(2 ) 28 Haziran 1986 Cumartesi
Geçilm ez
b it köprü
S anat
baske
Türklc
• R ö p o rta j: Ar
V E S E IN E A K A R K E N
A d an a'd a büyüyen A li A tm aca, Paris'te topu topu 5 m etrekare bir odada geçen ilk günlerinde bir hayli sıkıntı çekm iş. A m a artık , oda belirli bir noktayı aşmış ressam larım ızdan. Sıkıntık günlerin yorgunluğunu, Seinc N eh ri kıyısında atm ak, en özel zevklerinden biri...
f I ir a t arabası, küçük bir sebze bahçesi ile
hayat kargası yeren a t tutkunu bir baba-
J
U
nın re de kilimler dokuyan bir ananın
oğlu A li Atmaca, Paris'e 35 yaşında geldiğinde,
“Çok mü~geç YaTdını. . . " diye sorardı kendine.
U A V A T I M
İ ^ İ M n C M A t m a c a , ta b lo la r ın d an M T M i m l y i n U C N
g ü n lü k h a y a tı y a n sıtıyor.Bu arada Paris'te yaşasa da, yine ülkem izin atlı karıncalarım , bayram yerlerini, Çukurova'da pamuk topla yan ırgatları tuvale dökm ekten de bir başka zevk abyor...O C U K L U - Ğ U M D A. ana mın dokuduğu kilimlere bakar dururdum . Renk renk, bi çim biçim... Sanırım, beni re sim yapmaya ilen ilk etken bu oldu. Bir de babam atları pek severdi. Tay alır, yetiştirirdi. Ama şansına, tam 4 atını sırayla çaldılar. Çalan yakala namaz, bilinemez. Çaresiz ba bam, ağlardı hırsından. Y e mekten içmekten kesilirdi. Gözü gibi sevdiği atlarının, çalınmasına çok üzülürdü. A t larımızın gitmesi benim de çok gücüme giderdi. “ B ir şevler yap m a k ” zorunday dım. Lisedeyken 1500 sayfa bir roman yazdım. “ A tla r da Çakndı” adıyla. Sonraları Y a şar Kem al gördü. Çok sevdi. Y e n i O r t a m G a z e te s i’ ne önerdi Ama benim romanın sadece iki tefrikası yayınlana bildi. çünkü Yeni Ortam ka pandı gitti. Lisede habire at larımızın resimlerini yapar dım . Öcümüzün alınm ası gerekiyordu. Ben de ezilmişli ğimizin öcünü çalman atları m ızın resim lerini yaparak alabilirdim..."
1947'de Maraş'ta doğan, sonra ailesiyle Adana'ya göç eden bir at arabası, bir de küçük bir sebze bahçesiyle hayat kavgası veren bu at tut kunu babanın oğlu, şimdilerde kilimlerden ve atlardan uzak. P a ris'le yeni bir kavganın
H
ü r r i ı j e t
28 Haziran Cumartesi
ÇALIŞAN HANIMLAR İÇİN
Yıl 20 0 1... Ve Sanat
Güneşi
B
İRİNCİ Kanal'da son kezyayıhlanacak plan ve ekim ayından itibaren ikinci Kanaf- da ekrana gelecek olan programın bu bölümünde, aile üyelerinin 2001 yılındaki hali görüntüleniyor. Zeki Müren'in
“Aşkın Kurbanıyım” ve Mus tafa Topaloğlu'nun “Muallim”
adlı parçaları seslendirdikleri programın İkili İlişkiler ve Ya
şama Sevinci adlı bölümlerin
de izlediğimiz Zafer Ergin, De
niz Gökçer, Nisa Serezli ve Tolga Aşkıner de 2001 yılında
ki görünümleriyle ekrana geliyor.
TELEVİZYONDA
SİNEMA
Zeki MürenGünün
Programı
10.00 AÇILIŞ 10.01 ÇOCUKLAR İÇİN 12.35 BELGESEL 13.15 DIS KAYNAKLI MÜZİK 13.30 NÜTUK'TAN 14.00 HABERLER 14.10 ÇALIŞAN HANIMLAR İÇİN 15.36 KARA ŞİMŞEK 16.22 TÜRK HALK MÜZİĞİ TOPLU PROGRAMI 16.47 MAVİ DERİNLİĞİN SIRLARI 17.10 RED KİT 17.34 DIŞ KAYNAKLI MÜZİK 18.20 TV'DE SİNEMA 19.45 AVRUPA OKÇULUK ŞAMPİYONASI 20.00 FUAT KÖPRÜLÜ ÖZEL PROGRAMI 20.30 HABERLER VE HAVA DURUMU 21.00 FRANSA - BELÇİKA ÜÇÜNCÜLÜK KARŞILAŞ MASININ NAKLEN YÂYINI 23.00 STÜDYO İSTANBUL 23.50 HABERLER 24.00 KAPANIŞTRT-1
S e ç m e l e r
T.R. Baskin
Yönetmen : Herbert Ross Oynayanlar: Candice Ber gen, Peter Boyle. James Caan. Marcia Rodd, Erin O'Reilly, Howard Platt. Yapım yılı: 1971 Süresi: 90 dakika
T.R., küçük bir taşra
kentinde yetişen hayalpe rest bir kızdır. Bir gün para kazanıp zengin olmak ve üne kavuşarak herkese adı nı duyurmak amacıyla Chi cago'ya gider. Gittiği bir ka- fede Larry adlı gençle tanışır. Genç kızın tüm ya şantısı değişir ve kısa bir süre sonra karşısına çıkan sorunları tek başına çözme ye çalışır.
05.05 Ezgi Kervanı, 06.30 Günaydın, 09.05 Çocuğun Dün yası, 10.05 Yurttan Sesler, 11.05 Hafta Sonu, 13.15 Müzik, 15.05 Hafif Müzik, 17.05 Gençlik, 17.25 Dilek Kutusu, 19.30 Çeşitli Müzik, 20.40 Türkçe Sözlü Hafif Müzik, 21.05 Yeni Sesler, 21.30 Beraber ve Solo Şarkılar, 22.00 Plak Albümlerinden, 23. 15 Cumartesiden Pazar'a.
TRT-2
07.02 Solistlerden Seçmeler, 08.30 Sabah Konseri. 09.45 Türkçe Sözlü Hafif Müzik, 11.15 Erkekler Topluluğu, 11.45 TRT Gençlik Koroları. 12.30 Solistler Geçidi, 14.00 Sanat Dergisi, 16.40 Senfonik Müzik, 18.30 Yegâh Faslı, 20.20 Çeşitli Müzik, 21.00 Radyo Tiyatrosu (İzmir Hikâye leri), 22.30 Bir Roman / Bir Hikâye.
TRT-3
07.02 Hafif Müzik, 07.30 Sabah Konseri, 08.00 Sabah İçin Müzik, 09.12 Cumartesi Pop, 10.00 Dört Mevsimden, 11.00 Albümlerden Seçtiklerimiz, 12.12 Cumartesi Disko teği, 13.00 Müzik Köşesi, 13.45 Melodiler Geçidi, 15.00 Müzik Bahçesinden, 16.00 Mitoloji ve Müzik, 18.00 Her Cumartesi, 19.20 Gençlik koroları, 20.00 Gramofon, 21.00 Günümüzde Caz, 24.00 Gece ve Müzik.
içinde... A tm a c a 'v a kulak verelim:
“ C e y h a n L is e s i'n d e n sonra ver elini İstanbul...” Tüm yağlı boya resimlerini portakal sandıklarına yükle yip gurbetin yollarına düşen Atmaca. İstanbul Beyoğlu Şe hir Galerisi'nde 1970'te açtığı ilk sergisinde beklemediği öl çüde ilgi çekince, artık yolunu çiziyordu.
“ Akadem ide m isafir ö ğ renci olarak Bedri Rahmi ve N eşet Günal hocalarla ça lış tım . K a r ta l S era m ik Fabrikası ve Eczacıbaşı Se ra m ik A tö ly e s i'n d e 2 y ıl sözleşmeli olarak seram ik çakştım ” diye çıraklık döne mini anlatan Almaca, resim a- lanında en ilginç tecrübeyi Cerrahpaşa T ıp Faküllesi'nde | yaşadığını belirliyor: “ Fakül tenin Anatom i kürsüsünde 4 y ıl boyunca anatom i res samlığı yaptım. İnsan vücu dunun, kesitlerinin binlerce resmini çizdim . Bunun da desenimin gelişmesinde bü yük katkısı oldu ."
Am a resim “ a y r ı b ir o la y...” Picasso'nun tüm dö nemlerinden de çok etkilendi ğini saklamayan A tm aca, ka lıplara bağlı kalmanın yararı olmadığına inanıyor. “ Ç ukur ova'da pamuk toplayanlar denilince, ille kızgın güneş ve sapsarı ren kler m i g e rek? Bence, Çukurova gece sinde pamuk toplayanlar da ç iz ilm e li. M a v ile r , la c i vertler içinde. Üstelik ben pamuk da topladım . İnsa nın karnı şişerdi kovayla su içince kana k an a ...”
İ K İ SEÇ ENEK
İ
S T A N B U L Marmara Eta- p'ın sergi salonunda da 1981'de bir sergi açan A t m aca, kendini artık “ Paris m acerası"na hazır hissetmek tedir. Paris'e gelince de. “ A - caba çok mu geç kaldım, yaş 35” diye sorar kendi ken dine. "Ö nüm de iki seçenek vardı: Ya her şeye yeniden başlayacak ya da ülkeme dönüp kaldığım veıden de va m e d e c e k tim . B en sil baştanı seçtim. Ö ğrencilik ve çırakkk dönem im yeni den başladı...”Son 1 yıldır artık resimle y a şa y a b ild iğ in i kendine kanıtlayan A tm aca, Paris'te başta zor günler geçirmiş oldu ğunu saklamıyor: “ K arım la b irlik te , 4 m e tre k a re bir odada tam 1,5 yıl yaşadık. Resim yaptıktan sonra b o y an ın ku ru m a sın ı b e k le m ek için asacak yer yoktu. A m a kesinlikle resim yapa caktım . A ç da, susuz da kalsam .”
G e ld iğ in izd en memnun musunuz? Atmaca, bu soru muza şu ceva bı v e riy o r: “ Evet. Gelişm ek, daha iyi bir şeyler yapabilmek, res m e resm in kendine inan m ak isterdim hep. Bu o r ta mı buldum. Bir de burada sanata sansür yok.
SERGİ H A Z IR L IĞ I
E
V E T , A tm a c a 'y a göre. “ Paris, geçilm esi zor bir k ö p r ü ". Kolay değil, ama gene de Türk sanatçılarının bu sihirli kente gelmelerinde büyük yarar görüyor.Resim çalışmaktan, 1974'le evlendiği Fen Fakültesi mezu nu Tülin Hanım’la çocuk sahi bi olmaya fırsat bulamadıkla rım gülerek söyleyen A tm aca, önümüzdeki kasım ayında An kara'da Galeri Nev'de açaca ğı serginin hazırlıklarını sür dürüyor. Gelecek yılın martın da da Paris'te bir başka sergi onu bekliyor.
Y A R IN :SA N A TÇ I B İR Ç İF T
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi