• Sonuç bulunamadı

Kalıpyargıların Üstesinden Gelmek İçin Medya Okuryazarlığı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kalıpyargıların Üstesinden Gelmek İçin Medya Okuryazarlığı"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

lk defa Walter Lippmann tarafın-dan “kafamızdaki resim” anlamın-da kullanılan “stereotip” kavramı dilimizde kalıpyargı, klişe, basma-kalıp ifade gibi karşılıklar bulmuş-tur. İnsanlık tarihi kadar eski olan kalıpyargılar “insanları bir takım türlere ve tiplere bölmeyi ifade eden zihinsel eserlerdir ki bunlar belli özelliklerin, belirli insanlarda mevcut sanılma-sını ifade ederler”. Mevcut olduğu sanılan bu özellikler çoğunlukla gerçeğe dayanmamakta-dır. Daha çok önyargıların sebep olduğu bu durum olumlu olabileceği (siyahi insanlar daha iyi basket oynar) gibi olumsuz da (kadınlar kö-tü sürücüdür) olabilir.

Olumsuz kalıpyargılar: Siyahi insanlar tembeldir. Asyalılar sinsidir.

Latinler devlet yardımı alır. Beyazlar ırkçıdır.

Olumlu kalıpyargılar:

Siyahi insanlar çok iyi basket oynar. Asyalılar zekidir.

Latinler çok iyi dans ederler. Beyazlar başarılıdır.

Bizler, kadın veya erkek olarak belirli bir çevrenin içine doğarız. Bu çevre, kültürün belli bir tanımına göre bizi bir ırka (beyaz, sarı, si-yah), etnik bir gruba (Çerkez, Çingene...) bir ulusa (Japon, Fransız vs.), bir uygarlığa (Batı, Doğu) ait sayılmamızı sağlayan nitelikleri ve-ren, bir başka ulusta bulunmayan maddi ve ideolojik olguları önemli ölçüde içselleştirme-mize yol açacak şartları sunar. Çevre sadece kendi cinsiyet, ırk ve medeniyetimizle ilgili bil-gileri vermekle kalmaz, bunun yanında bizim dışımızdakilerin özellikleri ile ilgili kalıpları da (Almanlar çok çalışkan olurlar gibi) öğrenme-mizi sağlar. Kalıpyargılar iki doğrultuda gelişir-ler:

1. Genelleştirme eğilimi: Kendisini tanıma-dığımız bir veya birkaç kişinin özelliklerini,

MEDYADAKİ KALIPYARGILARIN

ÜSTESİNDEN GELMEK İÇİN

MEDYA OKURYAZARLIĞI

Adnan Altun

İ

İ

(2)

onunla aynı kategoride bulunan bütün diğer ki-şilere yaymadır. Örneğin kısa boylu, haylaz bir çocuğu olan birinin, bütün kısa boylu çocukla-rın haylaz olduğunu sanması gibi. Burada, bir imajı, yaşantı sahibi olduğumuz bir durum üze-rinden, geniş bir kitle için fazla düşünmeden aniden, duygusal bir tutumla genelleştirme söz konusudur.

2. Özelleştirme eğilimi: Bir ülke, grup veya durumla ilgili sahip olduğumuz bir kanıyı o ül-ke, grup veya durumdan olan bir kişiye uygula-mamızdır. Örneğin, yabancı bir

ülkede bulunan bir Türk’ün, yabancılarla henüz hiç ilişkisi olmadan barbar olarak kabul edilmesi gibi. Bu durum ge-nelleştirme eğilimin-den daha çok uygu-lanır.

Bunun dışında ka-lıpyargıların bir takım özellikleri vardır:

Kalıpyargılar genelde yanlış

içe-riklere dayandıklarından olumsuzluk içerirler. Örneğin; Savaşçı İrlandalılar, Duygusal İtal-yanlar, Duygusuz İsveçliler, Esrarengiz Şarklı-lar, Haylaz Zenciler gibi. Olumlu kalıpyargılar da vardır. Örneğin, Fransız kadınları entelektü-eldir, Amerikan kadınları neşelidir gibi.

Halk kültürüne, sıradan bilgiye dayandıkla-rından sözlü kültüre dâhil ürünlerdir. Çeşitli gruplarca konuşularak edinilir, yayılır ve böyle-ce davranış haline gelirler.

Kalıpyargılar, toplumun gelenek ve göre-neklerinden meydana gelirler. Bu yüzden top-lumsal inanışlar yaratırlar.

Kalıpyargılar kısmen basit bilgilerdir. Tartış-ma konusu olan sorun hakkında bilgi edinilme-sini ve kişisel bir kanıyı oluşturmayı kolaylaştır-maktadırlar.

Genel olarak yanlış olsalar da bu özellikleri-ni kaybetmezler. Hatta çoğu zaman kalıpyargı-larda gerçeğin payı oldukça azdır. Bu yüzden haberleşme süreçlerine ve insanların kavram-laştırma eğilimlerine göre tutumlar ve kanaat-ler, sosyal kalıpyargı haline gelirler.

Her ne kadar kalıpyargılar de-ğişmeye karşı dirençli olsa-lar da değişme potansi-yeli olan şemalardır. Örneğin, 1930’lu yıl-larda zenciler için oluşturulmuş olan olumsuz kalıpyargı, 1960’lardan sonra gerek sanatsal etkin-likler, gerek spor et-kinlikleri, gerekse bu in-sanlarla daha fazla etkile-şime yol açan diğer fırsatlar sayesinde bir ölçüde de olsa değiş-miştir. Şunu vurgulamak gerekir ki, kültürel et-kilerle kaçınılmaz olarak oluşan bu kalıplar ço-ğu zaman bireylerin ve toplumların belleğinde-ki organizasyonu koruyarak, ayrıntılar içinde dağılmaya engel olurlar. Ancak, kişilerarası ile-tişimde çarpık algılardan, yanlış yargılardan kaçınmak için, kalıpyargıların algı ve değerlen-dirmelerimizdeki etkisini göz önünde bulundur-mak gerekir. Eğer kişiler, kalıpyargıların etkisi ile algılama özgürlüklerini kısıtlarlarsa, bireyler düzeyindeki etkileşimlerde karşılarındaki kişi-ye özgü gerçekleri gözden kaçırabilirler.

(3)

Algıların gerçeği yansıtması için, şemaların gücünün farkında olmak ve bunların doğruluk-larını sık sık test etmek gerekir. Eğer kişilera-rası iletişimde özenli değerlendirmeler yapar-sak, yeni bilgileri eski bilgi kategorilerine ekle-mekle yetinmek yerine, kişilerin kendilerine öz-gü gerçeklerini yakalama şansımız olur.

Kişiler arası iletişimi böylesine etkileyen ka-lıpyargıları besleyen en önemli kaynaklardan birisi medyadır. Yazarlar, yönetmenler, yapım-cılar, muhabirler ve editörlerin önyargıları so-nucunda medyada

kalıpyargılar ortaya çıkabilir. Bununla birlikte izleyicinin bir kişi ya da grubu ko-laylıkla ve hızlı bir şekilde algılamasını sağladığı için kalıp-yargılar medya için vazgeçilmez bir un-surdur. Bir kişi veya durumu karakterize etmek için kalıpyar-gıların kullanılması çok daha karmaşık açıklamalar yap-maktan daha hızlı ve daha kolay bir

şekilde sonuca ulaştırmaktadır. Bu nedenle de medya bilerek yada bilmeyerek pek çok kalıp-yargıya yer vermektedir.

Algılama sürecimizi etkileyen medyadaki bu kalıpyargılar olumlu olabileceği gibi olumsuz da olabilmektedir. Reyting uğruna olumsuz ka-lıpyargıların pekiştirilmemesi konusunda med-yaya önemli sorumluluklar düşmektedir. Med-yanın bu sorumluluğunu yerine getirmesini beklemek tek çözüm yolu gibi

görülmemekte-dir. Bununla birlikte izleyicilerin de belirli bir bi-linç düzeyine sahip olması gerekmektedir. Özellikle hafızalarında pek çok kalıpyargı için pekiştirmeye hazır bir altyapıya sahip olan gençlerin bilinçlendirilmesine ayrı bir önem ve-rilmelidir. Eğitim literatürü bu sorunun çözüm adresi olarak medya okuryazarlığını göster-mektedir. Kalıpyargılar (Stereotip) konusu medya okuryazarlığı programlarında yer al-makta ve derslerde ele alınal-maktadır. Bunlar-dan en yaygın olanlarına aşağıda kısaca deği-nilmiştir.

1. YAŞ: Medya-nın yaygın olarak kullandığı kalıpyar-gıların başını yaş gruplarıyla ilgili olanlar çekmekte-dir. Yaşlılar, yetiş-kinler, gençler, ço-cuklar ve bebekler bu gruplardan ba-zılarıdır. Örneğin medyada gençler sık sık isyankâr, asi olarak resmedilir. Çocuklar ise yetiş-kinlerden daha se-vimli ve daha kü-çük olarak gösterilir. Oldukça yaşlı insanlar ise güçsüz, şikâyetçi ve inatçı olarak gösterilmek-tedir.

2. MESLEK: Medyadaki kalıpyargılar bazen belirli bir meslek grubu ile ilgili olur. O katego-rideki kişiler bazı ortak özelliklere sahiptir. Bu kategorideki herkesin bu özellikleri taşıdığı dü-şünülür ve herkes bu kapsamda değerlendirilir. Medya da bu kalıpyargıların pekişmesine yol açar. Hayatınız boyunca her hastaneye

(4)

gittiği-nizde beyaz önlüklü doktorlar gördüyseniz, seyrettiğiniz bütün filmlerde, okuduğunuz ki-taplarda, göz attığınız dergilerde doktorlar hep beyaz önlüklü iseler, o zaman sizde “Doktorlar beyaz önlük giyer” düşüncesi kalıplaşmış ör-nek haline dönüşmüştür. Bu da özellikle çok net olmayan ilk karşılaşmalarda karşınızdaki kişi ile ilgili algılama sürecinizi ve o kişi hakkın-daki izlenimlerinizi etkiler.

3. KÜLTÜR: Medyadaki kalıpyargılardan bir diğeri de kültürdür. İskoç, Amerikan, Japon gi-bi. Hintliler ve diğer Güney Asyalılar sık sık es-naf veya süpermarkette tezgâhtar olarak res-medilmektedir. Medyada onları file binerken, ineklere taparken, Bollywood filmlerini izlerken ve çeşitli baharat türlerini yerken görürüz. De-veye binen, bir halı üzerinde uçan ve nargile içen Araplar; hazır yiyecek mağduru obezler ve at üstünden inmeyen kovboylar olan Ameri-kalılar; aşırı derecede erdemlilik taşıyan, kor-kunç aşçı, ajan ve siyaset konusunda uzman olan İngilizler medyada sıkça görülebilecek kültürel kalıpyargılardır.

4. CİNSİYET: Medyanın yaygın olarak kul-landığı kalıpyargılardan bir diğeri de cinsiyet ile ilgili olanlardır. Oğlan çocukları, kız çocuk-ları, kadınlar ve erkekler gibi. Mavi giyen oğlan çocukları arabalarla oynamaya teşvik edilirken kız çocukları pembe giyer ve oyuncak bebek-lerle oynar. Erkekler güçlü, dayanıklı (asla ağ-lamazlar), sportmen ve maceracı olarak göste-rilirken kadınlar kocasının başının etini yiyen ev kadını, kırılgan ve edilgen olarak resmedil-mektedir.

5. SOY YA DA ETNİK KÖKEN: Medyada ırk ile ilgili kalıpyargılar sıkça görülmektedir. Si-yah, beyaz ve Yahudi gibi. Afrika kökenli Ame-rikalılar çete üyesi azılı suçlular olarak

gösteri-lirken Yahudiler ticarette kurnaz ve hırslı olarak resmedilir.

6. DIŞ GÖRÜNÜŞ: Medyada yoğun olarak yer alan kalıpyargılardan biri de insanların dış görünüşüdür. Güzel, çirkin, çalışkan öğrenci gibi. Örneğin kısa boylu ve sıska erkekler ge-nelde kurnaz olarak gösterilirken genç, güzel, uzun ve zayıf kadınlar sık sık aptal olarak res-medilir.

7. AİLEDEKİ KONUM: Aile içerisindeki bi-reylerin konumlarıyla ilgili kalıpyargılar da medyada sıkça görülmektedir. Anne, baba, kız kardeş, erkek kardeş, nine ve dede gibi. Abi ve ablalar daha çok acımasız ve halden anlama-yan biri olarak, küçük kardeşler ise sinir bozu-cu ve dikkat çekici olarak resmedilmektedir. Sevecen ve yaşlı görünümlü büyük anneler ise mükemmel lezzette yemekler yaparlar.

Bu kalıpyargılar ayrı ayrı olarak derslerde ele alınabileceği gibi mevcut ders konuları ile ilişkilendirilerek de çalışılabilir. Aşağıdaki soru-lar sınıfta öğrencilerle kalıpyargısoru-ların (stere-otiplerin) etkisini tartışmaya yardımcı olabilir.

Kalıpyargılarda neler “erkeksi” yada “kadın-sı” anlamına gelmektedir?

Dayanıklı, duygusuz, hükmeden, araba ta-mir eden vb. erkeksi anlamına gelmektedir.

Güzel, kırılgan, edilgen, nazik, yemek ya-pan, dikiş diken vb. kadınsı anlamına gelmek-tedir.

Bu rollere konulmazlarsa erkekler ve kadın-lar hangi isimlerle adlandırılmaktadırkadın-lar?

Erkekler hanım evladı, inek öğrenci yada pısırığın teki olarak adlandırılırken kadınlar er-kek Fatma olarak adlandırılmaktadır.

(5)

Cinsiyetle ilgili kalıpyargıları nereden öğren-dik?

Toplumdan, aileden ve medyadan.

Medyada ve özellikle televizyonda neden kalıpyargılar kullanılmaktadır?

Kalıpyargılar bir karakterin rolünü izleyicinin hızlı bir şekilde ve kolaylıkla anlamasına imkân verir.

Kalıpyargıların bizim üzerimizde hangi etki-leri vardır?

Olumlu kalıpyargılar belirli rolleri yerine ge-tirmek zorunda olduğumuzu anlatarak topluma uyum sağlamamıza yardımcı olur. Ancak olum-suz kalıpyargılar algılama sürecimizi etkileye-rek yanlış hükümlere varmamıza sebep olabi-lir. Bu nedenle de olumsuz kalıpyargılara karşı dikkatli olmalıyız.

Öğrenciler ev ödevi olarak aşağıdaki çalış-mayı da yapabilirler (Wan ve Cheng, 2004).

1. Herhangi bir TV programından bir karak-ter seçin. Kısaca bu karakkarak-terin kişilik profilini yazın. Karakter size özellikleriyle ilgili olarak hangi bilgileri veriyor?

2. TV’deki bir karakteri nasıl değiştirirsiniz ve karakterin daha ilgi çekici olması için neler yapabilirsiniz?

3. İzlediğiniz TV programlarından birisine yeni bir karakter ilave edin. Karakterinizin yay-gın bir kalıpyargı ile özdeşleşmesine çalışın.

Olumlu bir şekilde karakterinizi nasıl tarif edersiniz (örneğin zeki, memur yada lise öğ-rencisi)?

Karakteriniz hakkında olumlu bir mesaj

ver-mek için kullanabileceğiniz unsurlar nelerdir (örneğin bir sırrı çözmesi, başkalarını koruma-sı, gerçeği söylemesi, suçluları yakalaması)?

KAYNAKLAR

BBC (2002). Ethnic stereotypes in the media. http://news.bbc.co.uk adresinden 04.11.2008 tarihin-de eltarihin-de edilmiştir.

GÜRSES, İbrahim (2005). Önyargının Nedenleri. Bursa: T.C. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: 14, Sayı: 1, s. 143-160.

MAT (2008). What is a Strereotype? http://www.media-awareness.ca adresinden 04.11.2008 tarihinde elde edilmiştir.

NMSA (1999). Opening the Door to Diversity: Voices from the Middle School (Resource Guide). 1999. Westerville, OH: National Middle School Association. ÖDGM (2008). Kişilerarası İletişim. Bilkent Üniversitesi Öğrenci Gelişim ve Danışma Merkezi. Ankara: http://www.bilkent.edu.tr/~dos/ogdm/b_kslrileti-sim.html adresinden 04.11.2008 tarihinde elde edil-miştir.

ÖZŞEKER, Rana (2007). İlk İzlenim İçin İkinci Bir Şans Yok. Kariyer Dergisi, Sayı 49.

SINGER, Dorothy G. ve Jerome L. SINGER (1991). Creating Critical Viewers. The National Academy of Television Arts and Sciences. www.washington.edu adresinden 16.07.2008 tarihinde elde edilmiştir.TEZ-CAN, Mahmut (1974). Türklerle İlgili Stereotipler (Ka-lıpyargılar) ve Türk Değerleri Üzerine Bir Deneme. Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yayınları 44. TUTKUN, Ömer F. ve Mustafa KOÇ (2008). Mesleklere

Atfedilen Kalıpyargılar. Ankara Üniversitesi Eğitim Bi-limleri Fakültesi Dergisi, yıl: 2008, cilt: 41, sayı: 1, s. 255-273.

UNESCO (2003). Media Education in the Pasific: A Gui-de for Secondary Shool Teachers. New Zeland: UNESCO Office fort he Pasifis States.

WAN, Goufang ve Hong CHENG (2004). The Media Savvy Student: Teaching Media Literacy Skills, Grade 2-6. Chicago: Zephyr Pres.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu durum “Yerlere çöp atma” istenmeyen öğrenci davranışının sınıf ortamını olumsuz etkilediği, öğretmenlerin bu davranışla “bazen” ve “çok az”

Gerçekten büyük olan insanların, sadece başarılı olanlar karşısındaki alametifarikası, zorluğun yokluğu değil, tersliklerden, hatta dehşet verici facialardan, öncesine göre

 EBH almasına karar verilen hasta hekimin direktifleri doğrultusunda Evde Bakım Kuruluşuna sevk edilir,.  Taburculuk Planlaması Görevlisi, EB Kurumu görevlisine

Sunulan bu çalışmada, elektromanyetik alanın ökaryotik transkripsiyon üzerine etkisi, elektromanyetik alana maruz bırakılan ve bırakılmayan S.cerevisiae hücrelerinde

Anahtar Sözcükler: Kur’ân, Beled Sûresi, Tefsir, Olumlu ve Olumsuz İnsan Tipleri...

Olumlu sayılabilecek katılım türleri oydaşma, danışma, işbirliği ve bütünleşme başlıklarında toplanırken klientalizm, to- kenizm ve depolitizasyon da siyasal

Aşağıdaki cümlelerden olumlu olanların gülen yüz, olumsuz olanların üzgün yüzünü işaretleyin.. VERİLMEYEN

Aşağıda verilen cümlelerde olumlu olanları olumsuz cümleye, olumsuz olanları olumlu cümleye çevirip alttaki yere yazın.... OLUMLU VE