• Sonuç bulunamadı

SİYAH REÇETE: ÇÖREK OTU (NİGELLA SATİVA)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "SİYAH REÇETE: ÇÖREK OTU (NİGELLA SATİVA)"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SİYAH REÇETE: ÇÖREK OTU (NİGELLA SATİVA)

TIMELINE MEDICAL AND AROMATIC PLANT: NIGELLA SATIVA

ÖZET: Tüm zamanların tıbbi bitkisi çörek otu (Nigella sativa L.), Ranunculaceae (Düğün çiçeğigiller) ailesinin bir üyesi olup ülkemizde daha çok Afyonkarahisar, Burdur, Isparta ve Konya yöresinde yetiştirilir. Ziraatı yaygın olarak Güney Batı Asya, Avrupa, Kuzey Afrika’da yapıl-maktadır. Çörek otu yüzyıllardır özellikle müslüman coğrafyalarda zin-delik amacıyla ve çeşitli hastalıkların tedavisi için sıkça kullanılmaktadır. Arapların kara çekirdek, İngilizlerin siyah kimyon dediği Latince Nigella Sativa L., ülkemizde çörek otu olarak bilinir. Çok kumlu olmayan killi, besince zengin, sıcak toprakları sever. Aromalı ve acımsı siyah tohum-lardan oluşan çörek otu meyveleri gıda maddelerine, bitki çaylarına ve bazen kahve karışımlarına eklenmektedir. Halk hekimliği dışında gıda endüstrisi, ilaç, kozmetik, boya gibi sektörlerde de kullanılan çörek otu hakkında yayınlanmış yüzlerce bilimsel çalışmaya rağmen bu siyah, sırlı çekirdeklerin bir tıbbi ve aromatik bitki olarak kullanım alanları, spesifik ve güvenli kullanım formları, etkili miktar ve doz bilgileri hala netleş-miş değildir. Bu derleme, içerdiği timokinon ve diğer uçucu yağları ne-deniyle güçlü bir antioksidan bitki olan ve besin takviyesi olarak artan kullanımı ile dikkat çeken çörek otunun güncel verilerle ele alınmasını amaçlamaktadır. Ayrıca, yerli ve patentli ilaç arayışlarının önemsendiği bir dönemde, ülkemiz araştırmacıları ve ilaç sektörü için AR-GE öncelikli tıbbi bitkiler listesine alınmasını hedeflemektedir.

ANAHTAR KELİMELER: Çörek otu, fitokimyasallar, antioksidan-lar, timokinon, tamamlayıcı tıp, İslam tıbbı, geleneksel tıp

ABSTRACT: The black nigella (Nigella sativa L.) in the family Ra-nunculaceae is grown in the regions of Afyonkarahisar, Burdur, Isparta and Konya in Turkey. In the world, it is cultivated in South West Asia, Europe and North Africa. It is generally used especially for a healthy life in the Islamic geographies and in the treatment of diseases. The “black core” of the Arabs, “Nigella Sativa L.” in Latin, the British called “black cumin”, is known as black cumin in Turkey. Black cumin seeds with aromatic and black seeds are added to foodstuffs, herbal teas and sometimes coffee blends. Despite the hundreds of scientific studies on black seed, which are used in other sectors such as food industry, me-dicine, cosmetics and paint as well as folk meme-dicine, the use of these black glazed cores as a medicinal and aromatic plant, specific and safe use forms, effective amount and dose information are not still clarified. Black nigella is a powerful antioxidant plant because of the thymoki-non content. This review aims at addressing the seeds of black cumin, which is also considered as a powerful antioxidant with current resear-ches. In addition, it aims to be included in the list of priority medicinal plants for researchers and the pharmaceutical sector at a time when local and patented drug searches are considered.

KEYWORDS: Nigella, phytochemicals, antioxidants, thymoki-none, complementary medicine, Islamic medicine, traditional medici-ne

Prof. Dr. Recep ASLAN

AKÜ Veteriner Fakültesi

Fizyoloji Anabilim Dalı

E posta: raslan@aku.edu.tr

Selinay BORAZAN

AKÜ Veteriner Fakültesi

Lisans Öğrencisi

(2)

GİRİŞ

Tıbbi ve ıtri bitkiler yüzyıllardır birçok hastalığın tedavisi yanı sıra lezzet ve aroma amaçlı olarak kullanılagelmiş-tir. Günümüzde de antioksidan etkileri ve çok geniş spektrumdaki tedavi edici özelliklerinden eczacılık, gıda endüstrisi ve kozmetik gibi alanlarda yaygın bir bi-çimde yararlanılmaktadır (1). Ülkemizde ve Müslüman coğrafyalardaki geleneksel tıp ve gıda baharatı olarak halk nezdin-de ilk sıralarda yer alan çörek otu bitkisi “Ölüm dışında hiçbir hastalık yoktur ki çö-rek otunda onun için bir deva bulunma-sın (2)” hadisi nedeniyle kompleks ve tüm zamanların şifa ve sağlık veren bitkisi ola-rak taneleriyle, yağıyla önemsenmiştir. Bu hadis çörek otuna Müslüman toplumların bakış açısını oluşturmakta, her hastalıkla ilgili bir tedavi edici yanı olması sebebiyle “bereketli tohum, mübarek tohum” olarak tanımlanmaktadır (3). Diğer toplumlarda da çörek otu fark edilmiş bir tıbbi bitkidir. Hipokrat, Dioskorides gibi hekimlerin çö-rek otunu tedavi amacıyla kullandıkları, bazı lahit buluntuları arasında çörek otu tohumlarının çıktığı göz önüne alındığın-da (1), önceki Rasul ve Nebilerin de bu bitki hakkında toplumlarına bilgi vermiş olabileceği akla gelmektedir. Çörek otunu referans gösteren kadim bulgular, modern

tıbbın da ilgisini çekmiş, günümüz tıbbını çörek otundaki timokinonlar gibi etken maddeleri ve fitokimyasalları araştırmaya, koruyucu ve tedavi edici özelliklerini so-mutlaştıracak araştırmalar yapmaya sevk etmiştir. Henüz faz denemelerinin tümü tamamlanıp da ilaç aşamasına gelmiş çö-rek otu preparatlarını konuşmuyor olsak da, tohumları ve yağındaki tıbbi içerik nedeniyle alternatif tıp uygulamalarında çörek otu sıklıkla başvurulan bir paydaş-tır. Ancak, çörek otunun stratejik ve he-defli çalışmalarla ilaç formülasyonlarına girmesi ve modern tıpta reçete edilir pre-paratlara dönüşmesine ihtiyaç vardır. Bu derleme, bazı farmakolojik etkileri bilim-sel olarak tespit edilen çörek otunun, yerli ve patentli ilaç arayışlarının önemsendiği bir dönemde, araştırmacılar ve ilaç sek-törü tarafından öncelikli tıbbi

bitkiler listesine alınmasını da hedeflemektedir.

NİGELLA SATİVA:

ÇÖREK OTU

Ranuncula bitki aile-sinden Nigella cinsinin yaygın bilinen üç türünden biri olan Nigella sativa Türkçe’de “çörek otu” olarak bilinir. Halk arasın-da karamuk, siyah susam

ola-rak da adlandırılmaktadır. Ranunculaceae (Düğün çiçeğigiller) familyasının bilinen 14 türü arasında yabani çörek otu (Nigella arvensis) , fırıldak çörek otu (Nigella cilia-ris), Şam çörek otu (Nigella damascena), İspanya çörek otu (Nigella hispanica), Nigella integrifolia, Nigella nigellastrum, sarı çörek otu (Nigella orientalis), Nigella oxpetala, adi çörek otu (Nigella sativa) ve Nigella segetalis sayılabilir.

Kapsül içerisindeki tohumunda oldukça etkili uçucu yağlar ve fitokimya-sallar barındırırsa da çok yağlı bir tohum değildir. Timokinon, ditimokinon, diğer uçucu yağlar, sabit yağlar ve proteinler ile melantin, nigellin, saponinler ve tanen önemli fitokimyasallarıdır. Ayrıca vitamin ve minerallerce de zengin olan çörek otu

Çörek otu içeriği

Miktarı (%)

Su

7

Protein

23

Yağ

39

Nişasta

15

Ham lif

5.4

Diyet lifi

16

Kül

4.3

(3)

önemli bir A, H, C, B1, B2 ve B6 vitaminleri, Folik asit, Niasin kaynağıdır (1, 5).

Çörek otu iklim çeşitlerine adapte olabilen ve neredeyse her iklimde yetişen bir yıllık bitkidir. 20 - 30 cm boyunda otsu, Haziran - Temmuz aylarında sarı, beyaz, pembe, soluk mavi, mor ve yeşil renkler-de çiçekler açan, hoş kokulu genellikle açık mavi renkli bir bitkidir. Genellikle yol kenarlarında, ekin tarlalarında kendiliğin-den yetişir. Dik gövdeli, mızrak şeklinde yapraklara sahip olan çörek otunun has-sas çiçekleri genellikle 8 yapraktan oluşur. Siyah meyveleri bol tohumludur ve üç ila yedi adet birleşik folikülden oluşan, her biri birden çok tohum içeren kapsül for-mundadır. Siyah renkleriyle karakterize bu tohumlar yassı, üç yüzeyli ve huni biçimin-de olup 0.2 cm uzunlukta, 0,1 cm genişlik-tedirler (1, 4).

Çörek otunun farklı türleri ticari olarak yetiştirilmektedir. 2000 kadar farklı türe sahip bir bitki olmasına rağmen Ni-gella sativa, NiNi-gella damascena ve Nigel-la arvensi türleri en yaygın bilinenleridir. Ülkemizde yaygın olarak Afyonkarahisar, Isparta, Burdur, Konya, Samsun yöreleri yanında birçok yerde tarımı yapılmakta-dır. Son yıllarda Trakya ve Ege Bölgelerin-de çörek otu yetiştiriciliğine ilgi artmıştır. Bitkinin ticarete konu olan tek türü Nigella sativa L.’ dir. Çörek otu Türkiye, Güney Av-rupa ülkeleri, Hindistan ve Afrika’nın ve-rimli topraklara sahip kısımlarında yetişir. Bir genelleme yapılacak olursa, Kuzey

Ya-rım Küre’deki tropik bölgeler dışında kalan biyomlarda otsu olarak karada ve suda ye-tişebilir. Ancak bol güneşli araziler, ılıman iklime sahip bölgeler çörek otu için en verimli ortamlardır. Çörek otu tarımında, bitkinin kumlu ve az killi topraklarda yetiş-tirilmesine özel olarak dikkat edilmeli, bit-ki düzenli olarak sulanmalıdır. Çörek otu ilkbahar aylarında ve olabildiğince erken ekilir. Yetiştirildiği toprağın cinsine göre gübre takviyesi isteyebilir, bu durumda daha yüksek verim alınır. Tohumundan yetiştirilen çörek otu her sene sonunda tohumlarını döker ve olduğu yerde tekrar yetişebilir. Çörek otunun kapsülleri patla-dıktan sonra ise bitkinin hasadı yapılmaya başlanır. Tablo 1’deki kimyasal kompozis-yonu bitkinin hasat mevsimi, türü, iklim, toprak, sulama gibi faktörler doğrudan etkilemektedir (1, 4, 5, 6).

ÇÖREK OTUNUN BİYOAKTİF FİTOKİMYASALLARI

Çörek otunun antiok-sidan, antiinflamatuar, anti-bakteriyel ve antitümöral ve immun stimulan etkilerinin oluşmasında etkili biyoaktif kimyasalları arasında ilk akla gelenler timokinon, timohid-rokinon, ditimokinondur. Asıl aktif nütrosötik maddenin timokinon olduğu ileri sürül-mektedir. Fenol halkalı olan ki-non yapısındaki timokiki-nonun çörek otunun biyolojik

aktivi-telerinde öncelikli role sahip olduğu, bu sebeple çörek otu tohumlarındaki timo-kinon içeriğinin %18’in altında olmaması gerektiği rapor edilmiştir. Birçok bilimsel çalışma, çörek otu tohumlarında uçucu yağlardan timokinon yanı sıra thymol, li-monen, karvakrol, p-simen, alfa ve beta pinen, 4-terpineol, longifolen ve t-anethol benzen tespit ettiklerini bildirmektedir (7, 8). Çörek otu ekstresi aminoasitleri yüzde-lik oranlarına göre şöyle sıralanabilir: Glu-tamik asit % 22.40, Aspartik asit % 10.05, Arjinin % 9.18, Löysin % 6.92, Glisin % 6.86, Pirolin % 6.07, Valin % 5.10, Alanin % 4.21, Fenilalanin % 4.00, İzolöysin % 3.98, Treonin % 3.95, Lizin % 3.91, Serin % 3.80; Tirozin % 3.35, Histidin % 2.83, Metionin % 1.45, Sistin % 1.17, Triptofan % 0.77 (9). Çörek otu tohumlarının yağ asitlerinden özellikle oleik, linolenik, linoleik, araşido-nik, palmitoleik ve stearik asitlerce zengin olduğu, ayrıca güçlü bir karoten kaynağı olduğu, flavonoidler, indazol alkaloidler, saponinler, kardiyak glikozitler ile demir, fosfor, kalsiyum, potasyum, çinko ve se-lenyumca zengin olduğu (%6-9), tohum-larının karbonhidrat (%35), yağ (omega 3, omega 6), vitaminler (B1, B2, B3, B6 ve fo-lik asit) ve esansiyel aminoasitleri içerdiği gösterilmiştir (Tablo 1, Tablo 2). Çörek otu-nun indazol alkaloidlerinin ender görülen tiplerinden nigellisin, nigellimin ve nigel-lidin içermesi onu daha bir değerli tohum haline getirmektedir (7).

ÇÖREK OTUNUN STRATEJİK

İÇERİĞİ: UÇUCU YAĞLAR

Bitkisel uçucu yağlar, bitkilerin yaprak, meyve, kabuk veya odunsu

Çörek otu

Uçucu yağları

Konsantrasyon (%)

Timokinon

23.25

Dihidrotimokinon

3.84

p-Simen

32.02

Karvakrol

10.8

α-Thujen

2.4

Timol

2.32

α-Pinen

1,48

ß-Pinen

1,72

t-Anethol

2,10

Minör Bileşenler

23,81

(4)

olmayan kök kısımlarından elde edilen doğal ürünlerdir. Oda sıcaklığında sıvı hal-de bulunurlar, kolay kristalleşen, renksiz ya da açık sarı renkli, uçucu olup, kuvvetli koku verirler. Güzel kokulu olmaları, onla-rın “esans” ve “eterik yağ” olarak da adlan-dırılmasına yol açmıştır. Bunlar su ile ka-rışmadıkları için yağ olarak tanımlanırlar, normalde sabit yağlardan farklıdırlar (4, 12). Günümüzde 2600 kadar bitkisel uçu-cu yağ kaydedilmiş olup bunların çoğu hidrokarbon, alkol, ester, aldehittir. Çok az kısmı ise parafin ve mum karışımlarından oluşmaktadır (4). Timokinon, dihidroti-mokinon, karvakrol, p-simen, alfa ve beta pinen, alfa tujen ve t-anethol gibi uçucu yağları çörek otunu nitelikli bir uçucu yağ kaynağı haline getirmektedir (Tablo 2). Bu yağlar gıdalarda oksidasyonun ve peroksillenmenin baskılanması, insan ve hayvan organizmalarında serbest radikal kaynaklı oksidasyon-peroksidasyon reak-siyonlarına bağlı hücre hasarlarının önlen-mesi ve onarılması süreçlerine doğrudan katılan önemli antioksidanlardır (4, 6, 10). Çörek otu tohumu uçucu yağlarının anti-mikrobiyal, antifungal, antienflamatuar, antikanserojen, antidiyabetik, antioksidan özelliklerinin bilimsel olarak tespit edilmiş olması, bu yağların; macunlar, ekmek, pastalar ve diğer unlu mamuller, peynir ve turşu gibi ürünlerde aroma verici olarak kullanımı dışında, koruyucu ve destekle-yici birer tıbbi bitki olarak da kullanımını artırmıştır. (4, 11). Fonksiyonelliğinden kozmetik ve diyet destekleri ile kahve, çay ve bazı salatalarda da yararlanılmak-tadır. Antioksidan fitokimyasallar uygun ve kaliteli hammadde, üretim tekniği, ambalajlama ve depolama yöntemleriy-le ve uygun çeşidin güvenli miktarlarda kullanılması durumunda gıda maddesi-nin kalitesini korumakta ve gıdaları, doğal oksidasyon ve peroksidasyon süreçlerine karşı koruyarak güvenliğini ve raf ömrünü artırmaktadırlar. İn vitro çalışmalar, çörek otu uçucu yağının sabit yağdan daha yük-sek antioksidan etkiye sahip olduğunu, bunun çoklu doymamış yağ asitlerinden kaynaklandığını söylemektedir. Çörek otu yağında 450 mg/kg yağ düzeyinde karotenoid ve tokoferol bulunduğu, to-humunda 201.3 mg/kg tohum timokinon içeriği olduğu tespit edilmiştir. Bulgular, ekstraksiyon tekniğinin çörek otu yağının kompozisyonu ve kalitesinde doğrudan etkili olduğunu, soğuk sıkım tekniği ile üretilen çörek otu yağının

oksidasyonu-nun solvent ekstraksiyon yöntemine göre daha duyarlı olduğunu gösterdiğinden, soğuk sıkım tekniği ile üretilmiş yağların tercih edilmesi önerilmektedir (4).

ÇÖREK OTUYLA ÖZDEŞ

FİTOKİMYASAL: TİMOKİNON

Nigella sativa L. tohumundaki antioksidan özellikli esas fenolik bileşen olan Timokinon’un, antiinflamatuar, anti-mikrobiyal ve antikanser etkileri gösteril-miştir. Oksidatif strese bağlı doku hasarı gelişmiş olgularda timokinonun oksidatif hasarı onarıcı ve hasar verici etkilere karşı koruyucu etkileri de bilinmektedir. Çörek otu yağı ve timokinon DNA hasarına kar-şı koruyucu etkili olup, ortamdaki serbest radikalleri toplar, bu vasfıyla güçlü bir tioksidandır. Çörek otu tohumlarının an-tioksidan aktivite yönünden incelendiği çalışmalar, sentetik antioksidanlara göre daha iyi aktivite saptamışlardır. Çörek otu bitkisinin tohumları kadar, sürgün ve köklerinin doğal antioksidan olarak etkili oldukları, serbest radikal kaynaklı organo-leptik bozulmaya karşı güçlü bir koruma gösterdikleri bildirilmiştir. Bütün bu veri-lere rağmen, timokinonun hücreye girdik-ten sonra biyotransformasyon sonucunda reaktif oksijen türlerini ve oksidatif stresi artırdığı, karaciğer hücrelerinde genomik hasara neden olduğunu ileri süren çalış-malar da mevcuttur(15). Ancak

timokino-nun metabolik etki mekanizmaları hala somutlaştırılamamış, ilaç olarak kullanıla-bilirlik noktasına ulaşılamamıştır (11, 13). Timokinon antikanser özelliği sebebiyle de güncel pek çok araştırmanın ilgi oda-ğıdır. Sitotoksisitesi ve genotoksisitesi ile ilgili mekanizmalar bu yönüyle ele alın-maktadır. Timokinonun en önemli etkisi sağlıklı hücrelerde sitotoksisite göster-mezken, tümör hücrelerinde güçlü sito-toksik etkiye yol açtığıdır (13-15). Ancak çalışmaların büyük çoğunluğu timokino-nun oksidatif stres kaynaklı doku hasarla-rını onardığını bildirmektedir. Bu yayınlar, aynı zamanda timokinonun antikanser, antiinflamatuar, analjezik, hipoglisemik, immunstimulan etkilerini de not etmek-tedir. Çörek otu tohumu ana bileşeninin timokinon olduğu, bu fenolik bileşiğin farmakolojik açıdan çörek otunun en ak-tif içeriğini oluşturduğu tespit edilmiştir. Bir uçucu yağ olan timokinonu analjezik, antipiretik, antimikrobiyal ve antineop-lastik aktiviteye sahip bir biyoaktif mole-kül olarak gösteren oldukça fazla çalışma mevcuttur. Timokinonun kan lipidlerini regüle ettiği, plazma kolesterol, glikoz ve trigliserid oranlarını azalttığı, kan basıncı-nı düşürürken solunumu hızlandırdığı ileri sürülüyor (11, 13, 14). Sonuç olarak, timo-kinonun antiinflamatuar, antimikrobiyal ve antikanser başta olmak üzere bir çok terapötik etkisi gösterilmiş, toksik etkileri-nin ancak aşırı yüksek dozlarda oluşabile-ceği görülmüştür. Bu sebeple, timokinon, yüksek biyoaktif özelliği, oldukça düşük sistemik toksisitesi ile modern tıbbın ve ilaç sektörünün dikkatini çekmelidir. Çünkü bu bulgular, klasik konvansiyonel terapötikler, ilaçlarla ulaşılamayan tedavi edicilik ve başarılı sonuçlar için umut ve-rici bir alternatif olabilir. Bu etkinlik, timo-kinonun birçok moleküler hedefi transfor-me ettransfor-mesi ile açıklanabilir. Oldukça geniş spektrumdaki bu etkilerine rağmen timo-kinonun metabolik yolaklar üzerindeki et-kileri hala anlaşılmayı beklemektedir.

ARAŞTIRMALARDA ÇÖREK

OTUNUN MEDİKAL ETKİLERİ

Geleneksel hekimlikte birçok hastalık için çörek otu, Asya, Orta Doğu, Afrika ve Avrupa’daki Müslüman halk-lar nezdinde yüzyılhalk-lardır önemli bir şifa kaynağı olarak kabul edilmekte ve kulla-nılmaktadır. Böyle olmasına karşın, çörek otu yağı ve ekstraktlarının tedavi

(5)

ediciliği-nin deneysel çalışmalarla da gösterilmesi gerekmektedir. Bu amaçla yapılan araştır-malar, çoklu antibiyotik direnci gelişmiş bakterilerde çörek otu yağı ve ekstrakt-larının antimikrobiyal etki gösterdiğini, bu etkinin timohidrokinon ve melanin, timokinon ile oluştuğunu düşünmekte-dir (16). Çörek otu (Nigella sativa), Bru-cella abortus, Corynebacterium pseudo-tüberkülozis, Corynebacterium renale, Pasteurella multocida, E. coli, Trueperella pyogenes, Staphlococus aureus, Yersinia enterocolitica, Listeria monocytogenes gibi bakterilerin gelişimini inhibe etmiştir (17). Kan lipit profiline etkileri hakkındaki araştırmalar, çörek otu tohumu yağlarının serum trigliserit ve LDL kolesterol düzey-lerini azalttığını, HDL kolesterol yapımına destek olduğunu bildirmektedir (18). Glo-bal olarak yaygın sağlık riskleri arasında ilk üçte yer alan diyabet hastalığı ile mü-cadelede de çörek otunun kullanılabile-ceği, pankreas langerhans adacıklarında rejenerasyonu destekleyerek antidiyabe-tik etki gösterdiğinin ileri sürüldüğü ça-lışmalardan anlaşılmaktadır (19). Epilepsi vakalarında, antiepileptik ilaç Valproat (valproik asit) ile çörek otu yağı klinik ola-rak mukayese edilmiş, çörek otu yağının epilepsi sürecindeki antikonvülsan etkisi-nin, valproik asitten daha iyi olduğu bildi-rilmiştir (20). Çörek otu aktif bileşenlerinin antitümöral etkileri de dikkat çekicidir. Timokinonun beyin tümörleri, meme ve ovaryum adenokarsinomu, prostat kanse-ri, neoplastik keratinositler, mide karsino-mu, kolorektal kanser, osteosarkom, fibro-sarkoma, akciğer karsinomu, lösemi gibi kanserlerde kanser oluşumunu baskılayıcı etkisi literatüre girmiş, çörek otu tohum-ları ve yağının immün sistemi uyararak T hücrelerini % 30-55 kadar artırdığı, ayrıca diyete eklenen çörek otunun yorgunluk hissini ve semptomlarını gidermede etkili olduğu gösterilmiştir. Güçlü bir immüns-timulan olmasına karşın çörek otunun astım ve rinit gibi kronik alerjik tablolarda hipersensibilite semptomlarını giderici ve iyileştirici etkileri de biliniyor. Çörek otu bir antioksidan olarak da önerilmekte, ok-sidatif hasarın iyileştirilmesinde çörek otu tohumlarının etkili olduğu, oksidatif stres göstergelerinden malondialdehiti önemli ölçüde düşürdüğü, glutatyon döngüsün-deki antioksidan enzimler olan glutatyon transferaz, peroksidaz ve redüktaz düzey-lerini restore ettiği ifade edilmektedir. Bu bulgular çörek otunun güçlü bir

multi-fonksiyonel bir antioksidan olarak güçlü, hızlı ve çok yönlü bir oksidatif stres gide-rici olduğunu düşündürmektedir (18).

KÜLTÜRÜMÜZDE ÇÖREK OTU:

BEREKETLİ TOHUM

Orta Asya’dan getirilen unsurlar, eski kavimlerin payen inançları, Hristiyan-lık ve Mazdeizm gibi inanış ve felsefelerin etkilerine rastlansa da Anadolu’da hâkim kültür İslamiyet’e ait verilerden oluşur. Ayetler ve hadisler birer bilimsel veri ve çok ileri birer akıl olan vahy ürünleri ol-duklarından (21), inanan bireylerin ve toplumun hayat tarzını doğrudan şekil-lendirmişlerdir. “Şu çörek otunu kullan-maya devam edin, çünkü onda ölümden başka her hastalığa şifa vardır” temalı hadisler (2) nedeniyle çörek otuna halk indinde özel bir yer verilmiş, yüksek bir merak, sevgi ve hayranlık oluşmuş, çörek otu tohumu ve yağı hem zindelik amaçlı olarak hem de farklı hastalıkların tedavi-sinde İslam toplumlarının tıbbi uygula-malarında yer almıştır. Bu sebeple, çörek otu taneleri ve yağı en yaygın olarak İsla-miyet’in benimsendiği coğrafi alanlarda kullanılmakta, Orta Asya, Anadolu, Orta Doğu, Kafkas bölgeleri dışında Avrupa ve Amerika’da Müslüman popülasyonlarca tercih edilmektedir. Tohumları bütün veya öğütülmüş olarak şifa amacıyla ekmekle-re, hamur işlerine, salatalara eklenmekte, soğuk sıkım yağından da yararlanılmakta-dır.

İslam, birçok hastalığın temelinde düşünce, inanış ve hayat tarzı yanlışlarının yattığını, hastalıkların birçoğunun “stres” kökenli olduğunu ifade eder. Strese sebep olan şey kişinin ileri sürdüğü fikirler, yo-rumlar veya karşılaştığı fikirler ve lardır. İslam inanışında eğer birey, yorum-larını, fikirlerini, eleştirilerini, kabullerini “kader” inanışına uygun hale getirirse onu strese sokacak bir olay, bir faktör kalmaya-cağından (21), stres ve stres kökenli has-talıklar gündemden çıkacaktır. Sisteme, hayata ve kadere doğru bakabilmenin önündeki en büyük engel insanın “BEN” duygusunu patolojik kullanmasıdır(21) ki buna psikiyatride kişilik sorunları, kimlik bozukluğu problemleri olarak yaklaşılır. İslam yani Tevhid düşüncesinde bir bit-ki, bir nesne veya bir uygulamadaki “şifa vericilik, iyileştiricilik” o nesnedeki etken maddeye yüklenmiş bilgiyle, emirle, izinle ilişkilendirilir. Söz gelimi, bir bitkideki fito-kimyasalların, biyoaktif maddelerin etkili olması için, onlara izin verilmiş olması ge-rekmektedir. Çünkü islam inanışında can-sız, hissiz, bilinçsiz nesne mevcut değildir. Bu yaklaşımı anlatan şu tıbbi anı, düşünü-len ve inanılan bu mekanizmayı anlatan bir vaka takdimi niteliğindedir. Hazreti Mûsa (as)’ın dişi ağrıdığı bir gün ona öğ-retilen bir otu tekrar dişi ağrıdığında yine kullanmasına rağmen ağrının geçmemesi karşısında kendisine “Ya Musa, etki otta değil, ona verilen emirdedir” seslenişini duyduğu anlatılır. Özellikle tasavvuf kültü-ründe bu yaklaşım daha çok göz önünde bulundurulsa da İslam inanışında nesne-lere ve etkilerine bu temelde bakılır, yani

(6)

aslında etki ve iletişim içerilen manalar üzerindendir (22). Bu bakışla yaklaşıldığın-da, bazı hastalıklarda bazı surelerin okun-ması yönündeki hadis önerilerini anlamak kolaylaşacaktır. Çok bilinen bir uygulama-yı örnek verelim. Hadislerde “Fatiha şifa suresidir” diye öğütlenir. Bu sebeple Müs-lümanlar Fatiha Suresini fiziksel hastalık-lar, kalb dokusu hastalıkları ve özellikle psikolojik hastalıklardan, “BEN”lik, kişilik bozukluğuna bağlı kaoslardan kurtulma-da ilaç olarak kullanmaktadırlar (23). İslam toplumlarının çörek otuna bakış açısı da böyledir, hadiste bildirilen bilgiye iman ve öngörü ile bildirilenin kabulü platformu üzerine oturduğu için, müslüman coğ-rafyalarda çörek otu tohumu ve yağı he-men her konuda başvurulan tıbbi araçlar haline gelmiştir. Astım, öksürük, bronşit, romatizma, dispepsi, ishal, dizanteri, ateş, ağrılar, gaz ve şişkinlik durumları, sarılık, paralizi, basur, kanserler gibi birçok sağ-lık sorununda, hadiste verilen şifa oluşu bilgisine dayanılarak çörek otu tohumları ve yağı kullanılmaktadır. Dini önerileri ya-dsımayan ama yanı sıra kanıtlanmışlık da arayan tamamlayıcı tıp otoriteleri, çörek otu etken maddeleri ile yapılan bilimsel çalışmaların bulguları doğrultusunda, çö-rek otu tohumu ve yağının kardiyovasku-ler sistem, solunum, sindirim ve boşaltım sistemi hastalıklarında, bağışıklıkla ilgili problemlerde, karaciğer hasarı ve yangı-larında faydalı olabileceğini öngörerek uygulamalarında kullanmaktadırlar. Alter-natif ve tamamlayıcı tıp, çörek otu yağını depresyon ve stresin baskılanması, kanser gibi hastalıklarda immunitenin

güçlendi-rilmesi, metabolik regülasyon, kan basıncı yanı sıra yorgunluk ve uykusuzluk süreç-lerinin düzenlenmesi, yara iyileştirilmesi, bağırsak peristaltizmini düzenleme, kabız-lık giderme, basur, bağırsak parazitleriyle mücadele, romatoid artrit ve eklem ağrı-larını giderme, mide bulantısını dindirme, sindirimi kolaylaştırma, lohusalarda süt miktarını ve süt yapımı süresini arttırma, baş ağrılarıyla mücadele, kardiyovasküler sistemi güçlendirme, renal taş oluşumunu engelleme, nefesi açma, grip ve sinüzit semptomlarını hafifletme, diyabet gelişi-mi ve komplikasyonlarının baskılanması, kolesterol seviyesinin regülasyonu, hücre proliferasyonunun ve cinsel fonksiyonla-rın desteklenmesi, kulak enfeksiyonlarıyla mücadele, astım ve diğer alerjik olguların sağaltımı, tıkanık konha ve sinüslerin dre-najının sağlanması, lokal harici uygulama ile kas ağrılarının dindirilmesi, hormonal regülasyon, fertilizasyon, detoksifikasyon ve iştah kontrolü gibi birçok olguda kul-lanmaktadır (1, 11, 24).

SONUÇ

Çörek otu tohumları ve yağının sağlık ve zindelik için taşıdığı potansiyel somuttur. Bununla birlikte, bu bitkiden ve etken maddelerinden bilimsel, akıllı ve bilinçli yararlanım yeterince oluşmamıştır. Bitkiler ve bitkisel ürünlerin her koşulda güvenilir olduğunu düşünmek bir yanılgı-dır. Çörek otu ile bile olsa, fitoterapik uygu-lamaların uygun doz ve zaman aralığında yapılması, ayrıca bitki-bitki, bitki-ilaç veya bitki-hastalık etkileşimlerini

sorgulama-nın önemli olduğu göz ardı edilmemelidir. Her ne kadar çörek otu tohumu ve yağının toksik etkisinin olmadığı, toksisitesinin ol-dukça düşük olduğu rapor edilse de bu hassasiyet göz önünde bulundurulmalı-dır. Tüm çekirdekler veya tohumlar gibi çörek otu da zengin bir vitamin ve mineral kaynağıdır; bünyesinde stratejik esansiyel yağlar, amino asitler, magnezyum, çinko, selenyum gibi mineraller ve birçok antiok-sidan maddeyi ve vitamini barındırmakta-dır. Bitki antioksidanları, oldukça düşük yan etkileri ile önemli birer besin takviyesi olarak son zamanlarda ilgi görmektedir. Güçlü antioksidan içeriği ile çörek otu to-humları bu popülariteden payını almalı-dır. Çörek otunu kullanmak isteyenler için doğru ve pratik yol, taze ve kaliteli çörek otu alıp öğüterek kullanmaktır. Çörek otu tohumu yağı da biyoaktif bileşenleri içer-mesi nedeniyle kullanılabilecek bir ürün-dür. Ancak TSEK, TÜRKAK gibi ulusal veya ISO 9000, ISO 14000 gibi uluslararası ka-lite standardı belgelerine sahip firmaların soğuk sıkım çörek otu yağları tercih edil-melidir. Aslında çörek otu biyoaktif bile-şenlerinin ilaç haline gelmesi en bilimsel çözümdür. Özellikle “timokinonlar”ın ilaç etken maddesi olarak değerlendirilebil-mesi için, timokinonların etkinliklerinin daha iyi anlaşılabilmesi amaçlı araştırma-lar gerekmektedir. Yerli ve patentli ilacın önem ve hayatiyetinin fark edildiği gü-nümüzde, Nigella sativa L. tohumlarının aktif maddesi timokinonun klinik araştır-malar ile yeni bir ilaç olarak geliştirilmesi beklenmektedir. Çörek otunun geleneksel tıpta yüzyıllardır kullanılan klasik formü-lasyonlarının güncellenmesi ve tedavide kullanılabilecek yeni ilaçların üretilmesi mümkün olabilir.

Bir diğer husus da çörek otu uçu-cu yağlarının gıdalarda koruyuuçu-cu bitkisel antioksidan olarak kullanımı konusunda yeterli çalışma olmamasıdır. Uçucu yağ-ların gıda teknolojisinde kullanımını artır-mak önemlidir. Gıdalarda oluşan fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik bozulmaların önlenmesi için son yıllarda daha çok bit-kisel kaynaklı katkı maddesi kullanılmak-tadır. Bitkisel kimyasallar doğal olmaları nedeniyle insan sağlığı için daha düşük risk taşımaktadırlar. Bu katkı maddelerin-den önemli bir sınıfı bitkilermaddelerin-den ekstrakte edilen uçucu yağlar oluşturmaktadır. Bu kapsamda, çörek otu uçucu yağları her bir gıda için araştırılıp sentetik

(7)

antioksidan-larla karşılaştırılarak çörek otu yağlarının gıdalarda kullanımı yaygınlaştırılabilir, sentetik antioksidanların kullanımına do-ğal alternatif oluşturulabilir.

KAYNAKLAR

1. Gün M. (2012) Holly Seed: Nigella Sati-va. Some Knowledge Corresponding to Nigella Sativa’s Therapy Ailment. Lok-man Hekim Journal 2(1): 43-46.

2. Buhari (Tıp) 7; Müslim (Selam) 89/2215; Tirmizi (Tıp) 5/2042, 22/2071.

3. Ragaa HMS. (2010) Clinical and Thera-peutic Trials of Nigella Sativa. TAF Prev Med Bull. 9(5): 513-22.

4. Bulca S. (2014) Çörek Otunun Bileşenleri Ve Bu Yağın Ve Diğer Bazı Uçucu Yağla-rın Antioksidan Olarak Gıda Teknoloji-sinde Kullanımı. Journal of Adnan Men-deres University Agricultural Faculty 11(2) : 29-36.

5. Al Jassir MS. (1992) Chemical composi-tion and microflora of black cumin (Ni-gella sativa L.) seeds growing in Saudi Arabia. Food Chemistry 45: 239-42. 6. Sultan MT, Butt MS, Anjum FM, Jamil

A, Akhtar S, Nasır M. (2009) Nutritional profile of indigenous cultivar of Black cumin seeds and antioxidant potential of its fixed and essential oil. Pak J Bot. 41: 1321-30.

7. Ayhan B. (2012) Nigella sativa L. Bitkisi Üzerine Fitoterapötik Çalışmalar. Gazi Üniversitesi Sağ. Bil. Enst. Farmakog-nozi Anabilim Dalı Fitoterapi Programı,

Ankara.

8. Gharby S, Harhar H, Guillaume D, et al. (2015) Chemical investigation of Nigel-la sativa L. seed oil produced in Moroc-co. J Saudi Soc Agric Sci. 14(2): 172-77. 9. Correa AD, Jokl L, Carlsson R. (1986)

Amino acid composition of some Ama-ranthus sp. grain proteins and of its fra-ctions. Arch Latinoam Nutr . 36: 466-76. 10. Burtis M, Bucar F. (2000) Antioxidant ac-tivity of Nigella sativa essential oil. Phy-totherapy Research. 14: 323-28.

11. Vardar D Ö, Mollahaliloğlu S, Öztaş D. (2018) Examining the effects of phytoc-hemicals used in phytotherapy on pub-lic health. J Health Sci Med. 1(4): 99-105. 12. Cheikh-Rouhou S, Besbes S et all. (2007)

Nigella sativa L. Chemical composition and physicochemical characteristics of lipid fraction. Food Chemistry.101: 673 –681.

13. Darakhshan S, Bidmeshki Pour A, Hos-seinzadeh Colagar A, Sisakhtnezhad S. (2015) Thymoquinone and its thera-peutic potentials. Pharmacol Res; 95-6: 138-58.

14. Güllü Bacak E, Avcı G. (2013) Nigella Sa-tivanın Biyoaktif Komponenti Timoki-non. Kocatepe Vet J. 6(1): 51-61. 15. Ali BH, Blunden G. (2003)

Pharmaco-logical and toxicoPharmaco-logical properties of Nigella sativa. Phytother Res. 17: 299-305.

16. Kamil ZH. (2013) Spectacular black see-ds (Nigella sativa): Medical importance

review . Med J Babylon. 10(4): 1-9. 17. Namjoo A, Sadri SM, Rafieian M, et al.

(2013) Comparing the effects of Nigella sativa extract and gentamicin in treat-ment of urinary tract infection caused by Ecoli . J Mazandaran Univ Med Sci. 22: 22-29.

18. Asal Ulus C, Sökülmez Kaya P, Taşçı B. (2018) Çörek Otu Tohumunun Kimya-sal Bileşimi ve İnsan Sağlığındaki Yeri. Samsun Sağ Bil Derg. 3(1): 25-29. 19. Jamal A, Hamza A, Omar E, Adnan A,

Osman MT. (2013) Nigella sativa Oil Has Significant Repairing Ability of Dama-ged Pancreatic Tissue Occurs in Induced Type 1 Diabetes Mellitus. Global J Phar-macol. 7:14-19.

20. İlhan A, Gurel A, Armutcu F, Kamilsi S, Iraz M. (2005) Antiepileptogenic and Antioxidant Effects of Nigella sativa oil againts pentylenetetrazol- induced kindling in mice. Neuropharmacology 49: 456-64.

21. Dündar Y. (2015) Sen Tanrı mısın? 6. Baskı Sayfa 157-272, Ankara

22. Dündar Y. (2015) Talibin Başlangıç Çiz-gisi. 1. Baskı Sayfa 220-21, Ankara 23. Dündar Y. (2016) FATİHA ile Fetih. 5.

Bas-kı Sayfa 75, Ankara

24. Güzelsoy P, Aydın S, Başaran N. (2018) Çörek Otunun (Nigella Sativa L.) Ak-tif Bileşeni Timokinonun İnsan Sağlığı Üzerine Olası Etkileri J Lit Pharm Sci. 7(2):118-35.

Referanslar

Benzer Belgeler

 Erkek Wistar albino ratlarda akut alkolün neden olduğu gastrik mukozal lezyonlara karşı TQ’nun ve NS yağının gastroprotektif etkisi olduğu ve bu etkinin kısmen onların

Bu çalýþmanýn amacý, yatarak tedavi gören psikotik bozukluk tanýlý erkek hastalarda, yasa dýþý madde kullaným bozukluðu olan ile yasa dýþý madde kul- laným bozukluðu

Tüketici ve gösterişçi bir toplum yapısında özellikle kadınlar ve çocuklar, reklâmlar ve sosyal çevre baskısıyla artık ihtiyaçları karşılamak için değil daha çok

Son yıllarda yan etkilerinin diğer tedavi seçeneklerine göre daha az olması nedeni ile propranolol hemanjiom tedavisinde sıklıkla tercih edilmektedir.. 12

We attempted to validate the feasibility of using this new 0.014-inch MRIG to catheterize the coronary arteries, guide the placement of balloon catheters into the coro- nary

In the present study, when we compared the three group (Control, Curcumin (25 mg/ kg) and Curcumin (50mg/kg)), although no signifi cant differences were determined among the

Bu sebeple 2000-2020 yılları aralığı seçilerek bu aralıkta üretilmiş olan yüksek lisans ve doktora tezleri; tezlerin yayınlandığı yıllar, tezlerin türleri,

Siyasetçilerin etkileşimden kaçınmaları, Twitter’ı yoğun olarak kendi programlarını duyurmak, partinin ya da liderin söylemini “tavandan tabana” yaymak