• Sonuç bulunamadı

Hastaların Karşılaştığı Sorunlar ve Çözümleri Odağında Tıbbi Sosyal Hizmet

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hastaların Karşılaştığı Sorunlar ve Çözümleri Odağında Tıbbi Sosyal Hizmet"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

HASTALARIN KARŞILAŞTIĞI SORUNLAR VE

ÇÖZÜMLERİ ODAĞINDA TIBBİ SOSYAL HİZMET

Doç. Dr. Veli DUYAN

Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler Yüksekokulu Öğretim Üyesi

Giriş

Sosyal hizmet mesleği, insan hakları ve sosyal adalet ilkelerini temel alan sosyal değişimi destekleyen, insanların iyilik durumunun geliştirilmesi için insan ilişkilerinde problem çözmeyi, güçlendirmeyi ve özgürleştirmeyi amaçlayan insan davranışına ve sosyal sistemlere ilişkin teorilerden yararlanarak insanların çevreleri ile etkileşim noktalarına müdahale eden bir meslektir.

Fiziksel hastalıkların sosyal ve duygusal bileşenlerinin tedavisi, tıp alanında büyük gelişmeler olmasına rağmen henüz tam anlamıyla gerçekleşememiştir. Sosyal hizmet sağlık alanına katkı veren bir çok hizmetten sadece birisidir. Fiziksel hastalıkların neden olduğu sosyal ve duygusal problemlerle ilgilenen ve sağlık kurumlarında yürütülen sosyal hizmet dalına tıbbi sosyal hizmet adı verilmektedir.

Tıbbi sosyal hizmet, sosyal ve duygusal problemleri olan kişilere sağlanarak hastalığın şiddetini azaltmak ve tıbbi bakımın etkisini çoğaltmak amacını gütmektedir. Tıbbi sosyal hizmet, sosyal ve ekonomik şartlar bakamından hastanın ve ailesinin durumunu belirlediği kadar hastalığın duygusal faktörlerini de bulup çıkarır. Modern tıp biliminin üzerinde ısrarla durduğu konulardan birisi de, beden ile ruhun birbirine karşılıklı etki yaptıkları ve böylece vücut ile duygunun dengeli bir anlaşma halinde olmasının gerektiğidir. Organik bozukluklar ve dış faktörler hastanın duygularını ve akıl dengesine kolaylıkla tesir edebilir.

Tıbbi sosyal hizmet uzmanı ortak amaçları sağlığı korumak ve (yeniden) düzeltmek olan çok disiplinli ekip üyeleriyle birlikte çalışır. Sosyal hizmet uzmanı bu ekibin vazgeçilmez bir parçasıdır. Sağlık konusu ele alındığında insan sağlığının fiziksel, psikolojik, duygusal ve sosyal boyutları olduğu; dolayısıyla, hastalığın tedavisinin çok boyutlu bir yaklaşımla gerçekleştirilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Bu nedenle, tıbbi sorunlarda bütüncül bir yaklaşım uygulanmakta ve burada tıbbi sosyal hizmet uzmanı birbirini etkileyen bu boyutların dengeli bir biçimde gelişmesini sağlamakla görevlidir.

Tıbbi sosyal hizmet “kişi, grup, aile ve toplumun sağlık hizmetlerinden etkin bir biçimde yararlanmaları amacıyla sosyal hizmet uzmanlarınca yürütülecek ekonomik, sosyal, psikolojik ve eğitsel boyutlarda, destekleyici ve geliştirici hizmetlerin sosyal hizmet disiplini ve mesleğinin yöntem ve felsefesiyle birleştirilerek tıp ve koruyucu sağlık hizmetleri çerçevesinde verilen hizmetler bütünüdür”

Tıbbi Sosyal Hizmetin Tarihçesi

Modern tıbbi sosyal hizmet kökeni, diğer sosyal hizmet alanlarında olduğu gibi, oldukça eskiye dayanmaktadır. Formal profesyonel organizasyonlar oldukça yeni olmasına rağmen bunların oluşumu oldukça gerilerdedir. Tıbbi sosyal hizmetin modern profesyonel organizasyonu hazırlayan 5 türde hizmet bulunmaktadır. Bunlar; 1) organize olmamış hizmetler, 2) lady almonerler, 3) hastaların taburcu olmasından sonra izlenmesi, 4) ziyaretçi hemşireler ve 5) tıp öğrencilerinin eğitimi, biçiminde sıralanabilir.

1) Organize olmamış hizmetler: Arkadaşları ve akrabaları hastalık durumunda genellikle yardım elini uzatır. Örneğin bir ebeveyn hastaneye yatması gerektiği zaman ailenin diğer üyeleri yardıma gereksinim duyar. Bu durumda büyük baba, komşular ve diğer yakınlar yardım elini uzatır. Ancak fiziksel hastalığı olan kişilere yardım eli sadece vatandaşlar tarafından verilmemiştir. Batı toplumlarında din adamları profesyonel olmayan tıbbi sosyal hizmet uzmanı gibi işlev görmüş ve hastalık ve sonrasında hasta bireye veya ailesine yardımcı olmuştur. Göreceli olarak organize olmamış ve profesyonel tarzda yapılmasa da sıradan vatandaşlar ve profesyonel elemanlar tarafından verilen tıbbi sosyal hizmet yardımlarının çoğu tıbbi sosyal hizmetin bir meslek olarak ortaya çıkmasında hazırlayıcı faktörlerden birisidir.

2) Lady almonerler: Lady almonerler İngiliz hastane organizasyonunun uzun süre bir parçası olarak işlev görmüştür. Geçen yüzyılın sonlarından daha önceki yıllarda hastanede yatan hastaların karşılaştıkları sosyal sorunların çözümü için yardımcı olmuşlardır. 1890’lı yıllarda Londra Yoksullara Yardım Örgütünün Sekreteri olan Charles S. Loch’un liderliğinde lady almonerler İngiltere hastanelerinde oldukça önemli bir konuma gelmişlerdir. Loch lady

(2)

almonerlerin yoksullara tedavi hizmeti veren hastanelerin karşılaştıkları karmaşık sorunların çözümünde yardımcı olduğuna tanık olmuştur. Bununla birlikte daha sonraki yıllarda tıbbi hizmetler sisteminin hastane hizmetlerinden yararlanan kişilerin gerçekten yardıma muhtaç veya para ödeyemeyecek durumda olup olmadığını ücretsiz ya da kısmen ücretsiz bir biçimde belirlemesi çok güçleşmiş ya da imkansız hale gelmiştir. Hastaların yoksul olup olmadığını belirlemek için ham ve rastlantıya dayalı bazı yollar bulunmasına rağmen, bunların oldukça yetersiz olduğu genel olarak kabul görmekteydi. Loch’un düşüncesine göre İngiliz hastanelerinde lady almonerler yarı ücretli ya da ücretsiz tedaviden kimlerin yararlanacağının belirlenmesinde yeterliydi. Bu yenilik modern tıbbi sosyal hizmet uygulamalarından oldukça uzak bir yaklaşımdı ancak bu durum en azından geleceğe yönelik bir basamak olarak düşünülebilirdi.

Hastaların durumlarını araştırmak üzere ilk lady almoner Londra’daki Royal Free Hospital’de 1895 yılında görev almıştır. Bu kişinin görevi hastanın hastane hizmetlerinden ücretsiz olarak yararlanıp yararlanamayacağını belirlemek için onun ekonomik durumunu incelemekti. Bu plan işlemeye başlamış ve lady almoner toplumun tıbbi kaynakları ve sosyal hizmet sistemleri arasında bağlantı kurma sorumluluğunu üstlenmiştir. Bu görev modern tıbbi sosyal hizmet uygulamalarının kimi başlıkları ile örtüşmektedir. Bu nedenle lady almonerler profesyonel tıbbi sosyal hizmetin önemli kilometre taşlarından biri olarak kabul edilmektedir.

3) Taburcu olan hastaların izlenmesi: İngiliz hastanelerinde lady almonerlerin tıbbi sosyal hizmetlerin verilmesinde önemli bir uygulayıcı olmasından önce Akıl Hastanelerinden Taburcu Olan Yoksul Kişilerin Taburculuk Sonrası Bakımı Topluluğu (The Society for After Care of Poor Persons Discharged Recovered From Insane Asylums) bulunmaktaydı. Bu topluluğun uzun adı kendi öyküsünü anlatmaktadır. Bu topluluğun gönüllü bir kuruluş olmasına rağmen halen ruh sağlığı hizmeti veren hastanelerin genel süpervizyonu altında hizmet vermektedir. Bu topluluğun en başta gelen pratik işlevi evsiz ruh hastalarının koruma evlerine ya da nekahat devresi bakım evlerine yerleştirilmesini sağlamak ve taburcu olan hastalara eski ortamlarına doyurucu bir biçimde dönmeleri konusunda rehberlik etmekti. Aynı yıllarda Amerika Birleşik Devletlerinde buna benzer bir sosyal hizmet kuruluşu bulunmamaktaydı. New York Yoksullara Yardım Derneği 1906 yılında kurulmuş ve aşağı yukarı aynı yıllarda hastanelerde sosyal hizmet uygulamaları formal ve profesyonel temele dayalı olarak işlev görmeye başlamıştır.

4) Ziyaretçi hemşireler: Hemşirelerin sunmuş olduğu sosyal ve duygusal karakterdeki hizmetler organize olmamış sosyal hizmetler başlığı altında ele alınabilir. Hemşirelerin sosyal hizmetlere sağladığı bu katkı tıbbi sosyal hizmetin önemli bir önceli olarak sınıflanabilir. Hemşire ister hastanede, isterse hastanın bulunduğu ev ortamında çalışsın yaptığı işlerin önemli bir bölümü sosyal ve duygusal problemlerle uğraşmaktır. Hemşire eğer hastanede çalışıyorsa, hastanede tedavi gören hastalarla doğal olarak kişisel ilişkiler kuracak ve hastalar hemşirelerden kendilerinin doktorlarına rahatlıkla söyleyemediği sorunlarını onlara iletmesini isteyebilecektir. Eğer hemşire hastanın evinde hizmet veriyorsa zamanının büyük bir bölümünü hastanın sosyal bakımı için harcayabilecektir. Birçok durumda ev hemşiresi hastanın arkadaşça ortağı olacak ve hastanın kişisel sorunları ile doğrudan temas kuracak ve bu konuda bilgi sahibi olacaktır.

Günümüzde hemşireler sosyal hizmet uygulamalarına katkı vermeye devam etmektedir. Sosyal hizmet uzmanları sorunlar karmaşık hale geldiği zaman hastalarla çalışmak üzere çağrılmaktadır. Tıbbi sosyal hizmet uzmanlarının işlevlerinden birisi de hemşirelik ve tıp öğrencilerinin hastalığın ve tıbbi bakımın sosyal boyutları konusunda eğitmektir. Ancak ülkemizde bu işlevin yeterince yerine getirilebildiğini söylemek olası değildir.

5) Tıp öğrencilerinin eğitimi: Tıp mesleği de hastaların sosyal ve duygusal problemlerine yaklaşım yolları ile hastane ve toplumun sosyal hizmet kaynaklarının hasta lehine kullanılması konusunda tıp öğrencilerinin eğitim gereksiniminin farkındaydı. Geleceğin doktorları için tıbbi sosyal hizmet dersleri ilk kez John Hopkins Üniversitesi Tıp Okulu’nda başlamıştır. Bu yerde sadece sınıf içi dersler değil, Dr. Charles P. Emerson’un isteği ve yönlendirmesi sonucunda alan uygulaması da yaptırılmaktaydı. Evlerinde hastaları ziyaret eden tıp öğrencileri fiziksel hastalıklar ve ev çevresi arasında yakın bir ilişki olduğunu ilk elden gördüler.

Ülkemizde Kilometre Taşları

12.6.1959 tarih ve 7355 sayılı kanunla Sosyal Hizmetler Enstitüsü kurulmuş (teşkilat yapısı içine Tıbbi Sosyal Hizmetler Şubesi yer almıştır). Bu kanunda tıbbi sosyal hizmetler şubesinin görevinin, sosyal hizmetlerin koruyucu, terbiye ve tedavi edici tıbbi sosyal cephelerini (sosyal intibaksızlıklarını giderme, rehabilitasyon ve saire gibi) ihtisas bakımından tetkik ve bunların memlekette tatbikine dair olan esasları yerine getirmek olduğu ifade edilmektedir. 1961 yılında "Sosyal Hizmetler Akademisi" kurulmuştur. 1963 yılında 225 sayılı Kanunla Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı bünyesinde Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü faaliyete geçmiştir. 1964'de Sosyal Hizmetler Akademisi öğrencilerinin

(3)

stajları ile başlamış, 1967 yılında ise Ankara Üniversitesi Hastanesine bir sosyal hizmet uzmanının atanması ile resmi yapı içinde yer almıştır. 1967 yılında sosyal hizmet alanına yeni elemanlar yetiştirmek amacıyla Hacettepe Üniversitesi bünyesinde H.Ü.Sosyal ve İdari Bilimler Fakültesi Sosyal Hizmetler ve Sosyal Çalışma Bölümü kurulmuştur. 26 Kasım 1973 tarih ve 14724 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Tedavi Kurumları Yönetmeliği içinde yerini almıştır. Bu yönetmeliğin 33., 34. ve 35. maddelerinde Tıbbi Sosyal Hizmetler; 130. maddede sosyal hizmetler şefinin görev ve yetkileri ve 131. madde sosyal hizmetler uzmanının görev yetkileri konusuna yer verilmiştir. 1982 yılında Sosyal Hizmetler Akademisi ile H.Ü. Sosyal ve İdari Bilimler Fakültesi Sosyal Hizmetler ve Sosyal Çalışma Bölümü birleştirilmiş ve bu iki Bölüm Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler Yüksekokulu haline getirilmiştir. Yukarıda belirtilen yönetmelik 13.1. 1983 tarih ve 17927 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ve halen yürürlükte bulunan Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği ile yeniden düzenlenmiştir. 27 Mayıs 1983 tarihinde yürürlüğe giren 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu ile gerçekleşmiştir. Bu kanunun 38.maddesine hükümlerine göre SHÇEK Genel Müdürlüğü, SSYB Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü, Sosyal Hizmetler Enstitüsü, İllerdeki Korunmaya Muhtaç Çocukları Koruma Birlikleri ve Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu'nun birleştirilmesi ve bütünleştirilmesi suretiyle kurulmuş, bu kuruluşlara ait yasal hükümler yürürlükten kaldırılmıştır. Sağlık Bakanlığı ve Taşra Teşkilatı arasındaki sosyal hizmet koordinasyonunu sağlamak amacıyla 17.04.1992 tarihli makam onayı ile Sağlık Bakanlığı bünyesinde Sosyal Hizmetler Koordinatörlüğü kurulmuştur. 2002-2003 Öğretim Yılında Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi bünyesinde Sosyal Hizmetler Bölümü kurulmuştur. 2002-2003 Öğretim Yılından Yüksek Lisans programı değiştirilmiş ve Sağlık ve Sosyal Hizmet odağı müfredat programa girmiştir.

Tıbbi Sosyal Hizmetin Odağı

Hastalıkları doğru teşhis ve tedavi etmek amacıyla yapılan çalışmalardan elde edilen sonuçlar, tıp elemanlarının hastalığa yol açan fiziksel, ruhsal, sosyal ve ekonomik faktörler arasında ilişki üzerinde odaklaşmalarını zorunlu hale getirmiştir. Dolayısıyla sağlık alanında çalışan sosyal hizmet uzmanlarının çalışmaları da bu yönde yapılanmıştır. Bu yapılanmayı ve tıbbi sosyal hizmetin odağını anlayabilmeye yardımcı olabilmek amacıyla aşağıdaki çizelge hazırlanmıştır. Çizelgeden de anlaşılacağı üzere tıbbi sosyal hizmetin odağında sosyo-ekonomik koşullar, sosyal destek ve sosyal sorunlar bulunmaktadır. Yukarıda sıralanan üç faktör sosyal, fiziksel ve psikolojik yakınmalara neden olmakta ve sosyal, fiziksel ve psikolojik iyilik halinin sürdürülmesine engel olmaktadır. Bu da sağlığın bozulmasına ve dolayısıyla yaşam kalitesinin azalmasına neden olmaktadır. Sağlığın bozulması ve yaşam kalitesinin azalması sonucunda ortaya belli bir stres çıkmaktadır. Bu stresin ortadan kaldırılması amacıyla gerçekleştirilen tıbbi sosyal hizmet uygulamaları hastalıklara psikososyal açıdan yaklaşmaktadır.

Sosyal yakınmalar ve sosyal iyilik hali

Fiziksel yakınmalar

ve fiziksel iyilik hali Psikolojik yakınmalar ve psikolojik iyilik hali

Sağlık Yaşam kalitesi

Stres

Sosyo-ekonomik

koşullar Sosyal sorunlar Sosyal destek

(4)

Hastalıkların başlama biçimi açısından birdenbire ortaya çıkanlar ve yavaş yavaş bazı semptomlarıyla

kendini belli edenler olmak üzere ikiye ayırmak mümkündür. Kuşkusuz miyokard enfarktüste olduğu gibi, kimi biyolojik göstergeler hastalığın varlığını düşündürse de enfarktüs semptomları ani olarak ortaya çıkar. Romatoid artrid ve parkinson hastalıklarıyla ilgili belirtiler ise yavaş yavaş kendini belli eder. Bu gibi hastalıkların hasta ve aile yönünde yarattığı etki miyokard enfarktüsde olduğundan farklıdır, ancak ailenin yapısı, üyelerinin rolleri ve problem çözme biçimi açılarından bazı benzerliklerin olması doğaldır. Ne var ki bir felç durumu hasta ve ailenin kısa süre içinde problem çözme becerilerini kullanmalarına gerek gösterir.

Kronik hastalıklar hastalığın seyri açısından üç gruba ayrılabilirler. Bazı hastalıklar yavaş yavaş ilerlerken,

bazıları hep aynı şekilde devam ederler. Bir kısım kronik hastalıklar ise zaman zaman ortaya çıkarlar. Örneğin bazı kanserler, romatoid artrid, şeker vb. hastalıklar yavaş seyreden ve ilerleyen türdedir. Hasta ve ailenin sürekli biçimde bu ilerlemeye uyum yapmalarını gerektirir. Buna karşın felç, omurilik zedelenmesi vb. hastalıklarda hastanın durumunda devamlılık vardır. Bazı değişmeler gözlense de genelde hasta ve ailesinin hastalığa yeniden uyum yapmasına gerek olmaz. Ülser, astım, migren vb. vakalarda hastalığın ara ara nüksetmesi söz konusudur. Bu tekrarlamalar arasında geçen süre değişebilir. Öyle ki hasta ve yakınları normal yaşamlarına devam ederler, ancak her an hastalığın yinelemesi kaçınılmazdır. Bu tür hastalıklara hasta ve yakınlarının uyumu da farklı olacaktır.

Hastalıklar tedaviye verdikleri cevap açısından da birbirlerinden ayrılırlar. Bazı hastalıklar bireyin yaşam

süresini kısaltır, ölüme neden olurlar. Örneğin omurgada disk kayması veya körlük ölüme neden olmaz. Buna karşın metastaslı bir kanser veya AIDS vakalarında ölüm kaçınılmazdır. Kardiyovasküler hastalıklar ise bireyin ömrünü kısaltır. Tekrarlayan bir miyokard enfarktüs vakası ani ölüme neden olabilir.

Hastanın kapasitesini etkileme açısından ele alındığında, kronik hastalıkların ortak bir özelliğinin bireyin

kendi bedeni üzerindeki kontrol becerisini, kişiliğini ve ilişkilerini olumsuz etkilemesi olduğu görülecektir. Bunlar hastanın zaman içinde yalnızlaşmasına neden olabilirler; çünkü değindiğimiz değişme hasta yakınlarının hastaya daha fazla ilgi gösterme ile hastayı kendi haline bırakma ikilemini yaşamalarına neden olur. Hastayı kaybetme olasılığı aralarındaki ilişki dengesini bozar. Hastalığın tedaviye cevap vermemesi ailenin hastayı gözden çıkarmasına neden olabilir.

Yukarıdaki sınıflamadan da anlaşılacağı üzere hastalık sistemi ile hastalığın gerektirdiği pratik çözüm bekleyen ihtiyaçlar, duygusal ihtiyaçlar, hastalığın seyri, hastalığa atfedilen anlam, hastalık hakkında toplumda bugüne kadar yaşanmış olan durumlardan oluşur. Genelde hastalıkların, kronik olsun ya da olmasın, birbiriyle benzeyen ve farklılaşan yönleri vardır. Hastalıkları sadece biyolojik kriterlere göre tanımlamak yeterli olamaz. Özellikle kronik hastalık

durumlarının aile sistemi ile birlikte ele alınması zorunludur; çünkü hastalık bireyle birlikte aile yaşamını ve tedaviden alınacak sonucu etkilemektedir. Bu nedenle hastaların karşılaştıkları sorunlara kısaca değinmekte yarar bulunmaktadır.

Hastaların Karşılaştıkları Sorunlar

Hastaların karşılaştıkları sorunlar genel olarak; sağlık hizmetlerine ulaşmada engeller, sağlık hizmetlerine ve hastaneye uyum problemleri, tıbbi tedavi planına uyum problemleri, karar verebilmek için bilgi eksikliği, gereksinimleri karşılayacak kaynak eksikliği, hizmetten taburcu olabilme konusunda engeller olmak üzere altı grupta ele alınabilir.

Sağlık hizmetlerine ulaşma konusunda ortaya çıkan engeller psikolojik, mali, bilgi eksikliği ve pratik engeller olmak üzere dört başlıkta ele alınabilir. Bunlardan birincisi psikolojik engellerdir. Psikolojik engeller kapsamında korku, kaygı gibi faktörler karşımıza çıkmaktadır. Mali engeller hastaların karşılaştıkları ikinci grubu engeli oluşturmaktadır. Bu kapsamda hastanın sosyal güvencesinin olmaması ve parasal konular karşımıza çıkmaktadır. Bir diğer engel hizmetlerin nereden ve nasıl alınacağını konusunda bilgi eksikliğinin bulunmasıdır. Son olarak aile üyelerinin bakımı, ulaşım gibi pratik engeller hastaların sağlık hizmetlerine ulaşabilmeleri konusundaki önemli engellerdendir.

Hastaların karşılaştıkları sorunlarda önemlice yer tutan konulardan bir diğeri hastaların sağlık hizmetlerine ve hastaneye uyum problemleri ile ilgilidir. Aile, arkadaşlar, alışık olunan yerler, kendi kararlarını verebilme, günlük rutin ve olağan aktiviteler ile sevilen yiyecek, içecek vb. şeylerden uzak kalma uyum problemleri yaratır. Durumsal krizler olağan sosyal desteklerden uzaklaşmaya neden olur ve hastanın sağlık hizmetlerine ve hastaneye uyumu üzerinde bozucu etki yapar.

Tıbbi tedavi planına uyum problemleri hastaların yüzyüze geldiği bir diğer konudur. Hastalığın tanısı, seyri ve tedavi planı ile başetme konusu hastaların ve/veya ailelerinin karşılaştığı bir diğer problem alanıdır. Hastalığın tanısı, seyri ve tedavi planı ölüm konusunu gündeme getiriyorsa veya kaçınılmaz ise çok ciddi uyum problemleri yaşanır. Fonksiyonel kapasite kaybı, benlik imajı, cinsel ilişkiler, başkalarına bağımlı olma korkusu, ilaç kullanma, beslenme

(5)

konusunda sınırlılıklar, günlük alışkanlıkları değiştirme, ev ortamında zorunlu değişiklikler yapma gerekliliği etkili faktörler arasındadır.

Karar ve kontrol için bilgi eksikliği hastalık durumunda önemli bir konu haline gelir. Hastalar ve aileleri tıbbi bakım kurumlarında kontrol duygularını büyük ölçüde yitirir. Müdahaleler hastalar ve yakınları önceden yeterince uyarılmaksızın, açıklama yapılmaksızın ve bilgilendirilmiş onay alınmaksızın planlanır ve gerçekleştirilir. Bu durum çaresizlik duygusu fişekler ve tedavi kurumuna uyumu güçleştirir.

Hastaneye yatış, hastanede kalış, hastaneden çıkış ve sonrasında en sık karşılaşılan ve öncelik arz konu gereksinimleri karşılayacak kaynak eksikliği ile ilgilidir. Tıbbi malzeme ve ilaçlar, gelir desteği, hizmet desteği, çevresel düzenlemeler, kişilerarası destek, kişisel bakım hizmetleri, profesyonel bakım hizmetleri, fiziksel terapi hizmetleri, ev hizmetleri, ulaşım hizmetleri, beslenme hizmetleri, aile danışmanlığı hizmetleri, alkol ve madde kullanımı tedavisi hizmetleri, yetişkin ve çocuk esirgeme hizmetleri, gündüz bakım hizmetleri, serbest zaman değerlendirme hizmetleri gibi konularda yeterli kaynak ne yazık ki çoğunlukla bulunmamaktadır.

Hastaneden taburcu olabilme konusunda engeller, hastaneye yatış aşamasında karşılaşılan engellerle büyük ölçüde örtüşmektedir. Bunları psikolojik engeller, mali engeller, bilgi eksikliği ve pratik engeller olarak sıralamak mümkündür.

Hastaların Karşılaştıkları Sorunların Çözümünde Ekip Çalışması

Ekip çalışması, ortak bir amaca ulaşmak için organize olmuş bir grubun işbirliği halindeki çabasıdır. Bir başka tanıma göre ekip çalışması, bir grubun bir arada iyi şekilde iş yapabilme becerisidir. Ekip çalışması ortak bir amaç çerçevesinde uzmanlıklarını birbiriyle paylaşmak için bir araya gelmiş olan ve her biri belirli bir bilgi ve beceri taşıyan üyelerin oluşturduğu grupların yaptığı çalışmadır. Ekip çalışması ayrıca "eylem sistemleri", "organizasyon çalışmasını tamamlamak için bir grup insanın bir arada karşılıklı olarak eylem yapması, "göreceli olarak sürekliliği olan çalışma gruplarının yürüttüğü çalışma", "karşılıklı olarak bağımlı işlev gören uzmanların yaptığı çalışma" ve "ortak bir amaç için kendine özgü bireysel uzmanlığı olan insanların oluşturduğu grubun ortaklaşa çalışması" şeklinde tanımlanır.

Hasta ve/veya aileleri için hastanın tıbbi bakımı ve psikososyal işlevselliği hakkında hastane, toplum veya dış kurumların personeli ile onlardan bilgi almak, onlara bilgi vermek veya karşılıklı olarak bilgi alış verişinde bulunmak amacıyla ilişki kurulabilir. Bu çalışma dahilinde vaka konferansları ve ekip toplantıları da vardır. Bunlar hastalara verilen hizmetlerde ekip çalışmalarını koordine etmek amacıyla meslek elemanlarının katıldığı toplantılar ve programlardır.

Bu düzeyde bir ekip çalışması anlayışının gerçekleştirilmesinin bir çok avantajları vardır. Ekip çalışması anlayışı ve ekip çalışması birbiri ardına gelen tartışma, bilgi alışverişi (iletişim), danışma, havale, planlama ve koordinasyon, işbirliği halinde hizmeti verme ve işlevsel sorumluluğu birleştirme aşamalarıyla gerçekleşir.

Sonuç

Tıbbi sosyal hizmet uygulamaları; hastaların psiko-sosyal ve fiziksel iyilik halinin yükseltilmesi; hastaların bakım hizmetlerinden uzun veya kısa vadede maksimum oranda yardım almalarının sağlanması ve temel koşullarının iyileştirilmesi; hastaların zihinsel veya fiziksel hastalıklardan korunması; hastaların psiko-sosyal ve fiziksel fonksiyonlarının arttırılması, özür veya hastalığın duygusal sosyal etkilerinin azaltılması ve etik sorumluluğun geliştirilmesi ve yerleştirmesini amaçlamaktadır.

Ülkemizde tıbbi sosyal hizmet uygulamalarının büyük ölçüde hastane ortamında gerçekleştiriliyor olması önemli bir sınırlılık olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle tıbbi sosyal hizmetin kapsamı içinde yer alan koruyucu ve önleyici hizmetlerin geliştirilmesi amacıyla yapılacak çalışmalara ağırlık verilmesi gerekmektedir.

Sonuç olarak ülkemizde tıbbi sosyal hizmet uygulamalarının geliştirilmesi gerekmektedir. Hastaların ve ailelerinin karşılaştıkları sorunların çözümünde tıbbi ortamda ekip anlayışının geliştirilmesi ve yerleşik bir uygulama haline gelmesi de büyük önem arz etmektedir.

KAYNAKLAR

Arıkan Ç. (1989). “Sağlık Alanında Kurumiçi Ekip Çalışması.” HÜ.SHYO Dergisi. 1-2-3: 46-59. Brill N. (1976). Teamwork working together in the human services. Lippincot: xvı.

(6)

Estes, R.J. (1984). Health Care and The Social Services. Social Work Practice in Health Care, Warren H. Green Inc., St.Luis, Missouri,

Friedlander, WA. (1961). Introduction to Social Welfare (2nd Ed) Prentice Hall Inc. New Jersey.

Kramer RM. (1979). Dynamics of teamwork in the agency, community and neighborhood. In:Compton BR, Galaway B, eds. social work processes. Homewood, Illionis: 458-465.

Leuenberger P. (1973). Team dynamics and decision making. The model of social work practice. Syracuse: 26. Longman active study dictionary of english. (1984). Chaucer Press, Harlow: 625.

Pincus A. ve A. Minahan. (1973). Social Work Practice: Model and Method. Hasca, Ill., F.E. Peacock,

Reilly A. ve J. Jones. (1974). Team building In: Pfieffer W, Jones J, eds. The 1974 annual handbook for group facilitators. Ann Arbour, Michigan: 227.

Resmi Gazete, 26 Kasım 1973 ve 14724 sayı, 1973.

Rolland, J.S. (1968).”Chronic Illness & Disability” Families in Trouble Series Vol.2 Eds. Chilman, C.S et al. Sage Publication.

Rolland, J.S. (1984). Toward a psychosocial typology of chronic and life-threatening illness. Family Systems Medicine, 2, 245-62.

Solomon L. (1977). Team development: a training approach. In: Pfieffer W, Jones J, eds. The 1977 annual handbook for group facilitators. Ann Arbour, Michigan: 181.

Stroup H.H. (1960). Social Work An Introduction to the Field. American Book Co. New York,

Toseland RW, Palmer-Ganeles J, Chapman D.C. (1986). Teamwork in psychiatric setting. Social work 31(1): 46-52. Turan, N. (1979). "Tıbbi Sosyal Hizmet" Yayınlanmamış Bir Makale. SHA, Ankara,

4. Ulusal Sosyal Hizmetler Konferansı Sağlık ve Sosyal Hizmetler Çalışma Grubu Raporu (1995), Ankara: Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Yayını..

Referanslar

Benzer Belgeler

kısıtlamalardan dolayı ev ziyaretlerinin yapılamaması; uzaktan çalışma so- nucu mahremiyet sorunları; sosyal hizmet uzmanlarının yaşadıkları korku, endişe ve baskı;

yapılan iş ve meslek analizleri doğrultusunda engelliler için Millî Eğitim Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca mesleki. habilitasyon, rehabilitasyon

• kendi evinde yaşamını sürdüremeyecek olan engelli ya da yaşlı bireylerin özellikle sosyal bakımının ve ihtiyaç halinde sağlık bakımının sağlandığı

Çocuk ölüm oranlarının azalması ile toplam nüfus içinde çocuk nüfus oranı yaşlı nüfusa göre daha fazla görünürken; yaşam beklentisinde devam eden süreç uzun

• Sosyal inceleme raporu (social study report); olgunun, ilgili sosyal çalışmacı tarafından ekonomik, eğitsel, sosyal, ruhsal, kültürel, ailesel tüm boyutlarıyla

uygarlığına açılarak ekonomik durumunda ve sosyal yapısında değişimlere uğramadan önce, toplumda kendinden başka oluşacak her türlü sosyal güce karşı

“ Bu kadar yaşlı olmak nasıl bir şey ?”  Onlara göre 100'lük olmak demek, hayatının yarısına yakınını dul, çeyreğine yakınını da çocuk gibi geçirmek

olduklarından, bu sosyal hareketlilik birçok sorunu ve riski de beraberinde getirmektedir oluşturmaktadır (Yolcuoğlu, 2012, s.295)...  SHU’nın toplumla