Hale Arpacıoğlu’nun resim sergisi Galeri B M ’de nisan ayı sonuna dek sürüyor
Resim, yaşam
ve bilinç
“Sanatçı neyi yaşıyorsa onu yapıyor” diyor
Arpacıoğlu. Resminde “kendiliğindenliğe” ve
“sezgilere” çok önem veriyor.
AHU ANTMEN________
Ressam Hale Arpacıoğlu’nun yedinci kişisel sergisi geçen gün lerde Galeri BM’de açıldı. Sa natçı ile görüşmeye gittiğimizde, resimleri galerinin duvarlarına henüz asılmamıştı; Arpacıoğlu- nun deyişiyle resmin “duvara asıldıktan sonraki serüveni”
başlamamıştı henüz.
Bu sonraki aşama aslında kendi başına bir serüvenin kü çük bir parçası, Hale Arpacıoğ- lu’nun kendi “resim serüveni”.
Öyle bir serüven ki yaşamın kendisinden soyutlanamıyor, çünkü sanatçı yaşamla besleni yor. Bu serüven de yaşamın ay rılmaz bir parçası oluyor. Arpa- cıoğlu’na göre “sanatçı ne yaşı yorsa onu yapıyor..."
1976 yılında İtalya’da Roma Güzel Sanatlar Akademisi’nden mezun olan Arpacıoğlu, hemen resim yapmaya girişmemiş, bek
lemiş... İç dünyasının olgunlaş ması ve bir görüş kazanmak için. İlk sergisini 1981’de, tam beş yıl sonra açmış. Arada ge çen sürede? “Yaşadım” diyor.
Resim aslında bir “doğum olayı” sanatçıya göre. İçindeki- ni dışarda görmek, anlatmak is tediği bu olmalı. Bunu şöyle açıklıyor: “Sonunda bir şeye ulaşmış oluyorum, ama bu, za ten var olan bir şeyi yakalamış olma durumu. İnsanın karanlık yanından bir şeylerin açığa çık mış olması, form kazanmış ol ması.” Tüm bunlar bir süreç içinde gerçekleşiyor. Ama tek bir süreç değil bu, en azından sanatçı için değil. Öncelikle bir
“an” söz konusu. Arpacıoğlu,
“Yaratıcılık kendini verme anın da gelip sanatçıyı bulan bir şey. Yani karar vermek ve sonra uy gulamak diye bir şey yok” diyor. O “an”ın sanatçının gevşediği, belki de kendini bıraktığı zaman
geldiğine inanıyor. Ve süreç baş lıyor... Bir “yaşantı” başlıyor tu val ile ressam arasında.
Ressam ın, “ k arşılaşm ayı başlattıktan” sonraki serüveni ni şöyle anlatıyor Arpacıoğlu:
“Yaratacılık başladıktan sonra sanatçının yaşadığı bir dizi kişi sel reaksiyonlar var. Bu reaksi yonlar sonucu sanatçı üretiyor. Bu süreçte sanatçının yaşadığı bir dizi sıkıntı, çaba, acı, reddet me, kabullenme, beceriksizlilik ve karar var. Sanatçının bunla
rın hepsinin bilincinde olması gerekmiyor. Bana göre bilinç ile kıyaslandığında bilinç dışı sanat için çok zengin bir kaynak ve en az bilinç kadar geçerli. ”
Hale Arpacıoğlu resminde,
“kendiliğindenliğe” ve sezgilere çok önem veriyor. Çünkü ona göre sanat tamamen “içten ge len bir şey”. Ve yaptığı iş, sanatçı kişiliğinin ödemek zorunda ol duğu bir bedel... Resim yapmak, sanatçının "müthiş bir malzeme ile dolu” iç dünyasının ortaya
çıkmasına yardımcı olan bir ey lem Arpacıoğlu’na göre.
Hale Arpacıoğlu etkilenmeye açık bir yapısı olduğunu söylü yor. Baktığı yerse hep “Batı” ol muş. Bazı ustalar sayıyor kendi sini etkileyen: Cezanne, Matis- se, Picasso... Türk resminde ise belli bir üslup olmadığına ve ekollerin değil kişilerin var oldu ğuna inanıyor. Üstünde durdu ğu, hep kendi resmini yapmaya çalıştığı: “Kendi içime bakarak yol almaya çalıştım hep.”
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi