irle r. F a k a t y u m u şa k m a rg a rin le rin tü m ü n ü n , tüm sert m argarinler­ d e n d a h a fa z la d o y m am ış y ağ asitleri içerdiği söylenemez. A spur (yabancı s a fra n ) y a ğ ı iç e re n m a rg a rin en yüksek doym am ış-doym uş yağ oranına s a h ip b u lu n m u ş tu r. B u lu n a n tokoferol şekilleri orijinal bitkisel yağın n ite liğ in i ta ş ım a k ta d ır, ve alfa-tokoferolun doym am ış yağ asitlerine o r a n l a r ı h e r g r a m için 0.1 d e n 0.5 m gr. a k a d a r değişm ektedir. M arg arin ­ le r a y n ı z a m a n d a tra n s doym am ışlığı, izom erlerin yerleşimi ve trigliserid­ le r in y a p ıla n m ik ta r ın d a d a b irb irin d e n ayrılm aktadır.

Çf N e w England Journal Medicirıe CİLT 28°/1973

© H a f i f V ir a l H a s ta lık ta K a rb o n h id ra t M etabolizm ası Bozukluğu R a y fie ld , R . J . C u rn o ce, R . T ., George, D. T . ve Beisel, W . R. sa y fa : 618.

© R e n a l Y e tm e z liğ i O la n H a s ta la rd a T u ru n çg il Suyu. Levy, N ., Boxer, J . v e C a r te r , A . sayfa: 753.

(14)

140 BESLENME VE DİYET D ERG İSİ

H a fif Viral Hastalıklarda Karbonhidrat M etabolizm ası

N o rm a l kişilerde bakteriyal enfeksiyonlar, hiperglisem i ve glikoz to leran sı bozulm asını yükseltm ekte, diyabetik h a sta lard a ise insulin g ereksin im ini a rtırm a k ta d ır. O n norm al, şişm an olm ayan erkekte kum sineği h u m m a s ı­ n ın (h afif kendi kendini sınırlayıcı b ir viral hastalık) glikoz to leran sı ve g likoregulatör horm o n lard ak i d inam ik değişikliklerle b irlik te a ra ş tırıl­ m ıştır. Enfeksiyonla k arb o n h id rat m etabolizm asında önem li değişiklik­ ler görülm üştür. Yükselmiş açlık serum glikoz d eğerlerinin yükselm esi, glikoz toleransının azalm ası h a fif ve h ip er insulinem ia, h a sta lığ ın ateşli devresindeki glucagen, glicocorticoidler, büyüm e k o rm o n u ve serbest yağ asitleriyle ilişkili bulunm uşlardır.

Renal Yetersizlikte Turunçgıl Suyu

R enal yetm ezliği olan h astalar için diyet sıkıcıdır. T u ru n ç g ille rin suyu yüksek potasyum içerdiğinden verilm em ektedir. Bu n ed enle p o rta k a l ve greypfruit suları ikili değiştirm e reçinesi ile m uam ele edilerek h a z ır la n ­ mıştır. Sodyum polistiren sulfonat ve Dow ex 50 W . ile m u am e le ed ilen turunçgil suyunun lezzeti tam am en d o y u ru cu d u r. D ow e 50 W , h e m potasyum hem sodyum içeriğini düşürm ek tedir. E ğer toksik etk ileri olmazsa, hastalar için bu yöntem lerle düşük p o tasyum lu ve so d y u m lu turunçgil suları hazırlanabilecektir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Literatürde yer alan bazı çalışmalarda, benzer olmanın ötesinde Orhon yazıtlarında kağan ile ilgili dile ge- tirilen niteliklerin bazılarının (bilgelik gibi)

bir arada oynadığı manili bir oyundur. Oyun, topluluğun özel günlerinde ya da bir arada olduklarında eğlence amaçlı oynanmaktadır. Oyun esnasında söylenen maniler; sö-

Çalışmada dinî ve geleneksel bir kutlama biçimi olarak Hıdırellez’in geçmişten bu- güne fiziksel olarak ve ona yüklenen anlamlar bağlamında değiştiği gözlenmiştir..

Editörlük Birimimiz derginin bu sayısında yer alan Millî Folklor Dün ve Yarın Yuvarlak Masa Toplantısı Raporunu hazırladı. Raporda da gö- rüleceği gibi dergimiz

Tüm dünya ülkeleri bu sorunları aşmak veya en aza indirgemek için ellerinden gelen her şeyi yapmaya çalışıyor, ortak çözümler üretmeyi deniyor, araştırmalar

Hepsinden önemlisi firmaların ülke dışındaki yatırımları arttıkça uluslar arası üretim de hızla artmakta ve bu yatırımlar, yalnızca ulusal piyasaların

Türk Halk Anlatmalarında Olumsuz Tipler-Mit, Destan, Halk Hikâyesi- adlı çalışma, Türk Halk Anlatmalarına olumsuz tiplerin penceresinden bakan ilk bütüncül

“The Fifth Debate And The Emergence Of Complex International Relations Theory: Notes On The Application of Complexity Theory to the Study of International Life”, Cambridge Review