• Sonuç bulunamadı

Adalet Ağaoğlu:Roman, oyuna göre, daha çok sabır istiyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Adalet Ağaoğlu:Roman, oyuna göre, daha çok sabır istiyor"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Adalet Agaoglıi:

“Roman, oyuna göre, daha çok sabır istiyor,,

Sanat hayatına jiirle giren(son-

ra sahne ve rad yooyunları ya - zarak, çevirerek ün yapan A d a ­ let A ğ a o ğlu ilk romanını y a ­ y ın la d ı: "Ö lm e y e Yatmak Adalet A ğ a oğlu bu romanı için dört yıld an daha fazla bir süre çalıştığını söylüyor.

B ir oyun yazarı ola - rak,ayrı bir türde çalışma­ nın farklılıklarından, güç - lüklerinden söz eder mi - siniz ?

Ortaya çıkarmak cesare­ tini bulamadığım roman ve öykü çalışm alarını saymaz - sak, doğrudur, "Ö lm eye Yat­ m ak" ilk roman denemem.1968 y ılı sonlarından bu yana beni uğraştıran b ir konu b u . Cum­ huriyet dönemi aydınlarının yönetimde a ğırlık kazanma­ ya başladığı, ilk öğrenci h a ­ reketlerinin geliştiği b ir dö - nemde bir durakta durulup sağa-sola iyice b ir bakılm a­ sı gereğini duydum.

Oyun yazarı olarak böyle b ir roman çalışm ası yapmak beni şöyle b ir deneyden ge - ç i r d i : Roman belki daha güç b ir iş değil ama, sabır iste - yen b ir iş. Çok sabır. Çok kol em eği.Seçtiğim tem ve y ö n ­ tem şimdiye değin oyun yaza­ r ı olarak yaptıklarımdan güç­ tü zaten. Ayn i düşünceyi d ile ­ diğim genişlikle oyunlaştıra- bilseydim aynı güçl k yine sözkonusu olacaktı.Ancak b ir ayrım söylenebilir: B ir oyun 60-70, bilem ediniz 80-90 say­ fa içinde biter. B itm elidir . Roman, bilinen şey, genişle - me, yayılma olanağı v e riy o r . O zaman da karşınıza bu ge - nişlemenin yayvanlaşmama- sı sorunu çıkıyor. Ve tabii b ir de yazı makinası başında dur­ madan kol sa llam a.. .İşin bu yanınının herhalde bazı ko - laylıkları vardır ama, o aşa­ maya gelmedim henüz.

"Ölm eye Yatmak" ne - den söz ediyor? Özü ne -

d ir ?

Cumhuriyet kuşağı işba­ şında. Çoktandır bu kuşağın önemli y erlerd e tem silcileri var. Her katta ve her sorum - luluk.her eğilim ,h er düşün­ ce altında. Ve herkes durma - dan Atatürkçülükten, Atatürk

ilkelerinden sözediyor. Ata - türk,dünya m ille tle ri içinde tutunmamız ve kalkınmamız için günün koşullarını da hiç gözden ırak tutmaksızın ilk e­ lerin i koydu ve 1938'de de ö l­ dü. Sonra ne oldu?Nasıl uygu­ landı onun ilk e le ri? N a s ıl y e ­ tişti o öldüğü y ıl ilkokullarım b itiren ler? Okuma-yazma se­ ferberliğinin ilk ya da ikinci n e fe rle ri? Onlar yetişirken dünyanın ve Türkiye'nin duru - mu neydi ? Onlar bu durum­ dan ne denli haberliydiler ? "E y Türk Gençliği i B irinci V a z ife n .. . " Nedir bir ilk gö ­ re v , hele o yaşlarda? Benim belgesel romanın bir kişisi şöyle soruyor kendi kendine : "N ed ir b ir ilk görev ?Size v e ­ rilen ve sizin de gücünüzü ölç­ meden yüklendiğiniz bir s o

-YORUMLARIN YORUMU

(Devam )

neyi denetliyebiliyordu. Sah - nedekilere gelince ; dinleme­ si doyumsuzbir M ozart şar - k ıcısı oluverm işti Suna Korad (Constanze). O hep bildiği - m iz tatlı "colora tu ra "sı, g e ­ niş ve rahat " ses boyutu" ve oyun gücüyle ideal yıldızdı , hele "M arten a ller arten" g i ­ bi ölçü taşı b ir arya ile v e ri - minin doğruğundaydı. Atilla Manizade (Osman)sesi, tek - niği ve "karakter" çizişinde - ki ustalığı ile sanat yaşam

ın-rumluluk?" Cinsel hayata ka­ dar her alanda bu sorunun çevresinde döndüm "Ö lm eye Yatmak" ta. Yukarda da söyle­ diğim gibi nereye doğru ve na­ sıl olduğu pek de açık seçik bilinmeyen yorucu b ir koşu - nun b ir yerinde soğukkanlı - lıkla durup,bir durakta bek­ leyip sağa-sola iyice bir bak­ mak gerekiyordu.

Günümüz Türk roman -

cılığı, sorunları konusun -

daki düşünceleriniz ?

Ülkemizde günümüz ro - inancılığını elimden geldiğin­ ce yakından izlem eye ç a lışı - yorum. Bu konuda konuşabil­ mek için kendimi b ir incele - m eçi gibi donanmış görmü­ yorum ama, okudukça çoğunu, diyorum k i : "İy i valla, ektiği­ mizden fazlasını ve ektiğim iz den iyisini biçiyoruz. " Hep­ sine saygı. B ir de şu dikkati­ mi çekiyor: Romanımız son yıllarda hızla yenilem eye ça­ lış ıy o r kendini. Oğuz Atay'ın "Tutunamıyanlar"mı buna bir işaret olarak görüyorum .D a­ ha soluk alınabilecek b ir o r ­ tamda bütün b irik m ler gürül gürül dökülecektir ortaya gi­ bime gelir.

Çağımız romanı nasıl o l ­ m alı ? Bunu kesin belirlem ek güç. H er şey çok çabuk deği - şiyor • Am a değişmeyen bir şey var. İçtenlik eskim iyor . Soytarılık ise kendini her say fa arasından ele veriyor.

Batı toplumlarıyla ki

-da bir aşama -daha yapmış, u- luslararası bir düzeyde bu - lunduğunu bir daha gösterm iş ti. Oya Tekin (Blondchen) g e ­ cenin b ir diğer başarılı ele - manı, o her zamanki ş a ş ırtı­ cı kolaylığı, rahatlığı içinde sürdürdüğü müzik çabasının yanısıra ölçülü doğal oyunuy­ la da Sarayın en sevim li ki - şişiydi. Kevork Boyocı (B e l - monte) "le g g e ro " titre ş im le ­ riy le duygulu b ir "â g ık ",z a - r i f b ir "soylu " kalabildi,oyu­ nun genel niteliğini korudu .bek­ lenen de buydu. EnderArıman (P e d r illo ) partisyonun çizd i­ ği sınırla çev rili müzik so

-yaslarsak, kadın yazar yö­ nünden bereketli bir ülke - yiz. Kadın yazarlarımızın durumu, toplumumuzda - ki yeri nedir ?

"Kadın Y a za r” ayrımına girm ek de b ir şartlanmanın sonucu. Yabancı ansiklopedile r i açtığımda hiç b ir kadın ya­ zarın adının önünde ya da a r­ dında "woman w r ite r " ya da "A u trice ( ! ) " falan g ib ib ir ö - zel tanımlama görmüyorum . B ir kadın yazar üstünde ya­ zan in celem eciler de işin bu yönü üstünde pek durm azlar . Bizde kadın yazarların Batı ülkelerine göre daha çok ol - duğu ıi' izlenim ini veren de u- mulmadık yerden taş düşme­ si gibi b ir hazırlıksızlıktan olsa gerek. Bakın özel dikka­ tinizi çekm iş. Çok mudur ka­ dın yazarım ız, az m ıdır diye düşünmüşsünüz üstünde. Sizin durumu böyle ö zelleştirerek görm eniz gibi bizim göze çok görünmemiz de doğaldır. Her doğrultuda çok bizim kadınla­ rım ız.G erçekte toplumumuz­ da insanlarım ızın durumu ney se kadın yazarlarım ızın da durumu o. Çoğunun nufus ka­ ğıdında ya da pasaportunda " e v kadını " diye yazar. Me - muriyetten ayrıldığım dan ve kendimi yalnız yazılarım a verdiğimden bu yana yazar an kadaşlarımdan b ir bölüğü bile bana durmadan"şimdi ne iş yapıyorsun ? " diye soruyor - l a r .

■ CAN KOLUKISA

rumluluğunu aksatmadı, aynı rolün sağladığı komedi ölçü - siinü abartmadı.

Saraydan k ız ı kaçırdık so­ nunda. Hem de yü zyılla rı a - şan opera geleneğine sahip or tamlarda b ile az rastlanan bir ustalıkla. Başta Aydın Gün ol­ mak üzere tüm g ö re v lile re se­ lâm!

İstanbul F estivali sona e r ­ di iki gün önce. Ama eminiz , yankıları sürecek,bütün bun - lar daha olumlu, daha verim ­ li olabilm esi, sürekli aşama­ la r gösterm esi için gereklika ra r ve uygulamalara ışık tu - tacaktır.

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

Düzenli depolama sahasının bu temel yapıları, çöplerin depolandığı sahalarda oluşan fiziksel, kimyasal ve biyolojik olayların birer ürünü olan depo gazı ve sızıntı

Ama o evlatlar haberlere Ergun Bala gözüyle bakmayı, sayfalarım Ergun Bala titizliğiyle işlemeyi sürdürecek ve Ergim Ahi'lerinden "Aferin" alabilmek için

Conclusion: A rectus abdominis myocutaneous flap can be successfully used in patients with groin and upper thigh defects due to its.. predictable and robust vascular supply,

köşeleri seçersek, baskınlık kümesi şartı sağlanmış olur ve aynı zamanda bu iki köşe birbirine komşu olmadığından bağımsız baskınlık kümesinin şartı

Kurtuluş Savaşı sırasında Bayar'ın aktif olarak mücâde­ leye katıldığını yazan gazete­ ler, ilk Türk parlamentosunun bugüne kadar yaşayan tek üyesi olan

(Kişisel Arşiv).. ve II’ye göre belirlenecek orandan fazla ise, temerrüt faiz oranı olarak, kararlaştırılan anapara faiz oranı uygulanacaktır. Ticari nitelikteki bir

Tablo 24’te görüldüğü gibi, ekonomik büyüme ve kayıt dışı istihdam arasında sadece ekonomik büyümeden kayıt dışı istihdama doğru tek yönlü nedensellik ilişkisi