• Sonuç bulunamadı

Hukuk devleti ne demektir?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hukuk devleti ne demektir?"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T ' r ' T ' T ’T ’T n ' T ' T ' C T ' l ' T ' T ' V ' T ' T ' 'T *T ' T T ' T n '

MUSAHABELER

î'

★ * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * +.

“Hukuk Devleti,,

Ne Demektir ?

28

Mayıs tarihli Cumhuriyet

gazetesinde sayın H ıfzı

Velldedeoğlu, (Hukuk

Devleti) baslığı ile bir makele

neşredildi. (Hukuk D evleti) ni,

Y asan :

1 î ; 1 »

lVI.RaifOGANp

suzluktan meşruiyete, emniyet-

sizlikten emniyete geçiş olarak

târif edip mevzuunun izahına#

geçiyor ve diyor ki:

‘‘‘B ir cemiyette ferdin d evlet le ve ferdin ferdle olan müna­ sebetlerini istikrarlı ve her türlü keyfî harekete sed çeken kat’î

kaidelere bağlayıcı nizam ve •

iyin) muharrir, yazısında ç o k ' d

keyfîlikten hukukîliğe, kanun. âiEkate lâyık bir prensip koy- 7.

muştur: “ Vatandaşın keyfîliğe VJ

karsı emniyet altında bulunması için, artık (önce icraat, sonra kanım) parolası değil, (önce-ka­ mın, sonra icraat) parolası hâ­ kim olması lâzımdır.,,

Ancak, belki de farkında ol, madan, kendisi bu prensibin di­ bamı nlar mevcut olmadıkça ve f B™“ «* n u s bulunmaktadır:

bunlar her vatandaşa eşit ve • Dinin teşvik edildiği hukuk

âdil bir seklide tatbik edilmedik- ] mevzuatı, müstebit huk.ımdaria-

çe o cemiyette hukuk devleti ! ,U1 elinde ’’ içe indirilmiş ise

kurulduğundan, vatandaşın key- . bundan nıes ul^kanun,^ yaııl^ şeri- filiğe karşı emniyet altında bu- ,

Umduğundan bahsedilemez. Ar- ■ tık (önce icraat, sonra kanun) parolası değil (önce kanun, son­ ra icraat) parolası hâkimdir. Bu­ günkü medenî cemiyetlerin ço­ ğunda - derece farklariyie - ku­ rulmuş olan hukuka bağlı niza­ mın eskiden kurulmamış olması­

nın başlıca sebebini (İnsanlar

arasında müsavat) ve (ferdin

devlet karşısında hak ve

hiirrl-at değildir. Sadece icra mevki­ inde bulunanların kötü işleridir.-. Şu halde nasıl olur da kendisi (hak) olarak ortaya attığı pren- ;! sibe uymazlık göstererek (icra- ■ at) dan (kanun) u, yani şeriat! ; mes’ul tutar?

Beğendikleri ve beğenilen dün-, kü ve bugünkü Arap hukuk e-! saslan da, zaman zaman müs­

tebitlerin zalimane icraatına

mani olabilmişler midir? Fransa, yeti) mefhumlarının ve devletin ' ihtilâlinin (insanlık hakları) be- şahlanmıs ifadesi olan hüküm- yannamesi onu yapanlar ve lıa-

dar karşısında ferdlerin h er« zıplayanlardan bir kısmının, yi-

lıangi bir hak iddia edebilecekle» ı n_e yapaiılar ve hazırlayanlardan

ri düşüncesinin doğup yapılm a-T™ 1, takımlarının en haksız şe-<

mış olmasında aramak lâzım­

dır.”

Sonra şunları ilâve ediyor: “ Bugün bize pek tabiî gelen bu mefhumlar çok ağır yürüyen ve asırları dolduran bir tekâmül ve inkılâp silsilesi neticesinde ve çok yeııl zamanlarda ancak yer­ leşme yolunu tutmuş, fakat he­ nüz maalesef tam olarak yerleşe- inemiştir...

Bizim asıl üzerinde dur­

mak istediğimiz noktalardan

birincisi budur. Bu iddia, garp âlemi ve garp hukuku bakımın­ dan tamamen doğru olabilir. İs ­ lâm hukuku itibariyle ise tama­ men yanlıştır.

Hukuk bilgini, bu ifadesini

veslkalandırmak üzere semavi

şeriatlerin koyduğu hukuk e-

saslannı ele alarak bazı mütalâ­ alar yürütüyor.

H ıfzı Bey büyük dinlerin koy­ duğu hukuk esaslarının müstebit ve zalim hükümdarların

ellerin-yok kilde barbarca hayatlarını etmeğe engel oldu mu?

Madam Kolan idama götürü­ lürken hürriyet heykeline karşı: “ — E y hürriyet, senin adına ne cinayetler irtikâb olunuyor!”

Diye bağırdığı zaman Fran-

sada (insan hakları beyanname­ si) ilân olunmamış mı idi? Kiral on altıncı Loui ile Kraliçe Ma­ ri Antuvanetin idam makinesin­ de kafalarının kesilmesi (insan haklan beyannamesi) hükümle­ rine mi uydurulmuştu!

de nasıl hiçe indirildiğini me­

sellerle anlattıktan sonra şer’i

kaynaklara bağlı hukukî ve ce­ zaî müeyyidelerin tarif ve tas­

niflerin« geçiyor; - « nctloede

(dinî hukuk) un devlet idaresin­ de reise - yani imama - verdiği geniş selâhiyetin (hürriyet, ma­ suniyet) gibi âmme haklarının inkişafına imkân vermediği ve

bugünkü mânâsiyle (Hukuka

bağlı devlet) müessescsinin kıı- için zemin mevcut dİ.

Danton’un ihtilâl mahkemesi­ ne verilmesi, diyelim kİ (insan i hacları beyannamesi) nin hiç bir mücrimin muhakemesiz ceza- laııdırılamıyacağı maddesine uy- I durulmuştu. Fakat ona tam ser­

best bir müdafaa hakkı verilme- I mesi de ayni insan haklan be­ yannamesi miıktezlyatındaıı mı idi!

Görülüyor ki, (sayın) H ıfzı

kendi kendi diktiği ağacı kendi

İ

lhakları beyannameSt) hükümle­rine aykırı en zulümkâr icraatı

yapanlar İçin de bunların bu

cebbarlıkları (İnsan hakları be­ yannamesi) nin kifayetelzliğin- den mi ileri geldi diyecektir? O takdirde, (önce kanun, sonra ic­ raat) hükmü nerede kalır? İcra­ at ve vasıtalarile kanun karşı­ laştırılınca, âletler ve vasıtalar yani makam ve fnevki «sahipleri kanuna uymamış ve onu çiğne­ miş olmalarından dolayı mua­ heze edilebilirler. Fakat onların kanun dışı cüretlerinden dolayı

kanun mesul tutulamaz. Böyle

olunca, İslâm hukukuna, İslâmî tarihinde görülen zalimlerin ve idaresizlerin o hukuka taarruz ve tecavüzlerinden dolayı taay­ yün olunamamak icab eder. (Sa­

yın) muharririn bu noktadaki

sakat mülâhazası çokları tara­ fından tekrarlandığı ve bilhassa dil Ve tarih devrimi üzerinde pek hassas ve pek hazımsız olan (sa­

yın) Hikmet Bayur’un, din ve

(siyasa) mevzuundaki yazıların­ da, sistematik şekilde İslâm şe- j ¡atinin usulüne, İslâm hukuk­

çularına tarizlerde bulunduğu

Şi&lûmdur. Zalimler ve İdaresiz­

lerin tarihte görülen hataları

ve özürleri hakkında “ bunlar

İslâm esasında yoktur.” demek kâfi gelmez. Bu iddiaya, tedenni ve inhitat sebeblerinln hakiki

veçhesini değiştirmekte İsrar

gösteren ve her bilmediğini bili­

rim sayan bazı asri görünüşlü

İslahatçıların da katıldığı gü­

düldüğünden bu ehemmiyetli i

mesele üzerinde biraz uzunca

i

durmağı lüzumlu buluyorum. JKanun v « şeriat) İle (kötUfcc. raat) ve (kötü icraatın âletleri) ni ayırmak bahsi böylece bitir», dikten sonra, makalenin, muasır insan hakları beyanname ve e- saslarım şer’î mevzuattan daha sağlam gören kısımlarına eqvap vermeğe sıra geliyor. Onu î da müteakip yazımda yerin« gethr- meğe çalışacağım.

baltalıyor ve meydana attığı

(önce kanun, sonra icraat) düs­ turunu şeriat babında da, mede­ ni esas haklar mevzuunda da ta­ rafsızlıkla tatbik eylemiyor!

Şu halde soruyorum: İslâm hükümdarlarından zalimler, ida­

recilerinden kifayetsizler çık­

mış ve bunlar nâsın insanlık

haklarını çiğnemişler ise böyle yapmalarını icab ettiren İslâm hukuku ve şeriat kanunlarının

kifayetsizliğidir derse, Fransa

'.T ' ... 7 Kiıayeısızugıaır aerse, Fransa

(2)

M . R a if Oğan, Necip FaZı- *

X

lı Büyük Doğu m ecm uaların-* X da adım adım takip ve takvi-* ye eden ve her fik ir nefesi

- *

X

ni beraber alan İslâm î te fe k -* X kur kalemi, bundan evvelki t günlük Büyük Doğu tecrübe

¡ - J

7 A7 T P n v n l’ rt a i/i W /i. w

î -

sinde, N ecip Fazıl’a ve d â -* vâya ihanet mevkiindeki o r - *

£

takla müşterek hareket e t-,

jj

t ij,ği zannını verm işti. Fa % kısa samanda bizzat keti X sinin teyit ve tesbitiyle

*

ziyet meydana ç ık tı:

î

Mahut ortak onu da

X

fa l etm iş; ve N ecip F a zılın

5 . 1 1 !

J

müesseseyi sebepsiz olarak*

*

bırakıp g ittiğ in i iddia ederek

}

*

ve bu hususta N ecip Faz İ hileyle im zalattığı fesih

j

ra rım vesika ( ! ) diye göst,

i

rerek kendisinin yardın

* :

ıdpitl

S

temine çalışm ıştır

.

Hiçbv, ff şeyden haberi olm ıyan R % Oğan, işte bu yüzdendir % N ecip Fazıl ayrıldıktan, dı

doğrusu hileyle

^

ha Ibuyi uot* ıvuty i,

i-t>

*

diktan sonra eski ( B üyü k*

*

Doğu) larda yazı ygzmıya ; mam etm ek g ib i bir gaf-\ e düşmüştür. H er şey i son*

i * * i<

ıföfiöf Kon

/•'Si •: .-S

ıs ?

buruıtulBı

1

ve birdenbire öğrenen*

*

R a if Oğan, tekrar elini dos-jf

*

tuna uzatmış, vaziyeti id -*

*

rak ve tesbit ettiğ in i öz ağ-* X İsiyle tem in etmiş ve a i

t e l i n de. mukaddes ve m i - \ t

-f.

" • * <

*

nezzeh dâva yolunda kenti

X

sine uzandığına şahit olm uş-* X tur. A yn ı R a if Oğan, bu

v e r - î j

*

ziyet ve şekil altında, y in e *

* -

beraberimizde ve hakikî d â -* X vânın arkasındadır. *.

■fo1! }

* N *

T-Ip d r t : it

J

<Ş.

7-,

•i ti:. •, af úfe.? •

« ö f . - 1

\ : ' "Ü jr<Cİ> : {

■ı-h-MiJ. . rluu ¿Ji\ i *?

|t€

t#: oıai Tf b j r t i î ı f

----

.---** ' ■* ■ 6** >. 3RL f. -* £ 3 ‘J • ı

B|

*

j*

: î i r n > , . „ 2 t. î-.’ > î ® i İ, ,

S

eken

y »M i jtVf . n i r . « 3rr . .* ...

?*!«<• *4

- .■T ... r f j « ö

1

İ 1 % • • t » £ t

c. B £ t rk t » * rr» *•' ’

•î'Ji

L 'M js , *■' W*. .

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Üretim işletmeleri için, imalat süresi kısa olan işletmelerin uzun olan işletmeye göre, ticari işletmeler için de satılacak malların tedarik süresi kısa olan işletmenin

[r]

Hasan Koyuncu 2 , Ece Akar 3 , Nejat Akar 3 , Erol Ömer Atalay 1 1 Pamukkale University Medical Faculty Department of. Biophysics,

Bu raporlardan birincisi daha önce Atatürk'ün Hat~ra Defteri (ilavelerle yay~na haz~rlayan: ~ükrü Tezer, Sunu~: Afet Inan, Türk Tarih Kurumu yay~nlar~, XVI.. SEVR ES'DEN LAUSANNE'A

Moskova Güzel Sanatlar Akademisindeki öğrenimini yarıda bırakarak, Kafkasya’da savaşan askerlerle birlikte Türkiye’ye geldikten sonra, sanat öğrenimini

• Temel sosyal ihtiyaçların (sağlık, eğitim, sosyal güvenlik gibi) devlet tarafından bedelsiz veya düşük bedelle sağlandığı devlet. • 1960’lardaki algılama –

İnternet Üzerinden Kişilik Haklarına Saldırı ve Kişilik Hakkı İhlalleri Korunma Yolları uluslararası düzeyde değerlendirilmeli ve önlemlerin alınması için

Öncelikle yapılması gereken iş, kamu görevlileri ve toplumun bütününde, kamu hizmetinin kamu yararı için ypıldığını ve bunun sağlanması için de kamu yönetiminde