• Sonuç bulunamadı

Beşiktaş Maşuklar Yokuşu'nun bitiminde yüz yıldır değişmeden duran bir mekan:Asmalı Kahve

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Beşiktaş Maşuklar Yokuşu'nun bitiminde yüz yıldır değişmeden duran bir mekan:Asmalı Kahve"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

27 MAYIS 1999 PERŞEMBE

¡

KBHHMHMH

FTnm^.ı İstan b u l

Beşiktaş Maşuklar Yokuşu'nun bitiminde yüz yıldır değişmeden duran bir mekân

Mekân eskiden bildiğimiz

kahvelere benziyor.

İlişkilerin çoğu 60 yıl

önceki gibi. Bezik, okey

gibi oyunlarla aranız iyi

değilse, Cine-5'ten maç

yayını ya da İnternet

bağlantısı istemiyorsanız,

neskafe takıntınız da

yoksa, kent

keşmekeşinden kaçıp kafa

dinlemek için birebir.

B

eşiktaş Çarşısı'run içinden, fast-food restoranların, ecnebi isim li şık mağazaların, gençlerin "takıldığı" son moda cafe'lerin arasından yürürken zamanın nasıl olup da bunca hızlı geçtiğinin hesaplaşmasını yapabilirsiniz. Ama Maşuklar Yokuşunu yavaş yavaş tumanıp, Abbasağa Parkı'nın hemen bitimindeki küçük meydanlıkta sol tarafınıza düşen Asmak Kahve'yi görünce, zamanın bazı durumlarda ve yerlerde durabileceği gerçeğiyle de karşılaşacaksınız. Çünkü kahve, neredeyse yüz yıldır aynı!

Mekân eskiden bildiğimiz "kahve"lere benziyor. İlişkilerin çoğu 60 yıl önceki gibi. Bezik, okey gibi oyunlarla aranız iyi değilse, Cine-5'ten maç yayını ya da Internet bağlantısı

istemiyorsanız, neskafe takıntınız da yoksa, kent keşmekeşinden kaçıp kafa dinlemek için birebir. Zaten müdavimleri de on yıllardır bunu yapıyorlar.

Vahdettinin çay borcu!

Herhalde bir zamanlar "Aşık olunanlar" yaşadığı için bu ismi alan yokuşu başarıyla

tam ananlann bir ödülü, Asmak Kahve. Burası İstanbul'un -hâlâ- en havadar yerlerinden biri. Kimbilir kentin kaç tepesi için anlatılagelmiş o ünlü

padişah/dğer hikâyesi burası için de söyleniyor: Padişah yedi tepeye ciğer astırmış, en geç burada kurumuş! Civarda yaşayanların genellikle yüz yaşına merdiven dayadıktan sonra ölümle tanışmalan da bu hikâyeyi doğruluyor. Kahvenin önceki işletmecisi N azif Yıldırım 96.yaşında ölünce, kardeşi Süleyman Yıldırım tek başına işletmeci olmuş; ama artık o da yaşk olduğu için, oğullan, 23 yaşındaki Serdar ve 26 yaşındaki Erdal Yıldırım işletiyor kahveyi.

Asmak Kahve'nin, bu adı almasının çok geçerk bir nedeni var; binanın önüne ahlan

Abbasağa Parkı’nın sonundaki Aşmalı Kahve’de 50-60 yıllık müdavimlerle, yakındaki Toprakbank çalışanları biradada soluklanıyor.

Bir süredir tarihi kahveyi Serdal ve Erdal kardeşler işletiyor.

sandalyelerde oturanlan güneşten kocaman bir asma koruyor. Kimse Beşiktaş'taki Rum Kilisesi Vakfı'na ait olan binanın tarihini bilmiyor. Vakıf yöneticileri dahil. Serdar Yıldırım, 'Tarihini bilmiyoruz ama tarihi bir yer olduğunu yıllardır anlatıyorlar" diyor. Erdal Yıldırım ekkyor:

"Vahdeddin de kaçarken bize iki çay borcu takm ış!"

1800'ün sonlarından beri, en eski müdavimlerden, şimdi 50- 60 yıllık olanlara ve en yenilere aktarılan söylentilere göre, burası ilk olarak bir Rum Meyhanesi olarak açılmış. Yıldız Sarayı sakinleri geceleri içki içmeye gelirlermiş. Mahalleyi Yıldız C am iini yapan Rum ve Ermeniler'in kurduğu, hatta Ermeniler'in kiliselerini,

padişahtan izin alıp caminin artan malzemesiyle yaptıklan da yıllardır anlatılan hikâyelerden.

Moruklar Kahvesi

Aşmalı Kahve'nin göbek adı, Moruklar Kahvesi. Gerçi Erdal Yıldırım, "Son birkaç yılda çok ölüm oldu, epey müşteri kaybettik" diyor ama hâlâ müşterilerin yansı bu yaş grubundan. Onlar

çocukluklarında parkın yerinde bulunan Rum mezarlığından ıslık çalarak geçenler. Kimi Conrad Oteli'nin yerindeki patika yolu hatırlıyor, kimisi Adnan Menderes'in Barboros Bulvan’m açacağı gün kahvede oturup simitle çay içtiğini... Kimi de işi abartıya vardınp, "Burarım havası ve ağacı farklıdır, sümbül gibi kokan bir asmadır bu"

diyor, ama doğrusu asma ağacının yarımda bir de sümbül ağacı olduğu.

Tam 50 sene, sabaha karşı 3’te açmış "dükkânı" Nazif ve Süleyman Yıldırım kardeşler. Barbaros Bulvan'nm dere olduğu zamanlar günün ilk müşterileri 6'daki Topkapı- Fmdıkzade "arabasi'na yetişenlermiş. Bugün o kadar erken olmasa da 6’da açılıyor kahve. Nazif Bey’in yeğenleri, Süleyman Bey’in oğullan Serdar ve Erdal, kot pantolonlarını, kırmızı tişörtlerini giyip işe koyuluyorlar. Erdal'ın omuzlatma dökülen saçlan, "antik" kahve havasmda biraz eğreti, ama bir o kadar da sevimli duruyor. Kahvenin müşterileri arasına, ceketini çıkanp asmanın altındaki sandalyelerde öğle

çayıru/kahvesini içen kravatlı bankacı erkekler ve kısa saçlı kot pantolonlu bankacı kadınlar da eklenm iş.

Kadim müşteriler, yemek sonrası kahvelerini içmeye gelen Toprakbank çalışanlarına bırakıyorlar sessiz bir mütabakatla sandalyelerini. "Yazık" diyorlar, "Camekanlı duvarların içinde bütün gün bunalıyorlar, biraz hava alsınlar." Yeni müşteriler paralan peşin ödüyor, eskilerin ise haftalık kredileri var. Bin yıldır haftalık ödeniyor çay kahve paralan. Ödenen de ne ki, çay 50 bin, Türk kahvesi 100 bin, "gazoz" 150 bin liraya satılıyor.

Başka? "O ralet" diye sayıyor Erdal Yıldırım, "Bir de açık çay..." Neskafe yok,

kaldırmazmış! Kola? 'Tövbe tövbe" diyor bir müşteri. Soda isterseniz, hatınnıza göre, dışandan alınıyor.

Sahici Mükremin Abi...

"A ntiktir burası" diyor Yavuz Aktat. 1937 Beşiktaş doğumlu. Neden her gün buraya geldiğini şöyle açıklıyor: "Muhabbeti iyidir, siz diyalog diyorsunuz ya ondan." Yine de hiçbir şeyin eskisi gibi

olmamasından şikayetçi: Büyük armatörlerin gelip oturduğu zamanlarda, yaşı küçükler büyüklerden feyz alırmış burada. Öyle anılar anlatılırmış ki, şimdi seyredilen tiyatro oyunlan hikâyeymiş. Mükremin abi tiplemesinin hakikileri yaşarmış yani...

60 yıllık müdavim Mehmet Böyüş de gençken kahvenin önünden bile geçemediklerini anlatıyor." Şurada eczanenin kalfasıydım, gelip çay söylemeye çekinirdim. Şimdi on yaşında çocuk gelip çay içiyor."

Artik saray sakinleri borç takmıyor, ihtilal planlan yapılnuyor Asmak Kahve'de. içinde bulunduğu mahalleyi kuran Ermeniler, Rumlar da pek yok. Ama kokusu, görüntüsü, atmosferiyle geçmişten günümüze bir köprü gibi.

Emel ARMUTÇU

W * S Ş a . • » » n o n * u

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Nezaket değerine ilişkin “Niçin nazik davranılmalıdır?” Sorusuna çocukla- rın verdikleri cevaplardan yola çıkılarak oluşturulan kodlardan suç-ceza, çıkar, iyilik,

Bu değer saniyede geçen yük miktarı yani akım olduğu için, 10 C’luk bir yıldırımın saniyenin milyonda biri hızla düştüğü duruma göre karşılaştırma yapıldığında

Eğer ortada gerçek bir cisim yoksa üç boyutlu bir cisim üretebilmek için öncelikle açık kaynak kodlu veya satın alınmış bir tasarım prog- ramı (3D max, Alias,

Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan Pennsylvania Devlet Üniversitesi Malzeme Bölümü’nden araştırmacılar, plazma ve LCD televizyonlarda kullanılan baryum

Bu bakımdan Cumhuriyet Üniversitesi Rektörlüğü tarafından İlahiyat Fakültesinin de katkılarıyla 12 Eylül 2002 tarihinde Sivas’ta yapılan “Barış İçin Diyalog:

Fakat yine de Adalar ve onların “Kaptan Köşkü” olan Büyükada, hem tarihin, hem doğa­ nın kalan son nimetlerini, Adalı veya şehirden ge­ len

Müzik eğitimi kapsamında yapılan ölçek geliştirme ve dilsel eş değerlik uyum çalışması kapsamına giren ölçeklerin kategorik olarak incelenmesi amacıyla yapılan

Bulgaristan’daki Türk asıllı şairlerin ninni türküleri Nâzım Hikm et’in şiirle­ ridir dersem hiç şaşırtmış olmam.. Bizler daha çok bu şiirlerle büyüdük,