• Sonuç bulunamadı

Belguedj'in Makalesine Göre Cezayir Konuşma Dilindeki Türkçe Kelimeler ve Tunus'taki Durum Doç. Dr. M. Öcal Oğuz

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Belguedj'in Makalesine Göre Cezayir Konuşma Dilindeki Türkçe Kelimeler ve Tunus'taki Durum Doç. Dr. M. Öcal Oğuz"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Türkiye'de üzerinde yeterince du-rulmad›¤› ve bilimsel araflt›rmalar yap›l-mad›¤› kan›s›n› tafl›d›¤›m Kuzey Afri-ka–Türkiye etkileflimi sorunsal›n›n keli-meler düzeyindeki yans›mas›na iflaret eden bu de¤erli makale (Belguedj, 1971),1 Cezayir konuflma dilinde

yafla-yan Türkçe'den ödünçlenmifl kelimelerin dünyas›n› yaflad›klar› ortamla birlikte elefltirel olarak vermektedir. Biz bu yaz›-da, Cezayir konusunda hiçbir katk›m›z olmaks›z›n ad› geçen makaleyi özetle-yen, elefltiren ve tan›tan bir de¤erlendir-meden sonra, bu makalenin paralelinde Tunus'ta yap›lan ve bizim yapt›¤›m›z ça-l›flmalara yer verece¤iz.

Belguedj'in bildirdi¤ine göre, Ceza-yir'de Türkçe kelimeler üzerine yap›lan en de¤erli ve kendisinin de baz olarak al-d›¤› çal›flma 1922 y›l›nda Ben Cheneb ta-raf›ndan yap›lm›flt›r. Ben Cheneb, bu ça-l›flmas›nda 630–640 civar›nda Türk-çe–Farsça kelime tespit etmifl ve son tahlilde "Cezayir konuflma dilinde Türk-çe'nin hiçbir etkisi yok gibi görünüyor" fleklinde bir kan›ya ulaflm›flt›r. 2

Belgu-edj, yaflad›klar› ortamla birlikte verdi¤i kelimeleri de¤erlendirirken makalesini Ben Cheneb'in bu düflüncesinin yanl›fll›-¤›, Türkçe kelimelerin günlük hayat üze-rinde büyük bir etkisi oldu¤u ve hâlâ ya-flamaya devam etti¤i düflüncesi üzerinde oturtmaktad›r.

Belguedj, XVI–XIX. yüzy›llar ara-s›ndaki Cezayir'deki Türk varl›¤›n›n bu ülkedeki toplumsal tabakalaflmay›

belir-ledi¤i görüflünü dile getirdikten sonra, Osmanl› dönemi toplumsal yap›laflmas›-n› flu flekilde gösteriyor: En üstte (yakla-fl›k 15.000 kifli) idarî ve askerî gücü elin-de tutan Türkler, bir basamak altta an-neleri yerli, babalar› Türk olan "Qurug-l›"lar,3 bunlar›n alt›nda kökenleri

Ara-bo–Berber veya Endülüs göçmeni olan ve ticaret ve sanatla u¤raflan flehirliler, bunlar›n alt›nda tar›m arazilerinde ve yaylalarda tar›m ve hayvanc›l›kla geçi-nen Arobo-Berberler, bunlar›n alt›nda konar göçer olarak yaflayan ve flehirler-de kaba inflaat ifllerinflehirler-de vas›fs›z olarak çal›flan "Kabileler" ve "Sahral›lar" ayr›ca Endülüs göçmeni Yahudiler ve Akdeniz ülkeleri aras›nda ticaret yapan tüccarlar Cezayir piramidini tamaml›yor.

Belguedj'in düflüncesine göre bu toplumsal tabakalaflman›n en dramatik grubunu, Cezayir konuflma dilinde "Qu-rugl›" fleklinde ifade edilen "Kuluo¤-lu"lar meydana getiriyordu. Bunlar›n babalar› Türk oldu¤u için yerli ahali ile kaynaflam›yorlar, anneleri yerli oldu¤u için Türkler taraf›ndan tam benimsen-miyorlard›. Bu dramatik yap›s›na ra¤-men, bu toplumsal tabaka devaml› Türk-ler'in yan›nda yer alm›fl ve her türlü dev-let görevinde di¤er gruplara göre daha imtiyazl› olmufltur. Cezayir konuflma di-linde yaflayan kelimeler doruktaki Türk-lerle, yerli halk ile daha fazla kaynaflan "kulo¤lu"lar›n b›rakt›¤› miras olarak gü-nümüze gelmifltir.

Belguedj'in aktard›¤›na göre, Ben

KONUfiMA D‹L‹NDEK‹ TÜRKÇE KEL‹MELER VE

TUNUS'TAK‹ DURUM

(2)

Cheneb'in çal›flmas›nda yer alan kelime-lerin mesleklere göre da¤›l›m› flöyledir: 72 terim askerî, 31 denizcilik, 39 beslen-me, 59 âlet-edevat, 55 giyim, 65 meslek ad› ve 311 di¤er fleklindedir. Bu da¤›l›m› verdikten sonra yazar, Türkçe kelimele-rin tar›m ve hayvanc›l›k alan›nda yer al-mamas›na dikkat çekerek, Türklerin bu alanla ilgilenmedikleri görüflünü dile ge-tiriyor.4 Bilim ve sanat alanlar›nda

Türkçe kelime bulunmazken, askerî ve idarî alanda Türkçe kelimelerin çoklu-¤unu da yazar ayn› yaklafl›mla aç›kl›yor.

Türkçe'nin b›rakt›¤› kelimelerin en fazla "bafl" ön eki ve "-c›" son eki ile yap›-lan kelimeler oldu¤una iflaret eden Bel-guedj, idarî terimlerden örnek olarak flunlar› kaydediyor:5 Tabya, tophane,

k›flla, bo¤az, fener, karraka, hazneci, tabac›, beytülmalc›, bafl adl, bafl cer-rah, bafl hazzab6 topçu, la¤›mc›,

çak-makç›, anbarc›, filikac›, Askerî ve ida-rî yap› hakk›nda bilgi veren bu kelime-lerden sonra yazar "-c›" ekinin ifllekli¤i-nin halk aras›na yay›lm›fl örnekleri ola-rak "flerbetçi, hurdac›, kahveci, b›-çakc› (yankesici), kumarc› kelimelerini kaydediyor. Bu çerçevede, tar›m› hat›rla-tan bir terim olarak "boshat›rla-tanc›" kelime-sini de kaydediyor ve bunun halk aras›-na yay›lmad›¤›n›, flehir içi ve liman çev-resi aktivitelerinde kullan›ld›¤›n› ifade ediyor. "-c›"n›n fikirci, küfürcü, posta-c› gibi örneklerde oldu¤u gibi yabanposta-c› kelimelerle de birleflti¤ini "bafl" ön eki-nin bafl kezzab fleklinde halk aras›nda yaflayan kelimeler türetti¤ini kaydeden Belguedj, ayakkab›c›l›k ve dericilik ala-n›nda yirmi befle yak›n kelimenin bulun-du¤u bildiriyor ve flu örnekleri veriyor: B›çk›, teber, demir, mumya (bal mu-mu), kösele, s›rma, bulgarî, tabla, mest, baflmak, tomak (ata binmede kullan›lan çizme), çizme. Dokumac›l›k

alan›nda, tezgâh, ç›rp›, perçem, pem-bezar, bürümcek, çember, çevre, çat-ma, gergef, tel, glaptan, kemha, di-mi, bezfermene, külâh. Mutfak ala-n›nda yer alan 62 kelime aras›ndan Bel-guedj'in makalesine ald›klar› ise flunlar-d›r: Çömlek, teneke, tava, kazan, baklava, börek, çörek, samsa, dol-ma, kapadol-ma, köfte, eriflte, baluza, sütlaç, turflu, past›rma, kavurma, büryan, büryanc›, kahveci, cezve, bakraç, murûziya,7 p›rasa, pancar,

maydonaz. Oyun alan›nda; pul, zar, iki bir, dü befl, dört çift, tavla, toz-bir,8 ve lâdes'in, müzik alan›nda ise;

gayda ve zurnan›n halk aras›nda yafla-d›¤›n› belirtmektedir.

Belguedj, Cezayir dilinde yaflayan Türkçe kelimelerin baz› mesleklerde ve halk aras›nda ilgi çekici bir yayg›nl›¤a ve etkinli¤e sahip oldu¤unu vurgularak, çeflitli sosyal dilimler aras›nda ya-flayan aman, hadar bafl (haz›r bafl, bafl üstüne), bereket versin, oh, yasak, belki, hödük, kereste, köstek, kaf-tan, bafl a¤a, çavufl, hoca, helvac›, kebapç›, ocak gibi kelimeleri kaydet-tikten sonra, son tahlilde, Türklerin Ce-zayir'den ayr›l›fl›ndan sonra yavafl yavafl Türkçe kelimelerin yerini Frans›zcan›n ald›¤›n›, Birinci Dünya Savafl›'ndan son-ra Cezayir kültürünün köklü bir de¤iflim sürecine girdi¤ini, bu süreç içinde kaybo-lan mesleklerin bir çok Türkçe kelimeyi unutturdu¤unu, bu alanda çal›flan yeteri kadar tarihçinin9 olmamas› sebebiyle

ya-flayan kelimelerin bile tam olarak belir-lenmedi¤ini vurgulayarak, kültürün de-¤iflim alanlar›n›n dili de de¤ifltirdi¤i gö-rüflüne yer vermektedir.

Belguedj'in Cezayir konuflma dilin-de yaflayan Türkçe kelimelerin yerel te-laffuzlar›n verdi¤i ve bu kelimeler çevre-sinde Cezayir'ir tarihi ve kültürel

(3)

doku-sunu analiz etti¤i, Türkoloji çal›flmalar›-n›n Kuzey Afrika boyutu aç›s›ndan son derece önemli bu makalesinden sonra, Tunus'a gelecek olursak; belki Belgu-edj'in Cezayir konusunda elde etti¤i biri-kim kadar Tunus'tan malzeme bulmak mümkün olmayabilir. Ancak; bu dikkat noktas› aç›s›ndan Tunus'un da bâkir ol-du¤u hesaba al›nd›¤›nda gözlem ve tes-pitlerimizle, araflt›rmalar›m›z›n ve bun-lara dayanarak söyleyeceklerimizin, Türkçe kelimelerin dünyas›ndaki Türk kültürünün Cezayir'den sonra Tunus'ta-ki görünümü hakk›nda bir ön bilgi ver-menin, araflt›rmalardaki dikkat alan›n›n genifl tutulmas› noktas›nda verece¤i me-saj bak›m›ndan kayda de¤er olabilece¤i-ni düflünüyoruz.

Bilindi¤i üzere Osmanl› devlet ida-resi Cezayir'de "dey" ler (day›lar, Cezayir day›lar›), Tunus'ta "bey" ler üzerine ku-rulmufltur.10 Belguedj'in makalesinde

söz etti¤i flekilde Tunus'ta da dorukta belirli bir say›da Türk idarecinin varl›¤› ve bu idarecilerin "beylik saltanat›" flek-linde babadan o¤ula geçen bir sistemle Tunus'u yönettikleri bütün kaynaklar›n kaydetti¤i s›radan bilgilerdir. Nitekim bu idarî yap›dan günümüze ulaflan on-larca mimari, gelenek ve di¤er kültürel varl›klardan söz edebilmekteyiz. "Bey" ailesinden kalan saraylar, konaklar köflkler ve di¤er sosyal yap›lar, baflta Tu-nus ve banliyolar› olmak üzere ülkenin hemen hemen her yerinde görülmekte-dir. Bunlar›n envanterini ç›karmak bile bafll› bafl›na bir ifltir. Tunus'ta "Bey So-ka¤›'ndaki "Türbetül Bey" (Beylerin Tür-beleri) ile bafllayan, ve Bizert yolundaki XVIII. yüzy›l Sinan tarz› gözlü köprüye kadar uzanan genifl bir alanda camiler, çeflmeler, kitabeler, Türk sokaklar› ile devam eden, arfliv yazmalar›, kütüphane belgeleri, Türk beylerinin k›zlar›n›n

çe-yiz senetleri ile renklenen bu genifl arafl-t›rma alan›, Türkiye'den gelen bir kaç araflt›r›c›n›n yapaca¤› çal›flmaya ra¤-men, kendi unutulmufllu¤u ile bizim ih-malimizin oluflturdu¤u kara örtülerin aras›nda hâlâ bâkir bir alan olarak kal-maya devam ediyor.11

Tunus'un Fransa'dan ba¤›ms›zl›¤›n› kazand›¤› tarihe kadar, ülkenin yöneti-mi resmen "bey"lerin elinde idi. Beylerin Tunus'taki idari hakimiyeti, Tunus Cumhuriyeti'nin ilân edilmesiyle son bulmufltur.12 Beylerin kökenlerinin Türk

olmas› veya Tunus'taki Türkleri temsil ediyor görünmeleri, Tunus'ta Türk olma-y› her zaman özellikli bir konuma getir-mifltir. fiöyle ki, Tunus'ta "Türk", flehirli, medenî görgülü insan anlamlar›n› bün-yesinde toplam›flt›r. Bütün bu unsurlar, Tunus'taki Frans›z etkisine ra¤men, Türk imaj›n› simgeleyen baz› unsurlar›n kaybolmas›n›n önüne geçmifltir denilebi-lir. Bunun da yan› s›ra, Frans›z idarî sis-teminin Türk idarî sistemi üzerine otur-tulmas›, "bey", "pafla" "bölük bafl›" "ça-vufl", "a¤a" gibi ünvanlar›n kullan›lmaya devam etmesi, yani bu ünvanlar› tafl›-yanlar›n sosyal ve idarî rollerinin büsbü-tün ortadan kalkmas›, Tunus'taki Türk imaj›n› olumlu yönde etkilemeye devam etmifltir. Bu olumlu etkinin günümüze uzant›s› olarak, Tunus'un kuruldu¤u es-ki flehir anlam›nda kullan›lan "Medi-na"daki "Türk Soka¤›", "Pafla Soka¤›", "Laz Soka¤›", bu bölgede turistik hare-ketlilik içinde korunan "Türk evleri", "Bey konaklar›", baflta Tunuslu Hayred-din Pafla13 olmak üzere devlet

yöneticile-rinin saraylar›, özellikle "Bardo Saray›" ve gözde turistik mekanlarda hâlâ tu-ristlere ikram edilmeye devam edilen "Cafe Turc"14 , üniversitelerden büyük

ti-carî flirketlere kadar hayat›n çeflitli alanlar›nda gösterdikleri baflar›larla

(4)

ta-n›nan "Türkî", "Kazda¤l›", "Bayram", "‹stanbullu", "Bursal›", "‹zmirli", "‹sken-derunlu", "Tireli", "Bafltopçu", "Moral›", "Bostanc›", "Baltac›", "Tireli", "Çelebi" gibi soyadlar›n› tafl›yan yüzlerce aile Tu-nus'taki olumlu Türk imaj›n› belirle-mekte ve sürdürbelirle-mektedir.15

Tunus'ta halkbilim alan›nda uz-manlaflm›fl akademik bir yap› bulunma-maktad›r. Bu alandaki çal›flmalar Fran-s›z sisteminin etkisiyle Etnoloji, Antro-poloji, Sosyoloji, Etnografya, Arkeoloji ve Dilbilim gibi sosyal bilimler taraf›ndan yürütülmektedir. Dolay›s›yla Tunus'un halkbilimsel dokusunu kavrayabilmek için bu disiplinlerin bak›fl aç›s›na göre yap›lm›fl çal›flmalar› araflt›rmak ve ana-liz etmek gerekmektedir.

Tunus Halkbilimi üzerine öncelikle üzerinde durulacak kurulufllardan biri Kültür Bakanl›¤›'na ba¤l› Millî Sanatlar ve Arkeoloji Enstitüsü"dür. Bu Enstitü-nün 1968 y›l›nda kurdu¤u "Halk Gele-nekleri ve Sanatlar› Merkezi'nin düzen-siz aral›klarla yay›nlad›¤› "Halk Gele-nekleri ve Sanatlar› Defteri" adl› dergi 1998 y›l›nda on ikinci say›s›n› yay›nla-m›flt›r. Geçen zaman içinde enstitünün ad› "Millî Kültürel Miras Enstitüsü" ne dönüfltürülmüfl, derginin ad› ise "Halk Gelenekleri ve Sanatlar›" fleklinde de¤ifl-tirilmifltir. Baz› yönleriyle Millî Folklor Enstitüsü ad›yla Kültür Bakanl›¤›na ba¤l› olarak kurulan bizdeki kurumu ça¤r›flt›ran bu enstitü ve yay›nlar› hak-k›nda karfl›laflt›rmal› bir çal›flma yapt›-¤›m›z› belirtelim.

Tunus Halkbilimi üzerine çal›flan bir di¤er kurulufl Jean Fontaine taraf›n-dan yönetilen "Arap Edebiyat› Enstitü-sü" (IBLA) dür. Bu enstitünün Tunus Halkbilim üzerine yapt›¤› çal›flmalar da-ha ziyade derlemelere dayanmaktad›r. Bir di¤er kurulufl "Sosyal ve Ekonomik

Araflt›rma ve ‹nceleme Merkezi" (CE-RES" ad›n› tafl›maktad›r. Bu ve benzeri kurum ve dergilerin adlar›n› ço¤altmak mümkündür.

Bu kurumlar›n d›fl›nda amatör me-rak çerçevesinde halkbilim malzemeleri toplayanlar da bulunmaktad›r. Bunlar aras›nda Tahir El-Hemeri (1889–1973) nin çal›flmalar› kayda de¤erdir. Inst›tut National du Patr›mone (Millî Kültürel Miras Enstitüsü)nün az say›daki halkbi-liminin sözlü mahsulleri üzere çal›flan araflt›r›c›lar›ndan biri olan Hafnaoui AMMA‹K‹A'nin Dr. Tahir El-Hemeri üzerine haz›rlad›¤› çal›flmas› ile, Naceur Baklout›'nin "Contes Populaires de Tuni-sie" (Tunus Halk Masallar›) adl› çal›fl-mas›n›, Tunus Halkbilimi üzerine yap›l-m›fl az say›daki çal›flma aras›nda kayda de¤er olarak zikredebiliriz. Bunlar›n d›-fl›nda Tunus Tiyatrosunda ve sinemas›n-da belli bir yeri olan gölge oyun "Kara-göz" üzerine yap›lm›fl az say›daki maka-le ve araflt›rmay› de ilave etmeliyiz. Bu konu üzerinde ayr›ca duraca¤›m›z için burada söz etmekle yetiniyoruz.

Tunus'ta, folklorun tarihçesi ve öne-mi üzerine dikkatini yönelten araflt›r›c› Othman âl-Kaâk'›n16 çal›flmas›, sözünü

etti¤imiz az say›daki çal›flma aras›nda önemli bir yere sahiptir. "Tunuslular›n Gelenek ve Görenekleri" fleklinde Türk-çeye çevirebilece¤imiz çal›flmas›nda âl–Kaâk, folklorun Avrupadaki geliflimi-ne ve yararland›¤› bat› kaynaklar›na do-kunduktan sonra çal›flmas›n› "folklorun konular›", "Tarih ‹çinde Tunus Folklo-ru", "Folklorun Kaynaklar›", "Folklor üzerine Nas›l Çal›fl›l›r" fleklinde dört bö-lümde toplamaktad›r. Ne yaz›k ki, âl–Kaâk, metodoloji transfer etti¤i bu çal›flmas›ndan sonra, akademik çal›flma yöntemini devam ettirmemifl, folklor ça-l›flmalar›n›, di¤er idarî görevlerinin

(5)

ya-n›nda "bofl zaman" de¤erlendirmesi flek-linde yürütmüfl, bu çal›flmalar akademik bir çevrede yürütülmedi¤i için onun ta-kipçileri de bu yöntemi sürdürmüfllerdir. Othman âl-Kaâk, 1972 y›l›nda yay›nla-nan ve Türkçeye "Tarihte Tunus-‹ran ‹liflkileri" olarak aktarabilece¤imiz çal›fl-mas›nda, baz› Türkçe kelimeleri ve geçifl yolunu belirtmeksizin "Farsça'dan Arap-ça'ya Geçen Kelimeler" (al-Kaâk 1972: 153-164) bafll›¤› alt›nda Türkçe yoluyla Tunus lehçesine tafl›nan Farsça kelime-leri de edebî Arapça'ya geçenlerle birlik-te ele almaktad›r. Kelimelerin folklorik anlat›m ortam› üzerinde durulmamakta-d›r. Bu yüzden bu çal›flmada yer alan ke-limelerin toplumsal rol ve önemi üzerin-de bir fikir yürütmek mümkün olama-makta, yazar sadece kelimelerin listesi-ni vermektedir.

Bu konudaki bir di¤er çal›flma ‹bra-him Buazi taraf›ndan 1997 y›l›nda yap›l-m›flt›r. "Tunus Lehçesinde Türkçe Keli-meler" olarak Türkçe'ye aktarabilece¤i-miz bu makalesinde yazar, Türkçe oldu-¤unu söyledi¤i 49 kelimeye yer vermek-tedir. Etimolojik tahlil denemesi yap›lan bir tak›m kelimelerin yanl›fl tahlil edildi-¤i bu çal›flma, Tunus'ta Beflrevi'nin çal›fl-mas›na kadar en kapsaml› çal›flma olma niteli¤ini tafl›maktad›r. 17

Tunus lehçesinde Türkçe kelimeler üzerinde bir akademisyen ve dilbilimci olarak ilk defa Muhammed Faz›l Beflre-vî durmufltur. Frans›z Dilbilim uzman› olan Beflrevî, Türkçe'ye "Geçmiflte ve Günümüzde Tunus'ta Türkçe Kelimeler" olarak aktarabilece¤imiz yay›nlanma-m›fl çal›flmas›nda 200 civar›nda Türkçe kelimeyi yaflad›klar› tarihî ve toplumsal anlat›m ortam› ve etimolojik tahlili ile ortaya koymaktad›r. Yazar›n yaklafl›k üç y›ld›r sürdürdü¤ü ve bizim de yer yer katk›m›z olan bu de¤erli çal›flman›n

ya-y›nlanmas›yla Türkçe'nin Tunus'taki varl›¤› büyük ölçüde gün ›fl›¤›na ç›km›fl olacakt›r. 18

Tunuslu araflt›r›c›lar›n bu çal›flma-lar›n›n yan›nda, biz de halkbilimsel an-lat›m ortam› içinde Tunus'taki Türkçe kelimelere dikkatimizi yöneltmifl ve baz› kelimeleri halk aras›ndan derlemifl, bun-lar›n kullan›m s›kl›¤› ve kullan›m alan-lar›n› izlemeye bafllam›flt›k. Muhammed Faz›l Beflrevi'nin kapsaml› çal›flmas›n-dan haberdar olduktan sonra, "bildi¤iniz Türkçe kelime var m›?" veya bizim tespit etti¤imiz kelimeyi "bu kelimeyi tan›yor musunuz?" fleklinde bafllayan anlat›m ortam› tespit çal›flmas›na, Beflrevî'nin tespit etti¤i ve tarihî kaynaklarda veya toplum aras›nda yer alan kelimeleri de ilave ederek yöneltti¤imiz sorulara ald›-¤›m›z cevaplar, bir halkbilim çal›flmas› ve yay›nlamay›, planlayarak yürütmek-te oldu¤umuz bir proje olarak, Beflre-vî'nin çal›flmas›yla ivme kazanm›flt›r.

Beflrevî'nin çal›flmas›yla gün ›fl›¤›na ç›kacak olan tarihî alanda kalm›fl keli-melerin bir bölümü hemen bu bölgenin tarihinden söz eden her kaynakta karfl›-m›za ç›kmaktad›r. (Tl›l›, 1974), (Venture Paradis, 1983), (Lerguenche 2000) Bu tür kelimeler aras›nda "Ocak", "Yoldafl", "Beylik", "Yayabafl›", "Aflç›", "Karaku-lo¤lu", "Bafla¤a", "Mahalle", "Bayram", "Sakabafl›", Aflç›bafl›", "Bölükbafl›", "Çavufl", "Baflçavufl", "Pafla"... kelime-leri kullan›m s›kl›klar›yla dikkat çeki-yor. Dikkatimizi özellikle yöneltti¤imiz gündelik hayat içindeki kelimelere ge-lince, tarihte Türk nüfusunun yo¤un bu-lundu¤u baflkent Tunus ve ülkenin ku-zey bölümleri özellikle Bizert flehri-, Türkçe kelimelerin Tunus konuflma di-linde yaflamaya devam etti¤ini gözlemle-di¤imiz mekânlar›n bafl›nda gelmekte-dir. Halktan derledi¤imiz kelimelerin bir

(6)

bölümü Belguedj'in makalesinde de yer almaktad›r. Dolay›s›yla, bu kelimelerin s›n›rl› bir alanda kalmayarak bütün Ku-zey Afrika'ya yay›lm›fl oldu¤u anlafl›l›-yor.19 Ayr›ca baz› kelimelerin Tunus'ta

yap›lan çal›flmalarda da yer almad›¤›n› gördük ki bu da Tunus'ta halk bilimsel alan çal›flmalar›n›n ve dilbilimsel a¤›z derlemelerinin belli bir sistem dahilinde yürütülmesinden kaynaklanmaktad›r. Buradan hareketle, Tunus'ta yap›lacak kapsaml› bir çal›flmayla Cezayir'den Bel-guedj'in yapt›¤› tespitlere paralel olarak, alt› yedi yüz kelimenin tespiti mümkün olabilir. Kald› ki, Cezayir'deki çal›flma-n›n da bu perspektif dahilinde yap›lacak alan araflt›rmalar›yla zenginlefltirilmesi mümkündür. Derledi¤imiz kelimelerin dökümüne gelince, buraya ald›¤›m›z ke-limelerde kulland›¤›m›z ölçü "Tunus ko-nuflma dilinde kullan›lan Türkçe kelime-ler" fleklindeki bir s›n›rlamad›r. Bu keli-melerin yerel telaffuzlar› ile dilbilimsel tahlilleri üzerinde durulmam›fl, sadece Türkçe yoluyla Tunus konuflma diline geçmifl olan kelimeler kaydedilmifltir. Beflrevi'ye ad› geçen çal›flmas›na almas› için verdi¤imiz20 bu kelimelerin yerel

te-laffuzlar› ve etmolojik tahlilleri Tunus konuflma dilini bilen bir dilbilim uzman› olarak yazar taraf›ndan yap›lacakt›r. Tu-nus konuflma dilinde yaflayan Türkçe kelimelerin büyük ço¤unlu¤u mutfak alan›nda toplanmaktad›r. Bunlar ara-s›nda, baklava, börek ve köfte hiç kufl-kusuz ülkenin bütününde tan›nan keli-melerdir. Çevirme, Lübnan mutfa¤› ka-nal›yla Tunus'a gelmifl olup döner kebap karfl›l›¤› kullan›lmaktad›r. Çevirme de bütün ülkede tan›nmakta ve gittikçe ya-y›lmaktad›r. Ancak bu kelimenin Türkçe oldu¤unu Beflrevî gibi bir iki uzman d›-fl›nda bilen yoktur. Ayr›ca Lübnan mut-fa¤› kanal›yla baflka Türk yemek adlar›

da Tunus'a girmifl ise de bunlar›n köke-ninin Türkçe oldu¤unu bilenle karfl›lafla-mad›k. Halk aras›na yay›lmayan ve s›-n›rl› say›daki lüks Lübnan lokantas›nda yer alan bu tür kelimeleri çal›flmam›za almad›k. Yo¤urt, Frans›z mutfa¤› kana-l›yla Tunus'a girmifl olmal›d›r, çünkü ye-rel telaffuz ile Frans›zcadaki telaffuz ay-n› gibi görünüyor.21Di¤er kelimeler ise,

çörek, bulgur, fasulye, f›st›k, boza, paluza, dolmad›r. ‹kinci s›rada "araç-gereç ve eflyalar" yer almaktad›r. Kilim; ülkenin tamam›nda tan›nan ve Türkçe ile ayn› anlamda kullan›lan bir kelime-dir. Kilim, Tunus'un turistik ve ticari ha-reketlili¤i içinde önemli bir yere sahip olup, hal›c›l›kla birlikte belli bir sektö-rün varl›¤›na iflaret etmektedir. fiifle; nargileye Tunus'ta bu ad verilmektedir. Ülkeyi simgeleyen belli bafll› unsurlar-dan biri olan flifle, hemen her kahveha-nede bulunan ve hemen hemen herkesin kulland›¤› bir araç olman›n yan›nda bu kelimeyi Türkçedeki anlam›yla kulla-nanlar da vard›r. Tencere, kazan, sü-pürge, cezve, zurna, gayda, zil, fe-ner, kese, peflkir, sini, sipsi Tunus ko-nuflma dilinde yaflad›¤›n› tespit etti¤i-miz di¤er araç-gereç adlar›d›r. Zurna, gayda ve zil'in yak›n zamanlara kadar bilindi¤ini ancak gençlerin tan›mad›¤›n› kaydedelim. Sipsi ise haflhafl çekme çu-bu¤u olarak kullan›l›yor. Mimari alanda köflk, çeflme, pencere ve k›flla kelime-leri yaflamaya devam ediyor. Bunlar ara-s›nda çeflme ve k›flla herkes taraf›ndan tan›n›rken di¤er ikisiyle Sfax ve Kuzey Tunus a¤›zlar›nda ve oldukça s›n›rl› bir alanda karfl›laflt›k. Meslek adlar› olarak ise, köfteci, postac›, aflç›, bafl kumar-c› kelimelerini derledik. Aflç› kelimesi çok s›n›rl› bir alanda kullan›l›rken, köf-teci (bir yemek ad› olarak) ve postac› ke-limeleri herkes taraf›ndan tan›n›yor.

(7)

Bafl kumarc› ise, "en büyük kumarbaz" anlam›yla kullan›l›yor. Bafl kelimesinin zaman zaman Tunus konuflma dilindeki baz› kelimelere eklenerek "abartma" için kullan›ld›¤›n› da kaydedelim. Bu katego-rilerin d›fl›nda kalan di¤er kelimeler ise; lâdes, karagöz (gölge oyunu), dolafl, çekiflme, yasak, pafla, bey, beylik, hanne (han›m anne), nine, ninni, bö-lükbafl›, Kulo¤lu, haz›rbafl, do¤-ru'dur. Bunlar aras›nda pafla, bey, bey-lik kelimeleri herkes taraf›ndan tan›n-maktad›r. Di¤erleri aras›nda do¤ru Türkçedeki anlam›yla kullan›ld›¤› gibi, inatç›, ›srarc› gibi anlamlar› da bünye-sinde tafl›maktad›r. Haz›rbafl, bafl üstü-ne, hemen anlam›nda kullan›l›yor. Lâ-des kelimesi ise "yâLâ-des" olarak telaffuz edilmekte, bir bahis oyunu olarak yak›n zamanlara kadar bilinmekte iken, yafll›-lar ve orta kuflakta gördü¤ümüz bu keli-meye gençler aras›nda rastlayamad›k. Bunlar›n d›fl›nda Tunus müzi¤i içinde saklanan eski flark›larda "aman", "flim-den gerü", "can›m", "ayk›z" ünlemleri-ni, kullan›lmayan ama icra edilen eski flark›larda yaflamaya devam eden Türk-çe kelimeler olarak kaydedebiliriz. Gi-yim kültüründe ise barmakl›, biflmik, kaftan, k›yafe, çuha, ferace, terzi, tabba, topkaya.. kelimelerinin yafla-maya devam etti¤ini bir araflt›rma orta-ya koydu (Safta 1999, 81-94).

Sonuç olarak, yerel a¤›zlar› ve Arapçay› bilip Türçeyi bilmeyenlerin, Türkçeyi bilip Tunus konuflma dilini ve Arapçay› bilmeyenlerin bu bölgelerde anlamlar› ve telaffuzlar› de¤iflmifl Türk-çe kelimeleri bulup ç›karmas› oldukça zor olmaktad›r. Az da olsa Türkçe konu-flabilen ancak akademik anlamda gerek elindeki Türkçe lugat ve sözlükler gerek-se gerek-sezgisiyle Türkçe kelimeleri tespit et-mede "uzmanlaflm›fl" Beflrevî gibi

araflt›-r›c›lar›n çal›flmalar› son derece önemli-dir. Yazar›n ifadesine göre, yerel telaf-fuzlar›n ve etimolojik izahlar›n verildi¤i iki yüz civar›ndaki Türkçe kelimenin ya-y›nlanmas› düflüncemiz odur ki, Tu-nus'un halkbilimsel dokusunun incelen-mesinde önemli bir merhale olacak ve Türkoloji'nin di¤er alanlar›na da katk› sa¤layacakt›r.

NOTLAR

1. Turcica dergisinde Frans›zca yay›n-lanan bu makale, taraf›m›zdan bir tak›m elefl-tiri ve ilavelerle yay›nlanmas› düflüncesiyle Türkçeye çevrilmifltir.

2. Mohammed Ben Cheneb'in 1992 y›l›n-da yapt›¤› ve 600'ü aflk›n Türkçe kelimeye yer verdi¤ini bu de¤erli çal›flmas›n› göremedik.

3. Cezayir ve Tunus yerel a¤›zlar›nda "kurugl›" olarak telaffuz edilen "kulo¤lu" keli-mesi hakk›nda Belguedj, Frans›zca karfl›l›k olarak "fils d'esclave" yani "köle o¤lu" demeyi uygun buluyor. Babas› Türk olanlarla Türk gelene¤i içinde "kulo¤lu" denmeyece¤i, hele hele "köle o¤lu" asla denmeyece¤i bilinen bir husustur. E¤er böyle yaklafl›l›rsa yabanc› k›z-larla yap›lan bütün evliliklerden do¤an çocuk-lar›n -bunlara padiflah çocuklar› da dahil- "ku-lo¤lu" olarak adland›r›lmas› gerekir ki böyle bir durum tarihte bulunmamaktad›r. O halde bu "kulo¤lu" sözü nereden geliyor? Bu konuda görüfl bildiren Tunus'lu antropolog Türk kö-kenli Douja Türki, "Kulo¤lu, Osmanl› ordusu-na yeniçeri olarak al›ordusu-nan Balkanl› az›nl›klar-dan Türkleflmifl olanlar›n yerli k›zlarla evlilik-lerinden do¤an çocuklara denir. Hangi meslek ve kategoriden olurlarsa olsunlar Türk köken-liler, bunlar›n d›fl›ndad›rlar ve yerli k›zlarla evliliklerinden do¤an çocuklar da babalar› gi-bi Türk olarak kabul edilirler, "kulo¤lu" say›-lamazlar." denmektedir. Belguedj'in yaklafl›-m›ndaki "köle o¤lu" yorumunun maksada uy-gun olmad›¤›, "kul" kelimesinin halk, vatan-dafl anlamlar›n›n da bulunmas› sebebiyle

(8)

"kö-le" fleklinde çevrilemiyece¤i aç›ksa da, konuyu Turki'nin kaydetti¤i kadar net bir flekilde et-nik yap›ya göre ayr›flt›rman›n zorlu¤u da orta-dad›r. Ancak bugün Tunus'ta "kulo¤lu" soyad›-n› tafl›yan ve "benim kökenim Türk" diyen ai-lelerin ve Turki gibi "biz Balkanl› muhtedi ye-niçerilerin de¤il, öz-be-öz Türklerin soyundan geliyoruz" diyenlerin varl›¤›n› son not olarak kaydedelim. Bu konuda daha fazla bilgilen-mek aç›s›ndan fiükrü Elçin'in "Kulo¤lu" mah-lasl› flairler üzerine yapt›¤› araflt›rmaya bak›-labilir. Ayr›ca olay›n tarihî boyutu tarih kay-naklar›ndan ö¤renilebilir.

4. Douja Turk›'nin 1999 y›l›nda Ela-z›¤'da yap›lmas› planlanan ancak daha sonra gerçeklefltirilemeyen "Orta Do¤u Tarihi" ko-nulu uluslar aras› toplant› için haz›rlad›¤› ve taraf›m›zdan bir bölümü Türkçeye aktar›lan "Bizert Bölgesinin Tar›msal ve Kültürel Kal-k›nm›fll›¤›nda Türklerin Rolü" konulu yay›n-lanmam›fl araflt›rmas›nda Belguedj'in fikirle-rinin aksine Bizert bölgesinin tar›msal alan-da XVII. yüzy›lalan-da adeta ihya edildi¤i ve alan- da¤›-n›k, göçebe yerli kabilelerin yerlefltirilerek ve flehirlefltirilerek bölgenin ekonomik kalk›n-mas›n›n sa¤land›¤› anlat›lmaktad›r. Bir alan-la ilgili derlenmifl kelimenin bulunmamas›n› Türklerin bu alana girmedikleri fleklinde yo-rumlaman›n Belguedj'in aceleci bir hükmü ol-du¤u anlafl›l›yor.

5- Yazar, makalesinde Türkçe kelimele-rin önce yerel telaffuzunu, sonra Türkçe asl›-n› ard›ndan da Frans›zca karfl›l›¤›asl›-n› veriyor. Çeviri s›ras›nda muhafaza etti¤imiz bu düze-ni, bu yaz›da tekrarlamay› lüzumsuz bulduk. 6- Kuzey Afrika'ya gelen yönetici Türk-lerin ve yeniçeriTürk-lerin camiTürk-lerinin yerli halk›n camilerinden farkl› oldu¤u, Türk camilerinin Hanefî mezhebine göre biçimlendi¤i, minare-lerinin silindirik ve uzun oldu¤u, bu camiler-de Kur'an okuyanlar›n baflkan›na "Bafl haz-zab" dendi¤i kaynaklarda belirtilen bir hu-sustur. Buna karfl›l›k yerli halk›n k›sa ve ka-re biçimli minaka-releri olan ve geleneksel

mi-mariye göre infla edilen Maliki camilerini ter-cih etti¤i bilinmektedir. Günümüzde Türk kö-kenli oldu¤unu söyleyenlerin böyle bir cami ayr›m› bulunmamaktad›r. Eski Hanefi cami-leri de Maliki mezhebine göre biçimlenmifltir. 7- Yazar, bunun bir tatl› çeflidi oldu¤unu ve Hazar ötesi Türk flehirlerinden olan Merv'den ad›n› ald›¤›n› söylemektedir.

8. Türkçe "otuz bir"den gelen bu ad bir ka¤›t oyunu ad›d›r. Yazar›n bildirdi¤ine göre günümüzde bu ad unutulmaya ve yerine bu-nun çevirisi olan Arapças› tercih edilmeye bafllanm›flt›r.

9. Frans›z akademik sistemi "folklor" te-rimine küçümseyici bir anlam yükleyerek, bu disiplinin yapmas› gerekin iflleri tarih, etnolo-ji, antropoloetnolo-ji, sosyoloji gibi öteki sosyal bilim dallar› aras›nda paylaflt›rm›flt›r. Yazar›n bura-da tarihçilerin yoklu¤unbura-dan flikayet etmesinin alt›nda biraz da Frans›z sisteminin etkisi var-d›r. Konunun dilbilimcileri ve halkbilimcileri daha yak›ndan ilgilendirdi¤i aç›kt›r.

10. Frans›z kaynaklar› Cezayir'deki da-y›lar yönetimini "L'Etat du Dey" yani "Day› Devleti" fleklinde adland›rmaktad›r. Bilindi¤i üzere, Deylerin ve Beylerin bu yönetimleri hiçbir zaman "devlet" ad›yla Türk kaynakla-r›nda yer almamaktad›r. "Beylik" teriminin etkisiyle böyle bir adland›rmaya gidildi¤i de-¤erlendirilebilir.

11. Az say›da da olsa Türk araflt›r›c›lar›n dikkatlerini son zamanlarda Tunus üzerine yö-nelttikleri görülmektedir. bu araflt›r›c›lar ara-s›nda Mehmet fieker, Cihan Okuyucu, ‹brahim Güler'in adlar›n› sayabiliriz. Do¤u ve Kuzey Tunus'un birçok bölgesinde baflta Bizert olmak üzere Türk eserleriyle karfl›lafl›yoruz. Bizert yolu üzerindeki XVIII. yüzy›l eseri, biri büyük di¤eri küçük iki köprü, Garumelh'teki üç sa-ray, tersane ve liman, Manast›r müzesinde ser-gilenen Bey k›zlar›n›n çeyiz senetleri, Mehmet fieker'in yay›nlad›¤› Türkçe yazmalar listesin-de yer alan yazma eserler gibi yüzlerce incele-me alan› araflt›rmac›lar› bekliyor.

(9)

12. Tunus Cumhuriyeti, Frans›z koloni idaresini sona erdiren anlaflma ile 20 Mart 1956 tarihinde kurulmufltur. Cumhuriyetin ilan›yla, Beylik idaresi son bulmufl, Beylerin siyasi imtiyazlar› ve haklar› sona ermifltir. Ül-ke 7 Kas›m 1987 tarihine kadar kurucu Cum-hurbaflkan› olan Habib Burgiba taraf›ndan yö-netilmifl, bu tarihten itibaren devlet baflkanl›-¤› Zeynel Abidin Binali taraf›ndan üstlenil-mifltir. Ülkede 1999 Ekiminde genel seçimler ve devlet baflkanl›¤› seçimleri yap›lm›fl, Zeynel Abidin Binali bu seçimleri kazanarak befl y›l-l›¤›na tekrar devlet baflkan› olmufltur. Çok partili ve çok adayl› bu genel seçimlerde yüzde %99'luk bir baflar› elde eden Zeynel Abidin Bi-nali döneminde, Tunus geliflmesini sürdür-müfl, Arap ve Afrika Ülkelerinin gözünde "Af-rika'n›n ‹sviçresi" olarak an›lm›flt›r. Yaklafl›k 9 milyon nüfuslu ve y›lda dört-befl milyon tu-rist a¤›rlayan, Akdeniz k›y›s›ndaki flehirleriy-le deniz, güneydeki çölüyflehirleriy-le çöl turizmi konu-sunda önemli bir at›l›m gerçeklefltiren Tunus, Türk el sanatlar›yla Afrika yerel sanatlar›n›n kaynaflt›¤› "Turistik-hediyelik eflya" sektörü, küçük sanayicinin geliflmesine destek veren li-beral ekonomisi, ülke d›fl›ndan gelen küçük yat›r›mc›lar› ve turizm sektörünü özendir-mektedir. Bu çerçevede say›lar› onlar› bulan Türk yat›r›mc›n›n özellikle turizm ve otelcilik baflta olmak üzere baz› alanlara girdikleri göz-lenmektedir. Fiyatlar›n Türkiye'den ortalama üç kat yüksek oldu¤u tekstil, beyaz eflya, elek-toronik gibi alanlara Türk yat›r›mc›lar›n gün-den güne ilgi duyduklar› görülmektedir. Sonuç olarak Tunus, baz› alanlardaki risk araflt›rma-lar›nda Türkiye'nin de önünde yer alan kredi verilebilirli¤i, Arap dünyas› ile yak›nlaflma ve "Arap Magreb Birli¤i'ni öne ç›karma teflebbüs-leri, edebi Arapça'ya yönelen ve Frans›zca'n›n d›fl›nda ‹ngilizce'yi de yayg›nlaflt›ran e¤itim sistemiyle yeni bir güzergâhta h›zla yol al-maktad›r.

13. Mezar› Türkiye'de iken yak›n dö-nemde Tunus'taki Büyük fiehir Mezarl›¤›

üze-rindeki k›fllada yer alan "Ba¤›ms›zl›k fiehitli-¤i"ne nakledilen Osmanl› vezirlerinden nuslu Hayrettin Pafla, XIX. yüzy›lda Tu-nus'un kalk›nmas›nda bir "efsane adam" nite-li¤iyle büyük sayg› görmektedir. Ad› semt, cadde ve okullara verilmekte, hat›ras› her alanda canl› tutulmaktad›r. Bu cümleden ola-rak Hayrettin Pafla üzerine birçok araflt›rma yap›lmaktad›r, yay›nlanm›fl eserler bulun-maktad›r. Bu çal›flmalar›n bir bölümünde Hayrettin Pafla üzerine Türkiye'de yap›lan çal›flmalardan baz›lar› da yer almaktad›r.

14. "Café Turc", Türk Kahvesi sözünün Frans›zca karfl›l›¤› olarak lüks lokanta, otel ve kahvehanelerde yaflamaktad›r. Halk›n de-vam etti¤i mahalle kahvehanelerinde bu teri-min yerini "Arap Kahvesi" terimi alm›flt›r. Ancak haz›rlan›fl ve sunulufl biçimi (köpü¤ü, fleker tercihi ve yan›ndaki suyu ile) Türk kah-vesi gibidir.

15. Tunus'taki Türkçe soyadlar› ayr› bir araflt›rma konucu olacak derecede fazlad›r. Tunus'un etnik kökenlere özellikle Türk etnik kökenine hoflgörülü yaklafl›m› ve "Türk sözü-nün olumlu imaj› bu soyadlar› tafl›yanlar›n etnik kökenleri ile ilgili bir tak›m bilgi ihtiya-c›n› da beraberinde getiriyor. Bu tür ailelerin meraklar›n› daha ziyade Türkiye'nin neresin-den geldikleri ve akrabalar›n›n bulunup bu-lunmad›¤› sorusu oluflturuyor. Türk kökenli oldu¤unu söyleyenlerin büyük bir bölümü yerleflik Tunuslular iken Balkan, Birinci Dün-ya ve ‹kinci DünDün-ya savafllar›nda yurtlar›n› terkederek Anadolu'dan ve Balkanlar'dan ge-lip Tunus'a yerleflenler de bulunmaktad›r. Bunlar aras›nda "Babam Türkçe bilirdi" veya "Dedem Arapçay› Türk aksan›yla konuflurdu" diyenlerle de karfl›laflmak mümkündür. Ge-rek Tunus ile Türkiye aras›ndaki ticari, sana-yî ve kültürel iliflkilerin olumlu seyri gerekse bu insanlar›n atalar›n› ve ata yurtlar›n› me-rak duygusu, Türkçe'ye karfl› belli bir talep oluflturmaktad›r. Osmanl› Arflivleri üzerine çal›flan Tunuslu tarihçiler, Türkiye ile Ticaret

(10)

yapan tüccarlar ve Türk kökenliler Türkçe ö¤-renmek istemektedirler. Tunus'ta Edebi Arapça, Frans›zca ve ‹ngilizce öncelikle ö¤re-tilmekte, di¤er bat› dilleri ile Türkçe, Japon-ca, Çince, Rusça ve ‹branice gibi diller ise üni-versite ö¤rencilerine seçmeli olarak okutul-maktad›r. Türkçe program› dört fakültede iki ö¤retim eleman› taraf›ndan yürütülememek-tedir. Türkiye'nin Kültür Merkezi bulunma-mas› ve Tunus Dil Enstitüsünde okutulma-mas› sebebiyle Türkçe, an›lan fakültelerin d›-fl›ndaki "gönüllü"lere ö¤retilememektedir. Ba-z› bat› dilleri ve Rusça liselerde seçmeli ola-rak okutulurken, alt yap› yetersizli¤i (Üniver-sitelerde bir çok ülkenin "dil ve edebiyet bölü-mü" varken, Türkoloji bölümünün olmamas› ve dolay›s›yla Türkçe ö¤retmeninin yetiflme-mesi) nedeniyle Türkçe liselerde okutulama-maktad›r. Türk kökenli oldu¤unu söyleyen ai-lelerden, çocuklar›n›n Türkçe ö¤renmelerini isteyenler bu konuda Türkiye'nin kültürel katk›s›n› beklediklerini ifade ediyorlar. Bu tür taleplerin iki ülke aras›ndaki "bavul tu-rizmi"nin art›fl›, Tunuslu tarihçilerin Osman-l› arflivlerinde çaOsman-l›flma düflünceleri ile birleflti-¤ini, ‹stanbul'un 1990'l› y›llarda yeniden "komflu ve kardefl" ülkelerin bir cazibe merke-zi olmas›yla da örtüfltü¤ünü kaydedelim.

16. Othman al-Kaâk 1903-1976 y›llar› aras›nda yaflam›flt›r. 1926 y›l›nda Paris'te yüksek ö¤renimini Arap ve Fars dilleri üzeri-ne yaparak tamamlam›flt›r. ‹ngilizce, Alman-ca, ‹talyanAlman-ca, ‹spanyolAlman-ca, Farsça, Türkçe, Yu-nanca, ‹branice bilmektedir. Paristen dön-dükten sonra gazeteci, televizyon yap›mc›s›, Millî Kütüphane uzman› ve Kültür Bakanl›-¤›'nda bürokrat olarak çal›flm›flt›r. "Tunus'ta folklorcu var m› sorusunun adresi olarak sü-rekli al-Kaâk ad› verilmektedir. al-Kaâk, ya-y›nlad›¤› eserlerinde, folklor malzemelerini kullanmakta veya bu malzemeyi yay›nlamak-tad›r. Onun çal›flmalar›n›n akademik bir ze-mine oturmamas› ve halkbiliminin üniversi-telerde okutulamamas› nedeniyle bu

çal›flma-lar bir süreklili¤e sahip olamam›flt›r. 17. Arapça yay›nlanan bu makale hak-k›ndaki bilgiler Faz›l Beflrevî'nin bizim için yapt›¤› sözlü çevriye dayanmaktad›r.

18. Faz›l Beflrevî, henüz yay›nlanmam›fl olan bu çal›flmas›n›n bir bölümünü çal›flt›¤› enstitünün (Institut Superieur des Langues Vivantes de Tunis) bir dil toplant›s›nda bildiri olarak sunmufl, (3-4 Nisan 1998) " Les monts turcs dans le parler Arabo-Tunisien" (Tunus Arapças›nda Türkçe Kelimeler) ad›n› tafl›yan bu ilk çal›flmas›n› gelifltirerek "La langue tur-que en Tunisie dans le passé et dans le pré-sent" (Geçmiflte ve Günümüzde Tunus'ta Türk Dili) adl› çal›flmas›n› haz›rlam›flt›r.

19. Osmanl› Devleti'nin s›n›rlar› içinde olmayan Fas'ta bu etkinin derecesi hakk›nda bir fikre sahip de¤iliz. Ancak "Institut de Rec-herche sur le Magreb Contemporain" in bir toplant›s› için Tunus'a gelen Fasl› bilim ada-m› Abdelaziz Jazoul›, Türkçenin bu tür bir et-kisinin Fas Arapças›nda olup olmad›¤›na dair bir araflt›rman›n bulunmad›¤›n›, düflüncesi-nin ise Türkçedüflüncesi-nin etkisidüflüncesi-nin olmad›¤› yönünde oldu¤unu sözlü olarak bize ifade etmifltir. An-cak gene de konunun bir uzmanl›k alan› oldu-¤unu dilbilim, tarih alanlar›nda yap›lacak ça-l›flmalarla bunun belirlenebilece¤ini bildir-mifltir. Fas'taki bu flüpheli durumun aksine Cezayir'den bafllayarak M›s›r'a kadar bütün Kuzey Afrika ülkelerinde Türkçenin etkisi ya-p›lan araflt›rmalarla k›smen de olsa gün ›fl›¤›-na ç›kar›lm›flt›r.

20. Tespit etti¤imiz kelimelerin bir bölü-mü daha önceden al-Kaâk'›n, Buazi'nin ve Beflrevi'nin çal›flmalar›nda yer almaktad›r. Baz› kelimelerin tespitinde ise meslektafl›m Yrd. Doç. Dr. Alaattin Karaca'n›n yard›mlar› olmufltur. Kendisine bu vesileyle teflekkür et-mek isterim.

21. Frans›z lugatlar› yo¤urt kelimesinin Bulgarca'dan bat› dillerine geçti¤ini yazmak-tad›rlar. Bu bilgi Tunus'ta da tekrarlanmak-tad›r.

(11)

KAYNAKÇA

al-KAAK (Othman) 1963, At-taqalid wa l'âdât as-sacbiya aw al-fulklür at-tûnusî, (Tu-nus Folkloru veya Halk Gelenek ve Görenek-leri) Tunus, SNED Yay›n›.

al-KAÂK (Othman), 1972, El-'Alâkât beyne Tunus ve ‹ran ‹nde tarih, (Tarihte Tu-nus-‹ran ‹liflkileri) Tunus, STD.

al-KAÂK (Othman), 1987, El-Tekâlîd v'el-'Âdât et-Tunisiyye, (Tunuslular›n Gele-nek ve GöreGele-nekleri), Tunus, MTE.

AMMA‹R‹A (Hafnaoui), 1998, D. Tahir El-Hemeri, Tunus, Euripis Yay›n›,

BAKLOUTI (Naceur), 1988, Contes Po-pulaires de Tun›s›e (Tunus Halk Masallar›), Sfax, Institut National d'Archéolog›e et d'Arts (Millî Sanatlar ve Arkeoloji Enstitüsü) Yay›n›. BARDIN (Pierre), 1979, Algériens et tu-nisiens dans l'Empire Ottoman du 1848 a 1914 (1848'den 1914'e kadar Osmanl› ‹mpa-ratorlu¤unda Cezayirliler ve Tunuslular), Marseille, Centre Nat›onal de la Recherche Sc›entifique Yay›n›.

BELGUEDJ (Mohammed Salah), 1971, "Les mots turcs dans le parler algerien" (Ce-zayir Konuflma Dilinde Türkçe Kelimeler), Turcica Revue d' etudes turques, popuples, langues, caltures, Etats, no.111, pp.133-142.

BEN CHENEB (Mohammed) 1992, Mots turcs et persans conserves dans le parler algé-rien (Cezayir Konuflma Dilinde Korunan Türk-çe ve Farsça Kelimeler), Alger, J. Carbonel.

BEfiREVÎ (Muhammed Faz›l), 1998, "Les mots turcs dans le parler Arab-Tunisien" (Tunus Arapças›ndaki Türkçe Kelimeler) ISLV Bildiri metinleri (3-4 Nisan 1998).

BEfiREVÎ (Muhammed Faz›l), 2000, "La langue turque en Tunisie dans le passé et dans le présent (Geçmiflte ve Günümüzde Tunus'ta Türkçe Kelimeler), Yay›nlanmam›fl çal›flma.

BUAZ‹ (‹brahim), 1997, "Les mots tur-ques dans le dialecte tunisien" (Tunus Lehçe-sindeki Türkçe Kelimeler), El Hayat Thaqa-fiyya, no. Septembre, s.4-8.

CAHIERS des Arts et Traditions Popula-ires, revue du centre des arts et traditions po-pulaires (Halk Gelenekleri ve Sanatlar› Defteri, Halk Gelenekleri ve Sanatlar› Merkezi Dergi-si), 1968-1998 y›llar› aras›nda 12 say› yay›nlan-m›flt›r. Institut Nat›onal du Patrimoine (Millî Kültürel Miras Enstitüsü) Yay›n›. Tunus.

ELÇ‹N (fiükrü), 1988, Akdeniz'de ve Ce-zâyir'de Türk Halk fiairleri, Ankara, Türk Kültürünü Araflt›rma Enstitüsü Yay›n›.

ELÇ‹N (fiükrü), 1997, "Kul" Deyimi ve "Kul" Mahlasl› Halk fiairleri", Yer Ald›¤› Ya-y›n (Y.a.y.) Halk Edebiyat› Araflt›rmalar›, cilt I s.49-54, Ankara, Akçay Yay›nlar›.

GÜLER (‹brahim), 1997, Hammuda Pa-fla Döneminde Anadolu'da Askere Ça¤›rma ve Osmanl› Yönetimi Alt›ndaki Tunus Eyaleti, Mu¤la, Yay›nlanmam›fl çal›flma.

LAB‹D‹ (Lilia), 1989, Çabra Hachma Sexualité et Tradition, Tunus, Dar Annawras. LABLOUM (Olfa), 2000, "Janvier 84 en Tunisie ou le symbole d'une transition" (Tu-nus'ta 84 Oca¤› veya Bir Geçiflin Simgesi), Y.a.y. Emeutes et mouvements sociaux au Maghreb-Perspective comparée (Ma¤rip'te Sosyal Hareketler ve Ayaklanmalar Karfl›lafl-t›rmal› Yaklafl›m) Yay›na Haz›rlayan: Didier le Saout ve Marguerite Rollinde, Paris, Kart-hala-Inst›tut Maghreb-Europe.

LARGUECHE (Dalenda), 2000, Histoire des femmes au Maghreb- Cuture matérielle et vie quotidienne (Magrip'te Kad›nlar›n Hikâ-yesi-Maddî Kültür ve Gündelik Hayat), Tu-nus, Centre de Publication Universitaire

fiEKER (Mehmet), 1986, "Mahtûtâtü't-Türkiyye bi'l-Mektebeti'l-Vataniyye bî-Tunus" (Tunus Millî Kütüphanesindeki Türkçe El Yazmalar›), El Mecelletü'l-Magribiyye Et-Tev-sik ve'l-Malumât, no.4, s.239-256.

fiEKER (Mehmet) 1994, Tunus'ta Bulu-nan Türkçe Kitabeler, ‹stanbul, Türk Dünya-s› Araflt›rmalar› Vakf› Yay›n›.

MOREAU (Odile), 1999, Quelques aper-çus sur I'évolution des relations entre

(12)

Sanû-siyya et I' Empire Ottoman à l' aube du xxe si-écle" (XX. Yüzy›l›n Bafllang›c›nda Osmanl› imparatorlu¤u ile Sanûsiyya Aras›ndaki ‹lifl-kilerin Geliflimi Üzerine Baz› Görüfller", s.291-302. Y.a.y. Giblert Meyn›er ve Maurizio Russo (Yay›na Haz›rlayanlar), L'Europe et La Méditerranée France et ‹talie, XIX-XX e siéc-les une approche comparative, Actes du colle-que de Nancy-Malzéville 4,5,6 Septembre 1997 (Avrupa ve Akdeniz XIX-XX. Yüzy›llar Fransa ve ‹talya, Akdeniz'de Kültürel ve Poli-tik Güzargâhlar ve Stratejiler Karfl›laflt›rma-l› Bir Yaklafl›m, Nancy-Malzéville Sempozyu-mu Bildirileri 4,5,6, Eylül 1997), Nancy, Pres-ses universitaires de Nancy.

ROLL‹NDE (Marguerrite), 2000, "Les émeutes en Tunisie: un défi à l'Etat?" (Tu-nus'ta Ayaklanmalar: Devlete Bir Meydan Okuma m›?), s.111-126. Y.a.y. Didier Le Sauo-ut ve Marguerite Rollinde (Yay›na Haz›rla-yanlar), Emeutes et mouvements sociaux au Maghreb-Perspective comparée, Paris, Kart-hala–Institut Maghreb-Europe Yay›n›.

SAADAOU‹ (Ahmed), 1999, "Inscr›pt›-ons arabes et turques dans les mosquées tuni-siennes de l' époque ottomane" (Osmanl› Dev-ri Tunus (Ülke) CamileDev-rinde Türkçe ve Arap-ça Kitabeler), Revue D'Histoire Maghrebine, no.95-96. (Zaghouan-Tunus).

SAFTA (Amel) 1999, "Lexique du costu-me et du Maquillage Traditionnels Tunisiens, (Tunuslular›n Geleneksel Süslenme ve Giyim Sözlükçesi), Revue Arabe d'Archives de Docu-mentation et d'›nformation, no:5-6.

SEBAG (Paul) 1989, Tunis au XVII e Si-écle. Une Cité barbaresque au temps de la co-urse (XVII. yüzy›lda Tunus. Yar›fl›n Zaman›n-da Berberi Tarz› Bir fiehir), Paris, Editions Harmattan.

SERREZ (Jean), 1925, La Politique Tur-que en AfriTur-que du Nord sous la Monarchie de Juillet (Temmuz Monarflisi Alt›nda Kuzey Af-rika'da Türk Politikas›), Paris, P. Geuthner.

TEM‹M‹ (Abdeljelil), 1998, "Problemati-ques et developpement de la recherce histori-que dans le monde Arabe: etudes ottomans et moriscologie" (Arap Dünyas›nda Tarihi Arafl-t›rmalar›n Geliflmesi ve Sorunsal›: Moriscolo-g›e ve Osmanl› Araflt›rmalar›), Islamic Area Studies Working Paper Series no.5, s.1-12. (Tokyo-Japonya)

TEM‹M‹ (Abdeljelil), 1999, "La vie arti-sanale et religieuse de la ville de Ka›rouan a travers un detfar habous au nom de la mosqu-ée el Sadat al-Ansar 1816-1824" (1816-1924 El-Sadat Al-Ansar Camii Ad›na Bir Habous Deftar Aras›nda Ka›rouan fiehrinin Din ve Zanaat Hayat›), Arab H›stor›cal Review For Ottoman Studies, no.19-20, s.529-548.

TLILI (Béchir), 1974, Etudes D'Histoire Sociale Tunisienne du XIX e Siécle (XIX. Yüz-y›lda Tunus'un Sosyal Tarihinin ‹ncelemele-ri), Tunus Faculte des Lettres et Sc›ences Hu-ma›nes de Tunis Quatriméme Serie: H›stoire, Volume: XV, Tunus Üniversitesi Yay›n›.

TURKI (Douja), 1998, Les Fondements de l, Evolut›on Soc›o-Culturelle Vers Une So-ciété Globale Universalle (Evrensel Global Bir Topluma Do¤ru Sosyo-Kültürel Geliflme-nin Temelleri), Tunus, Al›f-Les Edit›ons de la Méditerranée, Faculte Des Sc›ences Huma-›nes et Soc›ales de Tunis Yay›n›.

Van GENNEP (Arnold) 1998, Le Folklo-re Français-Du Berceau à la Tombe, Cycles de Carnaval-Carême et de Pâques (Frans›z Folk-loru-Beflikten Mezara Kadar, Karnaval Dö-nemleri-Oruç ve Paskalya), Paris Robert Laf-font Yay›n›.

VENTURE DE PARAD‹S (Jean-Michel) 1983, (‹nceleme ve Asl›na Uygun Olarak Ya-y›nlama: Joseph Cuoq), Tunis et Alger au XVIII e Siécle (XVIII. Yüzy›lda Cezayir ve Tu-nus). Paris, La Bibliothéque Arabe, Sindbad Yay›n›.

Referanslar

Benzer Belgeler

Yükümlünün vergiye karşı tutumu onun sahip olduğu aile yapısı ve anlayışı ailede kişi başına düşen gelire göre de şekillenmekte ve bağımlı olmaktadır. Burada

Thirdly,(and in a sense this is their most important aspect) they are indispensable to the learner himself, because we can regard the making of errors as a device the learner uses

Bu makalede küresel salgın sürecinde Kazakistan’da aytısın düzenlenmesi ve âşık atışmasında Covid-19 konulu şiirlerin işlenmesi değerlendirilmiştir.. Salgının

Tablo 6 incelendiğinde araştırma konusu düğüm sözcüğün en sık CANLI kaynak alanı kapsamında kurgulandığı ve özellikle “insan yerine gönül” uzanımının

1683 yılında II.Viyana kuşatması, Osmanlı ordusunun dağılmasıyla neticelenmiştir Daha önce bahsettiğimiz iki Osmanlı sipahisine ilave olarak bir çok zayiatla birlikte

Ho: Ekonomideki toplam özel nihai tüketim harcamaları ile bağımsız değişkenler seti toplam özel harcanabilir gelir, mevduat faiz oranları, enflasyon oranları ve kredi kartı

• Bu çalışmada, uygulama okul ortamı, müdürü, öğretmeni, öğretim elemanı, öğretmen adayı, öğretmen adayı doyumu ve teknoloji kullanımı değişkenlerinin

Genel olarak Urdu Dili ve Edebiyatı’nın özel olarak Urdu Nesri'nin Ahmed Han’ın yazılarından etkilenmekle kalmadığı, aynı zamanda onun yardımıyla geliştiği ve nihayet