• Sonuç bulunamadı

Başlık: ABU MUHAMMAD AHMAD BİN A'SAM AL-KUFİ'NİN KİTAB AL-FUTUH'UYazar(lar):KURAT , Akdes Nimet Cilt: 7 Sayı: 2 Sayfa: 255-273 DOI: 10.1501/Dtcfder_0000000729 Yayın Tarihi: 1949 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: ABU MUHAMMAD AHMAD BİN A'SAM AL-KUFİ'NİN KİTAB AL-FUTUH'UYazar(lar):KURAT , Akdes Nimet Cilt: 7 Sayı: 2 Sayfa: 255-273 DOI: 10.1501/Dtcfder_0000000729 Yayın Tarihi: 1949 PDF"

Copied!
19
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ankara Üniversitesi

Dil ve Tarih-Co

ğ

rafya

Fakültesi Dergisi

Cilt VII. Say

ı

: 2

Haziran 1949

ABO MUHAMMAD AHMAD B

İ

N ASAM AL-KOFtN

İ

N

KİTAB AL-FUT(J * Dr. AKDES NIMET KURAT

Tarih Profesörü

Abü Muhammad Ahmad bin Acsam al-Kün y )

jş_11 I nin eseri şimdiye kadar açık olarak ancak farsça tercü-

mesi vasıtasiyle biliniyordu; muhtelif kütüphanelerdeki farist el yazma-larından başka 1, bu eserin bir de taşbasma tab'ı bulunduğundan 2 — muhteviyatı ve hususiyeti malûmdu ; fakat eserin aslı tam olarak meydana çıkmamış olmakla, İbnu Acsam'in kitabı hakkında etraflı bir mütalaa yürütmek, bir tarih kaynağı olarak kıymetini tesbit ve takdir etmek imkansız kalıyordu. Arap tarihçilerinin eserlerinde İbnu Acsam'in

şahsi ve eseri hakkında hiçbir malfırnat verilmemekle, müellifin hal tercemesi bilinmediği gibi, aynı tarihçilerin bu müellifin eserini bil-memezlikten gelmeleri, eserinin kıymeti hakkında, haklı olarak şüphe uyandırıyordu. Farsçaya tercemesinden açıkça görüldüğü veçhile, İbnu

* 1948 de Paris'te toplanan XXI. Enternasyonal Oryantalistler Kongresi'nde okun-muş tebliğdir.

1 C. A. Storey , (Persian Literature, Sect. II. Fasc. I. 208/209 pp.) muhtelif hütüphanelerdeki 31 eiyazmayı naklediyor ; bunlardan en eskisi 1 v a n o v 'un katalo-ğunda gösterilen, ve baş kısmı eksik olan hicri 977 tarihlisidir (mil. 1569-70). Bu arada

Istanbul kütüphanelerinden iki nusha naklediyor No. 331 (Tauer kataloğu

285, hicri 1009-mil. 1600); NOrı Osmaniye, No. 3064 (Tauer 286, hicri 1154-mil. 1741). 2 Bombay, 1300/1882-3, 1305/1887. Büyük çapta 274 sa.

(2)

256 AKDES NIMET KURAT

Acsam'in eseri bâriz bir şii tesiri taşımaktadır 3 dolayısiyle, sünni te-lâkkilerin kuvvet bulduğu sâhaladaki Arap müverrihleri tarafından ehem-miyetsiz telâkki edildiği ve tarih literatüründe kendisine yer verilmediği anlaşılmaktadır; Kildb al-Futülz nüshalarının çok az olması, bu eserin lâylkı veçhile tanınmasına engel teşkil ettiği de uzak bir ihtimal sayılmaz.

İbnu Acsam'in adı ilk defa Abil Naşr Ahmad bin Ahmad bin Naşr

al-Butığri tarafından hicri 475 de (milâdi 1082-3) telif edilen nic al-.&"'ışaş 'da zikredildiği görülüyor 4 ; fakat eserinin tanınması, ancak fars-çaya tercemesinden sonraki bir zamana aittir. Kiffib al-Futrıll'un

fars-çaya çevrilmesi "Hârizm ve Horasan'da yüksek bir mevki işgaleden„

bir zatın teşvikiyle, hicri VI. (milâdi XII.) yüzyılın sonlarında

vukubul-muştur : hicri 596 de (milâdi 1199 ) Mulıammad bin Ahmad al-Mustavfi

al-Haravi tarafından başlanmış ve Mulıammad bin Ahmad bin 'Ali

Bakr al-Kğtib al-Mabarrığbğdi tarafından ikmal edilmiş olmalıdır 5. Tercemenin mukaddimesinde, bu eserin arapçadan farsçaya çevrilme-sinin nasıl vukubulduğuna dair izahat veriliyor :

.3 4;

J(1.1

4.1-) j".(11 45- „51 31 j -41;0 4.S" ) 1 ,,›Ş j ZJ,/ .3; 1 31 >ıı. 1..); ıT 31 ‘7.317:.5-- 1 31 1 .) ,A 1 J--,o ) .:4" (British Museum 24. A. f. 3 b)

Bundan sonra "Yüksek zatın„ bu eseri terceme işinin ken-

disine verilmesini muvafık bulduğunu, ve tercemeye hicri 596

yılında başladığı anlatılıyor. Mütercim Muharnmad bin Ahmad

al-Mustavfi al-Haravryi himaye eden ve Kiffib al-Futi -113'un fars-

çaya naklinde mil olan yüksek hâminin adı bildirilmiyor ; ancak

.ı14--:-,1 L:7:J Jal9-ıll 1- 1,; denmekle iktifa ediliyor. İşte

bu terceme sayesindedir, ki İbnu A`sam'in eseri büsbütün unutulup 'git-

mekten kurtulmuş ve bir müddet sonra hayli tanınmış bir eser mahi- yetini almıştır. Hvandamir'in Habib al-Siyer'inde (Telifi 930 Hicri - 1523/4 Milâdi) Kitdb al Fulfily'un fârisi tercemesi zikredildiği gibi, İbnu

Muhmammad Ahmad tarafından hicri 959 da yazılan (1553/4 M.) Nigâ-

ristün'da yine bu eserin farsça tercemesi nakledilmekte ve mukaddimede mahezler sayılırken, Tabari'nin kitabından sonra, ikinci olarak İbnu

3 E. G. Browne, A History of Persian Literature under Tartar Dominion, I, 363: The historian al Al A'tham of Kufa is remarkable for its strong Shi'ite bias. 4 S t o r e y, 207: According to Abdul Muktadir he is mentioned in the Ta -c

al-which was composed A. H. 475/1082-3. Storey, 207.

(3)

KİTAB AL - FUTUH 257

A`sam'in adı gelmektedir : L.0

Kâtib Çelebi'nin, İbnu A`sam'in 'adını yanlış olarak yazma-sına rağmen, eserinin arabca aslını görmüş olması muhtemeldir ;

1<aşf al- 4ndn da bu münasebetle şu kaydı buluyoruz : yt

.42" j L:r L j j J- y i)

• • j,":"'"11 "" (,:f. (İstanbul tab'ı, Şerefüddin Yaitkaya neşri, s. 1239 ;

Flügel tab'i, 8907, 8919.) Kâtib Çelebi, galiba, müellifin adını, müstan-sihin adıyle karıştırmıştır (Bk. ilerde). Hicri X. yüzyılın ortalarında dahi

İbnu A`sam'in eserinin çok nadir olduğu, elde mevcut nushaların da

tam olmadığı, fârisi tercemesinin, aslının ancak bir kısmını teşkil ettiği Mustavfi'nin tercemesinden, Habib al-Siyer ile Wigâristan'daki kayı dlar-dan anlaşılıyor. Bundan başka İbnu A`sam'in adı, XVI. y. y. müellifle-rinden Muşlib al-Din Lâri'run Mir'dt al-Advdr ve Mirkdt al-Alıbdr'ında da zikrediliyor 6 .

Avrupa ilim adamları arasında Kitdb al- Futfib, yine Mustavli'nin tercemesi vasıtasiyle tanınmıştır. Bu hususta ilk kayıd, bildiğimize göre, Sir William Ouseley 'in Oriental Collections'inde bulunuyor'. Burada İbnu A`sam'in essrine dair kısaca malümat verilmekte ve farsça üç parça

ve ingilizce tercemesi nakledilmektedir (Vol I. 63, 160, 333 ve devam ı,

vol. Il, 58 8). S. Ousele y, bununla İbnu A`sam'in ehemmiyetini tebarüz

ettirmiş ve bu eseri "valuable work„ diye tavsif etmişti. Ouseley 'in bu kaydı iz bırakmadan geçmedi ; meşhur müsteşrik F r a e h n, müsteşriklerin Şark memleketlerinde yapacakları siyahatleri ve kütüphaneleri araştı r-maları esnasında, ehemmiyet vermeleri lâzımgelen eserlerin bir listesini neşrederken (Indications bibliographiques, neşri tarihi 1845), İbnu Acşam'in de eserini kaydetmişti (16. p. No 53): L3,-1 1 L jrCil

Fraeh n, müellifin ölüm tarihini hicr1 314 (?) diye göstermiş, fakat

bu tarihin nereden alındığını kaydetmemiştir. F r a e h n 'den sonra uzun

6 nic al-Tevürib müellifi Hoca Sadeddin Efendi'nin farsçadan türkçeye tercürnesi Istanbul Beşirağa kütüphanesi, No. 470, S. 8 b. Kemal Edib : Hadikat üs Su'adâ'da, Fuzüll'nin de İbnu A'sam'den faydalanmış olduğunu bana şifahe.ı söyledi.

7 W. O u s e l e y, The Oriental Collections, consisting of original essays . .

Asia. Vol. I. LDndon 1797. Ousele y, farsça tercemesinden iki nushanın kendisinde ve bir nushanın da Rey. Mr. G errands 'in elinde bulunduğunu yazıyor. Bu nushaların iki cildden ibaret olduğu, birinci cildin Peygamberin hayatını ve Ebubekir, Ömer ve Osman zamanını, ikinci cildin de Ali devri ve Ali'nin ölümünden sonraki devri ihtiva

ettiği bildiriliyor. Halbuki mevcut nushalarda (Gotha'daki arabca nusha da dahil

olduğu halde) Kitiib al-Futiih'un ancak Ebubekir zamaniyle başladığını görüyoruz.

St o r e y tarafından nakledilen nushalarda, Ousel ey 'in kaydettiği gibi, Peygamber zamanını ihtiva eden elyazma bahsedilmemektedir.

. 8 Bunlardan birincisi 0.99; 0.>;: r.— e:3 jrS ( Rodos ? ) bahsidir ve şöyle başlar

C' c73 t5.>>.; ",:•••••.' y, (.4°' 4,J;;J? ır; ti^J; t; (51 j.ı (4,4 I j Sİ" zjj zı 4.1 91 j.

'‘.;4'

(4)

258 AKDES NIMET KURAT

bir zaman İbnu Acsam'in eseri meydana çıkarılamadı, ve ancak,

Alman-yadaki Gotha Dukalığının kütüphanesi, Per t s c h tarafından tasnif

edilerek, kataloğu neşredilince 9, Kitab al - Futaly'un baş kısmının

bulunduğu anlaşıldı. ( Pertsch, B. III. ( 1881 ) No. 1592 ). P ert s c h,

Ousele y'in naklettiği farsça metnin, arabca metinle aynı olduğunu

görmüş, fakat elyazmanın başında, İbnu Acsam'in adı şüphe götürür bir ş e-kilde yazılmış olduğundan, bu eserin arabca aslının kendisi mi, yoksa

fârisiden tekrar arabcaya çevirilen bir nusha mı olduğunda tereddüde

düşmüştü (III, 219 : Ob die vorliegende arabische Redaction das

Ori-ginal der persischen Bearbetiung, oder eine Rückübersetzung der letzteren in das Arabische ist, muss ich dahingestellt sein lassen) Gotha'daki arabca nusha 162 varaktan ibaret olup, ilk üç halife, yani Ebu Bekir, Ömer ve Osman zamanını teferruatla anlattıktan sonra, Ali zamanının, eserin ikinci cildini teşkil edeceği kaydını taşıyormuş.

Mustavfi'nin tercemesi, daha sonraki zamanı da ihtiva ile, Hüseyin'in

Kerbelâ'deki şehadetine kadar gelmekle (Hicri 60-M. 679), İbnu A`sam'in eserinin, Gotha nushasında dendiği gibi, devamının olması lâzı

mgel-diğini göstermekte idi. Nitekim, bu defa, galiba, Gotha nüshasının

devamını teşkiletmesi lâzımgelen kısım, Istanbul'da Topkapı Müzesi

Kütüphanesinde bulunmuştur.

Kitab al-Futalı'un arabca tam aslı bilinmediği ve ancak Mustavfi

tercemesine göre, müellifi ve eseri hakkında bir mutalaa yürütmek

mecburiyeti olduğundan, B r o c k elma n n'ın Geschichte der Arabischen

Literatur'unda (Supp. B. I, 220) bu eserin "romanvari bir fütılhat

hikâ-yeleri„ nden ibaret olduğu ileri sürülmüştü (Romanhafte Geschichte

der Eroberungen). S t o r e y'in Persian Literature'inde de ayni görüş

serdedilmiştir (A popular romantic history of the early Caliphs (Sect.

IL F. I. 207/208 p). Arabca aslının bulunmasını müteakib, bu mutale-anın artık kıymeti kalmadığını söylemeliyiz; çünkü İbnu Acsam'in eseri, populer mahiyette bir tarih eseri olmakla beraber, sadece "a romantic history„ de değildir, sırasına göre ve bilhassa Türkistan ve Kafkas'taki

fütfıhat münasebetiyle, birçok mühim tarihi ve diğer kaynaklarda

bulunmıyan, bazı kayıdları da ihtiva etmektedir.

Ibm]. Acsam'in eserine (farsça tercemesi) ait maliimat B r o c k e 1- m a n n'in Geschichte der Arabischen Literatur'unda (Supp. Bd I, 220 ), ve Enzykl. of Islam (II, 364) de bulunduğu gibi, farsça tercemesinin el-yazmaları hakkında S t o r e y'in Persian Literature'ünde (Bk. yuk) malû-

9 F. W ü s t e n f el d, İbnu A'sam'in Milâdi 1003 (Hicri 394) te öldüğünü

gösteri-yorsa da (Die Geschichtsschreiber der Amber, Göttingen (1882) 253 S.) , bunun, F ı a-e h n'nin nakla-ettiği 314 tarihini, yanlışlıkla 394 diye almasından ileri geldiği anlaşılıyor.

10 Aynı mütalaa S t o r ey tarafından da yürütülmüş ve Gotha'daki nushanın arabca aslını teşkil ettiğine dair tereddüd serdedilmiştir. II, 208 : may be a retranslation from the Persian.

(5)

K1TAB AL - FUTUH 259

mat veriliyor ". Arabca aslından şimdiye kadar, bildiğimize göre, ilmi olarak yalnız Prof. Zeki Velidi T o g a n faydalanmış, ve bazı kısımlarını metin olarak neşretmiştir. (Ibn Fadlan's Reisebericht, m. y. ve islâm

Ansiklop. Azerbaycan maddesi ; Völkerschaften des Chazarenreiches

im neunten Jahrhundert. Körösi Csoma - Archivum. B. III. Heft 1 (1940). S. 47) .

İstanbul, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesindeki Kitöb al-Futi-th iki cilddir, Ill. Ahmed Küt. No. 2956 ile kayıdlıdır 12. Her iki cild kalın

kâğıd üzerine, okunaklı iri nesihle yazılmış, ve çok iyi muhafaza edil-miştir ; 28 X 18,5 sm. büyüklüğünde olup, her sahifede 25 satır vardır; fasıl başlıkları kırmızı (surh) mürekkeblidir ; ikinci cildin sonunda müstensi-hin adı ve bittiği tarih bulunuyor : Muhammed bin `Ali bin Muhammed al-

Tondkay (?) ; tarih 15 . Rebiiilevvel 873 (30 Ekim 1468) . Kâtib

Çelebi'nin, İbnu Acsam'in adını diye göstermesi, ya müstensihi

müellifle karıştırmasından veya, daha kuvvetli bir ihtimal ile, Muşlih al-Din LarPnin Mir'öt a/-Adv -dr'ındaki yanlış kaydı nakletmesinden

ileri gelmiştir. Farsçaya tercemesinin muhafaza edilen en eski nushası

Hicri 977 yılında istinsah edildiğine göre (Storey, II, 208) , Topkapı elyazması bundan yüz yıldan fazla eski olmakla da, ayrıca ehemmiyeti haizdir.

Birinci cild 267 varak olup, Osman'ın hilâfetinin sonlariyle başlar ve halife Ma'mûn'a kadar gelir ; ikinci cild 278 varaktır ; Ma'mün'un hi-lâfetinden Afşin'in Babek'i yenmesi (Hicri 223 M. 838) vak'asına kadar geldikten sonra, çok kısa bir şekilde Halife El-Mustacin Bill -ah'ın sonu ile biter (Zilhicce 252 - 866 M.)

Kitöb Tabar-i, Belazuri, Ya`kübi, İbn al-Asir ve bilhassa

Bara-m-1'11in eserleriyle baştan başa mukayesesi ayrı bir tetkik mevzuu

olduğundan, biz burada ancak umumi mutalealar ve ayrıca ikinci

cildin bazı kısımları üzerinde durmakla iktifa edeceğiz. Birinci cildin ilk sahifesi (1 a) kitabın adını taşır :

y1 :).,1 L:,:ıii:11 I J.;01ill L

-

ıı

aUl az-j j«,.(:11

Sonra elyazmamn sahiblerine ait baz ı kayıdlar ve mühürler mevcuttur.

Bu elyazmanın hangi kütüphane için tertibedildiği şu yazı ile açıklanmıştır:

11 Bu maliimat esas itibariyle W. Morley 'in A Descriptive catalogue of the

Historical Manuscripts in the Arabic and Persian langaages, preserved in the Library of the Royal Asiatie Society of Great Britain and Ireland (London 1854) adlı

kata-logda (S. 16, VIII) ve Ch. R i e u Catalogue of Persion MSS in the British

Muse-um, Vol. I. (1879), 151. p. Add 23, 495 de verilen kayıdlara da dayanıyor.

12 ibnu A'sam'in eserinin mevcudiyetinden beni haberdar eden Bay Kiva meddin

Buruslan ile, elyazmalardan, mevcut güçlüklere bakmaks ızın, faydalanmamıza

imkân veren, Topkapı Sarayı Müzesi Direktörü sayın Tahsin öz 'e en derin

(6)

260 AKDES NİMET KURAT

;i:S.:1111 Zt31,11 ;i11.11 J. '1/41T-3 °-L" .. °->L".91 j"-A41. Memlük beylerinden birine ait olduğu anlaşılan bu eser, galiba Mısır'ın Yavuz Selim tarafından zaptından sonra Istanbul'a getirilmiştir.

Ikinci Cild Metnin başlangıcı, hem İbnu Acsam'in adının hakiki şeklini, hem de yaşadığı zamanı ve müellifin kaynaklarını gösteren bazı ip ucu vermek bakımından ehemmiyetlidir:

tay 411 [1 b] j3 yI j,C11 Jt1 j>! j u.:"-b- ,;...■;1911 _61 5 ça-1,;.•

J

3 4_5)1 L4?-ı...-- 3 Jıl+ ,11 JLa:n çy. > > i,..."31 .3:1 Lt..0 , ji1;1

Yukarda adları geçen şahıslardan bazıları Tabari tarafından da zik-redilmektedir" ; fakat bazılarının adlarına başka yerde rastlanmıyor. İbnu

Acşam'in -■f (5> aUl i yI ) 4.0 a L yI yi

zikret-mesi, kendisinin Nrakidi ile muasır olduğunu gösterir ; Vâkidi'nin Hicri III. yüzyılda yaşamış olması hasebiyle 14, İbnu Acsam'in de hicri III. yüzyıl

ortalarında yaşadığını kabul etmek icabeder. Bununla müellifin

terminus post que m'i meydana çıkmış oluyor ; yaşadığı zamanın

terminus ante que m'ine gelince bu hususta şu mütalâa variddir

Bal'ami'nin Kitab al- Putu/Y dan istifade ettiği kat'i olarak tesbit edilirse, BalcamPnin eseri Hicri 352 de telif edildiğine göre 15, bu tarih terminus

ante quem teşkil eder ; Abn Naşr Ahmad bin Ahmad bin Naşr

al-Bu-hari'nin 475'te telif ettiği Tdc al-Kışaş'ında İbnu A`sam'in adı geçtiğine göre, müellifin bu tarihten çok önce yaşadığı muhakkaktır. Fraeh n, İbnu A`sam'in Hicri 314 yılında öldüğünü yazıyorsa da, bunu nereden aldığını bulup çıkaramadık. Topkapı nushasındaki son yaka, El-Mustacin Billlâh'in ölümünü teşkil ettiğine göre (Hicri 252 = Mil. 866) , . İbnu Acsam'in, bu tarihlerde yaşamış olması lazungelir. Bu suretle, İbnu Acsam Tabari, Bel -azuri ve Yackubi'nin muasırıdır, ve dolayısiyle, Arab tarihçi-liğinin parladığı Hicri' III. yüzyılda yaşıyan mümtaz tarihçilerden biridir,

Yukarıda naklettiğimiz metnin devamı, İbnu Acsam'in arabca aslı ile,

Mustavfi'nin fürisi tercemesi arasındaki münasebeti açıkça göstermek

13 j19-Cr J.;.t.X;4 Tabari, 1, 1182; III. 190, (?) Tabari, I, 31, 39;

cr. 1, 32. 33.

14 K. Brockelmann, Gesch. d. Ar. Lit. I, 135. 15 W. Barthol d, Enz. of Islam 1,615-616.

(7)

KİTAB AL FUTC-1 261

ve aynı zamanda Topkapı Sarayındaki nushanın esas arabca aslı

olduğunda şüphe bırakmamak bakımından mühimdir. J (3 1.z--))

dan sonra metin şöyle devam eder :

İbnu ks a m, arabca aslı

[ Cild 1, 1 b I y. -k LA I.1A jı ‘,..;)(1 )1,4 li 41 J js"-- 3 Lk,1 3 1,41L,F1 ,J1 ,111 4,11 1 9—:> 1 j..z1 „k> 4) ..Le (4.:Lc 'LJ.,n v-L 47° 1 u- 1-" J. j PLJI. Jla ‘3 1 4, ., 1-* z-•-; 1 J J'Ç-1 12":' ı Y 4:1c. (‘- L3. 1 Ly. a..w ci 4111_1.c. ,)21, JPLJI 3 lQe 3 L5 1..1-3 J L5 t-1.7.4" J ytı J .>)Y1 j

Mustavfi, farsça tercemesi [ Brit. M. 24. A f; 210 b — 184 b. ]

[ Bombay tab'ı, 95 ]

iyA 45- ,:)Lit z.:$51;-

J..k.:_ u.. at Jl 3,1 441 „3,- L.,.5b „..e

4.,:k aUl âa j j,(,11 af y1 51;-ji .1/41Ja.,,3;.-

.4111 L.;›- (4. ."( e.:A 3 j 3

*,:.A 3 5.: v 3 il ,11 3•A J Jl.el 3

3 .11.11 ,5

,359ı; 3 aa.A L51. 3 1 ) ).>

L5:.) jti L.5.:>) ,:.351.^-

J

j J.RP j .5j 1)4:t

,ı4 ..ı,*.33,. 31 3 ÇAF

J1 a j L,A j ,I, kar-

1),,L11 cJ 9,AF 3 alay aA j, I „31 4.0

j 2 42.A 3 ,51.3 ;14

4.J A, jjl' çik" 3 51 ,2' JI,AI J .7..1 )?

5(.4- '

jı 4.e< .)y 3 o 1ua. r 14;j0 jI j

j1"°.; j <-L . Ç3. <-3....)

Farsça metin daha uzun olmakla beraber (mütercim, arapça asl ında

olmıyan bir giriş yapıyor), arabcanın esas teşkil ettiği bellidir ; bilhassa, İbnu Acsm'in, arapça metinde, yukarda kaydettiğimiz veçhile -kendisine malümat veren kimselerin adlarını zikretmesi ayrıca ehemmiyetlidir, ki bu kısım fârisi metinde yoktur.

(8)

262 AKDES NIMET KURAT

İbnu A`sam'in arabca aslı meydana çıktıktan sonra, Bal'arni'nin ese-riyle Kitâb al-1-7utâb arasındaki münasebetin mahiyetini tesbit etmek

ge-rekiyor. Bal'amPnin eserinden, Tabari'den almadığı parçaların birçoğu.

Kitâb al-Futâb'taki kayıdlara benzemekte, ve çok defa bir birine

uy-maktadır. Taberi-i Kebir Tercemesi adıyle bilinen, Tabari'nin Türkceye tercemesi (elyazmaları ve basılmış metni)" haddi zatında Tabari'nin

değil, Bal'amitnin eserinin tercemesidir ; bu Türkçe Tabari'nin baz ı

parçaları, İbnu Acşam al-KüfPnin Kitâb al-Futüly'unda aynen mevcuttur ;

bu suretle, Bal'arra'nin sadece bir Taban tercemesi olmad ığı ve bir

kısmının başlı başına bir telif eseri olduğu nazariyesi yeniden kuvvet buluyor 17 (Bk. metinler kısmında).

Hicri 104 yılında Carrâtı al-I-JakamPnin Hazarlara karşı yaptığı sefer münasebetiyle Kitâb al-FutiiiI'da nakledilen mahimatla, ayni sefere ait 18 İbn al-Asir'in eseri arasında yakın bir münasebet görülü-yor. İbn al-Asir'in ya doğrudan doğruya Kitâb al-Futülı'tan, veya müşterek bir kaynaktan faydalanmış olması lazımgelir ; aynı veçhile

bu sefere dair Bal'ami'nin naklettikleri de İbnu Acsam'inkine çok

ben-ziyor ; Tabari'nin türkçe tercemesinde de buna çok yakın bir version

naklediliyor (Bk. Metinler A. B. C.). İbnu Acsam ile İbn al-Asir'in müş -terek ve İbnu Haldrın'dan başka diğer kaynaklarda bulunmıyan, kayı

d-lardan biri de, Arab kumandanı Marvân bin Muhammad'in, Hazar

kağanının payıthatı olan el-Bayçlâ şehrine kadar ilerlediği kaydidir. (İbnu Acsam, Il, 194 a ; İbn al-Asir, V, 132).

Diğer yandan, Derbendnâme'de 19 nakledilen ve gerek Tabari'de

ve gerek diğer kaynaklarda bulunmıyan bazı kayıdlar, İbnu Acsam'in

eser inde mevcuttur ; Ya`lprıbi ve Dinaveri'cle mevcut olup, Tabari'de

veya Belâzuri'de bulunmıyan bazı kayıtlara Bal'ami ile birlikte İbnu Acsam'in eserinde tesadüf ediliyor ; bunlardan baz ılarına ileride işaret edeceğiz. Bunlardan başka İbnu Acsam'in eseriyle, İbn al-Asir'in

tarihin-de bazı yerler arasında münasebet olduğu görülüyor İbnu Acsam'in

eserinin arapça aslının meydana çıkmasiyle, bu suretle klâsik Arap

tarihçiliğinin başlangıcı ve parladığı III. ve IV. yüzyıl kaynakları arası n-daki münasebetleri bir daha gözden geçirmek icabettiği de anlaşılmaktadır.

*

**

16 Elyazmaları, İstanbul ve Avrupa'da muhtelif kütüphanelerde mevcuttur. Burada

British Museumdaki nushadan faydalanılmıştır. Or. MSS 31.A.K.

17 Bal 'am i'nin en eski nushasınının Edir n e'de, Selimiye Kütüphanesinde olduğu anlaşılıyor (No. 1570); maalesef bu nushayı ele geçirmek mümkün olmadı. Bk. Zeki Velidi T o g a n , İbn, Fadlan's Reisehercht, S. 253.

18 Bu sefer ve kaynaklarına dair : M. K m o s k o, Araber und Chasaren.. Körösi Csoma Archivum (1924 ve 1925). Türkçe tercümesi : Türkiyat Mecmuas ı, III (1926-1933), 133 - 155 SS.

19 Derbend-Nameh or the History of Derbend, translated from a select Turkish

(9)

KİTAB AL - FUTC1H 263

Kitdb al

-

Futu

ı

lY un

en enteresan kısımlarından biri de Türkistan'da

Arab futuhatına ait malümattır. Bu mesele Profesör H. A. R. Gibb tarafından esaslı bir şekilde araştırılmış ve mühim neticeler elde edil-mişti 2'; Gibb, İbnu Acsam'in eserini görememişti ; fakat vardığı sonuç-ları İbnu A'sam'in

Kitab

teyit edici mahiyettedir.

Kitiib

-

al

-

Fuff

ı

l

ı

'ta

fazla yeni maliimat olmamakla beraber, bazı teferruat

ehemmiyetlidir. Kuteybe t4n Muslim'in Harizm ve Semerkand seferi-lerine ait kısımlar 21,

Kiffib

-

al

-

Futüly'ta,

Bal'ami (Zottenberg tercemesi)

ve Tabari'nin türkçe tercemesindeki kayıdlarla, hemen hemen aynıdır; yalnız İbnu Acsam'in eseri daha esaslı ve etraflıdır ; Semerkand'in muhasarası ve yapılan musalahaya ait fazla teferruattan başka, Ku-teybe bin Muslim'in Soğd ihşidi Gurek bin İhşid'e verdiği ahidnamenin metni olduğu gibi nakledilmektedir, ki 22 bu metin diğer herhangi bir kaynakta bulunmıyor. Tabari, Balâzuri ve Ya`lAbi bu metinden kısaca bahsetlerler ; Bal'ami ise (Zottenberg tercemesi) mufassal olarak naklediyor ; Tabari'nin Türkçe tercemesinde de bu ahidnamenin geni ş

bir hulâsası mevcuttur. İbnu Acsam'de verilen bu ahidname, bildiğimize göre, Arab fatihleri ile yerli Türkistan hükümdarları arasında akdedile-gelen uzlaşmalar hakkında tam bir fikir veren ilk diplomatik vesikadır. Bu ahidnamenin enteresan ciheti de akdedildi ği tarihtir : İbnu Acsam metninde Hicri 94 yılı gösterilmiştir ; halbuki Bal'ami (Zottenberg) de 93, Tabari'de 93 tarihleri verilmişse de 23, Ya`kübi'de tekrar 94 tarihi

gösterilmiştir 24. Ahidnamenin sureti en doğru olarak İbnu A`sam'in eserinde muhafaza edildiği veçhile, tarihinin de yanlış olmaması lazı m-gelir. Hele Ya`lAbi tarafından aynı tarihin nakledilmiş olması, 94 yılını

tasdik eder mahiyettedir. Semerkand civarında Soğdlardan kalan hara-belerde Rus arkeologları tarafından yapılan araştırmalar esnasında, Soğd ihşidleri Tarhun ve Gurek'e ait bazı malzeme bulunduğunu ve Türkistan'a ait en eski arabca bir vesikanın meydana çıktığını Rus neşriyatından öğreniyoruz 25. Bu arabca vesika 718 tarihine ait bir

mektuptur. Günün birinde Kuteybe'nin Curek'e verdi ği ahidnamenin arabca aslı veya soğdca tercemesi bulunması da uzak bir ihtimal sayılamaz ; o zaman İbnu Acsam'in verdiği malümatı kontrol etmek daha kolay olacaktır.

Kitab al

-

Futüll da

Arabların Horasan ve Sicistan'daki seferlerine dair

de enteresan malûmat bulunuyor ; fikrimize göre Tabari ve Bal'ami'de, 20 H. A. R. G i b b, The Arab Conquests in Central Asia. James G. Forlong

Fund, Vol. II. 1923.

21 Bk. A. N. Kur a t, Kuteybe bin Mulim'in Harizm Semerkand': zabh. Ankara Üni-versitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi. Cilt VI (1948), Sayı : 5, SS. 385-420.

22 Yine, 419.420 S.

23 Tabar -i, II. 1241. 24 Yagsübi, II, 344.

25 Yu. K r a çk o v s n i'nin redaksiyonu altında, Sogdiyski Sbornik. Leningrad 1934. Diğer rusça neşriyat için bk. A. N. Kura t. y. a. g. yazı.

(10)

264 AKDES NIMET KURAT

Sicistan ve Ceyhun'un ötesindeki türkler hakkında mevcut maliimata,

Kitab al- Futalı'da nakledilen kayıdları da katarsak, arabların Türkis-tan'ı istilâları sırasında Türk unsurunun hem Sicistan'da, hem Türkistan'da zannedildiğinden çok daha kuvvetli bir faktör olduklar ı anlaşılır.

Kitab enteresan taraflarından biri de hazarlara ait kısımlarıdır. Bu maliimat şu fasıllarda bulunuyor : (Cild II).

i3l< 1. j

4.*:*)

1 .)3‘ I 4.111-ı. —[182 b - 184 a] j}-1 ) — [ 179 a - 182 a ] — [ 184 a - 189 a j .3/ ▪ — [ 189 a - 197 b L.f J? 3 411 ,:f. - — [ 241 b ] .3 — [ 235 b -ta) jı 11_1 — [ 241 b - 242 a ] j i5‘. c1 - —.[ 242 a - 243 a ] .[ 249 b - 250 b ]

Burada saydığımız başlıklar - son cümleden başka - BalcamI'de (Zottenberg tercemesi ; ve Taberi'nin Türkçe tercemesi) aynen bulun-makta, ve Ibnu A csam'in eseriyle Bal'ami arasındaki yakınlık bir daha açıkça görülmektedir ; fakat Kitab utab'da teferruat bulunuyor ; bunlardan bazılarını naklediyoruz : Cerrah bin Abdullah al-klakeminin Hicri 104 de, Hazar prensi Barsbek tarafından yenilerek kafası kesildik-ten sonra, kurtulmağa muvaffak olan Arab askerlerinden birinin "Sakleb„ olduğu ve Halife Hişam'a Cerrâh'ın âkibetini bildirdiği naklediliyor ;

,j1

Il, 183b 4 10'1 - Bu kısım Balcami'de

yoktur ve Arab ordusunda bu sıralarda Slav menşeli kölelerin bulun- dukları bir daha teyit edilmektedir. Arabların Semender civarını yağ- madan sonra Saklebiye sahasına yaptıkları akın da ayrıca ehemmiyetlidir :

1 („iz. 5 .. .)1,15:11 jc. JW

(194 a) J.Y Li--- (Bu kayıd Bal'ami ve Tabari'nin Türkçesinde de mevcuttur ve arab kay naklarındaki "Şakleb„ (ŞalOibe) problemini bir daha gözden geçirmek lüzumunu hissettiriyor 26

.

26 Bu mesele Zeki Velidi Togan tarafından uzun uzadıya incelenmiştir. (bk.

Ibn Fadlan's Reisebricht, 295-331 SS; sonra : Völkerschaften des Chazarenreiches

im neunten Jahrhundert, Körösi Csama Archivum, Bdill (1940), 92-64 SŞ. Zeki Velidi

T o g a n, Ibn A'sam'in burada zikrettiği «El-Sakalibe»nin haddi zatında slav ırkından olanlar değil, aşağı ve rta İdil (Volga) boyundaki firr ve türk menşeli kavimler

oldu-ğunu iddia ediyor. Fikrimize göre bu iddia ikna edici değildir. Marıân b. Muhammad kumandasındaki 150 bin (sie!) kişilik bir arab ordusunun bu sefer eenasında Volga nehrine kadar gittiğini ve hattâ Orta Volga boyunu tahrip ettiğini kabul etmek, im-kansız terakki edilmelidir ; Arabların bu sefer esnasında Kafkas sahasını aştıklarına ihtimal verilemez; burada adları geçen 4,-AL-11 nin Kuban boyundaki Slavlar olması

lazımgelir; bu kısım, belki de metine sonradan ilave edilmiştir ve Tmutarkan (Tama-tarhan)daki Slav-Rus kolonisi göz önünde tutularak yazılmıştır.

(11)

K1TAI3 AL -FUT01-1 265

Hicri 104 ve daha sonraki Arab - Hazar mücadelesi münasebetiyle kaynakların birçoğunda Hazar kağanının oğlundan bahsediliyor, ve bazı -larında bunun adı naklediliyor : Balcami (Zottenberg) Barkhebek 27

;

türkçe tercemesinde :

‘44")1?29 ;

Derbendnâme'de: as h 29

.

İbnu A`sam'de bu isme

çokça rastlanır ; fakat noktalamalar eksik veya fazla olmakla, muhtelif

şekilde nakledilmiştir; ancak bir defa açık olarak j i,diye yazılmıştır", ki

Hazar prensinin hakiki adı da böyle olacaktır; nitekim Ermeni

müver-rihlerinden G h e v on d'ın eserinde, bu sıralardaki Arab-Hazar münasebet-lerinden bahsedilirken, Kağanının annesinin adı Parsbit diye gösterilmiştir

(Bunun doğrusu Parsbek veya Parsbey olmalı) 31 . Bu suretle Hazar

şahıs adlarından biri daha meydana çıkmış oluyor ve bunun türklerde

adet olduğu veçhile, bir hayvan adıyle ilgili olduğu görülmektedir

(Başka bir ad, şayet Hazar kağanı muhaberatı sahflık ise, "Bulan„ kağandır 32). Ibnu A`samde Hazar kağanının adı da nakledilmişse de, kat'i olarak çözülemiyor : JJ.L.;

Said bin `Amr al - klaraşi'nin hazarlara karşı seferi ve bu münase-betle arablara yardım eden, hazarlar hakkında malümat veren "alaca atlı süvari„ ve "beyaz atlı süvari„ hikâyesi, diğer kaynaklarda da (Bal'ami, Derbendnâme, ve kısaca İbn al Asir 33), Kita-b al-Faili/Ida daha

teferruatlıdır, ve bütün mevcut versivon'ların en eskisi olduğu intibaını veriyor.

Başka kaynaklarda bulunmıyan enteresan teferruattan biri de :

Marvân bin Muhammad'ın, Bâb al-Ebvâb'a yeniden vali tayin edilme-

sini mütaakib hazarlara karşı yaptığı sefer esnasında, Asad bin Zâfir

ab-Salmi'yi, ve sonra Kavsar bin al-`Avsad al-`Anbari'yi hazarlar ı

keşfe göndermesi hikâyesidir (Bu kısım Zeki Velidi T o g an tarafından neşredilmiştir, Ibn Fadlan's Reisebricht, 296-98); bu keşif münasebe-

tiyle hazar kumandanlarından Hezâr Tarhan'ın adı geçiyor ; bu isim

Barami'de ve Derbendnâme'de de mevcuttur ; fakat İbnu A`sam'de nak-

ledilen teferruat bulunmıyor. Yine Marvân bin Muhammad'in Kafkas-

ya'daki faaliyeti münasebetiyle Bâb al-Ebvâb'a yakın Lekiz ( ;..(1)

(metinde ,}.5- ) melikinden bahsedilirken, bunun adı da zikredilmiştir:

(muhtelif tarzda); aynı adı (ve muhtelif şekilde) Bal`rni de (Zottenberg) ve Tabari'nin türkçe tercemesinde

ve Derbendnâme' de buluyoruz ; Tabanı Balâzuri, Yalsübi ve

İbn al-Asir de Lekiz melikinin adı geçmiyor ; Kiffib al-Futr113'da

27 Zottenberg, IV, 271, 274.

28 Brit. Mus. nushası 403 a, 404 a, 405 b. v. b. y. 29 Derbendname, S. 72.

3° Ibnu A'sam, II, 185 a ; diğer şekilleri: ,

31 Istoriya Chalifov, Vardapet Ghevond. Ermeniceden ruscaya terciime eden P a t k a n o v, t. Petersburg 1862, s. 72.

32 P. K. .K ok o v t s e v, Yevreysko-Chazarykaya perepiska, Leningrad 1932 s. 73. (Bulak tab'ı) V. 119,

(12)

266 AKDES NIMET KURAT

e ait hikâye, başka yerdekilerden çok daha tafsilâtlıdır.

Bildiğimize göre ne Bal'ami'de ve ne de diğer islam kaynaklarında,

Balazuri'deki kısa bir kayıd müstesna t4, Aba- Ca`far al-Manşür'un

Erme-nistan ve Azerbaycan valisi Yezid bin Üsayd bin Zafir al-Salmi'nin Hazar kağanının kıztyle evlenmesi hikayesine rastlanmıyor. İbnu A`sam'in ese-rinde (241 b) bu vak`a teferruatıyle anlatılmakta, ve Hazar prensesinin ("hatun„ deniliyor) gelişi, ve kendisine refakat eden katar tasvir edil-mektedir (Bk. Metin). Hazar prensesinin, Yezid bin Üsayd ile ancak iki yıl yaşadığı, sonra öldüğü, iki çocuğu kaldığı, Arab valisinin bundan çok müteessir olduğu, hazarların ise, "hatunun„ arablar

tara-fından zehirlendiği ileri sürülerek Azerbaycan ve Erminiyeye büyük

bir akın yaptıkları anlatılıyor. Bu rivayetler, Bal'ami'de ve diğer kay-naklarda bulunmıyor ; fakat Ermeni müverrihlerinden, yukarda ad ı geçen, Ghevond bundan bahsediyor ".

Kiffib ul-Futüh'un ehemmiyetli yerlerinden biri de, Kafkasya ve hazar arazisindeki yer adlarına ait kısımlarıdır. Bilhassa Bab al-Ebvab çevresi ve hazar memleketindeki şehir ve kavim adları, ayrıca enteresandır. İbnu A`sam'in eserinde, Arab coğrafyacıları, Tabari ve Bal'ami (Zotten-berg tercemesi) tarafından nakledilen isimlerin büyük bir kısmını görü-yoruz; Hudüd al-`,41am'de nakledilen adların da birçoğu vardır; fakat birçok adların noktalamaları eksik olduğundan, bunların doğru-dürüst ok unmasını müşkülleştiriyor. Maamafih, diğer kaynaklardaki maltımata ve Kafkas toponomie'sine istinaden, Kit -db al-Putüly'daki yer adlarını tesbit etmek mümkün gibi görülüyor. Arab askerlerinin futuhat marsurut'u zikredilirken, birçok yer ismine rastlıyoruz ; bundan bazı Hazar ş

ehir-lerin mevkii hakkında da bir fikir edinmek mümkündür. Ezcümle IJ

(Tarki- I yLj.) ile (Semender) in, zannedildiği gibi aynı olmadığını istid-lal etmek mümkündür.Carrah bin'Abdullah al-Hakemi'nin Hicri 104de yap-tığı seferin yolu şöyle gösterilmiştir : Bab al-Ebvab, Nahr-al-Ran, Kale-i Huşayn-Yargu (Targu), Balancar, Vanandar (yer adı), Samandar,

şaki. Venender ()--:-;) in zikredilmesi, Zeki Velidi T o ga n'a

uzun boylu münakaşalara sebebiyet veren bu ismin mahiyetini ve

mev-kiini doğru olarak tesbite imkan vermiştir 36; galiba, Minorsky'nin (ve

34 Barazuri (Bulak tab'ı) s. 217 : `4.°4 U -2

• 3<44"."!(. ûli 1£) . ^;• 3 43 •••••, A9 y J.3i J .)-■

35 Ghevond, s. 92. Ermeni müverrihi, Arap valisi Yezid ile evlendirilen Hazar prensesinin adını «Hatun» diye gösteriyor ; yalnız prensesin çocuklarından bahis geç-miyor. Yezid bin Useyd'in Hazar kakanının kıziyle evlenmesi, «Hatun» un kalabalık bir maiyetle gelişi, erkanı, hediyeler ve köleleri hakkında, Ermeni tarihçisi Leonee'in eserinde anlatılrrıaktadır (ed. K. Ezeantz) Chap. 31, SS. 131-33. (Bk. P. P e e t e r s,

Les Khazars dans la Passion de S. Albo de Tiflis. Annalecta Bollandiana, T. LII. Bruxelles-Paris 1934, 21-56 pp. ; bizi ilgilendiren yer : 33. s.

36 Bk. Zeki Velidi T o g a n, Völkerseh. d. Chaz. Körösi Csoma Archivum.

(13)

KiTAB AL - FUTOH 267

Ar t am o n o v'un) iddiasının hilâfına olarak, bu meselede Zeki Velidi To g an hakhdır ve "Venender„ lerin, Mi n o r sk y'nin kabul ettiği gibi 37, Bulgarlarla (Onoghundur) ilgisi yoktur.

Hazar tetkiklerinin yeniden canlandığı bu sıralarda, İbnu `Asam'in

Kitâb al-Futrıllunun meydana çıkarılması, çok karışık bir problem olmakta devam eden Hazar Tarihi araştırmalarına bazı yeni görüşler katacak mahiyettedir ; bundan ötürü Kitâb salâhiyetli bir tarihçi ve arabist tarafından bir an evvel neşrini temenni etmek yerinde olur. Bu eser hakkında verilen bu kısa izahattan bile, Kitâb al-Fâtuly'un artık "romantik bir tarih hikâyeleri„ karakterinde olmad ığını

gösterdi-ğimizi~ sanıyoruz. Bu eser, Tabanı, Balâ. zurI, Yalgibiı ve bilhassa ibn al-Asir'in tarihleri clerecesinde yüksek bir kaynak olmasa dahi, mu-hakkak, ki tarihi kıymeti mühimdir. Derbendnâme'de tesadüf ettiğimiz en eski rivayetler, Bal'aml ve İbn al-AsIr'deki bazı kısımlar, ya doğ -rudan doğruya İbnu A`sam'in eserinden, veya müşterek bir kaynaktan alınmış olmalıdır; bütün bu cihetlerin aydınlablması, yukarda da söy-lediğimiz gibi, ayrı bir araştırma mevzuu teşkil etmektedir.

(14)

MET

İ

NLER

A. İbnu Acsam al-K[1H,

Kitab al

-

Futüb,

II, 179 a - 181 b.

[11, 179a]

kuu,

• ,CL

İ

c

ı

,4

.55t;

L-9,-

,11;

) 1 .5% J1

ov1

J:, yly '1!

1,)1.., J4 )) 4:

I ..r..) 1 a1.01 cl,z-t L:9,-L.i,l

[II, 179b] i„,L9 y )L I .,kil LULA>

J4-ı J,l. Lii L;'" v-° 1 .,L* ).:74-1 (.11 1r 1 a...,-1:31 4' ,.s61 ,:r. ,JI ,t31 43 L. _Ş:11 Lt Lr 1 . ,74, ) 1 ,)1 j Jcg L5.51:11 jc; 411

L. , 1;'),t,^ â. j>.)I ,j1 d41I tr) d4. v* r.>•* « c=1^-j.D.,^ I J'-} `71 V J i l L j

L,y

ı

1,4;J

ı

,C.11 J5, j3 j;••• 4. 101 cye j!.7 .3 $.41 1+1,12.)1 34 1/431 411 .

)1 c h.tk.,"

[II, 180a]

j

J5

fail I ,b rz.= rl° )1-- ,n3

„:>1.41

,,yE

Jl4 L5,...11„,1 ) Y.)^31 L'r” l^ll J `L.-"i". Cf,741 (.51! J.;. 4ı.1.01 3 (S.> 41 411- L.l4 J k):.s^• Cy° e.3131 -) J jj 1 eZ.iz -ı; ..k.> 1+11 ç

ı

ı

JLro ..

,5":11

;L:u

ı

t4

:41 ,i1;

r 12,1 3 J Z=1- c_ı.ı41 r4:". d° IsıL. c?" rr."1:k

(15)

KİTAB AL - FUTCJH 269

▪ d.11:) Lly J.,91 3 i, S ))-1 ,k,t ı

14i Jik 1, çej1.3.- (-^ j45- JL ›.j.1-1.. 3 j.,t.•)Iı

jk

ı

j. 141 ilk .)..;£1 Ja. â aA JI Al çU - 1,41y11 13.)1 .) 1 1. JI c.$.11:5 1911— fırl r,r j 1‘ r1,1 "c-- 14)'.✓ c_IJ4 )L ("` 141J1 144,1:1 43

J

j

1.> J1-a cl}.1 j>..) J3 I J 1;6 J1—L 4,1?-tb 40 k--;1; J-.1!

r

tr-

‘3-)

<-1' 1.3! j <_!.3 1 .j ._;r1 j,s1 ) 1.° L0- ‘:YA Z») :411 j 14 3: 1r j ji • , ;1,-1 j41 _3 J3 ı, J <k fe4.L lz;lb j

J

ı

;

L

I)-1 j31 • 14311 , 14111:, 't

ı

IAI,•:,1 ıs r.4:. J1;ii

r

L

s.)b c.1).1

J

ı

;

1.4r

i

ubu

ı

•)1_, 1

4

4

14

ııı

L 4,1 Jl; 9 14?- 9.5 (-II b•))I ı..) 1 L lr I

j

le 44 1 a a= .)b ti l abJ=I j J1i [1[,181a] I ,51.1.>

Jt§

.

4,*1 4.4.1.;• j .4), 411..3 (-^ j aoJT j oJJ, j 4.11. .3 <141 j 2 (4;1 rk. c..4U:ıl

Jy

isi j J11 rı j j-1 ...„,1 ) 3 L..,L.5- 1r 1 j -ii r.r 4110 Ğze .L0-1 -ii al

c)

. 1?-

1, 1.1A .› )3 J14-I <:"1- 1> a.. ,r-W 1

J.=-> y J'

-

} 4" 1 LL74 3 j£. 4J. 1. 41 j 13)1.. j.S:31

ı

c

ı

,4 l

At4

1 („4

.(F1

.341 aI1. j

1.c

c6...1111

1 '4; j.x.±:331 2 180b]

(16)

270 AKDES NİMET KURAT

Q

L)1--')I Jb LI) ) 3 J: : 411 a L 4). cJ." ;J.. LL, 9 4j.. (.41-6

j

,J

' .3C1 , ,;«,91,.11 ),14 r-kk L5l! cl).1 4.c..1121∎ j -■; • ..1/4, L51, 4.1c.

[11 ,181b] .;‘• kl-s) eyy 9

T-k.A.,

2

-4U "k :

A111 j

a.*-1 EVI

. o.k.c3 4:..74 .) ..55(1, pL dl jlt

B.

İ

bn al - As .[r,

De Goeje tab'ı, V, 83-84; Mısır tab'ı, V, 45 - 46

3 'Ç-LA 4.c..)41

c:f c

_U4

c1,4 1 3 .DL9 4ı.

J41 ,(11 )).-1 ,

L.,1:113 (.5.) b cı),I

jji_l c.U3 gir° rt,1 p AL Les

3 j1 o j

„y

ı

,J1 c1)..1 1 3 ,1c. j 0)3 1 . l4 L 5 ) 1;,11 Lj .)11::9* j,» j )1-"k 114.: 3 r" J)-1' (-11:il `C:J 4; 1-4;-1 Ci-ı4 Cs›. L. t4g. r.41;• rr.

1?-1:,

r4 1i, 1,41, t.,41 j r ItIt i,r j..

<klib

(JI

c_L)4- 1 iL `1'.. 1.41;v- LtjL- ;ig 4'■,1^ Jc- -4; Cy° Ir. 14:,. 1.a c$ I , J QJ I 1;1_, IQu (.411:5 J r -7`X3 .311 ^L J j A'L; )t" j P4i 19 j 14..(11 j ,}11 I,.b3 j 1,11.â j ciJJ.1 jı j j1 ,..,j1;111 JUI j

(17)

KIT *A13 AL- FUTIJH 271 ii 'VI y

;9:4.

y

)

)-1 .ş y l .1;1 ;IN:3; 4I.z1 5 411 ".1 4)1 o 4:31 5 4 c.)„ i; ) 14.(.11 lr (,:41 JA1 L')‘1 j_ı_k ±);411 j

w

ı

(

V. 46 Ly, ) r.'311 r.45") .;1 y LA L."5 Ir. 5 4 an 4.UI^s Lc. ...çj .5ı4 4:11 .)-JA ..)..\U 0,;1 41L.4.r-

C. Tabari-i Kebfr tercemesi

( Blit. Mus. Or. 31. A. K.)

[401b] * 4-L.4 ) 1 cl .„,>. jf. J. .)) 1_, ıa

c

l

r

-) 4')Y»'7' 1? 2 3S L5 4. I (S [402u] a JL, y L5-41 )I_,3 I c L5.)1 j-k1 J-kI, , 4:23 L.5..,f„3- v A,_d., J51 ,SÇJ.A.15.- P91 y (S Ejl j-■13 y. ,54. 1 j.)) ..d.,. jy..) S jyli ) 1) ‘') ."5:- 3 1.1.y jtt).;- E9 I 5 3. LiS )."1.3 4) 14 ‘:=L--.0.,L. a y ) 1 9 c.5-" 1 cSJy c.;.s.)3 I j^ J. y ,f 4r r. 4 41,...) y-L;S 4; vet, )1j (.5.5.) 15') Jj1 j..k1 415,r LJ.5:f

ss

jı y $1 4..> 1 ‘-‘1.7". j`- I (3" Y. y .>1" -L1S- j..).) e:1A (s-ı.1 Ç 5 41 .3.7.r: )- ,alyl ,J1. 11° (S -5 -). 1 5 4"ıi_ır. ,S.) .>"- L3)5

,5=S-. )

* Zottenberg, IV, 270 - 273. 71..>j: 2 ıı 3 Bir söz eksiktir. 4 Metinde ‹z 5 ;.>1)1J;.•

(18)

272 . AKDES NIMET KURAT f5--- „z 3 I tS'I 3 ..;.c1 „5.54.111 .;,„ r.y; 3313 )

ı

.,,

ı

;

41y _,5- 1 9 )_,!y. jj1 ,i; ı.,339 (5 ).. ,51 .ydb iy y 1 1 3 J.,11 ‘7,L." J.) ji 4.))1 JUS 6 j: ci j?- 1<I „t-2 J j,y5"« 11 Lpj).> [402b] 4" Ls-° L5")).> Jxl

L54

-.5 l<I (s.jl y 0-■:1 ▪ y j..C1 41- ji,,J ı:),); o_prj,k ,51,1 45- y ..) 1 3 Jiii J5" ÇL

S

U:J J1..41 L11..> ‘5...a,110 4(131 (s-ı.1 ‘" -5' } \S' j i l L.,*1 )1) y

0,„_es

,

j.A.15"- <LK ,:).4(.11L.k,r.

,

ı

_d 91 j-i „.;.1 ,IÇ...L.41 3 1 3 eJ3 1 )1.) 4, ) 14 es; 4.Ç;«..),71

D. İbnu Acşam, [II. 24113 - 242 a ]

[11,241b] jıhe y X.; Ly.

6

' -9 k:11 viı.L.>

))1

1 3 ,1 ) 1 1.1 I Y lq ))-1 3 3)1 tjj. .,k4.1 a4.1 , ,J

6 Tarki.

(19)

KITAB AL - FUTCH 273

[II. 242a]

))-1 abin ‘.537L 141 „Ilk ,:,1< c;„I 4:11

14. 9 rpk_... ı vj '

L.;31 3 11,,.;,: 14. 3 ).;£1

ççj" 3 )12,...JI Lçj .);- ,311 öî 9 ‘.51—il ,__J1 zio.

141 ,",b, L. )3.--4 .>% j:1-1 j2ı 3 3

,J5

ı

(." ;...k,4 4). 14.11 „51,2L1. 1 L..:‘, )3 3 r ol 14) ,S(.}£3 çr-'1.) r.5(-)Iı f , L

.; C;i

ıı

<s

ı

k, ) .

k.i ı;ı 3

L

i

;:

şı,

t_4

ı„ . .1.„! .."1 tr sa J

4

1

4

34. 1,t1J13 . Ü. D. T. C. F. Dergisi F. 18

Referanslar

Benzer Belgeler

Sonuç olarak Portekiz’de KÖO uygulamaları kamu sektör tedariki ile karşılaştırıldığında özellikle altyapı yatırımlarında kamu hizmetleri için olumlu bir

Sosyal ağ sitelerinde geçirilen süreye göre BFKÖ ve Sosyal Ağ Siteleri Kullanım Amacı Ölçek alt boyut puanları karşılaştırıldığında, Özdisiplin

Yükseltilmiş Artı Labirent Testi, Açık Alan Testi, Delikli Tahta Testi gibi diğer anksiyete testleri aydınlık karanlık kutusu testi ile kombine edilmektedir (Gupta ve ark.,

Yıllardır klasik ayakkabı ve spor ayakkabısı kullanımını tercih eden kadın üniversite öğrencilerinde ayağın longitudinal ve transvers arklarını

Fagositoz tarafından ölü hücrelerin temizlenmesi apoptoziste görülenden daha geç ve oldukça düzensiz olarak meydana gelebilmektedir (Shintani ve Klionsky, 2004, Gozuacik ve

Literatürdeki bütün sonuçlar birlikte değerlendirildiğinde mikroçevre, lösemik kök hücreler için Wnt sinyal yolağı üzerinden iyi bir hedef olarak düşünülmektedir..

Bunun için özgeçmişinde kayıp ve yas yaşantısı olan edebiyatçılar araştırılmış, içlerinden Abdülhak Hamit Tarhan, Halit Ziya Uşaklıgil, Ümit Yaşar Oğuzcan,

AKBULUT Yasemin, Ankara Üniversitesi1. AKINCI Ayşe,