• Sonuç bulunamadı

OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE SOSYAL BECERİLER

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE SOSYAL BECERİLER"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE SOSYAL BECERİLER

SOCIAL SKILLS IN PRESCHOOL PERIOD

Özet: Sosyal beceri, bireylerin içinde bulundukları sosyal or-tamlara uygun bir şekilde davranmalarına, toplum içerisindeki kuralla-ra uyabilmelerine ve kişilekuralla-rakuralla-rası ilişkilerinin olumlu şekilde gerçekleşti-rebilmelerine etki eden tutum, davranış ve düşüncelerin genel adına denir. Sosyal beceriler hayatın ilk yıllarından itibaren kazanılmaya baş-lanır ve ömür boyu devam eder. Toplumsal yapının sağlamlığı için ol-dukça önemli olan sosyal becerilerin öğrenimi gelişigüzellikten uzak olmalıdır. Çocukluktan itibaren başlayan sosyal becerilerin öğrenimi planlı programlı bir şekilde olmalıdır. Ayrıca çocukların bu becerileri günlük hayatta da uygulamalarına fırsat verilmelidir. Sosyal beceriler sadece eğitimcinin sorumluluğunda değil aile ve çocukların yakın çev-resinde de bu çalışmalara dikkat edilmelidir. Çocukların sosyal beceri-leri kazanmalarında hem aileler hem de eğitimciler aktif rol almalıdır. Bu çalışmada sosyal beceri, çocuklarda sosyal beceri gelişiminin önemi ve sosyal becerilerin gelişimini etkileyen faktörler üzerinde durulmuş-tur.

Anahtar Kelimler: Sosyal beceri, sosyal gelişim, okul öncesi dö-nem

Abstract: Social skills means that individuals behave in accor-dance with their social environments, abide by rules in society and at-titudes that affect positive interpersonal relationships, general name of behavior and thoughts... Social skills begin to be used from the first years of life and continue forever. Social skills are very important for the soundness of social structure; the learning of social skills should be away from indifference. The learning of social skills beginning from childhood should be planned. Also, children should be given the op-portunity to practice these skills in daily life. Social skills are not only to the responsibility of the advisers. Also to the family and the immediate vicinity of the children should be caution. Parents and advisers should take an active role in children’s acquisition social skills. In that study has the social skills, importance of social skills acquisition in children and the factors affecting acquisition of social skills are discussed.

Keywords: Social skills, social development, preschool educa-tion

Bu makale “Farklı Sosyoekonomik Çevrede Eğitim Alan 60-72 Aylık Okul Öncesi Dönem Çocuklarının

Sosyal Becerilerinin ve Akran Oyunlarının İncelenmesi” adlı tez çalışmasından örnek alınarak yapılmıştır.

İpek AKBAŞ

İstanbul Aydın Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

ipekakbas@stu.aydin.edu.tr

(2)

I. Giriş

İnsanlar başka bireyler ile etkileşim halinde olarak hayatlarını devam ettirir. Bire-yin içinde bulunduğu toplumun kabul gördü-ğü davranışları sergilemesi bireyin topluma uyumunu kolaylaştıran bir etkendir. Toplum-sal hayatta insanların sosyal beceri düzeyleri-ne göre sosyal ilişkileri şekillenir. Doğumdan itibaren gözlem yoluyla elde edinilen dene-yimler kişinin hayatının ilerleyen yıllarındaki davranış biçimlerini etkileyeceği düşünülmek-tedir. Bu nedenden dolayı sosyal becerilerin erken yaşlarda kazanılması açısından okul ön-cesi dönem yaşları büyük önem taşımaktadır. Razon, hayatın ilk altı yılını içine alan okul öncesi dönemin, fiziksel, duygusal ve sosyal gelişimin hızlı olduğu ve bu dönemde çocuğun kişiliğinin şekillenmeye başlandı-ğı, temel alışkanlıkların çocuğa kazandırıldı-ğı önemli bir dönem olarak bahsetmektedir (Dinç ve Gültekin, 2003).

Bu dönem aynı zamanda çocuğun dış dünyayı tanımaya ve dış dünya ile uyum sağ-lamaya başladığı dönemdir. Bu süreç oyunla başlamakta ve gelişmektedir. Çocuğun haya-tında oyunun yeri önemlidir ve oyun çocuğun vazgeçilmezidir (Cohen, 1993).

Çocuğu yetişkin hayatına hazırlayan en önemli yol oyundur. Bir çocuğun oyun-cakları, çocuğun en önemli eğitim araçlarıdır. Oyun sayesinde çocuk insan ilişkilerini, yar-dımlaşmayı, deneyim kazanmayı, bilgi edin-meyi, duygusal ve sosyal gelişimi etkilediği gibi aynı zamanda çocuğun zihin ve dil geli-şimini de etkilemektedir. Yetişkinler çocuğun oyun oynamasını, çocuğun eğlenmesi, oya-lanması veya başlarından savmanın bir yolu olarak görmektedirler. Oysaki oyun, çocuğun en önemli işidir. Çocuk oyun oynadıkça bece-risi artar ve yetenekleri oyun sayesinde gelişir. Çevresini, bilmedikleri şeyleri tanır ve kendisi için anlaşılır duruma getirir (Sheridan, 2005).

Oyun çocuğun sadece gelişimine katkıda bulunmaz aynı zamanda eğitici bir değere sahiptir. Çocuk oyun oynadığında toplumsal beceriler kazanır, duygusal doyum sağlar ve en değerlisi onu özgürleştirir. Böy-lece çocuk öğrenmeye hazır hale gelmiş olur. Çocuk çok yönlü ve çeşitli oyuncak veya mal-zemelerle oyun oynadığı zaman rahatlar ve farklı, yaratıcı fikirler ile hayal gücünü geliştirir. Çocuk oyun oynarken duygularını, düşüncele-rini ve istekledüşüncele-rini ifade eder. Çocuk oyun yolu ile etrafındaki kişileri, olayları ve durumları hakkında bilgi edinme, sebep-sonuç ilişkile-rini anlamlandırma ayrıca farklı düzeydeki bil-gileri edinme imkanı sağlar. Buradan oyunun çocuk için ilgi, merak ve öğrenme isteğinin en üst seviyeye ulaştığı bir öğrenme

laboratuarı-na dönüştüğü görülebilir (Aydın, 2008). Gelişimlerini oyun yoluyla ilerleten normal çocukların oyuna katılmaları ve etra-fındaki bireylerle uyumlu hareketler sergile-meleri gerekmektedir. Çocuk hakkında birçok yararlı bilgiye oyundaki davranışları gözlem-lenerek ulaşılabilir. Ulaşılan bu bilgiler keskin çizgilerle ayrılmasa da çocuğun gelişim alan-ları hakkında geniş ipuçalan-ları verir (Sheridan, 2005).

Çocukların oyundaki davranışları hakkında sağlıklı yorumlar yapabilmek için onları en yakınları olan ebeveynleri ve öğret-menleri gözlemlemelidir. Yetişkin bir birey ol-manın temelinin atıldığı okul öncesi dönem-deki oyun davranışı, önceden bazı tespitlerin yapılabilmesi açısından dikkatle ele alınması gereken bir konudur (Rivkin, 1991).

II. Sosyal Beceri Nedir?

Çocukların toplum içerisinde yer almaları ancak toplumun diğer üyeleri tara-fından kabul edilmesiyle gerçekleşir. Her top-lumun kendine özgü tutum ve davranışları bulunmaktadır. Toplum içerisindeki her ço-cuğun bu tutum ve davranışlara sahip olması beklenmektedir. Bahsi geçen davranışlardan birisi de sosyal becerilerdir. Sosyal beceriler çocukların içinde yer aldıkları sosyal ortamda kabul görmelerini ve sosyal ilişkilerinin olum-lu yönde ilerlemesine katkı sağlayan duygu, düşünce, tutum ve davranışlardır. Bu beceri-lere sahip çocuklar çevresi ile sağlıklı ilişkiler kurabilmektedirler. Sosyal beceriler hem sözel hem de sözel olmayan davranışları içerisinde bulunduran, bireyin olumlu davranışları baş-latmasını, gösterilen bu olumlu davranışları devam ettirmesini ve bulunulan sosyal çevre-ye uygun tepkiler vermesini sağlayan öğrenil-miş davranışlardır (Yiğit ve Yılmaz, 2011; Gülay ve Akman, 2009).

Sosyal beceriler, yaş farkı olmaksızın toplumda yer alan her birey için, bütün sosyal ortamlarda bireylerin yaşamını olumlu yönde etkileyerek olumlu iletişim kurmasını bunun sonucunda başarılı ve mutlu olmasını sağla-yan davranış örüntüleridir (Sevinç, 2005; Stan-ley, 2010).

Sosyal becerilere bakıldığında sosyal etkileşimlerde önemli rol oynadığını ve diğer bireylerden onay almayı sağlayan davranışlar olduğu dikkat çekmektedir. Bununla birlikte sosyal becerilerin çocuğun hayatında yer alan diğer kişilerden etkilenme yoluyla, öğrenerek kazandığı ve sosyal yeterliliğin bir parçası ol-duğu söylenebilir (Tagay, Baydan ve Voltan Acar, 2010).

Bacanlı ve Erdoğan (2003) sosyal

beceri ile ilgili tanımları üç başlık altında sı-nıflandırmıştır. Birincisi, çocukların akranları tarafından kabulünü öngören, akran kabulü tanımıdır; ikincisi, sosyal becerilerin çocuğun sosyal yönden pekiştirilmesini arttıran veya ceza alma durumunu azaltan davranışlar ol-duğunu kabul gören davranışsal tanımdır. Üçüncü tanım ise sosyal beceriyi, çocuğun be-lirli ortamlarda sosyal yönden önemli sonuç-ları tahmin edebilmesini sağlayan davranışsal şeklinde tanımlayan sosyal geçerlilik tanımı-dır.

,

Bu tanımlara bakıldığında sosyal be-cerilerin çocukların kendilerini tanımaları ve çevrelerine tanıtmalarında, etrafındaki birey-lerle duygu ve düşünce alışverişi yapmaların-da, bulundukları toplumda yer edinebilmele-rinde etkili unsur oldukları söylenebilir.

Sosyal beceriler çocukların sosyalleş-mesini gerçekleştirirken, aynı zamanda içeri-sinde bulunulan toplumun sağlıklı bir şekilde devam edebilmesinde de etkilidir. Bireyler arası ilişkiler ne kadar sağlıklı olursa, toplum-sal yapıda o ölçüde sağlam olacaktır.

III. Çocuklarda Sosyal Beceri Gelişiminin Önemi

Sosyal beceriler çocuğun gözlem yo-luyla oluşturduğu ve şekillendirdiği

(3)

becerilerdir. Çocuklar sosyal becerilerini oyun yoluyla geliştirmektedir. Oyun davranışı, ço-cukta çok erken yaşta başladığı bir davranıştır. Doğal bir oyun ortamında çocuk kendi duy-gularını, düşüncelerini rahatlıkla ifade edebil-mektedir. Okul öncesi dönemindeki çocuğun çevresi, ailesi, öğretmeni, arkadaşları ve yakın akrabaları ile sınırlıdır. Bu sınırlı alanda çocu-ğun kişiliği 7 yaşına kadar oturur. Çocuçocu-ğun sosyal becerilerinin de temellerinin atıldığı bir dönemdir. Akranlarıyla beraber içinden geldi-ği gibi kendini en iyi ifade edebildigeldi-ği yer olan oyun, çocuğun sosyal becerilerinin gözlem-lenmesi için en iyi süreçtir.

Sosyal beceri yetersizlikleri, çocu-ğun hayatında birçok olumsuz sonuçlara yol açabilir. Bu sebeple okul öncesi dönemden başlayarak çocukların sosyal beceri düzeyleri belirlenerek, bu doğrultuda çalışmalar yapıl-ması, onların ileride yaşayabilecekleri uyum sorunlarına çözümleri bulabilmesi önemli bir adımdır.

Türkiye’de okul öncesi dönem ço-cuklarının sosyal becerilerini farklı sosyoeko-nomik çevrede aldıkları eğitimle arasında bir ilişkinin olup olmadığı yönündeki araştırmalar oldukça azdır. Bu araştırmayla, sosyoekono-mik düzeyi düşük olan çocukların akranlarıyla oyunlarındaki sergiledikleri sosyal beceri dü-zeyleri belirlenerek daha iyi bir eğitim progra-mı oluşturulabilir.

IV. Okul Öncesi Dönemde Sosyal Becerilerin Gelişimini Etkileyen Faktörler

Aile

Sosyalleşmeyi etkileyen pek çok fak-tör arasında aile özel ve önemli bir yere sa-hiptir. Çocuğun ilk eğitimcileri aile olmakla beraber sevgi, güven ve kabul etmeye dayalı etkileşimlere de sağlıklı gelişim için ihtiyaç vardır (Şanlı, 2007).

Ebeveynin dışında evin içindeki diğer bireylerin çocukla olan etkileşimi çocuğun aile içindeki yerini belirlemektedir. Çocuğun ilk sosyal deneyimleri elde ettiği yerdir, aile. Bazı araştırma sonuçlarına göre, sosyal yeterliğin kökenleri bebeklikteki ebeveyn-çocuk ilişkile-rinin kalitesine dayanmaktadır. İlgisiz, duyarsız olan ebeveynlerin bebekleri, ilgili, duyarlı ebe-veynlerin bebeklerine göre daha az kaygılı, ra-hatsız ve gergindirler. Bunun yanı sıra ileride bu bebekler anne ve babalarını model alarak sosyal olmayan davranışlarını genellemek su-retiyle akranları tarafından da dışlanabilirler. Popüler çocuklar incelendiğinde, ailelerinin popüler olmayan çocukların ailelerine göre daha olumlu ve duyarlı davrandıkları belirlen-miştir. Yapılan araştırmalar sonucunda aile sa-dece çocuğun sosyal gelişimini değil zihinsel hatta fiziksel gelişimini de etkilediğini ortaya

koymaktadır (Yavuzer, 2002).

Kardeş(ler)

Kardeş ilişkileri yaşam boyu devam eden ilişiklerdendir. Aile içindeki ilişkilerden ve akran ilişkilerinden oldukça farklıdır. Bu farklılığın nedenlerinden biri kardeş ilişkileri-nin, sosyal rolleri öğrenme ve bunlarla karşı karşıya kalma konusunda yetişkinlerle ya da akranlarla kazanılamayacak kadar benzersiz deneyimlere sahip olmasıdır. Bu ilişki türünde çocuk, yardımseverliğin, korumanın, rekabe-tin, sadakatin örneklerini yaşayabilmektedir. Kardeşi olmayan çocuklara göre daha çabuk rahat bir iletişim gösterdiklerini, olumlu akran ilişkileri gerçekleştirdiklerini ortaya koymuş-tur. Paylaşma, empati kurma, sırasını bekleme, saygılı olma, iltifat etme, farkındalıkları kabul etme, yardımlaşma kardeş ilişkilerinin yapısın-da iki faktör önemlidir. Bunlar annenin tutumu ve çocuğun sosyal yeri, özellikleri. Eğer anne sevgisi eşit dağılıyorsa kardeşler arasında re-kabet olmaması gerekir. Çoğunlukla çocuk böyle bir dağıtımda eksik bırakıldığı duygusu-na kapılır.

Akranlar

Akran ilişkileriyle çocuk özellikle sö-zel becerileri uygulama fırsatı bulabilmekte-dir. Paylaşma, yardımlaşma, yardım isteme, bilgi isteme, soru sorma, başkalarının hakkına saygı gösterme, davranışlarının sonuçlarını kabullenme başta olmak üzere pek çok sosyal beceriyi öğrenmektedir. Akranlar ile oyun ara-sında karşılıklı etkileşim vardır. Şöyle ki, oyun etkinlikleri arttıkça akran ilişkileri de artacak, akran ilişkilerinin artışı ile de oyun faaliyetleri gelişecektir (Asher, 1978).

Sosyal Konum

Akran grubu içindeki sosyal konu-ma göre beş tür çocuk ortaya çıkkonu-maktadır. Popüler çocuklar, reddedilen çocuklar, dışla-nan çocuklar, ortalama çocuklar ve tartışmalı çocuklar, popüler çocuklar, akranlarının bü-yük bir kısmı tarafından sevilen çocuklardır. Reddedilen çocuklar, genellikle sevilmeyen çocuklardır. Dışlanan çocuklar akranları tara-fından az sevilen yalnız ve az arkadaşı olan ço-cuklardır. Ortalama çocuklar akran seçimlerin-den sevilme ve sevilmeme açısından ortalama puanlar almış çocuklardır. Tartışmalı çocuklar hem saldırganlığa hem de sosyalliğe yüksek düzeyde sahip olan çocuklardır. Sosyal bece-riler açısından bu beş tür çocuğun farklı özel-likleri bulunmaktadır. Popüler çocuklar daha çok dikkate alınırken sorunlara karşı daha et-kili çözüm bulurlar. Başkalarının görüşlerine saygılı ve duyarlıdırlar. Reddedilen çocuklar ise saldırgan davranışlar sergilerken sosyal ye-terlilikleri düşük düzeydedir. Uzlaşma, grupla hareket etme gibi becerilerden yoksundurlar. Dışlanan çocuklarda sosyal beceriler zayıftır. Ortalama çocuklar ise, yeteri kadar sosyal

be-cerilere sahip olmamakla birlikte işbirlikçi ola-rak algılanırlar (Gülay, 2008).

Oyun

Çocuk oyun oynayarak paylaşmayı, diğer kişilerle iyi anlaşmayı, dinlemeyi, plan yapmayı, problem çözme becerilerini, yenilgi-yi kabullenmeyenilgi-yi, işbirliği yapmayı, sosyal ku-ralları, bu kurallara uymayı, öfkesini kontrol et-meyi, empati kurmayı, sosyal ortamlara uygun olarak davranışlarını düzenlemeyi, duygularını uygun ve rahat bir biçimde ifade etmeyi, soru sormayı, sözel yönergelere uymayı, bilgi iste-meyi, diğer kişilere rehberlik etiste-meyi, bir gruba katılmayı öğrenir. Ayrıca sıra bekleme, liderlik becerilerinin yanı sıra sosyal becerilerinin ger-çekleşmesinde özel bir yeri olan dil gelişimi ile ilgili de birçok fırsatla karşılaşır. Çocuklar için öğrenme ve aynı zamanda oynama aynı za-manda gerçekleşmektedir. Oyun, olumlu sos-yal etkileşimlerin desteklendiği faaliyetlerdir.

Cinsiyet

Okul öncesi dönem çocuklarının problemleri çözme stratejilerinin cinsiyet fark-lılıklarına göre incelendiği bir araştırmanın sonuçlarına göre de kız çocukları daha işbir-likçi yollarla problemlerin çözümüne giderken erkek çocukları daha saldırgan, misillemeye yönelik tepkiler geliştirmektedirler (Avcıoğlu, 2007).

Kız çocuklarından erkeklere göre daha çok olumlu sosyal davranışlar sergile-meleri, duyarlı olmaları beklenmektedir. Bazı sosyal davranışlarla ilgili de cinsiyetler arasın-da farklılıklar belirlenmiştir. Kız çocuklarının diğer kişilere karşı daha empatik, duyarlı bir yaklaşım içinde bulunduğu bazı durumlarda da erkek çocuklarına göre de daha korkulu ve kaygılı olduğu ifade edilmektedir.

Yaş

Çocukların yaşları büyüdükçe bilişsel, ahlaki ve dil gelişimlerinde ilerleme görülür-ken, biryandan da sosyal davranışları geliş-mektedir. Çocuklar yaşları büyüdükçe diğer insanlarla karşılaşmakta ve onlarla etkileşim kurmaktadırlar. Bu durumun, sosyal gelişimin kaçınılmaz ve devamlı bir kuralı olduğu be-lirtilmektedir. Buna paralel olarak çocukların yaşları büyüdükçe, sosyal becerilerin artması, uyum sorunlarının azalması beklenmektedir. Merrell (1998) yapmış olduğu araştırmada çocukların yaşları büyüdükçe sosyal etkile-şimlerinin, sosyal bağımsızlıklarının ve sosyal işbirliklerinin arttığını bulurken, problem dav-ranışlarının azaldığını gözlemlemiştir.

Çocuğun Engel Durumu

Araştırmalar, engelli çocukların nor-mal gelişim gösteren çocuklara göre daha az sosyal ilişkide bulunduklarını göstermek-tedir. Normal gelişim gösteren akranlarına göre daha uyumsuz, saldırgan olabilmeleri,

(4)

bazı durumlarda daha çekingen davranma-ları, işbirliği gibi sosyal becerileri daha seyrek geliştirdikleri görülmüştür. Engelli çocuklar sosyal becerilerindeki yetersizliklerinden do-layı akranları tarafından reddedilmektedirler (Avcıoğlu, 2007).

Engelli çocuklar sosyal becerileri öğrenmede ciddi sorunlar yaşamaktadırlar. Dolayısıyla bu çocuklara yönelik sosyal bece-ri eğitim programları oluşturmak, çocukların topluma uyum sağlamalarını kolaylaştıracak-tır (Tüy, 1999).

Okul Öncesi Eğitim Kurumu

Sosyalleşmede bireyi yönlendiren bir diğer unsur okuldur. Okul ortamında çocuk yetişin ve benzer yaştaki arkadaşlarının oluş-turduğu bir ortamda bulunur.

Çocuk, okulda sosyal kuralları öğren-me, sorumluluk alma, görevini yerine getirme gibi birtakım becerilerin de kazandırılması he-deflenmektedir (Öztürk, 2008).

Okul öncesi eğitim kurumları sadece fiziksel donanımı ile değil içindeki her yapıyı üst düzeye çıkarmakla görevlidirler. Bunun içerisinde, eğitim programları, öğretmenleri, personeli yer alır. Bu noktada sosyal beceri-lerin geliştirilmesi ve desteklenmesi için kuru-mun içinde yer alan her bireyin olumlu model olmaları gerekmektedir. Sadece çocuğu değil aileyi de çalışmalarına katması gerekir (Işık, 2007).

Kitle İletişim Araçları

Kitle iletişim araçları yaşantınızın önemli bir parçası haline gelmiştir. Kitle ileti-şim araçlarının en yaygını ve bu açıdan insan üzerinde en çok etkiye sahip olanı dur. Okul öncesi dönem çocukları televizyon-dan en çok etkilenen gruptur. Bunun neden-lerinden en önemlisi, televizyonun, okuma bilmeyen bu çocuk grubuna anlaşılabilir, net davranış örnekleri sunması ve hem göze hem de kulağa hitap etmesidir. Televizyon izlemek çocukların uyku dışında en çok vakit harcadık-ları etkinlik olabilmektedir (Şentürk, 1999).

Çocukların televizyonlarından etki-lenmelerindeki en önemli nokta, insanların birçok davranışını gözlemleyip model alarak öğrenmeleridir. Burada önemli olan, modelin olumlu olup olmadığıdır. Televizyon prog-ramlarında özelikle çizgi filmlerde saldırgan davranışların, şiddetin yaygın olarak yer aldığı görülmektedir (Berk, 1994).

Televizyonu sosyalleşme açısından olumsuz etkilerin yanı sıra olumlu etkileri de vardır. Olumlu davranış örneklerinin sergi-lendiği, çocukların seviyesine uygun olarak özenle hazırlanmış eğlenceli televizyon prog-ramları çocuklarda olumlu sosyal davranışları

ve dil becerilerini desteklemektedir. Bununla birlikte birden fazla duyuya hitap ettiği için öğrenmeyi de olumlu yönde etkilemektedir.

V. Sonuç ve Öneriler

Sosyalleşme yaşamın getirdiği bir ih-tiyaçtır. Bu sebeple insanların sosyal yaşamla-rını daha anlamlı sürdürebilmeleri bir bakıma içinde yer aldıkları toplum tarafından kabul görmelerine bağlıdır. Toplumda yer edinebil-mek ve kabul görmenin yoluysa sosyal beceri-lere sahip olmakla yakından ilişkilidir.

Çocuklarda sosyal beceri kazanımı yaşamın ilk yıllardan itibaren, doğrudan ya da dolaylı bir şekilde gerçekleşmektedir. Bu süreç hayat boyu devam eden bir süreçtir. Sosyal beceri edinimi yaşamın her anında gerçekleş-mektedir.

Gelişim alanları birbirinden ayrılmaz bir bütün şeklinde devam etmektedir. Bu ne-denle gelişim konusunda her bir alan büyük öneme sahiptir. Sosyal yönden gelişim; sos-yalleşme, toplumda yer edinme gibi önemli durumları etkilediğinden üzerinde durulması gereken önemli bir gelişim alanıdır. Sosyal ge-lişim ertelenmemeli ve sosyal gege-lişimin sağ-lıklı olmasının diğer gelişim alanlarını olumlu yönde etkileyeceği unutulmamalıdır.

Çocukluk dönemi, bireylerin sağlık-lı gelişimi açısından önemli bir dönemdir. Bu dönem her türlü kazanımların en etkili ve en kalıcı olduğu bir dönemdir. Sosyal becerilerin de bu dönemde kazandırılması, çocukların tüm hayatını olumlu yönde etkileyecek bir ol-gudur.

Sosyal beceri kazanımı konusun-da çocukların en çok etkilendiği kişiler; aile üyeleri, öğretmenler ve çevrelerindeki diğer yetişkinlerdir. Özellikle ilkokul çağına kadar çocukların en yakınında olan aile bireylerinin, bu dönem de çocuklara iyi bir model olmaları, çocukların sosyal gelişimi açısından önemlidir.

Okul döneminde sosyal becerilere geniş bir şekilde yer verilmesi gereklidir. Okul döneminde verilen eğitimde en önemli görev öğretmenlere düşmektedir. Bu dönemde öğ-retmenler çocuklar için hem model hem de rehber eğitici konumundadır. Bu husus dikka-te alındığında öğretmenlerinde sosyal beceri-lere sahip olmaları önemlidir. Kazandırılması planlanan sosyal becerilere sahip eğitimcilerin varlığı, verilen eğitimin daha kalıcı olmasında oldukça etkilidir.

Sosyal beceri eğitimi konusunda şu önerilere yer verilebilir:

Öğretmenlere Öneriler

• Öğrencilere karşı davranışlarınızla sos-yal beceriler açısından olumlu bir örnek olunmalı.

• Çocuğun yeni beceriyi kullanabileceği or-tamlar hazırlanmalı.

• Çocuğun öğrendiği beceri ile ilgili geri bildirimde bulunulmalı ve becerinin tek-rarlanması sağlanmalı.

• Yeni beceriyi kullanan çocuğu ödüllendi-rin.

• Öğrenilmiş olan becerinin kalıcılığını

sağlamak adına aile katılımları gerçek-leştirilmeli. Aileler öğrenilen bu beceriyi nasıl pekiştirilmesi gerektiği hakkında bil-gilendirmeler yapılmalı. Ailelerin eğitim ortamındaki etkinliklere katılımları sağ-lanmalı.

• Öğrenilen becerilerle ilgili eve etkinlikler gönderilmeli, ertesi gün ailelerden gelen etkinlikleri bütün çocuklarla beraber de-ğerlendirin.

• Çocukların sosyal becerilerini farklı teknik-ler kullanarak düzenli olarak kayıt altında tutulmalı. Bu sayede çocuklar arasındaki sosyal ilişkilerle ve sosyal becerileriyle il-gili detaylı bilgi sahibi olacaksınız.

• Pek çok teknikten elde edilen bilgilerle her çocuk için sosyal beceri profilini orta-ya çıkarın. Bu bilgileri muhakkak aileleriy-le paylaşın.

• Sosyal becerilerle ilgili uygulamaları sınıf içi etkinliklerle bir bütün halinde verin.

• Çocukların arasında yaşanan olaylardan

sosyal becerilerin öğretilmesi için fayda-lanın.

• Sınıf kurallarına neden ihtiyaç duyulduğu-nun çocuklar tarafından bilinmesi onların kuralları uygulamasını kolaylaştıracaktır. • Çocukların olumlu davranışları

hatırlatıl-malı, davranışlarını ödüllendirmek için di-yaloglardan ve hikayelerden yararlanmalı.

Özel Durumlara Yönelik Öneriler

• Çocuklar kendi aralarında yaşadıkları so-runları beraber çözmeleri için cesaretlen-dirilmeli ve yönlencesaretlen-dirilmelidir.

• Çocukların her yaşadıkları sorunu size şi-kayet etmelerine izin vermeyin.

• Yaşanan bir sorunu çözdüklerinde veya

bu doğrultu da çaba sarf ettiklerinde on-ları ödüllendirin.

• Anne babalar bazen çocukların saldırgan davranışlarının o ortama özgü olduğunu farklı ortamlarda bu saldırgan davranışı gerçekleştirmediğini düşünür. Bu doğrul-tuda, aile katılım çalışmalarına yer vererek ailelerin eğitim ortamındaki etkinliklere katılımlarını sağlamak, ailelerin kendi ço-cuklarının sosyal ilişkilerini yakından gör-me fırsatı sağlanmış olur.

Kaynaştırma Uygulamalarında,

(5)

fark-lılıklara karşı hoşgörülerini arttıracak düzenlemeler gerçekleştirilmeli. Engelli çocukların karşılaştıkları sorunlardan ve yaşadıkları güçlüklerden bahsedin. Em-pati kurmalarını sağlayın.

• Çocukları sıkça etkinliklerde bir araya ge-tirin.

• Normal gelişim gösteren çocukların aile-leriyle kaynaştırma uygulamaları hakkın-da bilgilendirmeler yapın.

• Tüm çocukları göz önünde bulundurarak

sınıf ortamını yapılandırın.

• Özel eğitim öğretmeni veya uzmanı, reh-ber gibi uzmanlarla işbirliği içinde olun. • Engelli çocukların aileleriyle sürekli ve

dü-zenli iletişim halinde olunmalı ve aile ka-tılım etkinliklerine onların da kaka-tılımlarını sağlayın.

• Engelli çocuklara gösterilen ilgi ve şefkat ile diğer çocuklara örnek olun.

• Sadece öğretmenin değil okuldaki tüm

personelin engelli çocuklara karşı olumlu tutum içerisinde olmasına dikkat çekin.

Anne-Babalara Öneriler

• Çocuğunuzun yeni öğrendiği sosyal

be-ceriyi ödüllendirin.

• Davranışlarınızla çocuğunuza olumlu ör-nek olun.

• Çocuğunuzun akranlarıyla oyunlarını ve

arkadaşlık ilişkilerini müdahale etmeden gözlemleyin. Gözlemleri öğretmeniyle paylaşın.

• Gerekli gördüğünüz durumlarda

çocu-ğun öğretmeniyle veya bir uzmanla ileti-şime geçin.

• Okulundan gönderilen etkinlikleri çocu-ğunuzla beraber yönergelere uygun bi-çimde ve zamanda gerçekleştirin.

• Çocuğunuzla sorunları yapıcı ve olumlu

bir şekilde düşünün.

• Tutarlı bir aile ortamında yetiştirerek ço-cuğun güçlü bir kişilik yapısına sahip ol-masını sağlayın.

• Çocukların davranışlarını kontrol altında tutabilmek için mantıklı kuralları eşinizle birlikte koyun. Bu kurallar çocuğun yapı-sına ve yaşanılan ortama uygun olmalıdır.

• Çocuğunuzun duygu ve hayallerini

sı-nırlandırmayın aksine dile getirmesi için cesaretlendirin. Her fırsatta çocuğunuzla konuşun.

• Çocuğunuzla geçirdiğiniz zamanın

uzun-luğu değil niteliği önemlidir.

• Çocuğunuza mantıklı açıklamalar

yaptı-ğınızda her türlü bilgiyi, yönergeyi kuralı anlayacaktır. Bu nedenden dolayı çocu-ğunuzun konuşma fırsatlarını önemseyin. Çocukların sosyal yaşama daha kolay adapte olarak akademik başarı ve sosyal ilişki-lerini olumlu yönde etkileyecek sosyal beceri eğitiminin okul, aile ve çevrede etkin bir şekil-de verilmesi toplumsal gelişim açısından da

önemlidir.

KAYNAKÇA

Asher, S. R. (1978). Children’s Peer Relations. (Ed. M. E. Lamb), Social and Personality Developmen., Ameika: Halt, Rinehart and Winsten, 91-113.

Avcıoğlu, H. (2007). Etkinliklerle Sosyal Be-ceri Öğretimi. Ankara: Kök Yayıncılık. Aydın, A. (2008). Sembolik Oyun Testi’nin

Türkçe’ye Uyarlanması ve Okul Öncesi Dö-nemdeki Normal, Otistik ve Zihinsel Engelli Çocukların Sembolik Oyun Davranışlarının Karşılaştırılması. Doktora Tezi. Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İstan-bul.

Bacanlı, H. ve Erdoğan, F. (2003). “Matson çocuklarda sosyal becerileri değerlendirme ölçeğinin (MESSY) Türkçeye uyarlanması”. Kuram ve uygulamada eğitim bilimleri, 3(2), 351-379.

Berk, L. E. (1994). Child Development. USA: Allyn and Bacon.

Cohen, D. (1993). The Development of Play. Second Edition. Routledge: London.

Dinç, B. ve Gültekin, M. (2003).Okul öncesi eğitimin 4-5 yaş çocuğunun sosyal gelişimi-ne etkileri konusunda öğretmen görüşleri. OMEP Dünya Konsey Toplantısı ve Konfe-ransı. Ankara: YA-PA Yayınları.

Gülay, H. (2008). 5-6 Yaş Çocuklarına Yöne-lik Akran İlişkileri Ölçeklerinin GeçerliYöne-lik ve Güvenirlilik Çalışmaları ve Akran İlişkileri-nin Çeşitli Değişkenler Açısından İncelen-mesi. Doktora Tezi. İstanbul: Marmara Üni-versitesi. Eğitim Bilimleri Enstitüsü.

Gülay, H. ve Akman, B. (2009). Okul öncesi dönemde sosyal beceriler. Ankara: Pegem Yayıncılık.

Işık, M 2007, ‘Anasınıfına devam eden 5-6 Yaş Grubu Çocuklarına Sosyal Uyum ve Be-ceri Ölçeği’nin Uyarlanması ve Uygulanma-sı’, Gazi Üniversitesi. Eğitim Bilimleri Enstitü-sü. Yüksek Lisans Tezi.

Merrell, K. W.,& Gimpell, G. A. (1998). Social

Skills of Children And Adolescent. New Jer-sey: Lawrence Erlbaum Associates, Inc. Öztürk, A. (2008). Okulöncesi Eğitimin

İl-köğretim 1. ve 3. Sınıf Öğrencilerinin Sosyal Becerilerine Etkisinin İncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi, Sos-yal Bilimler Enstitüsü.

Rivkin, M. (1991). The Young Child At Play. In G.Fein and M. Rivkin (Eds). The Educator’s Place in Children’s Play. Reviews of Resear-ch, Volume 4. (pp.213-218). USA: Washing-ton DC.

Sevinç, M. (2005). Kendine güven ve başarı. İstanbul: Morpa Kültür Yayınları.

Sheridan, M. D. (2005). Play in Early Chil-dhood. London and New York: Routledge. Stanley, M. (2010). Çocuk ve beceri.

İstan-bul: Ekinoks Yayıncılık.

Şanlı, D. (2007). Annelerin Çocuk Yetiştirme Tutumlarını Etkileyen Etmanlerin İncelen-mesi. Yüksek Lisans Tezi. İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi. Sağlık Bilimleri Enstitüsü. Şentürk, S. (1999). Sosyalleşme Sürecinde

Aile Kurumu. Yüksek Lisans Tezi. Kırıkkale: Kırıkkale Üniversitesi.

Tagay, Ö., Baydan, Y. ve Voltan Acar, N. (2010). “Sosyal beceri programının (BLO-CKS) ilköğretim ikinci kademe öğrencileri-nin sosyal beceri düzeyleri üzerindeki etkisi”. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sosyal Bi-limler Enstitüsü Dergisi 2(3), 19-28.

Tüy, S. P. (1999). 3-6 Yaş Arasındaki İşitme Engelli ve İşiten Çocukların Sosyal Beceri ve Problem Davranışları Yönünden Karşılaştı-rılmaları. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Anka-ra Üniversitesi.

Yavuzer, H. (2002). Doğum Öncesinden Er-genlik Sonuna Çocuk Psikolojisi. İstanbul: Remzi Kitabevi.

Yiğit, R. ve Yılmaz, H. (2011). “İlköğretim II. kademe öğrencilerinin sosyal beceri düzey-leri ile benlik saygısı arasındaki ilişkinin in-celenmesi”. Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakül-tesi Dergisi 31, 335-347.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ayrıca, hem anne hem de öğretmen değerlendirmesini yansıtan duygusal değişken- lik ve duygu düzenleme ölçek puanları ile SYDD-30 alt ölçek puanları arasında

Buna göre anne ve babası beraber olan çocukların sözel saldırganlık, nesnelere ve hayvanlara yönelik saldırganlık düzeylerinin anne ve babası boşanmış

Yöneltme fonksiyonu ile koordinasyon fonksiyonu arasında yapılan regresyon analizi sonucunda yöneltme fonksiyonunun, koordinasyon fonksiyonu üzerinde pozitif yönde bir etkisi

Ancak yine de bireyin gelişiminde kritik öneme sahip 0-3 yaş döneminde (doğum öncesi dönemden sonra gelişimin en hızlı olduğu dönem) televizyonun olumsuz etkilerinden daha

(Göstergeleri: Konuşma sırasında göz teması kurar. Jest ve mimikleri anlar. Konuşurken jest ve mimiklerini kullanır. Konuşmalarında nezaket sözcükleri kullanır. Konuşmak

düşünmesini, tahmin yürütmesini, deneyerek çözümler bulmasını sağlayacak

• Okul öncesi dönemde çocukların nesneler arası mesafeyi veya bir nesnenin.. uzunluğunu ölçmeyi öğrenmeden önce , sayı kavramını

Grafikler için temel veri kaynakları çocukların soruları ve problem durumlarıdır.. Okul