• Sonuç bulunamadı

Folklorda Yeni Yöntemler ve Köroğlu Doç. Dr. M. Öcal Oğuz

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Folklorda Yeni Yöntemler ve Köroğlu Doç. Dr. M. Öcal Oğuz"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Büyük devlet kurmufl olan milletle-rin dili yeryüzünde büyük bir Co¤rafya-da kültürel asimilasyon, ekonomik zaru-ret veya da¤›n›k gruplar aras›nda "an-laflma"y› sa¤lamak gibi sebeplere ba¤l› olarak, yayg›n olarak kullan›lmakta, ko-nuflulmaktad›r. ‹ngilizce, ‹spanyolca, Frans›zca gibi diller bu kategoridendir-ler. Türkçede bu diller gibi, belki onlar-dan daha fazla bir co¤rafi genifllikte ko-nuflumaktad›r. Ancak Türkçe'nin konu-flulmas›, ne asimilasyon, ne ekonomik ne de "anlaflma" sa¤lamaya yönelik sebep-lere ba¤l›d›r. Türkçe Orhun'dan Tu-na'ya, ‹dil'den Nil'e uzanan genifl bir co¤-rafyada "ana dili"dir. Bu genifl co¤rafya yüzy›llar boyunca, ayr› devletlerin, ayr› kültürlerin, ayr› dinlerin etki alanlar›n-da kalarak, günümüzde çok renkli ve bu ölçüde çok zengin bir kültürün oluflmas›-n› sa¤lam›flt›r. Bu co¤afyada Türkçe ko-nuflanlar, Türk kültürünün yarat›c›lar›, yaflat›c›lar› ve gelece¤e nakledicileri ola-rak "gelenek oluflturan" asli unsurlard›r. Dolay›s›yla kulland›klar› dilin ana vata-n›n› taklid eden bir grup olmay›p ana va-tanlar›nda ana dillerini konuflan toplu-luklard›r.Türklerin ve Türkçe'nin di¤er dillerden ayr›lan bu özelli¤ini fark eden bir folklor araflt›r›c›s› için, dünyada kul-lan›lan folklor yöntemlerinin-en az›n-dan- eksikli¤i dikkatle sorgulanmas› ge-reken bir husustur. Hâl böyle olunca, Türk folklorcusunun Bat›l› folklorcula-r›n endiflelerinden farkl› noktalara

-ayr›-ca- e¤ilmesi zarureti ortaya ç›kmaktad›r. Sovyetler Birli¤i'nin da¤›lmas›, tek-nolojik geliflmelerin h›z kazanmas›yla her türlü iletiflimin daha kolay yap›labil-mesi sonucu ortaya ç›kan yeni durum, folklor araflt›rmalar›nda yeni yöntemle-re ihtiyaç duyuldu¤unu göstermektedir. Türk dünyas›n›n ana yurdundan baflla-yan ve tersine göçlerle sürekli bir sirkü-lasyona u¤rayan bu genifl co¤rafyada, ayn› gelenek temelinde ayn› kültürün az-çok çiçeklenerek yaflad›¤› bugün aç›k bir flekilde ve daha kuvvetli delillerle gö-rülmüfltür. Türk dünyas›na hem ilmî hem de ahlakî sebeplerle "Oryanta-lizm"in bak›fl aç›s›ndan farkl› bakmam›z gerekmektedir. Çarl›k Rusya's›nda ‹l-minsky1 ile bafllayan, Sovyet Rusya'da kuvveden fiile geçirilen ve Bat›l› Türko-loglar›n büyük ekseriyeti taraf›ndan desteklenen "Türkî halklar", "Türkî dil-le" ve nihayet "ayr› milletler" teorisi, Türk dünyas› folklorcusunun iyi anla-mas› gereken noktalar›n bafl›nda gel-mektedir.

Türk dünyas›n›n folklorunu araflt›-racak olanlar›n yukar›da özetledi¤imiz iki hususu iyi de¤erlendirmesi gerek-mektedir. Dolay›s›yla -özellikle- yüzy›l›-m›z›n ikinci yar›s›ndan sonra gelifltirilen folklor yöntemlerini Türk folkloruna tat-bik ederken, hiçbir folklor teorisinin Or-hun'dan Tuna'ya, ‹dil'den, Nil'e gelenek yaratarak yaflayan Türkler hesaba

kat›-Millî Folklor 5

FOLKLORDA YEN‹ YÖNTEMLER

VE KÖRO⁄LU*

(2)

6 Millî Folklor larak yarat›lmad›¤› unutulmazken,

Tür-koloji çal›flmalar›ndaki "Oryantalizm" gölgesi görmezlikten gelinmemelidir.

Türk folklorcusunu Türk folklorunu araflt›r›rken dört ›rmak ad›yla sembol-lefltirdi¤imiz ancak bu ›rmaklar›n kay-naklar›ndan çok uzaklarda da yarat›l-maya devam etti¤ini bildi¤imiz Türk kültürünün bir bütün oldu¤unu benim-semelidir. Bununla birlikte teorik mana-da kabul etti¤imiz "bafllang›çtaki ortak hayat"tan günümüze kadar geçen za-manda co¤rafi, siyasî, dinî, ekonomik ve benzeri sebeplerle kültürde meydana ge-len çeflitge-lenme gözden uzak tutularak, Türklerin her mânada homojen bir top-luluk oldu¤u hayâline kap›l›nmamal›d›r. Hele bugünkü siyasî ve kültürel flartlar-da yedi ayr› devlet yirminin üzerinde fe-dere, muhtar, özerk ve benzeri statüler-de yaz› diline sahip oluflum ve yukar›da çizilen co¤rafyada kurulmufl devletlerde "az›nl›k" statülerinde yaflayan Türk var-l›¤›n› ayn› ortak geçmifli paylaflan, ayn› ortak tarihe sahip olan, ayn› idealleri ta-fl›yan homojen bir topluluk olarak anla-mak, Oryantalizm karfl›s›nda bir roman-tizm olur.

Türk folkorcusu elindeki malzeme-ye bütün bu hususlar› dikkate alarak yaklaflmak zorundad›r. Türk dünyas›n›n müflterek destan kahramanlar›ndan biri olan Köro¤u'nun araflt›r›lmas›nda yuka-r›da ifade etti¤imiz hassasiyetlere dik-kat edilmelidir.

Köro¤lu, genifl bi co¤rafi mekanda Türkistan'dan Balkanlar'a kadar bir çok Türk boyu ve grubunda bunlara ilaveten Türklerle kültürel iliflki haline olan öte-ki milletlerde yaflayan bir Türk destan kahraman›d›r. Köro¤lu, bir destan kah-raman› oldu¤u için, biz halkbilim meto-dolojisi içerisinde ona tarihte yaflam›fl

biri olarak bak›lmas›n› ihtiyatla karfl›l›-yoruz. Köro¤lu anlatmalar›na vücut ve-ren bi tarihî proto-tip olsa bile, yüzlerce y›l içinde, boydan boya, nesilden nesile sözlü gelenek ortam›nda anlat›larak ta-fl›nan Köro¤lu'nun yaflat›ld›¤› ortamla-r›n ihtiyac› ile flekillenen bir kahramana dönüfltü¤ünü kabul etmek gerekir. Çün-kü folklor mahsullerinin yaflamas› buna ba¤l›d›r. Halk aras›nda fonksiyonel ol-mayan, anlat›ld›¤› co¤rafya ile bütünlefl-meyen bir folklor ürününün yaflamas›, geliflmesi ve gelecek nesillere aktar›lma-s› mümkün de¤ildir. Hâl böyle olunca, Türk dünyas›nda anlat›lan Köro¤lu des-tan veya hikâyelerinin az-çok birbirin-den farkl› yap›larda karfl›m›za ç›kmas› tabiîdir. Bu farkl›laflman›n kültürel, si-yasî, dinî, ekonomik ve co¤rafî farkl›l›k-larla daha büyük boyutlara ulaflmas› ise kaç›n›lmazd›r. Böylece bir yerde "zen-ginden al›p fakire veren" bir halk kahra-man›, öte yanda devlet kurmak gibi yük-sek idealler tafl›yan bir destan kahrama-n› bu genifl co¤rafyada "Köro¤lu" ad›yla karfl›m›za ç›kabilmektedir.

Bütün folklor mahsullerinde oldu¤u gibi destan ve hikâye metinlerini “kah-raman›n hayat hikâyesi" olarak anla-mak son derece tehlikeli bir yaklafl›md›r. Metinlerden hayat hikâyelerine dair iz-ler bulunabilir, ancak bunlar asla kahra-man›n biyografisi de¤ildir. Köro¤lu ile ilgili araflt›rma yapacaklar›n düflebilece-¤i önemli tuzaklardan birisi budur. ‹kin-cisi anlat›da geçen yer adlar›d›r. Biraz önce de ifade etti¤imiz gibi, folklorik bir-metin yaflat›ld›¤› co¤rafyaya yerleflmek zorundad›r. Bir metnin co¤rafyaya yer-leflmesi, o metnin o co¤rafyada benimse-di¤inin belgesidir, o co¤rafyada anlat›l-d›¤›n›n göstergesidir. Aksine olarak, kahraman›n o co¤rafyada do¤du¤u veya

(3)

yaflad›¤› fleklindeki yaklafl›mlar da t›pk› biyografi konusunda oldu¤u gibi folklor ürünlerinin niteli¤ini kavrayamamak-tan kaynaklanmaktad›r.

Köro¤lu destan ve hikâyelerinin te-flekkül yeri ve tarihi meselesi, yüzy›l›m›-z›n bafl›nda yayg›n olarak kullan›lan "Tarihi-Co¤rafi Fin Metodu"nun ortaya att›¤› "ur-form" aray›fl›n›n bir sonucu olarak gündeme gelmifltir. Köro¤lu des-tan›n›n üçyüz-befl yüz hatta bin- iki bin sene öncesine dair bilgiler, metinler bu-lunsa bile, bunlar›n Köro¤lu anlat›lar›-n›n tarihteki biçimi olmaktan öte bir de-¤er tafl›mazlar, destan›n teflekkülü nok-ta-i nazar›ndan ... Bir destan›n gerçek anlamda teflekkül tarihini ve teflekkül yerini tesbit etmek mümkün de¤ildir. Yap›lan bütün tesbitler ulafl›labilenen eski bilgiler veya metinlerdir. Ulafl›la-mayan dönem, bilinmeyen devirler hak-k›nda söz söylemek ise mümkün de¤il-dir. Sözlü gelenekte yaflayan bir ürünün belgelerde beliritilen en eski biçiminin daha eskisinin olmad›¤›n› iddia etmek-ten mahrumuz. Günümüzde yaflayan, bin sene önce de varl›¤› belgelerle sabit olan bir folklor metaryalinin de¤ersiz ve halkbilimi aç›s›ndan anlams›z oldu¤u düflüncesine kap›lmamak gerekir. Bir çok analiz, bu bulgulara dayand›r›labi-lir. Herfleyden önce böyle bir tesbit, elde-ki metnin bin sene önce de yaflad›¤›n›n delilidir. ‹lk biçimi oldu¤unun göstergesi de¤ildir. Ayr›ca, bin sene önceki metin de bugünkü metinden tabiatiyle farkl› olacakt›r. Çünkü bin sene önceki kültü-rel birikim, sosyol hayat, dinî anlay›fl vb. unsurlar da bugünkünün ayn› de¤ildir.

Her co¤rafya, her yüzy›l, her boy, her grup kendi ihtiyaçlar›, anlay›fllar› ve birikimleri çerçevesinde elindeki metni ifllemektedir. Her metnin anlat›ld›¤›

or-tam farkl›d›r. Farkl› oror-tam farkl› metni de beraberinde getirmektedir. Bu farkl› metinleri de¤erlendirirken Tarihi-Co¤-rafi Fin Metodunun kullan›lmas›, dola-y›s›yla en eski metnin aranmas›, ister is-temez Köro¤lu destan›nda da "varyant" tart›flmas›n› beraberinde getirmektedir. Varyant teriminin Türk folklor araflt›r-malar›nda kazand›¤› anlam, as›l metin-den az-çok uzaklaflm›fl, çeflitlenmifl me-tin demektir. Meme-tindeki biyografiden ha-reketle Köro¤lu'nun Türkmen, Azerî ve-ya Anadolu veve-ya bir baflka yerde ve- yaflad›-¤›n› iddia etmek son derece kolayd›r. Çünkü eldeki metinler bir co¤rafyaya ba¤l›d›r. fiu halde hangi co¤rafya Köro¤-lu'nun do¤du¤u yerdir? Birini esas kabul edip, öteki metinleri bu as›l metnin göç-lerle tafl›nm›fl, bozulmufl biçimi kabul et-mek folklorcu yaklafl›m› olamaz. Çünkü her co¤rafya kendi ihtiyaçlar›na göre bir Köro¤lu yaratm›flt›r. Yarat›lan bu Kö-ro¤lu'nu ise yüzy›llar içerisindeki kültü-rel de¤iflmeler ve anlatan gruplar›n lo-kal tercihleri flekillendirmifltir. Bu metni yaflatanlar için Bolu kadar, Osmanl› pa-diflah› kadar, Bingöl kadar Köro¤lu da gerçektir. Ayn› flekilde Sederek kadar, Nahçivan kadar Köro¤lu'da Azerbaycan co¤rafyas›n›n mal›d›r. Teke boyu, Yomut boyu gibi Köro¤lu da Türkmen'dir. Bu co¤afyalarda yaflayan hiçbir Köro¤lu öte-kinin bozulmufl biçimi de¤ildir. Çünkü folkloru yaflatanlar bunu böyle dirmez. Biz folklorcu olarak bu de¤erlen-dirmeyi iyi tahlil etmek durumunday›z. Her folklor metni anlat›ld›¤› sosyal çev-renin mal›d›r. Onun benzerlerinin baflka yerlerde anlat›l›yor olmas› ve kabul edi-len as›l biçiminin çok farkl› olmas› o metni de¤ersiz k›lmaz.

fiu halde Köro¤lu ad›na ba¤lanan ancak birbirinden farkl› olan metinleri

(4)

8 Millî Folklor de¤erlendirirken varyant teriminden

uzak durmam›z gerekmektedir. Bu fark-l› metinler bütün farkfark-l›fark-l›klar›na ra¤men ortak bir çok unsuru da bünyesinde tafl›-maktad›r. Baflta Köro¤lu ad› olmak üze-re ... Farkl›l›klar› anlat›ld›klar› sosyal çevreyi tahlil ederek anlamak, benzer-likleri Türk destan gelene¤i içinde de-¤erlendirmek gerekir. Bunun için her co¤rafyada anlat›lan müstakil metinleri "tam ve do¤ru metin" kabul edip, birinin di¤erinin varyant› oldu¤una dair geçerli-li¤ini kaybetmifl teorilerden uzak dura-rak yeni ve bütüncü bir yaklafl›m ortaya koymak gerekir. Bunun için de bu me-tinlerin her birine "efl-metin"2 diyebili-riz. Efl-metin terimini kulland›¤›m›z za-man, "as›l metin" tart›flmas› da kendili-¤inden ortadan kalkacakt›r. Böylece efl-metinler aras›ndaki benzerliklerle Türk dünyas›n›n müflterekli¤i temas› ifllenir-ken, farkl›l›klar›n metinlerin anlat›ld›¤› sosyal çevre ile izah edilmesi mümkün hale gelecektir. Aksine bir yöntem, yüz-y›llar boyunca nesilden nesile aktararak yaflatt›¤› metnin, asl›nda kendilerine ait olmad›¤›, baflka bir boy taraf›ndan yara-t›ld›¤› sonucunu do¤uracakt›r ki, bu, uy-gun çal›flma ortam›n› ve Türk dünyas›-n›n müflterekli¤ini zedelemekle kalma-yacak, karfl› tezlerle beyhude zaman ve emek israf›na da sebep olacakt›r. kald› ki bu tarz bir yaklafl›m yukar›da da ifa-de etti¤imiz gibi, bugunkü folklor anla-y›fllar›na da uygun de¤ildir.

Köro¤lu üzerine çal›flacak araflt›r›c› öncelikle farkl› boy, grup veya co¤rafya-larda yaflayan metinlerin her birinin ay-r› ayay-r› bir sosyal çevrenin ürünü oldu¤u-nu ve o sosyal çevre için as›l ve vazgeçil-mez metin oldu¤unu kabul etmelidir. Birbirine benzeyen ve benzemeyen bir çok yönü olan bu metinleri iyi-kötü,

eski-yeni, uzun-k›sa, flu veya bu boydan der-lenmifl olmas›n› bir avantaj ve dezavan-taj olarak de¤erlendirmeden anlamaya ve analiz etmeye dikkat etmek hem Türk dünyas›n›n müflterekli¤inin görül-mesini sa¤layacak hem de boylar aras›n-da Sovyatler döneminde gerçeklefltirilen "paylaflt›rma"3siyasetinin önüne geçile-cektir. Bu arada anlat›lan her metnin anlat›ld›¤› sosyal çevrenin ürünü oldu-¤u, metin ile çevreyi birlikte tahlil etme-nin gereklili¤ietme-nin savunuldu¤u ça¤dafl folklor yöntemlerinden4yararlanmak da mümkün olabilecektir.

NOTLAR

* Bu yaz›, 10-12 Ekim 1997 tarihleri ara-s›nda Bolu’da düzenlenen “Uluslararas› Bolu Halk Kültürü ve Köro¤lu Sempoz-yumu”nda bildiri olarak sunulmufltur. 1. Dr. Alaeddin YALÇINKAYA,

"Sömürgeci-lik ve Panislavminizm Ifl›¤›nda Türkis-tan 1856'dan Günümüze", ‹sTürkis-tanbul 1997, s. 246.

2. Doç. Dr. M. Öcal O⁄UZ, "Türk Dünyas› Folklorunda Yeni Yöntem Aray›fllar›", Milli Folklor, 5, 9, 33(Bahar 1997), s. 3-8.

3. Rus Türkolojisinin "paylaflt›rma" siyaseti-ne ve derlesiyaseti-nen metinlere müdahalesisiyaseti-ne temas eden Metin Ergun'un fikirlerine 2. dipnottaki yaz›m›zda aynen ifltirak et-mifltik. An›lan yaz›da Ergun'un ad› sef-hen geçmemifltir. Söz konusu yaz› için bkz. Doç. Dr. Metin Ergun, "Mukayeseli Türk Dünyas› Folklor Araflt›rmalar›nda Karfl›lafl›labilecek Baz› Problemler", Milli Folklor, 4, 7, 27(Güz 1995), s. 14-16.

4. Dan BEN-AMOS, (Çev. Metin Ekinci), "fiartlar ve Çevre ‹çinde Folklorun Bir Tan›m›na Do¤ru", Milli Folklor 5, 9, 33 (Bahar 1997), s.74-78.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ölümünün ardından yurtdışında çıkan yazılarda geçen, Meclis için danışman mühendis ve müteahhit olarak çalıştığı (Obituary of Jacques Nessim Aggiman,

Um diese Relation zutage bringen zu können, werden im Epischen Theater Menschen vorgestellt, die wissen, was sie tun können, und andere, die das nicht wissen (Siehe dazu:

reading difficulties. Okuma performası düşük olan ve olmayan ilkokul öğrencilerinin okuma akıcılıkları. Teaching of cursive writing in the first year of primary school: Effect

İkinci modelde ise (Model 2) ikinci bağımsız değişken olan Faktör 2’nin de (Kendini yetersiz görme eğilimi) bağımlı değişken olan eşitsizlik algısı

Bu çalışmada Türkçe eğitimi alanında yayımlanan ilk bilimsel dergi olma özelliği gösteren Ana Dili Eğitimi Dergisi’nde 2013-2020 yılları arasında yayınlanan 335

Thirdly,(and in a sense this is their most important aspect) they are indispensable to the learner himself, because we can regard the making of errors as a device the learner uses

Bu makalede küresel salgın sürecinde Kazakistan’da aytısın düzenlenmesi ve âşık atışmasında Covid-19 konulu şiirlerin işlenmesi değerlendirilmiştir.. Salgının

Ho: Ekonomideki toplam özel nihai tüketim harcamaları ile bağımsız değişkenler seti toplam özel harcanabilir gelir, mevduat faiz oranları, enflasyon oranları ve kredi kartı