1852 de Galata MevIevUıaneslnden İstanbul limanının görünüşü
BÎ R SÜKÛN KÖŞESİ
G alata M evlevihanesi yerinde evlenme sa lonu yapılıyor. Evlenm enin de en büyük ah lâk ve ibadet olduğuna göre, Beyoğlunda gü zel b ir dairenin yapılm ası lüzumu besbellidir; fak at niçin, meselâ, L ondra birahanesi yeri ne yapılm ıyor da G alata M evlevihanesinin ye ri seçilmiş? H erhalde ucuz arsa elde etm ek düşüncesi bu işte de rol oynam aktadır. Arsa alm ak için p ara bulm ak m üm kündür. Sanatı ise m illî kabiliyet y aratır. Para borç olarak a
lınabilir, sanat kiralanam az. G alata Mevlevi hanesi şiirin, edebiyatın, yazının, m arifetin, askerliğin ve siyasetin bir müzesidir. Orada yatan Şeyh Galib:
Bir gûbesi var ki şem’i cânın Fânûsuna sığmaz asumanın.
m ısralarını orası için yazmış, diye düşünürüm . Orada (Her birisi bir nigâra uygun) insanların m ezarları vardır. Şair v e h a tta t Gavsi Dede,
TEMMUZ 1Ô4? 15
Galata Mevlevihanesinde Şair Galip Dede’nin Türbesi —
Tombeau de Galib Dédé — Célèbre Poète Turc du XVIII siècle au Tekké de Beyoğlu
den yol kenarından göze ilişen m anzara böyle hülyalara müsaade etm iyor. Musiki, şiir, yazı, sanat k ahram anlarının m ezarları, tıpkı istik lâl harbinde Bursa önünde düşen şehitlerin ka birleri gibi ihm al içinde.
K afaların dinlendirilm esi için Beyoğlun- da b ir köşe kalmadı. S ü k û n eti herkes başka tü rlü ve başka m ânalarda anlar, ama, temiz b ir köşede, tarih in sanatı, kü ltü rü , ışığı, ilmi huzurunda bütün kendini bilenlerin kafası dinlenir. Ellerim le bu satırları yazarken, ken di kendime, sözleri G alata M evlevihanesinin b ir köşesinde yatan Şeyh G alibe ait olan m âhur m akam ından bir sem aiyi okuyorum :
Yine zervak-iderunum kırılıp kenara düştü Dayanır mı şişedir bu reh-i sengsâra
. düştü
Konu ile yakından ilgili olan bu semaide Şeyh Galibin durum dan şikâyetini okumuş o- luyorum .
Şeyh Galibin bu güzel şiiri şu m ısra ile so na erer:
Kimi terfc-i nam-ü şana kimi itibara
düştü.
D
t. O.
Ş. ULUDAĞ
E srar Dede, büyük musiki üstadı Osman Dede, M ühtedi A hm et Paşa, bizde m atbaacılığın mucidi İbrahim M üteferrika, K onya’da öldü rü len H âlet Efendinin kesik başı., hep b u ra dadır. K abristanlar b irer arşivdir. Cedleri h a tırlatarak tarih in vesikalarını teşkil ederler.
Gözümün önünde şöyle bir levha beliri yor: Osman Dede, dünyanın en iptidaî sazla rından birisi olan ney’ini üflüyor ve bu saz dan gönüllere ve dim ağlara huzur veren nağ m eler icat ile taksim yaparak yine kendisinin eseri olan b ir peşrevi çalıyor. Seyid A hm et A- ğa K udüm ’ün başında gözleri kapalı olarak oturm uş neyzenin kararını bekliyor ve sonun da kendi eserlerinden bir âyin okum ağa baş lıyor. H üsn-ü aşk sahibi Galip Dede, ellerini cübbesinin yenleri içinde saklamış ve kavuş turm uş, gözleri kapalı, gönlü hüsünde ve aşk ta ...
D uvarlar, yine orada bulunanların nefis yazılariyle dolu. Ve kendimi hakikaten gökle rin kubbesine sığmayacak derecede geniş olan fanusun bol ışığı içinde zannediyorum. F ak at hayalim den' ay rılarak görüyorum ki pahalı ve lüks eşya ile beraber daha bir çok şeyler de satan m uhitin içinde bir virane ortasındayım .
K apısından içeriye girmeğe lüzum görm e
r*»
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi