• Sonuç bulunamadı

Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SAVAŞ YILLARINDA ANADOLU İNSANı VE

YOZGATLI HACı HAYRETTİN EFENDİ

Yrd.Doç.Dr.Lütfi SEZEN'

Y.1Lımızakonu olan Hacı Hayrettin Efendi, Birinci Dünya Savaşı yülarında (1914-1918), Erzurum'dan Karaman'n "muhacir" olarak gelen bir aileye yardımda buluna;: •. '.miL ruhlu bir Anadolu insanıdır. Çocukluk ve gençlik ylllara;:'(':i, aile btiyükk ',,'ıden dinlediğimonunla ilgili bir kaç haura bende, bu soylu Anadoh. İ':l~anına karşı de.~nbirsaygı ve takdir hissiuyandırınışu.Bu hissiyat! dile getirrr.eyi, ~ahsımve :l1sanımız adınazevkli bir görevsayıyorum.

Karaman'da bir müddet muhacir olarakyaşayanaile fertlerindenedindiğimbilgilere göre, savaş yıllarında Karaman'ınMansur Dede Mahallesi'nde ikamet eden Hacı Hayrettin Efendi, aslenYozgatlı'dır.Mansur Dedeşeyhlerindenbirininkızıile evlenir. Bu evlilikten Fahriye ve Zelihaadlı kızları vardır.Bir müddet sonrahanımiölür. Bu Ma Karaman Müftüsü Baba Efendi'ninkızıAdile Hanım'laevlenir. AdileHanımlaolan evliliğindende Leyla, Hayriye, Emine,Ayşeve Nefiseadlı kızlarıolur.

SAV".Ş YILLARI

Birinci DünyaSavaşı'om(1914+ 1918), ülkemizde büyük felaket veacılarasebep olduğuherkesçe bilinmektedir. Bu felaketten en çok nasibini alan bölgelerimizden biri deDoğuAnadolu'dur. 1877-1878OsmanlıRus Harbi, halkımız arasında1293,kısaca "93 Harbi" olarak bilinir. Busavaştan yaklaşık37yılsonra patlak veren Birinci Dünya Savaşı(1914) sırasında, Ruslar'ın Doğu'daüstünlüksağlamaları,yöre halkı arasında

'"

AtatürkUniversiıesi Kazım.. Karabekir Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi BölümüÖğretimÜyesi.

(2)

tedirginlik yaratmıştır.1915'teki Sankamışyenilgisi, yöredeki huzursuzluğudaha dı arunnış,bölgedeyaşayanErmenilerlinbaskıvetalfuı yapmalarınayola~mıştır.

Bölgedeki bu karışıklıklarneticesinde, Erzurum'un doğusuna düşen Pasin ovasındakiköylerde yaşayanlarınbüyük bir bölümü, Ermeniler'in zulmüne hedef olmamaki~in gö~etmeye kararvermişlerdir.

Savaşınilk yıllarında,ekonomik durumu iyi olanlar Erzurum şehirmerkezine yerleşirken, diğerleri yakınköylerde barınmaya başlamışlardır.Ne varki, buralardaki iğreti yerleşmelerde uzunsürmemiş,Ruslar'm 1916 yılı Şubat ayı i~indeErzurum'u işgaletmeleri. üzerine, sonradan gelenlerle birlikte büyük göçbaşlamıştır.En gerekli eşyalarınıat,eşek,ökiizsırtına"eyakağnı arabasınayükleyenler yollaradökillmüşlerdiı. Bütünkış boyunca devam eden bu göçsırasında,kötü yol ve konaklamaperişanlığını yaşayanlardan sağkalanlar nihayet Sivas, Malatya, Kayseri, Amasya, Tokat, Kırşehir, Konya, Karaman vd. illereulaşabilmişlerdir.

Ahmet Hamdi Tanpınarbu büyük göç sırasında yaşananları şöyle dile getirmektewr: "Hi~bir yerde memleketin Birinci Cihan Harbilndege~irdiğitecrübenin acılığıburadaolduğukadarvuzulılagörülemezdi. Bu, eskiressamlarıntasvir etmekten hoşlandıkları şekildeölümün zaferi idi. Dört yıl budağlardakurtlara insan etinden ziyafetler ~ekilmişti.Ölüm, her yana dolu dizgin saldırmış,seçmeden avlamıştı. Uğursuz tırpandurmadan bir saatrakkasıgibiişlemiş,rastgeldiğiherşeyi bi~mişti.

Ölüm, bu kadaryakından kokladığı insanların peşinikolay kolaybırakmıyordu. Erge~birtaraftakarşılarına çıkıyor, sofrasını açıyor,buyurun diyordu. Başkabirşey yapmadığı i~insadecehatırlatıyordu.Her mecliste, yol üstündebırakılmış ihtiyarların, süt emen ~ocuğununayak altında ezilmiş par~alarınıkundaklayarak ninni söyleye söyleye yola koyulan annelerin, sahibinin göğsüne başını dayayıpölen cins atların hatırasıdiriliyor, kaybolan~arşı, yıkılan şehir,bozulan ev birden bire suyu~ekilenbir nehir gibi ortadan silinen bütün bir hayat, dinmeyen yaralar gibikanıyordu"1.

Bu kaç gö~tennasibini alanlardan birisi de AşağıPasin'in Ak~ataş(Zanzak) köyündeyaşayanSamet Bey'dir. Yörenin toprak beylerinden olan Samet Bey (&turan),

(3)

üçükızikisi erkekbeş çocuğuveeşiBedriyeHanım'labirlikte, teminettiğibirkağnıya lüzumlu olan eşyalanmyükleyerek bazı komşu ve akrabaları ile birlikte yollara düşmüştür.Samet Bey'in i995yılında 90yaşındaölen Halit isimli oğlu,ölümünden birkaç ay önce büyük göçsırasında yaşadıkları olayları hafızasında kaldığıkadanylaşu şekilde anlatmıştır:"1914 yılımnyaz mevsimiydi. O zaman ilçemiz olan Hasankale (Pasinler) kaymakamıTahir Bey, köyümüze geldi. Harp olacağını haber verdi. Köylülerin askere erzak (yiyecek)yardımında bulunmalarınıistedi. Askerlikçağında olanlarınhemen hepsini askerealdılar.

Komşulardan birçoğugöç etmenin uygunolacağınısöyledi. Bunun üzerine babam da göç etmeye karar verdi. ilk önce Azap köyüne gittik. Üç gün soma bu köyün tepelerinde Rus askerlerigörülmeğe başladı. Eşyalarımızı toplayarakMasıraköyüne geldik. Bu köyde MehmetAğa'nınevine misafir olduk. Büyükler sabaha kadar öküz derisindençarıkdiktiler. Saba1ıleyinyeniçarıklarınıızıgiyerek yola koyulduk. Akşama doğruKöprüköy'ebddik.Buradakarşılaştığımızaskerlerimiz bizeyardımcıoldular. Her aileye birer araba verdiler. Yoğunbirsavaş hazırlığıiçinde idiler. Köprüköy'de geceyi büyük birsamanlıktageçirdik.

Ertesi sabah, Hasankale'ye hareket ettik. Yolda askerlere iaşegötüren 15-20 katırdan oluşanbir katararastladık.Bunlar peksimettaşıyorlardı. Gördüğümüzkadanyla, askerlerinyiyeceğipeksimet vekavurgaydı. Hasankaleli Battal Bey, Erzurum'a göç etmiş, evini bizebırakmıştı. Hiçeşyabulunmayan bu evde bir gece kalabildik. Soma Alvar köyüne gittik. öncedenbabamındostu olanCennetoğluHasanAğa'yamisafir olduk. Hammıbizi pek iyikarşılamadı.Bu evdenyüzbulmayınca,okışı Erzurum'da geçirenHacıHalil Bey'in evineyerleştik.Kendisi bize çokyardımcıoldu. Allah razı olsun. Alvar köyünde, tifüs hastalığından çok kimselerimiz öldü. O kış, Azap cephesindeşiddetliharp oluyordu. Esaretten kaçan yörehalkıHasankale'nin köylerine sığınıyorlardı.

1915 bahannda Erzurum'a hareket ettik. çamurderyasıhalinialmışolan yollarda karşılaştığımızaskerler,kağmlarlacephanetaşıyorlardı.Yolda ölen öküzün yerinekağnı

(4)

çeken askerler gördüle Deveboynuyo1aışundan kağnılarancak üç çift öküzkoşularak çı.kartılabiliyordu.

Erzurum'a geldiğimizde,Çiftlik köyüneyerleştik. Devlet her muhacir ailesine ekili bir tarla verdi. O yaz, ekinler biçildi, dövüldü. Fakatyapılan hasadıkullanmak nasipolmadı.

Azap cephesinde (1914-1915). biryıla yakın direnen askerlerimiz, çok büyük kahramanlıklargösterdi. Bu cephede, ülkemizin değişik yörelerinden gelen pek çok askerimiz şehitoldu. 1915sonbaharında,Azap cephesindeki askerimizin bozguna uğradığıhaberinialdık. SuşehriInegitmek üzerc, 1915 Ekimayıiçindt, Çiftlik köyünden aynldık.

Aşkale'de, tanıdıkolan nahiye müdürü bizibırakmadı.Burada Karahasan köyüne yerleştikKöyhalkıbizi çok candankarşıladı.Alvar ve Çiftlik köyündegörmediğimiz ilgiyi burada gördük. Dört ay soma(Şubat1916) Erzurumlu Ruslar işgal etti. Biz de Karabasan köyünden hemenayrıldık.Kopdağı eteğindemolaverdiğimizbir yerde, gece öküılerimizi çaldılar.Buradanitibaren yayaolarak yollara düştük.Pek çokmeşakkatve çileden sonra 1917yılının sonbaharındaKaraman'avardık".

KARAMAN GÜNLERİ

Samet Bey, ailesi ile birlikte Karaman'a gelince.çadırınıkurmaküzere, Mansur Dede Mahallesi'ndekendisine bir yer verilir. Artık. beylik günlerini unutmuş,Muhacir Sametolmuştur.Bir müddet soma mahalle sakinleri onu, Erzurumlu Samet Efendi diye çağırmayabaşlamışlardır.

Erzurumlu Samet Efendi,oğulları İbrahim(13) ve Halit(12)ile birlikte, istasyon civarında ekıneksatarak ailesinin geçimini temine çalışır Göç sırasındaçektikleri her türlü sıkıntı ve yoksulluk onlara onurlannclan hiç bir şey kaybettirmemiştir. Bu davranışlarımahallelinin. bu arada mahallede saygınbirkişiliğiolan HacıHayretlin Efendi'nin ilgisini çeker. Ona, öncelikleohırabileceğibir ev bulur veçeşitli yollardan yardımetmeyeçalışır.

(5)

Hacı Hayrettin Efendi, Erzurumlu Samet Efendi'nin doğrudan yardımı kabul etmeyeceğini bildiğinden, farklıbir yolabaşvurur.Bir gün der ki: "Saınet Efendi, sen artıkevetaşındın. Çadıra ihtiyacınyok. Satınalmak isteyenbazı müşterilervar. Gel onuaçık artınnayla satalım".Buisteğininkabul edilmesi üzerine,çadır açık artırmayla satışa çıkartılır. Buartırma sırasında,en yüksek fiyatıyine Hacı Hayretlin Efendi vererek oldukça yüksek bir fiyatlasatın alır.

Samet Efendi'ninoğulları Halit ve İbrahim bir yandan aile bütçesine katkıda bulunurlarken,diğertaraftan okulabaşlarlar. HacıHayretlin Efendi bu zor günlerde de muhacir aileninyardımına koşar.önce, SaınetEfendi'ye bir resmikltruluşta iş bulur. OğullarıHalit veİbrahim'i de kendiçalışındığı bakkaliyeyeçırak alır. Aslında çırağa ihtiyacıyoktur.Amacıbu yoksul kimselereyardımetmektir. Bu ikikardeş,okuldan artanboş zamanlarınıHacıHayretlin Efendi'nin bakkaliyesindeneşeiçinde geçirirler.

HacıHayrettin Efendi, Halit veİbrahim'ezaman zamanharçlıkvermeyi de ihmal etmez.Yaptırdığıufaktefekişlerin karşılığıolarak mutlakaharçlıklarınıverir.

HacıHayretlin Efendi'ninkarısıAdile Harumdayardımseverlik'te. kocasındangeri değildir.Samet Efendi'ninkarısıBedriyeHanım'la tanışmış, varlıktan yokluğa düşmüş biri olduğunu sezmişlir.Bu yoksul aileninçocuklarının yorganının bulunmayışıonu son derece üzmektedir. Bir gün BedriyeHanım'a şöylebir teklifte bulunur: "Bedriye Hanım. ben ve Hayrettin oğullarınızHalit ve İbrahim'i çok seviyoruz. Müsaade ederseniz, birer yorgan hediye etmek istiyoruz". İsteğinin kabul edilmesi üzerine, yorganlar getirilir, çocuklar yeni bir yorgana sahipolmanınsevincini günlerceyaşarlar. Çocuklarımutlu gören AdileHanım'ınise keyfine diyecek yoktur.

ANADOLU İNSANı

HacıHayrettin Efendi vekarısıAdileHanımbirer tipik Anadoluinsanıdır. Falih

RıfkıA-tay, Anadolu ileinsanı arasındaki ilişkiyidile getirirken şu düşüncelereyer vermektedir: "Anadolu. tersine birağaç gibi, yeşil topraklarıve yemişleri kıyılarda, kütüğününkökleribağnndadır.Anadoluyaylası,kütük ve köktür.

(6)

Yayla, bir bölük ruhun, kendini saklayan ruhun, kendini ayakta tutanbir ruhun boz maskesidir.Yaylanıniçine tasavvufa girilir gibi, riyazetle girilir.

Yayla, yavaş değil, sabırlıdır. Ağır değil temkinlidir. Çıplak değil kapalıdır. Buğdayı dayanıklı, sağlamve serttir.İnsanıda öyledir. Yayla, karakteryetiştirir"2.

Ziyaeddin Fahri Fındıkoğluise Anadolu insanının: "mütehammil (dayanıklı), sabırlı,feyzolof,şuurlu" olduğunuifade etmektedir3 .

Remzi OğuzAnk, Anadolu'yu gerilik ve haraplıktan h.'1lltarıp başka ülkelerin üstüneçıkaracakmucizeyi köykadının gerçekleştireceği görüşündedir.O, "köykadını" demekle Türk kadınım ifade etmiş oluyor. Arık'a göre: "Köy kadını, bugünkü milletimizin yüzde yetmişbeşini doğurmuştur. Bizim dışımızda,hiç bir millet gösterilemez kivarlığına aitimkanları, şartları,bizimki kadar kendikadınlarınaborçlu olsun,,4.

M.D.Ohsson, XVIII. Yüzyıl Türkiyesinde Örf ve Adetler isimli eserinde yardımseveriik duygusunun gelişmesinde İslami: inancın etkili olduğunuözellikle vıırgulamaktadır:"Fakirlereyardımetmek, sefaletedüşenlerin acılarınıdindirrnek, yahut hayatlarını kazanmaya muktedir olmayanlara yardım etmek, bütün müminler için uyulmasıgereken ilahi bir emirdir. Bu görevlerden birini ihmal eden Müslüman, scfalet içinde ölen fakirinhayatındansorumludur ,,5 .

Anadolu insanı, karşısındakim olursa olsun, halkahizmetı,Hakka hizmettir prensibinden hareketle yerinegetirmiştir.Dinimizde deyardımsever1iğl': büyük önem verilmiştir. İyi bir Müslüman herkes içinhayırister. kendisi içinhayırlı görmediğibir şeyi, başkaları için istemez. Peygamberimizin, "komşusuaçken tok yatan bizden değildir"hadisi buna en güzel örnektir

Beşir Ayvazoğlu'nun,Nuri Arlasez ileyapmış olduğu söyleşide:Arlasez, İngiliz yazarı Toynbee ile gittiği bir yurt gezisinde karşılaştığı manzarayı şöyle dile

2 ERıfkl Atay, Eski Saat, Ank. 1933.

3 Z.Falıri Fındıkoğlu, Aylık Fel,efe ve İçtimaiyat Mec. Sayı: 6, Haz 1950. 4 ROğuz Ank, Köy Kadını Memleket Parçalan, Yaylacık Mat. İst. 1967, s.23.

5M.D.Olısson, XVIII. Yüzyıl Türkiyesinde Örf ve Adetler, (Çev:Z.YUksel), Tercüman 1001 Temel Eser Dizisi,İsİ. ?

(7)

getirmektedir: "Toynbee ile birlikte bir gün güneyde, Antalya'ya 70-80 kilometre mesafedeki bir köye gittik. Nur yüzlü bir ihtiyar. İçimdengeldi. Çok samimi olarak gidip elini öptüm. "Babacığım dedim. Çokaçız,çaresine bakabilir misin?" ihtiyar; "Oğul,yeterki senfukaranın olanınakatlan!" dedi.İhtiyarçok güzel yiyecekler getirdi. Bütünısrarımıza rağmenpara kabul etmedi. 'Taa nerelerden bukuş uçmaz, kervan geçmez yere geldiniz. Gönlümüzeferahlıkverdiniz. Bir de paramıvereceksiniz? Ne parası?" dedi. Ama benısrarettim. Bunun üzerine: "Bakoğlum,misaririmizsin. Daha fazlaısraredersen,pararııkabul etmek zorundakalacağız. Neşemizibu kahpe para için kaçırmayadeğersever!"Artık ısraredemezdim. Toynbee'ye söylediklerini aynen tercüme ettim.İngiliz'ingözleriyaşardıveşunlarısöyledi: "İhtiyarbize ebedi ölçüde birinsanlık dersi verdi. Bu borcu hiç bir zaman edaedemeyeceğiz. Dünyalarıayakta tutan, her memlekette gizli kalmış bu gibi kahramanlardır. Bunlann yüzü suyu hürmetine memleketler ayaktakalır.Bunlaraİncil'de toprağıntuzudenilmiştir.Biz,sanayileşirken büyük hatalaryaptık.Maddi servetpahasınabütün bude~tlerikaybettik. Siz de aym teWikeylekarşı karşıyasınız.Bizden dersalın,,6.

Bu tür insanların bizim cemiyetimizde her zaman bulunduğunuiftiharla söyleyebiliriz, üzerinde durulmasıgereken en önemli nokta; "bu değerler hakkında hiyerarşikbir hükümler manzumesinin ilk şart olarak tespitidir. Yani örnek insarıı tamyabildiğimiz,onun heder olmasım önleyebildiğimiz,ona ait değerleri sıraya koyabildiğimiz,böylece onu, bütün cemiyeteaşılayabildiğimizölçüde görevimizi yerine

getirmişoluruz"?

SONUÇ

Anadolu'nun,başındangeçen büyük felaketlererağmen,anavatan olmavasfımhiç bir zamanyitirmemiş olmasınıntemelinde,Yozgatlı HacıHayrettin Efendi veAntalyalı ihtiyar örneklerindegördüğümüz.,ruhyapısı yatmaktadır.Bugün rahat nefesaldığımız,

6 Dergah Dergisi. No:67, Eylül 1995, s.12-13.

(8)

özgürlüğümüzü tattığınıız vatanımızı,bizlere emanet edenlere karşı,bizim de çokağır ve yüklü sorumluıuklanmızvardu. Bunun bilincinde olduğumuzsürece ülkemiz için yararlı işler yaparız.

Yozgatlı HacıHayrettin Efendi, AdileHanımve Anadolumuzun ebediyete intikal etmiş olan saf, güvenilir, temiz ve yardıIDsever insanları, sizler gönlümüzde yaşıyorsunuz.Ruhunuzşadolsuni

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu konfe- ranslarda tropikal mimarlık, bir dizi iklime duyarlı tasarım uygulaması olarak tanım- lanmış ve mimarlar tropik bölgelere uygun, basit, ekonomik, etkili ve yerel

Sp-a Sitting area port side width Ss- a Sitting area starboard side width Sp-b Sitting area port side Ss- b Sitting area starboard side Sp-c Sitting area port side Ss- c Sitting

Taşınabilir kültür varlıkları için ağırlıklı olarak, arkeolojik kazı ve araştırmalara dayanan arkeolojik eserlerin korunması ve müzecilik hareketi ile daha geç

Sakarya İli Geyve İlçesi Geleneksel Konut Mimarisi (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi) Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sanat Tarihi Anabilim Dalı,

Tasarlanan mekân için ortalama günışığı faktörü bilgisi ile belirlenen yapay aydın- latma kapalılık oranı, o mekân için gerekli aydınlık düzeyinin değerine

Şekil 1’de görüldüğü gibi otomatik bina yönetmelik uygunluk kontrol sistemlerinin uygulanması için temel gereklilik, nesne tabanlı BIM modellerinin ACCC için gerekli

yüzyıl başlarının modernist ve ulusal idealleri doğrultusunda şekillenen mekân pratiklerinin doğal bir sonucu olarak kent- sel ölçekte tanımlı bir alan şeklinde ortaya

ağaç payanda, sonra ağaç poligon kilit, koruyucu dolgu tahkimat: içi taş doldurulmuş ağaç domuz damlan, deneme uzunluğu 26 m, tahkimat başan­ lı olmamıştır (Şekil 8).