• Sonuç bulunamadı

Madame Butterfly temsili

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Madame Butterfly temsili"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

MADAME BUTTERFLY TEMSİLİ Devlet üonsarvatuvqri memleketimizde ilk defa olarak bir operayı tam olarak temsil etdi. Milletin bu feyzini ölmeden görmüş ol­ mak çok güzel birşey ama,"benîm gibi öm­ rünün yarısını herhalde çokdan aşmış adam­ lar için daha pek çok şeyi idrâkin müyes­ ser olamayacağını düşünmek hazin. Türkçe ve tam olarak temsil edilen ilk opera olmak nasibini kazanan Madame Butterfly’ın mû­ sikîsi, herkesin bildiği veçhile, G i a c o m o P u c c i n i isimli ve mâruf İtalyan beste­ kârı tarafından yazılmışdır. Opera livresini vücude getiren müteaddid isimleri ise hâfı- zam saklamak istemedi. Zirâ bu livrenin ba­ na hâtırlatdığı isim P i e r r e L o t i’dir, ve çok eskiden Viyana’da seyretmiş olduğum Die Rose von Stamboul isimli ve lâtif operet L o t i’nin Les désenchantées romanının so­ nundaki elem ve mâtem tatlı ve mes’ûd bir netiyceye tahvil edilmiş ve sırf buna îstinâ- den L o t i’nin anılmasına lüzum görmeye­ rek yapılmış bir adaptasyonu olduğu gibi, bu Japon hayatı operasında da yine adı anılmayarak Fransız romancısından istifâde edilmiş, onun Madame Chryzantème'i elem ve ölümle bitirilmişdir... Vak’a şudur: belki bâzı geri İslâm memleketlerinde de hâlâ de­ vam eden bir ananeye tevfiykan, yolu Ja ­ ponya’ya düşen Amerikalı bir bahriye za ­ biti, hayatında Japonya'dan hoş bir hâtıra kalması için çiçeklerden ve kâadlardan ku- rulub şilteler ve saksılarla tefriş edilmiş bir Japon evinde güvey girmeğe karar verir. Asil fakat fakır düşmüş bir rakkase ile mu­ vakkat nikâh kıyılır. Fakat bu Japon kızı çok

(2)

hassasdır,, kocasına derin bir aşkla bağlanır, ve Amerika'da muvakkat nikâh olmadığını düşünüb bu izdivacın daimî oldypuna (ken­ dince hükmederek, zabit gitdikden sonra da kendisini evli saynic&da devam eder; mace­ ranın mahsûlü olub altın saçları ve mâi göz­ leriyle müftehir bulunduğu yavrusunu büyüt­ meğe netsini vakfeder. Gerçi parası kalma- mışdır. Lâkin o kocasının mutlaka geleceğin­ den emin, küçücük evinde, tam bir sakâkat içinde beklemekdedir. Filhakıyka zabitin gel­ diğini öğrenmekde gecikmeyiz: evet, gel- mişdir, fakat evli olarak, karisiyle beraber. Ve vaziyeti hepimizden sonra anlayan za ­ vallı Madame B u t t e r f l y yavrusunun gözlerini bağladıkdan sonra intihar eder ve nihâyet yetişib kendisini kollarına alan za ­ bitin sinesinde can verir.

Eseri tam yirmi yıl önce Roma'da ve Ja­ pon kızı rolünde bir Japon artistiyle görü­ şüm ise sahne hâtıralarımın en kuvvetlilerin­ den biridir. Bu artist, imlâsını kat’î olarak bilemeyorum ama, T a b a k i - M i y u r a isimli bir kadındı. Bana: "bülün Avrupa’yı büyük operalarda sâde bu rolü oynamak üzere dolaşır, mühim sahneler her Butterfly temsili için kendisini angaie etmeğe çalışır­ lar,, denmişdi. Sevgili kocasının nihâyei gel­ diğini anlayıb fakat ne şekilde gelmiş oldu­ ğundan bihaber, ve pürsaadet, pürheyecan son perdede sahneye avdet ederek "Dove? Dove?„ sözleriyle kendisini ararken yerim­ de — esâsen bu yaşda da nadiren hâkim olabildiğim — âsâbımın bir galeyantyle hıç­ kırarak ağlayıvermiş olduğumu hatırlayorum. Hayatımda ikinci defa olarak nihâyet göre­

(3)

bildiğim Madame Butterfly olan Türk kızı, M e s ’ û d e Ç a ğ l a y a n’a gelince, göz­ lerimi rikkatle yaşartmak için oyununda öte­ kinin kudretini göstermeğe muhtaç değildi. Bu böyle olmakla beraber, kendisine veril­ miş bilgi ve hele görgü imkânları içinde eri­ şebileceği muvaffakiyetin âzamisine varmış ve hattâ bunu geçmişdir. Rolünü bütün var- lığıyle, eti ve kaniyle benimsemişdi ve en kudretli sahneler isteyen eserlere belki kifa­ yet edemeyecek olan sesi, P u c c i n i’nin ensfrumentasion’u zâten meselâ W a g - n e r gibi pürvelvele olmayan mûsikîsine tamâmen yetiyordu. Onun karşısında Ame­ rikalı zabit, A y d ı n G ü n , zâten silik ve hattâ menfî olan rolünde biraz sönük ka­ lıyor ve tatlı sesi hele son perdede biraz gayr-ı kâfi hissini veriyordu. Japon kızının sâdık hizmetçisi rolünde N e c d e t'i, da­ yısı rolünde N e v z a d’ı ve ecnebi ile bu izdivacdan gazab içinde kalarak heykeli en- dâmıyle nârin Japon evinin bahçesini çö­ kertmesine ramak kalan N u r u I I a h S e v k e t’i ayrıca zikretmek isterim. İlk perdeyi dolduran ve rengârenk elbiseleriy­ le sahneyi şenlendiren Japonya ahalisi, yel- pâzeli kadınlar ve bahçe ile evin içi gözler için ayrı ayrı birer hazdı. Fakat vak’anın geçdiği ve programın (zamanımızda

(4)

Naga-zaki şehrinde şehrinde geçmekdedir) diye takdim etdiği bu ajponya ile Japonya’nın bugünki âlem karşısında arzetdigi manzara arasında ne büyük bir tezad mevcud bulun- makdadır ve hakıykat bu sahnedeki hayâlât ile ne acı bir şekilde istihza eylemekdedir! Daha bu asır başlamadan önce komşusu Çin'le harbe koyularak kazandığı şehirler, eyâletler ve kıt'alarla bir türlü doymak bil­ meyen ve kendisini ne zaman tatmin edilmiş sayacağı maalesef meçhul bulunan bu em­ peryalist millet nerede, bu piyesin lâtif de­ korları içinde kuşlar gibi cıvıldaşarak ve ke­ lebekler gibi uçuşarak dolaşan ve iki alela­ de Avrupalı önünde ipekli entarileri iki kat, dört kat olub eğilen bu acaib, oyuncak gibi insanlar nerede? Onları velev ki bir opera sahnesinde olsun bu halde görmek bugünün birbirini yiyen Avrupalı milletleri için belki bir cin bir teselli olur ama, mağrur ve haris yeni Japon herhalde bu femâşaya taham­ mül etmese gerekdir.

...Fakat sözü nerelere götürmüşüm? Böy­ le bir yazıyı siyâsî mülâhazalara bulaşdır- mamak ve bu büyük sanat muvaffakiyetin­ de hissesi bulunanları en yüksekden en mü- tevâzıına ve unutulmuşuna kadar tebrik et­ mekle bitirmek lâzımdır.

o

,

i

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

P.25 Baski Için Kağit Yerleştirmek ... P.25 Mürekkep Silindiri Değiştirme ... P.26 Genel Bakim Talimatlar ... P.27 Ondalik Noktasi Seçim Şalteri ... P.27 Genel Toplam / Vergi

Mültecilere Yardım Kuruluşu sana iltica prosedürü hakkında bilgi verir ve iltica prosedürün sırasında şahsen destek verip diğer kuruluşlarla bir sorunun olduğu

YN(TYT)20173-3 Diğer sayfaya geçiniz.. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Şinasi’nin önce iki bölüm olarak yazdığı Şair Evlen¬. mesi adlı

diğimiz şeyle bağlantılı değildir. Ondan tümüyle ayrı olan bir şeydir. İyiliğe kötülüğün zıddı olarak değil, olduğu gibi bakmak gerekir. İyilik erdemli

Arama başlığını sallayarak aldığınız Hedef ID değerini kapalı ise açmak veya açık ise kapatmak için Pinpoint/Onay tuşuna basınız.. The LEGEND reddedilen hedefler için

Hibe almaya hak kazanmış öğrencilerin, faaliyete başlamadan önce kabul mektuplarında yer alan tarihlere göre, alacakları hibe, Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanmış

 Tez/proje dersinin ECTS değeri yeterli olmadığı ya da kurumda böyle bir dersin bulunmadığı durumlarda karşı kurumdan 30 (±5) ECTS değerinde ders alan

Rejim bir yandan klientalist ekonomik ilişkileri sürdürür ve kendi yandaş sermayesine büyük ihaleler açar -dünyada en fazla kamudan ihale alan 10 firmadan 5’i